Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Var olan her şeye, deneyle, duyularımla algıladığım her şeye inanıyorum. Ama yukarda dediğin "belki" ye inanmıyorum. "Zan" lara inanmıyorum.

 

Kanıtı sunacak sensin çünkü sen iddialısın. Benim "fotoğraf gibi var oldu" diye bir iddiam yok.

 

Ruh'a da inanmıyorum çünkü ispatlı değil.

 

Ayrıca düşünüyorum ve düşündükçe de anlıyorum teşekkür ederim.

 

Yani siz dünyanın oluşumunu deneyle kanıtladınızmı?kanıtlanana kadar Dünyanın oluşumuna üzerinde yaşadığın şeyin varlığınada inanmıyacaksınız değilmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yani siz dünyanın oluşumunu deneyle kanıtladınızmı?kanıtlanana kadar Dünyanın oluşumuna üzerinde yaşadığın şeyin varlığınada inanmıyacaksınız değilmi?

 

Dünyanın nasıl oluşumunu kanıtlamaya çalışan binlerce bilim adamı var. Deneylerle ve ve bilimsel ilkelere dayanarak hipotez oluşturmuşlar. Sürekli de araştırıyorlar.

 

Benim inanmadığım ise binlerce yıl evvelki zanlarla dünyanın oluşumuna ait hikayeler masallar. "Ol dedik oldu" masalları.

 

Bu konuda masalcı zihniyetin onlarca ayrı masalı var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyanın nasıl oluşumunu kanıtlamaya çalışan binlerce bilim adamı var. Deneylerle ve ve bilimsel ilkelere dayanarak hipotez oluşturmuşlar. Sürekli de araştırıyorlar.

 

Benim inanmadığım ise binlerce yıl evvelki zanlarla dünyanın oluşumuna ait hikayeler masallar. "Ol dedik oldu" masalları.

 

Bu konuda masalcı zihniyetin onlarca ayrı masalı var.

 

 

Hiç bir şey masal değil. İslam dini tamamen bilimsel gerçeklere dayanır savunduğu hiç bir şey hikaye değil fizksel

gerçeklere dayanır. "Ben ol dersem olur" u açıklamak gerekirse o büyüklüğü o şanı o yüceliği kavramak için söylenen

Allahın büyüklüğünü gösteren bir söz. Bizim bu evren dediğimiz şeyden belki milyarlarca daha başka evrenler var bakın gezegen demiyorum

evren diyorum. Bunların ilki ilk kodu ilk tasarımı nasıl yapılmıştır? Hangi bilimsel gerçekle bunu bulacaksın? Anlıyamazsın senin gördüğün boyut

bulabildiğin fizik kuralları bu evren / zaman / dünya boyutunda 3. boyutan başka ne algılıyabiliyorsun. Bu kuramlar kurallar daha çok gelişecek

daha çok şarşıracak insanoğlu bunlar Allahın büyüklüğünü gösterecek o zaman inanan daha çok olacak şu anda bile görünen gerçekler Allahı gösteriyor

her insan Allahın büyüklüğünün bir aynası ki evren resmen Allahın varlığına net bir delil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hiç bir şey masal değil. İslam dini tamamen bilimsel gerçeklere dayanır savunduğu hiç bir şey hikaye değil fizksel

gerçeklere dayanır. "Ben ol dersem olur" u açıklamak gerekirse o büyüklüğü o şanı o yüceliği kavramak için söylenen

Allahın büyüklüğünü gösteren bir söz. Bizim bu evren dediğimiz şeyden belki milyarlarca daha başka evrenler var bakın gezegen demiyorum

evren diyorum. Bunların ilki ilk kodu ilk tasarımı nasıl yapılmıştır? Hangi bilimsel gerçekle bunu bulacaksın? Anlıyamazsın senin gördüğün boyut

bulabildiğin fizik kuralları bu evren / zaman / dünya boyutunda 3. boyutan başka ne algılıyabiliyorsun. Bu kuramlar kurallar daha çok gelişecek

daha çok şarşıracak insanoğlu bunlar Allahın büyüklüğünü gösterecek o zaman inanan daha çok olacak şu anda bile görünen gerçekler Allahı gösteriyor

her insan Allahın büyüklüğünün bir aynası ki evren resmen Allahın varlığına net bir delil.

 

Tamamen bilimsel, fiziksel dedinde bende gerçekten bilimden bahsedilecek sandım.

Ama görüyorum ki yine ajitasyon, yine kurgu.

 

Büyüktür, şanı yücedir, gerçekler Allahı gösteriyor falan. Bunları bilim/fizik kitaplarındanmı yoksa HY'dan mı okudun?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tamamen bilimsel, fiziksel dedinde bende gerçekten bilimden bahsedilecek sandım.

Ama görüyorum ki yine ajitasyon, yine kurgu.

 

Büyüktür, şanı yücedir, gerçekler Allahı gösteriyor falan. Bunları fizik kitaplarındanmı yoksa HY'dan mı okudun?

 

Yok bunları bir yerden okumadım kendi hür iradem ile şimdik söyledim. bilimsel ne gibi bir gerçek bekliyorsun? Sana şimdik desem ki evren

şudur formulu budur efendime söyliim dünya şöyle döner formülü budur yerçekimi şöyle oluşur filan ve bunlarıda kuran ı kerimden öğrendim

diyip şu sayfada yazıyor bak dene göreceksin aha deneyinide yaptım burda desem sorgusuz sualsiz iman etmek zorunda kalırsın. Nerde kaldı

o zaman bunun imtihan boyutu? Dünya aklının alamıyacağı kadar büyük bir imtihan dır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yok bunları bir yerden okumadım kendi hür iradem ile şimdik söyledim. bilimsel ne gibi bir gerçek bekliyorsun? Sana şimdik desem ki evren

şudur formulu budur efendime söyliim dünya şöyle döner formülü budur yerçekimi şöyle oluşur filan ve bunlarıda kuran ı kerimden öğrendim

diyip şu sayfada yazıyor bak dene göreceksin aha deneyinide yaptım burda desem sorgusuz sualsiz iman etmek zorunda kalırsın. Nerde kaldı

o zaman bunun imtihan boyutu? Dünya aklının alamıyacağı kadar büyük bir imtihan dır.

 

Yani herşey karanlık, muğlak, ve gayb olacak. Açık ve netlik olmayacak. Açık ve netlik olmayacağı içinde her söylenilene inanacağız öylemi. Yok öyle.

 

Senin söylediğin şuna benziyor aynen. Bir dersanede öğretmen net ve açık anlatmıyor. Bu tavrı ile de öğrenciyi imtahana tutuyor. Saçma değilmi sence?

 

İmtihan bir gereksinmedir. Birey topluma yararlı olsun diye yetiştirilir ve yetişmişmi diyede imtihana tabi tutulur. Allahın ne gereksinmesi var imtihana. Sence varmı? Hani hiç birşeye ihtiyacı olmazdı?

 

Veya imtihan edebilmek içinmi yaratmış insanları, yoksa yalnız kalmamak içinmi? Vereceğin cevabı ben biliyorum. "Biz onun işine karışamayız." Evet Muhammedte öyle söylemiş 1400 yıl önce. Halende söyleniyor.

 

Diyelimki insanları yalnız kalmamak için yaratmış. Peki milyonlarca ışık yılı uzaktaki bilmem ne yıldızını neden yaratmış? Onu da bilemezsin elbet. Kendisi bilir.

 

Bunları bildirmiyor. Ama şunları bildirmektende hiç sakınmıyor. Dört kadın alacaksın. Kadınlara yarım pay vereceksin. Cariyeleri sıraya dizebilirsin. Köleler efendinize tabi olun. Kabeyi tavaf edinki paralar arap'a aksın daha neler neler.

 

Gaye, Arap kültür emperyalizmi.

 

Benden şimdilik bu kadar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yani herşey karanlık, muğlak, ve gayb olacak. Açık ve netlik olmayacak. Açık ve netlik olmayacağı içinde her söylenilene inanacağız öylemi. Yok öyle.

 

Senin söylediğin şuna benziyor aynen. Bir dersanede öğretmen net ve açık anlatmıyor. Bu tavrı ile de öğrenciyi imtahana tutuyor. Saçma değilmi sence?

 

İmtihan bir gereksinmedir. Birey topluma yararlı olsun diye yetiştirilir ve yetişmişmi diyede imtihana tabi tutulur. Allahın ne gereksinmesi var imtihana. Sence varmı? Hani hiç birşeye ihtiyacı olmazdı?

 

Veya imtihan edebilmek içinmi yaratmış insanları, yoksa yalnız kalmamak içinmi? Vereceğin cevabı ben biliyorum. "Biz onun işine karışamayız." Evet Muhammedte öyle söylemiş 1400 yıl önce. Halende söyleniyor.

 

Diyelimki insanları yalnız kalmamak için yaratmış. Peki milyonlarca ışık yılı uzaktaki bilmem ne yıldızını neden yaratmış? Onu da bilemezsin elbet. Kendisi bilir.

 

Bunları bildirmiyor. Ama şunları bildirmektende hiç sakınmıyor. Dört kadın alacaksın. Kadınlara yarım pay vereceksin. Cariyeleri sıraya dizebilirsin. Köleler efendinize tabi olun. Kabeyi tavaf edinki paralar arap'a aksın daha neler neler.

 

Gaye, Arap kültür emperyalizmi.

 

Benden şimdilik bu kadar.

 

O zamanın toplumunun sosyal düzeni ancak o kurallar ile düzenlenebiliyordu. Ayrıca o senin söylediğin kurallar kesinlikle tam anlamıyla öyle değil, şartları ve durumları var.

 

Allah bize sınav öncesi herşeyi gösteriyor ve sonucu bulmamızı istiyor. Senin verdiğin örnekte hoca göstermiyor ki imtihan etsin. Senin verdiğin örneğe göre bakılırsa Hoca önce anlatmalı sonrasında sınavda o anlatlıklarından cevabı bulunabilecek sorular sormalı. İşte Allah tam da böyle yapıyor. Ama verdiği bilgilerden bazı sonuçlara kendin ulaşman gerekiyor sınavda hangi hoca soruların cevaplarını tahtaya yazar?

 

Peki Allah insanları neden yaratmış? İnsanları kendisine ibadet etsinler diye yartmış (Kuran da yazıyor)

Peki Allah'ın insanlara ihtiyacı varmı? Bu noktada bazı din alimleri okusa belki beni tefe tutar ama insanca kendi düşüncemi söylemem gerekirse

"Allah keşfedilmemiş bir hazine idi keşfedilmek istendi." bu cümleyi düşündüğün zaman neden yaratıldığımızı neden imtihanda olduğumuzu hepsini anlayabilirsin.

HZ. Muhammed (SAV) da hiçbir zaman Allah istediğini yapar siz ona karışamazsınız dememiştir demez tam aksine araştırıp öğrenmemizi istemiştir.

 

Milyarlarca ışık yılı ötedeki yıldızı neden yarattığını elbette öğreneceksin sadece teknolojinin gelişmesi lazım. Sema da yaşayan bir çok Nurani , Ruhani melaike mevcuttur sen de uzaylı uzay dediğimiz evrende yaşam vardır. Onlar için yaratmıştır. Onlar düzen koruyabilmek için çalışan varlıklardır. Sen zannediyormusun ki bu evren kendi kendine haereket ediyor. Her şeyden sorumlu bir melaike vardır ve semada yaşamaktadırlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlayamadığın bir şeyin varlığına nasıl inanıyorsun ki bende bunu anlamıyorum. Kimiside diyor ki işte insanların idrakı o Allahı anlamaya yetmezmiş, desenize bende bilmiyorum! Eğer benim aklım onu anlamaya yetmiyorsa anlamamış olmaktan nasıl sorumlu tutuluyorum bu da ayrı bir çelişki tabi. O terazi bu sıkleti çekmiyosa niye bu yüzden beni yakıyo ki cehennemde? Uydurulmuş ama eksik bırakılmış açıkçası anladınız mı?

 

Müslüman gayba (Allah, Ahiret v.b.) iman edendir, sen ise Müslüman olmadığın için gayba iman etmiyorsun yada gayba iman etmediğin için Müslüman değilsin, hala ne aklından bahsediyorsun ? Sorumlu tutulduğun şey Kur'an'a iman etmemendir yoksa anlamadığın bir şeye değil.. Sen anlamadığın için değil inanmadığın için sorumlusun...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 hafta sonra...
benim orda yazdıım şey kötü bir kelime deildi öncelikle onu söyleyeyim.....

 

bakteriler de ezegenimizde oluşan koşullar nedeniyle ortaya çıkar ki günümüzde bilim adamları bakteri üretebiliyorlar.........

 

tıpkı bakterilere karşı ilaçlar ürettikleri gibi..........

 

o zaman bu ilaçları kullanmak allah a karşı gelmek mi oluyor?

 

sana gore allah yokki neye karsi geliorsun? Ruzgar'a mi ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Karşılıklı yazılmış birbirine üstten bakan, hoş olmayan pek çok yorum var. İki tarafında tartışmada sinirlenmeden, sabırla ve ne kadar dayanılmaz olursa olsun karşı tarafa saygıyla cevap vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Ben tanrı, mekan ve zaman kavramını aşağıdaki gibi düşünüyorum:

Yaratmanın birkaç şekli vardır ve Oluşumdan farklıdır. Zaten ana tartışma konularından birisi evrenin oluştuğu mu, yoksa yaratıldığı mıdır. Dindarlar yaratıldığına, dinsizler ise oluştuğuna inanırlar.

Bilimin durduğu nokta:

Şu anda teori ve ölçümlerimizle anlayamadığımız bir nedenden dolayı Big Bang patlaması oluşmuş ve Stephen Weinberg'in anlattığı şekilde birleşik tek kuvvetten önce gravitasyon kuvveti ayrılmış, daha sonra fotonlar, kuarklar, proton ve nötron ve elektronlar oluşmuş, güçlü çekirdek kuvveti, elektomanyetik kuvvetler ve bu sayede Hidrojen atomları oluşmuştur. Bu atomlar kısa bir süre sonra Helyuma dönüşerek enerji yaymaya başlamış bundan yıldızlar doğmuş ve Bizmut'a kadar olan bütün elementler yıldızın büyüklüğüne göre basınç altındaki merkezlerinde üretilip bu yıldızların ölümden önce patlaması olan süpernova patlamaları ile tüm evrene dağılmıştır. Uzaydaki bu artıkların sıkışmasından oluşan yeni güneş sistemlerinde bütün bu elementlerin uygun sıcaklıklarda birleşmesi sayesinde, Karbon bileşikleri anlamına gelen organik maddeler oluşmuştur. Bunlar ilk atmosfer şartlarıyla proteinleri, aminoasitleri (Miller-Urey deneyi) ve nükleik asitleri meydana getirmiş, bir kaç nükleik asitin bir araya gelmesiyle oluşan ilk RNA (Ribonükleik asit) nın fosfolipid bir membranla çevrelenmesiyle ilk virüs(cansızdır ama bir bakteri veya akyuvar gibi bir hücre onu yutarsa virüs üretmeye başlar) oluşur. Ricketsia denen ilk canlı cansız arası ara hücre virüse bazı özelliklerin eklenmesiyle oluşur. Bunlardan ise tam anlamıyla ilk canlılar olan bakteriler oluşur. Bu üçünün ortak özelliği zarla dış çevreden bağımsız olmaları ve DNA içermeleridir. DNA yapısı, genom projesiyle tüm dünya ülkelerinin ortak çalışmasıyla aydınlatılmıştır. Evrim teorisine gelince ilk canlıdan bu yana yaklaşık 4 milyar yıl geçmiştir. Üremede DNAmız ufak hatalarla çocuklarımıza geçer ve özelliklerini belirler. Bazı canlılar sadece kendini ikiye bölüp Dolly de olduğu gibi DNA'sını kopyalarlar ve tam eşi bir çocuğa sahip olurlar. Ebeveynlerden üreyen canlılarda ise DNAnın yarısı anne yarısı babadandır ve bunların bir kısmı radyasyon gibi sebeplerle ikisine de ait değildir ve yenidir. Yeni bireyin geleceğini belirleyen bu yeni bir kaç gendir. Örneğin bu bireyin yaşamasına müsade etmeyen bir hastalık geniyse bu birey fazla yaşayamaz yada daha başta düşük olarak atılır. Daha az öneme haiz hasarlar ise yaşam sürer ama hayatlarını olumsuzluklarla geçirirler. Eğer bu faydalı bir değişim ise daha iyi bir hayat sürerler. Bazı genetik değişimler belli dış şartlarda iyi iken bazı şartlarda kötüdür. Ama netice değişmez diyelim iki çocuğunuz olsun. Birisi daha zeki ama kısır olsun, diğeri düşük zekalı olsun. Zeki olan kısır olduğundan soyu tükenir ve DNA'sı kaybolup giderken, zekası düşük olan eş bulma şansı az bile olsa ihtimal dahilinde soyunu sürdürebilir. Ama zeki olan kısır eğer olmasaydı soyunun devamı olasılığı düşük zekalı kardeşinden çok olurdu. Neticede iyi olan genin yaşam ve üreme ve soyunu sürdürme şansı daha çoktur(Hele ki zorlu tarih öncesi şartlarda). Buna doğal seleksiyon denir ve iyi olan daha çok gen aktarabilir. Bugünde bu evrimi pek çok alanda hala görmekteyiz. Darwin bunu söylemiş ve deneylerle ispat etmiştir(Lamarck'ın yanlış söylemleri ile karıştırılıp gereksiz eleştiriler alsa da). Mendel ise bunları bezelyelerle ispatlamıştır.

Bazı sahteciler haricinde paleontolojik kanıtlarda evrimi destekler. Konu çok ama çok uzun aslında ama bu kısaca özeti...

Bu konudaki tartışmalar:

1-Evrim yoktur: Bunu söylemek hakikaten anlamsızdır hergün önümüzde gerçekleşir. Çocuğunuzda dahi mutasyon sonucu farklı oluşmuş genler vardır. Ama soru evrime müdahele var mıdır olsa, anlam kazanabilir ve araştırılabilir. Mutasyona yol açan radyasyon (enerji parçacıkları) nereden gelir. Zira biz bile bugün istediğimiz mutasyonları bilim sayesinde yaratabiliyoruz. Eğer tanrısal müdahele varsa bu noktada olmalıdır. Gelen ışın demetinin nereden kaynaklandığını çoğunlukla ispat edemeyiz çünkü.

2-Evrim olsa bile insan gibi organize bir varlık oluşma olasılığı yok denecek azdır: Yanlış DNA iyi özellikleri ileriye taşıdığından, uzayda hiç bir insanın gitmediği kumsalda bulunan kol saatine rastlama olasılığı ile aynı değildir. Saptırılmış olasılık hesaplarını saymazsak, dünyaya benzer ve yıldızından aldığı enerji miktarı yaklaşık gezegenlerde hatırı sayılır bir canlılık olasılığı hesaplanmıştır. Şu anda dünyaya benzer gezegenler küçük ve çok uzakta olduğundan araştırılması zordur ve her gün daha güçlü teleskoplar yörüngeye oturtulup araştırılmaktadır. Başka yıldızların etrafında şimdiden 1-2 dünya benzeri gezegen bulunmuş ve incelenmeye başlanmıştır. Burada dindarların hatası evrimi reddetmeleridir. Oysa anlayış şu olmalıdır. Evrim tanrı eliyle mi başlamış bir programın sonucudur ve zaman zaman müdahele söz konusu mudur. Örneğin türler arası geçişe ait ara fosillerin bulunmasında sıkıntı vardır. Bu da evrimde müdahelesel atlamaları akla getirmektedir. Evrim tam da dindarların savunduğu şeyle örtüşür ve dış müdaheleye açık bir programlama tekniğidir.

3-Big Bang kendiliğinden mi oluşmuştur: Yaklaşık 15 milyar yıl önce olduğu hesaplanmış olan Big Bang'in ilk mikrosaniyelerine yaklaştıkça tüm fizik kanunları alt üst olmakta ve belirsizleşmektedir. Bu yüzden önceki durumlarını tespit etmek imkansızlaşmakta ve tahminden öteye gidememektedir. İlk patlamayla birlikte zamanın başladığı düşünülür. Çünkü öncesinde cisimleri hareket ettirecek kuvvetler ve hareket edecek madde daha oluşmamıştır. Zaman ise hareketin ve maddenin olmadığı yerde yoktur. Fakat zaman sadece kesintiye uğramış olabilir. Bugün CERN gibi atom altı parçacık hızlandırıcılarında yaptığımıza benzer evrendeki serbest bir parçacıkla çarpışma da Big Bang'a yol açmış olabilir. O taktirde, zaman geriye doğru devam etmektedir ve evren zannettiğimizin çok ama çok üstünde boyutlara sahiptir ve gözleyemiyoruzdur. Zamanın sonu ise enerjinin eşitlenmesiyle yani entropinin maximum olmasıyla değildir. Evrendeki tüm enerji alışverişi bitse dahi (evrenin içine çökmeyeceği ve sürekli balon gibi şişerek genişleyeceği hesaplanmıştır) atalet sebebiyle hareket sürecek ve uzaya dağılan parçalar ilk hızlarını sonsuza dek koruyacaktır. Zamanın sonu gözükmemektedir. Zamanla ilgili bir diğer konu Einstein'e göre ışık hızına yaklaştıkça zamanın yavaşlayacağı ve ışık hızında duracağıdır. Işık hızının %95'i bir hızda 10 yıl uzayda yolculuk yapan biri döndüğünde ikizinin 50 yıl yaşlandığını görür. Aralarında 40 yıl fark oluşur. Yani bir fotonun üzerinde giderseniz zaman yoktur(E=mc2). Ayrıca zaman uzayda mekanla birlikte güçlü gravitasyon alanlarında bükülmektedir. Ayrıca sanal bir evren hesaplanmış ve olabileceği kanıtlanmıştır ki adına Hızlı ya da Takyonik evren denir, burada hızlar ışık hızının üstündedir. Burada cismin aynı anda iki farklı noktada olması durum vardır ve çok kafa yorulacak ilginç bir konudur. Bundan başka Einstein-Rosen solucan delikleri ile evrenimize Kara Delik-Ak Delik vasıtasıyla bağlı Anti madde evreni de hesaplanmıştır. Solucan delikleri ile evrenler arası seyahatte zaman durmaktadır. Zamandaki yavaşlamanın sebebi madde kütlesinin sonsuza gitmesi ve moleküller arası bağların uzaklaşması yapısını koruyan sistemin kol saati dahil yavaşlamasıdır. Demin bahsettiğimiz Entropi yani Düzensizlik teorisi vardır. Buna göre evrende farklı olan tüm enerji farklılıkları bir gün eşitlenir ve sürekli enerji fazla olandan az olna aktarılır.Örneğin Penzias-Wilson'a göre Kozmik Mikrodalga Işınımı tespit edilmiş ve buradan evrenin sıcaklığı - 270 derece hesaplanmıştır (-273 ulaşabilecek son sıcaklıktır ve hiç bir şey daha soğuk olamaz çünkü verecek enerjisi kalmaz). Hubble'ın bulduğu galaksilerdeki kızıla kayma ile evrenin sürekli genişlediği ve tüm galaksilerin birbirinden hızla uzaklaştığı hesaplanmıştır. Bu veriden geri giderek Big Bang zamanı ve ilk sıcaklık bulunmuştur. Enerji eşitlendikçe (Entropiye göre) enerji farkı azalmakta bunula beraber düzensizlik artmaktadır. Bu değişim durduğunda ise enerji farkı kalmayacak enerji değişiminin olmadığı yerde de iş yapılamayacak ve her tür düzenlilik sona erecektir. Geriye bakışla evrenin enerji farkının ve düzenin en fazla olduğu durum ise Big Bang anıdır. Tüm enerji çok sıkışık bir bölgede toplanmış haldedir ve bu patlamdaki oluşan zerrelerin birindeki oynama durumunda dahi ne bugünkü yaşam ne de yıldızlar oluşamayacaktır. Bu an en mükemmel düzenin olduğu andır. Her şey DNA daki gibi programlıdır, Zigot gibi ilk bilgiyi barındırır ve bu evrenin kaderini bu ilk an belirler, her şey bu ana göre gelişir. Evren embriyo gibi kaçınılmaz sonuna olan yolculuğuna başlar.

Bunu şuna benzetebiliriz. Şu an gerçek anlamında her anına hakim yaratıcılığa dünyada en yakın örnek Bilgisayar Programcılığı (hatta Binary programlama) dır. Burada Var (1) ve Yok(0) kullanır ve sıraya dizeriz (DNA da programdır A-T, T-A, S-G ve G-S olmak üzere 4 ana komuta bağlıdır). Elektrik akımının bu yolu sırayla izlemesi ile bir takım işler programlarız. Burada önce programı Editörde hazırlar ve kaydederiz (Levh gibi). Programın her anını ve tüm olasılıkları çok iyi hesaplamalıyız ki yoksa program çalışmaz. Hazır olduğunda bir tuşa (RUN) basar ve çalıştırırız (KÜHN-OL gibi). Yarattığımız evren bir anda oluşur ve bu evrende zaman çalışmaya başlar. Diyelim ki bu bir oyun programı olsun. SIMS oyununu duyan vardır. Burada sanal bir çevrede sanal insanların yaşar. Bunlar normal hayatta gibidir. Evrenleri geniş bir data bloğudur. Biz ise monitörden istediğimiz bölümü görebilir yaklaşabilir ve klavye ve mouse yardımı ile istediğimiz anda müdahelelerde bulunabiliriz. Bu müdaheleler karekterler ve evrenleri için anlaşılmaz fakat uyulması zorunludur. Biz programcı veya kullanıcıyı tam olarak anlamaları mümkün değildir. Bu karekterlerin her biri yapay zekaya sahiptir ve çevrelerini öğrenirler, tercihlerde bulunur bunlardan ders alır, haberleşirler, ürerler, iş ararlar acıkırlar kısacası insana dair ne varsa biraz daha kısıtlı da olsa yaparlar. Bizim müdahelelerimiz ise bu karekterler içinde birden bire oluşur ve kendi kararlarını verdiklerini düşünürler. Burada Programcı (Bu oyun programının tanrısı) temel prensiplerini ve oyunun kurallarını tasarlamış ve bunun sonunun ne olacağını merakla beklemeye başlamıştır. Oyuna kurallar koyabilir, yarıda değiştirebilir ama bütün değişimleri ve ayrıntıları incelemez. Problem oluşan yerlere müdahele eder. İsterse tüm olasılıkları hesaplayabilir elbet ama bu çok zaman alır ve de gereksizdir. Burada bunu deney yoluyla gözlemlemektedir zaten. Program kurulan formüllerle çalışır. Örneğin 1 den n sayısına kadar olan tüm sayı toplamını bulmak için birer birer sayıları toplamasına gerek yoktur ve n x ( n + 1 )'i, 2'ye bölerse sonuca ulaşır. Program çalışırken sürekli izlemesi de gereksizdir. Zaman zaman durumu takip edebilir. Bu sanal canlılardan birine oyunun temel kurallarını anlayabileceği ölçüde anlatarak bu evrendekilere yaydırtarak bulundukları duruma dair ufak ipuçları verebilir (peygamber ve kutsal kitap gibi). Zaman içinde bu karekterlerden bazıları bu tuhaflıklar vasıtası ve öğrenme yetenekleri ile ipuçlarını birleştirir ve bunun sebebini araştırır. İpuçları ve tuhaflıklar arasında bağlantı kurdukça bir programcı olduğundan ve müdaheleden şüphelenirler. Ama onun kendilerine göre sanal evrenini asla anlayamaz ve kendi yaşamlarını BREAK tuşuna basarak bir anda sonlandırabilecek bu kişiden korkarlar, onun ipuçlar ve taleplerine uygun hareket ederek kızdırmamaya çalışırlar. Çünkü komutlar açıkça talepleri göstermektedir ve buna uymazsanız bu üstün varlığın da bundan sıkılabileceği her şeyi bitirebileceği, köklü bir değişiklik yapabileceği ve kurallara uymayan karekterleri programdan silebileceğini hissedeler. Bir kısım karekter bu durumu anlayamayacaktır. Burada ilginç olan aslında tüm bu oyun evreninin programı gereği bir kaderi olduğu ama bu kaderin programcı tarafından değiştirilebileceğidir. Ama programcı kaderle fazla ilgilenmemektedir. Her karekter için belirlediği kuralların nasıl sonuçlar vereceğini bilmek istemektedir. Bu bir analizdir. Beklentisi istediği sonuca en iyi ulaşan karekterleri deney yolu ile bulmak, bunları belki başka programlarda tekrardan kullanmaktır, çünkü bunlar doğru, istenilen, beğenilen işe yarar programcıklardır. Dolayısı ile ipuçlarını değerlendiremeyen karekterler için son acı olacak ve her hatalı üretim gibi yok olacaklardır. Yani kaderleri yine de kendi ellerindedir. Ya sonra programcı sıkılır ve başka bir programa geçer. Bu evren RUN komutuyla başlamıştır. O yüzden öncesi bilinemez sadece tahminler olabilir. Bilmem bu durum aşağı yukarı dini bakışı biraz kafalarda canlandırabildi mi? Uzun oldu ve belki pek çok hata da yapmış, pek çok konuyu eksik bırakmış olabilirim.

Bir de unutmadan söyleyeyim, dinsiz yaklaşımın doğru olması ihtimali, Big Bang de bu en ince ayrıntısının değişmesi durumunda yıldızları ve canlıları oluşturamayacağı hesaplanmış olan kitlenin tesadüfen dizilimi olasılığı kadardır. Bu da yaklaşık 1 / 10 üzeri 95 gibi korkunç düşük bir olasılıktır.Bu tıpkı SIMS oyununun milyonlarca bitten oluşan yazılımının klavye tuşlarına rast gele basan 6 aylık bir bebek tarafından hatasız olarak düzgün sırası ile yazılmasına benzer. Eğer bu 1/10^95 (0, den sonra 95 sıfır sonra 1 demektir) tesadüf olasılığı oluşmamışsa, tanrının yani programcının varlığı demektir. Bu durumda tanrı olasılığı (10^95 - 1)/(10^95) tir. Neredeyse kesine yakın bir şekilde tanrının varlığını gösterir. Ama 0,000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000

000000000000000001 olasılıkla tesadüf gerçekleşmiştir diyorsanız başka tabi.

Başınızı ağırttığım için özür dilerim, herkese saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Allah için,başlangıcı yada sonu var mıdır diye sormak,gerçekte kıyas yapmamızla alakalıdır,eşi ve benzeri yoktur dedikten sonra,Allahın kıyas kabul etmeyeceğini anlamışsınızdır,zaman kavramı salt yarattıkları için vardır ve Allah için zamanın başı yada sonu diye bir olgu yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 ay sonra...
Sonsuz zaman diye birşey yoktur... Özelikle Din açısında ele alalım: Zaman Allah tarafından yaratılmıştır... yaratılmış olan her şeyin bir sonu vardır (ancak Allah yarattıklarından ayrıdır)... Mesela sayıya +1 eklediğiniz sürece devamlı artacaktır ve sonsuza kadar gidecektir... Yada A noktasından, B noktasına gideceğiniz zaman her bir sonraki adımınız, devamlı olarak bir önceki adımınızın yarısı kadar olursa, hedefe sonsuz zamanda varırsınız (yada varamazsınız) gibi bir sonuç çıkar... ancak bu Hedefin var olmadığını göstermez... Sonuçta A noktasından çıkan maddenin hedefi, ne olursa olsun B noktasına ulaşmaktır ve ulaşabilmesi için bir sıçrama yapması gerekir. İşte "Yaratılma" noktasından çıkan zamanda "Kıyamet" noktasına bu şekilde ulaşmaya çalışır ve o Sıçramayı yaptıracak olan şeyde "İsrafil"in Sur'a üflemesidir... Sur bizim maddeleştirdiğimiz gibi Borazan yada Boru falan değildir tam olarak... Kur'an da öyle geçiyor tabii ki ama, ben onun manevi bir imge olduğunu düşünüyorum ve Zaman kavramını ortadan kaldıracak olayın "Sur Üflemesi" dene şey olduğunu düşünüyorum. Çünkü Kıyamet ve Mahşer günü artık zaman kalkacak ve herşey Aslına Geri Dönecektir... İnna Lillahi, İnna İleyhi Raciun = Şüphesiz Gelişimiz O'ndandır ve Yine Dönüşümüzde O'na Olacaktır. İlla ki gördüğümüz anlamı ile yargılamamalıyız bence... Anlatmak istediğim şey, Zaman sonsuz değildir ve Allah zamandan ayrıdır... zaten Kıyamet gününde de "Zaman" ortadan kaldırılacağı için İnsanlar, Zaman'dan ayrı olan Allah'ın huzuruna çıkabileceklerdir. Sonsuz zaman diye bir şey olmadığı için, Sonsuz Zamanın geçilmesi diye bir şeyde olamaz...

zaman Allah tarafindan yaratildi diyorsunuz zamanin baslangici ne zaman ? sizce ne zaman yaratti ?

A ve B arasi yani maddenin hedefi diye tanimladiginiz aslinda bir matematikte bir dizidir (1/2) uzeri n dizisidir n yi sonsuza goturursek araligi sonsuz parcaya bolmus oluruz fakat limiti sifira yaklasir (burada n diye kastedilen zamandir ) sizde onu kastetmistiniz degil mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yok bunları bir yerden okumadım kendi hür iradem ile şimdik söyledim.

 

Bilimde kendi iradenle söylediklerinin hiç bir anlamı yoktur. Herhangi bir kitapta yazılan ve kutsal sayılan bir şeyin de anlamı yoktur.

Bilimde araştırmak, deney yapmak ve ispatlamak esastır.

Bilimsel bir konu tartışılırken, konunun "bence"si "sence"si olmaz.

Veriler konuşur...

 

Evreni dini olgularla açıklamaya çalışanlar ise, kitaptan başka bir verileri olmadığı için her şey ona atarlar. "Kitap şöyle diyor", "kitap böyle diyor", "zaman aslında şöyledir, evren aslında böyledir, bunların gerçekliği yoktur", "asıl gerçek diğer taraf" falan filan.... Ölünce mi göreceğinizi sanıyorsunuz gerçeği? Şu dünyanın gerçekliğini kavrayamayan ölümden ne medet umar ki? O tarafta mı göreceğini sanır :)

 

Ama dünyanın hiç bir yerinde kitaplara göre bilim yapılmıyor.

 

Doğayı anlamak için doğaya, yani gerçekliğe bakacaksın.

"Bence"ye "sence"ye de değil. Doğaya...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

allahın varlığıyla, varlığından şu yaşadığımız an'a kadar zaman geçti mi? "evet" denirse, sonlu bir zaman mı yoksa sonsuz bir zaman mı geçti? "sonlu bir zaman geçti" denirse, "yani daha önce allah yoktu öyle mi?" derim. eğer "sonsuz bir süre geçti" derse, "sonsuz süre geçilebir mi?" derim.

 

yani : "allahın varlığının başlangıcına delil" isimli konuya.

 

not: bana yardım edin fikrinizi belirtin

Zaman dediğimiz insani bir yanılgı. Zaman maddi şeyler için geçerlidir. Allah maddi, cismani değildir. Bu sebepten Allah için zaman diye bir kavram söz konusu değil. Zaman maddi olan bizler için geçmiştir ve sonludur ama Allah maddi olmadığından Allah için zaman veya süre diye bir kavram da olmaz. Zaman denen şeyi kainatımızdaki maddelerin hareketine göre saptarız. Madde olmayan yerde de zaman diye bir şey bu sebeple olmaz.

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Madde olmayan yerde de zaman diye bir şey bu sebeple olmaz.

Saygılar

Kafam karıştı şimdi. Madde olmayan yerde yer var mıdır ki? O yerin yer olduğu neye göre bellidir? O yerde maddi harici ne vardır ki? Madde harici var olan o şeyler hareket etmezler mi? Hareket ederlerse zaman oluşmaz mı? Hareket etmezlerse ne ederler?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kafam karıştı şimdi. Madde olmayan yerde yer var mıdır ki? O yerin yer olduğu neye göre bellidir? O yerde maddi harici ne vardır ki? Madde harici var olan o şeyler hareket etmezler mi? Hareket ederlerse zaman oluşmaz mı? Hareket etmezlerse ne ederler?

Hareket bir maddenin konum değiştirmesi halidir. Örneğin maddi olmayan yani sanal bir ortamda anladığımız anlamda hareket ve zaman olmaz. Bir örnek vermeye çalışayım. Örneğin rüyanızda yer değiştirdiğinizi görürsünüz. Burada gerçek maddesel hareket yoktur, yanılsama vardır. Rüya maddenin olmadığı, sanal bir yerdir. Rüyanızda veya düşüncelerinizde anında geçmişe ya da geleceğe gidebilir yada zamansızlığı hissedebilir veya zamanın akış hızını değiştirebilirsiniz. Ama aslında hiçbir yere gitmezsiniz, yattığınız yerde duruyorsunuzdur.

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilimde kendi iradenle söylediklerinin hiç bir anlamı yoktur. Herhangi bir kitapta yazılan ve kutsal sayılan bir şeyin de anlamı yoktur.

Bilimde araştırmak, deney yapmak ve ispatlamak esastır.

Bilimsel bir konu tartışılırken, konunun "bence"si "sence"si olmaz.

Veriler konuşur...

 

Evreni dini olgularla açıklamaya çalışanlar ise, kitaptan başka bir verileri olmadığı için her şey ona atarlar. "Kitap şöyle diyor", "kitap böyle diyor", "zaman aslında şöyledir, evren aslında böyledir, bunların gerçekliği yoktur", "asıl gerçek diğer taraf" falan filan.... Ölünce mi göreceğinizi sanıyorsunuz gerçeği? Şu dünyanın gerçekliğini kavrayamayan ölümden ne medet umar ki? O tarafta mı göreceğini sanır :)

 

Ama dünyanın hiç bir yerinde kitaplara göre bilim yapılmıyor.

 

Doğayı anlamak için doğaya, yani gerçekliğe bakacaksın.

"Bence"ye "sence"ye de değil. Doğaya...

 

selam.

 

ilk yorumum forumda bilmeden bir gaf edersem affola.:)

 

deney için gerekli olan maddedir bildiğim kadarıyla.bu olmadan deneyin bilimin yapılamayacağını herkez bilir.

elle tutulamayan gözle görülemeyen birşeyin deneyinin yada biliminin yada araştırmasının yapılamaması neticesinde yola çıkarsak inanmayanların ağzındaki sakız köşeye sıkıştırma politikasıdır.nasılsa deneyle yada bilimle ispat niteliği taşıyacakbir sunum sunamazlar, her tartışmanın sonunda bu karşı atak gelecektir. inananlara bir lafım olcak.gözle görülemeyen elle tutulamayan birşeyin ispatı yapılamaz.boşuna uğraştır bu.

 

yarasa arkadaşımda bir inanmayan olarak kendini öldükten sora yokluğa yakıştırmış.hiçbişey olmayacak diyor.

 

e biz daha ne diyelim mutlu yokoluşlar:))

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...
allahın varlığıyla, varlığından şu yaşadığımız an'a kadar zaman geçti mi? "evet" denirse, sonlu bir zaman mı yoksa sonsuz bir zaman mı geçti? "sonlu bir zaman geçti" denirse, "yani daha önce allah yoktu öyle mi?" derim. eğer "sonsuz bir süre geçti" derse, "sonsuz süre geçilebir mi?" derim.

 

yani : "allahın varlığının başlangıcına delil" isimli konuya.

 

not: bana yardım edin fikrinizi belirtin

bana gore allah enerjıdır bunu kanıtlamak cokta zor degıl ;enerjı heryerde herseyde var,evren enerjıden meydana gelmıs,enerjı bıtmez,herseyın olusumunu enerjı saglar,enerjı madde degıldır,cınsıyetı yoktur,tüm eylemler enerjı olmazsa gerceklesmez,her madde enerjıdır bu gıbı bırcok sey allahın enerjı oldugunu kanıtlar ve bu mantıklıdır allahı gormemızı saglar bunun ruhanı bır sonucuda wardır allaha ınancımız kalmadıgında bır işi yapamayız we iş =enerjıdır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

allahın varlığıyla, varlığından şu yaşadığımız an'a kadar zaman geçti mi? "evet" denirse, sonlu bir zaman mı yoksa sonsuz bir zaman mı geçti? "sonlu bir zaman geçti" denirse, "yani daha önce allah yoktu öyle mi?" derim. eğer "sonsuz bir süre geçti" derse, "sonsuz süre geçilebir mi?" derim.

 

yani : "allahın varlığının başlangıcına delil" isimli konuya.

 

not: bana yardım edin fikrinizi belirtin

 

 

şimdi seni biraz aydınlatıyım kardeşim bir soru vardır elbet duymuşundur Cenab-ı Hakk bizi yaratdığında evrene göndermeden önce sormuş daha ortalıkda evren yokken

 

Ben sizin Rabbiniz değilmiyim?

İnsanoğlu:Evet sen bizim Rabbimizsin ancak sana ibadet eder senden yardım dileriz.

işde bu konuşma geçdiği vakitden itibaren biz müslümanız tabi sonradan başka dine dönen kişiler hariç

peki Allah nezamandır vardır buda kuranda geçer Allah doğurmamışdır ve doğurulmamışdır başı yokdur(doğması) sonuda yokdur(ölmesi)o halde o nezamandır var sorusu işde burda çözülüyo başıda yokdur sonuda yokdur zaten böyle başı olmadığına inanmayan kimseler müslümanım diye gezemez çünki Hakk yolundan çıkmışdır şeytan'ın fitneleridir bunlar nezaman doğdu die benimde arada alıma gelir ancak Tövbe eder Şehadet getiririm sonrada unuturum en mantıklısı bu bide şu konuya değincem bu kıyamete inanmayan kişiler ölünce bidaha dirilmiyeceğmize inanan kişilere sesleniyorum eğer bidaha yaşam olmazsa biz bu tarafda boşa debelenmiş oluruz ancak diğer taraf varsa siz yanarsınız bizim kayıbımız yokdur:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

demk istedigimi tam anlıyamamışsın sanırım.allahı öle bilioruz bence diyorum.yani enerjinin adına allah koymuşuz.yani enerji kendi kendisini mi yaratcak.kutsal kitaplarda o enerjiden gelmedi bence.tek degişmiyen kitap kuran deniyo diilmi.. ne malum degişmedigi veya öteki kitapların degiştigi? yunan mitolojisindeki herşeye inanılınıyomu?çoguna efsane deniyo. onun dogrulugu hakkında bukdr kafada patlatmıyoruz.çünkü allaha işimiz düşünce el açıp dua edip iç rahatlıgı saglıyoruz.namaz kılınca psikolojik ii hissediliyo.insanoglu bişeye el açma medet umma durumunda.niye taşa ,inege vs. tapılıodu.kendi kendine terapi.bir şeye baglanma insanlık içgüdüsü...şu zmnda birini taşa taparken görsen naprasın.saçmalıyo die düşünürsün dimi.çünkü buzmnki bilim taşın cansız işlevsiz oldugunu kanıtlamış.1000 yıl snrda belki allahı yalanlıcak?allah hakkında bukdr tartışılması bile tamamen var olmadıgının kanıtıdır.allah vardır ama bilindigi gibi degildir kanımcaa...

 

 

 

 

 

sen daha kurani okumamisin ki allah hakkinda yorum yapiyosun.once oku ondan sonra yorum yap.ALLAh kendisini kuranda misallerle bizim anlyabilecegimiz sekilde acikliyor.yoksa bu is iQ ile anlasilmaz zaten insan allahin vucudu hakkinda bisey anlayamaz her ne dusunduyse yanlistir.cunku bi sey zittiyla bilinir artinin olmasiin nedeni eksiden gibi yada soguk sicak ornegi gibi biri digerinin olmasinin sagliyor buda duyu organlariyla oluyor.kor bi insanan kirmizi rengi anlatabilirmisin gel sen bu rengi anlat bende sana ALLAh i gostereyim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kafam karıştı şimdi. Madde olmayan yerde yer var mıdır ki? O yerin yer olduğu neye göre bellidir? O yerde maddi harici ne vardır ki? Madde harici var olan o şeyler hareket etmezler mi? Hareket ederlerse zaman oluşmaz mı? Hareket etmezlerse ne ederler?

 

 

 

sen hic yaslanma hic dunya donmesin evren dursun zamandan bahsedebilirmisin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyanın nasıl oluşumunu kanıtlamaya çalışan binlerce bilim adamı var. Deneylerle ve ve bilimsel ilkelere dayanarak hipotez oluşturmuşlar. Sürekli de araştırıyorlar.

 

Benim inanmadığım ise binlerce yıl evvelki zanlarla dünyanın oluşumuna ait hikayeler masallar. "Ol dedik oldu" masalları.

 

Bu konuda masalcı zihniyetin onlarca ayrı masalı var.

 

 

dunyanin nasil olusumu hakkinda bilimsel gercekler var big bang teorisi.bu teori ins su cern deki deneyle ispatlanacak.kuranda biz evreni genisletmekteyiz diye de bi ayet var bu da kuranin bilimsel ber ayetidir.yani kurani okursan bir cok bilimsel gercegi gorursun isinlanmayi bile.ama su var onemli olan hangi acidan bakabildigin.sirf inanmamak acisindan bakarsan hic bisey anlamssin ne diyor bu dersin tarafsiz bak mumkunse

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili arkadaşımız kursatotcu beyefendi "allahın varlığıyla, varlığından şu yaşadığımız an'a kadar zaman geçti mi?" sorusunu önce düş dünyasında KURGULUYOR ve sonra da kurgusal tornasından geçirmek üzere KURAMSALLAŞTIRDIĞI CÜMLEYE yine KENDİNCE " 'evet' denirse", diyerek bilinmez bir tezgâha yatırıp; kendini ötekileştirerek 'evet'e yeni bir soru daha türettirip; HENÜZ ilk sorduğu sorunun yanıtını almadan, alamadan, bari "sorununu aydınlatılmasına müsade buyur"a dahi fırsat vermeden

"sonlu bir zaman mı?" diyerek

(-sağlıklı düşünebilen US sahipleri bilir-) -EK YAPARAK-

KURGUSUNU (Gözümüzde SORUGUSUNU öztanımlamayla ALLAH'lığa Soyunarak)

daha da bir ZOR, ÇETREFİLLİ, İŞİN İÇİNE çekip (herhangi bir ULUS'A HAKARET BABINda değil)

bir deyim olarak kullanılan yaygın söylemiyle 'Arap saçına' çevirerek (-işin içinden ÇIKILMAZ durumlarda-(lütfen kimse üstüne alınmasın)

KURSATOTCU Beyefendi

Halbuki, kardeşimizin ilk sorusunun yanıtı alınmış değil. "Soruyu unuttuk; SORU NEYDİ?" diye sorabilirsiniz ve de kimseyi suçlayamam bana göre de çok haklısınız. Sorusu( Düş Tornasına henüz getirdiği neredenliğini de KABA, YONTULMAMIŞ, BİÇİMSİZ bulduğum)KURGUSAL ve NESNEL OLMAYIP Bir Yarar Da Sağlamayan, sığ ve tehlikeli sularda yolculuk halinin soruları.

1- Tanrı'nın varlığı asıl tartışma konusu iken, konusu olma olasılığı YÜKSEK bir FELSEFE (PLAT)_FORMUNDA gizli bir tartışmazlık Kisbeti, urbası giydirip SANAL Sorgusuna alıyor insanları..

"ORTAK PAYDAYA YERLEŞTİRİYOR" kursatotcu beyefendi bu konuya girmeden kurnazca

arka kapıdan dolaşıyor ve ev hanesine; hırsızlık yapan korsan(HACKER) edasıyla sorduğu soru aslında Allah'ın Avukatlığına soyunmak derim. soruyu sorana soralım ALLAH Olarak kafanda biçimlediğin, güvendiğin, umutvar olduğun KURDUĞUN değilse bu telaş niye?

Duyar gibi oldum, "yoo , böyle bir telaşım yok" diyor gibisin, o halde bilmediğin uzmanı olmadığın konuya neden öyle keskin giriyorsun, Senin Allah diye isimlendirdiğin AVUKATLIĞINA GEREKSİNİM Mİ DUYDU DA "allahın varlığıyla, varlığından şu yaşadığımız an'a kadar zaman geçti.." diye bir cümle neden gereksindirdi size de bir de " ... mi?"

takısıyla soru cümlesine çeviriyorsunuz. Bu gayretkeşlik niye. Cümleniz ne güzel devam ediyordu(!) biz o "mi?"leri hiç kullanmadan devam edelim. Bakalım arkadaşımız ne demek istiyor?

"allahın varlığıyla, varlığından şu yaşadığımız an'a kadar zaman geçti; 'acaba' [ben sana sorayım] sonlu bir zaman kime sonlu zaman geçiyor evet?

Ve "yoksa sonsuz bir zaman mı geçti? Sonsuz bir zaman nasıl olur da geçer gider bu adı üstünde etiketli(mazruf) sonsuzluk?

Ölçümlenilemeyeni, birimiyle ölçümlemek ahmaklığına kim soyunur böyle bir aymaz beyin civamasına kim ve ne adına uğrar bilemem. Ancak kursatotcu beyefendi kimsenin ilgilenmediği ayakları yere basmayan düş kurgusunu israrl getirip şu noktaya yeni bir soruyla iyice derin açmaza sürüklemekte ve "yoksa sonsuz bir zaman mı geçti? " 'de; yoksa bana mı haber vermediniz! tavrıyla hayıflanması devam ederken;

"sonlu bir zaman geçti" "yani daha önce allah yoktu" öyle mi?" diye sual ederek. eğer "sonsuz bir süre geçti" diye yanıtlarlarsa, "sonsuz süre geçilebir mi? der sorarım". "allahın varlığının başlangıcına delil" olacak kursatotcu'nun kendince Avukatlığı bitti ve sorun şu:

"Beyefendi vekalet ücretini kimden tahsis edecek ve nasıl"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
  • 3 hafta sonra...

Öncelikle sadece bu konuyu okuyup cevap göndermek için kaydolduğumu söylemek istiyorum...

_________________________________________________________________________________________

 

 

Her aytıntısına kadar okudum hatta Becel reklamına bile baktım. Ve bir inanan olarak şunu soruyorum:

 

_________________________

Allah nasıl ortaya çıktı?

_________________________

 

 

Ayrıca bence arkadaşın sorduğu soru dünyanın en zor sorusu değil, Cevapsız sorudur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.