Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

SAYIN BELDEGAH:

 

Yazdıklarımı cevaplamadan önce keşke dikkatlice okusaydınız da size faydası dokunabilseydi. Vermiş olduğunuz cevaplar oldukça yetersiz olmakla beraber, iyi niyetle yanıtlıyorum:

 

1. Evet aklı herşeye muktedir değildir, kalbinde yaratıcının varlığını hissetmeyenler yani inanmayanlar için "insan en tepededir", dolayısıyla akıl unsurunun herşeyi çözeceğini düşünmek bu insanlar için doğaldır. Zaten büyüklenmek, kibir gibi kavramlar inkar edenlerin doğasında vardır. Ancak bilinmelidir ki, bacak kadar çocuk bir yetişkinin işlerini kavrayamayabiliyor. yaratılmışların, Yaratıcının her işini kavramayı umması düşünülemez. SERT FELSEFE adlı kullanıcı da zekayı hafife aldığımı, ********** düşünmüş. HAYIR, akıl insanı insan yapan unsurlardandır! Akıl İmana ulaşana kadar belli oranda gereklidir! Zaten Kuran'ı Kerim aklı olanlara gönderilmiştir, ve Akıl sahibi olanlar sorumludur bu imtihandan! Benim kastettiğim ise, işin kalbi boyutunu atlayıp, beş duyusundan aldığı verilerle herşeyi açıklayabileceğini sanan, kalbi devre dışı bırakan yaklaşımın yanlışlığıdır. Aynı zamanda bu yaklaşım, Tanrı kavramını irdelerken ******* atıp tutmaktan gocunmaz, bu da işin çürüklüğüne delildir. Akılı olan herkes, var oluş amacını sorgulayabilir, "nereden geldik, var olan herşey tesadüfler sonucu mu oluştu, evrim denen kavram neden hiçbirşeyi açıklayamıyor, güçlü güçsüzü ezerek evrimleşecekse doğadaki bu sevginin dayanışmanın sırrı ne, küçücük bir arıya bal yapmayı öğreten ne. akıl bu sorular için gereklidir, daha sonra ardından iman gelir, iman geldikten sonra akılda herşey yerli yerine oturur. ve varoluş amacına uygun şekilde, kişi aklını olabildiğince performansıyla kullanır. Artık aklını ne için kullanması gerektiğini biliyordur.

 

2. Allahın bize öğrettiğinden başka birşey bilemeyiz diyorum, aldığım yanıt ise "Allah sizi bir sınıfa mı topladı." Yaratıcı herşeye hükmeder, sebep- sonuç ilişkisini yaratandır O. ve bu sebep sonuç ilişkisine dayalı olarak dilediğine dilediğini verir. Bunu yaparken de sınırsız adaletli ve cömerttir. İnanmayan inkarcı insan ise, sahip olduğu herşeyi kendisi yaptı elde etti sanır, çocuk kanı içerek göbek yapan ülkelerin zihniyetine ne kadar benziyor değil mi. Arkadaşım Beni yaratan da Allah tır, bana öğreten de Allahtır, Veren de alan da Allahtır. Yaptığı herşeyin bir hikmeti ve hayrı vardır. Sistemi Kusursuzdur. Ve yarattıklarını kullarının isteklerine bağlar. Sebep-sonuç ilişkisinin ardındaki Hükümdarı görebilmeniz için beş duyu organınıza bukadar güvenmekten vazgeçin. Çünkü aynı duyular, saçma sapan ilaçlarla bile yanıltılabiliyor. Ayrıca Allah öğretirken dilediğini aracı olarak kullanır, Peygamber gönderir dinini öğretir, kuşun kanadına baktırır uçak yaptırır.

 

3. Yukarıdakileri okuyunca bu çıkışınızın gülünçlüğünü algılayabileceğinizi umuyorum. Akılın İlahi planları kavrama konusunda çoğu zaman yetersiz kalması, Akılın insanı insan yapan üstünleştiren bir unsur olmasının önüne geçmez. Elbette akıl sorgulamamız için yaratılmıştır, yukarıyı tekrar okuyun lütfen.

 

4. Allah Rahman ve Rahimdir. Allah çalışana verir, kafir müslüman ayırmadan çalışana hakkını bu dünyada verir. Ama bazı çalışmalar vardır ki sonsuza uzanmanızı sağlar, bazı çalışmaların ise sonsuzluk yolunda bir karşılığı yoktur. Önemli olan yaptığımız çalışmaların hayırlı sonuçlanmasını, işe yaramasını dilemektir. Bir Mümin bunu elbette yapacaktır. Elbette Rabbisiyle sürekli dertleşecek, sürekli O'na yönelecektir. Teknoloji, bilim ve benzeri konularda gelişmek, çalışmakla çabalamakla olur. Bu işin birinci kısmıdır. Ancak bu çalışmayı gerçekleştirirken faydalı sonuçlar doğurmasını istemek başka birşeydir. Uğraşıp durduğun şeylerin topluma insanlığa faydalı olmasını dilemek.. Beyin cerrahları insalığa faydalı olmayı amaçlamıyorlarmı, kalplerinde bunun çoşkusunu yaşamıyorlarmı. m=c2 yi bulan einstein, toplumun zararını mı diledi.

 

5. Yukarıyı okursan bunun da cevabını satır aralarında bulursun ama söyleyeyim, cerrahın ateist olması, elinden iş gelmeyen bi ahmak oLmasını gerektirmez. Çalışmak altın kuraldır ve işini iyi yapıyorsa başarı muhtemeldir. Ama başarı kesin değildir. Allah dilemezse başarı gelmez. Bunun için kul dua eder. Allah dilerse bi kafirin eliyle de faydalı işler yaratabilir. Nobel ödüllü bir genetik bilimcinin akıl almaz çalışmaları başka bir şeydir, bu genetik bilimcinin küçücük bir kızı yıllarca istismar edecek kalitesizlike olması başka birşeydir.

 

6. Burda sorulan sorular, kişinin kalbine yaptığı yolculukta kendi zihnine takılan sorulardır. Cümlemi yanlış anlamışsınız.

 

7. İslam gerçek hayatla, o ayılıp bayıldığınız maddi ve beş duyuya hitap eden hayatla da zıt düşmez, çelişki hiçbir alanda yoktur. Allah herşeyi kuşatandır ve O'nun varlığının ötesinde hiçbirşey yoktur. Bizler O'ndanız ve O'na döndürüleceğiz. Ne yani Allah gökte oturuyor da biz de yerde çabalıyoruz öylemi? Allah herşeyi kuşatır, en ince detayına kadar planlar. Sevgilinin gözlerinde bile kendini belli eder.

 

8. İki tane kuzuyu kopyalayan bir beyne hayran olan arkadaşım, gökleri, kainatı, bu kusursuz sistemi ve o övünüp durduğun beynini sana veren Allahın kudretini nasıl göremiyorsun. Allahın bu kudretini gördükten sonra nasıl beynini ön plana çıkarabilirsin, nasıl gücünü sınırsız sanırsın. Allah dilerse canlıyı sperm ve yumurtadan da yaratır, dilerse genetikçi bir insanın eliyle de kopyalatır. Dilerse hiçbir sebebe gerek kalmadan direkt olarak da yaratır: Hz. İsa.

 

9. Güzel arkadaşım, cümlemi "inat gözlüğünü" çıkararak okursan, mantığı yoksaymadığımı görebilirsin. Sadece şeytanın aklımızı yanıltmak için didinip durduğunu, bu konuda da yapılması gerekenin hem mantığı sonuna kadar kullanmak, hemde "Dua müminin silahıdır" anlayışından hareketle kendimizi vesveselere karşı daha güçlü tutmak olduğunu belirtmiştim. Nolur konuyu kişiselleştirip de inat tuzağına düşüverme.

 

10. Üzülmemek elde değil. Arkadaşım lütfen inanmasanda dini bilgini belli düzeye çek ki tartışmada belli düzeyi koruyabilelim. "Biri buna herşeyi en baştan anlatsın" noktasına gelmeyeyim, rica ediyorum. İnsanın ilk tercihi, bu imtihanı kabul etmektir. Allah bize bu imtihanı, cenneti, cehennemi, hepsini gösterdikten sonra, bizden söz almıştır. Bu sözü kendi irademizle verdik, ve dünyaya gönderildiğimizde bu sözü hatırlamayacağımızı bilerek verdik bu sözü. Bu söz, bizim Allahın halifesi olma şerefini ve sorumluluğunu taşıma sözümüzdü. Bu süreçte anne karnında hazırlanmış olan bedenlerimize yerleştirildik, bedenimize can geldi. Çocukluk dönemini de atlattık ve artık Rabbimizin bizim için gönderdiği kılavuzu anlayabilecek yaştaydık. Öğrendik, tasdik ettik. Bu kusursuzluğu aşikar kitaba teslim olduk. İyiliği, güzelliği emreden, kötülükten çirkinlikten alıkoyan bu kitaba. Artık dileyen inanır, dileyen inkar eder. İnkar edenler ise verdiği sözü tutmamanın ezikliğiyle pişmanlıktan kendisine sonsuza dek lanet eder. Unutma arkadaşım, Allah adaletlidir, herşeyin açıklaması vardır. Zihine takılan bir soru söyleyim: Allah kendi kendisini yaratabilirmi. Böyle saçma sapan bir soruyu çözümlemek midir İman etmenin ön koşulu. Şunu anlayalım ki, 2000li yıllara teknolojik ataklarla gelmiş olmanın insanoğluna yüklediği şımarıklık, iman ışığını yudumlamada engellerden biridir. İnsan güneşin gezegenlerin bu sistemin varlığına hayret etmez, ama internet çağındayız diye kasılır durur. *********.

 

11. İnsanların bazıları olumsuzluk çirkinlik peşinde değildir ama ortaya faydalı bir şey koymaları da şeytanın çabalarıyla engellenir, saçma sapan çalışmaların peşine düşer, kendisine verilen değerli zamanı çöpe atar. şeytan da bu grup insanlar için bunu hedefler zaten.

 

12. Dini yaratan ve abartan toplumdur diyen birine karşı verilecek cevabım yok bu madde için. İslamın nerden geldiğini albaştan anlatacak değilim, inanmayan insana da hiçbir sözün fayda vermeyeceğini de bilirim Allah dilemedikçe. Zaten burdaki amacım: genç beyinler zehirlenmesin, bu sayfayı gördüğünde yanılgıya düşmesin, "İslam herşeyi açıklıyor" gerçeğini özümsesin.

 

13. Maddeleyerek yazmak benim stilim. hiçbir yerden kes yapıştır yapmadan emek veriyorum. Bütün bunların ANLAŞILMAMASI bilgisizlikle mümkündür. "Vardır bir hikmeti" diyemeyenler, büyüklük taslayarak kendilerini küçültenlerdir. Vizelerim var, cevaplayamazsam "haklı olduğunuz" yanılgısına düşmeyin lütfen. Egonuzdan sıyrılın, benden iyi biliyorsunuz bunu: Asıl bilgi, hiçbirşey bilmediğini bilmektir.

SAYGILAR

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

''faal akıl'' inandığını, zaman kavramında ya da kendi algı sahasında aramaz ve herşeye muktedirdir. Söz konusu akıl ''önüne gerekli bilgiler açıkça konduğunda doğru yargıya ulaşmak'' için uğraşmaz; zira zaten ''gerçek'' olan bir olgu için yargı mekanizmasını harekete geçirmez.

sevgili Mehdi, kendinize zamanında sorduğunuz sorular beyin jimnastiği açısından çok faydalı olmuş anlaşılan.********

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyanın en zor sorusunu sormanın pek de gereği olmadığını kavramış bulunduğumuzu umuyorum, dünyanın en kolay sorusunu sormadan zora atlamak da John Amos Comenius'un eğitim felsefesine aykırı. Önce kolayını soralım o halde: Bu kusursuz sistemi minicik sinek kanadından galaksilere kadar yaratan güç, herşeyi en ince detayına kadar dizayn ediyorsa, ve bize de hayat iksirini tattırıp sonsuzu vaadediyorsa, varoluş amacımıza uygun yaşamak için neler yapmalıyız?

1. Varoluş amacımız nedir?

2. Bizim için hazırlanan Mucizevi Kitap varoluş amacımızı bildirip, iyiliği, güzelliği emredip, çirkinlikten bayağılaşmaktan alıkoymayı mı hedefliyor?

3. O halde insanların bazıları neden bundan "çirkin bir işi" görmüş gibi rahatsız olup kendisini rahmet ışığının dışına atıyor, bunda şeytanın rolü ne?

4. Yaratılış sürecinde, iradesiyle gerçekleştirdiği ilk tercihi "İnsan olmayı seçmek" olan insan, neden "bana mı sordunuz doğururken" ya da " ben bu sistemi kabul etmiyorum arkadaş" diyerek gülünç durumlara düşüyor, maalesef bununla da kalmayıp kendisi için hazırladığı "ego setti" nin arkasında "kör, sağır, ve dilsizi" oynuyor ve karşılaşmayı ummadığı, ya da isyan içerisinde beklediği eceli gelip çatınca kendisine lanetler yağdırıyor?

 

Hepsinin cevabı belli, bunların cevabını bilenlerin yaşadığı huzur bile Allah'ın varlığının delili. Fikri tuzaklara düşmek zor değil, düşenlerin çırpınışlarını anlamak da zor değil. Kibir ve inat'tan arınmak ve gerçeğin çoşkusundan mest olmak ise hiç zor değil.

 

Fakat âyetlerimizi inkar etmiş ve kafir olarak ölmüşlere gelince, işte Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onların üstünedir. (Bakara 161)

 

Şeytan onlara (birçok) va’dde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor. (Nisa 120)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şeytan onlara (birçok) va’dde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor. (Nisa 120)

 

Şeytan biz ateistlere ne vaadetti acaba, kuran daki şu saçmalığa bakın. Şeytan denen şey yoktur ve ben şimdiye kadar şeytanla konuştuğumu onunla pazarlık yaptığımı hiç hatırlamıyorum. Araplar size ne vaadetti cenneti vaadetti huriler,şaraptan nehirler, fanteziler peh. Siz cenneti bekleyin.

Size soruyorum cevap verin şeytan bize ne vaadetti ölünce yok olup gideceğiz hiçbir şeyden umudumuz yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zaten kimse ateistlerin şeytanla oturıp sohbet ettiğini söylemiyor, sert ferlsefe. Ölünce yok olup gideceğini düşünen ve hiç bir şeyden umudu olmayan insanlara, yaşadıkları dünyanın zenginliğini vaad ediyor.

Tüm bunlar bir yana şeytan vb. olgular birer semboldür. Ama ilginçtir ki, teistlerin bile öncelik vermediği bu konular ateistlerce kendilerine mesele yapılıyor. Belki de bu şeytanın işidir, kim bilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şeytan biz ateistlere ne vaadetti acaba, kuran daki şu saçmalığa bakın. Şeytan denen şey yoktur ve ben şimdiye kadar şeytanla konuştuğumu onunla pazarlık yaptığımı hiç hatırlamıyorum. Araplar size ne vaadetti cenneti vaadetti huriler,şaraptan nehirler, fanteziler peh. Siz cenneti bekleyin.

Size soruyorum cevap verin şeytan bize ne vaadetti ölünce yok olup gideceğiz hiçbir şeyden umudumuz yok.

Şeytan'da Tanrı'da insanın kendisidir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

allahın varlığıyla, varlığından şu yaşadığımız an'a kadar zaman geçti mi? "evet" denirse, sonlu bir zaman mı yoksa sonsuz bir zaman mı geçti? "sonlu bir zaman geçti" denirse, "yani daha önce allah yoktu öyle mi?" derim. eğer "sonsuz bir süre geçti" derse, "sonsuz süre geçilebir mi?" derim.

 

yani : "allahın varlığının başlangıcına delil" isimli konuya.

 

not: bana yardım edin fikrinizi belirtin

 

Zaman;Biz yaratılanlar için olan bir kavram.Allah için zaman mevhumu yok ki sorunun cevabı olsun.

 

Olsa bile sonsuzluğu anlayamayacak,idrak edemeyecek beyin yapımız bunu nasıl kabullenebilir ki.Biz herşeyin bir başı ve sonu olduğuna inanan acizleriz.herşey başlamıştır ve illa sona erecektir.Çünkü gördüğümüz herşey ama herşey buna inanmamızı gerektirir.Sonsuzluğu asla kavrayamayız.İlla bir sona ihtiyacımız vardır..

 

Soruna cevabım; sonsuz süre geçilebilir olacak.Elbette sonsuzluk içinde,bize ayrılan yaratılış macerası kadar olan bölümünü geçebiliyoruz biz.Ötesi herşeyin mutlak sahibi Allah'ındır..

 

Şeytan'da Tanrı'da insanın kendisidir...

 

Hımm..Yarattığın bişi söyler misin..? Veya nasıl bir şeytansın ki bu sözünle bile beni Allah'a daha fazla yaklaştırıyorsun..?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zaten kimse ateistlerin şeytanla oturıp sohbet ettiğini söylemiyor, sert ferlsefe. Ölünce yok olup gideceğini düşünen ve hiç bir şeyden umudu olmayan insanlara, yaşadıkları dünyanın zenginliğini vaad ediyor.

Tüm bunlar bir yana şeytan vb. olgular birer semboldür. Ama ilginçtir ki, teistlerin bile öncelik vermediği bu konular ateistlerce kendilerine mesele yapılıyor. Belki de bu şeytanın işidir, kim bilir.

Şeytan bize hiçbir şey vaat etmiyor kuran a göre bizim ateist olmamızın sebebi şeytandır, yani şeytan aklımıza giriyor ve bizi yoldan saptırıyor. Dinin vaadi şeytanın vaadinden daha iyidir. Ama biz şeytana da tanrıya da inanmıyoruz. Biz dünyanın zevklerini güzelliklerini sevdiğimiz için ateist değiliz. Ölümden sonra elbette bu zevkleri tadamayacağız, görmeyeceğiz, duymayacağız bunları elbette inkâr edemeyiz. Din ise insanlara hayali cennet vaat ediyor ve bu dünyayı yadsımalarını sağlıyor.

Peki dinin doğruluğundan ne kadar eminsiniz tanrının varlığından ne kadar eminsiniz ki bu dünyayı yadsıyorsunuz. Bizim iddialarımız daha kuvvetli kendimizden eminiz. Siz görmediğiniz duymadığınız bir tanrıya inanıyorsunuz gösterin bana o tanrı bende inanayım. Umutla yaşıyorsunuz, kendinizden emin değilsiniz. İnancınız aynı sayısal lotoya benziyor çekiliş yapılana kadar hep çıkmasını umut ediyorsunuz, çıkıp çıkmayacağından emin değilsiniz inançta aynı böyle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şeytan bize hiçbir şey vaat etmiyor kuran a göre bizim ateist olmamızın sebebi şeytandır, yani şeytan aklımıza giriyor ve bizi yoldan saptırıyor. Dinin vaadi şeytanın vaadinden daha iyidir. Ama biz şeytana da tanrıya da inanmıyoruz. Biz dünyanın zevklerini güzelliklerini sevdiğimiz için ateist değiliz. Ölümden sonra elbette bu zevkleri tadamayacağız, görmeyeceğiz, duymayacağız bunları elbette inkâr edemeyiz. Din ise insanlara hayali cennet vaat ediyor ve bu dünyayı yadsımalarını sağlıyor.

Peki dinin doğruluğundan ne kadar eminsiniz tanrının varlığından ne kadar eminsiniz ki bu dünyayı yadsıyorsunuz. Bizim iddialarımız daha kuvvetli kendimizden eminiz. Siz görmediğiniz duymadığınız bir tanrıya inanıyorsunuz gösterin bana o tanrı bende inanayım. Umutla yaşıyorsunuz, kendinizden emin değilsiniz. İnancınız aynı sayısal lotoya benziyor çekiliş yapılana kadar hep çıkmasını umut ediyorsunuz, çıkıp çıkmayacağından emin değilsiniz inançta aynı böyle.

 

hayır, Kur'an'a göre sizin ateist olmanızın sebebi sizsiniz. şeytan kim ki sizin aklınıza hükmedebilsin. bunlar bir takım şablonların daha iyi anlaşılması için gösterilmiş sembollerdir. kırmızı pelerinli, boynuzlu şeytanın arada bir kulağınıza fısıldaması efsanevi bir konudur. şeytan, dünyanın aldatıcılığını sembolize eder.

Din hangi dünyayı yadsımamızı sağlıyor? siz yadsımadığınız bu dünyadan memnun musunuz? Çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada yaşarken, bu dünyayı yadsısam ne olur yadsımasam ne olur?

Peki, diyelim biz tanrı'nın varlığını sizlere kanıtlayamıyoruz, sn. sert felsefe, siz bize Tanrı'nın olmadığını nasıl kanıtlayacaksınız? hangi kuvvetli delil bunlar? Gösterilebilecek bir tanrı'ya inansaydık bu tanrı'ya bağlı olmazdık.

Kimsenin umutla yaşadığı yok. kesin olmayan bir konuda umutlanılabilir. asıl umuda ihtiyacı olan inançızlıktır. zaten konu Allah'ın varlığı değil, insandır. Kur'an'ın da, İslamın da merkezinde insan vardır. insan önecelikle kendine inanmayı öğrenmelidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hayır, Kur'an'a göre sizin ateist olmanızın sebebi sizsiniz. şeytan kim ki sizin aklınıza hükmedebilsin. bunlar bir takım şablonların daha iyi anlaşılması için gösterilmiş sembollerdir. kırmızı pelerinli, boynuzlu şeytanın arada bir kulağınıza fısıldaması efsanevi bir konudur. şeytan, dünyanın aldatıcılığını sembolize eder.

Din hangi dünyayı yadsımamızı sağlıyor? siz yadsımadığınız bu dünyadan memnun musunuz? Çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada yaşarken, bu dünyayı yadsısam ne olur yadsımasam ne olur?

Peki, diyelim biz tanrı'nın varlığını sizlere kanıtlayamıyoruz, sn. sert felsefe, siz bize Tanrı'nın olmadığını nasıl kanıtlayacaksınız? hangi kuvvetli delil bunlar? Gösterilebilecek bir tanrı'ya inansaydık bu tanrı'ya bağlı olmazdık.

Kimsenin umutla yaşadığı yok. kesin olmayan bir konuda umutlanılabilir. asıl umuda ihtiyacı olan inançızlıktır. zaten konu Allah'ın varlığı değil, insandır. Kur'an'ın da, İslamın da merkezinde insan vardır. insan önecelikle kendine inanmayı öğrenmelidir.

 

Tanrının olmadığının kanıtını kendiniz yazdınız zaten. Çocukların açlıktan öldüğü bir dünya burası eğer tanrı varsa neden bu çocuklar açlıktan ölüyor hani sizin merhametli tanrınız, aslında o ******** siz söylemekten korkuyorsunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrının olmadığının kanıtını kendiniz yazdınız zaten. Çocukların açlıktan öldüğü bir dünya burası eğer tanrı varsa neden bu çocuklar açlıktan ölüyor hani sizin merhametli tanrınız, aslında o ******** siz söylemekten korkuyorsunuz.

 

Çocukların açlıktan ölmesi Tanrı'nın olmadığına dair bir kanıt olarak gösterilirse, sizin karnınızın tok olması sizin de var olmadığınızın kanıtıdır. Sizce burada sınanan tanrı mı insan mı? Çocukların açlıktan ölmesinin sorumlusu Tanrı değil, bizleriz. Nietzsche, yanılıyor; tanrıyı değil insanı öldürdük biz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zaten kimse ateistlerin şeytanla oturıp sohbet ettiğini söylemiyor, sert ferlsefe. Ölünce yok olup gideceğini düşünen ve hiç bir şeyden umudu olmayan insanlara, yaşadıkları dünyanın zenginliğini vaad ediyor.

 

Ölünce yok olup gitmek ve umutsuzluk?... Bir daha düşünün

Yaşanılan dünyanın zenginliği ve vaad?... Bir daha düşünün

 

İnsanı kandırmak bu kadar kolaymı? evet kolay: ölüm korkusu... Bir daha düşünün

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaşamaya zaman ayırın, zira zaman bunun için yaratılmıştır..

Goethe

 

Bazı öğretiler yaşamın öteki tarafında, yok olduktan sonra olduğunu salık verir... Ve maalesef bazı değil çoğu kimseler! bu uğurda canlarından vazgeçer...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çocukların açlıktan ölmesi Tanrı'nın olmadığına dair bir kanıt olarak gösterilirse, sizin karnınızın tok olması sizin de var olmadığınızın kanıtıdır. Sizce burada sınanan tanrı mı insan mı? Çocukların açlıktan ölmesinin sorumlusu Tanrı değil, bizleriz. Nietzsche, yanılıyor; tanrıyı değil insanı öldürdük biz.

Çocukların açlıktan ölmesinin, insanların acı çekmesinin sebebi biziz bu doğru. Sorun merhametli tanrının neden bu olanlara seyirci kalmasıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bazı öğretiler yaşamın öteki tarafında, yok olduktan sonra olduğunu salık verir... Ve maalesef bazı değil çoğu kimseler! bu uğurda canlarından vazgeçer...

Aynen öyle arkadaşım din insanların bu dünyayı ellerinin tersiyle itmelerini sağlıyor. Oysa ne kadar eminler ki kendilerine vaad edilen yerin var olduğundan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ölünce yok olup gitmek ve umutsuzluk?... Bir daha düşünün

Yaşanılan dünyanın zenginliği ve vaad?... Bir daha düşünün

 

İnsanı kandırmak bu kadar kolaymı? evet kolay: ölüm korkusu... Bir daha düşünün

 

düşünmek, sürekli bir eylem olduğuna göre bunu sayılara bölemeyiz. yani bir insan bir konuda iki kere, diğer konuda üç kere düşünüyorum diyorsa düşünmüyor demektir.

İnsan malesef çok kolay kandırılıyor, evet. Günlük politikalarla, güdümlü edebiyat ve sanatlarla ehlileştirilmiş durumda. Öyle ki, akvaryumda yaşıyor ve kendisini okyanusta sanıyor. işte bu balıkların korkusu ölümden ziyade, ya sahibim bugün beni beslemezse, oluyor malesef. Düzenli olarak beslendiği için de sahibine, neden bu daracak fanustayım, diye sormuyor; ya da, tüm gün akvaryumun içinde keşfe çıktığından sormaya vakti olmyor. Ve yine aç kalmaktan ya da sahip olduklarını kaybetmekten korktuğu için ölümden de korkmaya vakti kalmıyor. Korkabilseydi belki, şu halde olmayacaktı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

düşünmek, sürekli bir eylem olduğuna göre bunu sayılara bölemeyiz. yani bir insan bir konuda iki kere, diğer konuda üç kere düşünüyorum diyorsa düşünmüyor demektir.

İnsan malesef çok kolay kandırılıyor, evet. Günlük politikalarla, güdümlü edebiyat ve sanatlarla ehlileştirilmiş durumda. Öyle ki, akvaryumda yaşıyor ve kendisini okyanusta sanıyor. işte bu balıkların korkusu ölümden ziyade, ya sahibim bugün beni beslemezse, oluyor malesef. Düzenli olarak beslendiği için de sahibine, neden bu daracak fanustayım, diye sormuyor; ya da, tüm gün akvaryumun içinde keşfe çıktığından sormaya vakti olmyor. Ve yine aç kalmaktan ya da sahip olduklarını kaybetmekten korktuğu için ölümden de korkmaya vakti kalmıyor. Korkabilseydi belki, şu halde olmayacaktı.

 

Yok, zaten ortaya söylediğim bir şeydi yazdıklarınıza nazaran...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çocukların açlıktan ölmesinin, insanların acı çekmesinin sebebi biziz bu doğru. Sorun merhametli tanrının neden bu olanlara seyirci kalmasıdır.

 

Tanrı, buna müdahale ederse dininin ne anlamı kalır? o zaman ne dünyaya gelirdik, ne de sınav olurduk.

Ya da gezegenimizn ismi dünya değil, cennet olurdu. Müdahaleyi Tanrı'nın bize verdiği, tarihin akışını değiştirme gücüyle biz yapabiliriz ancak. Bu gücü bize ''akıl'' veriyor ve vahiy de rehberlik ediyor. daha ne olsun?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...
  • 3 ay sonra...
Arkadaş enerjiyi yaratnda Allah'tır dolayısıyla Allah yarattıklarının hiç birine benzemez o yüzden Allah enerjidir diyemeyiz. Eğer senin tezin doğru olsaydı o zaman Kuran-ı Kerim kimgön tarafından derildi onu veya gönderilmdiyse kim yazdı eğer yazan bir insan olsaydı 1400 yıl önce inen bu kitapta şuanda bilimin hala yeni yeni bulduğu bazı şeyleri nasıl bipte yazdı.

 

Belki de arkadaşımızın dediği doğrudur ama "pale" hiç hoşgörüülü karşılıyamıyorsun.Dinde hoşgörü kavramı vardır."SAÇMA SAPAN" sözün çok kırıcıydı.Bu yorumda yazmamışsın ama diğer yorumda bir kac kez kullanmışsın.yeryüzündeki bütün lafları sözleri yazılı şeyleri insan yaratır insan anlatır insan düşünür vs.. her şeyi insan yapıyor başka bir şey yapmıyor bunu anlayabildin mi? 1400 yıl gecmiş ama hâla devam ediyor ben normal karşılıyorum bu durumu çünkü yobaz insan cok misal dinde türbeye tapma diye bır sey yok ama onlardan dahi yardım ıstıyor ınsanlar :S vs.. hurafeler neden var insanlık ve ınanmayan ınsanda var kimse ne olacagını bılmıyor sadece yorum bunlar.4 kitap inmiş neden bız kur'an-ı kerim devam ediyor diğer kitaplarda neden sorun yaşandı hz.muh ayrıcalıgı neydi ? hz. isa yoksa pey. değilmiydi diğer kitap inen peyg. küçümsendi mi? Allah! 3 büyük kitap değiştirilmiş kur'an değiştirilmemiş nereden bılıyorsun peki ISPAT var mı? sadece söylenene inanıyorsun ve şu zamana kadar aynısı olmuştur .Büyük İhtimalle

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kuranın türkçesini okumalısın bence. Okuyunca insan neye nasıl bakması nerden düşünmesi gerektiğini daha iyi görüyor. Benim inancıma göre da bizim ruh boyutumuz aslında bir çeşit enerji. Tasavvuf ta göre Allahın ruhlarımızı kendisinden bize verdiğinden bahsedilir. Bu açıdan bakılırsa senin mantığına varılabilir. Ama eğer kuranı okursan bence bu mantığı ilerletebilirsin.

 

Kur'an-i Kerim i ANLAYARAK, okursaniz dinden cikarsiniz.

Deneyin.

 

9 yasindaki ( yeni regl olmaya baslamis) bir kiz ile ( Hz. Aise ) ile evlenen Hz. Muhammed. Bu sirada kendisi (54-55) yasindadir.

 

Daha sonra Hz. Aise ile bir delikanli hakkinda cikan Zina dedikodusu uzerine bir muddet akrabalari ile durum degerlendirmesi yapar.

 

Sonra Allah teala tarafindan ayet nazil olur.

(Azhab suresi).

 

Ve bu olay Kur'an-i Kerim de uzun uzun anlatilir.

 

16 yasindaki Genc esinin bir baska gencle zinasi hakkinda Allah teala Ayet indirmistir. Ve bu olaya cok kizmistir. Bu dedikoduyu cikaran , yayan ve inananlarin Cennete giremeyecegini ( Tehtidini defalarca yenilemistir.)

 

Sonrada peygamberin esleri ki ( 11 tanedir hepisi ) . Mu'minlerin anasidir. Peygambderden sonra onlari es etmeniz yasaklanmistir. Haramdir. Diyerek , Hz peygamberin olumunden sonra onun esleri ile evlenmeyi hayal edenlerin , yolunu kapamistir.

 

Belki de bu ayetle 16 yasindaki esi ( Sonsuza kadar dul birakilarak ) cezalandirilmistir.

 

 

Bunun gibi daha neler var.

 

Anneme bu ayeti sesi yanik bir hoca tarafindan notebooktan okuttum. ( Kabe imamlarinin Hat-mi seriflerinden. ) Kadin hungur hungur agladi.

 

Oysa orada tehditler sayiliyordu. 16 Yasindaki Hz Aise zina yapmadi. deniyordu.

 

Bunu , arapca bilmeyenler hakkinda deneyin. gariban anadolu insanlarinin ne kadar caresiz durumda oldugunu gorursunuz. Hepsi ya uzulur ya aglar... Cunku manasini bilmiyorlardir. Benim gibi biri cikar.. Bunun manasi bu derse de... Hadi ordan derler.

 

Hocalar zaten birilerinin Kur'an-i Kerim i okumasini ve anlamasini istemezler ( Istisnalar var). Cunku anlamayan insanlari yonetmek kolaydir. Kur-anda Allah boole diyor .. der ve kendi fikirlerini eklerler genelde.. Ve yoneltecekleri yere yoneltirler.

 

Din de gorevini yapmis olur.. Yonetim araci olarak.

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Kocasi 11 defa evlenmis bir genc Kizin , baska bir gencle zina yaptigi dedikodusunun. Kutsal kitapta yeri var mi sizce.

 

Kizi aklamak icin baska yol yokmuydu.

 

bir soru: Teyemmum ( toprak kullanilarak abdest almak- denilebilir) un ayetle serbest birakilisindan onceki olay nedir. Bu ayetin inmesinde Hz Aisenin bir rolu varmidir.

 

 

Benim dusuncem bana aittir. Kimseyi kirmak icin de yazmadim.

 

Lekum diinikum veliye diin.

 

Bir yaratici var bence.

 

Yaraticinin varligini tartismak yersiz geliyor bana..

 

Ama bu...

 

Semavi kitaplarinda yukaridaki turden olaylari Anlatan, kizan, (musevilerde buzagi yi yemeyin yoksa sizi helak ederim ) diyen turden biri olamaz.

 

Kiza , buzagiya karismayan bir yaratici.

 

(Hiristiyanlarin kitabindaki tutarsizliklara hic girmiyorum. Galileo nun afaroz edilmesi. ve son olarak Yedi gunahin degistirilmesi gibi..

Gerci adamlar akilli.. Habire Allah adina dinlerini yeniliyorlar... Akillica bi yontem.)

 

Yaratici nin varligini tartisirken, Hadisten ve Kur'an dan ayet soylerek , yaraticinin verligini ispatlamaya kalmak ta komik geliyor bana.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrı, buna müdahale ederse dininin ne anlamı kalır? o zaman ne dünyaya gelirdik, ne de sınav olurduk.

Ya da gezegenimizn ismi dünya değil, cennet olurdu. Müdahaleyi Tanrı'nın bize verdiği, tarihin akışını değiştirme gücüyle biz yapabiliriz ancak. Bu gücü bize ''akıl'' veriyor ve vahiy de rehberlik ediyor. daha ne olsun?

 

 

Ra'd Suresi 13.Ayet:

''Gök gürültüsü O'na hamd ile, melekler de O'nun korkusundan dolayı O'nu tesbih ederler. O yıldırımlar gönderir, onunla dilediğini çarpar. Onlar Allah hakkında mücadele edip duruyorlar. Oysa Allah'ın çarpması pek çetindir.'' (Elmalı'lı M.Hamdi Yazır'ın mealinden.)

 

Bu örnekte görüldüğü üzere Allah dilediklerinin üzerine yıldırım gönderip onları çarpmaktadır ve tabi ki bu açık bir müdahaledir.Küçücük çocukların sefaletten ölmelerine müdahale ettiğinde din anlamını yitirecekse,bu durumda din tümüyle ceza va korku üzerine kurulmuş olacaktır.

Oysa müslümanlığım döneminde benim Allah kavramından anladığım şey: Herşeyi yaratan,herşeyin anlamını önceden vermiş ve kaderi en küçük zerresine kadar belirlemiş,yani halihazırda zaten herşeye müdahale etmiş olan ve mükemmelliği nedeniyle de idrakdışı olma meşruluğuna sahip varlık.

Ama PthyGorass'ın da belirttiği gibi,Kuran'ı ayrıntılı bir şekilde anlamak amacıyla ve samimi bir mantıkla okursanız,onun herşeyi bilen kusursuz bir varlığın vahiylerinin toplamı olduğundan giderek daha çok şüpheye düşersiniz.Allah artık size,yaşamın güzelliğiyle yaratıklarını büyüleyen ve birlikteliğin hoşluğunu hissettiren bir varlık yerine,bir anda öfkelenen,ceza üzerine ceza veren,gönderdiği kitaplar tahrip edilebilmiş,hatta dünya üzerindeki en tutsal mabedi sayılan Kabe'yi bile sel baskınından koruyamamış,aciz ve insansı bir varlık olarak görünür.

Yaşadığınız ortamın şüphe etmek ve sorgulamak gibi gelenekleri bulunmuyorsa kaçınılmaz olarak siz de böyle bir çevrenin ürünü olursunuz.Aklınıza takılan dini konuları da tamamen din adamlarının yorumlarına tutsak ederseniz ortaya her esnekliğe dayanıklı olduğu iddia edilen,ama üzerinde binlerce yama bulunan kılıflar çıkar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.