Misafir isimsizuye Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 Efendim geçen gün çok sevdiğim bir ahbâbımın evinde iftara dâvetliydim. Adı Ömer. Kendisi bizim okulda arkeoloji bölümünde okuyor, arkeolojiye karşı inanılmaz bir ilgi duyuyor.. Yarım kilo baklava alıp evinin yolunu tuttum. Uzun zamandır da görüşemiyorduk hani, bu bizim için güzel bir vesîle olmuştu.. İçerde Elif isimli bir misâfir daha vardı, o da Mülkiye’de okuyormuş.. Orucumuzu açtıktan sonra salona geçtik, Ömer bize kahvelerimizi getirdi ve hep birlikte güzel mi güzel bir sohbete koyulduk.. Ben hep evrâk-ı metrûkemi yanımda taşıdığım için (bu belki de bir tür meslek hastalığı oldu bendenizde..) onlara feverannâme isimli şiir kitabımdan muhtelif şiirler okudum. Elif bana feverannâme kelimesinin ne anlama geldiğini sordu, ben de îzâh ettim: feveran kelimesi öfke mânâsındadır, nâme kelimesi de burada edebiyâtı temsil ediyor, imdi feverannâme öfkenin edebiyat yoluyla, daraltarak söyleyecek olursam: şiir yoluyla dile getirilmesi mânâsına geliyor.. Efendim merak buyurduysanız şâyet şiirimi buraya alıntılayayım da neden bahsettiğimiz mâlûmunuz olsun: feverannâme mi re mi do do mi re mi do do do re si lâ lâ do re si si si si do si lâ lâ biz bu vatanı bizim olduğu için sevdik şiirler yazdık türküler yaktık gün oldu kanımızla suladık dıştakiler yetmiyormuş gibi bir de içtekilerle savaştık mi re mi do do mi re mi do do do re si lâ lâ do re si si si si do si lâ lâ Ey bizi bize kırdıran gâvur oğlu gâvur! Dinle bu lâfım sanadır! Zafer sarhoşluğun boşunadır! Anadolu’nun öcü yakındır! mi re mi do do mi re mi do do do re si lâ lâ do re si si si si do si lâ lâ 07.07.06 Efendim hemen ilk bakışta bu şiirin bir hayli “garip” bir şiir olduğunu düşünmüş olmanız pek muhtemeldir. Ondan sebep şiirimin giriş, orta ve kapanış bölümünde ne yapmaya çalıştığımı îzâh edeyim: Efendim bu notalar kendimi bildim bileli dinlemekten pek keyif aldığım Sayın Zülfü Livaneli Beyefendi’nin Böyledir Bizim Sevdâmız isimli bestesinin giriş bölümünün notalarıdır. Bu notalar elbette ki porte üzerinde gösterilmedikçe müzikâl bakımdan birşey ifâde etmez, buna mukâbil şiir ile müziğin, öfke ile edebiyâtın, vatan sevgisi ile estetiğin sonsuz uyumunu resmetmesi hasebiyle bana pek isâbetliymiş gibi geliyor.. Efendim bir şâirin veya yazarın kendi çalışmalarını açıklamak için bir yazı yazdığı pek alışıldık birşey değildir, bu münâsebetle bunun bendeniz tarafından da bilinmekte olduğunu zikretmek isterim.. Ne var ki amacım da zâten bu değil, hem üstelik kendi şiirlerimin reklamını yapmaya çalışmak derdinde olmadığımı da bâhusus zikretmek isterim.. Efendim bendeniz bu vesîleyle son günlerde artan şiddet olayları hasebiyle başka bir hususun altını çizmeye çalışıyorum: efendim öfke başta olmak üzere insanın yaşadığı duyguların, içine düşmüş olduğu durumların dışa vurulmasının, dile getirilmesinin edebiyattan daha güzel bir yolu var mıdır acabâ!? Pekî siz hiç edebiyat ve müzik derslerinde şiir ve müziğin uyumu hakkında ve bu meyanda bu uyumun insan psikolojisi üzerindeki etkileri üzerine aydınlatıcı bilgiler ortaya koyan bir eğitimciye rastladınız mı!? Efendim bendeniz bu sorundan tüm Maarifi sorumlu tutmak değil ama Maarifin dikkatini şu noktaya celp etmek istiyorum: okullarımızda hemen her gün başta öfke olmak üzere bu gibi duyguların “zararlı”, “hastalıklı”, “insana yakışmayan” şeyler olduğu anlatılıyor, bunlardan sıyrılmak gerektiği aldatmacasının reklamı yapılıyor.. Ah şu hümanist etikçiler yok mu!.. Efendim asıl karşı çıkılması gereken şey bu gibi duygular değildir ve hattâ bunlar kendilerinden sıyrılmak zorunda olduğumuz şeyler de değildir, imdi asıl karşı çıkılması gereken şey: bunların dışa vurulma, dile getirilme biçimleri arasında insana yakışmayan türden olanlarıdır!.. Ne dersiniz, Maarif bu ayrımın farkına ne zaman varabilecek acabâ!? *** Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ tarlabaşı Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2006 maarifin tavrı bu konuda ne olur bilemem ama öfke yada bunun gibi duygulardan sıyrılma çabası son derece isabetlidir kimin neyi nasıl dışa vuracağına karışmanız mümkün değildir ve dışa vurum yöntemleri iyi yada kötü olarak kişisel fikirlerle değerlendirilir ve bu yöntemler çoğu zaman insanın kotrolünde olmadan dışa vurulur bu sebepten öfke ve benzeri duyguların dışa vuruma gerek kalmadan bünyeden atılması çabası çok daha mantıklı akıllıca ama zor olandır peki dışa vurum yöntemlerinin doğruluğunu kontrol etmek bundan dahamı kolaydır? bunu nereden bilebiliriz,yazdığınız metnin aralardaki nota dizilimlerinin amacı dışında şiir denilebilecek özellikleri yoktur ki buda kişisel bir görüştür birçok kişiye buda gayet gereksiz ve mantıksız gelecektir insanın duygularını belirtmesi ne şiirdir nede edebiyat bunları dikkate değer bir şekilde dile getirmesi meseledir.anlayamadığım bir konu ise nefretin bünyeden atılmaması ona karşın dile getirilme şeklinin doğru seçilmesi gibi bir fikri neden ürettiğinizdir insanın düşüncesinde nefret olmaması kadar güzel birşey olabilirmi ve nefreti tasvip etmek kadar(nasıl dile getirilirse getirilsin) kötü bir içselleştirme olabilirmi.biraz şaşırdım açıkçası böyle absürd bir fikri bu kadar kibar osmanlıca yada tahminimce farsçaya kaçan bir üslupla dile getirmeniz milliyetçiliğin içinde barındırdığı nefret duygusunu ne kadar benimsediği ve normal karşıladığının vücut bulmuş halidir diye düşünüyorum Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2006 of bu ne biçim bi beyin fırtınasıdır...??? walla tebrik ve takdir eder,saygılarımı sunarımdır ki ben çok uzun zamandır ÖFKESİ kendinden menkul böle bi yazı okumamıştım. yannız takdir edersiniz ki bendenizin beyin niyetine taşıdığı fındık,bu yazı karşısında şaşkınlığa gark olmuştur.ambale olmuştur. şöyle ki ben konu başlığını gördüğümde aha ben de yaziim iki kelam dediydim ayıptır sölemesi hazır blokum da 1. olmuşken lakin başlık ile makale arasındaki alakayı kavrayamadığımdan mıdır,yoksa ilahi beni gidi hümanist bi etikçi olduğumdan mıdır bilmem bana şiddet öfke ve icraları arasındaki bağlantı bi acaip göründü üzerinize afiyet... kuvvetle muhtemel ki ben annamadım,eminim içinde bi hiciv bi taşlama mevcut da ben mevzuya dahil olamadım diye düşünüyorum. çünkü eğer böyle diilse çok saygıdeğer alkım saygın bey arkadaşımızın bi kamera şakası olduğu kanaatine varmam çok yakındır... bu kadardır,saygılardır,hürmetlerdir... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ EunikE Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2007 insanın öfkeyi kendinden uzaklaştırması yerine onu ifade etme biçimini değiştirmesini savunmak bence çok anlamsız.. öfkesiz,nefretsiz olmak tabi ki çok daha güzel..ama öfkemiz varsa ve bunu zaptedemiyorsak şiddet yerine edebiyatı seçmek mantıklı ve çok daha hoş olabilir.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.