Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

PKK NIN YENİ KURBANLARI KİMLER?..


nail_amudi

Önerilen İletiler

PKK NIN YENİ KURBANLARI KİMLER?..

PKK Tetikçileri, Bayrampaşa Cezaevi’nin Mümtaz Direnişçilerinin Peşinde!..

 

Sivillere yönelik cinayetlerinin yanı sıra, örgüt içi infazlar nedeniyle de tepkileri üzerinde toplayan PKK’da, “Suriyeli-Türkiyeli”, “Bingöllü-Urfalı” kadrolar arasındaki hizipleşme tırmanırken, PKK’nın yeni kurbanları da belli oldu. PKK’nın ölüm listesine Bayrampaşa Cezaevi’nden tahliye olan iki örgüt sorumlusu eklendi.

 

Kani Yılmaz’ı ve “Sarı İbrahim” kod adlı Ramazan Toptaş’ı öldürterek örgüt içerisindeki konumunu sağlamlaştıran Murat Karayılan, PKK tetikçilerine bu sefer de örgütün Bayrampaşa Cezaevi eski sorumlularından Ferhan Güllü ve Sadrettin Aydınlık’ı hedef gösterdi.

 

Yürekleri ve beyinleri kendilerine ait olmayan, niçin ve kimi öldürdüklerini bilmeden, cinayetlerine bir yenisini daha eklemek için harekete geçen PKK tetikçileri, Bingöllü Ferhan Güllü ve Muşlu Sadrettin Aydınlık’ı arıyorlar. PKK tetikçilerinin, Ferhan Güllü’yü Köln’de bir tren garında yakaladıkları ve trenin altına itekleyerek, cinayete “intihar süsü” vermeye çalıştıkları, ancak Güllü’nün son anda trenin altında kalmaktan kurtularak kaçmayı başardığı belirtiliyor.

 

PKK’dan kaçmayı başaranlar tarafından oluşturulan bir internet sitesine yansıyan habere göre, PKK yönetimi, Güllü ve Aydınlık hakkında alınan ölüm kararının gerekçesini “mafya grupları ile işbirliği yapmak” şeklinde açıklıyor.

 

Örgüte yakın çevreler, yıllarca Bayrampaşa Cezaevi’nde örgüt adına sorumluluk yürüten mümtaz direnişçi (!) Güllü ve Aydınlık’ın, ölüm listesine konulmalarının arkasındaki nedenlerin farklı olduğuna işaret ediyorlar. Aynı çevreler, cezaevinden çıktıktan sonra katıldıkları toplantılarda ve sohbetlerde; PKK yönetiminin şiddet politikasını eleştirdiklerini, silahlı mücadele yoluyla sorunların çözümünün mümkün olmadığını, Hakkari ve Diyarbakır’da çocukların feci şekilde öldürülmelerinin örgütün ideolojisi ve söylemleriyle çeliştiğini, örgüt kadrolarında “Türkiyeli-Suriyeli”, “Urfalı-Bingöllü”, “kadın-erkek” vb. ayrımcılığın tırmandığını, Diyarbakır’daki bombalama eyleminin Murat Karayılan ile liderlik mücadelesine giren Suriyeli Fehman Hüseyin yandaşlarınca, Karayılan’ın güç duruma düşürülmesi amacıyla gerçekleştirildiğini, bu eylemin Karayılan’ın talimatıyla Suriye’de öldürülen Vifak Partisi sorumlularına bir misilleme olarak gerçekleştirildiğini, örgüt tarafından “Barış Grupları” olarak kamuoyuna duyurulan ve güvenlik güçlerine teslim edilen kadrolar başta olmak üzere, cezaevine düşen örgüt mensuplarının kaderlerine terk edildikleri, Avrupa ve dağ kadrolarının sadece kendilerini düşündüklerini, örgütün tüm söylemlerinin birbiriyle çeliştiğini, örgüt adına toplanan milyonlarca doların Avrupa ve Kandil arasında paylaşılırken, cezaevlerinin unutulduğunu” belirterek, kendilerini cezaevinde unutan PKK ile yollarının ayrıldığını açıklamalarının, “örgütün ölüm listesine” alınmalarına neden olduğu belirtiliyor.

 

Öte yandan, Bingöllü Ferhan Güllü ve Muşlu Sadrettin Aydınlık’ın, örgüt adına İstanbul’da topladıkları yüklü miktardaki parayla birlikte ortadan kayboldukları öne sürülüyor.

 

Hatırlanacağı üzere, PKK’nın son Kongresi’nde yönetimi ele geçiren Murat Karayılan’ın, Avrupa’daki muhalif Kürtler için bir “ölüm listesi” hazırladığı ortaya çıkmıştı. Karayılan, tasfiye için de Avrupa sorumlusu Canan Kurtboğa ile örgüt çevrelerinde “katil” olarak anılan Çukurcalı Behzat kod adlı Nedim Seven’i görevlendirmişti. Nitekim, ölüm listesinde yer alan PKK’nın eski İtalya sorumlusu Kemal Kara, Paris’teki 1 Mayıs kutlamaları sırasında, PKK’lıların saldırısından ağır yaralı kurtulmayı başarmıştı.

 

Örgüt içi infazların ve ölüm listelerinin sonu gelmeyecek gibi görünüyor. PKK’nın bugünkü durumu ile ilgili küçük bir saptama yaptıktan sonra, Kürtlerin kafalarına takılan birkaç soruyu PKK yönetimine yüksek sesle sormak istiyorum.

 

Evet, AB’nin terör örgütleri listesine alınması sonrasında şiddet politikasında ısrarlı olan ve aralarında çocukların da bulunduğu sivilleri hedef almaya devam eden PKK, Avrupa’nın yanı sıra, İran-Irak-Suriye-Türkiye’deki operasyonlar sonucunda köşeye sıkışmış, tabanının desteğini büyük ölçüde kaybetmiştir.

 

Bunun birkaç nedenini sıralarsak: Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının getirdiği moral çöküntüsü ve örgütsel sorunlar. Hemen ardından PKK’nın “Öcalan’ı kurtarma” örgütüne dönüşmesi, buna bağlı olarak ideolojik boşluk ve kimliksizlik, Batı ülkelerinin çoğu tarafından terör örgütü olarak görülme; eleman bulma ve para toplamada zorluklarla karşılaşma, değişik zamanlarda yaşanan ve önemli isimleri kapsayan bölünmeler, eski kadroların iyice hantallaşıp yozlaşması, silahlı eğitim alan binlerce militanın atıl bir şekilde yıllarca beklemesi, yasal siyasi çalışmalarda gözle görülür başarısızlık, harekete yakın belediyelerde yaşanan yolsuzluklar, örgüt içi iktidar/rant savaşları.

 

İşte Kürtlerin PKK yönetiminden cevabını beklediği birkaç soru:

 

Faruk Bozkurt, Engin Sincer, Siphan Badoshiva, Kemal Güneş, Hikmet Fidan, Kani Yılmaz, Sabri Tori, Veli Çat, Yasin Kanat, Viyan Soran, Berzan Düre, Hisen Mehmud Ebas, Mahmut Arda, Mustafa Yaygır, Mustafa Günaydın, Murat Bayun, Nazime Adtürk, Salih Tatoğlu, Abdurrahman Öz, Bilal Dilek, Özcan Koyuncu, Atilla Kanda, Şeyhmus Erden, Mehmet Şener… Aslında liste uzun… Yıllarca örgüt için mücadele eden bu kişiler, örgüt içi hesaplaşmanın kurbanları… Ölüm talimatını verenler ve uygulayanlar kimler? PKK yönetiminin şiddet politikasını eleştirdikleri için öldürüldükleri doğru mu?

 

Abdullah Öcalan için kendini yaktığı iddia edilen Viyan Soran, yoksa örgütün bir kurbanı mı?.. (Gözden çıkarılan ve ‘kayadan düştü’, “köpekten korktu kendini attı’, ‘psikolojik bunalımdaydı’, ‘kaza kurşunu’ diye açıklanan diğer infazlarda olduğu gibi…)

 

Rusya’daki Ayntav Kürt Evi’nin Başkanı olan Tambov İli Duması Milletveki Cemal Çatoyeviç Şamoyan’ın da ölüm listesinde adı var mı? Karayılan’ın adamı Mehmet Eşiyok’un, infaz kararının alınmasında bir parmağı olabilir mi?

 

Süleyman Soğan’ın oğlu Hakan gibi, Avrupa ülkelerinden kaçırılarak Irak’a götürülen binlerce çocuğa ne oldu? İngiliz muhabirin kız çocuklarına örgüt sorumlularınca tecavüz edildiği yönündeki haberi gerçek mi? Birleşmiş Milletler ve İsveç Çocukları Koruma Örgütü “Radda-Bamen”in yayınladığı raporlarda “PKK, 1999-2005 yıllarında 5 bin civarında çocuğu kaçırıp, eğitim kamplarında ideolojik/silahlı eğitim verdi. İsveç, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Suriye, Yunanistan, Türkiye, Irak, Ermenistan ve İran’dan kaçırılan bu çocuklar, örgütün silahlı eylemlerinin yanı sıra, kadro temini ve uyuşturucu satışında da kullanılıyor” deniliyor. PKK yönetimi bu raporu yalanlamayacak mı, yoksa yalanlasa da kimseyi ikna edemeyeceğini mi düşünüyor?

 

Kürtlerden toplanan paralar, Roj TV’nin reklam gelirleri örgüt yöneticilerinin Avrupa ülkelerindeki gizli hesaplarına aktarılıyor mu? Dağdaki kadrolar aç sefil yaşarken, Avrupa ülkelerinde boy gösteren örgüt sorumluları nasıl bir yaşam sürdürüyorlar? Avrupa’dakilerin yaşam standartları nedir? Mesela ne tip arabalar kullanıyorlar, nasıl evlerde kalıyorlar, marka olmayan kıyafetler ve ayakkabı giyiyorlar mı?

 

Özgür Politika gazetesi sorumlularından evli olan Cemal Uçar, gazetede muhabir olarak çalışan genç bir kızla gayri meşru ilişki yaşıyor mu? Suzan Samancı-Aydın Dere, Ayşe Kartal-Sedat Günay, Nigar Yıldız-Mehmet Tanboğa arasında yaşananlar ile ilgili olarak basına yansıyan “cinsel skandal-ahlak dışı ilişki” haberleri doğru mu? PKK’dan kaçmayı başaran 35 kadından biri olan 29 yaşındaki Dilaram’ın, Kandil Dağı’nda bayan kadrolara tecavüz edildiği, hamile kalanların öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına PKK yönetimi ne diyor? PKK’da yaşananlar, Necdet Buldan’ın “PKK’da Kadın Olmak”, Selim Çürükkaya’nın “Apo’nun Ayetleri” isimli kitaplarında anlatılanlar kadar insanlık dışı mı?

 

Rıza Altun Fransa, Muzaffer Ayata Almanya vatandaşlığına alındılar mı? Murat Karayılan, Cemil Bayık, Haydar Kaytan, Fehman Hüseyin, Zübeyir Aydar, Duran Kalkan… Sırada kimler var?

 

Hemşehricilik halen örgüt içinde görevlendirmede belirleyici bir etken mi? Murat Karayılan’ın Türkiyeli, Fehman Hüseyin’in Suriye ve İranlı kadroları yanına çekerek, örgüt liderliği için savaştıkları, Abdullah Öcalan’ın gözden çıkarıldığı, sadece figüran olarak kullanıldığı doğru mu?.

 

Neyse, soruların sonu gelmeyecek, ama bu soruları sormaya devam edeceğim…

 

 

Nail Amudi

[email protected]

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nail amudi kardeşim Alah razı olsun doğruları konuşuyorsun seni çok takdir ediyorum , pkk kimin kumandası düşmanlarımızın ülkemizin güçlenmesini birlik kurmasını istemeyenlerin düğmesi , bunların hedefide olsa olsa teröre karşı çıkanlardır ve hükümettir.Zaten eski bir adamlarıda aynınını söylüyordu , PKK NIN HEDEFİ HÜKÜMET DİYE , bunlarıda bilmekm lazım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 yıl sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.