Ara Güler Vefat Etti.

[Φ gloria]

“Sanat olmasına gerek yoktur fotoğrafın. Fotoğraf tarih olayıdır. Tarihi zaptediyorsun. Bir makine ile tarihi durduruyorsun” - Ara Güler -

Ara Güler dün gece tedavi gördüğü Florence Nightingale Hastanesi'nde 90 yaşında vefat etti.

 Konjestif kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği ve periferik arter hastalığı nedeniyle Florence Nightingale hastanesinde tedavi görmekte olan Ara Güler'in  dün gece kalp ve solunumu durmuş ancak kendisine uygulanan resüsitasyonlardan ilk ikisine olumlu yanıt vermiştir, bunun üzerine yoğun bakıma yatırılmış olan ünlü fotoğraf sanatçısı üçüncü kez kalbi durunca  tedaviye yanıt vermeyerek hayata gözlerini yummuştur.

Dün gece bu haberi okuduğumda gerçekten çok üzüldüm, böyle ulu çınarları kaybetmek insanın canını gerçekten yakıyor. Yakınları ve sevenleri başta olmak üzere tüm Türkiye'nin hatta dünyanın başı sağolsun demek istiyorum çünkü o kendisinden hep bir dünya vatandaşı olarak bahseden bir insandı. Bunda da son derece haklıydı. Hayatına şöyle bir göz atmak gerekirse İsmet İnönü'den, Winston Churchill'e, Indira Gandi'den, John Berger'e, Bertrand Russel'a, Bill Brandt'e, Alfred Hitchcock'a, Ansel Adams'a, Imogen Cunningham'a ve hatta Salvador Dali'ye daha da önemlisi Picasso'ya kadar bir çok ismin fotoğrafını çekmiş, ama daha kimler kimler var, Sophia Loren'ler, Dustin Hoffman'lar Federico Fellini'ler ve benim şu dünyada en sevdiğim diyeceğim 10 kişiden biri olan Maria Callas... Çok isim var çooook, her biri tarihi... Ara Güler tarihin ta kendisi.

Düşünsenize mesela Picasso ondan önce hiçbir fotoğrafçıya poz vermemiş bunu ilke edinmiş bir insanken Ara Güler onun bile fotoğraflarını çekmiş, onunla bile röportaj yapmıştır. Üstüne de Picasso onun resmini çizmiştir. Her ikisi için de aslında ne büyük şeref...

Bu alttaki Fotoğrafta Ara Güler'in çektiği Picasso fotoğrafını ve Picasso'nun Ara Güler'i çizerkenki fotoğrafını görebilirsiniz.  

BU da Picasso'nun çizdiği ve Ara Güler'e armağan ettiği çizimdir.

 

Mesela Salvador Dali'yle ilgili anısına bir göz atalım isterim, diyor ki; 

Dali’nin Paris’te oteline gittim, 101 numarada kalıyormuş. Kapısını açtım, bana bakıyor; “Niye benim fotoğrafımı çekmek istiyorsun?” dedi. “Çok meşhursun da onun için.” dedim.“Benim dakikam 25 bin dolardır.” dedi. “Güzel ama ben bir dakikada fotoğraf çekemem ki!” dedim. Beni tuttuğu gibi dışarı attı. O akşam bir Yahudi arkadaşımla yemeğe gittim.“Dali beni dışarı attı.” dedim, “O benim vaftiz babam.” dedi. “Ama sen Yahudi’sin o Hıristiyan nasıl olur?” dedim. “Sen karışma.” dedi, gitti konuştu. Ertesi sabah saat 11’de gittik. Dali bana bakıyor ben ona. “Senin fotoğrafını çekmeliyim. Adamakıllı bir fotoğrafın yok.” dedim. “Kimse yokken gel.” dedi. Ertesi gün saat onda gittim, üç gazeteci daha geldi. “Hani benden başka kimse olmayacaktı.” dedim. “Dur ben onları hemen salarım.” dedi. Elinde de gümüş saplı bir baston var. “Bilin bakalım, ziftin formülü nedir?” dedi. Kimse bilemedi. Formülü kafadan attı. “Benim adım Salvador Dali, bu bastonu ziftin içine sokar çıkarırım. Beş kuruşluk baston olur 50 bin dolar. Sen bunu yaparsan deli derler. Şimdi dediğimden ne anladınsa git onu yaz.” dedi. Üçünü birden toplayıp dışarı attı. O fotoğrafları o gün çektim.

[Φ gloria]

Ama ona istanbul fotoğrafçısı da derlerdi, her ne kadar bu tanımı tek başına kabul etmese de çektiği fotoğraflara bakınca istanbul'u kim daha iyi fotoğraflayabilir ki diye düşünmeden de edemiyor insan. Bir baksanıza şunların muhteşemliğine..

Kendisi bu fotoğraflar İstanbul'un görsel tarihini yazmamış mı Allahaşkına

 

  

  

,

  

 

 

[Φ gloria]

Ara Güler Dünyanın En iyi Yedi Fotoğrafçısından biriydi, peki Ara Güler kimdir?

16 Ağustos 1928 Beyoğlu İstanbul doğumludur. Pangaltı Ermeni Okulu ve Karaköy'deki Getronagan Lisesi'nde okudu, lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalışırken Muhsin Ertuğrul’un tiyatro kurslarına devam etti. 1950’de Yeni İstanbul gazetesinde gazeteciliğe başlarken aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine devam etti.

1956'da Time Life, 1958'de Paris Match ve Stern dergilerinin yakın doğu foto muhabirliğini üstlendi. Aynı dönemde Magnum Ajansı'na katıldı. 1961'de İngiltere'de yayınlanan British Journal of Photography Year Book onu dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri olarak tanımladı.1962’de Almanya’da çok az fotoğrafçıya verilen "Master of Leica" unvanını kazandı. Dünyanın dört bir yayında yüzlerce sergi açtı. 1964’de Mariana Noris’in ABD’de basılan "Young Turkey" adlı yapıtında fotoğrafları kullanıldı. 1972’de Paris Ulusal Kitaplıkta sergisi açıldı.

1975’de ABD’ye davet edildi ve yine aynı yıl Yavuz zırhlısının sökülmesini konu alan "Kahramanın Sonu" adlı bir belgesel film çekti. 1979’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin "Foto Muhabirliği" dalındaki birincilik ödülünü aldı.

Yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotoğrafları 1992’de Fransa’da, ABD ve İngiltere’de "Sinan, Architect of Soliman the Magnificent" adlı kitabı yayımlandı. Aynı yıl "Living in Turkey" adlı kitabı Ingiltere, ABD ve Singapur’da "Turkish Style" başlığıyla, Fransa’da "Demeures Ottomanes de Turquie" adıyla yayımlandı.

1994’de "Eski İstanbul Anıları", 1995’de "Bir Devir Böyle Geçti", "Yitirilmiş Renkler ve Yüzlerinde Yeryüzü" fotoğraf kitapları yayımlandı.

Ara Güler’in fotoğrafları Paris Ulusal Kitaplıkta, ABD’de ’nde Nebraska Üniversitesi Sheldon Koleksiyonu’nda bulunuyor. Köln Mueseum Ludwing’de Das Imaginare Photo Museum’da fotoğrafları sergileniyor.

Yakın zamanda da İstanbul'da Ara Güler Müzesi açılmış müzenin açılışına Güler de katılmıştı.