Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2005 "Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. İki ucu keskin bıçaktır bu işin. yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "ama senin için sunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.Sen aşkını doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. yürek sesi ne bilmeyenler ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini..." NAZIM HİKMET RAN Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ CILGIN Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2005 TŞK LER emily Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ bozan Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2005 "Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. İki ucu keskin bıçaktır bu işin. yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "ama senin için sunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.Sen aşkını doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. yürek sesi ne bilmeyenler ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini..." NAZIM HİKMET RAN walla ne iyi etmişsin ustadan bir yazı yollamakla. ben de bir şiir yollamak istedim. SENİ DÜŞÜNÜYORUM Türkiye Komünist Partisi, T.K.P.'m benim, seni düşünüyorum. Sen dünümüz, bugünümüz, yarınımızsın, en büyük ustalığımız, en ince hünerimizsin. Sen aklımız, yüreğimiz ve yumruğumuzsun. Dünyada bir anılır şanlı soyun var: sen küçük kardeşisin V.K.P. ('nin. Sen bana bugün mübarek alnındaki yara yerinle ve işçi bileklerinde zincir izleriyle göründün, yürüyorsun dimdik, pırıl pırıl. Ömrümde yalnız seninle ve senin safında olmakla övündüm. (...)" ( Nâzım Hikmet, Şiirler 6, sayfa 12) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ bozan Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2005 ve USTADAN BİR ŞİİR DAHA. UMARIM ONUN DEĞERİNİ BİR KEZ DAHA ANLAMANIZA KATKIDA BULUNUR. SEVGİYLE KAL. Bana bak Hey ! Avanak Elinden o zırıltıyı bıraksana Sana Üç telinde üç sıska bülbül öten Üç telli saz Yaramaz Hey Hey Üç telli sazın Üç telinde öten sıska bülbül Öldü acından Onu attım köşeye (Orkestra, başlıklı şiirinden) DÜNYACA ÜNLÜ VATAN ŞAİRİMİZDEN BİR ŞİİR DAHA. UTANIN UTANIN ŞAİRİM DİYE GEÇİNENLER Trrruum Trrruum Trrruum Trak tiki tak Makinalaşmak İstiyorum Beynimden, etimden, iskeletimden Geliyor bu Her dinamoyu Altına almak için Çıldırıyorum Tükürüklü dilim bakır telleri yalıyor Damarlarımda kovalıyor Ota direzinler, lokomotifleri (Makinalaşmak başlıklı şiirinden) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir TheLastofMohicaN Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2005 şimdi bozan amca sen böyle dedin ya NAZIM NAZIM HİKMET RAN olmaktan çıktı. dikkatimi cektide bu ikinci bide annesinin mi ne nereli olduğu hakkında yorum vardı. hayırdır mezarından sana birşeyler yapmadı değil mi Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir şevval Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 PİRAYE İÇİN YAZILMIŞ Kitap okurum: içinde sen varsın, şarkı dinlerim: içinde sen. Oturdum ekmeğimi yerim: karşımda sen oturursun, çalışırım: karşımda sen. Sen ki, her yerde "hâzırı nâzır"ımsın, konuşamayız seninle, duyamayız sesini birbirimizin: sen benim sekiz yıldır dul karımsın... 23 Eylül 1945 O şimdi ne yapıyor şu anda, şimdi, şimdi? Evde mi, sokakta mı, çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı? Kolunu kaldırmış olabilir, - hey gülüm, beyaz, kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi... O şimdi ne yapıyor, şu anda, şimdi, şimdi? Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor. Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir, - her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren sevgili, canımın içi ayaklar!.. Ve ne düşünüyor beni mi? Yoksa ne bileyim fasulyanın neden bir türlü pişmediğini mi? Yahut, insanların çoğunun neden böyle bedbaht olduğunu mu? O şimdi ne düşünüyor, şu anda, şimdi, şimdi?.. 24 Eylül 1945 En güzel deniz: henüz gidilmemiş olandır. En güzel çocuk: henüz büyümedi. En güzel günlerimiz: henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz: henüz söylememiş olduğum sözdür... 30 Eylül 1945 Seni düşünmek güzel şey ümitli şey dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey. Fakat artık ümit yetmiyor bana, ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum... 1 Ekim 1945 Dağın üstünde: akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde. Bugün de: sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de. Birazdan açar kırmızı kırmızı: gecesefeları birazdan açar kırmızı kırmızı. Taşır havamızda sessiz, cesur kanatlar vatandan ayrılığa benzeyen ayrılığımızı... 6 Ekim 1945 Bulutlar geçiyor: haberlerle yüklü, ağır. Buruşuyor hâlâ gelmeyen mektup avucumda. Yürek kirpiklerin ucunda uzayıp giden toprak uğurlanır. Benim bağırasım gelir: -"Pîrâye, Pîrâye!.." diye NAZIM HİKMET Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir şevval Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 TANYA:clover: zoe’ydi adı ismim tanya dedi onlara (tanya; bursa cezaevinde karşımda resmin bursa cezaevinde, belki duymamışsındır bile bursa’nın ismini bursa’m yeşil ve yumuşak bir memlekettir. bursa cezaevinde karşımda resmin sene 1941 değil artık, sene 1945 moskova kapılarında değil artık berlin kapılarında dövüşüyor artık seninkiler bizimkiler bütün namuslu dünyanınkiler.. tanya; senin memleketini sevdiğin kadar ben de seviyorum memleketimi seni astılar memleketini sevdiğin için ben memleketimi sevdiğim için hapisteyim ama ben yaşıyorum ama sen öldün sen çoktan dünyada yoksun zaten ne kadar az kaldın orada on sekiz senecik... doyamadın güneşin sıcaklığına bile... tanya; sen asılan partizan, ben hapiste şair sen kızım, sen yoldaşım resmin üstüne eğiliyor başım kaşların incecik, gözlerin badem gibi renklerini fotoğraftan anlamam mümkün değil fakat yazıldığına göre koyu kestaneymişler. bu renk gözler çok çıkar benim memleketimde de... tanya; saçların ne kadar kısa kesilmiş oğlum memet’inkinden farkı yok alnın ne kadar geniş, ay ışığı gibi rahatlık ve rüya veriyor insanın içine. yüzün ince uzun, kulakladır büyücek biraz, henüz çocuk boynu boynun henüz hiçbir erkek kolu sarılmamış anlıyor insan. ve püsküllü bir şey sarkıyor yakandan süsünü sevsinler mini mini kadın. arkadaşları çağırdım bakıyorlar resmine; _tanya senin yaşında bir kızım var. _tanya kız kardeşim senin yaşında _tanya senin yaşında sevdiğim kız bizim memleket sıcaktır bizde kıslar tez kadınlaşır.. _tanya senin yaşında kızlarla okulda, fabrikada, tarlada arkadaşız tanya; sen öldün ne kadar namuslu insan öldü ve öldürülmekte ama ben, söylemesi ayıpmış gibi geliyor bana ama ben yedi yıldır kavgada hayatımı tehlikeye koymadan hapiste de olsa da yaşıyorum) sabah oldu tanya’yı giydirdiler ama çizmeleri, şapkası, gocuğu yoktu iç etmişlerdi onları torbasını giydirdiler torbada benzin şişelesi, kibrit, kurşun, tuz, şeker.... şişelesi boynuna astılar torbasını verdiler sırtına göğsüne bir de yazı yazdılar “partizan” köyün meydanına kuruldu darağacı atlılar çekmiş kılıcı halka olmuş piyade askeri zorla seyre getirdiler köylüleri iki sandık üst üste iki makarna sandığı sandıkların üstüne yağlı urgan sallanır urganın ucunda ilmik partizan kaldırılıp çıkarıldı tahtına partizan kolları bağlı arkadan durdu urganın altında dimdik.. nazlı boynuna ilmiği geçirdiler bir subay fotoğrafa meraklı bir subay elinde makine; kodak bir subay resim alacak tanya seslendi kolhozlulara ilmiğin içinden “ _ kardeşler üzülmeyin gün yiğitlik günüdür. soluk aldırmayın faşistlere yakın, yıkın, öldürün....” bir alman vurdu ağzına partizanın genç kızın beyaz, yumuk çenesine aktı kan fakat askerlere dönüp devam etti partizan: “_ biz iki yüz milyonuz iki yüz milyon asılır mı? gidebilirim ben ama bizimkiler gelecekler teslim olun vakit varken...” kolhozlular kan ağlıyorlardı, cellat çekti ipi boğuluyor nazlı boynu kuğu kuşunun fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan ve hayata seslendi insan “_ kardeşler hoşça kalın kardeşler kavga sonuna kadar duyuyorum nal seslerini geliyor bizimkiler...” cellat bir tekme attı makarna sandıklarına sandıklar yuvarlandılar ve tanya sallandı ipin ucunda..." Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ bozan Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 şimdi bozan amca sen böyle dedin ya NAZIM NAZIM HİKMET RAN olmaktan çıktı. dikkatimi cektide bu ikinci bide annesinin mi ne nereli olduğu hakkında yorum vardı. hayırdır mezarından sana birşeyler yapmadı değil mi PUTLAR MEZARLARDA DEĞİL.İNSANLARIN BEYİNLERİNİN İÇİNDEDİR. SEVGİYLE KAL. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ made in turkey! Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 PUTLAR MEZARLARDA DEĞİL.İNSANLARIN BEYİNLERİNİN İÇİNDEDİR. SEVGİYLE KAL. umarım beynindeki o puttan sende bir an önce kurtulursun..beynini kapamış düşünme yeteneğini kaybediyorsun........... saygılarımla... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir alaTurka Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 Duygularimin, düsüncelerimin tercümani N.H.Ran! "Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir TheLastofMohicaN Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 umarım beynindeki o puttan sende bir an önce kurtulursun..beynini kapamış düşünme yeteneğini kaybediyorsun........... saygılarımla... karçiceğim arkadaşş şevval arkadaşş şu arkadaşa bişey söyleyin bana öyle bakmasın arkadaş PUTLAR MEZARLARDA DEĞİL.İNSANLARIN BEYİNLERİNİN İÇİNDEDİR. SEVGİYLE KAL. sevgili bozan amca kimse nazım HİKMET e tanrı diye tapmıyordur Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir TheLastofMohicaN Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2005 Bir Ayrılış Hikayesi... Erkek kadına dedi ki: -Seni seviyorum, ama nasıl, avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki: -Seni seviyorum, ama nasıl, kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beş yüz, yüzde hudutsuz kere yüz... Kadın erkeğe dedi ki: -Baktım nazım HİKMET RAN Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ deli gül Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2005 KARLI KAYIN ORMANINDA Karlı kayın ormanında yürüyorum geceleyin. Efkârlıyım, efkârlıyım, elini ver, nerde elin? Ayışığı renginde kar, keçe çizmelerim ağır. İçimde çalınan ıslık beni nereye çağırır? Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak? Kayınların arasında bir pencere, sarı sıcak. Ben ordan geçerken biri: 'Amca, dese, gir içeri.' Girip yerden selâmlasam hane içindekileri. Eski takvim hesabıyle bu sabah başadı bahar. Geri geldi Memed'ime yolladığım oyuncaklar. Kurulmamış zembereği küskün duruyor kamyonet, yüzdüremedi leğende beyaz kotrasını Memet. Kar tertemiz, kar kabarık, yürüyorum yumuşacık. Dün gece on bir buçukta ölmüş Berut, tanışırdık. Bende boz bir halısı var bir de kitabı, imzalı. Elden ele geçer kitap, daha yüz yıl yaşar halı. Yedi tepeli şehrimde bıraktım gonca gülümü. Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü. En acayip gücümüzdür, kahramanlıktır yaşamak: Öleceğimizi bilip, öleceğimizi mutlak. Memleket mi, daha uzak, gençliğim mi, yıldızlar mı? Bayramoğlu, Bayramoğlu, ölümden öte köy var mı? Geceleyin, karlı kayın ormanında yürüyorum. Karanlıkta etrafımı gündüz gibi görüyorum. Şimdi şurdan saptım mıydı, şose, tirenyolu, ova. Yirmi beş kilometreden NAZIM HİKMET Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir DeLİ eMİn Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2005 Şimdi şurdan saptım mıydı, şose, tirenyolu, ova. Yirmi beş kilometreden bu kısmın bu şarkıya eklenişi şöyleydi ve biz bu şarkıyı her söylediğimizde bunu arkasına eklerdik şu sapaktan sapsam sağa şu sapaktan sapsam sola 25 kmreden pırıl pırıldır moskova... ihi Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ asterix Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Ekim , 2005 yapma bozan hocam, bırak kendini şu şiirin dizelerine bak sen de seveceksin, sadece benden değil, senden de birşeyler vardır Nazım Hikmet'te... "Memleket mi yıldızlar mı Gençliğim mi daha uzak" söyle hangisi bize daha uzak, yoksa hepsi birden mi??? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ bozan Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 yapma bozan hocam, bırak kendini şu şiirin dizelerine bak sen de seveceksin, sadece benden değil, senden de birşeyler vardır Nazım Hikmet'te... "Memleket mi yıldızlar mı Gençliğim mi daha uzak" söyle hangisi bize daha uzak, yoksa hepsi birden mi??? PUTLAR HAKKINDA ; 1. ONLAR ELEŞTİRİLEMEZ 2. ONLARI ELEŞTİRENLERE umarım beynindeki o puttan sende bir an önce kurtulursun..beynini kapamış düşünme yeteneğini kaybediyorsun........... ŞEKLİNDE HAKARET EDİLEBİLİR. 3 PUTLAR KUTSALDIR, ONLAR İÇİN. TAPINMAK ARTIK ONU YÜCELEYEREK OLUVERİR. 4 HEP YILDIZLARDIR ONLAR GÖKYÜZÜNDE. ONLARA TAPAR DA DURUR BİRİLERİ SONSUZUN. SEVGİYLE KAL. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir DeLİ eMİn Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 PUTLAR HAKKINDA ; 1. ONLAR ELEŞTİRİLEMEZ 2. ONLARI ELEŞTİRENLERE umarım beynindeki o puttan sende bir an önce kurtulursun..beynini kapamış düşünme yeteneğini kaybediyorsun........... ŞEKLİNDE HAKARET EDİLEBİLİR. 3 PUTLAR KUTSALDIR, ONLAR İÇİN. TAPINMAK ARTIK ONU YÜCELEYEREK OLUVERİR. 4 HEP YILDIZLARDIR ONLAR GÖKYÜZÜNDE. ONLARA TAPAR DA DURUR BİRİLERİ SONSUZUN. SEVGİYLE KAL. bozan hoca sen istediğin kadar uğraş bugün nazım HİKMET i dünya tanıyor saygı duyuyor.. bir amerikalının nazım hikmetin hiroşima (kız çocuğu) şiirini okuduktan sonra japonyaya atılan atom bombolarının japon halkına nasıl zarar verdiğini anlamama yardımcı oldu deyisi. onun ne büyük bir usta olduğunu tekrar kanıtlıyor hoş sevmeyebilirsin illa sana nazım HİKMET i sev diyen de yok ama onu karalamaya çalışırsan bence bu senin acından düşündürücü olur çünkü onu karaladıkça yüceltir sense düşersin. yukarıda arkadaşda bir öneride bulunmuş hakaret olarak algılamaman lazım bence sende sevgiyle kal.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir şevval Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, Serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, Midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, Gocuklu celep kaldırınca sopasını Sürüye katılıverirsin hemen Ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, Hani şu derya içre olup deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer Ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak Kabahat senin, demeğe de dilim varmıyor ama Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim! N.H. RAN Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ bozan Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 bozan hoca sen istediğin kadar uğraş bugün nazım HİKMET i dünya tanıyor saygı duyuyor.. bir amerikalının nazım hikmetin hiroşima (kız çocuğu) şiirini okuduktan sonra japonyaya atılan atom bombolarının japon halkına nasıl zarar verdiğini anlamama yardımcı oldu deyisi. onun ne büyük bir usta olduğunu tekrar kanıtlıyor hoş sevmeyebilirsin illa sana nazım HİKMET i sev diyen de yok ama onu karalamaya çalışırsan bence bu senin acından düşündürücü olur çünkü onu karaladıkça yüceltir sense düşersin. yukarıda arkadaşda bir öneride bulunmuş hakaret olarak algılamaman lazım bence sende sevgiyle kal.. BAKALIM ; 1. MİKİ MAUS'U DA DÜNYA TANIYOR. BU NEYİ DEĞİŞTİRİR. 2. İNSAN OLAN NAZIM İLE CİDDİ BİR SORUNUM OLMADIĞI ORTADADIR. 3. BENİM İÇİN SORUN NAZIM HİKMET RAN2I TANRILAŞTIRANLARDIR. 4 BEN YALNIZCA NAZIM'I BİR ŞAİR OLARAK YAD EDİYORUM. AMA ŞİİRLERİNDEN HOŞLANMADIĞIMI İTİRAF ETMELİYİM. BANA GÖRE BERBAT YAZMIŞ. BUNU BEN BÖYLE KABUL EDİYORUM. KİME NE ? 5 AMA ASIL SORUN BENİM ŞAİRLİĞİNE OLAN BAKIŞIM DEĞİL. DAHA ZİYADE KİMİLERİNİN TANRILAŞTIRDIĞI NAZIM. SEVGİYLE KAL. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir alaTurka Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Kim kimi tanrilastirmis..... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir DeLİ eMİn Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2005 BAKALIM ; 1. MİKİ MAUS'U DA DÜNYA TANIYOR. BU NEYİ DEĞİŞTİRİR. 2. İNSAN OLAN NAZIM İLE CİDDİ BİR SORUNUM OLMADIĞI ORTADADIR. 3. BENİM İÇİN SORUN NAZIM HİKMET RAN2I TANRILAŞTIRANLARDIR. 4 BEN YALNIZCA NAZIM'I BİR ŞAİR OLARAK YAD EDİYORUM. AMA ŞİİRLERİNDEN HOŞLANMADIĞIMI İTİRAF ETMELİYİM. BANA GÖRE BERBAT YAZMIŞ. BUNU BEN BÖYLE KABUL EDİYORUM. KİME NE ? 5 AMA ASIL SORUN BENİM ŞAİRLİĞİNE OLAN BAKIŞIM DEĞİL. DAHA ZİYADE KİMİLERİNİN TANRILAŞTIRDIĞI NAZIM. SEVGİYLE KAL. şimdi soruyorum kaç kişi nazım HİKMET e tapıyor ben tapmıyorum mesela oda bir insandı doğdu büyüdü insan olmanın zaaflarını yaşadı belki hatada yaptı ve öldü. lütfen ama sende sevgiyle kal.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2005 AnLaYaMaDıLaR Biz ince bel,Ela göz,Sütun bacak için sevmedik güzelim Gümbür,Gümbür bir yürek diledik kavgamızda Ateşin yanında barut,Barutun yanında ateş olasın diye!.. Rakı sofralarında söylenip,acı tütün çiğnercesine sevdik ANLAYAMADILAR...... NaZıM HiKMeT RaN Kolay Gelsin Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ EmiLY_pandora Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2005 AÇLIK ORDUSU YÜRÜYOR Açlık ordusu yürüyor yürüyor ekmeğe doymak için ete doymak için kitaba doymak için hürriyete doymak için. Yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak yürüyor ayakları kan içinde. Açlık ordusu yürüyor adımları gök gürültüsü türküleri ateşten bayrağında umut umutların umudu bayrağında. Açlık ordusu yürüyor şehirleri omuzlarında taşıyıp daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri fabrika bacalarını paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak. Açlık ordusu yürüyor ayı ini köyleri ardınca çekip götürüp ve topraksızlıktan ölenleri bu koskoca toprakta. Açlık ordusu yürüyor yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor yürüyor ayakları kan içinde. NaZıM HiKMeT RaN - 9 Ağustos 1962 Kolay Gelsin Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.