editor Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2006 GÖÇ Tarihin her dönemi insanların göçüne tanık olmuştur. Evrimcilere göre, bu göç onbinlerce yıl önce Afrika’dan başlamış ve insanları kürenin her köşesine taşımıştır. Tarihçi Arnold Toynbee, pusula, tekerlek, harita gibi modern teknolojinin getirdiği hiçbir şey kullanılmadan gerçekleştirilen bu göçlerin, insanların aya inmesinden daha büyük bir macera olduğunu söyler. İnsanları dünyanın her köşesine yayan bu ilk göçlerin, bilim adamlarına göre, birçok nedeni vardır. Bunların arasında yaşamı kolaylaştıran (iklim, bitkisel örtü, besi olanakları gibi) yöreleri aramak, bulundukları toplumlardaki çatışmalardan uzaklaşmak, ve hepimizde doğal olan “acaba orda ne vardır” sorusuna yanıt aramak ta vardır. Dünya nüfusunun çok az olduğu dönemlerde göç etmek, bulundukları yöreden uzaklaşmak demekti. O dönemlerde ülke sınırları, bu sınırlarda birçok soru soran ve çeşitli belgeler isteyen görevlilerde yoktu. Nüfüsun 7 milyara yaklaştığı ve 200’den fazla ülke birimlerine bölünmüş modern dünyamızda göçün en büyük nedenleri arasında bireylerin ekonomik durumu ve maruz bırakıldıkları baskı (din ve ırktan gibi) vardır. Göç edenler genelde fakir bölgelerden zengine, gelişmemiş ülkelerden gelişmişlere giderler. Gelişmekte olan ülkelerde, Türkiye ve Çin’de olduğu gibi kırsal kesimden şehirlere büyük bir göç vardır. Gelişmiş ülkelerde “göç” dendiğinde, büyük ölçüde, az gelişmiş ülkelerden göç edenler akla gelir ve bunlar içindirki “göçmen” sözcüğü kullanılır. Ülkeler arası göçlerin büyük çoğunluğu Amerika, Fransa, Almanya gibi çok gelişmiş bölgelere olmasına rağmen, gelişmekte olan ülkelere bile daha az gelişmiş yerlerden, Türkiye’ye gelen Maldovalı, ve Gürciler gibi, insanlar göç etmektedir. Nüfüsunun ezici çoğunluğu yoksul olan dünyada, insanların bir yerden öbürüne devamlı bir yürüyüş içinde olması doğaldır. Amerika’yı büyük bir becerisizlikle yöneten Bush yönetimi, son günlerde göçmenlik sorununu gündeme getirmiş ve 12 milyona yakın (çoğu Meksika, Orta ve Güney Amerika’dan gelen) belgesiz göçmenlerle nasıl başa çıkacaklarını tartışmaya açmıştır. Genelde İspanyolca konuşan, ve kültürleri farklı bu “kaçak” göçmenleri gündeme getirmekte amaç, dikkati ülkenin önemli sorunlarından, Irak, bütçe açığı, sağlık gibi, konulardan uzaklaştırmaktır. Ayrıca, gelişmiş Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Amerikan yönetimi de sağcıların göçmenlere antipatisini kullanmak istemektedir. Amerikan sağcıları örneğin, 5,000 kilometrelik Meksika sınırına duvar örmeyi, İngilizceyi resmi dil yapmayı (Amerikan anayasasında “resmi dil” yoktur), ve binlerce “hudut askerini” sınıra yığdırmayı önermektedir. Esasında belki de Amerika’da göçmenliğin gündeme gelmesi iyi olmuştur, çünkü göçmenliğin nedenlerini ve insanları yurtlarından uzaklaştıran koşulların neler olduğunu ciddi bir şekilde düşünmemize ve tartışmamıza yol açmıştır. Göçmenlikle ilgili birçok sorular sorulmaktadır. Yılda yaklaşık bir milyon “resmi” vize vermesine rağmen, Amerika “kaçak” göçmenliği neden önleyememektedir? İki buçuğu Türk olmak üzere 5 milyona yakın göçmeni olan Almaanya ve iki milyondan fazla Kuzey Afrika göçmeni olan Fransa’nın “kaçak” göçmenler hala büyük bir sorundur? Gelişmiş ülke vatandaşlarının yapmadıkları işleri yapan, genelde asgari ücretten daha aza çalıştırılan bu göçmenler gittikleri ülkeye yaralı mıdır zararlı mıdır? Gelişmiş ülkelerdeki göçmenlik tartışmaları, sağcıların “vatan, millet, sakarya” oyunları mıdır? Amerikan sağcıları, Almanya’da olduğu gibi, göçmenlere “misafir işçi” sisteminin uygulanmasını, 12 milyon kaçak göçmenin de en kısa zamanda ülke dışı edilmesini savunurlar. Bunu yaparken, “misafir işçi” vizesi veren Almanya’nın kaçak göçmenliği önleyemediğini, gelişmiş Kanada’dan kaçak göçmenin gelmediğini göz ardı ederler. Almanya, Fransa ve Amerika gibi çok gelişmiş ülkeler nedense kaçak göçmenliği önleyecek gerçek çözümü görmemezlikten gelirler. Ama, Amerika’da, “vatan, millet, sakarya” amacıylada olsa gündeme getirilen göçmenlik sorunu, sağcılar istemese de, aşağıda kısaca özetlenen gerçekçi çözümün de ciddi bir şekilde konuşulmasına önayak olmuştur. Dünyada çok fakir ve çok zengin ülkeler oldukça, fakir ülkelerden zenginlere, kaçak veya resmi yollardan, göç olacaktır. Dolayısıyla çözüm, gelişmemiş ülkelerin ilerlemesi ve vatandaşlarına onurlu bir hayat sağlamalarıdır. Bir yandan göçmenleri, özellikle kaçak olanları, insanlık dışı cuzi ücretlerle çalıştıran, öbür yandan politik nedenlerle göçmenlere düşmanlık yapan zengin ülke iş adamlarının yaptıkları, sahtekarlıktan başka birşey değildir. Ekonomik durumları çok iyi olan ve sağlıklı ve eğitilmiş nüfuslara sahip olan gelişmiş ülkelerin, eğer göçmenlik konusunda samimi iseler, geri kalmış ülkelerin ilerlemesi için liderlik pozisyonunu sahiplenmelerinin zamanı çoktan gelmiştir. Gelişmiş ülkeler, kendi inşa ettikleri hapishanelerde saklanacaklarına, fakir ülkelerin gelişmesi için ellerinden geleni yapmalıdırlar. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ bozan Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2006 Sevgili editçi dostum, nicedir yoksunuz, hoşgeldniz yeniden...Bak seni şiddetele takip edenlerdenim her ne kadar bizim yazdıklarımıza yanıt yazmasanız da ( biliyorum meşgulsünüzdür ) ben yine de ısrarla sizi takip ediyorum... Burası Türkiye olunca ister istemez yazılarınıza hep muhalif yönde yazılar yazıyoruz, bir de benim gibi ihtiyar bir adam olunca tamamen muhalif oluyor herşeye... Ve zira ki bu ülkede ; Serdar Ortaç sanatçıdır, Mesut Yılmaz Siyasetçidir, Ümit Özat'ta futbolcudur, Hal böyle olunca ben ne spora ne siyasete ne de sanata başarılı olamam diye giremiyorum, rakipler çok çetin, geriye forumda yazı yazmak kalıyor... Yani bir daire-i fasitte yuvarlanıyoruz...İşte bizim yorumlarımız bu yüzden hep muhalif oluyor... Göç demiş olduğumuz hadise insanlığın tarihi kadar derindir, fakat ilk göçleri ile bugünkü göçleri tamamen birbiririnden ayırmaya da mecburuz. Şimdilerde göç tek anlamda daha iyi yaşamanın bir fırsatı , şimdi otuzlarında bir delikanlı olsaydım, ben de kaçak göçek kendimi atmak isterdim bir gelişik ülkeye.. Bu arada soru şu göçe karşı olanlar gerçekten karşı mı ? bence değil, dünyada çözümsüzlük yoktur, daire-i imkanda, Kainat bile mümkünler anlamındadır. Şu dünyada bir kıbrıs meselesi çözüme kavuşamaz gibi görünüyor bir de meşhur şark meselesi, o da çözülür de Ecevitin tekrar iktidara gelmesi lazım, Adayı alıverir olur biter..... Yani bence göç öncelikle bedava işçidir, sonra insan tacirliğidir... Uydudan evimizi izleyen büyük birader en nihayetinde istese bunu da halleder, lakin abdenin ve kıta avrupasının bir cazibe merkezi olduğu ortada. Ülkemizde de normal zamanlarda ( darbe dönemleri hariç yani ) böyüh şeherlere göç yine iktisadi bir zaruret, bunun aşılması gerekir doğrudur, amma ki dünyada 1. 12 tirilyon dolar silaha yatırılırken her yıl, hepi topu 1500 şirket para kazansın diye hertürlü ayrılıkçı düşünce pompalanırken evrene oturup zavallı göçmenleri düşünmek kimsenin aklına da gelmiyor... mabadi var.. bozan Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 18 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Aralık , 2006 Ancak beyin göçü vardırki bunu "ekonomik gerekçelerle" açıklamak gerçekten imkansızdır. Bir ülke nasıl gelişir ?. Bir ülkeyi her şeyden önce kendi aydınları, bilim adamları geliştirir. Eğer bir Türk bilim adamı. bir buluş gerçekleştirirse, bir program geliştirirse. İlk aklına gelen bunu Tubitakla paylaşmak değilde, Dünya devi firmalardan birine satıp hemen zengin olmak olursa, elbette gelişimi beklemek üstten beklemeye eşittir. Birazda bu bilinç işidir. Hindistanlı bilgisayar muhendisleri bir başarı kaydedince. hemen soluğu avrupa ülkelerinde alsaydı bu gün Yoksul Hindistan bir dünya yazılım devi ülkeye dönüşemezdi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 arkadaşım. Öncelikle Türkiye'yi ülken olarak kabul etmiyorsan bu farklı bir şey kimse seni bu yüzden eleştiremez. Ancak hem Türkiye benim ülkem deyip. Hem ben orada yaşamak istemem dersen bu çok farklı bir şey. Yani bir yandan, bu forumda yazdıklarında gördüğüm kadarıyla, kendini Türkiyede olan bitenen duyarlı hissediyorsun. türkiyede şunun şöyle olması gerektiğini vs söylüyorsun. Ancak bir yandan ülkem dediğin yerde yaşamak istemiyorsun. Kusura bakma ama mücadeleden vs den bahsettiğini görüyorum sürekli, ancak sana daha bu ülkede yaşamak zor geliyorsa kanımca mücadele lafı biraz eğreti durur senin ağzında. Evet ülkemizde bir çok olumsuz şey vardır. Kötü giden bir sürü şey vardır. Ancak hepimiz bunun mağduru olduğumuz gibi parçasıyızda. Ne olursa olsun burası bizim ülkemiz. Nedir doğrusunu "aaa bu ülkede okunmaz, yaşanmaz" deyip sağa sola kaçmak mı. yoksa bu ülkene sahip çıkıp daha iyisini yapmak mı. ve açıkçası ben pek samimi bulmuyorum. Bir yandan bireysel kurtuluş çabasıyla, ülkesinde yaşamayı kendine layık görmeyim. sonra mücadeleden bahsetmeyi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 ah be güselim la boheme... yaşın kaçtı senin yaw?bu yazdıkların ne şimdi?birbiriyle alkasız kaç cümle üst üste...abi sana ne demiş sen ne yazmışsın cewap diye? ben de yeni model solcu deyince kızıyorsunuz ama böyle işte sayın CYRANO...bi de işsiz güçsüz orta yaşlılar olarak suçlanıveririsiniz... bi kaç topikte yazdıklarını okudum la boheme,çoğunda da ''yarış atı'',''ezberci sistem'',''nazım'',''deniz''gibi ağızlara pelesenk olmuş tamlama ya da kelimeleri görmek mümkün...lakin bunlar artık eskidi.(şimdi bu cümleden yola çıkacak alakasız cewabını da tahmin ediyorum ama buna rağmen yazdım ya kendimi tebrik ettim şimdi... ) ben senin yerinde olsam CYRANO'nun yazdıklarını bi daha okurdum... bi kere orda(yurtdışında) doğmuş büyümüş olduğundan hareketle (yanlış da biliyor olabilirim) diyorum ki aidiyetine karar vermelisin...eğer türkiye vatandaşı gibi hissediyorum kendimi diyorsan ben oralara gelmem dememelisin...eğer oralara gelmem diyorsan,mahir,deniz,sistem dememelisin.(zaten o da nası bi zorlamayla kurulmuş bi alakadır anlayamadım ama...) hiç bilmediğin bi sistemde,hiç tanımadığın,bilmediğin,maruz kalmadığın''adaletsizlikten,eğitim sistemindeki bozukluktan,işsizlikten''nasıl şikayet ediyorsun? ne kadar samimisin? ailen batıya göçtüğü ve bu ülkeyi bırakıp gittiği için bi eziklik duyuyorsun da ondan mıdır bu eski solcu apartması cümleler? kal sen orda zaten;fransa hükümeti sana iş de bulur,aş da bulur,eş de bulur,ne istersen yaparsın,mutlu mesut yaşarsın... sen zaten gelme...ama burdakilere de karışma...ben bu ülkeye ait olmaktan,''adaletsizliğe,düşünce suçuna,kötü eğitim sistemine,kadrolaşmaya''maruz bırakılmış yaşlı ve işsiz;zamanının tümünü internette,bu forumda yazarak geçiren biri olmaktan gayet mutluyum... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2006 ah be güselim la boheme...yaşın kaçtı senin yaw?bu yazdıkların ne şimdi?birbiriyle alkasız kaç cümle üst üste...abi sana ne demiş sen ne yazmışsın cewap diye? ben de yeni model solcu deyince kızıyorsunuz ama böyle işte sayın CYRANO...bi de işsiz güçsüz orta yaşlılar olarak suçlanıveririsiniz... bi kaç topikte yazdıklarını okudum la boheme,çoğunda da ''yarış atı'',''ezberci sistem'',''nazım'',''deniz''gibi ağızlara pelesenk olmuş tamlama ya da kelimeleri görmek mümkün...lakin bunlar artık eskidi.(şimdi bu cümleden yola çıkacak alakasız cewabını da tahmin ediyorum ama buna rağmen yazdım ya kendimi tebrik ettim şimdi... ) ben senin yerinde olsam CYRANO'nun yazdıklarını bi daha okurdum... bi kere orda(yurtdışında) doğmuş büyümüş olduğundan hareketle (yanlış da biliyor olabilirim) diyorum ki aidiyetine karar vermelisin...eğer türkiye vatandaşı gibi hissediyorum kendimi diyorsan ben oralara gelmem dememelisin...eğer oralara gelmem diyorsan,mahir,deniz,sistem dememelisin.(zaten o da nası bi zorlamayla kurulmuş bi alakadır anlayamadım ama...) hiç bilmediğin bi sistemde,hiç tanımadığın,bilmediğin,maruz kalmadığın''adaletsizlikten,eğitim sistemindeki bozukluktan,işsizlikten''nasıl şikayet ediyorsun? ne kadar samimisin? ailen batıya göçtüğü ve bu ülkeyi bırakıp gittiği için bi eziklik duyuyorsun da ondan mıdır bu eski solcu apartması cümleler? kal sen orda zaten;fransa hükümeti sana iş de bulur,aş da bulur,eş de bulur,ne istersen yaparsın,mutlu mesut yaşarsın... sen zaten gelme...ama burdakilere de karışma...ben bu ülkeye ait olmaktan,''adaletsizliğe,düşünce suçuna,kötü eğitim sistemine,kadrolaşmaya''maruz bırakılmış yaşlı ve işsiz;zamanının tümünü internette,bu forumda yazarak geçiren biri olmaktan gayet mutluyum... Sevgili nazanözkan sizi çok anlayabiliyorum.. Ancak sevgili la_bohéme arkadaşımıda çok ama çok iyi anlayabiliyorum... Ve bu nedenle de kimsenin yaşını sorma gibi bir niyetle ortaya çıkmıyorum... Ki böyle bir yaklaşımla yola çıkıldığında önümdeki engellerden bizzat kendimin sorumlu olacağını hatırlatan kösteklere mutlaka rastlayacağımdan eminim... Her neyse konunun özüne dönersek yurtdışında veya yurt içinde bir insanımız/vatandaşımız eğer ''yarış atı'',''ezberci sistem'',''nazım'',''deniz'' şeklinde bir düşüncesini eleştirir ve onun felsefeyi yapısın bu yönde küçümsiyeceksek öncelikle orada bir duracağız çünkü bunu bilemeyen, kendi değerine sahip çıkamayan, onu zindanlara atan bir zihniye izmet etmiş oluruz.. Diğer taraftan ise buralara gelmemiş olsa bile mahir,deniz,sistem gibi laflar pekala da edebilir insan çünkü bizde bugün hukuk, bilim, sanat, edebiyat ve uygarlık anlamında batının birçok isim ve gelişmesini pekala şablon olarak kullanabiliyor ve bunların yazın, edebiyat ve kültürlerinden çok iyi yararlanabiliyoruz. Yararlanmalıyızda çünkü öncelikle insanız, sonra ise bedenimizin hiç bir organının değeri olmama bilinciyle düşünsel ve ruhsal zenginliğimizle varlığımızı, katılımızı, araştırmalarımızı ve sorgulamalarımızı ortaya koyarak var olmaya çalışmalıyız... Sevgili arkadaşımız da bunlarda biri... Tıpkı benim gibi.. Senin gibi.. Bu nedenle sevgili la_bohéme arkadaşımızın düşüncelerini burada ifade etme konusundaki özgürlüğünü ne pahasına olursa olsun destekliyor onu sonuna kadar yanında olacağımı belirtiyorum... Ve şunu çok iyi biliyorum.. OKUMASINI BİLİYORSAN HER İNSAN BİR KİTAPTIR.. Sevgiyle kalın.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 21 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Aralık , 2006 aslında konu başlıklarıyla alakasız iletiler yazmaktan çok nefret ederim ama buna bi açıklama yazmak zorunda kaldım. hatalı davrandım özür dilerim,günlük yaşamında türkçeyi kullanmayan biri için fazla zeka gerektiren cümleler kurmuşum. hem burayı fikir paylaşımı değil şov alanı olarak kullanan birine neyi ne kadar anlatabilirm ki? saygılar,hürmetler... neyse yarenler alla hepinize akıl fikir versin...amin... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2006 Sayın nazanözkan,Biraz yazdıklarınızı açayım belki bazı arkadaşlar için daha anlaşılır olur... Denmişki Deniz geçmiş, Yusuf İnan, Mahir gibi insanlar ülkesini ne olursa olsun terk etmemiş ülkesi için ölmüş onlar senin durumunda olan insanları hiç anlamamışlar... Hem ülkenin eksiklerinden bahsedeceksin hemde başka bir ülkede olmak sana daha cazip gelecek.... Nazan diyorki madem ülkeni seviyorsun maden Deniz Geçmiş Yusuf İnan senin için bu kadar değerli ve her konuşmanda geçiyor onların yaptıklarını yap... Ülkenin insanı için falan filan... Çelişki burada açayım dedim oh beeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee... (Nazan kızma sakın aslında çok açık yazmışssın ama) Yanlız nazanözkanın lafından şu da çıkartılmamalı yurt dışında yaşayan insanlar Türkiyeye karışmasınlar onlar orada yaşıyorlar ne işleri var Türkiyedeki eskiklikleri görmeye.... sanırım nazan karşı olduğu şey la_bohéme gibi hem orada yaşamamnın ve oradan konuşmanın rahatlığını bırakmak istemeyenler ve oradan Türkiyede işin içinde olup bu işle dünden bugüne savaşım veren insanları küçümseyenlerden bahsediyor... Bazan size bir daha oku denildiğinde 10 defa okursanız ayırdına varırsınız... Herkese karşıt olarak bakarsanız karşıtlık sizi sonu olmayan yerlere sürükler... Bunda benim üç kuruşluk düşüncem... hay ağzını öpeyim xmen beyciim... aynen bunları demek istedim hatta daha da şunları demek istedim ki;: ben solcuyum,yaşasın devrim,fransa da cillop gibi memleket,zaten türkiyede düşünce özgürlüğü yok gibi cümleler kurmanın manasızlığını... burda okula gitmemiş birinin eğitim sistemi ile ilgili ancak hariçten gazel okuyabileceğini... bu arkadaşın davranışının bi adı varsa onun da tamamen ''abesle iştigal''olduğunu... ha bendeniz şark kafasına sahip bir zat olarak ''avrupadan bakıyorum''.......masına maruz kalmak hasebi ile fazlaca tepki vermiş olabilirim onu da söyliim siz söylemeden... lakin söylesem ne değişecek?kim neyi savunuyor anlayan beri gelsin... işte bakınız göç olgusunun makus sonuçları...ne olduğunu bilmeyen,nereye ait olduğunu bilmeyen bi kuşak... ülkeye sahip çıkmak 4-5 yılda bir gelip oy kullanmak değildir küçük hanım... yiyorsa gelirsiniz çok sevdiğiniz memleketinize,devrim mi yapıyosunuz,artiz mi oluyosunuz buralarda olursunuz...paris'ten göründüğü gibi değil buralar.. unutmadan;daha önce de dediğim gibi anadilinizin türkçe olmayışı sebebiyle alıntı yaptığınız cümlelerimden birini de yanlış yorumlamışsınız yeri gelmişken düzeltiim:''apartma''-abartma kelimesinin ''b''yerine ''P'' yazılmış hali değildir. ''apartma'' argo bi kelime olup''şahsım''tarafından o cümle içinde ''aşırma'' hatta olumlamak gerekirse ''alıntı'' anlamında kullanılmıştır... siz yine de fransızcanıza devam ediniz çünküm ne der fransızlar:“La traduction est comme une femme - lorsqu’elle est belle, elle n’est pas fidËle; lorsqu’elle est fidËle, elle n’est pas belle”.(çeviri kadın gibidir;güzel olanı sadık değildir,sadık olanı güzel değildir...yanlış da çevirmiş olabilirim,bi bilene sormadım,affedin... ) olumlamak fiilini de size uzun uzun anlatmak isterdim lakin işim gücüm var maalesef,yarın sabah erkenden kalkıp emekçiyi sömüren,kapitalist sistemin ait olduğum dişlilerinden biri olmak ve günün birinde avrupalı türklerin gelip dewrim yaparak biz ezilen ....... anadoluluları kurtarmasını beklemek durumundayım...malum bizim eğitim sistemimiz buna müsait değil... allah hepimize sabır,akıl fikir bana da kaşlarımı alacak güç versin...amin... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ adrenalin Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2006 yorumlamışsınız yeri gelmişken düzeltiim:''apartma''-abartma kelimesinin ''b''yerine ''P'' yazılmış hali değildir. ''apartma'' argo bi kelime olup''şahsım''tarafından o cümle içinde ''aşırma'' hatta olumlamak gerekirse ''alıntı'' anlamında kullanılmıştır... sayın nazanözkan ben hiddetinize nail olmak istemem ama... pek sayın nobel sahibi orhan abimiz aparmışmıdır?? yoksa apartmışmıdır..? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2006 sayın nazanözkan ben hiddetinize nail olmak istemem ama... pek sayın nobel sahibi orhan abimiz aparmışmıdır?? yoksa apartmışmıdır..? şimdi ne desem boştur bu mevzuda adrenalin sahibi pek sayın üstadcıııım... zira orhan abimizi okuyp keyif alanlardan lakin nobeline mana veremeyenlerdenim bendeniz naçizane... çünküm bana biraz eurovision kazanmış sertab erener tadı vermiştir bu mevzu... hem abaRmış hemi de aPartmış oldum galba,kanaatindeyim... umarım sualinize uygun bi cewap olmuştur... saygılardır,hürmetlerdir,üstadım... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ adrenalin Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2006 Böyle çelik çomak oynar gibi destek yazıları yazmak biraz tuhaf geliyor bana... benzetmede bir hata var sanki...(saranın ters kafası) çelik-çomak oynadığına eminmisin daha önce.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 sayin CYRANO ben yasadigim ulkeninde guncel haberlerini takip ederim Yada ben hindistan,sri lanka gibi ulkereride incelerim.... Ben gelmem dedim ama bu ulkemi sevmiyom demek degildir...Gelmem icin bir neden yok!!!Analizci ve ezberden uzak egitiliyoruz.... Saatlerce sinavlara calismiyoruz... Bizi kimse yaris ati gibi gormuyor... Ve okul hayatimiz bitince ya is bulamazsam korkumuzda olmuyor... Sizce bu dediklerim yalan mi? Forumda siz dahil yazanlarin hepsi niye yasca buyuk kisiler!!! Sizce ben bos birimiyim ki zamanimi burda geciriyom eger buna vaktim kaliyorsa ve kendimi egitebiliyorsam bence sistemde bir sey var demektir...Yada ulke egitim sistemi bozuktur derim... Mucadeleleri severim!!! Hayattada kacmam!!! Ancak kadrolasmaya,devletin kurulmus kurallarini hice saymaya,kendilerini Ataturkcu kilifa sokup sonrada yenilikci baslik altinda yapilan iki yuzlulugu benim bunyem kaldirmaz!!!Eger yasaydim orda bende dusunce suclulari arasina girerdim sayin CYRANO... "Ne olursa olsun burasi bizim ulkemiz.." Nazim Hikmette bu ulkenin ferdiydi.Denizde.Huseyinde.Mahirde Ama sonuc ne oldu... Bak arkadaşım 28 yaşındayım. yaşını bilmiyorum. Ayrıca görüyorumki, sen kendinle tamamen çelişki içerisindesin. Zira biz daha unutmadık Fransada, göçmenlerin ayaklanmasını. Göçmenlerin hayvanlara layık görülebilecek kamplara kapatılmasını. Orada yaşasaydım düşünce suçluları arasına girerdim vs demişsin. Allah aşkına sen Türkiyeyi Nazi almanyası falan mı sanıyorsun. Türkiyedede iyi eğitim alanlar, rahat yaşayanlar vardır. Sokakta yaşıyanlarda. Tıpkı Fransada olduğu gibi. Ezbercilikten uzak eğitim alanlarda vardır. Göçmen kamplarında bir göz odada yirmi kişi yaşamaya mahkum bırakılanlarda. Paris karakollarında, sırf göçmen oldukları için, Polis tarafından ırkçı muammeleye maruz kalanlarda. Sınıf çelişkileri dünyanın tüm ülkelerinde vardır. Sen hem yaşadığın emperyalist ülkeyi bize övüp bir yandanda sosyalist ağızla konuşuyorsun. İşte benim anlamadığım nokta bu. Tekrar söylüyorum daha bu ülkede yaşamayı kendine layık görmüyorsun bir yandanda, bu ülkenin bir yurtseveri olarak görüyorsun kendini. sencede bu çelişki değil mi. Bir şeyi unutmamalasın. Bir devrimci, bir yurtsever öncelikle ülkesini sever, onu savunur, onun daha iyi olması için uğraşır. Hiç bir ülkeyi kendi ülkesine tercih etmez. Alman yurtseverleri vardı. Nazi almanyasında bile ülkelerini terketmeyi reddeden. Çeşitli şartlar yüzünden ülkenden başka bir yerde yaşıyor olabilirsin. Ancak buna, başka gerekçeler arama. Kısacası, "Orada yaşamak istemezdim" dediğin bir ülkenin yurtseveri olamazsın. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2007 Bazen insanı gerçekten şaşırtıyor. Mesela Nato'nun yugoslavya operasyonundan sonra, Yunanistanda "NATO With Down" diye bir miting düzenleniyor. Dünyanın heryerinden NATO karşıtları mitingde toplanıyor. Miting bittikten sonra, Türkiyeden gelenler araçlarına dönerken, bir grup onların yanına geliyor ve "ne olur dönmeyin ülkenize " diyor. Türkiyeden gelenler neden diye soruyor. bir kadın cevap veriyor "oraya dönerseniz sizi keserler" kadınla sohbet ediyor ve kadın bir italyan. oraya göç eden türklerin böyle anlattığını söylüyor. Kadına türkiyede mitinglerin yapıldığını, hatta yasal bir komunist parti bulunduğunu vs anlatıyor. Bunları anlatırlarken o kadında diğer yabancılarda ağızları açık bir şekilde dinliyorlar. Çünkü oraya göç eden türklerden gerek ekonomik sebeplerle gerek siyasi sebeplerle ( ki ikincisi ekonomik göç edenlerin belki %0,05 idi) Türkiyede şöyleydi böyleydi diyerek, nazi almanyası tabloları çizerek. Kendi mantıklarına kılıf aradıkları için insanlar böyle sanıyor. Mesela iş bulmak için Fransaya kaçak gidip. orada göçmen kamplarında ****** muammelesi gören adam ( ki gerçekten batı ülkelerinde göçmen kamplarında kalanlar ****** muammelesi görüyor) Kendi ülkesini sokaklarda muhaliflerin kesildiği gibi anlatıp, mazlum görünme çabasına düşüyor. İnsan eğer vatansever olduğunu iddia ediyorsa, herşeyden önce vatanını savunur heryerde. Bir oturma izni için, vatanını böyle anlatmaz. Bu gün biz Almanyanın haline şaşırıyoruz, ikinci dünya savaşından sonra, ekmeğe muhtaç olan Almanyanın nasıl yine dünya devi olduğuna. Ama hiç işin bir tarafından bakmıyoruz. Almanyada Naziler iktidardayken bile, almanyayı terketmeyen, ilerici okur yazar adamlar, aydınlar. Ve hatta yahudi olduklar halde kendilerini başka ülkelere kaçırmak isteyenlere, "İnsan evini hırsıza bırakıp gidermi" diyerek itiraz eden okur yazar adamlarını gözardı ediyoruz. Yada düşünmüyoruz, Jon Türkler, vize uygulamasının bile olmadığı yıllarda batıda okuduktan sonra. "ohh mis gibi ülke ne dönücem osmanlı yurduna " deselerdi bu gün bir cumhuriyetimiz olurmuydu ? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2007 Bazen insanı gerçekten şaşırtıyor. Mesela Nato'nun yugoslavya operasyonundan sonra, Yunanistanda "NATO With Down" diye bir miting düzenleniyor. Dünyanın heryerinden NATO karşıtları mitingde toplanıyor. Miting bittikten sonra, Türkiyeden gelenler araçlarına dönerken, bir grup onların yanına geliyor ve "ne olur dönmeyin ülkenize " diyor. Türkiyeden gelenler neden diye soruyor. bir kadın cevap veriyor "oraya dönerseniz sizi keserler" kadınla sohbet ediyor ve kadın bir italyan. oraya göç eden türklerin böyle anlattığını söylüyor. Kadına türkiyede mitinglerin yapıldığını, hatta yasal bir komunist parti bulunduğunu vs anlatıyor. Bunları anlatırlarken o kadında diğer yabancılarda ağızları açık bir şekilde dinliyorlar. Çünkü oraya göç eden türklerden gerek ekonomik sebeplerle gerek siyasi sebeplerle ( ki ikincisi ekonomik göç edenlerin belki %0,05 idi) Türkiyede şöyleydi böyleydi diyerek, nazi almanyası tabloları çizerek. Kendi mantıklarına kılıf aradıkları için insanlar böyle sanıyor. Mesela iş bulmak için Fransaya kaçak gidip. orada göçmen kamplarında ****** muammelesi gören adam ( ki gerçekten batı ülkelerinde göçmen kamplarında kalanlar ****** muammelesi görüyor) Kendi ülkesini sokaklarda muhaliflerin kesildiği gibi anlatıp, mazlum görünme çabasına düşüyor. İnsan eğer vatansever olduğunu iddia ediyorsa, herşeyden önce vatanını savunur heryerde. Bir oturma izni için, vatanını böyle anlatmaz. Bu gün biz Almanyanın haline şaşırıyoruz, ikinci dünya savaşından sonra, ekmeğe muhtaç olan Almanyanın nasıl yine dünya devi olduğuna. Ama hiç işin bir tarafından bakmıyoruz. Almanyada Naziler iktidardayken bile, almanyayı terketmeyen, ilerici okur yazar adamlar, aydınlar. Ve hatta yahudi olduklar halde kendilerini başka ülkelere kaçırmak isteyenlere, "İnsan evini hırsıza bırakıp gidermi" diyerek itiraz eden okur yazar adamlarını gözardı ediyoruz. Yada düşünmüyoruz, Jon Türkler, vize uygulamasının bile olmadığı yıllarda batıda okuduktan sonra. "ohh mis gibi ülke ne dönücem osmanlı yurduna " deselerdi bu gün bir cumhuriyetimiz olurmuydu ? pek bi sayın ... De Bergerac, bi gün sizin bi iletinizin altına bu kelimeleri yazacağımı söyleseler,o dakka oracıkta şimdi şu klavyenin tuşlarına basan parmacıklarımı kırar idim lakin yapacak şey yok: aha işte yazıyorum: çok haklısınız.... oh be... saygı,hürmet hatta inanmayacaksınız bi de sevgiler... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kralx Gönderi tarihi: 6 Ocak , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Ocak , 2007 Hmm.. Sevgili Editörümüzün GÖÇ konusu gişlemiş, iyi etmiş klavyesine sağlık, dağarcığımız genişledi biraz.. Ancak dikkatimi bir şey çekti hipotezle ipotek farklı şeyler (gönderim başarıyla sonuçlandı) Sakıncası yoksa bende kornerden geleni göğüsle kontrol edeceğim, belki pas veririm beşki roveşata.. Edütör abimiz göçün tarihsel ve ekonomik boyutunu ele aldı.. Bozan abimiz biraz nalına mıhına dokundu siyaseten eklemeler yaptı.. La bohame arkadaşımız hipotezle ipoteği harmanladı.. Nazan hanım, la bohameyi eleştirdi, Dipnot, la bohameyi savundu.. Cyrano ise doğru şeyler söyledi.. By x man "Yararlı tartışmalar yazılan yazıların içeriğini anlamaktan geçer..." dedi iyide dedi.. Evet kısaca sayfanın özeti bu.. Göçün tarihsel süreci, ekonomik nedenleri, siyasi nedenlerinden bahsedildi.. Şimdi gelelim göğüs kontrolüneee.. Kültür göçü, ama bildiğiniz göç değil.. Burada göç eden kendi kültürümüz, yani kendi kültürümüz bizden uzaklaştı.. Yada biz uzaklaştırdık.. Belkide adı göç değilde, sürgün.. Herneyse.. Kendi öz vatanınında, ata diyarında kendi vatanından utananlar türedi.. Lafa gelince lafı kimseye vermeyen ama vatan için elinden hiç bir şey gelmeyenler türedi.. Batıyı silüetleştiren ancak kendi vatanını öcüleştirenler türedi.. Ah bu analitik akıl yok mu..? Neyse Sedat, sen bakma olana bitene, mağrur ol, dik yürü.. Bırak cipsi, kolayı, mc.. 'i.. Kuru ekmek, kuru soğan, içinde biraz dedemin maneviyatı, biraz atamın kültürü, birazda beyin jimlastiği.. Bu vatan kanımdan değerli olmadıkça, kanım damarlarımda akmaktan utansın.. (sedat) Saygılar.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.