Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

numen ve fenomen nedir?


Altinay

Önerilen İletiler

Kisaca bu kavramlarin ortaya aticisi E.Kant'tir.

 

Hem bilim de hem de felsefede kullanilmaktadir.

 

Bilim, fenomeni; bilimsel olarak bes duyusal algisi ile fonksiyonunu ve davranisini bilir ve bildirir. Kelime anlami "gorungu" demektir. 

 

Numen ise E.Kant'ta ona tanrisini buldurtan "thing in itself" yani "kendi icindeki sey" olarak ortaya konmustur.

 

E.Kant'in bu kelimeleri ortaya koyusu, felsefidir.

 

Numen kelimesi "nous" yani "mind/zihin" den gelir.

 

Bu temelde bilimsel olarak "zihnin islevi, ya da zihinsel fonksiyonlar" denebilir.

 

Bu fonksiyonlar- sorgulama, muhakeme, degerlendirme, deger verme, soyutlama, secme, karar alma, problem belirleme, problem cozme v.s. olarak aciklanabilir.

 

Bu fonksiyonlari yapan zihinsel ogeler- bilinc, farkindalik, hafiza, algi, bilissellik, akil, dusunce, zeka, zihniyet,

 

Soyut degerler- teori, tez, antitez, varsayim, formuller, sayilar, denklemler, grafikler, esitlikler, yani matematiksel/mantiksal degerler, her turlu etik deger, ideolojik deger, inancsal deger, izmsel deger, estetik deger kurallar, yasalar, kanunlar, nizamlar, dogrular, yanlislar, kavramlar, bilgiler, ilkler, tekler, mutlaklar, degismezler, disiplinler, amaclar, gayeler,sevgi, saygi, guzellik, hak, ozgurluk, demokrasi,  tum psikolojik degerler  v.s. 

 

Kisaca fiziksel bir tabani olmayan ve duyum/sezgi his ile algilanan soyut kavramlar.

 

Kisaca bir seyin degeri ve degerlendirmesi soyuttur.

 

Bu soyutlarin soyutlayanin degeri olarak ya bir direct ya da dolayli bir somutu vardir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ama numen kelimesi kant'ın söyleminin dışında sözlüklerde geçmiyor. Mesela numenal yeti, numenal zihin sadece sizin yazılarınızda geçiyor. Başka bilimsel ya da felsefi makalelerde geçmiyor. Geçiyorsa da bana link verebilirmisiniz..... felsefe sözlüklerinde de geçmiyor..... numen soyuttur sizin söyleminiz..... bir kelimenin genel kullanımı neyse odur, sizin özel anlam yüklemeniz o kelimenin gerçek anlamını değiştirmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Elimdeki kalem numendir ve somuttur ama ben onu her boyutuyla bilemiyorum. Gördüğüm kadarıyla olana da fenomen denir. Soyut dediğin zaman somut olmaması gerekir. Ama numen kelimesi somutun görünmeyen yanlarıyla anlatımıdır. İddia öyle, görünmeyen yanlarının olmaması onun soyut olduğunu göstermez. Siz kelimelere kendinize göre anlam yüklemişiniz. özellikle numen kelimesine... Numen kelimesinin felsefi terminolojiye geçmiş sizin kasdettiğiniz bir anlamı yoktur. Sizin yakıştırmanız..... Varsa da hangi felsefe sözlüğünde bana gösterebilirmisiniz.... ya da hangi makalelerde tartışılmış.... o makaleleri görebilirmiyim....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Soyut kelimesinin iki türlü açıklaması vardır. Somuttan yansıyan soyut, örneğin aklımız orta da bir beyin var ve onun yansıması, elle tutulmaz gözle görülmez ama biliriz. Beyin yoksa düşünce de yoktur. Bir de somutla bağlantısı olmayan soyut vardır mesela Tanrı, kendi başına soyuttur. Ruh diyelim insan bedeni yok olsa da yansıması olan ruh var olmaya devam eder. Ama numen soyuttur diyemeyiz. Orta da bir madde var ama biz o maddeyi gerçek boyutuyla bilemiyoruz ve buna "kendinden şey" diyoruz. Onun görüntüsüne, görebildiğimiz kadarına fenomen diyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Numen, "nous" yasni mind, yani zihinden gelir. Fenomen ise, goruntu verendir.

 

Birincisi E.Kant bu iki kavrami da felsefi olarak ortaya atmistir. Dolayisiyle, fenomenin oldugu felsefi dal fenomenoloji olarak bir cesit idealizmdir.

 

Bilim ise bilimsel olarak fenomenin fonksiyonunu davranisini v.s. ortaya koyar.

 

Bilimde numen konusu yoktur. Ben numeni kelime kokeni olan noustan alarak degerlendiriyorum. Yani "menthal process"

 

Kant'taki "thing in itself" zaten numeni gorunmez kilar ve fenomenden farki da budur.

 

Kant, numeni tanrisina baglar.

 

Ben ise nous temeli olarak insanoglunun zihinsel islevi olarak ele aliyorum.

 

Burada numenin hem fenomenal bir temeli insanoglu ve beyni hem de zihinsel bir temeli soyut ve soyutlamasi soz konusudur.

 

Yani bu bir yerde fenomene verilen herhangibir soyut ozellik ya da soyutlama olarak ta algilanabilir.

 

Fenomenin ne oldugu, bilimin degil; metafizigin ontolojisinin konusudur.

 

Bilim ise fenomeni insanoglu algisina gozlem veren taban olarak alir ve fenomenin varliksal/ontolojik ne oldugu tartismasina da girmez.

 

Yani bilim fenomen demez, gozlemini aldigi tabani fenomen olarak niteler. Cunku bilim gozleme dayanir ve olgusu tartismasiz gecerlidir.

 

Diger bir deyisle- fenomen somut, numen soyuttur. Yani numen, Kant'in tanriya verdiginden farkli olarak, nous temelindeki zihinsel islemdir.

 

Ayrica Kant, numeni de ortaya koyamaz ve o yuzden tanrisina verir. Yani ona gore "thing in itself" sadece tanri tarafindan bilinir.

 

Halbuki algidaki nous, insanoglunun zihinsel yeti ve islevidir. Yani beynin numenal yetileri ve islevi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Numen Nedir?

Tarihte felsefe olarak; Emanuel Kant (1724-1804), bir donum noktasidir. Kant'in iki buyuk argumeni; bugunku, bilimin ve felsefenin her dalinin temelini teskil etmistir.

 

Hegel'in idealizminden, Marx'in ideolojisi dogmus ve madde temelinde penomene bir aciklik getirmistir. Ayrica, kritik felsefi akimin da oncusu Jacobi ve Maimion dur. Maimon ekolu; Karl Poper' e acilmis; Jacobi fazla ragbet gormemesine ragmen; schopenhauer ve Nietzsche'yi dogurmustur. Bu arada varolusculuk geliserek; fenomen'nin felsefesini ortaya atmistir. Tarihler, 1800-1900 civarlaridir. Bu arada, kisaca pozitivizm ve logicism'e de deginelim.

 

Anglo-Amerikan felsefi gelisimi de; Pragmatizmi, yararcilik, kullanimcilik dogurmus; sonralari da; Bradley eliyle; logicism ile birlestirilmis ve dilin kural ve kaidelerini olusturan, linquistics'in analizine kadar devam etmistir. Bu analize acilis ta, yine 1900' lerdir.

 

Gorundugu gibi; Kant'in neomen teorisi; idealistlerin, tanrisal yanasimi disinda; pek ragbet gormemistir.

 

Halbuki butun bu filozoflarin ve ondan oncekilerin; ortaya attigi bu akimlar, teoriler ve ideolojiler; onlarin ZIHNININ BIR URUNUDUR.

 

Iste noumen'de algi ile mumkun olmayan bir zihin urunudur. Burada ilk akla gelen kavram tanri veya tanrisal yanasim olur.

 

Halbuki noumen iyi incelendiginde, noumenin objesinin, ya da nesnesinin, ya da somutunun INSANOGLU oldugu ALGILANMAZ, ve gozardi edilir. Bu algi bile tek basina; tanrisal yanasima bir darbedir.

 

Peki; zihinsel obje, nesne, somut, kisaca 5 duyuya hitabeden ortada ise, yani insanoglu ise; zihnin, soyutu, oznesi, subjesi, yani algilanmayan, zihnin objesi insanoglunun; gene algilanmayan soyutu nedir?

 

Yani insanoglu, zihinsel olarak; seyleri nasil ve hangi evrensel koken ve temelle ortaya atmaktadir? Yani, tum bilimi, ve felsefeyi tek bir kokene ve temele indirgeyen ve zihnin islevini, fonksiyonunu veren koken ve temel nedir?

 

Iste butun sorun da buradadir. Insanoglunu; zihinsel bir obje olarak algilayamayan, insanoglunun; bu soruya yonelmesi de pek beklenemez. Yoneldiginin somut gercegide; zaten insandisi kavrami olan tanrisal yanasimdir.

 

O zaman, bu zihinsel soyutu ortaya koyabilmek, tamamen insanoglunun zihinsel obje ve somut oldugunu algilayabilmekten gecer.

 

Yukarida saydigimiz filozoflardan hic biri bu algiya erisememistir. Sadece Nietzsche'nin bu konudan, bireye ve ordanda bireyi yukumsuz kilan; ve guce, otoriteye ve erke yonlendiren; bireysel akilciligina varabiliriz. Bu da zaten; dunyanin icinde bulundugu durumu ve nedenlerini ortaya koyan kendi basina bir aciklamadir.

 

Demekki; insanoglunu, en azindan icine dustugu bu insanlikdisi durumdan kurtaracak, bir zihindsel soyuta ve bu soyutun ne oldugunun aciklanmasina ve evrensel temelde ortaya konmasina ihtiyac vardir.

 

Kisaca; noumenin; zihin objesi olan insanoglunun algilanabilmesi; bizi, noumenin zihin subjesine, soyutuna goturur. (Gunumuzde cognitive science, bilissel bilim olarak algilanan ve beynin fonksiyonu dusuncenin, bilinc ve farkindaligi konusunu isleyen bilim dali)

 

Iste benim, evrensel-insan olarak 1994' ten beri uzerinde calistigim ve bir fenomen olarak; goruntuye indirgedigim, noumen'in zihinsel soyutu, yani evrensel kullanimbilim sembolleri XY birlikteligi, yani okunusu zi olan birlikteliktir.

 

Bilindigi gibi, ben bu XY birlikteligini ve bu birliktelikteki X ve Y nin ayri ayri izah ve acilimini cesitli konularda ve cesitli icerikte aciklamaya calistim ve yeri geldigince de aciklayacagim.

 

Ozetlersek; noumen, Kant'a gore; algilanamayan ve "thing-in-itself", yani "kendi icindeki, bunyesindeki sey" olarak ortaya konan ve yanasim olarakta; tanrisalliga varan olgunun; aslinda; zihinsel objesi insanoglu olmasinin yaninda; zihinsel subjesi de; evrensel kullanimbilim sembolleri olan XY birlikteligi, yani okunusi zi olan ve zihnin islev ve fonksiyonunun koken ve temelini olusturan ctetolojik yapilanmadir.

 

Bu numenal yapinin ve isleyisinin constructive epistemoloji, yani yapilandirilmis bilgi temelli aciklamasi ve bu yapilandirilmisligin insanoglunu zihinsel insanlastirmayan sorunu ve resmi, evrensel-insan zihniyetinin curutme, cikarsama, yanlislama metodlariyla ortaya konmaktadir.

 

Aslinda fenomenden degil de, numenden yola cikis, insanogluna alternatifsiz olarak numenin objesinin, fenomeninin insanoglu oldugunu bilissel olarak gostermekte ve boylece insanoglu ustu bir gucun gereksizligini de ortaya koymaktadir.

 

Numenal yanasim, tanri (ya da her turlu, her bir insanoglu ustu bir fenomenal ve/veya numenal guc) idealizmine ve materyalizmin kendi kendini ortaya koyan madde temeline vurulmus bir darbedir.

 

Insanoglunun insanlasmadaki zihinsel devriminin ve Kim sorusunun ve de kavram temelinin kaynaginin algilanmasindaki en ust insanoglu farkindaligi ve bilincidir.

Oyuzden numeni, fenomelden farkliligini ve fenomen ile olan bag ve iliskisini ve de anlam ve icerigini cok iyi algilamak gerekir.

 

Cunku, Numeni, Kimi ortaya koyamayan hic bir metafizik, ontolojik ve teolojik felsefe, insanoglu ustu guce inanmaktan ve insanoglu ustu bir guc aramaktan ve yaratmaktan kendini alamaz.

 

Bilhassa materyalizm, ontolojideki kesin ve determinist, indirgemeci yaklasimiyla, numeni ve kimi aciklamaya muktedir degildir. Cunku bunu sadece anlam ve icerik verdigi tanri ile ozdeslestirir ve pozitivizmin yok algisi temelinde, madde tabanina oturtamadigi tanriyi yoklar.

 

Bu yoklama, sadece anlam ve icerik temelli tanri kavraminin bag ve iliskisindeki olumsuzluk, itiraz ve kabul etmeme temelidir.

Ama, materyalizm; ne numeni ne de kimi ve de kavrami ne fenomenal bir farkindalik ve bilincle, ne de numenal bir algi ve bilinc ile ortaya koyamaz. Dolayisiyle, materyalizmin kavrami algilamasi da beklenemez.

 

Ayni hatalar, epistemolojinin, objektivizm, deneycilik, gerceklik ve naturalizm bakis acilarinda da mevcuttur. Hepsi ve butun fenomenal temelli ideolojiler, numeni algilayamazlar ve sadece madde ve nesne olarak kesinlestirdikleri bir tabanin ki bu taban insanoglu disinda kalan, madde, doga, evren v.s. dir, bir oznel ve ozelligi olarak algilarlar. Kisaca madde temelli fenomene, insanoglu yetisi olan numenal eklentinin ve belirtinin bilinc ve farkinda degillerdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fenomen/Numen Bagi, Iliski mi/Celiski midir?

Konuya aciklik getirmeden once, kullanilan kavramlarin konu ile ilgili aciklamasini yapmak gerekir.

 

Fenomen, goruntu veren bir yapiya sahiptir.

 

Numen, goruntu vermeyen (zihinsel) bir yapiya sahiptir.

 

Insanoglu disinda kalan ve insanogluna goruntu veren baska hic bir numenal yapiya sahip olan bir fenomenal yapi yoktur.

 

Ali ile masayi ele alalim.

 

Masa Aliye, fenomenal bir goruntu verir ve Ali, masayi fenomenonumenal yapisi ile algilar.

 

Ali masaya bir goruntu vermez, cunku masanin yapisi sadece fenomenal bir yapidir ve masanin numenal bir yapisi yoktur.

 

Simdi, masa yerine Veli'yi ele alalim.

 

Ali, veli'ye fenomenal bir goruntu verir, veli'yi numenal olarak algilar.

 

Ayni sey, veli icin de gecerlidir.

 

Simdi Ali ile veli arasindaki fenomenal ve numenal iliskiyi (celiski yi?) ortaya koyalim.

 

Ali, kendi numenal yapisi ile, velinin fenomenal yapisini gozlemler.

Veli de, kendi numenal yapisi ile Ali'nin fenomenal yapisini gozlemler.

 

Ylniz buradaonemli bir ayrinti mevcuttur. Bu ayrinti da, Ali ile Veli'nin numenal yapilarinin AYNI DEGIL; FARKLI OLUSUDUR.

 

Ali aslinda, kendi gozlem vermeyen, numenal yapisi ile, Veli'nin fenomenal yapisini gozlemlerken, Veli'nin fenomenal yapisini mi, yoksa numenal yapisini mi degerlendirmektedir?

 

Eger numenal yapisini degerlendiriyorsa, goruntu vermeyen bu yapiyi degerlendirmesi nasil mumkun olabilir?

 

Eger fenomenal yapisini degerlendiriyorsa, bu degerlendirme Veli'nin numenal yapisi (dile getirdikleri, davranislari) degil midir?

 

Peki aslinda ortada nasil bir iliski (celiski?) vardir.

 

Burada gozden kacan durum sudur. Ali, kendi gozlem vermeyen numenal yapisi ile, Veli'yi degerlendirirken, bu degerlendirmeyi veli'nin numenal yapisi uzerine yapmakta, ama; veli'nin fenomenal yapisina iletmektedir.

 

Yani Ali, hem kendisinin, hem de veli'nin goruntu vermeyen numenal yapilardan hareket etmekte, ama; bunu goruntu veren fenomene yoneltmektedir.

 

Yani Ali, goruntu vermeyen numenal yapisini, goruntu veren fenomenal yapisi ile birlikte, Veli'den aldigi goruntu vermeyen numenal yapiyi, velinin goruntu veren fenomenal yapisina yonlendirmektedir.

 

Iste aslinda, goruntu vermeyen, numenal yapilar iletisim icindeyken, goruntu veren fenomenal yapilar iliskiyi almaktadir.

 

Ustelik bu fenomenal iliski gibi gorunen, numenal iliski de, ne Ali kendi gozlem vermeyen numenal yapisini, ne de Veli'den aldigi numenal yapinin fenomele yonelik goruntusu ortada yoktur.

 

Ayni sorun ve isleyis, Veli icin de gecerlidir.

 

Yani her ikisi de, aslinda goruntu vermeyen numenal yapilarin iliskide oldugunu ALGILAYAMAMAKTA, sadece goruntu veren fenomenal yapilari algilayabilmektedirler.

 

Cunku, her ikiside fenomenonumenal yapiyi, gozlem verirken, fenomenal yapiya ve gozlem alirken de fenomenal yapiya INDIRGEDIKLERININ FARKINDA DEGILDIRLER.

 

Cunku goruntu vermeyen numenal yapi, goruntu veren fenomenal yapi ile ozdeslestirilmis ve tek kilinmistir.

 

Bu hem Ali'nin, hem Veli'nin kendileri acisindan, hem de birbirileri ile olan iliski acisindan boyledir, ama farkinda olunmamaktadir.

 

Iste o yuzden Ali'nin fenomenonumenal ve numenal goruntu vermeyen numeni yerine goruntu veren fenomenal muhatabi, Veli'nin goruntu vermeyen numenalligina yonelmis olsa bile, onun fenomenal goruntu veren kismidir.

 

Iste, fenomen ile numen arasindaki bu kendinden icicelik iliskisi algilanmazsa ve de goruntu vermeyen numenal yapi muhatap oldugu halde, gale alinmazsa; ortada sadece fenomenal bir goruntu kalir.

 

Iste goruntu vermeyen ve fenomenal yapi ile ic ice ayrilmaz bir butun olan numenal yapi, gale alinmadigi gibi, ayri bir katagoriymis gibi, fenomenal yapinin karsisina konur.

 

Kisaca goruntu veren, fenomenal yapi olsa bile, alinan goruntu numenaldir. Numenal goruntu vermedigi icin de, alinan goruntu fenomenal olarak indirgenmistir.

 

Soyle ozetlersek; insanoglu turu birlerinin birbirleri ile olan iletisimlerinde, fenomenal yapi, numenal bir algi, fenomenal bir goruntu verir.

 

Oyuzden, GORUNTU FENOMENAL, ALGI NUMENALDIR.

 

Goruntu ve algi, birbirinden ayrilmaz bir butun oldugundan da, ortada yalnizca, ne fenomenal bir goruntu, ne de numenal bir algi vardir.

 

Ortada olan FENOMENONUMENAL BIRLIKTELIKTIR.

 

Yani oz ve gorunus, icicedir. gorunusu veren goruntu, gorunusu alan ozdur.

 

Diger bir deyimle, gorunusu veren, fenomen; gorunusu alan numendir.

 

Ustelik burada, numen de fenomende insanoglu birlerinin iletisimi acisindan ikilidir. Yani insanoglu turu birinin ikiligi (fenomenonumenal yapi ve isleyisi)dir.

 

Iste bu ikili birlik, birer birler olarak, iletisimdedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fenomen/Numen Bagi/Iliskisi

E. Kant'tan sonra felsefe hem bilimsel, hem inancsal; hem gozlem, hem akilcilik temelinde bir zihinsel devrim yasamistir.

 

E.Kant'in dusuncesinin farklilastigi ana nokta;

 

Ya, sunum objeyi mumkun kilar;

 

Ya da obje sunumu mumkun kilar.

 

Farklilasmasiydi.

 

Burada hem idealist, hem de materyalist bir fark vardi. Yalniz, bu fark disindaki baska bir fark, gozlem veya akil farkiydi.

 

Once akil farkina bakalim;

 

Eger obje sunumu mumkun kilarsa (materyalizm), burada objeye bir akil yuklenmis olur.

 

Eger sunum objeyi mumkun kilarsa, burada da sunuma bir akil yuklenmis olur.

 

Demekki, yukarda fark gibi gorunen, materyalizm ve idealizm akilcilikta birlesmektedir.

 

Iste bu birliktelik, yuzyillardir, suregelen madde/dusunce tartismasini akilcilik temelinde sona erdirmistir.

 

Ozaman geriye, dusuncenin; bilimsel mi, inancsal mi farkini ortaya konmasi kalir.

 

Bu temelde de Kant, bir cesit ontolojik tabani gozlem temeline indirgeyerek, bilim ve bilimselligin alanini farkli kilmistir.

Iste bundan sonra, bilimin alani gozlem olarak saptanmistir. Yani gozlemlenenin ne oldugu konusu, bilim ve bilimsellik adina onemi yitirmis, bilim, bilimsellikte yeni bir cag acilmistir.

 

Gerci, fenomenin ne oldugunu kesin olarak ortaya koyma tartismasi, felsefenin metafiziginin ontolojisinde devam edegelmistir.

 

Iste epistemoloji de, ontolojiden tam burda farklilasir ve felsefe bilimsel ve inancsal olarak iki farkli dala ayrilir.

 

Ontolojik tabanda, obje ve sunum bir cesit, diyalektik materyalizm ile birlestirilmis; sunum ise idealizme kalmistir ve bilindigi gibi idealizme gore objeyi sunan tanridir, yaraticidir.

 

Iste Kant, bu temelde numeni gelistirememis ve numeni yaraticiya bahsetmistir.

 

Halbuki daha sonra bilhassa bilimin gozlem gelismesi ve konusu, numeni zihin felsefesine tasimis ve dusunce ve kavram zihin felsefesinin urunu halini almistir.

 

Peki, bu temelde bilime verilen fenomen tabani ile, yaraticiya verilen numen tabani nasil bir iliski icinde degerlendirilecektir.

 

Metafizigin, ontolojisini ve teolojisini bir tarafa birakip, sorumuza epistemolojik bir cevap ararsak; fenomen numen bagini da cok acik olarak algilamis oluruz.

 

Gozlem bilimin temelidir ve gozlemlenen fenomendir, peki bu gozlemin ortaya cikardigi, soyutlama, yani teori, tez v.s. nedir?

 

Halbuki taban ister ontolojik, ister teolojik, ister epistemolojik alinsin; eger insanoglu olarak alinirsa, hem yaratici varligini kaybeder, hem fenomen gozlemleyen ve gozlemlenen olarak farklilasir, hem de numenin bir insanoglu zihin urunu oldugu ortaya cikar.

 

Yani fenomen gozlem verendir ve neomen gozlemi olmayandir, yani tum zihin felsefesinin kapsamina giren ogelerdir. Bunlarin basinda, dusunce, algi, bilinc, farkindalik ve buna paralel olarak kavramsal ogeler (dil, felsefe, bilimin tum soyutlari, etik kurgular, inanclar, hayal gucu, idealler v.s.) ortaya cikar.

 

Iste eger her turlu taban insanoglu olarak algilanirsa, hem fenomen (insanin kendisi ve algiladigi hersey), hem gozlem, hem de numen temelli bilimin her turlu soyutu (teori v.s.) ortaya cikar.

 

Zaten sonucta, felsefeyi de, metafizigi de, onun dallari ontoloji, teolojiyi de, etigi de, epistemolojiyi de, felsefenin diger dallarini da, bilimi ve dallarini da, inancsallari da, bilimselleri de, dili de ve akla gelen her seyi de ortaya koyan insanogludur.

 

Insanoglu da, diger hersey gibi fenomen olarak gozlem verir.

 

Buradaki fark; insanoglunun sadece gozlem veren fenomen degil; ayni zamanda soyutlamayi veren numen de olmasidir.

 

Iste o yuzden farklardan olusan insanoglu soyutlamasi(numen) ile hem kendini fenomen olarak gozleme tabi tutar,hem de algiladigi diger her turlu fenomeni.

 

Iste akilciligin birlestirdigi ontoloji, epistemolojinin gozleminde tam da insandisina cikar. Cunku akil, gozlemi dusunceye tasimak yerine, aklin inandigi dogrusunu dusunceye tasir ve bunu da sistem ve duzen haline getirmeye ve somutlamaya yonelir. Bu da hem metafizik, hem de etik olarak insanoglu turunun kendi bunyesindeki ayrismasi, tartismasi ve bir biriyle dogruluk mucadelesi demektir.

 

Iste bilimsellik, aklin bu ayrimciligini; gozlemi test edilebilir ve yine gozlem ile yanlislanabilirlige tasiyarak, hem aklin tartismasini onler, hem surekli suregelen gozlem sureci temelinde bilimselligin ufkunu ve onunu, aklin yaptigi gibi, kapatmaz, sabitlemez.

 

Iste bu temelde, fenomenin ne oldugunun da bir onemi kalmamaktadir. Onemli olan numenin, soyutlamanin bilimsel mi, inancsal mi; akilci mi, gozlemci mi oldugu farkidir.

 

Eger bu fark yeteri kadar algilanmazsa, epistemolojinin bilim ve bilimselligi inancla bezenmis olur.

 

Eger bilim, bilimsellik ve bilimsel metoddan yana isek; o zaman epistemolojik olarak neyin bilimsel, neyin inancsal oldugunu iyi algilamak ve bu konuda bilinclenmek ve farkina varmak gerekir.

 

Yoksa, epistemoloji de yuzyillardir metafizigin ve etigin inancsalligina mahkumiyeti gibi, bilimsellige degil de; inancsalliga mahkum olur.

 

Cunku akil genelde bencildir ve her zaman merakli ve tatmin olmak pesindedir. Bu da ister istemez inancsalligin ve aklin bir dogruya kendini inandirmasinin bir kapisidir.

 

Oyuzden aklimizi, dusuncemizi, tum soyutlamamizi, numenal olarak insanlastirmak ve evrensellestirmek istiyorsak; bilim, bilimsellik ve bilimsel metodun disinda bir soyutlama yapmayalim. Yapilirsa bile, bunun askida olacagini ya gozlem ile olgulasacagini, ya da yanlislanabilecegini ve olgulasmadan da, bilimsel olamiyacagini bilincli olarak algilayalim. Yoksa inancsallik her an kapimizi calar.

 

Boyle bir inancsalligin tuzagina dussek bile, bunu bir an evvel bilimin gozlemine tasiyalim ve dogruluguna inandigimiz hipotezin, teori olarak test edimini gerceklestirelim. Yine bilelim ki bu teori yanlislanabilir. Aksi, bilimin sabitlenmesidir ve inanca mahkumiyetidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...
Misafir Çoklu evrensel insan

Merhaba, yazdıklarınızı anlamaya çalışırken aklıma bir soru takıldı. Şimdi, mesela söz konusu obje bir çakmak olsun. Çakmaktan bahsedebilmemin sebebi çakmağın fenomen bir gözlem vermesi öyle değil mi. Ben çakmağın varlığına numenimle, fenomenal bir bilgi vermesi üzerinden varıyorum. Peki ben kendi numenal varlığıma nasıl varabilirim? Diyebilirsiniz ki ortada bir algı olayı olduğundan, bu edimi gerçekleştiren bir suje olmak zorunda. Yani bu sujeye düşüncenin bir türü olan algıyla varıyorum.O zaman kendi numenal yapımdan bahsedebiliyorsam, onun algı, düşünce işi yaptığını algıladığımdan ötürü değil mi. O halde burada numenal varlığımın fenomenal yapıları algılamasını algılamam, farketmem,  numenal yapımı benim için fenomen hale getirmez mi?. Toparlamam gerekirse, dış dünyayı fenomen bir gözlem vermesi üzerinden algılıyorum. Kendi numenal varlığıma ise bu algıyı alan, farkeden biri olarak varıyorum. Fenomenleri algılayan, farkeden bu numenal yapıyı algı edimi ile algılamam, baştaki algıyı fenomen yapmaz mı? Yoksa iki insan birbirlerinin sadece fenomenal yapılarını algılayabilirken, ben kendi numenal yapımı numenal yapım ile algılayabilir miyim? O halde bu numenal yapıyı gözlemlememi, algılamamı sağlayan şeyin yine algı, ya da daha geniş bir kavramla düşünce olduğuna varırsam, burdan benim numenal yapım düşünce ve ya numenal yapımın edimi düşüncedir sonucu çıkacaktır. Eğer numenal yapım düşünce ise sorun yok. Lakin numenal yapımın edimi düşünce ise, bu o numenal yapıya varmamı sağladığı düşünce  aslında fenomenal bir yapıya sahiptir sonucu çıkıyor. O zaman algı, düşünce edimi fenomenal bir yapıysa bunun numenal yapısı nedir? Umarım fazla karıştırmamış, ya da saçmalamamışımdır. Kant'ın felsefesiyle, hatta bu kavramlarla ilk kez tanıştım :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.