Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Neden Kendi Tarihlerini Karalarlar


KaRaKuRt

Önerilen İletiler

  • 4 hafta sonra...

Osmanlı yı öcü gibi görenler tarihi dosdoğru anlayamamış insanlardır...

 

Yeri geldi mi hepimiz kötü yanları eleştiririz; fakat bu tip insanlar her şeye laf ediyorlar ve bu onların ne şekilde bilgi edindiklerini, nasıl kendilerine belirli fikirlerin işlendiğini gösteriyor...

 

Yüzyıllardan bahsediyoruz...

 

Nasıl tamamen karanlık olarak gösterilebilir???

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...
  • 3 ay sonra...
  • 3 hafta sonra...

osmanlı türk devleti değil bir islam devletidir Araplar askerlikten bile kurtulurken Türkler herzaman Osmanlı için alt sınıf olarak görülmüştür . Zaten türklük düşüncesi tanzimattan sonra ortaya çıkmıştır Ziya gökalp ve Atatürk gibi kişiler bu fikrin benimsenmesini etkilemişlerdir. osmalı döneminde anadoluda pekçok farklı etnık köken wardı bu da Türklük düşüncesinin gelişmesine engel olmuştur ama dogru olan kısım ewet bizler osmalının dewamıyız

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

osmanlı türk devleti değil bir islam devletidir Araplar askerlikten bile kurtulurken Türkler herzaman Osmanlı için alt sınıf olarak görülmüştür . Zaten türklük düşüncesi tanzimattan sonra ortaya çıkmıştır Ziya gökalp ve Atatürk gibi kişiler bu fikrin benimsenmesini etkilemişlerdir. osmalı döneminde anadoluda pekçok farklı etnık köken wardı bu da Türklük düşüncesinin gelişmesine engel olmuştur ama dogru olan kısım ewet bizler osmalının dewamıyız

anlatmaya çalıştığımız şu....

osmanlı bir türk devletidir ama ulus devlettir...

içinde sürüyle millet olan bir ulus devlet....

osmanlı sultanları türktür...

komutanların geneli türktür...

evet osmanlı diplomasisinin gayrimüslim elinde olması yadırganamaz ama bu osmanlının türk devleti olduğu gerçeğini değiştirmez.........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

ark.lar osmanlı bnce yavuz sultandan öncesi ve sonrası diye ayrılmalı çnkü yavuz hilafeti aldktan sonra osmanlı yavaş yavaş çöküordu ama hiç kimsenn farkında deildi daa snra bu çökme hissedildi we büyük bir kara delikle başa çıkamadı olay bundan ibaret ark.lar hilafet olursa laik ve demokratik bir geleceğimiz olamaz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Neden mi..

 

Oktay Sinanoğlunun da dediği gibi Bizi sawaş meydanlarında yok edemedikleri için çeşitli projeler üreterek bunu 100 yıla yaymişlardır..

 

Amaç nedir yozlaştırmak..

 

Bunun için ne gereklidir..

 

Kültür,DiL, Din, vs vasıflarımız imha edilecektir..

 

BUnları yapmak aadına Misyoner güçler ..

 

kendi Kültür egomanyaları içinde yetiştirdikleri sözde Türk aydınlarını Türkiyeye Yollayarak faaliyetler içindedidirler.

Bu aydıngeçinen zawallılar kalemi gibi beynide satın alinmiş olanlar..

Yıllarca OSmmanlıyı kötüledi..

BU uğurda kitap yazdılar..

mesnetsiz ithamlarda bulundular..

Türk olduğunu bile sölemeye utandılar..

Dilimizi dejenere ettiler..

Her Ş de ingizlizce cümle kullandılar..

Dilimizde nice ingizlizce kelime vardır..

Diniizmiz nereye geldiği zaten belli..

besmele çeksen irtica hortluyor sanırlar..

 

Dolasıyla Misyonerlerin 100 yıla yaydığı bu eylemler yawaş yawaş gerçeğe dönüşüyor..

 

DiL gönlü yüzdüren gemidir der..O.Sinanoğlu..

Yozlaşma dilimizden başladı..

Dinimize sirayet etti..

Atamizi,geleneğimizi,örfümüzü sabote ettiler..

 

Günümüzde Misyonerler bu çalişmaların meywalarını topluyorlar..

 

TArihinden bi haber bir nesiL..

 

Bin yıllık Bir Çinarin meywaları çürümeye yüz tutmuştur..

 

İnsanın Atasını İnkar etmesi annesi ile babasını inkar edip onları kötülemek bir Ş benim fikir yelpazemde..

SAYGILAr..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben öncelikle bu lafları üstüme aldığımı belirtmek isterim(karakurt'un sözlerini) yine yeniliyorum ben osmanlıyım demekten utanırım. Çünkü ben Türkiye Türk'üyüm. Siz galiba benim önceki laflarımı yanlış anladınız ben Osmanlı Türk devleti değildir demiyorum ya da Osmanlıyı inkar etme gibi bir durumum yok.Ben imparatorluk altında yaşamakdan utanmayı kastetmiştim. Hala Osmanlının devamı olduğumuz zihniytiyle ilerleyenler var.Biz Osmanlı değiliz bunu kafanıza yerleştirin.Atatürk'ün en büyük düşmanı Osmanlıdır.Ben sizi anlayamıyorum açıkçası.Hem Atatürkçüyüm diyorsunuz hem Osmanlıyız. Hem Osmanlı diye bir ırkta yoktur (hani ırkçısınız diyeceğim o bile olmayacak) ve unutmayın bugün neredeyse hiç birimiz saf kan Türk değiliz.Hepimiz oradan buradan göç etmiş insanlarız. Beni ..... olarak görüyorsanız o da size kalsın varsın sizin gözünüde ...... olayım siz de ********* ********* yaşaya durun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

İnkılap Tarihi, Batılılaşma Çabaları Tarihi ve Osmanlının son dönemi anlatılırken unutulan yada kasten dile getirilmeyen en mühim nokta Atatürk ve tüm Silah arkadaşlarının Osmanlı Asler olduğu ve onları Osmanlı'nın yetiştirdiğidir. Bu konu nedense hep yarım ağızla, istemye istemye dile getirilmiştir. Osmanlı devleti hataları ile ve güzellikleri ile bizim atamızdır. şöyle ki, hiç bir toplum, durduk yere ortaya çıkmaz. hele Türk tarihi devamlı olarak bir süreklilik arzeder... mesela ünlü tarihçi Osman Turan, Türk Devletinin hiç yıkılmadığını, sadece yönetim merkezinin ne hanedanların değiştiğini söyler. Yani Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı devletinin bağrından çıkmış öz ve öz evladıdır. bakın Osmanlı Türkleri elbette aşağılamış, savaşlara gözü kapalı göndermiş-belki de kıydırtmış ve hakir görmüştür... ancak yine de kabul etmek gerekir ki, Atatürk'ün dediği gibi, "Türk Milleti; Hasta adamı yeni bir zihniyetle tekrar ayağa kaldırmıştır". Ben, açık söylemek gerekirse Osmanlı devletini politikaları bakımından, daha açık söylemek gerekirse Türklere karşı yaptığı şeyler yüzünden, bu açıdan sevmem pek, ancak şunu unutmamalıyız ki, Osmanlı Devleti; yeryüzünde Medeniyet oluşturabilmiş en önemli devlettir. bugünkü en basitinde tatlılarımızdan tutun türk sanat müziği makamlarına kadar bir çok unsurumuzu hep Osmanlı şekillendirmiştir. Osmanlı2yı yadsımak demek, Anadoludaki 1000 yıllık varlığımızın ve bunun sonucu olan kültürümüzün 600 yılını yadsımak demektir. ki bu 600 yıllık birikim, bizi biz yapan değerlerdir. Bence her Türk, Osmanlı Siyasal Sistemini değil ama Medeniyet olarak Osmanlı devleti medeniyetine saygı duymalıdır. Her ne kadar Osmanlı devleti Türklere üvey evlat muamelesi yapmışsa da (ki bu yüzden Osmanlı'ya pek te Türk Devleti demek gelmiyor içimden), her halükarda bizim ililklerimize işlemiş bir medeniyettir... Ancak Osmanlının Türk olup olmaması konusunda ise şunu söyleyebiliriz, Dünya devleti olmayı amaçlayan birden çok milleti barındıran bir devletin, tek bir milleti temsil etme iddiasında bulunmasını bekleyemezsiniz. Osmanlı devleti Fatih Sultan Mehmet'e kadar Türktür... Ondan sonra bir İmparatorluktur... bu İmparatorluk olmaklık Türklükle yada herhangi bir millet olmakla alakalı değildir diye düşünüyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ancak tabi, İstanbulun Fethinden sonra bir tane bile. Türk'ün devlet kademesinde görev yapmamış olmasını. Tek başına birden çok milleti barındırmakla açıklamak ne kadar doğru olur ki.

 

Türklerin yüksek dereceli devlet memuru olamaması. Yeniçeri olamaması, kanımca Osmanlı'Nın Türklüğe bakışıyla ilgilidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

selamlar

 

Osmanlıya düşman olan veya olumsuz gözle bakan hemen herkesin geçmişe ait bir yarası olduğunu anladım zamanla,elbette istisnalar olabilir,

ancak birkaç veri ile bukadar kesin hükümler verilmemeli bence,herşey inceden inceye araştırılmalı.

 

Türk dilini,Türk törelerini,Türk kültürünü vs. herşeyiyle yaşayan ve yaşatmaya çalışan bir devlete ''türk düşmanı'' demek hiç hoş değil.. Bunu anlamak için biraz farklı bir gözle ve önyargısız yaklaşmak yeterli,

 

örneğin;

 

Topkapı sarayının mimarisi bile Türk kültürüyle yoğrulmuştur,binaların hepsi alçak , sade ve etrafa serpiştirilmiş şekildedir,bu Türk göçebe/çadır hayatının yerleşik Osmanlı daki yansımasıdır.

 

Fatih sonrası döneme gelince; icraatların Türk düşmalığından öte sebeplere dayandığı aşikardır.

 

mesela

Fatih bütün Osmanlı Devletinin topraklarını içine alan bir yeni düzen getirmiştir. Bu düzende toprak sahibi Türk Beylerinin bazıları topraklarının birkısmını kaybetmiştir.

 

Fatih'in ölümünün Karamani Mehmet Paşa gibi bir yerlinin zamanında olması, bu işi toprağını kaybeden beylerin yaptırdığını düşündürmektedir.

Yerli Bey-paşaların Bayezid'i tutuşu, Fatih'in ölümünün şehzade Cem'e geç haber verilişi de tesadüfi değildir. Nitekim Bayezid bir müddet sonra "mezkurun mali imiş, Sultan Mehmet Han zamanında tımara verilmiş. Mülkiyeti muharrer tutup.." diyerek beylere topraklarının intifa hakkını iade etmiştir.

 

kısaca olaylara geniş bir pencereden bakalım,buna göre yargılayalım geçmişi,zira onlar gitti ve kendilerini savunamaz haldeler..

 

iyi akşamlar herkese

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşım tarihten bahsediyoruz. Tarih bir bilimdir. Ve burada biz kişilerin kişiliklerinden değil sistemden bahsettiğimiz için " onlar öldü kendilerini savunamazlar" gibi bir ilginç gerekçe de neyin nesi.

 

Şimdi sarayların mimari yapısı değil. Devlet sistemi, aşar , mukta sistemi, idare biçimi gibi konulardır bizi ilgilendiren.

 

Yani Osmanlı devleti yüzyıllarca Türk adını kullanmayıp. Türkleri devlet yöneticisi yapmamışsa bizim ajitasyondan çok bunun sebepleriyle ilgilenmemiz gerekir.

 

bizim soracağımız sorular bu konuda bellidir.

 

Osmanlı neden yüzyıllarca devlet olarak Türk adını kullanmamıştır.

 

Neden sürekli olarak türk beylikleri isyan etmiştir.

 

Neden Osmanlı padişahlarının hasekileri, türk değildir ( hasekiler, hem devlet idaresinde hemde şehzadelerin tahta çıkışlarında çok önemli role sahip olmuştur osmanlı tarihinde)

 

Neden Türkler Osmanlıda devlet yöneticisi, subaşı, vezir, sadrazm vs olamamıştır.

 

Bizim konumuz bunlardır. Bu soruların cevaplarıda. Sarayın türk çadırlarına benzeyip benzememesi değildir.

 

Artı bunları tartışmakta osmanlı düşmanlığı falan değildir. Osmanlı tarihinde önemli bir kaleme bakıştır.

 

Kanımca kişiler, kendilerini osmanlı müdafaacısı konumunda görmemeli. Çünkü burada saldırı yok. Gereksiz ve boş savunmalar sadece tartışamaları baltalar.

 

Tarih tartışmakta bu şekilde olmaz. Cevabı olan cevabını ve fikrini paylaşır.

 

Sürekli olarka "derinlemesine bakalım, sığ bakmayalım" demekte bir cevap değildir.

 

Buradan çıkan, tarihimizden bir utanç mı varki. Tartışılmasından bu kadar rahatsız oluyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi sarayların mimari yapısı değil. Devlet sistemi, aşar , mukta sistemi, idare biçimi gibi konulardır bizi ilgilendiren.

 

Yani Osmanlı devleti yüzyıllarca Türk adını kullanmayıp. Türkleri devlet yöneticisi yapmamışsa bizim ajitasyondan çok bunun sebepleriyle ilgilenmemiz gerekir.

 

bizim soracağımız sorular bu konuda bellidir.

 

Osmanlı neden yüzyıllarca devlet olarak Türk adını kullanmamıştır.

 

Neden sürekli olarak türk beylikleri isyan etmiştir.

 

Neden Osmanlı padişahlarının hasekileri, türk değildir .

Neden Türkler Osmanlıda devlet yöneticisi, subaşı, vezir, sadrazm vs olamamıştır.

 

Bizim konumuz bunlardır. Bu soruların cevaplarıda. Sarayın türk çadırlarına benzeyip benzememesi değildir.

 

Artı bunları tartışmakta osmanlı düşmanlığı falan değildir. Osmanlı tarihinde önemli bir kaleme bakıştır.

 

Kanımca kişiler, kendilerini osmanlı müdafaacısı konumunda görmemeli. Çünkü burada saldırı yok. Gereksiz ve boş savunmalar sadece tartışamaları baltalar.

 

Tarih tartışmakta bu şekilde olmaz. Cevabı olan cevabını ve fikrini paylaşır.

 

Sürekli olarka "derinlemesine bakalım, sığ bakmayalım" demekte bir cevap değildir.

 

Buradan çıkan, tarihimizden bir utanç mı varki. Tartışılmasından bu kadar rahatsız oluyoruz.

 

mrb,

 

ben saray yapısını sadece bir örnek olarak vermiştim Osmanlı'nın türk kültürünü herşeyiyle yaşamasına dair,,görüyorum ki anlaşılmamış..

 

Hasekilerin türk olmamasının sebebini daha önce de yazmıştım,''PADİŞAHLAR NEDEN YABANCILARLA EVLENDİ başlığında ,tekrarlamaya lüzum görmüyorum,

 

osmanlıların TÜRK adını kullanmadığını nereden çıkardığınızı anlamadım,

eski ingiliz,fransız haritalarında bile ''osmanlı 'yazmaz,TÜRKİYE yazar..

 

bu meseleleri tartışmak elbette osmanlı düşmanlığı değildir ancak fikirlerimize önyargılarımızı karıştırmamak kaydıyla,

 

ayrıca Osmanlı dan bir utanç asla olmadı hasıl,olsada razıyız,,her yaptıkları büyük bir devlete yakışandı,BAĞIMSIZ bir devlettiler,yaşadılar,yaşlandılar,,,sonunda tamama erdiler,,

 

 

yanlız yaptıkları herşey kötüymüş,türk düşmanlarıymış gibi algılamak tamamen ulusalcı bir yaklaşım,sığ bir yaklaşım..

 

Osmanlı büyüktü,o yüzden onları anlamak için büyük düşünmek lazım,çok yönlü düşünmek lazım,sığ düşünmemek lazım demiştim..

milli olmayan devleti milliyetçi düşüncelerle anlamak mümkün değildir..mantıksız gelir.

 

bu arada birileri Osmanlıyı kötü anlatıyorsa birilerininde bunlara cevap vermesi kadar normal ne olabilirki kimse''osmanlı savunuculuğu yapmamalı dediniz anlamadım,,,,ozaman tek taraflı konuşup duralım..

 

 

bu sefer anlaşılmak dileğiyle,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mrb,

 

ben saray yapısını sadece bir örnek olarak vermiştim Osmanlı'nın türk kültürünü herşeyiyle yaşamasına dair,,görüyorum ki anlaşılmamış..

 

Hasekilerin türk olmamasının sebebini daha önce de yazmıştım,''PADİŞAHLAR NEDEN YABANCILARLA EVLENDİ başlığında ,tekrarlamaya lüzum görmüyorum,

 

osmanlıların TÜRK adını kullanmadığını nereden çıkardığınızı anlamadım,

eski ingiliz,fransız haritalarında bile ''osmanlı 'yazmaz,TÜRKİYE yazar..

 

bu meseleleri tartışmak elbette osmanlı düşmanlığı değildir ancak fikirlerimize önyargılarımızı karıştırmamak kaydıyla,

 

ayrıca Osmanlı dan bir utanç asla olmadı hasıl,olsada razıyız,,her yaptıkları büyük bir devlete yakışandı,BAĞIMSIZ bir devlettiler,yaşadılar,yaşlandılar,,,sonunda tamama erdiler,,

yanlız yaptıkları herşey kötüymüş,türk düşmanlarıymış gibi algılamak tamamen ulusalcı bir yaklaşım,sığ bir yaklaşım..

 

Osmanlı büyüktü,o yüzden onları anlamak için büyük düşünmek lazım,çok yönlü düşünmek lazım,sığ düşünmemek lazım demiştim..

milli olmayan devleti milliyetçi düşüncelerle anlamak mümkün değildir..mantıksız gelir.

 

bu arada birileri Osmanlıyı kötü anlatıyorsa birilerininde bunlara cevap vermesi kadar normal ne olabilirki kimse''osmanlı savunuculuğu yapmamalı dediniz anlamadım,,,,ozaman tek taraflı konuşup duralım..

bu sefer anlaşılmak dileğiyle,

 

Bak arkadaşım buda saray örneğin gibi. Biz sana, Osmanlı Türk adını kullanmazdı diyoruz. sen bize. Fransız haritalarında Türk diye yazar diyorsun.

 

Türk yazmaz Ottoman Empire yazar. Kaldıki Türk yazmış olsa bile batılıların haritalarında Türk yazması Osmanlının bu adı kullandığı anlamına mı gelir ?. Türkçe

 

" Osmanlı sıfatı yalnız hanedan için kullanılırdı. Osmanlılar, TÜRK adını önceleri göçebe Türkmenlerle, Yürükler için; daha sonraları, kaba-saba Türkçe konuşan Anadolu köylüleri ile taşralılar için kullandılar. Osmanlı efendisine TÜRK demek hakaret sayılır; Türk’lerin algılama ve anlama yeteneğinden yoksun " idraksiz Türkler" olduğu söylenirdi.

 

Türkçe konuşan Anadolu halkına, TÜRKİYE (TURCHİA) adı, Haçlı seferleri sırasında Batılılarca verilmişti. Anadolu Türk’leri ise 1920 yılına kadar, bu adı hemen hiç kullanmamıştır. Osmanlı devleti fiilen dağıldıktan sonradır ki Türk politikacılar ve milletvekilleri, biraz da batı ağzıyla "TÜRKİYA" dan söz etmeye başladılar.

Bernard Lewis.

 

Bu yazarıda boş verelim. Yine forumun tarih başlığını incelersen. Osmanlılarda Türk kelimesinin nasıl aşağılama amaçlı kullanıldığına dair. Resmi Osmanlı yazıtlarından örnekler görebilirsin.

 

Evet derinlemesine bakalım. Türk adı kullanılmadığı için oradan çıkardım. Yani Osmanlı tarihi boyunca, hiç bir belgede, günlükte, anlaşmada, kasidede, manzumede, Türk kelimesi geçmezken. Kalkıp yok Osmanlılar kendine Türk derdi dediğin zaman. Sorarım. Nerede geçiyor Türk kelimesi Osmanlıda.

 

Hele kalkıp, Osmanlı Hanedan üyelerinin yabancılarla evlenmesini "türklerle evlenirse, ailesi Sultandan iş vs istiyordu" gibi bir sebepe bağlarsan. Kanımca sadece kendi kendine mantık yürütmüş olursun. Osmanlı Padişahı bir türk kadınla evlenirse, Merak etme onun ailesi zaten iş güç mülk sahibidir. Kaldı ki sen nereden okudun sebebinin bu olduğunu ?

 

Osmanlı Sultanlarının eşleri, Sadece Sultan'ın eşi değil aynı zamanda. Ülkede oldukça etkili bir siyasi aktördür. Ki osmanlı tarihini iki satır okuyan biri bile bunu farkeder.

 

Tarih böyle tartışılmaz arkadaşım. Tarih olan şeylerin yadsınıp olmayan şeylerin iddia edileceği bir alan değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

" Osmanlı sıfatı yalnız hanedan için kullanılırdı. Osmanlılar, TÜRK adını önceleri göçebe Türkmenlerle, Yürükler için; daha sonraları, kaba-saba Türkçe konuşan Anadolu köylüleri ile taşralılar için kullandılar. Osmanlı efendisine TÜRK demek hakaret sayılır; Türk’lerin algılama ve anlama yeteneğinden yoksun " idraksiz Türkler" olduğu söylenirdi.

 

Türkçe konuşan Anadolu halkına, TÜRKİYE (TURCHİA) adı, Haçlı seferleri sırasında Batılılarca verilmişti. Anadolu Türk’leri ise 1920 yılına kadar, bu adı hemen hiç kullanmamıştır. Osmanlı devleti fiilen dağıldıktan sonradır ki Türk politikacılar ve milletvekilleri, biraz da batı ağzıyla "TÜRKİYA" dan söz etmeye başladılar.

Dedikleriniz doğru, ancak Bernard LEWİS hakkında, sizin yazdığınızla ilgili olmayan, ancak bilinmesinin yararlı olduğunu düşündüğüm bir bilgilendirme yapmak istiyorum: Kendisini biz çok büyük tarihçi olarak görürdük hep, ama büyük tarihiçilerin de çok saçma ve berbat tesbitler yapabileceğini yada bir devletin güdümünde olabileceğini iki sene önce gördük. Zira kendisi Amerika'da şöyle bir tesbitte bulundu, kusura bakmayın kelimesi kelimesine aktaramasamda temel mantığını vericem: "Atatürk belki çok kahramanca bir kurtuluş savaşı verdi ancak Amerikan Mandasına girseydi hem o kadar insan kaybedilmez hemde Türkiye bugünkünden daha ileri bir düzeyde olurdu."

 

Neyse...

 

Şimdi, Osmanlıların Türk olmalarına gelelim... Bakınız şimdi bazı gerçekleri göz ardı etmemeliyiz... Osmanlı Devleti Büyük Bir Medeniyet İnşa Edebilmiş bir devletti... Bugün bile bu medeniyetin kültürel özellikleri hala yaşamaktadır. Öyle ki bu bir yana Türkiye Cumhuriyetini kuran insanlarda Osmanlı Subayı idi... yani zaten yıkılacak dahi olsa, bence bazı şeyleri bu açıdan Osmanlıya borçluyuz. Hatta bunlarıda bir tarafa bırakalım, eğer Türk Tarihinin Sürekliliğini yani kesintiya uğramadan ilk Türklerden itibaren hep var olduğunu düşünüyorsanız, 600yıllık bir kesinti olduğunu düşünmek yada Osmanlıyı tümden yadsımak çok anlamsız. Mesela Osman Turan; Türk Devletinin sadece Hanedanlarının ve Merkezinin değiştiğini ve Türklerin sanki hep aynı devlet çatısı altındaymış gibi süreklilik arzeden bir Devlet Kurma geleneğine sahip olduklarını söyler. Yani Türkler Devletsiz Kalmamıştır deyişi birazda buradan gelir. Osmanlı bir Selçuklu Mirasını almış ve onun üzerinde yükselmiştir. Ancak Bizans mirası almadığıda söylenemez. Çünkü öncelikle esas Yaşam Alana (Anadolu=Turkhia) Bizans toprağı idi ve ona göre şekillenmişti, bu açıdan Bizans mirasıda almıştır. Çünkü toplumlar ve devletler geriye doğru evrilmezler, birikimlerler ilerlerler. Ancak Osmanlı temel olarak Selçuklu Türk Devleti devamıdır. Öyleki Ertuğrul Bey ve Osman bey Selçuklu devletine bağlı birer Bey idiler. Yani demek istediğim Türk Tarihinden ve Bugünkü Türkiye Türklüğünden, Osmanlı Devleti yadsınamaz ve çıkarılıp atılamaz... Ancak şu da vardır ki, Osmanlılar Türkleri yadırgamış, aşağılamış ve sindirmeye çalışmıştır. Bakın bu çok açık, Osmanlının Balkanlardaki İskan politikasına bakın mesela.. bugün derler ki "Oraları Türkleştirmek için İskan Politikası Uygulanmıştır"... Üniversitelerde böyle gösterilir bazı bilmez hocalarca, ancak tamamen yalandır ve örtbastır... Çünkü Osmanlının İskan Politikasındaki temel amacı, Anadolu'daki Türk Beyliklerini Yok Etmektir. O Beyliklere Bağlı halkı eritmektir ve bir güç olmaktan çıkarmaktır o Beylikleri. Bugün dahi Oradalardan göçen Boşnak halka falan inerseniz, onlarla konuşursanız bir çoğu Karamanlı Soylu olduklarını bilirler ve Osmanlının amacını bugüne kadar toplumsal olarak birbirlerine aktarmışlardır... Yani buna dikkat etmek gerekir... Osmanlı hiç bir zaman Türkleştirme Politikası gütmemiştir ve İmparatorluk olma niyetindeki bir devlette böyle bir amaç güdemez zaten. Diğe bir husus ta Alevi-Türklerin yok edilmesi hususudur. Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail çatışmasında Şah İsmail ve Yavuz karşılıklı olarak Sünni ve Alevi-Türkleri kıymışlardır. Yavuz Selim'in yada Şah İsmail'in haklı oldukları tek nokta "İktidar ve Hakimiyet Mücadelesinde" olmalarıdır. Yoksa Alevilik yasa Sünnilik bakımından ikisininde bir güdümü yoktur. Amaçları sadece Hakimiyettir... Bu çok net... Yavuz Doğu Siyasetine dönmüş ve amaçları Şah İsmail'in amaçları ile çatışmıştır, olay Sünnilik yada Alevilik meselesi değildir ancak olan Sünni-Türklere ve Alevi-Türklere olmuştur. Ancak bunların kıyımlarından başka asıl önemli nokta Osmanlının bu dönemden itibaren amaç edindiği Türk(men)leri sindirme politikasıdır. Bakın, şu varki Oğuzlar İslamiyeti ilk olarak (Emeviler döneminde özellikle) Şia'dan tanımışlar ve Şii ağırlıklı olarak İslamiyeti seçmişlerdir. Bugün bir çok Sünni Yörük ailesine bakarsanız, Ailelerde Ali, Hasan, Hüseyin, Fatma, Zehra gibi çoğunlukla Şiilerin kullandıkları adların özellikle kullanıldığını görürsünüz. Mesela benim bağlı bulunduğum Yörükler bu özelliktedir. Belki bir ad koyma işine bağlamak yanlış olur, o yüzden asıl anlatmak istediğime geleyim... Osmanlının Alevi-Türk Sindirme Güdümünün iki sonucu olmuştur Alevi-Türklerin çoğunluğu ya Sünnileşmiş yada Kürtleşmiş ve Kürt-Alevisi denen bugünkü kesim oluşmuştur. Bakın, Yavuz Selim'den itibaren özellikle Doğudaki Türkmenler baskı altına alınmış ve Sünni-Kürt Beyleri (ki Alevi-Kürt yoktur) onlara karşı kayırılmış ve topraklandırılmıştır. Bu gerçek nedense hep gözardı edilir. Bu şekilde Alevi-Türklerin yaşam alanı kısıtlanmış ve bugün bildiğiniz şekilde Aleviler kendi içlerinde gizil bir hale daha çok bürünmüşlerdir. Osmanlı'da bunu fırsat bilip haklarında yaygara çıkarmıştır. Mesela Osmanlı Alevi Cem'lere baskınlar düzenliyordu, ancak Aleviler bunu önlemek için, Cem'lerini Karanlıkta yapmaya başlamışlar ve bazı İftiracılar da buna "Mum Söndü" adını vererek, onların Ensest İlişkiye girdiklerini iddia etmişlrdir. Bu gibi bugün bile hala varlığını koruyan asılsız iddialar neticesinde ve gördükleri baskı nedeni ile Alevi-Türkmenler Kürtçe konuşmaya ve asıl Türk Kimliklerini geride bırakmaya koyulmuşlardır. Bakın bunun en bariz örneği, doğuda hala Türk adı taşıyan eski Kürt köyü olarak bilinen köylerdir. Yada Hülya Avşar'ın mensubu bulunduğu Avşar Türk boyudur, mesela Hülya Avşar kendisine Kürt der, ancak Avşarlar Türk Boyudur!!!. Veya eğer imkanınız varsa gidip gözlemleyebilirsiniz; Giresun'da ve o bölgede bugün Çepni'ler yaşamaktadır. Ben kendileri ile görüştüğüm kadarıyla bir çok konu ile ilgili Çepni arkadaşım, kendi ataları hakkında nerden geldikleri konusunda bilgi sahibi idiler. Aralarında eskiden ataalarının Alevi olduklarını söyleyen ve kılıç zoru ile Sünnileştirildiklerini ve buraya göç ettirildiklerini biliyorlardır. Bu politika yine Osmanlının diğer İskan politikasınıa çok benzemekte. Bunlar Sünni-Türk olan Alevi-Türklerin bir kısmıdır. Alevi-Türklerin bir kısmıda Sünni-Kürtleşmiş veya Alevi-Kürt olmuştur. Mesela yine Çepnilerin bir kısmı Sünni-Kürtleşmiştir. Avşarlarda böyledir. Ancak Alevi-Kürt meselesi önemlidir. Bakın şimdi öncelikle Alevi-Kürt diye bir yapı aslında tarihsel olarak yoktur. Çünkü Kürtler aslen Sünnidirler ve Türkler gibi Alevi olmalarını doğuracak koşullardan geçmemişlerdir. Özellikle Yavuz döneminden sonra zaten Alevi olmayı bırakın Şii olmalarını dahi bekleyemezsiniz. Bunlar bir yana Alevilik asli olarak öncelikle Türkler içinde yayılmıştır. Zaten Aleviliğe bakarsanız Eski Türk İnançlarını barındırdığını görürsünüz. Yani temel olarak ta Alevilik bir inanç değil bir "Yaşam" olarak değerlendirilir. Yani Alevilik, Türklerin Anadoluya gelmesinden önce Anadolu'da yerleşik olan ve Türkler gibi Gök-Tanrı inancında olmayan Kürtlerin yapılarına uygun değildir. Alevilik tamamen bir Türk İnanç sistemidir. Bakın İran'ın Farsi Aleviliği ile Türk Aleviliği farklıdır mesela... Özellikle bu konuda Ahmet Taner Kışlalı ve Uğur Mumcu2nun yazıları var. Kürt Aleviler denen oluşum ise tamamen Yavuz Selim'den Sonraki Osmanlı Devletinin Alevi-Türk(men) Politikasının bir eseridir. Bakın bunun en bariz örneği nedir biliyo musunuz? Mesela bir Ceviz Kabuğu programında Bir Kürt kökenli SEYYİT! ve ülkücü bir Vekil tartışıyorlardı. Kürt kökenli kişi "Ben Seyyit'im ve şecerem bellidir, Peygamber soyundanım" demişti, Ülkücü vekil ise "Sizin Seyyitliğinizi biliyorum ve o yüzden de size saygım var ve seviyorum" demişti. Şimdi bakınız burada dikkat etmemiz gereken çok önemli bir ayrıntı var. Öncelikle Seyyitler Kürt değildirler ve kesinlikle Arap kökenlidirler. İkincisi; Seyyitler yani Hz. Hüseyin Soyundan gelen bu kimseler ve Hz. Hasan Soyundan gelen Şerifler, Şia'dırlar. Yani Sünni değildirler temel olarak. Zaten Babaları ve Dedeleri bellidir... Ve asıl önemli olan şu vardır ki, Şerifler ve Seyyitler İslamiyeti (Şiilik) Türkler arasında yayan kimselerdir ve Türklerin içine karışmışlardır. Türkler Selçuklu ile beraber Anadolu'da kurulmadan önce kafile kafile yada azar azar öncü olarak gelirlerken, İran Azerbaycanı denen yada Kerkük-Musul civarında olsun hep öncelikle Bu Kimseler sayesinde İslamiyeti tanımışlardır. O dönemde bölgede Şiilerin yaşadıklarını gözardı etmemek gerekir. Dolayısı ile Türkler ilk olarak Şiilikle tanışmış, Selçuk Bey'in biraz da Menfii olarak Abbasi Halifesini tanıması ile ancak Sünniliği tanımıştır, ki Abbasilerin Şia ile olan ilişkilerini zaten biliyorsunuzdur. Asıl demek istediğim, Kürt Kökenli Seyyit amcamız aslında Araptır ve bağlı bulunduğu aşiret ise, geçmişte Alevi-Türk veya Şii-Türk bir aşiret olmalıdır. Bundan başka, birde şöyle bir olay vardır; mesela Muş'ta yaşayan ve Zaza olan varsa biliyordur belki, ben Muşlu Zaza bir kaç kişinin, hiç dillendirmedikleri bir şeye rastlamıştım, ki buna KUREYŞİNALIK diyolar. Ancak nedense o arkadaşlarım, onları tanıyan başka kimselere söylememi istememişlerdir. Şimdi bunlar aslında Seyyit (veya Şerif) soylu olduklarını ve Kureyşina adının buradan geldiğini söylemişlerdi. Bu yüzden bu Kureyşinalar Muş (Varto'da idiler) civarında, bunu bilenlerce çok saygı görürmüşler. Dediklerine göre de bilinirmiş zaten. Bakın, ben Muş'a gitmedim hiç ve Doğu Anadolu'ya gidip oradaki Zazalarla da konuşmadım ancak rastadığım ve bilgisine güvendiğim bir kaç Zaza'dan böyle bilgiler edindim... Bu da beni bu Zaza'larında (Bütün Zazalar değil ancak, bu Kureyşina diye bahsettikleri Zazaları diyorum) acaba Arap kökenli mi yoksa Türk kökenli mi oldukları konusunda beni düşündürmüyor değil, yada gerçekten bu Kureyşinalar var mı bunun tespiti yapılmalı en başta. Kısaca demek istediğim, Osmanlı devleti her ne kadar bizim Gerçeğimiz ve bugünkü Türk Birikimimizin hamurunda varsa, Türklere karşı yaptıkları da ortadadır... ben yine sadece gördüklerimi ve bildiklerimi, tesbit ettiklerimi yazdım. Bunları Resmi Tarihte falan göremezsiniz... Yani hep Osmanlının Türkleştirme derdinde olduğu, Şah İsmail'in Aleviliği ve Yavuz'un Sünniliği amaç edinerek mücadele ettiği gibi saçmalıklara rastlanırdı hep, şimdi biraz daha gerçekçi sanırım. Yani biraz öze inerseniz, yukarıda yazdığım gibi bir çok Benlik Değişimin/Asimilasyonun olduğunu görürsünüz... Bu açıdan birde şunu demek lazım belkide, bazı kimseler "Ben Seyyid'im, Ben Kürd'üm" yada "Ben Kürd'üm" diyerek ortaya çıkmamalılar. Zira Anadolu o kadar karışık ve Anadolu insanı birbiri ile o kadar iç içe girmiş ki, bakarsınız "Ben Kürd'üm" derken, iyice araştırdığınızda soyunuz hiç şüphesiz bir şekilde, Osmanlının kürtleşmeye zorladığı Türklere veya Alevi-Türklere çıkabilir. Bakın buna birde şu açıdan bakın derim; Yerleşik hayata geçiş Göçebelikten=>Yerleşiğe veya Göçebelikten=>Konar-Göçerliğe=>Yerleşiğe doğru olmaktadır. Konar-Göçer kavimlerin, hepsi olmasa da bir kısmının, gördükleri siyasi baskılar üzerine Yerleşik hayata geçerek, yerleşik hayata daha önce geçmiş toplumlara karışması veya Benlik Değişimi geçirmesi normaldir. Zira Alevi-Türkler göründükleri kısmıyla Türklüğü ve Türkçe konuşmayı zaman içinde bırakıp Kürtlere karışmışlar ancak İnançlarını gizil bir şekilde canlı tutmuşlardır. Yani bir kimse Kürt veya Alevi-Kürt olduğunu söylemeden önce iki kere düşünmeli bence. Neyse, konu sanırım amacından çok saptı... Bunları geçelim, asıl konumuz Osmanlı Türkleri dışlamış mıdır? Evet, yukarıda saydığım karmaşanın temel nedeni budur... Ancak şu var ki, bu yukarıdaki husus üzerinde daha sağlam araştırmalar yapmak gerekmektedir. Bence bunlar kişisel çaba ile öğrenilmiş olmayı ve Resmi Tarihi aşıp belgelendirilmelidir...

 

Son olarak şunu özellikle söylemek istiyorum, yazdığım bir takım bilgiler Bilimsel veriler olmakla birlikte, bir kısmı ise kişisel araştırma sonucu (yanlış yada doğru) elde edilmiş bilgilerdir. umarım bu konuda daha çok bilgisi olan kimseler, özellikle kaynak göstererek bilgisini paylaşır. Çünkü bu konu beni çok alakadar etmektedir ve bilinmelidir ki Osmanlı olsun, Şah İsmail olsun, Alevi-Türkleri veya Kürtleri olsun, bu Tarih bizim Tarihimizdir. Tarih hiç kimseye, kendisini yadsıma yetkisi vermez... Sadece şu vardır; İnsan ya geçmişi ile barışıktır veya kavgalıdır... Ben Barışık olmayı seçiyorum ve her şeyi açık açık yazabilen bir Tarihçilik amaç ediniyorum... umarım iyi de olsa kötü de olsa kendi tarihinizi kabullenebilirsiniz...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle tarih zaten yadsınamaz. Yani, Osmanlı Devletini yadsımak yada Türk Tarihinden soyutlamak mümkün değildir. Benim yaptığımda böyle bir şey değildir.

 

Benim yaptığım tarihimizle yüzleşmektir. Yani objektif tarih. Alternatifinide yapabiliriz. Yayın bir şekilde yapıldığı gibi. Osmanlıya bakıp. Türkler osmanlıda şöyle değerliydi. Osmanlı Türk kültürünü türk kimliğini yaşatmaya çalışırdı vs de diyebiliriz. Bu tarih olmaz bu siyaset olabilir ancak.

 

Ancak böyle yapınca tarihimize sahip çıkmış olmayız. Tıpkı tarihimizle yüzleşince, tarihimizi reddetmiş olmadığımız gibi.

 

Bir yandan neden, Türkiye türklerinin, orta asya ve kafkasya türkleriyle bu kadar uzaklaştıklarını, Türklerin anadoluda nasıl bu kadar farklı kültürlere ve mezheplere bölündüğünü, bölgesel kültür farklarının nasıl bu kadar açıldığını. neden Osmanlı yıkıldığında, türkiyede türklerin, en eğitimsiz ve en mülksüz osmanlı tebaası olduğunu. Türklerin ortak bir kimlik yaratamayıp çeşitli kültürlerden ( arap ve greko-latin kültürü) bu kadar çok etkilendiğini. Türk dilinin, kendisinden yüzlerce yıl sonra şekillenmiş farscadan neden bu kadar etkilendiğini. Neden türkiye türklerinin bu kadar çok dejenere olduğunu ve hala neden dejenarasyona bu kadar açık olduğunu sorupta . Cevapların büyük bir kısmının Osmanlının yüzlerce yıllık politikasında olduğunu yadsımış olmazmıyız.

 

not: Bernard Lewis'İn siyasi konulardaki yorumlarını biliyorum. Ancak onun tarihçi yönü farklı, politik tutumu farklıdır. Zira o kullandığı cümlenin tarihçilikle bir alakası yoktur. Çünkü tarih "şöyle olsaydı böyle olurdu" gibi yorumlar asla yapmaz, "şöyle yapıldığı için böyle olmuştur" der. Tarih neden-sonuç ilişkisi kurar. Ancak nedenin çeşitli olasılıkları üzerinden yorum yapmaz. Çünkü böyle bir alan değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle tarih zaten yadsınamaz. Yani, Osmanlı Devletini yadsımak yada Türk Tarihinden soyutlamak mümkün değildir. Benim yaptığımda böyle bir şey değildir.

 

Benim yaptığım tarihimizle yüzleşmektir. Yani objektif tarih. Alternatifinide yapabiliriz. Yayın bir şekilde yapıldığı gibi. Osmanlıya bakıp. Türkler osmanlıda şöyle değerliydi. Osmanlı Türk kültürünü türk kimliğini yaşatmaya çalışırdı vs de diyebiliriz. Bu tarih olmaz bu siyaset olabilir ancak.

 

Ancak böyle yapınca tarihimize sahip çıkmış olmayız. Tıpkı tarihimizle yüzleşince, tarihimizi reddetmiş olmadığımız gibi.

 

Bir yandan neden, Türkiye türklerinin, orta asya ve kafkasya türkleriyle bu kadar uzaklaştıklarını, Türklerin anadoluda nasıl bu kadar farklı kültürlere ve mezheplere bölündüğünü, bölgesel kültür farklarının nasıl bu kadar açıldığını. neden Osmanlı yıkıldığında, türkiyede türklerin, en eğitimsiz ve en mülksüz osmanlı tebaası olduğunu. Türklerin ortak bir kimlik yaratamayıp çeşitli kültürlerden ( arap ve greko-latin kültürü) bu kadar çok etkilendiğini. Türk dilinin, kendisinden yüzlerce yıl sonra şekillenmiş farscadan neden bu kadar etkilendiğini. Neden türkiye türklerinin bu kadar çok dejenere olduğunu ve hala neden dejenarasyona bu kadar açık olduğunu sorupta . Cevapların büyük bir kısmının Osmanlının yüzlerce yıllık politikasında olduğunu yadsımış olmazmıyız.

 

not: Bernard Lewis'İn siyasi konulardaki yorumlarını biliyorum. Ancak onun tarihçi yönü farklı, politik tutumu farklıdır. Zira o kullandığı cümlenin tarihçilikle bir alakası yoktur. Çünkü tarih "şöyle olsaydı böyle olurdu" gibi yorumlar asla yapmaz, "şöyle yapıldığı için böyle olmuştur" der. Tarih neden-sonuç ilişkisi kurar. Ancak nedenin çeşitli olasılıkları üzerinden yorum yapmaz. Çünkü böyle bir alan değildir.

 

Arkadaşım Yazdığım yazı, sizin yazdığınız yazıyı desteklemek, birazda farklı açıdan bakmak içindi, yani sizin Osmanlı ile Türk Tarihini birbirinden soyutladığınızı düşünmüyorum ancak burada soyutlamak isteyenlar var... Ayrıca Türkiye Türklüğü hakkındaki görüşlerinize katılıyorum ve Tarihimizle yüzleşmemiz gerektiğini düşünüyorum... Bernard Lewis konusunda da haklısınız, Tarih ve Politika farklıdır ancak yine de nasıl ki Milletlerin Tarihleri ile yüzleşme ihtiyacımız varsa, Tarihçilerin ve o tarihi yapanların kimlikleri ile de yüzleşmemiz gerekir... Bu konuda en sevdiğim örnek Wilson'dur... Bize hep Wilson'un çok iyi biri olduğu, o meşhur prensiplerinin bize çok yararlı olduğu, adeta savaşı bitidiği söylenir, ancak Wilsonun gerçek kimliği ise bir Türk Düşmanı olmasıdır... bunun gibi şeyleri de ortaya koymalıyız diye düşündüm sadece...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.