Misafir şevval Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2005 Kendini Beğenmiş Papatya “Bir papatya tarlasının ortasında duran bir papatyayım ben,” diye düşündü çiçek; Bunca papatya arasında güzelliğim fark edilmiyor.” Bir melek bu düşünceleri duydu ve papatya cevap verdi: “Ama sen güzelsin!” “Eve, ama eşsiz ve tek olmak istiyorum!” Papatya sürekli durumundan yakınınca melek onu yerinden alıp şehrin göbeğinde küçük bir parka koydu. Günler sonra, vali şehrin yenilenmesi için yanında bir bahçıvanla parkı görmeye geldi: “Burada doğru dürüst bir şey yok, buradaki otları söküp toprağı iyice temizleyin, sonra da sardunyalar ekin.” “Bir dakika!” diye bağırdı papatya: “Eğer bunu yaparsanız beni öldürürsünüz!” “Eğer senin gibi başka pek çok papatya olsaydı, çok güzel görünürdü ve böyle bir papatya tarlasını bozmazdık,” diye cevap verdi vali, “Ama burada senden başka papatya yok. Ve sen tek başına bir bahçe yapamazsın.” Bu sözle birlikte çiçeği topraktan çekip çıkardı. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ karçiçeği_m Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2005 gerçi pek alakalı olmayacak ama benimde aklıma küçük bir öykü geldi anlatmadan geçemeyeceğim. "minik bir serçe varmış kış olunca sıcak memleketlere göç eder diyardan diyara dört bir tarafı dolaşırmış. günün birinde aniden kar yağmaya başlamış ve bizim minik serçe kışa hiç alışık olmadığı için bir anda kendini yerde bulmuş soğuktan neredeyse donacak.birden ordan geçmekte olan bir inek pisliğini serçenin üzerine bırakmış ve o sıcaklıkla serçe kendine gelip şakımaya başlamış ve yine ordan geçmekte olan bir kedi serçenin sesini duyup gelmiş pisliği temizlemiş ve serçeyi yemiş." bu öyküden çıkarılacak ders ise "her zaman üstünüze pisleyen düşman olmadığı gibi o pisliği temizleyende dost değildir." Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir şevval Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2005 gerçi pek alakalı olmayacak ama benimde aklıma küçük bir öykü geldi anlatmadan geçemeyeceğim. "minik bir serçe varmış kış olunca sıcak memleketlere göç eder diyardan diyara dört bir tarafı dolaşırmış. günün birinde aniden kar yağmaya başlamış ve bizim minik serçe kışa hiç alışık olmadığı için bir anda kendini yerde bulmuş soğuktan neredeyse donacak.birden ordan geçmekte olan bir inek pisliğini serçenin üzerine bırakmış ve o sıcaklıkla serçe kendine gelip şakımaya başlamış ve yine ordan geçmekte olan bir kedi serçenin sesini duyup gelmiş pisliği temizlemiş ve serçeyi yemiş." bu öyküden çıkarılacak ders ise "her zaman üstünüze pisleyen düşman olmadığı gibi o pisliği temizleyende dost değildir." son verdigin mesaj çok anlamlıydı sevgiler Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir TheLastofMohicaN Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2005 bir hikaye anlatıcam size dün çok sevdiğim bir arkadaşım anlattı bana bir zamalar bilinmeyen bir yerde yanlız yaşayan bir adam varmış hiç evlenmemiş bu adam derken o ralardan geçen bir kırlangıç sürüsünden bir kırlangıç adama sevdalanmış ve birgün adamın penceresine konmuş ve adama demişki ben sana aşık oldum demiş sende yanlızsın gel yanına yerleşelim hem sen yanlız olma bende sevdama kavuşayım demiş adam - olmaz ben yanlızlığımla mutluyum demiş git başımdan demiş aradan birkaç gün geçmiş kırlangıç yine gelmiş bak kış geliyor bu soğukta ben yaşayamam göçmem lazım demiş sıcak diyarlara ama kabul edersen seninle kalırım demiş yanlızlığına yoldaş olurum demiş adam yine yok olmaz demiş son kez bir daha sormuş kırlangıç ben sana sevdalıyım gel birlikte yaşayalım der ama adam inatcı ben yanlızlığımdan şikayetci değilim der kırlangıç da caresiz döner arkasını gider derken kış gelir kırlangıç sıcak memleketlere göç etmek zorunda kalır yanlız adam da yanlızlığından sıkılmaya başlar kırlangıcı kabul etmediği için pişman olur yana yana yazın gelmesini bekler derken yaz gelir adam yana yana kırlangıcı aramaya başlar hangi kuşu görse onu sorar ama onun yerinde yeller esmektedir bulamaz derken o zamanın bir bilgesine gider olanları anlatır bilge e salak oğlum bilmezmisin kırlangıçların ömrü altı aydırrrrr. sen sen ol zamanını yaşa der yarın çok geç olabilir.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ made in turkey! Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2005 bide fille karınca var onu biliyormusunuz.....????????? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir şevval Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2005 bide fille karınca var onu biliyormusunuz.....????????? anlat ögrenelim sevgiler Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir TheLastofMohicaN Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2005 anlat ögrenelim sevgiler vizonteleyi izlemedin sanırım Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir şevval Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2005 vizonteleyi izlemedin sanırım seyrettim ama konuyla ilgisi nedir anlayamadımda ? sevgiler Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir TheLastofMohicaN Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2005 seyrettim ama konuyla ilgisi nedir anlayamadımda ? sevgiler orda deli emin elbiseyi yürütmek için fıkri beyin çırağına diyorya!!! bide fille karınca var onu biliyormusunuz.....????????? tamamen ordaki sahneden çalıntı Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.