Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

zilan


şilan

Önerilen İletiler

ZİLAN

 

Bu kara yazgıdır Zilan;

Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin

Sensiz de olmak kara yazgıdır kurban...

Bilisen

Kaç gece kaç gündüz adını sayıklamışam

İçimden atamamışam

Köçelerde yolunu gözlemişem

El etmişem, işmar etmişem

Sen gülmüş geçmişsen Zilan...

Ne zaman büyümüşsen farketmemişem

Ne zaman ellerin büyümüş

Ne zaman gözlerin büyümüş

Ne zaman bürünmüşsen kara çarşafa

Bir gözlerin görmüşem ceylan kimin vurulmuşam.

Sen gülmüş geçmişsen Zilan...

Daracık köçelere sığmamış sevdam

Seni Halilrahman'da sormuşam Anzılha'da

Urfa kalasında Nemrut köşküne adını kazımışam

Sen gülmüş geçmişsen Zilan...

Şimdi gelin olisen telli duvaklı

Yine gülü misen biye?

Kara Şar'dan gelen deli oğlan deyi misen?

Sevdanı içime gömdüm bilesen

Bu kentin hampara taşlarına sır sakladım.

Üç kuruşluk başlık parasına değer miydi Zilan...

Bilirem dahlin yoktur bu işde.

Töreler böyle demiş, yazgılar böyle çizmiş.

Kim karşı gelmiş ki sen de gelesen.

Atalar boynumuz kıldan incedir demiş...

 

Her şafak seninle sökerdi Zilan.

Sıcak yaz geceleri seninle eserdi.

Ben siye şiirler okurdum.

Sen biye Urfa türkülerini...

Yediveren gülleri kimin açılırdın baharla

Karakoyun deresinden çiçekler getirirdin.

Önceleri inanmamıştım sevdiğine.

Fakat anladım zamanla.

Seni yitirmek kor kimin yaktı yüreğimi;

Acımı anla...

Kar ender yağardı Urfa'ya

Sevdamız yağan kar kimin aktı.

Hatırlı misen bir de tutkumuz

Yağmurda "çömçe gelin" oynamaktı...

Şimdi sen mi gelin olisen Zilan?

Sevgin bir yanda Töreler diğer yanda

Duydum ki "KUMA" olmişsen

Akar suda saman çöpü gibi çaresiz

Ve de köle kimin itaatkar, sessiz gidisen

Oldu mu ya?...

Kaçıncı asrını yaşamakta Harran'da toprak?

Bu kenti terkediyem Zilan.

Anzılha'da kutsal balıklar şahidim olsun ki,

Bu kenti terkediyem...

Yasak mayın tarlalarını,

Kaçakda kol verenleri,

Can verenleri terkediyem...

Efsunlu akrepleri, çıyanları

Urfa kalasında kenetlenen efsane şahmaranı

Kümbetlerde barınan sahipsiz insanları, terkediyem.

Körpecik bedenine uzanan hoyrat elleri itmediğin için

Yıllardır söylenen ninniyi yazgı bellidiğin için

Bu kenti terkediyem...

Bu sana son satırlarım Zilan...

Biliyem unutacaksan beni.

"Unutmam" deme biye

Davullar uranda unutmalısan.

Yoksa nasıl yaşayabilir insan...

 

Hani ağaçları çiçek açardı ya

Hani Urfa divanı çalınırdı sıra gecelerinde.

İşte ben

Her çiçek açanda nar ağaçları

Ve söylenende Urfatürküleri

Seni ve gülüşünü hatırlayacağam...

Bundan böyle cigaramda dumansın

Kaçak tütünden sarılmış...

Her içime çekişde ağun yakacak beni.

Kendini düşünmedin, beni düşünmedin

Sevdanı düşünmedin, çocuklarını düşün.

Seni tutsak, beni esrik eden töreler;

Çocuklarını da yakacak bir gün...

Bu kara yazgı değildir ZİLAN...

Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin

Sensiz olmak da kara yazgı değildir kurban...

Bu çağlar boyu insanları kul eden

Bağnazlıktır ki, yıkılacak.

Bilisen ZİLAN.

Sen görmesen de

Ben görmesem de

Ceylan gözlü çocukların görecek ZİLAN...

 

 

 

 

Celal Ülgen

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zilan

 

 

 

Doğudan yükselen bir sisin içine yerleştirdim gözlerini

Aynalar astım evimin bütün duvarlarına

Gökyüzünü koynuma alıp

Çobanyıldızıyla uyudum geceleri

 

Biraz yıldız kırıntısı biraz ay tozuyla

Memleket resimleri çizdim

Torosları aldım götürdüm Harran Ovası'na

Balıklı göl'e atılan gümüş renkli dileklerden

Yeni baharlar satın aldım Nemrut'a

 

Dünyanın yedi harikası yerleşti İstanbul'un semasına

Yüzünü batıdaki denizlerde gördüm

Tepetaklak çevirerek dünyayı

Kardan güneşler yarattım Ekvator'a

 

Hayal bu,

Var mı karşısında diz çökmeyecek

Yağmur yüklü bir buluta dur diyecek

Kalın bir çizgi çekecek zamanın tam ortasına

Var mı hayalin çiçekli perdesini yırtacak biri.

 

Atımı sürüyorum viran kasabalara

Yalnızlar şehrinden yalnızlara

Sevda taşıyan bir yüreğim var benim

Umut yüklüyorum göçmen kuşların kanadına

 

Doğudan yükselen zılgıtlarda arıyorum sesini

Ey koca coğrafya, sevdamı akıtıyorum nehir sularına

Yürüdükçe seni hep yeni baştan buluyorum sevdiğim

Bildiğim ne varsa yaşama dair döküp saçıyorum

Çobanyıldızı oluveriyor gözlerin

 

Seni memleket gibi seviyorum.

Davullar çalıyor davullar

Biri sürü geçiyor uzaklardan

Yeni kuruyor elinde kınası bir gelinin

Telli duvaklı şahinler uçuyor yaylalardan.

 

Bütün yolların başında bırakıp

Sonunda seni buluyorum

Mavi boncuklar takıyorum alnıma

Yanağımın çukurunda yeşeriyor hanımeli

Çiçekler bastığın yerden açıyor dünyaya.

Şehirleri terkedip sana geldim ben

 

Küçük bir kasaba lokantasında

Gözgöze içiyoruz ışığımızı

Masada duran lüküs lambasında

Hayalediyoruz kendi kasabamıza giden yolları

 

Sevdiğim, sözcükler yetmiyor seni anlatmaya

Ne Balıklı Göl'deki dilekler,

Ne Nemrut'ta doğan gün

Hiçbiri yalın değil sevdamız kadar

Hiç biri gerçek değil yürekliliğimiz kadar.

ZiLaN...

 

Roj SterK

 

 

 

 

 

Zilan

 

 

 

Zilan sana şiirler yazıyorum

Şehrin karanlık bucaklarında

İsyanım yıldızlara sana değil

Seni tadıyorum yıldızlarla.

 

Zilan sana öyküler yazıyorum

Köyüme giderken çakıllı yollarda

Toz toprak başımda

Anlatırım seni onlara

 

Zilan sana imgeler kuruyorum

Denizin mavi sularında

Dalıyorum da

Balıklarla yaşıyorum

 

Zilan seni efsanelerde dinliyorum

Mezopotamyanın keşfedilmemiş surlarında

Yedi başlı canavar peşimde

Kılıncımı temizliyorum

 

Zilan sana canımı veriyorum

Tanrıların arasında

Okyanuslar taşmış

Kendimi yavaşça ona bırakıyorum

 

Rıfat Ertekin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Sevme Beni Zilan

 

 

 

Geceye okşanan ruhumun

gizemle vurduğu çanla ışıyor gün

teninin beyaz yamacına

sen yine de sevme beni 'ZilaN'

sevildikçe çünkü daha da iniyorum

yalnızlığın bazaltına...

akrep zemheri bir uğultu gibi dönüyor kulağımda

özsuyun dalgasını yutan şehveti

hayatın buğusuyla soyunuyor beyaz imgene

şehrin bütün gölgelerinde

yaklaşan kuytuluğu ayaklanıyor eylülün

ve zaman yenik zamanla yenildik diyor

mağrur görüntüsüyle yıkılan duvar

 

kuyuları bütün kıyıları tek tek dolaştım

hayat şiirden

kanayıp dinmemek aşktan ibaret anladım

kuyularda çocuklar

kıyılarda kumsallarla ayaklanmış

aşklar siliniyordu

bağışlanmamış bir sunaktım kayıp lâhit ya da

gecenin sol göğsünde kimsesiz unutulan.

 

bir serenat dillenirdi şiirin ince mühründe

saçta unutulan kadim kış ve

keskin soğuk vardiyanın tene sürtünen sesiyle

 

ayın kızıllığı der ki

kifayet şiirde değil gecededir

her şair bir gecenin artığı

usun ilahi doğurganlığında açan gül

sonbaharın sararttığı yaprağıyla geçeğendir

 

geceye okşanan ruhumun

tutkuyla vurduğu çanla ışıyor gün

teninin beyaz yamacına

ve üstüne toprak dökülmüş bir nehir

akıyor parmaklarımdan

besbelli yeni bataklık arıyor birileri

sen yine de sevme beni 'ZilaN'

şiirin ince mühründe sevgilim

yankılı çocuk sesleri çağıldıyor

Sen beni, bensiz yaşayabiliyorsun

Ben beni, sensiz düşleyemiyorum...

 

Roj SterK

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yüzüne Bakıyorum Sevgili(ZiLaN'a)

 

 

 

Kalıtsal yorgunlukların

sırası değildi biliyordum...

Ama nedense

içimde taşımaya çalıştığım umutlarım

hep ağır geliyordu,

yük oluyordu,

sırtıma dayanılmaz ağrılar biniyordu...

Kekeme muziplikler yeterli değildi yaşamda...

biliyordum...

 

Yüzüne bakıyorum sevgili...

alnındaki çizgileri

yollarıma benzetiyorum

kahve fallarında hep kapalı çıkan...

ellerimdeki çizgilerle

yüzleştiriyorum...

üç vakte kadar

acılarım var diyorum...

hayat çizgin uzun

ama bendekiler sana kısa kalıyor diyor

ve üzüyorum kendimi...

Beden kaygısı taşımayan yorgunlukların

sırası değildi biliyorum...

ve hep bu yüzden kendimi acıtıyorum...

 

Yüzüne bakıyorum sevgili...

dudaklarının pembeliğinin

ne kadar da yaşamsal olduğuna inandırıyorum kendimi..

dudağındaki yer yer oluşmuş ufak çatlakların üzerinde yürürken burkuyorum bileğimi...

yine sana düşüyorum...

her ve hep parantezlerinin içinde...

 

Sorgulandığımda

beni suçlu bulan

soruların yorgunluklarını taşımanın sırası değildi biliyordum...

Kaderist aşamalar kaydedilmiyordu

günlük felsefelerde...

ve ben

asla fillozofu olmak istemedim

adlandıramadığım duyguların...

perdelerim güne kapatırken kendini

oyuncular makyajlarını temizliyorlar...

kırılgan otlar bitiyor

ve sivri uçları duvarlarımdan açıyor gözlerini...

durmuş saatim yine doğruyu gösteriyor...

umarsızca koşuyorum...

umarsızca acıtıyorum...

 

Yüzüne bakıyorum sevgili...

gözlerin....

evet gözlerinde kalıyorum...

sırası değildi ama...

biliyorum...

bu sefer biliyorum...ZiLaN

bu sefer biliyorum...

 

Roj SterK

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

AÇELYAMA :clover:

 

pembe yeşil güzelim açelya

yakışır o başka yarınlara

çiçeklenir coşar ışık suyla

kırılgandır koyu karanlıkta

açelyalar hep hatırlatır seni bana

 

kısacık ömrün işte

bir soluk gibi geldi geçti

açelyan gibi

hoyrat bir iklimdeydin yeşertmedi

bütün ömrün gün görmeden öyle

gelip geçti bir solukta

 

sabahleyin alaca karanlık

uyan artık doğan güne karşı

okşayınca yüzünü usulca

gençlik resmin düşmüştü aklıma

o sabah birden

ölümü görmüştüm yüzünde

 

kısacık ömrün işte

bir soluk gibi geldi geçti

açelyan gibi

hoyrat bir iklimdeydin yeşertmedi

bütün ömrün gün görmeden öyle

gelip geçti bir solukta

 

denizin dibinde karanlıklar gibisin

ışığın içinde saklıdır bilmezsin

hayat artık sensiz akıp gidiyor

senden habersiz sessiz

 

pembe yeşil güzelim açelya

yakışır o başka yarınlara

çiçeklenir coşar ışık suyla

kırılgandır koyu karanlıkta

açelyalar hep hatırlatır seni bana

 

kısacık ömrün işte

bir soluk gibi geldi geçti

açelyan gibi

hoyrat bir iklimdeydin yeşertmedi

bütün ömrün gün görmeden öyle

gelip geçti bir solukta

 

 

meral özbek

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

zilan yoldaş

senin çıplak bedeninde

kurşunlar dönüşür çiçeğe

onurun bir dağ gibi direnir

düşmanın soysuzluğuna

 

duyduk senin çıplak bedeninden

yükselen çağlayan sesini

diyodun ki

anam babam halkım

dünyanın tüm halkları

ve siz türk kardeşlerim

örtün beni

 

barikatlarda sokaklarda

okullarda ve sevdalarda

direnen onurunuzla

örtün beni

 

dağ çiçekleriyle

kanımla suladığım toprağımla

ulusumuzun emeğimizin

ve insanlığın onuruyla

örtün beni

 

kardeşlerim

ben türküm arabım

irlandalı yahudi kızılderili

kürdüm ben

yakın beni

salın küllerimi

ağrı doruklarından anadolu'ya

soysuzluğun bir daha yeşermeyeceği

geleceğe taşıyın beni

örtün beni

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Zilan

 

 

 

bir papatya gülümseyişinde beliri verdin

Kokun bahar, kokun sevda

toprak kokusu

biraz çiğ,

az yaban

nasır tutmuş ellerin, bakışın az korkak, utangaç

gülümseyişinde mahsumiyetin adı beliri veriyor

hırçın ama kendi içinde

suskun ama kendi yüreğinde

fistanlı zilan

hayallerinde sınır

sanki zaruri

gözüm...

toprak kokulum

tırnakları ojesiz, bakımsız,

tokasız, parfümsüz

sen şehir yosması da olamadın değil mi zilan?

yüzüme bak

olmayı ver ne olur...! ! !

sen çiğ kal

birazda yaban

ama temiz

haykırmayı ver, sen suskun kal

gözlerin konuşur sen anlat ben dinlerim zilan

seher yeli kız

yıldızlar nedir?

boş ver sen bilmeyi ver

onlar nasılsa saçlarına takılı durur

dans bilmez

disko da nedir bilmesin değil mi

sen şehir yosması da olamadın değil mi zilan?

kaldır başını gözüm yüzüme bak

olmayı ver ne olur.! ! !

sen çiğ kal

birazda yaban

gözlerin konuşur sen anlat ben dinlerim zilan

kalem de tutmasını bilmezsin

sevgiyi, dürüstlükle sadakati yaz desem de yazamasın değil mi zilan

varsın yazmayı ver

onlar yürekte

gözlerin konuşur sen anlat ben dinlerim zilan

ne diyeyim başka

bir şehir yosması da olamadın

biraz çiğ

birazda yaban

değişme sakın, sana utanmak yakışıyor!

sen konuş ben dinlerim zilan.

 

Yaşar Aslan :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

ZİLAN

 

Bu kara yazgıdır Zilan;

Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin

Sensiz de olmak kara yazgıdır kurban...

Bilisen

Kaç gece kaç gündüz adını sayıklamışam

İçimden atamamışam

Köçelerde yolunu gözlemişem

El etmişem, işmar etmişem

Sen gülmüş geçmişsen Zilan...

Ne zaman büyümüşsen farketmemişem

Ne zaman ellerin büyümüş

Ne zaman gözlerin büyümüş

Ne zaman bürünmüşsen kara çarşafa

Bir gözlerin görmüşem ceylan kimin vurulmuşam.

Sen gülmüş geçmişsen Zilan...

Daracık köçelere sığmamış sevdam

Seni Halilrahman'da sormuşam Anzılha'da

Urfa kalasında Nemrut köşküne adını kazımışam

Sen gülmüş geçmişsen Zilan...

Şimdi gelin olisen telli duvaklı

Yine gülü misen biye?

Kara Şar'dan gelen deli oğlan deyi misen?

Sevdanı içime gömdüm bilesen

Bu kentin hampara taşlarına sır sakladım.

Üç kuruşluk başlık parasına değer miydi Zilan...

Bilirem dahlin yoktur bu işde.

Töreler böyle demiş, yazgılar böyle çizmiş.

Kim karşı gelmiş ki sen de gelesen.

Atalar boynumuz kıldan incedir demiş...

 

Her şafak seninle sökerdi Zilan.

Sıcak yaz geceleri seninle eserdi.

Ben siye şiirler okurdum.

Sen biye Urfa türkülerini...

Yediveren gülleri kimin açılırdın baharla

Karakoyun deresinden çiçekler getirirdin.

Önceleri inanmamıştım sevdiğine.

Fakat anladım zamanla.

Seni yitirmek kor kimin yaktı yüreğimi;

Acımı anla...

Kar ender yağardı Urfa'ya

Sevdamız yağan kar kimin aktı.

Hatırlı misen bir de tutkumuz

Yağmurda "çömçe gelin" oynamaktı...

Şimdi sen mi gelin olisen Zilan?

Sevgin bir yanda Töreler diğer yanda

Duydum ki "KUMA" olmişsen

Akar suda saman çöpü gibi çaresiz

Ve de köle kimin itaatkar, sessiz gidisen

Oldu mu ya?...

Kaçıncı asrını yaşamakta Harran'da toprak?

Bu kenti terkediyem Zilan.

Anzılha'da kutsal balıklar şahidim olsun ki,

Bu kenti terkediyem...

Yasak mayın tarlalarını,

Kaçakda kol verenleri,

Can verenleri terkediyem...

Efsunlu akrepleri, çıyanları

Urfa kalasında kenetlenen efsane şahmaranı

Kümbetlerde barınan sahipsiz insanları, terkediyem.

Körpecik bedenine uzanan hoyrat elleri itmediğin için

Yıllardır söylenen ninniyi yazgı bellidiğin için

Bu kenti terkediyem...

Bu sana son satırlarım Zilan...

Biliyem unutacaksan beni.

"Unutmam" deme biye

Davullar uranda unutmalısan.

Yoksa nasıl yaşayabilir insan...

 

Hani ağaçları çiçek açardı ya

Hani Urfa divanı çalınırdı sıra gecelerinde.

İşte ben

Her çiçek açanda nar ağaçları

Ve söylenende Urfatürküleri

Seni ve gülüşünü hatırlayacağam...

Bundan böyle cigaramda dumansın

Kaçak tütünden sarılmış...

Her içime çekişde ağun yakacak beni.

Kendini düşünmedin, beni düşünmedin

Sevdanı düşünmedin, çocuklarını düşün.

Seni tutsak, beni esrik eden töreler;

Çocuklarını da yakacak bir gün...

Bu kara yazgı değildir ZİLAN...

Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin

Sensiz olmak da kara yazgı değildir kurban...

Bu çağlar boyu insanları kul eden

Bağnazlıktır ki, yıkılacak.

Bilisen ZİLAN.

Sen görmesen de

Ben görmesem de

Ceylan gözlü çocukların görecek ZİLAN...

 

 

 

 

Celal Ülgen

(Not: sayfanın altında Celal Ülgenin Balca'ya

yazmış olduğu e-mektubu bulabilirsiniz..)

 

Zilan'ın Şairi Celal Ülgen'den Gelen e-mektup

-----------------------------------------------------

Değerli Dost ! Zilan şiirimi Ahmet Ertem'in uyarısı ile sayfanızda gördüm. Sevindim. Zilan 1968 Li yıllarda yazıl 1992 yılında yayınladığım Zilan /Sevda Çiçekleri adlı şiir kitabımda yer alan bir şiir. Bu şiiri Doğuanadolu ve Güneydoğuanadoluda okuyanlar var. Ancak ismimi bilmiyorlar. Önemli olan bir şiirin içeriğinin paylaşılmasıdır. Bu beni üzmüyor. Ancak teknoloji sayesinde iletişim kurabilme olanağı bulduğum için size ulaşmayı doğru buldum. Varlık dergisinde, Türkdili Dergisi'nde ve Güzel yazılar dergilerinde yayınlanan şiirlerimden bir kaçını daha size gönderiyorum. Sayfanızda "Bilinmiyor" sözcüğü yerine ismimi koyarsanız sevinirim. Selamlar.

17.Haziran.2000

-----------------------------------------------------

kendisinden gelen bu e-mektup'tan sonra daha önceden "BİLİNMİYOR" şeklinde belirttiğim "ŞAİR" kısmını kendi ismiyle değiştirdim. Şiirin önemli olan işlevinin PAYLAŞIM olduğunu düşünmesi çok sevindirici, kendisine teşekkür eder ve yaşanılan gecikmeden dolayı özür dilerim...

 

 

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

CILGIN'A -_-

 

Bağışla beni şiir,

Bu yıl da yeni yılın umut veren ilk şiirini yazamadım...

Bu ayazda, sokakta evsiz barksız insanları düşündüm...

Daha dün güneşe aldanıp da sürgün veren filizi;

Kursağı boş sığınağına varamayan kuşu,

Bir şiirde okyanusu üç yılda geçen serçeyi düşündüm...

Dünyanın dört bir yanında ölüm gibi büyüyen açlığı;

Bitmek bilmeyen savaşları,

Acılı anaların daha da artacağını,

Ölüm oruçlarını, acıyı, zulmü ve kan emicileri;

İşbirlikçileri, itirafçıları,

Yağlı urganlarıyla iftiracıları düşündüm...

Yeni Hiroşimalara gebe dünyayı;

İşkenceyi, kayıpları, katliamları,

Zevki sefa içinde tepinen

Kapitalizmin insan kanlarıyla besili hayvanlarını düşündüm...

Üzüldüm, ağladım, tiksindim...

Ve sıktım yumruğumu dağ gibi bir öfkeyle

Kavgayı güzel eyleyen emeğin önünde saygıyla eğildim...

Bağışla beni şiir,

Bu yıl da yeni yılın umut veren ilk şiirini yazamadım...

 

1 Ocak 2001,

Enfield Island Village, Londra, İngiltere

 

Bülent ÖZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.