Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BEN SENİ SEVDİM Mİ?


Misafir şevval

Önerilen İletiler

BEN SENİ SEVDİM Mİ?

 

Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne

Tuttum, ta içime oturttum seni

Aldım, okşadım saçlarını, öptüm

İçtim yudum yudum güzelliğini

 

Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette

Bendeydi özlemlerin en korkuncu

Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,

Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu

 

Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu

Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim

Biri vardı ağlayan gecelerce

Biri vardı sana tutkun; o bendim

 

Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük

En solmayan güller açtı içimde

Ömrümü değerli kılan bir şeydin

Sen benim bozbulanık gençliğimde

 

Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya

Bir çizgiye vardım seninle beraber

Ve bir gün orada yitirdim seni

Ben seni sevdim mi? Sevdim, ya sen beni

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

GALİBA BEN BİŞİ YAZABİLİRİM BUNUN ÜSTÜNE ;)

 

İMKANSIZ ŞEYLER

 

 

 

İmkansız olan şeyler vardır bilirsin

 

Yaşlanmamak gibi, ölmemek gibi

 

Ve seni sevmemek cigan gözlüm

 

Mümkün değil ki

 

Çıkarıp atamam içimden

 

Neyleyim yer etmişin bir kere

 

Ne zaman elime bir kağıt alsam

 

Siner güzelliğin kelimelere

 

Yumsam gözlerimi seni seyrederim

 

Devamlı bir musiki kulaklarımda sesin

 

Mevsimler seninle başlar, seninle biter

 

Yıl oniki ay benimlesin

 

Ne zaman bir gemi görsem limanda

 

Alıp başımı seninle gitmek isterim

 

Umurumda değil bu oyunlar, bu düzenler

 

Anlasana; seni arıyor ellerim

 

İmkansız düşünmemek gecelerce seni

 

Ve sevmemek ömür boyunca, bir gün değil

 

*Başka çaremiz yok, beni unut* demiştin

 

Mümkün değil cigan gözlüm, mümkün değil

 

 

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BEN SENİN EN ÇOK

 

Ben senin en çok sesini sevdim

Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi

Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren

Bana her zaman dost, her zaman sevgili

 

Ben senin en çok ellerini sevdim

Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak

Nice güzellikler gördüm yeryüzünde

En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

 

Ben senin en çok gözlerini sevdim

Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil

Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar

Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

 

Ben senin en çok gülüşünü sevdim

Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran

Unutturur bana birden acıları, güçlükleri

Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

 

Ben senin en çok davranışlarını sevdim

Güçsüze merhametini, zalime direnişini

Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında

Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

 

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim

Tüm çocuklara kanat geren anneliğini

Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada

Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

 

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim

Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni

Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim

Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

BEN SENİ SEVDİM Mİ?

 

Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne

Tuttum, ta içime oturttum seni

Aldım, okşadım saçlarını, öptüm

İçtim yudum yudum güzelliğini

 

Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette

Bendeydi özlemlerin en korkuncu

Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,

Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu

 

Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu

Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim

Biri vardı ağlayan gecelerce

Biri vardı sana tutkun; o bendim

 

Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük

En solmayan güller açtı içimde

Ömrümü değerli kılan bir şeydin

Sen benim bozbulanık gençliğimde

 

Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya

Bir çizgiye vardım seninle beraber

Ve bir gün orada yitirdim seni

Ben seni sevdim mi? Sevdim, ya sen beni

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

vay be çoooook güzel :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ümit Yaşar Oğuzcan'ın Hayatı (1926 - 1984)

 

 

22 Ağustos 1926 tarihinde Tarsus’ta doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi’nden mezun oldu. Otuz yıla yakın bankacılık sektöründe çalıştı. İstanbul’da kendi adını taşıyan sanat galerisi kurdu.

 

Şiire 1940’da Yedigün şairleri arasında başlayan şairin toplam 50 eser yayınladı. Şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle tanınan Oğuzcan, günümüzün en popüler şairlerindendir. Genellikle Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlılığında ve aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde çoğalttığı şiirini, 1973’te büyük oğlu Vedat’ın ölmesi üzerine, hayatın boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim yoğunlaştırmalarına yöneltti. Şairlik başarısını, daha etkili, aruzla yazdığı rubailerinde gösterdi. 4 Kasım 1984 tarihinde öldü.

 

 

 

Beyaz Güvercin

 

süzülüp mavi göklerden yere doğru

omzuma bir beyaz güvercin kondu

aldım elime usul usul okşadım

sevdim gençliğimi yeniden yaşadım

 

bembeyazdı tüyleri öyle parlaktı,

açsam ellerimi birden uçacaktı

eğildim kulağına dur gitme dedim,

hareli gözlerinden öpmek istedim

duydum, avuçlarımda sıcaklığını

duydum benden yıllarca uzaklığını

çırpınan kalbini dinledim bir süre

ve uçmak istedim onunla göklere

 

ak güvercinin iri gözleri vardı, güzelliğinden fışkıran bir pınardı

soğuk sularından içtim serinledim, çağlayan bir nehrin sesini dinledim

belki buydu sevmek, hayat belki buydu, ışıl ışıldım, gözlerim dopdoluydu

bir nağme yükseldi sevinçten ve hazdan, bir nağme yükseldi güzelden,beyazdan

 

uzattı sevgiyle pembe gagasını

birden öğrendim hayatın manasını

kaderde sevgiyi sende bulmak varmış

seninle bir çift güvercin olmak varmış

 

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

 

 

 

 

Acilar Denizi

 

 

Ben acilar denizinde bogulmusum

Isitmem vapur düdüklerini, marti çigliklarini

Dalgalar hergün bir baska kiyiya atar beni

Duyarim yosunlarin benim için agladiklarini

 

Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime

Gör, içindeki o kanli cam kiriklarini

Bu ne karanlik, bu ne zindan gece böyle

Bütün gemiler söndürmüs isiklarini

 

Ben acilar denizi olmusum, yaklasma

Sularim tuzlu, sularim zehir zemberek

Baksana; herkes içime dökmüs artiklarini

 

Bu karanlik bitse artik, bir ay dogsa

Bir deli rüzgar çiksa; alip götürse

Yillarin içimde biraktiklarini...

 

Ümit Yasar Oguzcan

 

 

 

 

DOSTLAR SENİ UNUTUR MU?

 

 

Doldurulmaz yerin senin

Dostlar seni unutur mu?

Hiç sönmezdi nurun senin

Dostlar seni unutur mu?

 

 

Tertemiz bir özün vardı

Apaydınlık yüzün vardı

Söylenecek sözün vardı

Dostlar seni unutur mu?

 

 

Her gerçeği gören sendin

Aşk sırrına eren sendin

Gönüllere giren sendin

Dostlar seni unutur mu?

 

 

Çektin, yazdın ve söyledin

Verdin, almak istemedin

Sadık yarim toprak dedin

Dostlar seni unutur mu?

 

 

Hiç kimseyi incitmedin

Kalp kırmadın, kin gütmedin

Dostlarını unutmadın

Dostlar senu unutur mu?

 

 

Şiirde sağlam temeldin

İnsanlıkta en güzeldin

Biz bir Ümit, sen Veysel'din

Dostlar seni unutur mu?

 

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

BEŞİNCİ MEKTUP

 

 

 

Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek

var, beklemek var. Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?

Güneş çoktan doğdu. Uyanmış olmalısın. Saçlarını tararken beni hatırladın

değil mi..? Öyleyse ayrılmadık. Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum. Önce beklemekten.

 

Ömür boyunca ya bekliyor, ya bekletiyor insan. Ikiside kötü, ikiside hazin

tarafı yaşantımızın. Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar, sonra

yürümesini, konuşmasını, büyümesini.

Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını, kanunlara saygı göstermesini,

insanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar. Ve sonra ölümü

bekleniyor insanoğlunun.. Ya o? Ya o? İnsanlardan dostluk bekliyor.

Sevgilisinden sadakat, çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,

saadet bekliyor yaşamaktan. Zaman ilerliyor ve bir gün o da ölümü bekliyor

artık.

Aradıklarının çoğunu bulamamış, beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan

olarak göçüp gidiyor bu dünyadan. İşte yaşamak maceramız bu..

 

Yasarken beklemeyi beklerken yaşamak ve yaşayıp beklerken ölmek.

Özleme bir diyeceğim yok. O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam

parçası. O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı. O tek güzel

yönü

bekleyişlerimizin..

İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı, yaşantımız özlemlerle güzel.

Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin bir kokusu var bütün

çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin,

anlatılmaz.

Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; seni özlediğim içindir. Beklemenin

korkunç zehiri öldürmüyorsa beni; seni özlediğim içindir. Yasıyorsam;

içimde

umut varsa, yine seni özlediğim içindir.

 

Seni bunca özlemesem, bunca sevmezdim ki !

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karada bir şey gördüm rüyalarımda gördüklerime benzer. Yaklaştım, içimde hem korku hem heyecan. Yaklaştıkça kafamda bir boşluk ama yüreğimde bir kıpırtı.ne oluyor bana ? ilk denize çıktığımda yaşadığım sarhoşluğa benzeyen bir hal. Gülüşü, yürüyüşü , sesi beni çekiyor. Girdapta dümenimi kaybetmiş gibiyim.

 

Ne geleceğin kaygısı ne geçmişin acıları sadece o an , o gülüş , o bakış…

 

offf şevvalim keder bastı :((

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şimdi söyle bana bütün çirkinliğimi

yalanlarımı

kötülüklerimi yüzüme vur artık

utandır beni yaşadığıma

çeresizliği suratıma bir tokat gibi indir

yanağımda beş parmağının izi kalmalı

sonra geç karşıma

olanları unutalım

iki eski dost gibi

herşeye yeniden başlayalım

yeniden yaşayalım geçmiş gelecek bütün yılları

bütün kederleri ve sevinçleri paylaşalım

sana sevinç düşsün, bana keder

benim ellerimde kanlı diken yaraları

senin ellerinde kanlı güller

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karada bir şey gördüm rüyalarımda gördüklerime benzer. Yaklaştım, içimde hem korku hem heyecan. Yaklaştıkça kafamda bir boşluk ama yüreğimde bir kıpırtı.ne oluyor bana ? ilk denize çıktığımda yaşadığım sarhoşluğa benzeyen bir hal. Gülüşü, yürüyüşü , sesi beni çekiyor. Girdapta dümenimi kaybetmiş gibiyim.

 

Ne geleceğin kaygısı ne geçmişin acıları sadece o an , o gülüş , o bakış…

 

offf şevvalim keder bastı :((

 

Pandoram keder de var yasamda dimi ama ;)

genede hayat güzeldir :clover:

 

sevgiler :wub:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ağıt

 

Her şey güzeldi bir zaman, çok önce

Şehirler, insanlar, güneş deniz

Mutluluğumu görebilirdiniz

Çökmeseydi içime bu son gece

Her şey bir anda bitmeseydi, yazık

Olmasaydı gençliğime aptalca

Belki de o yerlere varırdık

O uzak dağlara ulu: koskoca

Orada her şey değişirdi belki

Açardı umutlarımız bakarsın

Ateş rengi, kan rengi güller gibi

Toprağında kimbilir hangi aşkın

Oysa şimdi nerdeyiz, neyiz bak

Her umut belirtisinden uzağız

O sevilmiş gözlerde saf ve berrak

Bir ayna bile yok bakacağımız

Her şey kurşuni bir renk almış, soğuk

Bozkırlardır uzayan önümüzde

Kime baksan o yüz: veremli, soluk

Tek mavi kalmamış gökyüzümüzde

Her yerde bitmişliği güzelliğin

Kum kamyonları putreller betonlar

Sonra ta beşikten mezara değin

Sıfırlar, yüzler, binler ve milyonlar

Hadi öl bakalım ölebilirsen

Zincirlerle bağlıyken yaşamaya

Omuzla yükünü, hadi yalnız sen

İsterse gücün olmasın taşımaya

Yenik düşmüşüz işte gerçek ortada

Çökmüş boynumuza zulmün elleri

Bir tutsak, bir dolap beygiri ya da

Bir mahkum gibiyiz kaç yıldan beri

Yargıç hükmünü çoktan vermiş oku

Boynundaki yaşamak fermanını

Yaşamak sonra ölmek; iki korku

Geri getirmezken bir anını

Terkedilmiş şehirleri bilirsin

Bilirsin gömülmüş uygarlıkları

Ve düşün ki; patlaması bilincin

Yırtmaya yetmiyor karanlıkları

Öyleyse çek sapla göğe bıçağını

De ki; benim işim tanrılıktan güç

Benim hem yüksek, hem en aşağı

İşte ellerimde sonsuzluk ve hiç

De ki; Ömür verdin; en büyük yalan

De ki; Beden verdin; içi boş ve kof

İşte! Yüce eserin, işte insan

Ve yırt göğsünü, bağır: Of Tanrım of.

 

 

Ümit Yaşar Oğuzcan |

 

Ayrılık Günü

 

Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce

Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı

Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm

Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı

 

Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda

Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar

Derinden ses verir içimde bir tel

Sonra, birdenbire kırılır, kopar

 

Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın

Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü

Durmadan çalınır kulaklarımda

Şarkıların en hüzünlüsü

 

Seni alıp uzaklara giden otobüs

Benim üzerimden geçer hışımla

Devrilir, bakakalırım ardından

Bir sel gibi akan gözyaşımda...

 

Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız

Karanlık gitgide en derinlere çeker beni

Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin

Böyle perişan beklerim dönmeni

 

Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım

Ellerimi koyacak bir yer bulamam

Nereye gitsem, en koyusu acıların

Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam

 

İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem

Böyle durup durup senden ayrılmak varsa

Orada bir mezar kazılır benim için

Ayrılığın nerede başlarsa.

 

 

Ümit Yaşar Oğuzcan

 

 

 

Her Sabah Seninle Başlar

 

Önce gözlerin girer odamdan içeri

Sonra ellerin, saçların dudakların

Bir bir hatırlarım

Her sabah senin olan ne varsa

Yüzüm aydınlanır

Şarkılar söylemek gelir içimden

Yakında bir kuş öter

Uzaklarda bir tren sesi

Sonra kornalar, çocuk ağlamaları

Vapur düdükleri

Sesler bir uğultu halinde yükselir büyük şehirlerden

Ve alışılmış bir yaşamaktır çöker omuzlarıma

Sarar benliğimi birden

Büyük, devamlı dalgalar halinde duygularım

Her sabah seninle başlar

Ve ben her sabah

Ta içimde bir ağrı gibi yokluğunu duyarım

 

Her sabah

Rezil insanlar bekler her köşebaşında beni

Yüzleri, yürekleri kadar kirlidir

Biri gider, biri gelir

Biri gider, biri gelir

Yakamda duygusuz ********* elleri

Ve soğuk gözbebekleri gözlerimde

O alışılmış yaşamak ki her sabah

İğreti bir elbise gibi durur üzerimde

Bir isyandır sarar içimi

Her şeyi üzerimden çıkarıp atasım gelir

Fakat insanlar, insanlar bırakmaz beni

Biri gider, biri gelir

 

Hep aynı ses, aynı şarkı

Aynı sağır gökyüzü

Dilsiz bir deniz

Kör bir düzen

Hep aynı kör döğüşü

Yalancı yüzler, aptalca bakışlar

O iki yüzlü selamlar

Hep aynı tempoda geçen manasız bir gün

Hep o değişmeyen puslu ikindi üstleri

Ve hep aynı yorgun, zoraki akşamlar

Ya o geceler satılmış, utanç dolu

Büyük avizelerin aydınlattığı sefil yüzlerimiz

Renkli kumaşlar, altın kol düğmeleri

Kristal kadehlerde kral içkiler

O hesaplı dostluklar

Satın alınmış sevgiler

 

Ben alışılmış şeyleri sevmem, bilirsin

Yaşamaksa dilediğim gibi yaşamalıyım

Sevmekse gönlümce sevmeliyim

Kendi ellerimle yazmalıyım alın yazımı

Ölmekse istediğim anda ölmeliyim

ve yaşıyorsam

Her şey bambaşka olmalı seninle

Alışılmış şeylerden öte

Yalanlardan, düzenlerden uzak

Yeter, yeter artık

Dönmesin o eski plak

Her şey gölümüzce olsun

Bulsun

Dilediği zaman ellerim ellerini

Paylaşalım seninle bütün geceleri

Sabahları, akşam üzerlerini

Görülmemişi görelim, tadılmamışı tadalım

Şarkılar söyleyelim kimsenin bilmediği

Yüzüm her zaman aydınlık olsun aydınlığında

Her zaman sevgiyle gülsün gözlerimin içi

Yeter artık, yeter

Kırılsın o çemberler

Sarsın her yanımızı bir yaşama sevinci

Ayrılıklar, kederler, gözyaşları bitsin

Bütün bir ömür boyunca

Seninle başlayan sabahlarım

Seninle sürüp gitsin.

 

 

Ümit Yaşar Oğuzcan |

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

TESBİH

 

Sen giderken gözlerim dopdoluydu

Ve yağan yağmurla caddeler ıslak

Yokluğundan bir rüzgar esti hazin

Teselliler döküldü yaprak yaprak

 

Gökyüzünde bir bir söndü yıldızlar

Bir karanlık geldi gittiğin yerden

Ümitlerim vardı tesbih misali

Sen giderken dağılıverdiler birden

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aşk başlamadan güzel,

Kalplerde heyecan

Bakışlarda korku olduğu zaman güzel...

Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,

Başkaları görmesin diye çabalayış,

Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman...

Aşk başlamadan güzel....

 

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

 

 

Kolay Gelsin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bekleyenler İçin

 

Bir ayak sesi duymayayım

Kapıya koşuyorum

Gelen sen misin diye

Bir siyah saç görmeyeyim

Yüreğim burkuluyor

Ağlamaklı oluyorum

Her şey bana seni hatırlatıyor

Gökyüzüne baksam

Gözlerinin binlercesini görürüm

Bir rüzgar değse yüzüme

Ellerini düşünmeden edemem

Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer

Tadı senden gelir

Yediğim yemişlerin

İçtiğim içkilerin

Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı

Bu emsalsiz hüzün

Seni beklediğim içindir

 

Resmine bakamaz oldum

Uykulardan korkuyorum artık

Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan

Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor

Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni

Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada

 

Ve şu saat geldiğin anda

Durabilir sevincinden

Zaman çıldırabilir

Çünkü benim dünyamda

Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.

 

Bir çocuk doğmayı bekler

Bir ağır hasta ölmeyi

Bitkiler yağmur ve güneşi bekler

Yalnız bir kadın sevilmeyi

Ve düşün ki bir adam

İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi

Seni bekler

Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi

 

Sen gelinceye kadar

Pencerem kapalı duracak

Rüzgar gelmesin diye

Artık perdeleri açmayacağım

Gün ışığı girmesin diye

Sonra kahrolacağım

Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta

Ve günlerce gecelerce haykıracağım

Nerdesin diye, Nerdesin?

 

Bir gün bu kapıdan sen gireceksin

Biliyorum

Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek

Yıllarca sonra

Öldüğüm gün bile gelsen

Bütün bu bekleyişimi ve öldüğümü unutup

Çocuklar gibi sevineceğim

Kalkıp sarılacağım ellerine

Uzun uzun ağlıyacağım.

 

 

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

UNUTAMIYORUM

 

 

Unut demek kolay gel bana sor bir de

Unutamiyorum iste unutamiyorum

Bir sey var suramda beni kahreden

Suramda tam yuregimin ustunde

Cakili duran bir sey var

Elimde degil sokup atamiyorum

Dalip dalip gidiyor gozlerim derinlere

Kimi gorsem biraz sana benziyor

Seni hatirlatiyor su bulut su gokyuzu

Su kayalari doven deniz

Su huzunlu melodi su napoliten sarki

Bir zamanlar beraber dinledigimiz

Boyuna seni dusunuyorum durmadan usanmadan

Simdi diyorum o ne yapiyor acaba

O guzelim gozleri kime bakiyor

O canim elleri nerde

Oysa gunler o gunler degil

Aksamlar o aksamlar degil

Ve kalan simdi sadece ozlemin gecelerde

Durup durup seni buyutuyorum icimde

Seninle acilar buyutuyorum

Yeni yeni kederler buyutuyorum dayanilmaz

Kirli sular yuruyor iliklerime

Bir zehir karisiyor kanima anliyor musun

Bir daha gorsem seni diyorum bir daha gorsem

Bir gun olsun bir dakika olsun

Unut demek kolay, gel bana sor bir de

Hatirladikca gozyaslarimi tutamiyorum

Dilimin ucunda sen

Basimin icinde sen

Kader misin, ecel misin nesin sen

Unutamiyorum iste unutamiyorum...

 

 

UMIT YASAR

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

unutma ki :clover:

 

sen uykusuzluk nedir bilir misin

tırnaklarınla yastığını parçaladın mı

gözlerini tavana dikip

düşündüğün oldu mu bütün gece

ve bütün bir gün

belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç

gelmeyince

seni aramayınca

ölesiye ağladın mı

sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların

ona ait ne varsa

bir bir hatırladın mı

 

sen günden güne erimeyi bilir misin

dev bir ağacın vakarı içinde ölmeyi

bir teselli aramayı

ıssız parklarda, tenha sokaklarda

ve bütün bir şehir uyurken uzaklarda

deli divane yollara düşüp

yaşlanmış bir köpek gibi

eskimiş bir gömlek gibi

atılmışlığını hissettiğin oldu mu

sevmekten

günler geceler boyunca yürümekten

elin ayağın yoruldu mu

 

sen yalnızlığın acısını bilir misin

unutulmak bir hançer gibi saplandı mı sırtına

içinde kıskançlığın zehirli çiçekleri açtı mı

bütün gururunu çiğneyip

sevdiğinin geçtiği yollarda

bastığı toprakları eğilip öptün mü

sen çaresizlik nedir bilir misin

sen yokluk nedir gördün mü

yanan başını

duvarlara vurup parçalamak geldi mi içinden

sen her gün bin defa öldün mü

 

böyleyim diye ayıplama beni

bir gün kendimi

sonsuzluğun koynuna bırakırsam

yaralı ve yenik bir asker gibi

darılma

unutma ki

her seven isimsiz bir kahramandır

unutma ki

insan; sevebildiği kadar insandır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten Sevmek

 

 

 

O durmadan kaçıyor;

sen ardından gitmiyorsan;

o günün her saatinde saklanıyor,

sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;

o sana acıların en büyüğünü tattırıyor

sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;

boşuna aldatma kendini,

onu sevmiyorsun demektir.

Elindeki içki kadehinde,

dudağındaki sigarada ,

okuduğun kitapta,

mırıldandığın şarkıda,

söylediğin şiirde,

gördüğün rüyada

ve yaşaman için

ciğerlerine doldurduğun havada

o yoksa;

Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;

onu sevmiyorsun demektir.

Renkler onunla değerlenmiyorsa,

örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının,

mavi maviliğinin farkında değilse,

beyaz yalnız o giydiği zaman

güzelliğini haykırmıyorsa,

sabahları onu görünceye kadar

güneş doğmuyorsa

ve onsuz gökyüzü geceleri

aya, yıldızlara

hasret değilse

onu sevmiyorsun demektir.

Sokakta gördüğün her yüzde

ondan birşeyler aramıyorsan,

güzel bir manzara,

hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa

uykudan uyandığın zaman

yaşamakta olduğundan önce

onu hatırlamıyorsan,

omuzlarına dökülmüş saçları,

bir sis perdesinin ardında

her zaman gülen,

ışık saçan gözleri

aklına gelmiyorsa,

durup durup avuçlarının

sıcaklığını özlemiyorsan;

Onu sevmiyorsun demektir.

Dünyada yaşayan öteki insanların

senin için hala bir değeri varsa,

ona karşı tutumunu

toplumun köhne ve manasız

kurallarına göre ayarlıyorsan

ve açık açık

sanki var olduğunu haykırırcasına

sevgini söylemiyorsan;

Onu sevmiyorsun demektir.

Yok o senin için

herşeyden değerliyse,

gözünü yumduğun anda

onu görebiliyorsan,

o bütün şarkılarda,

bütün şiirlerde,

bütün resimlerde ise,

ona muhtaç olduğunu

söylemekten utanmıyorsan,

senin içten ve büyük sevgine

karşılık vermeyeceğinden

korkmuyorsan,

bütün bencil duygularından

sıyrılabilmişsen

onun için herşeyi,

ama herşeyi yapacak gücü

kendinde buluyorsan,

her hali sana

ayrı ayrı güzel geliyorsa,

karşısında kendini

bir çocuk gibi hissediyorsan,

istediği anda onun için

ölebileceksen,

onun için yaşıyorsan

ve yine onun için

bildiğin bilmediğin

bütün düşmanlıklara

karşı koyabileceksen,

o her geçen dakika

sende biraz daha büyüyorsa

ve kendi kendine bile

çok sevdiğini bütün

samimiyetinle,

inanmışlığınla

itiraf edebiliyorsan,

bir gün o seni hiç,

ama hiç sevmediğini söylese bile ,

senin sevginde azalma olmayacaksa

ve ölünceye kadar onu aşkların

en ölümsüzü ile sevebileceksen;

işte o zaman

onu seviyorsun demektir.

O sana sevmeyi,

gerçek aşkı öğretti.

Sen onu hep sevecek

ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.

O, hiç sen olmasan bile,

seni bir parça sevmese bile....

.

 

Ümit Yaşar Oğuzcan

 

Mektup - Iı

 

 

 

Biliyor musun

Senden ayrılalı sakal bıraktım

Zamanının akışına koyuverdim kendimi

Gömleklerim kolalı degil artık

Pantolonum ütülü degil

Ayakkabım boyalı degil

Öylesime degiştim ki

Görsen tanıyamazsın

Sabahları gün dogarken kalkıyorum

İlk işim bir sigara yakmak oluyor

Ve bir süre denizin hışırtışını dinliyorum

Sonra, apansız sen geliyorsun aklıma

Gözlerin, dudakların, ellerin geliyor

Şimdi nerdesin kimbilir

Yatagında uyuyor olmalısın

Artık beni görme ruyalarında

Korkarsın.

Mevsim sonbahar malum ya

Sende de kör olası şairlik var

Boyuna hüzünlü şeyler düşünüyorum

Agaçların yaprakları dökülmege başladı

Keskin poyrazlar esiyor kuzeyden

Kuşlar durmadan göç ediyor

Ara sıra düşenler oluyor yorgun ya da yaralı

Tutup okşuyorum tüylerini, gagalarından öpüyorum

Ve diyorum ki

Sana kavuşmak için bir göçmen kuş olmalı

İşte böyle

Günler, haftalar geçip gidiveriyor

Saçım, sakalım birbirine karıştı

Yine de her geçen gün

Kendime biraz daha alışıyorum

Ve biliyor musun

Unutamayacagımı bile bile

Seni unutmaya çalışıyorum...

.

 

Ümit Yaşar Oğuzcan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben Orada Sen Burada :clover:

 

Ben orada öldüm en çok orada bilmezsin

Orada zaman buruşmuş bir eski resimdi

Orada sen yoktun, gözlerin belli belirsiz

Koptum oradan, bir kırık heykelim şimdi

 

Bir kolum derin denizlerde tek başına

Ayaklarım çöllerde kum tepelerinde gömülü

Alıp götürür saçlarımı bir soğuk rüzgâr

Ben orada öldüm, en çok orada bir başka türlü

 

Hiç bende değilsin, burada yoksun ki

Orada var mısın, ya da ben yok muyum

Tek değiliz seninle, bütün olmadık hiç

Şimdi nerdeyiz nasılız bilmiyorum

 

Orada akşamlar daha çok serin

Ben bu kadar değilim, bu kadar yıkık

Sarhoşum, kederliyim, yoksulum, sensizim

Orası sisler içinde orası karanlık.

 

Bensiz olduğun yerde değil mi en güzelsin

Bensiz olduğun yerde söyle şarkılarını aşkın

Bir mermeri al, yont, şekil ver ona benden

Bir günah işlercesine sessiz ve dalgın

 

En iyisi sen burada kal, hep burada

Ellerinle kal, dudaklarınla, gözlerinle

Tut ki bütün renkler senin mavi kırmızı

Burada her şey sen nasıl istersen öyle

 

Bir büyük ayna duvarlar çok büyük

Orayı düşünme hiç burada soyun

Utandır duvarları pencereleri, kapıları

İki yalnızız şimdi anlıyor musun

 

Var sandığın sen sen değilsin bir başkası

Benim anlasana benim o yok dediğin

Sabahları bir serin havayım içine dolan

Benim akşamları pencerende beklediğin

 

Hiçbir şey bilmiyorum, sen anlıyorsun

Senin bilmediklerini anladığım gibi

Güzel, parmaklarının değdiği bir şey

Sensizlikler içinde seninle olmak iyi

 

Orada bulutlar yağıyor paramparça

Orada ağlayan dağlardır göğe en yakın

Orada sen yoksun, orada bir şey yok

Orada kan ve ölüm, orada yangın

 

 

 

Ümit Yaşar Oğuzcan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aşk Okudum - Aşk Dokudum

 

 

 

Ben bu gönül tezgahinda

Ask dokudum, ask okudum

Erenlerin dergahinda

Ask okudum, ask dokudum

 

Her güçlügü bile bile

Göznuruyla, sabir ile

Yumak, yumak, çile çile

Ask dokudum, ask okudum

 

Bir ömür yana yakila

Yazdigim sigmaz akla

Acimadim kirkdört yila

..........

..........

 

 

 

Ümit Yaşar Oğuzcan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Andıkça

 

 

 

Ne zaman seni düşünsem içim ürperir

Seninle geçen her saat, her gün gelir aklıma

Bir akşam vakti gelir bir deniz kıyısı gelir

O eşsiz hatıralar bütün gelir aklıma

 

Ne yapsam unutamam yaşadığımızı

Sevgindi sevgilerin en yalansızı

Şimdi nemde bir gül görsem kırmızı

Dudaklarımı uzun uzun öptüğün gelir aklıma

 

Bir çıban büyürcesine ortasında gecenin

Dolar yüreğime hüznü seni sevmenin

Dünyada ne benim yerim var artık ne senin

Ağlarım başucunda ölümün gelir aklıma.

 

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dalgalar nasil taslara carpipözür dilemiyorsa,

nasil günes batarken ve dogarken dogadan izin almiyorsa

bende seni senden izinsiz SEVIYORUM ve

ÖZÜR DILEMIYORUM...

 

Ismini günese yazdim her safakta dogsun diye

yüregini yüregime yazdim canin yandigi zaman

benimde yansin diye

adini CANIM koydum sen ölünce bende öleyim diye!

 

Kimi zaman uzaklarda duran sevginin

kimi zaman gece uykularin adidir hasret

sen yildizlarin getirdigi özlem degil

ölümün bile silemeyecegi bir tutkusun...

 

Sen cölde yagan yagmur kadar degerli

dalinda acmis cicek kadar güzel

kaybedilmeyecek kadar vazgecilmez

kaybedilince bulunmayacak kadar ÖZELSIN bende...

 

Gökyüzü yerle birlesip

gözyaslarim yagmur oldugunda

esen bir rüzgar bedenimi dondurdugunda

kalbimi sicak tutan tek bir sey var

o da senin VARLIGINDIR...

 

Unutmayi kumlara yazdim

deniz alip götürsün diye

Ayriligi bulutlara yazdim

yagmur yagsin yok olsun diye

Seni kalbime yazdim

ne olursa olsun silinmesin diye...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALIŞKANLIK

 

Gitgide alışıyorum sana....

Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz...

Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin...

Yanımda olduğun zamanlar;

sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor,

alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun...

Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan...

Alışkanlıklar daima korkutur beni...

Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim...

Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır...

Fakat şimdi sana alışıyorum...

Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor.

Yalnız içimde garip bir korku var.

Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum...

Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini

daha değerlisini verememekten korkuyorum...

Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla

yapayalnız bırakmaktan korkuyorum...

 

Oysaki her zaman ve günün her saatinde

yanında olmalıyım senin... Bana alışmış olmaktan

pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı...

Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp

emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni...

Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.

Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim...

"Bana alış" demeyeceğim... Nasıl olsa alışacaksın bir gün...

Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin,

o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla,

sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden!

 

İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle

mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum...

Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi.

Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım.

Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum.

Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu

kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum.

 

Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim

senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor...

Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım.

Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa

seni görecekler içimde...

Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun?

Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz.

İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan.

Her yerde iki olduğumuz için

bir bütün haline geliyoruz durmadan...

 

Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni...

Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden...

Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor...

Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri...

Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum...

Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık...

 

Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz....

Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum...

Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun.

Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde...

Uzun süren bir baygınlık sonrasının

o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim...

Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman

seninle vardığım yüksekliğe erişemez...

 

Açılmış bütün kuyuların derinliği

içimde seni bulduğum yer kadar derin değil...

Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi.

Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz.

Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde.

Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu.

Alev almayan bir yerimiz kalmadı.

Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor.

Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık.

Nehirle, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum.

Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.

Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız...

Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde

bizden güçlüsü olmayacak!

En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle...

Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır.

Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık...

 

 

 

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya Sensizlik Ölmekse

 

Bir zamanlar sen vardın ya ben böyle yok değildim

Düşünürdüm neyi mi? Hep seni odalarda

Kimdi bana benziyen baktığım aynalarda

Senden başkası mıydı o sessiz beklediğim

Bir zamanlar sen vardın ya ben böyle değildim

Kim bilir ağlamayı ölüp kendi kabrinde

Sensizligi bu türlü benim kadar kim bilir

Akşam karanlıgında herkes gider o gelir

En sevdigim çiçekler çürümüş ellerinde

Kim bilir ağlamayı ölüp kendi kabrinde

Ya sensizlik ölmekse her gün bir başka türlü

Ya bir şey olmamaksa sen olmak o yerlerde

Yaşamak nerde hani yaşamak gücü nerde

Bilinmez sensiz kalan yaşıyor mu ölü mü

Ya sensizlik ölmekse her gün bir başka türlü.

.

 

Ümit Yaşar Oğuzcan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Birgün Seni Sevdiğimi Anlarsın

 

Uykuların kaçar geceleri

Bir türlü sabah olmayı bilmez

Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya

Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında

Ne çarşaf halden anlar, ne yastık

Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık

Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın

Onun unutamadığın hayali

Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu

Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin

Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için

Vurursun başını soğuk taş duvarlara

Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın

Duyarsın

Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin

Niçin yaratıldığını

Bu ********* dünyaya neden geldiğini

Uzun uzun seyredersinde aynalarda güzelliğini

Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın

Dolar gözlerin için burkulur

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın sevilen dudakların

Sevilen gözlerin erişilmezliğini

O hiç beklenmeyen saat geldi mi

Düşer saçların önüne ama bembeyaz

Uzanır gökyüzüne ellerin

Ama çaresiz

Ama yorgun

Ama bitkin

Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın

Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı

Sevmek neymiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın hayal kurmayı

Beklemeyi

Ümit etmeyi

Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir

Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi

Lanet edersin yaşadığına

Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın

O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden

 

Bir Gün Seni Sevdiğimi Anlarsın

 

Ümit Yaşar Oğuzcan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.