Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KURANDA NAMAZ YOKTUR.NE ZAMAN NASIL KILINACAĞI DA YAZMAZ


abdullahabdal

Önerilen İletiler

 

Ben inançlı biri değilim. Tahammül edemediğim bir şey varsa oda , cımbızlama teknikleri ile  din veya herhangi bir konuda sırf karalama yapmak amaçlı yapılan yorumlardır.
.
.
.
Sonuçta kabul edilse de edilmese de arkadan da dolanılsa kuranda namazla ilgili hükümler mevcut. 

 

Öncelikle selamlar 5 namaz vardır ama vakit üçtür, yani sen öğle ile ikindiyi cem edebilirsin(beraber kılabilirsin).

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Salat namaz olmadığı gibi DUA ANLAMINADA GELMEZ.!!

Dua zaten Arapça bir kelimedir. Türkçe bir kelime değilki dua دعى Kuran'da duâ diye geçer , Zekeriya'nın duasi ilgi ayete bakınız dua diye geçer salat- salli desteklemek - desleklemek için toplanmak anlamlarıma gelir.

Dikkat ederseniz sala verildiğinde insanları bir araya toplama çağrısı olarak yapılır..!

Toplanmak yardımlaşmak desteklemek..

 

Namaz kılmak İslam’ın Kuran da yazan bir ibadeti değildir.Kuran ın hiçbir yerinde namaz kılınmasına dair bir açıklama yada ayet yoktur.Kimse gösteremez çünkü yoktur.Namazın nasıl kılınacağı.Ne kadar kılınacağı.Ne zaman kılınacağına dair de ayet yoktur.Hiç kimse namazı açıklayıcı bir söz kuran’da bulamaz ve gösteremez. Göstereceğim diyen olursa Mutlaka Kuran meallerden kontrol ediniz.Kuran da yazanları hadis kitaplarıyla yada başka bir şeyle anlatanlar Allaha ve kurana karşı gelmiş olmaktadırlar.Genel olarak böyle şeylerle çok karşılaşmaktayız. Günümüzde insanları siyasete uygun hareket ettirmek ve onları rahatça kullanabilmek için kuran dışında uygulamalar yapılmakta,insanlar Dinden çıkarılmakta ve Allaha karşı gelmesi sağlanmaktadır.

 

Aşağıda Zerdüş’ün kutsal kitabında namaz nasıl yapılır anlatılıyor.“Zerdüşt namazına başlamadan önce kişi; ellerini, ayaklarını ve yüzünü yıkar, başa takke veya başörtüsü giyip, güneşe doğru dönerek Ashem, Yatha, Kemna Mazda için dua eder. Güneşin doğuşundan öğlen 12:40’a kadar olan namaza Havan Geh, öğlen12:40 ile 15:40 arasındakine Rapithavan Geh, 15:40 ile günbatımına kadarki namaza Ujiren Geh, günbatımından 24:40’a kadar süresi olan namaza Aiwisuthrem Geh denirken 24:40’dan güneşin doğuşuna kadar kılınması gereken namaza ise Ushahin Geh denir.” Bu namaz da ne tesadüftür ki günde tam 5 vakittir!

 

“İSLAM DA namaz Kuran da yazmazken NAMAZ I KİMLER NASIL ANLATIR “işte aşağıda açıklaması okuyun.

1-İkindi Namâzı : Öğle vakti bitince başlar. Bu da: İmâm-ı Ebû Yûsüf ve İmâm-ı Muhammede göre,gölge kendisini meydâna getiren cism kadar uzayınca başlar ve güneş kayboluncaya kadar devâm eder.

2- İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfeye göre ise; gölge kendisini meydâna getiren cismin iki misli olunca başlar, güneş kayboluncaya kadar devâm eder.Fekat, güneş sarardıkdan sonra ya’nî üfuk hattına bir mızrak boyu yaklaşınca, her namâzı kılmak harâmdır. Ya’nî ikindi namâzını bu kadar gecikdirmek harâmdır. Fekat, ikindi namâzını kılmamış ise, güneş batıncaya kadar da kılmak lâzımdır.

3-(Mukaddimet-üs-salât), (Tefsîr-i Mazherî) ve (Halebî-yi kebîr)deki hadîs-i şerîfde buyuruldu ki:

fecr doğarken sabâh nemâzını, güneş tepeden ayrılırken öğleyi, herşeyin gölgesi kendi boyu uzayınca ikindiyi, güneş batarken [üst kenârı gaybolunca] akşamı ve şafak kararınca yatsıyı kıldık. İkinci günü de, sabâh nemâzını, hava aydınlanınca; öğleyi, herşeyin gölgesi kendi boyunun iki katı uzayınca; ikindiyi, bundan hemen sonra, akşamı, oruc bozulduğu zemân, yatsıyı gecenin üçde biri olunca kıldık.

 

İşte böyle kuranda olmadığı için aralarında görüşbirliği bile yoktur.Ma’un suresinde Allah namaz kılanı beğen mediğini açık olarak söylemiştir. Dinayet mealinde Namaz kılanlar için Allahın düşünceleri aşağıdaki gibidir.

 

MA’UN-4.5.6.Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,Onlar namazlarını ciddiye almazlar.Onlar gösteriş yaparlar.

 

Kuranda olmayanları Hadislerle yapın diye açıklamak Kuranı ve peygamberini reddetmektir..Allah mecaz yapmadım açıklayıcı ayetler gönderdim diye aşağıdaki ayetlerde yazdırmış.Allah anlatıp açıklayamamış ben onun yerine açıklayayım diyenler Müslüman olabilir mi siz karar verin.

 

ZUMER-27.yemin ederim, öğüt alsınlar diye biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali verdik.

EN’AM SURESİ-38 AYET.."Kitapta biz, hiçbir şeyi eksik bırakmadık..."

 

En’am-114:Allah size Kitab’ı açıklanmış indirmişken, ondan başka hakem mi isteyeceğim?(hakem=hadisci)

NUR SURESİ-46AYET"Andolsun ki, biz, bilmediklerinizi size açık seçik bildiren ayetler indirdik."

BAKARA-159- apaçık ayetleri Kitap’ta açıklamamızdan sonra onları anlamazsınız diyenler var ya,

 

Allah yapılmasını istediğim hiçbir şeyi eksik bırakmadım derken sen nasıl kuranda olmayan bir şeyi insanlara bu Allahın emridir diye şart koşarsın?Bu ayetlerden sonra hala kuran yeterli değildir,Kuranda olmayan şeyler için açıklama gereklidir diye düşünen biri nasıl Müslüman’ım diyebilir. Kuran yeterli değil mecaz var o neden ile hadisçiler olmalı diye düşünen kişiler Kurana ve Allaha karşı gelmiş olurlar.Yukarda ki ayetlerde Allah Mecaz yapmıyorum Kurandan başkasına uymayın demektedir.

 

Kuranda namazın olmadığını söyleyenlere karşılık olarak Kuranda ki SALAT “Dua” olarak namaz anlamında çevrilir. Bu tamamen sahtekarlıktır. Kuranda Namaza dair hiçbir açıklama bulunmazken namaz kelimesinin olduğunu ifade etmek fayda sağlamayacaktır.Bu yalanı söyleyenlerin cehennemden kurtuluşu yoktur. Kandırdıkları insanları da cehenneme mecbur etmektedirler.SALAT kelimesinin bilerek ve isteyerek insanları kullanmak için yanlış tercüme edilmektedirler. Salât kelimesi, dua, istiğfar, rahmet gibi anlamlara gelir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KURANDA NAMAZ YOKTUR.NE ZAMAN NASIL KILINACAĞI DA YAZMAZ

yukarıdaki yazıyı gördüğümde gerçekten çok üzüldüm ve sırf bunun için üye oldum.Baştan onu belirtim.

 

Kuran da namazın olmadığını yazan kişinin rumuz u yada ismi

abdullahabdal (Allah'ın kulu) olması bu konuyu ironikleştirdi. irinçköl ün de yazdığı gibi, Kuran da namazlar ve abdest alma şeklini hatta secdeye varma. Namaz bittikten sonra kalplerin mutmain olsun diye Allah ı tesbih etmek ve namazın sefer halindeyken ve savaş halindeyken nasıl kılınacağı bile var.

Hiç bir kul Kuran ın cümlesini kelimesini hatta noktalama işaretlerini bile değiştirmeye gücü yetmez.

 

ve son olarak Namaz, Dinin direğidir.

bir insanın kafir mi mümin mi olduğuna diline (kelimeyi şahadet ile ), kalbine (inanıp inanmadığına) ve ikrar (amelleriyle (namaz,oruç, zekat, hac gibi))

Ehli sünnet mezheplerden dördü de (hanifi, şafii, maliki ve hanbeli) bunlardan birinin eksik olduğunda kişinin mümin olmadığını ve kafir olduğunu söylemek de ve bu inançda hem fikirlerdir.

 

Allah muhafaza dikkat edelim. ve lütfen şeytanın dilini kalbini kullanmayalım.

ve şunu da unutmayalım.

kişi kabirde ilk namazlarında sorguya çekilecektir.

 

Biri demiş ilk namazlarınızdan sorguya çekiliceksiniz diye bunun kuran da yeri varmı yokmu ? ALLAH diyorki kuran TAM VE SALİH TİR. Arkadaslar bunu ben söylemiyorum allah demiş peki siz hangi akılla ve mantıkla kuran da olmayan bir inancım pesine düsersiniz? İslamiyet adalet eşitlik üzerine kurulu mükemmel bir dindir ama allahın yazdığı şekilde.hadisler falan hepsi hikaye bugun alkolik bi adam bile oturur hadis yazdım der sende yazarsın bende yazarım bunların hepsi palavra kandırmaya yönelik ve en kötüsü allaha karşı çıkan şirk koşanlardır.müslüman aklınla hareket et birilerinin aklıyla değil.          

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Konunun ortaya konuluş biçiminin sanki modernist, İslam dinini aslına döndürme çabası içinde bir müslümanın ağzından gibi olduğu doğru. Neyin eleştirildiği pek açık olmamış. Kuranda yazan İslam gerçekten farklı görüntü çiziyor. Bu herkesin bildiği bir konu. Fakat bu durum olumlu anlamda değil. Yani Kuran'da anlatılan İslam doğru, iyi, güzel olup da sonradan yapılan eklemeler aslını bozmuş değil. Eklemeler revizyon için yapılmış. Bu çok yaygın bir durumdur. Kuranda yazdığı biçimiyle kabul edilemeyecek bir çok konuya, mezhepler bir çok değiştirme ve süslemeler yapmışlar.

 

Çünkü Kuran'da sistematik bir anlatım yok. Çok önemsiz konular uzun ele alınıyor, daha kötüsü çoklukla aynen tekrarlanıyor. Bu durum Tevrat'tan alıntıların çokluğundan kaynaklanan bir durum. Bir de bu alıntılara bir orijinallik süsü vermek için çeşitli şekillerde farklı anlatma çabası işin içine girince bu durum ortaya çıkıyor. İsraillilerin kesmesi istenen bir sığırın hikayesinin çok fazla ayrıntılarla uzatılması, bir de sanırsam en uzun kısma "bakara" (sığır demektir) adının verilmesi tipik örnek. Sığırın özelliklerini dönüp dönüp tekrar ayrıntılandıracağına, sistematik bir anlatımla ortaya konan inanç sisteminin temel ilkelerini düzgünce anlatabilirdi. 

 

Hadislere baktığınızda namaz konusu son derece önemli bir konu olarak ele alınmış. Hadislere baktığınızda Kuran namaz konusu üzerinde önemle durmuştur herhalde diyorsunuz. Fakat Kurana baktığınızda ise durum hadislerdeki gibi değil. Kuranda namaz yok iddiası tabii ki abartılı. Fakat konu şu ki Kuranda namaz konusundan imalar, bir takım atamalar, kısa geçiştirmelerle bahsediliyor. Öyle önemli bir konu görüntüsü vermiyor.

 

Kuran yoğunlukla ne söylenirse inanılması ve yapılması üzerine aşırı biçimde yükleme yapıyor. Okunduğu zaman tek kaygının, kendisine inanılması olduğu hemen görülüyor. Ne diyorsak kesin inanın, ne diyorsak hemen yapın, yoksa şöyle olur, böyle olur, şöyle öldürülür, şöyle yakılır, şöyle işkence edilirsiniz anlatımlarından başka pek bir şey yok.

 

Bu kadar uzun bir metin, çok daha sistematik ve düzgün bir anlatım içermeliydi. Herhangi bilgi sahibi bir insan otursa, çok daha düzgün, sistematik ve ne ortaya koyduğu net anlaşılır bir metin yazardı. 

 

Bunun nedeni, mutlak itaat istenmesi ve emre amade ordular yaratılmanın amaçlanması. Korkuya dayalı bir mutlak itaat mekanizması oluşturulması. Amaçlanan bu olduğu için diğer konular son derece yüzeysel ele alınmış.

"Bu kadar uzun bir metin, çok daha sistematik ve düzgün bir anlatım içermeliydi. Herhangi bilgi sahibi bir insan otursa, çok daha düzgün, sistematik ve ne ortaya koyduğu net anlaşılır bir metin yazardı. "Evreni yaratan bir tanrı göndermiş olsaydı bu kitaBI alıntı yaptıgım gibi düzgün bir tanım olurdu....

Tanrı neden buyruklarını dünyanın  bir tarafına yılımaz panolarla tüm insanlıga iletmemiş.onun yaptıgı panoları ne seller ne atesler yıkabilir nede insanların yaptıgı silahlar yıkabilirdi.yaratan evrende yarattıgı kulunun hangi silahları hangi bombalarıda bulacagını bilir o tebliglerini kulllarının basitliklerine bırakmazdı.yani ne isanın meryemden babasız dogmasına ne Musanın kılıçla deniz yarmasına,nede muhammetin  evlatlıgının karısını alırken sagdan soldan utanma benden utan demesine gerek kalmazdı.DİN bu  -1-2 Turan dursun gereken cevabı vermiş.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

sen tamamen yanlıştasın..sana şu kadarını söyleyim kiii 4 yıl geçmiş artık okursun okumazsın her neyseeee de

mesela şu an schwarzwarld denılen yerdeyim keşke olsan da yürüyüş yapsaktaaaa görsen çeşit çeşit kuş kelebek böcek

yani böyle bir dünya olamaz..her cins hayvandan farklı alemler yaratılmış.. o ne incelik ne zerafet..bulutlara akıyorum mesela ..300.000 tonluk haliyle tepe de tutuyor..nasıl bir güçsün nasıl bir güzelsin sen ey Yaradanım diyorum onu seviorum içimden öyle ve sevdikçe güzelleşiyor kaderim yüzüm şansımm..o benim aşkımm

 

not: modern kültürlü bir doktorum

belki namaz olmasa da, ki bence var.. herneyse arada secdeye kapan öp onu tavsiyem o olur smile.png

 

saygılar 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

sadece namaz değil kuranda mezheplerle ilgili ayetlerde yoktur. hadiste yoktur. kuranda şeriatayetleri vardır işidde dünyadakı tek gerçek islamı uygulayan mezheptir çünku muhammedın mezhebide sünnidir. soyuda yahudidir. işidde öyle.. ayrıca kuranda kuranda   huri ile ilgili ayet yoktur. huri hakkında hadisler vardır. buda huri diye birşey olmadığını yine kurandan ögrenebilirsiniz. kuranda huri kelıemsı gecmez onun yerine şunlar vardır. Müttakilere kurtuluş, başarıya ulaşma, bahçeler, bağlar, göğüsleri tomurcuklanmış yaşıtlar ve dolu dolu kadehler vardır." 

(Nebe, 31-34)."Onlar koltuklara yaslanıp kurularak, birçok meyveler ve içecekler isterler. Ve yanlarında da bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş (utangaç bakışlı) yaşıt dilberler vardır." 

(Sâd,51, 52)Vâkıa, 35-38) 

"Orada huyları güzel, yüzleri güzel kadınlar vardır" 
(Rahmân, 70)
Orada utangaç bakışlı öyle kadınlar vardır ki, bundan önce kendilerine ne bir insan ne de bir cin dokunmamıştır." 

(Rahmân, 56)Ve sedeflerinde saklı inciler gibi iri siyah gözlü eşler" 

(Vâkıa, 22, 23)  huri kelımesı olmadığını ispatladığımza göre smile.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

NAMAZ YOKTUR DİYEN KİŞİ HANGİ KURAN SİZİN OKUDUĞUNUZ KİME İNMİŞ HARF HARF Mİ KELİME KELİME Mİ GELMİŞ KİM İNDİRMİŞ KİM BİARAYA GETİRMİŞ KİTP OLMUŞ EKLEMİŞLERMİ ÇIKARTMIŞLARMI ÜÇ KAĞITÇIMI SAHTEKARMI NASIL BU ZAMANA KADAR ULAŞMIŞ İLK ÖCE BUNA Bİ CEVAP VERDE NAMAZA SONRA BAKALIM KORUN KİTAP DENİLİYOR AMA KİMİ ONBEŞ BİN AYET DEMİŞ KİMİ BEŞBİN KİMİ ALTIBİN İKİYÜZ KİMİ ALTIBİN ALTIYÜZ ALTMIŞALTI DYORLAR SEN HANGİSİYLE TABİSİN

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BİNDÖRTYÜZ SENEDİR MÜSLÜMAN YOKMUŞ DEMEKKİ KAMALİST KAFA ONUN İÇİN CAMİLERİ AHIR YAPTILAR NAMAZ OLMAYINCA EZANDA OLMAZ CAMİDE MERAK ETMEYİN EZANDA CAMİLERDE KIYAMETE KADAR DEVAM EDECEK EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT OLARAK 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

istanbul-776372_1920.jpg

KURAN'DA NAMAZ VAKİTLERİYLE İLGİLİ AYETLER

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-238 "Namazları ve (özellikle) orta namazı koruyun ve gönülden boyun eğerek Allah'ın huzuruna durun."

Nisa-103 "Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır."

Tevbe-84 "Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar Allah'ı ve peygamberini inkar ettiler, fasık olarak öldüler."

Hud-114 "Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namazı kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür."

İsra (78-79) "Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir. Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın."

Taha-130 "O halde onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gece saatlerinde de gündüzün uçlarında da tesbih et ki, hoşnutluğa eresin."

Nur-58 "Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."

Rum (17-18) "O halde akşama girdiğiniz zaman da sabaha girdiğiniz zaman da Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde, ikindileyin ve öğleye erdiğiniz zaman da hamd O'na mahsustur."

Cuma (9-10) "Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

%25C3%25A7ocuk%2Bnamaz.jpg

NAMAZIN KILINIŞI İLE İLGİLİ AYETLER

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-43 “Hem namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.”

Bakara-125 Hani, biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim’den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun."

Bakara-144 "(Ey Muhammed!) Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle), yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rabblerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir."

Bakara-238 "Namazları ve (özellikle) orta namazı koruyun ve gönülden boyun eğerek Allah'ın huzuruna durun."

Ali İmran-43 “Ey Meryem, Rabbine divan dur, secdeye kapan ve rüku edenlerle birlikte rüku et. “

Nisa-43 "Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır."

Maide-6 "Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz."

Maide-55 “Sizin asıl dostunuz Allah'tır, O'nun Resulüdür ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden müminlerdir.”

Maide-58 "(Ezanla) birbirinizi namaza çağırdığınız zaman (onu) bir eğlence ve oyun yerine koyuyorlar. Bu davranışları, kendilerinin akıl ermez bir topluluk olmalarındandır."

Araf-29 De ki: "Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O’na) doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz."

Araf-31 "Ey Ademoğulları! Her mescide güzel elbiselerinizi giyinerek gidin..."

Tevbe-18 "Allah'ın mescidlerini, yalnızca Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah'tan başkasından korkmayanlar onarabilir. İşte, hidayete erenlerden oldukları umulanlar bunlardır."

Tevbe (107-108) "Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, mü’minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar, “Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok” diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar. Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever."

Yunus-10 "Orada duaları: «Sübhanekeâllahümme (Ya ilâhi! Seni tesbih ve tehzih ederiz)»dir. Orada sağlık temennilleri de: «Selâm! (Selâmette olunuz!)» dur. Dualarının sonu da: «Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn (Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ'ya mahsustur)» demektir."

Yunus-87 "Biz de Musa ve kardeşine: Kavminiz için Mısır’da evler hazırlayın ve evlerinizi namaz kılınacak yerler yapın, namazlarınızı da dosdoğru kılın. (Ey Musa!) Müminleri müjdele! diye vahyettik."

Hicr-87 "Andolsun ki, sana namazlarda tekrarlanan yedi ayeti (Fatiha'yı) ve Yüce Kur'an'ı verdik."

İsra-110 De ki: "Allah, diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur." Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse.

Hac-26 "Hani biz İbrahim'e Evin (Kabe'nin) yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle emretmiştik:) "Bana hiç bir şeyi ortak koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükua ve sücuda varanlar için Evimi tertemiz tut."

Furkan-64 "Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyama durarak gecelerler."

Şuara-218 “O, kıyam ettiğin zaman seni görmektedir.”

Ankebut-45 "(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor."

Fetih-29 “Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûa varırken secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır...”

Vakıa-74 “O halde Rabbini, Azîm ismi ile tesbih et, (Sübhane Rabbiyel-Azîm, de).”

Müzemmil-20 "...Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin)..."

Müddesir (1-5) "Ey örtüye bürünen! Kalk da uyar. Rabbini tekbir et (yücelt). Elbiseni temiz tut. Pislikten sakın."

Murselat-48 "Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman etmezler.”

A'la-1 "(Ey Rasûlüm), Rabbinin çok yüce adını tesbih et; (Sübhane Rabbiye’l-A’lâ, de).”

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

MA’UN-4.5.6.Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,Onlar namazlarını ciddiye almazlar.Onlar gösteriş yaparlar.'' ayetini; namazı kılın diye emreden Allah'a şirk koşarcasına nasıl bu şekilde namazı istemezmiş gibi yorumlar ve bu şekilde bir algı zemini oluşturmak için şuursuzca yazarsın.Benim aklım oynayabileceğin kadar kıt değil.Sen sadece bekle!!! :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 ay sonra...

Arkadasşlar kuranı kerim içerisinde kul kelamları vardır ve bundan sebep çelişkiler okadar çokki.Okurken kabinizden gecirin ayetleri farkı görevwksiniZ.Ben bunu byrayya yazdım tesaduf gördüm yazıllarınızı.Yazmadan gecemedim.Belkki bir kardeaimiZ okur arastırır gercegi görür diye yazdım bbaska amacım yoktur.Yaradan rabbinin adıyla OKU.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Evet, hali hazırdaki tüm mealler sıkıntılı arkadaşlar gördüğüm, okuduklarıma göre söyleyebilirim.. salat, namaz olarak çevrilmiş günümüzdeki namaz ile alakası yok.. kuranda salat vakitleri vardır müslümanlara 3 peygamberimize 4 vakit.. namaz vakitleri yoktur.. kuvvetle muhtemel vaktinde müslüman olan yada müslüman kisvesine bürünmüş iran zerdüştlerinden, mecusilerinden geçme namaz.. namaste.. güneşin hareketlerine göre 5 vakit ateşe, güneşe taparlarMIŞ zatı şahaneleri mecusi ve zerdüştler (yanlışım var ise lütfen düzeltin).. Kuranda oruç da yok bu arada bilginiz olsun.. kuranda oruç diye çevrilen kelime aslen; saum, siyam.. ve tüm mü'minlere farz oluyor ammaaa belirli suçlar var onlara kefaret olması için.. yeme ve içmeyi azaltma, cimayı kesme ve KONUŞMAMA ile başlayan gece yarısına kadar camiilerde (akşam ezanına kadar değil) kuran yoğunlaşması, itikaf.. seviniyorum, çünkü ALLAH rahmetini tamamlıyor bize rağmen yine ve yeniden.. seviniyorum zamane gençleri okumayı, sorgulamayı, araştırmayı düstur edinmiş.. Seviniyorum gençlerimiz ışıl ışıl, uyduruk kitapları değil Kuran'ı mihenk taşı yapma çabasında.. seviniyorum kalb ikna olmadan, kuranda görmeden hiç bir genç safsataları, uydurmaları kabul etmiyor.. HELAL OLSUN HEPİNİZE VE HER BİRİNİZE.. Kuranda yazılı olan din islam aleminde uygulandığı gün dünya da bizim cennet te bizim..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ama, kuranda rüku secde ve kıyam dan bahsedilmekte.. kuvvetle muhtemel zanda bulunuyorum ki dua adıyla geçen herşey kıldığımız namaz.. vakti.. saati.. rekatı.. cartı curtu yok.. bizlere bırakmış ALLAH.. Allah her an her zaman her yerde hazır mı? evet.. sıkıntıdamısın yada şükretmek mi istiyorsun secde et rabbine, toprak ile bir ol sahibinin huzurunda!.. salatı tastamam yap orta ses ile.. salattan sonra.. ver zekatını ki ihtiyacından fazlasının tamamını.. (40 da 1 ve yılda bir Ebu cehillerin, Ebu süfyanların zekatı..) 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...

Editörü adeta suçlayacak nitelikte cevaplar var. Halbuki adam yazısında yerden göğe kadar doğru yazmış. Namaz olsaydı Kuranda, TANRI onun kılınış şekillerini de mutlaka kitabında belirtirdi. Kuran dışında bir müminin başka kaynağı olamaz. TANRI kitabında "Ben size gerekenleri bu kitapta açıkladım ki anlayasınız" diyor. "Benim vahiylerim dışında başka bir kaynak mı arıyorsunuz" diyor ayet. Namaz kılmak zor birşey değil. Kuranda namazın olmadığını savunanlar (yani doğrusunu bilenler) namazdan kaçmak için söylemiyor bunu, bilakis, bununla RABBİMİZin tek dinini daha derinden öğrenme amacı güder. Secde ve Rükunun anlamları fikizsel ritüel değildir. Secde yere kapanmaksa, Harru ne demek o zaman? yere kapanmanın manası Harru demektir. Kuranın hiç bir ayetinde "harru succeden" demiyor. Secde - teslim olmak hizmetine girmeği kasteder. "Sizin veliniz önce Allah, sonra Resulü (bu, sadece modern müslümanların putlaştırdıkları Muhammed değil, tüm Resuller demek. "Muhammed kendisinden önceki elçiler gibi bir elçiden fazlası değildi" Ali-İmran 144,. De ki, "Ben sizin gibi bir insandan fazlası değilim" El-Kehf 110), sonra o iman etmiş olanlardır ki namaza devam ederler ve rükü halinde zekat verirler" (Maide 55). Ne yani? Zekat verdiğimiz kişiler karşısında da mı rüku edeceğiz? E hani secde ve rüku sadece Allah karşısında, namaz zamanında idi? Ne oldu? Yusuf suresinde, ay, yıldızlar, güneş ona secde ettiler diyor. Bunlar haşa Allah"a secde etmekten vazgeçtiler de Yusuf önünde mi secdeye kapandılar? Ademi yarattığında Allah: Ona secde edin! emri verdi tüm yaratıklara.....bunlar ne demek o zaman? Ben değilim de Yusuftur sizin Tanrınız mı demek?

Secde - teslim olmak hizmetine girmeği kasteder. Namaz diye bize dayatılan aslında duadır, yakarıştır, affedilmek istemektir ve en önemlisi ve birincisi - TEK ALLAH"a TAPMAKTIR, sadce O"na yönelmek demektir. 

Peygamber benim kıldığım gibi namaz kılın demişmiş.....(El-Ahzab 37: "Hatırla, sen tanrı tarafından hem de senin tarafından nimetlendirilen birine şöyle demiştin: Eşini tut ve Tanrıya derin saygı duy ve Tanrının ilan etmek istediğini sen kendi içinde saklamıştın. Nitekim sadece tanrıdan çekinmen gerekirken sen insanlardan çekindin......." Muhammedin hatasını göstren bir ayet...

And olsun ki kadın Yusufu arzulamıştı, eğer Rabbinden bir kanıt görmeseydi Yusuf ta onu (Arzulardı) arzulardı. Biz kötülük ve günahı ondan böyle çevirdik (Yusuf  24) - Yusufun olası hatasını anlatan ayet. Zından arkadaşı olan İnarusa "Beni kralının yanında hatırla, Yusuf suçsuzdur söyle" demesi yine peygamber olan Yusufun hatası değil mi?   

 Onlar "Hidayete ermeniz için Yahudi veya Hristiyan olmanız gerekir" dediler. De ki, Biz İbrahimin dinini - Tek Tanrıcılığı takip ediyoruz" (El-Bakara 135)- ayette dinimizin temeli İbrahime dayanıyorsa, neden Muhammedin namaz kılış şeklini esas alıyoruz? İbrahim namaz kılmamış mı? 

"Kim bir imanlıyı kasten öldürürse cezası Cehennemdir, orada sonsuza dek kalır" (Nisa 93). Peki neden İbrahim öz oğlu İsmaili kesmek kararına geliyor? İsmail imanlı değil miydi? Bunun gibi örnekler çok. peygamberler ve elçiler bize vahiy getirmiş ve yol göstermişler. hepsinin amacı bir - TEK TANRIYA iman etmek ve halkı bu yola iletmek ama onlar hatasız değildiler. Nitekim, Muhammed ben size sadece tanrıınn vahiylerini getirdim demekle neyi kastediyor? Kuranın hangi ayetinde namaz bu şekil kılınır diye göstermiş? 

Evet, bu yüzdendir ki, Tanrıya iman edenlerin çoğunun Cehenneme gideceğini açıklayan birçok ayet vardır Kuranda (12:106, 23:84-89, 29:61-63, 31:25, 39:38, 43:87)

NOT: Editör namaz kılmayın (namaz=dua) diye kastetmemiş, bunun sadece bir şekli yoktur demek istemiş. Tanrıya - tek bir Yaratıcıya her türlü yöneliş "namazdır", ibadettir, secdedir, eğilmektir, tapmaktır. 

Tek TANRIYA tapmayı, ibadet etmeyi bizlere "5 vakit namaz" diye dayatanlar işte böyle insanları dinden uzaklaştırır, çünkü çoğunluk bu ritüele uyamıyor ve ibadetten uzaklaşıyor. Oysa ki,  

Şüphesiz iman edenlerden, Yahudi olanlardan, Hristiyanlardan, başka dine dönmüş olanlardan her kim 

1) TANRIYA iman eder

2) Son Güne iman eder ve

3) Doğru bir hayat sürerse mükafatları Rablerinden alacaklar. Onların korkacakları hiçbir şey yoktur onlar üzülmeyecekler de. (2:62, 5:69) Günümüzde namaz kılmayan ancak bir TANRIYA iman edip, Son Güne iman edip doğru hayat süren Yahudi ve Hristiyanlara ihtilafta bulunursa, bu ayetleri inkar etmiş oluyor demek....hadi bakalım Cennete kim girecek........ 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALLAH IN VERDİĞİ SALAT EMRİNDE KIYAM, RÜKÜ VE ECDE İLE YAPILAN NAÖAZDA VARDIR VE KURAN BUNU AÇIKLAMIŞTIR.

 

Alıntı

Yazdığım yazılara cevap veren kardeşlerimin, bir kısmının ortak bir noktada birleştiği konu, Peygamberimizin hadisleri olmasaydı, bizler namazı nasıl kılacağımızı bilemezdik, hatta Kur’an kapalı kalırdı düşüncesidir. Gelin bu konuyu hem Kur’an dan, hem de bizlere ulaşmış rivayet hadislerden yola çıkarak, bu düşüncenin doğru olup olamayacağını anlamaya çalışalım.

 
Önce Allah ın rehberinde, namaz konusunda ne gibi bilgiler veriliyor ona bakalım. Allah birçok ayetinde, huzuruma durup namaza/salata  başladığınızda, önce kıyam edin, yani huzurumda saygıyla durun diyor. Daha sonra rükû edin, yani saygıyla önümde eğilin, daha sonrada yine Yaradan a boyun eğdiğimizin işareti olarak ta, secde etmemizi emrediyor. Nasıl dua edeceğimiz konusunda da, açıklama yaparak, kolayımıza geleni okuyabileceğimizi ve namazla yada salatla duayla kendisinden yardım isteyebileceğimiz, örneğini veriyor. Namaz başlı başına zaten, Allah a duadır.
 
Peki bizler bugün, namazımızı nasıl kılıyoruz? Önce şunu söylemeliyim ki, Allah ın Kur’an da emrettiği farz olanları, yani kıyam, rükû ve secdeyi yerine getiriyoruz. Peki ya diğerleri? 
 
Örneğin namaza başlarken yaptığımız ilk hareket,  kıyam duruşumuzdaki konumumuz, ikinci rekâtta oturuş şeklimiz ve namazımızın bitişindeki selam vermemizi nasıl yapıyoruz ve tüm bu hareketleri, peygamberimiz yaptığı için mi bizler yapıyoruz? Çünkü bu hareketler, söylendiği gibi Kur’an da yok. Bunlar yapılmadığında, Rabbimiz namazımızı kabul etmez mi?
 
Bizlere ulaşan rivayetlere baktığımızda, mezheplerde namazın teferruatları konusunda farklılıklar görürüz. Kesin bir birliktelik yoktur mezheplerde. Örneğin Kıyam duruşundan, bir kısım Müslümanlar ellerin bağlanması gerektiğini anlamış, bir kısmı da iki elini yana salarak, kıyam yani saygı duruşunu peygamberimiz böyle kılarken gördükleri rivayet hadisleri örnek almış. Yine bir kısım Müslüman, kıyam duruşunda, ellerini dua eder gibi açarak, kıyam duruşunu tamamlar ve rükû ya gider. Hatta kıyam halinde elde Kur’an okuyanları da görebilirsiniz. Tüm bu farklılıkları, günümüze kadar farklı ulaşan hadisler örnek gösterilerek yapılır, çok ilginç değil mi?
 
Tüm bu farklılıkları, dünyanın dört bir yanından hacı olmak için giden insanların, namaz kılarken yaptığı farklılıkları televizyondan görebilirsiniz. Bende bizzat şahit oldum. Yine bir kısım din kardeşlerimiz, peygamberimizin rükûdan sonra bakın ne yaptığını söylüyor.
 
6213 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın, namazda, iftitah tekbiri sırasında ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırdığını gördüm. Rükû sırasında da, (rükûdan) secdeye gitme) sırasında da aynı şekilde kaldırıyordu."
 
Dikkat ederseniz bahsedilen şekli, tüm Müslümanlar böyle uygulamaz. Mezheplerde farklı uygulanır. Gelelim namazda oturmanın şekline. Acaba rivayet hadislerde nasıl geçer. Birkaç şekliyle rivayet edilir. Hepside peygamberimizi bu şekilde namaz kılarken gördüğünü söyler. Birkaç örnek verelim.
 
2623 - Nesai'nin rivayetinde şöyle denmiştir: ". . (Namazın sünneti) sağ ayağını dikmen, parmaklarını kıbleye yöneltmen ve sol (ayak) üzerine de oturmandır.
 
Buhârî, Ezân 145; Muvatta, Salât 51, (89, 90); Nesâî, İftitah 189, 190, (2, 235, 236). Metin Buhârî'ye aittir.
 
Ne kadar ilginç ve dikkat çekici. Bugün bizler sağ ayağımızı dikip, sol ayağımızın üstüne mi oturuyoruz? Bakın bir başka rivayette ne deniyor.
 
2619 - Âsım İbnu Küleyb el-şermî an ebihi an ceddihî -ki ismi de Şihâb İbnu'l-Mecnün'dur- der ki: "Resülullah (aleyhissalatu vesseIam)'ın huzuruna girdim, namaz kılıyordu. Sol elini sol uyluğunun üzerine koymuş, sağ elini de sağ uyluğunun üzerine koymuş idi. (Sağ elin) parmakları hep yumuk, sadece işaret parmağı açıktı. Şöyle duâ ediyordu
"Ey kalbleri döndüren Allah'ım, kalbimi dînin üzerine sabit kıl."
Tirmizi, Da'avât 135, (3581).
 
2622 - Abdullah İbnu Abdillah İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "İbnu Ömer namazda oturunca bağdaş kurardı. Aynı şeyi ben de yaptım. O sırada yaşım gençti. Beni bundan nehyetti. Ve dedi ki:
"Namazın sünneti sağ ayağını dikmen, solu da bükmendir." Ben kendisine:
"Ama sen bunu yapıyorsun!" dedim. Bunun üzerine:
"Ayaklarım beni taşımıyor" diye açıklamada bulundu."
 
Aslında bu iki rivayet bizlere bazı ipuçları veriyor.  Namazın gerektiğinde kolaylaştırmak niyetiyle, ilavelerin yapıldığını anlatıyor. Elbette bunda hiçbir sakınca yok. Yeter ki bu ilaveleri farzlaştırmadan ve bunlar olmasaydı, namazımızı kılamazdık demeden yapalım. Yine namazlarımızın bitiminde, verdiğimiz selam konusunda, sizlere bazı rivayetlerden hatırlatmak istiyorum. 
 
6231 - Sehl İbnu Sa'd es-Saidi radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (namazın sonunda) bir kere önüne selam verdi."
 
6232 - Seleme İbnu'l-Ekva' radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı namaz kılarken gördüm. (Namazdan çıkarken) bir kere selam vermişti."
 
Yukarıdaki rivayetlere baktığımızda, bugün bizlerin uyguladığı yönteme benzemiyor. Bu rivayetlerde peygamberimiz, namazın bitiminde tek tarafa selam verdiği söyleniyor. Diğerinde de yalnız önüne selam verdiğinden bahsediliyor. Elbette bir başka rivayette de hem sağına, hem de soluna selam verdiği örneği var. Şimdi vereceğim bir rivayet hadis üzerinde, lütfen dikkatle düşünmenizi rica edeceğim sizlerden.
 
6230 - Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Bize Hz. Ali Cemel günü, öyle bir namaz kıldırdı ki, bu bize Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın namazını hatırlattı. Biz o namazı ya unutmuştuk yahut da tamamen terk etmiştik. Zira Ali, SAĞINA DA SOLUNA DA SELAM VERDİ."
 
Çok ilginç değil mi dostlar. Peygamberimizin ölümünden, bizzat yakın bir dönemine ait zaman içinde, toplum namazlarının bitiminde, demek ki sağına ve soluna selam vermiyormuş ki, bu sözler söyleniyor, tabi doğruysa. Eğer peygamberimizin ashabının, en yakınının döneminde dahi, namaz konusunda bu kadar farklılıklar dan bahsediliyorsa, doğrusu bugün nelerin peygamberimizin yaptıkları, nelerin yapmadıkları konusunda kesin bir şey söylemek, mümkün olmasa gerek. Hatırlatmak isterim, bu yazdıklarım rivayet, yani doğruluğu kanıtlanmamış bilgiler.
Yine bizlere ulaşan rivayetlerden, çok ilginç bir bölüm hatırlatmak istiyorum.
 
6263 - İbnu Ebi Evs radıyallahu anh anlatıyor: "Dedem Evs es-Sakafi, namaz kılarken bazan bana işarette bulunurdu. Ben de ayakkabılarını kendisine verirdim. Şöyle demişti: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam 'ı ayakkabıları ile namaz kılarken gördüm."
 
6264 - Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam'ı ayakkabıları ve mestleri ile namaz kılarken gördük."
 
Şimdi sizlere sorsam, siz hiç ayakkabılarınızla namaz kıldınız mı desem, ne dersiniz? Elbette olur mu öyle şey dersiniz. Hatta peygamberimizin nalınlarla namaz kıldığı rivayetleri de vardır. Ama bu olayın 1400 sene öncesinde geçtiğini düşündüğünüzde, olmaması için hiçbir neden yok. O günkü mescitleri hatırlayınız, hayal ediniz. Yerlere serecek halı nereden bulsunlar, evlerinde bile doğru dürüst halı yok. Kumun üzerinde namaz kılınabiliyor.
 
Bunları örnek vermemin nedenlerine gelince. Her konuyu, olayı zaman ve mekânına göre değerlendirmeli ve düşünmeliyiz. Allah ın yasaklamadığını bizler yasaklayamayız. Ama emirlerini yerine getirmek için zaman ve mekâna uydurmanın, kolaylaştırmanın hiçbir sakıncası yoktur. Ama bunlar olmadan, namazımız kabul olmaz demeden, bunu yapmalıyız. Bir başka deyişle geleneklerimizi, dinleştirmemeliyiz.  Çok daha önemlisi bizler, emin olmadığımız bilgilere şüphe duymadan, değerlendirmeden, güvenerek olmazsa olmaz kabul edemeyiz.
 
Allah elçisine Haccı ilan et, gerek yaya, gerek yorgun develerle hacca gitsinler diye bilgi verir ayetinde. Bugün hangimiz hacca yaya ya da deveyle gideriz? Bu örnekten, anlatmak istediğim sanırım anlaşılmıştır. HER HÜKÜM, HER BİLGİ, ÇAĞIN GERÇEKLERİ İLE YAŞANIR VE HAYATA GEÇİRİLİR.
 
Bugün bizler, ne yazık ki Kur’an ı günümüzün şartları, çağımızın ilmiyle anlamaya çalışmak yerine, yüzlerce yıl önce yaşamış kişilerin, âlimlerin söylemlerine O döneme ve ilmine göre anlamaya, yaşamaya çalışıyoruz. Bizleri yanıltan ve Kur’an ı doğru anlamamızı engelleyen, en önemli unsur bu olsa gerek.
 
Bizlere Cebrail in, peygamberimize namazı nasıl kılacağı öğretilmiştir, diye naklederler. Peki, bu düşünce doğru olabilir mi? Doğru olduğu düşüncesinden yola çıkalım önce. Eğer Cebrail peygamberimize namazın nasıl kılınacağını öğrettiyse, bunun Kur’an a tüm detayları ile geçmesini de istemiş olması gerekmez mi sizce?
 
Çünkü Cebrail in her söylediği, anlattığı Allah emri olup, Kur’an a bizzat geçmiştir. Ayrıca Allah verdiği emirlerin takipçisi olduğunu, Kur’an a geçirilip topluma tebliğ edildiğini kontrol ettiğini söyler bizlere. Allah Yasin suresi 69. ayetinde, Ona vah yedilen, BİR ÖĞÜTTEN VE APAÇIK BİR KURAN’DAN BAŞKA ŞEY DEĞİLDİR DER. Bu durumda namazın nasıl kılınacağı, Cebrail tarafından Kur’an a dâhil edilmeden, peygamberimize şifahen öğretilmiştir sözüne inanmamız, asla doğru olamaz. Allah namaz konusundan bahsederken, çok dikkat çekici bir söz söyler. Önce ayeti yazalım.
 
Bakara 239: Bir korku ve endişe duyarsanız yürüyerek veya binit üzerinde kılın. Güvene kavuştuğunuzda bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde ALLAH I ZİKREDİN.
 
Demek ki Kur’an bizlere Allah a karşı nasıl ibadet edeceğimizi, onu nasıl anacağımızı, zikredeceğimizi izah etmiş anlatmış ki, böyle söylüyor. Buradan da salatın/namazın Allah ın zikretmek olduğunu anlıyoruz. Namaz yalnız peygamberimize indirilen bir ibadet değildi, lütfen bu gerçeği unutmayalım. Namazın tüm ehli kitaba emredildiğini, yine Kur’an bildiriyor. Bu durumda her peygambere, şekli değişen bir namazın emredildiğini düşünmemiz yanlış olur. Zaten değişik olmadığını, İbrahim peygamberden bu yana namazın şekli boyutunun KIYAM, RUKU VE SECDE olduğunu açıkça görüyoruz Kur’an da. Yapılan bir yanlışta, ayetlerde geçen her salat kelimesini, bizlerin Türkçeye bildiğimiz namaz olarak çevrilmesi ve böyle anlamamız yanlış olur. Örneğin yukarıdaki ayette, yaya yada binek üstünde, bildiğimiz namazın kılınmayacağı, burada geçen salatın DUA, ZİKİR, anlamında olduğu açıktır.
 
Düşünmeye, araştırmaya devam edelim ve namazın kılınmasında madem çok önemli detaylar var, bunlar olmaz ise namazımızı tam kılamayız, neden tüm bu detaylar Kur’an a geçirilmedi? 
 
Hadis NO: 22: Ümmü`l-mü`minîn Âişe, şöyle demiştir: Allâhu Teâlâ (ve Tekaddes Hazretleri) namazı farz ettiği zaman seferde de, hazarda da, (Akşam namazından başka namazları) ikişer rek`at olarak farz etmişti. (Hicret-i Nebeviyyeden) sonra sefer namazları oldukları gibi bırakıldı da hazar namazlarına (ikişer rek`at) ziyade edildi.
 
Yukarıdaki rivayetten, aslında alınacak çok dersler vardır. Allah ın namazı farz kıldığında, seferde ve hazarda, akşam namazı hariç, ikişer rekât farz kıldığını söylüyor. Daha sonra hazar namazlarına ikişer rekât ilave edildiği anlatılıyor. Tüm bunların Allah emri olduğu da belirtiliyor, lütfen dikkat ediniz. PEKİ, BU BİLGİLER KUR’AN DA NEDEN YOK? HÂŞÂ YOKSA KUR’AN AYETLERİ EKSİK Mİ? Bakın yanlış bilgilere inanmak, bizleri nerelere götürüyor, bu bilgiler olmasaydı namazımızı bile kılamazdık dahi diyebiliyoruz.
 
Değerli din kardeşlerim. Allah ın Kur’an da en çok zikrettiği konulardan birisi de, namaz kılmaktır. Bu kadar önem verilen bir konu hakkında, gereken bilgiler Kur’an da, bahsedilmemiş olabilir mi? Elbette bahsedilmiş ama bizler rivayetlerin okadsar etkisindeyiz ki, bu bilgileri Kur'an da göremediğimizde Kur'an ı detaysız görüyoruz. Halbuki tam tersini söylememiz gerekmez mi?
 
Allah sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim, Kur’an dan sorumlusunuz dedikten sonra, namazımızı nasıl kılacağımız konusunda, gerekli detayları vermeyip, BİZLERİ RİVAYETLERE MAHKUM EDER Mİ SİZCE? HANİ EMİN OLMADIĞINIZ BİLGİLERİN, ARDINA DÜŞMEYİN DİYORDU RABBİMİZ? 
 
Kur’an ın anlatım ve bilgi verme şekline bakalım. Acaba Allah bizlere gereken her konuda detay verdiğini söylüyor mu, yoksa detay vermeyip, özet geçerek, gerisini de elçim mi tamamlasın diyor.
 
Nur 34: And olsun ki, size apaçık ayetler, sizden önce geçenlerden misal ve sakınanlara öğüt indirdik.
 
Hud 1–2:  Elif Lâm Râ. Bu Kur’an; ayetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, SONRA DA ALLAH’TAN BAŞKASINA KULLUK ETMEYESİNİZ DİYE, AYRI AYRI AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR. (De ki:) “Şüphesiz ben size O’nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.”
 
Araf 174: Hakka dönsünler diye işte ayetleri böylece ayrı ayrı açıklıyoruz.
 
Enam 38: Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler.
 
İsra 89: Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler
 
Kehf 54: Hakikaten biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali sayıp dökmüşüzdür. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır.
 
Rabbimize şükürler olsun ki, sorduğumuz sorunun cevabını apaçık veriyor bizlere. Ne dersiniz siz bunca ayeti okudunuz, bu sözlerden sonra, namaz konusunda bizlere, gereken detayı vermemiş olabileceğini düşünebiliyor musunuz?
 
Namaz konusunda, Allah ın bu konuda verdiği hükümler haricinde, mezheplerin çok farklı uygulamalarını da hatırlayarak, acaba hangilerini en doğru kabul etmeliyiz diye bir soru sorsam, nasıl bir cevap verirsiniz? 
 
Sanırım her mezhep, kendi yaptıklarının en doğru olduğunu söyleyecektir. Peki dostlar, din kardeşlerim, Allah namaz konusunda, gerekli bilgiyi Kur’an da bizlere açıkça vermeyip, BİZLERİ BU DENLİ ZOR, EMİN OLAMAYACAĞIMIZ FARKLI YOL VE YÖNTEMLERLE, BİLGİLENMEMİZİ İSTER Mİ SİZCE?
 
Rivayet edilen bir hadiste, peygamberimiz BEN NASIL NAMAZ KILIYORSAM, BAKIN ÖYLE KILIN DEDİĞİ ANLATILIR. Sizce bu kadar önemli bir konu, böyle mi öğretilerek gelecek nesle ulaştırılır? Sizlere peygamberimizin, birbirinden çok farklı namaz kıldığına dair rivayet hadis örneklerini de verdim. Acaba hangisi gerçekten peygamberimizin uygulamasıdır, emin olan var mı?
 
Peygamberimiz yalnız o günkü topluma değil, tüm âleme gelmiş bir peygamberdir. SİZCE NAMAZ GİBİ ÖNEMLİ BİR KONUDA GELECEK TOPLUMA, ÜMMETİNE ÇOK ÖNEMLİ BİLGİLERİ, DETAYLARI RİVAYET BİLGİLERLE BU YOLLA AKTARILMASINI İSTER Mİ? Ya da yüce Rabbimiz, bu kadar önemli bir bilginin, bu yolla bizlere ulaşmasına izin verir mi? Bu sorumun cevabını herkes kendi nefsine vermelidir. Günümüzde namaz konusunda anlatılan detayları Kur'an da göremeyen bazı kardeşlerimiz, DEMEK Kİ BİZİM ANLADIĞIMIZ ŞEKLİYLE NAMAZ, KUR'AN DA YOK DİYEBİLİYORLAR. Bu düşünce, hurafe ve rivayetlerin namaza ilavelerini, Kur'an da göremediklerinde oluşan bir düşünce. Lütfen unutmayalım, Allah kendi huzuruna duracağımız salatı, çok basit bir şekilde Kur'an da vermiştir, detaylarını aramayalım.
 
İsteyen geleneklerinin ilaveleri ile birlikte Rabbin huzuruna namazla dursun, bu herkezin kendi seçimi, kararı.  Önemli olan Allah ın Kur’an da emrettiği, farzların olmasıdır. Ama hiç kimsenin yaptığına karışmadan, seninki yanlış böyle olmaz demeden ibadetlerimizi yapalım. Rabbimizin huzuruna huşuyla duralım, ondan yardım isteyelim, ona ellerimizi açıp şükürlerimizi sunalım. Daha açıkçası, Allah a açılan kapımızı her zaman, namazla açık bırakalım.
 
Şunu unutmayalım ki, Allah açıklamadığı, detay vermediği hiç bir şeyden hesap sormaz, bizleri sorumlu tutmaz. Allah Kur’an ın ipine sarılın diyor da, sorumlu olduğumuz kitabın Kur’an olduğunu apaçık söylüyorsa, bilelim ki Allah bizleri Kur’an da verdiği hükümlerden, detaylardan hesaba çekecek, sorumlu tutacaktır.
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

 

Alıntı

Bugün sizlerle Kur’an dan araştırmaya çalışacağımız konu, acaba Rabbimiz Kur’an da en çok bahsettiği, namaz kılın emrini verip, nasıl namaz kılacağımızdan ve detaylarından, bazılarının söylediği gibi, Kur’an da yeteri kadar bahsetmemiş, detayını Resulüm size anlatacak demiş olabilir mi, onu birlikte araştırmaya çalışalım. Konu doğru anlaşılabilmesi için, detaylı ele alındığından biraz uzun. Lütfen sabırla okuyunuz. Önce aşağıdaki ayeti dikkatle okuyalım ve üzerinde düşünelim ki, bahsettiğimiz konuda yanılma ihtimalimizi, en aza indirmiş olalım.

Hud 1: Elif, lâm, râ. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri önce sağlam kılınmış, SONRA DA DETAYLANDIRILIP AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR.

Hatırlatmak isterim, Allah SALAT/namaz kılma, oruç tutma, zekât verme, Hacca gitme konusunu, İbrahim peygamberden bu yana, tüm dinlere emrettiğini bizlere açıklıyor. Hatta Kabenin kurulmasını, İbrahim Peygamberimize emrettiğini ve tüm inananların ziyaret edip, çevresinde hep birlikte namaz kılmalarını, tavaf etmelerini emrediyor. Hud suresi 1. ayette de Allah Kur’an için, açık bir hüküm veriyor ve ayetler önce sağlamlaştırıldı, daha sonrada DETAYLANDIRILIP AÇIKLANDI DİYOR. Tüm bunları bizler görmezden gelerek, Kur'an da detay yoktur diyoruz ve  Peygamberimizin hadisleri olmasaydı, namazımızı kılamazdık diyebiliyoruz. Önce hatırlatmak isterim, Kur'an da geçen her SALAT kelimesine eğer namaz dersek, ayetlerde anlatılmak istenenide doğru anlayamayız. Kur'an da SALAT, bizlerin farsça namaz dediğimiz kıyam, rükü ve secde anlamında olduğu gibi, Allah a dua ve  Müslümanlar arasında destek olma anlamlarınada gelir. Bu durumda, Allah namaz kılın diye emir verdiyse, nasıl kılınacağını açıklamamış olduğunu söylememiz doğru olmaz, önce bunu kabul edelim ve araştırmalarımızı bu yönde yapalım. İsterseniz şimdide aşağıdaki ayete bakalım. 

Bakara 239: Eğer korkarsanız, yaya veya binekte iken salât edin (namazı) kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah'ı, BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SİZE ÖĞRETTİĞİ GİBİ ZİKREDİN.

Bakın Allah ne söylüyor Salat konusunu anlatırken. (BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SİZE ÖĞRETTİĞİ GİBİ ZİKREDİN.) Dikkat ederseniz ayette salat demiş ama tercüme eden parantez için namazı hemen yazmış. Acaba bu ayette O namazdan mı bahsediliyor burası çok önemli. Buradan da çok açık anlıyoruz ki, Allah Kur’an da SALÂT(namaz, dua, destek) ya da emrettiği herhangi bir farz hükmü, gerektiği kadarını açıklamış ve bizlere öğretmiştir Kur’an da. Yukarıdaki ayette, yaya yada binek üstünde, bildiğimiz namazın kılınmayacağı, burada geçen salatın DUA, ZİKİR anlamında olduğu açıktır. Allah Bakara suresi 128. ayetinde, İbrahim peygamberimizin Kâbe de, Allah a yaptığı dua üzerinde düşünelim şimdide.

Bakara 128: “Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. BİZE İBADET YERLERİNİ VE İLKELERİNİ GÖSTER. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.”

İbrahim peygamberimiz Yaradan a yakarıyor ve bizlere ibadet yerlerini ve buralarda yapmamız gereken ilkelerini-usullerini kurallarını göster, anlat diye dua ediyor. Örneğin Allah namaz kılın, dua edin bana diye emir verdiyse, İbrahim peygamberimizde nasıl kılacağı ne şekilde dua edileceği konusunda bilgi istiyor Allah dan. Demek ki şöyle demiyor, ey resulüm ben detayları sana bırakıyorum, ana hükmü ben veriyorum demiyor.

Namaz kılmak bizden öncekilere de farz olduğu halde, bazılarının söylediği gibi, kılınışı ve nasıl dualar okuyacağımız ve rekât sayıları konusunda, Kur’an ın hiçbir şey bahsetmediğini söyleyip, bu konudaki detayları, Allah ın elçisine bıraktığına inanmamız, Kur’an a göre asla doğru değildir. Hac, zekat ve oruç konusunda en ince detaya giren Kur’an, neden namaz konusunda bizlere, gereken detayları vermesin? Bu konuyu Kur’an ı bir bütün olarak düşünüp, ÖĞRENDİĞİMİZ RİVAYETLERİN ETKİSİNDE KALMADAN, bu konuya Kur’an dan cevap arayalım, Allah ın izniyle. Allah sizleri Kur'andan sorumlu tutuyorum diye hüküm verdiyse, her konuda detay ve bilgide vermiştir. Namaz konusunda Kur’an da detay yoktur diyenler, acaba peygamberimizin dine ilaveler yaptığını mı düşünüyorlar. Hani Allah ne diyordu bir ayetinde? BİZİM İNDİRDİKLERİMİZE, TEK KELİME KENDİ SÖZÜNÜ, BİZİM SÖZÜMÜZDÜR DİYE EKLESEYDİ, ONUN ŞAH DAMARINI KESERDİK, demiyor muydu?

Bizlere namazı anlatanlar, namazın farzı ve sünneti vardır diyerek, farzının Allah ın Kur'an da emrettikleri olduğunu, sünnetin ise Peygamberimizin namazı kendisinin şekillendirdiğinden bahsedilir. Aynı yanlış abdest alırken yapılır, abdestin farzı ve sünnetinden bahsedilir. İlginçtir su kıtlığı çektiğimizde, Diyanet abdest alırken su tasarrufu olsun diye, yalnız farzın emrettiği şekliyle abdest almanızda bir sakınca yoktur diye açıklama yapmıştı. İşte bizler İslam ı kendi ellerimizle böyle zorlaştırıyoruz, istediğimizde o zorluktan vaz geçebiliyoruz. Allah hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diyorsa, emrettiği namaz konusunda da Peygamberimiz Kur'an dan ne gördüyse onu yapmış ve ümmetine yalnız onu anlatmıştır. Unutmayalım Peygamberimiz ümmiydi, yani daha önce dini konuylarda hiç bir bilgisi yoktu ve Kitap Ehline de tabi değildi. Namazı yada herhangi bir ibadeti yaşarken, Farzı sünneti diye ayıramayız. DİNDE ALLAH IN ORTAĞI YOKTUR. LÜTFEN BU GERÇEĞİ UNUTMAYALIM. 

Hani Allah Kur’an ın ipine sarılın diyordu? Hani her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diyordu. Sakın emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin, sorumlu olursunuz diye ikaz etmiyor muydu bizleri, ne oldu bu ayetlerin hükümleri? Lütfen dikkat, farkında olmadan inkârcı konumuna düşeriz, Allah korusun. Bizlere Kur’an dışından gelen ve bir rivayete göre diye başlayan bilgilerin tümünü, hiçbir kontrolden geçirmeden kabul etmemiz, dinin asli unsuru yapmamız, bizleri büyük yanlışlara götürmektedir. Bu yanlışları yapmamızın en büyük etkisi, beşeri FIKIH inancı ve mezheplerdir. Kur’an ı Allah ben koruyorum diyor, sormak isterim hiç sorgu sual etmeden, bizlere gelen bilgileri, rivayetleri kimler koruyor olabilir? Bizlere Kur’an benzeri, Allah ın garantisini veren var mı aramızda? Allah Kur’an ın ipine sarılın derken, neden yalnız Kur’an ipi demişte, başka kaynaktan söz etmemiş, bunu da sanırım çok iyi düşünmeliyiz. 

Bizlerin yaptığı en büyük yanlış,  mezheplerin ve zamanla geleneklerin, namazın şekline yaptığı ilaveleri, yani FIKIH İNANCINI BİZLER DİN ZANNETMİŞİZ ve onları da Kur’an da aramamızdan kaynaklanmaktadır. Kur’an da bulamadığımızda ise BAKIN DEMEK Kİ HER ŞEY KUR’AN DA YOKMUŞ, yazmıyormuş deme gafletine düşmemiz, bizleri yanıltmaktadır. Allah bizlere, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyorsa, namaz konusunda bizlerden istediklerini de SADE, KOLAY BİR ŞEKİLDE MUTLAKA KUR’AN DA ANLATMIŞTIR, ÖNCE BUNU BİLMELİYİZ. Çünkü bu kitabı Allah, yemin olsun ki, sizler için kolaylaştırdım diyor. Lütfen unutmayalım NAMAZ ALLAH A KARŞI BİR DUADIR, ONA KARŞI SAYGIMIZI GÖSTERME YOLUDUR. Gelin Kur’an a birlikte bakalım, acaba bizden öncekilere de farz olan, SALAT edin emriyle Allah, bizlerden ne istiyor. Eğer salat kelimesini yalnız namaza indirgerde, yalnız Allah a dua edip yalnız ondan yadım dilemezsek, yardım isteyecek beşeri kişiler edinirsek, salatın gereğini yerine getirmiyoruz demektir. Toplum içinde salat yani dayanışmayı, yardımı gereği gibi yapmıyorsak, Allah ın istediği salat yalnız namazla yerine getiriliyorsa, bizler o SALATIN/namazın hiç bir faydasını göremeyiz. Daha önce Rabbimiz bizleri nereye yönlendiriyordu, Kur’an dan başka dine hüküm koyan kaynaklar var mı, onları Kur’an dan anlamaya çalışalım.

Enam 104: Gerçek şu ki, size RABBİNİZDEN GÖNÜL GÖZLERİ GELMİŞTİR. KİM GÖRÜRSE KENDİSİ YARARINA, KİM KÖRLÜK EDERSE KENDİSİ ZARARINA... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.

Yasin 11: SEN ANCAK O KURAN'A UYAN VE GÖRMEDİĞİ HALDE RAHMAN'DAN KORKAN KİMSEYİ UYARIRSIN. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele.

Araf 3: RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUN; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.

Nisa 105 : Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında ALLAH'IN SANA GÖSTERDİĞİ İLE HÜKMEDESİN DİYE HAK OLARAK İNDİRDİK. Sakın hainlere yardakçı olma.

Maide 67:  EY RESUL! RABBİNDEN SANA İNDİRİLENİ TEBLİĞ ET. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun.

Enam 50: ….. YALNIZ BANA VAH YEDİLENE UYARIM BEN!"…..

Zühruf 43: Sen, SANA VAH YEDİLENE SIMSIKI SARIL!  Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.

Yukarıdaki ayetleri elbette çoğaltabiliriz. Dikkat ediniz, Allah tamamında bizleri Kur’an a sarılmamızı emrediyor. Kur’an için bizlere gelen, gönül gözü olduğunu söylüyor. Allah a ve Resulüne inanın, çünkü elçim o Allah ın kitabını sizlere tebliğ edecek, onun ardından gidin diyor. Sen ancak Kur’an a inanan insanları uyarabilirsin, Rabbinizden size indirilen Kur’an a uyun, onun berisinden başka velilerin ardına düşmeyin, sana Kur’an ı insanlara onun la hükmedesin diye indirdik, SENDE İNSANLARA ONUNLA HÜKMET DİYOR.

Sımsıkı sarılmamızı istediği bir rehberde namaz, gerektiği kadar detaylı açıklanmamış olabilir mi? YOKSA BİZE KUR’AN DIŞINDAN ÖĞRETİLENLERİ, KUR’AN DA BULAMADIĞIMIZ DAMI BİZLER BU YANLIŞI YAPIYORUZ? Ayetlerin ve namaz konusunun gerektiği gibi açıklanmadığına, detay verilmediğine inanmak, Kur’an a saygısızlıktır, onu inkâr etmektir hatırlatırım. ALLAH IN KİTABI, HİÇ KİMSEYE MUHTAÇ DEĞİLDİR, HEPİMİZ KUR'AN A MUHTACIZ UNUTMAYALIM. Önce yazımızın başında, İbrahim peygambere Hac yerini, Kabeyi ne maksatla yaptırdığını ve çevresinde bakın nasıl namaz kılmamızı istediğini bizlere anlatıyor, onu anlamaya çalışalım.

Hac 26: Bir zamanlar İbrahim için, o evin yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak koşma, evimi; tavaf edenler, KIYAMDA DURANLAR, RÜKÛ-SECDE EDENLER İÇİN TEMİZLE.

Bakara 125: Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık: TAVAF EDENLER, KENDİNİ İBADETE VERENLER, RÜKÛ-SECDE EDENLER İÇİN EVİMİ TEMİZLEYİN.

Ayeti okuduğunuzda, Allah İbrahim peygambere şu anda kıldığımız namazın, olmazsa olmazını ne kadar güzel anlatıyor. O evi benim için kıyamda duranlar, rükû-secde edenler için temizle. Demek ki Allah huzurunda saygıyla durulmasını, onun önünde saygıyla eğilmesini ve yine ona saygıyla secde edilmesini istiyor. İşte namazın nasıl kılınacağının şekli izahı, o günde aynı, günümüzde de aynı, PEYGAMBERLER ARASINDA NAMAZIN FARKLI KILINDIĞINI DÜŞÜNMEK, BÜYÜK YANLIŞ OLUR. FIKIH inancının dine, namaza ilavelerini lütfen Kur’an ada aramayalım. Ayrıca mezheplerini fıkıh inancının ilavelerini Kur’an da görmediğimizde, sanki bir eksiklik varmış gibide davranmayalım, büyük saygısızlık yapmış oluruz. Allah her konuda bizlere kolaylık sağlamıştır, ama FIKIH inancı bu kolaylıklara her konuda ilaveler yapmıştır, bunu anlamak mümkün değil.  Namaz, Allah ile kulunun bir olduğu, onu andığı, zikrettiği, dua ettiği ondan yardım istediği, onun şanını yücelttiği andır. Lütfen bunu unutmayalım. Devam edelim Kur’an a namaz konusunda bakmaya.

Ali İmran 43: “Ey Meryem! RABBİNE HUŞÛ İLE BAĞLAN, DİVAN DUR, SECDEYE KAPAN VE RÜKÛ EDENLERLE BİRLİKTE RÜKÛ ET!”

Bu ayette de Allah, Meryem anamıza sesleniyor ve bakın yine günümüzde Allah ın huzuruna namaz kılarken durduğumuz ve saygıyla el bağladığımız, rükû ve secde ettiğimiz namazın kılınmasını anlatıyor bizlere, dikkat ederseniz bu emir, peygamberimizden çok önceki bir zamana, daha Hz. İsa bile doğmamış döneme ait. İbrahim peygamberimiz zamanında dahi, namaz konusunda yapılması gerekenler aynı, KIYAMDA DUR, RÜKÛ ET, SECDE ET, ALLAHA DUA ET. Devam edelim Kur’an a bakmaya.

Hac 77: Ey iman edenler! RÜKÛ EDİN, SECDE EDİN; Rabbinize ibadet edin, hayır işleyin ki kurtulabilesiniz.

Furkan 64: Onlar, Rablerine SECDE EDEREK VE KIYAMA DURARAK GECELERLER.

Fetih 29: Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler. SEN ONLARI RÜKÛ EDER, SECDEYE KAPANIR HALDE GÖRÜRSÜN. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar……….

Şuara 218–219: O ki görüyor SENİ KIYAM ETTİĞİN ZAMAN, SECDE EDENLER ARASINDA dönüp dolaşmanı da.

Tevbe 112: O tövbe edenler, o ibadet edenler, o ham dedenler, o oruç tutanlar, O RÜKÛA VARANLAR, O SECDEYE KAPANANLAR, o iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırı koruyanlar... Müjdele o müminleri.

Yukarıdaki ayetleri okuduğunuzda, sanırım sizde namazın olmazsa olmazı olan ve Allah ın tarif ettiği namazın, KIYAM ETMEK yani onun huzurunda saygıyla durmak, RUKÜ ETMEK yani onun önünde saygıyla eğilmek, SECDE ETMEK yani onun yüceliği önünde secdeyle yerlere kapanmak, ona teslim olmak namazın şekli boyutuymuş, çok açıkça anlatıyor Kur’an. Bu namaz şekli, İbrahim peygamberden bu yana aynı, hiç değişmemiş. Bunun dışında olanlar, mezheplerin ve fıkıh inancının ilaveleridir. Yani beşeri ilavelerdir. Bunlar olmazsa, namazımızı kılamayız nasıl deriz. 

Demek ki namazı Allah, Kur’an da anlatmıyor demek, çok büyük bir yanlış olduğu anlaşılıyor. Şimdide namazlarımızda ne okuyacağımız da Kur’an da yazmaz, hadisler olmasa namazımızı kılamazdık, sözlerine bakalım. Gerçekten Kur’an namazlarımızda neler söyleyeceğimizi ne okuyacağımızı, nasıl Allah ile iletişim kuracağımızdan, bahsetmiyor olabilir mi? Yoksa günümüzde bu duaları okumadığımızda, namaz kabul olmaz diyenlerin, büyük bir yanılgı içinde olduğunu mu söylüyor Kur’an.

Müzzemil 20:…… O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun! SALATI/Namazı/duayı yerine getirin! Zekâtı verin. 

Bakara 45: ALLAH’TAN SABIR VE SALÂT İLE YARDIM İSTEYİN! ANCAK BU HUŞÛ DUYANLARDAN BAŞKASINA AĞIR GELİR.

Bakara 153: Ey iman edenler! SABIR VE  SALAT/DUA İLE YARDIM ELDE ETMEYE ÇALIŞINIZ. ÇÜNKÜ ALLAH, SABREDENLERLE BERABERDİR.

Ali İmran 113: Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde SECDELERE KAPANMIŞ OLARAK, ALLAH’IN AYETLERİNİ OKURLAR.

Sanırım yukarıdaki ayetler, bu sorumuza da gereken cevabı veriyor. Ayrıca Kur’an da nasıl yardım dileyeceğimiz konusunda da, birçok ayet örnekleri veriyor. Hani namazlarımızda ne okuyacağımız yazmıyordu Kur’an da? Demek ki Kur’an ı anlayarak, düşünerek okumadığımızda, ya da taraflı ve yanlı okuduğumuzda, bizleri Allah ın doğru yolundan saptırmaları ve asla düşünmememiz gereken şeyleri düşünmemiz, kaçınılmaz olacaktır. BİZLER KUR'AN I OKUMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE, NAHL SURESİ 98. AYETİN GEREĞİNİ ÖNCE YERİNE GETİRMELİYİZ. DAHA SONRADA YALNIZ ALLAH A GÜVENİP DAYANARAK KUR'AN I OKUMAYA BAŞLARSAK, TÜM GERÇEKLERLE MUTLAKA BULUŞURUZ.      https://hakyolkuran1.blogspot.com/2019/07/nahl-suresi-98-ayet-uzerinde-dikkatle.html

Namaz konusunda, Allah ın farz hükümleri dışında, sünnet adı altında bugün bazı ilaveler vardır, bunlar her mezhepte farklıdır. Bunların olmasının bir zararı da elbette yoktur, tabi Kur’an ın hükümlerine ters düşmemek şartıyla. YANLIŞ OLAN, BUNLAR OLMASAYDI, BİZLER NAMAZIMIZI KILAMAZDIK DEMEKTİR. Sanırım şimdide bu satırları okuyan bazı kardeşlerim, eeeee bakın namazımızı kaç rekât kılacağımızda yazmıyor, bu durumda ne yapacağız dediklerini duyar gibiyim. Bu konuya açıklık getirmeden önce, Kur’an da kısaltılmış namazın, bizzat peygamberimiz tarafından kıldırıldığı örneği vardır ona bakalım.

Nisa 102: Sen içlerinde olup da onlara SALAT/NAMAZ kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle NAMAZA dursun; silahlarını da alsınlar. BUNLAR SECDEYE VARINCA, DİĞERLERİ ARKALARINDA BEKLESİNLER. SONRA NAMAZ KILMAMIŞ DUA ETMEMİŞ OLAN DİĞER GRUP GELİP. SENİNLE BİRLİKTE KILSINLAR. ………

Nisa 101: Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, SALATI/NAMAZI , DUAYI KISALTMANIZDA, SİZİN İÇİN BİR SAKINCA YOKTUR. Şu bir gerçek ki, küfre batanlar sizin için açık bir düşmandır.

Nisa 103: Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, SALATI NAMAZI, DUAYI TAM BİR BİÇİMDE YERİNE GETİRİN. SALAT/NAMAZ,DUA, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.

Yukarıdaki ilk ayet örneğinde, bizzat peygamberimizin imamlığında yapılıyor ve dikkat ederseniz, zor bir anımızda kılınan namazın, duanın ilk secde de bittiğini görüyoruz. Buda demektir ki bizim anlayacağımız şekliyle, kısaltılmış namaz bir rekâttır. Allah hiçbir detay vermeden, istenileni anlatıyor. Yalnız savaş değil, herhangi bir zor anımızda, tedirgin durumumuzda namazı, duayı kısaltabileceğimiz kolaylığını, çok şükür Rabbimiz bizlere veriyor. Namazımızı kısa tutabileceğimizin örneğini veren Rabbimiz, eğer normal şartlarda istediği bir uzunluk ya da rekât sayısı olsaydı, onunda hükmünü bizlere kesinlikle verirdi. SİZCE ALLAH VERMEDİĞİ BİR HÜKÜMDEN, BİZLERİ SORUMLU TUTAR MI? Dikkat ederseniz verilen namaz örneğinde, namazın bitişinde, günümüzde verdiğimiz selamdan bahsedilmiyor. Çünkü onlar farz olanlar değil, daha sonra geleneklerin ve mezheplerin, FIKIH İNANCININ ilaveleridir. Zaten sorduğunuzda bunların sünnet olduğu, farz olmadığı söylenir. Bunları yapmanın hiçbir sakıncası da elbette yoktur. 

Namazın bitimindeki selam konusunu, mezheplerde ve rivayet hadislerde araştırdığımızda, çok farklı bilgilere ulaşırız. Bir kısım hadislerde, peygamberimizin her iki tarafa selam verdiğinden bahsedilir. Bir kısmında yalnız sağ tarafa selam verdiğini söyledikleri gibi, yalnız öne selam vererek, namazını bitirdiği de rivayet edilir. Hepside bugün elimizde olan, Kütüb-i sitede geçer. Acaba hangisi peygamberimizin uygulamasıdır diye kendimize sorduğumuzda, sanırım tedirgin oluruz. Uydudan diğer Müslüman ülkelerin, namaz kılışlarındaki farklılıkları izlerseniz, ne anlatmak istediğimi anlayacaksınız. Bizzat ben Mekke Medine arasında otobüsle seyahat ederken, ikindi namazı için mola verdiğimiz bir camide, imam yalnız sağa selam vererek namazı bitirdi. Çok ilginçtir, bir kısım Müslümanların, namaz kılarken, kıyam halinde eller açılıp, namazda dua eder şeklinde, kıyam da durduklarını da görebilirsiniz. Hatta kıyamdayken elde Kur’an okuduklarına da şahit olursunuz. Kıyamda ellerin yana salıverilmiş şeklinde namaz kılmaları da, mezheplerin farklılıkları arasındadır.

Gördüğünüz gibi mezheplerde namaz kılma, şekil bakımından hepsinde farklılıklar arz eder, ama farzlarda yani Allah ın emrinde hiçbir değişiklik, farklılık yoktur. Sorduğunuzda peygamberimiz böyle kılarmış derler. İŞTE RİVAYETLERİ FARZLAŞTIRMANIN TEHLİKESİ, BURADA DAHA İYİ ANLAŞILIYOR. Kendilerine sorduğumuzda hepsi peygamberimiz böyle kılarmış, diye kendilerini savunurlar. Rivayet hadisleri örnek gösterirler. Acaba kimin söylediği doğrudur sizce? ALLAH BİZLERE, NAMAZIN DETAYLARINI KENDİ KORUMASINDA Kİ KUR’AN DA BİLDİRMEYİP, BİZLERİ RİVAYETLER YOLUYLA BİLGİLENDİRMİŞ OLABİLİR Mİ? LÜTFEN BÖYLE DÜŞÜNCELERE KAPILMAYALIM, DOĞRU OLMAYAN BİLGİLERE İNANMAYALIM. 

Hatırlayınız lütfen, Allah emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin, sizleri sorumlu tutarım diyordu. Bu durumda emin olan, en garanti verilen yol hangisidir? İmanımızı, inancımızı nereden öğrenmeliyiz diye kendimize mutlaka sormalıyız. Bu sorunun doğru cevabını, Kur’an dışından arayanların yanılgıda olacağını, Yaradan birçok kez ayetlerinde bizlere anlatıyor. Tam bu esnada sizlere bir örnek vermek istiyorum. Bu konu ile ilgili bir yazıma, bakın bir kardeşim, bana nasıl bir cevap vermişti.

"Benim elimde 6 ciltlik, bilmem kaç bin sayfa siyer kitabı var..ORADA CEBRAİL ALEYHİSSELAMIN PEYGAMBERİMİZE NAMAZ KILMAYI GÖSTERDİĞİ YAZIYOR.. Cebrail bir melek ve peygamberimiz (sav) ile Allah'ımız arasında elçi…"

Bu kardeşimiz namazın kılınışını, Cebrail in peygamberimize öğrettiğini, dini bugün bizlere anlatan, ciltlerce dolusu FIKIH KİTAPLARINDA yazdığını söylüyor. Bunu söylemesine söylüyoruz ama neden şu soruyu kendimize sormuyoruz. Allah namazın kılınışının detaylarını, neden Kur’an da açıklamayıp, özellikle peygamberimizin bizzat kendisinin öğrenmesini, Cebrail aracılığıyla sağlamıştır? Hani Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, biz her konudan nice örnekler verdik ki anlayasınız Kur’an da  diyordu. PEYGAMBERİMİZ BU ÇOK ÖNEMLİ DETAYLARI NEDEN KUR’AN A GEÇİRMEDİ? Haşa Kur'an ı eksikmi bıraktı? Bu sözlere nasıl inanırız. Allah ın bizleri sorumlu tuttuğuna hükmettiği kitapta, nasıl olurda namazın detayları olmaz. Peygamberimiz namaz konusunda aldığı bilgileri, nasıl olurda Kur’an a geçirmediğini söyleriz ve buna inanırız.

Düşünebiliyor musunuz buna inanmakla, yüzlerce ayeti görmezden gelmiş, üstünü örtmüş oluyoruz. Allah Cebrail yoluyla elçisine ilettiği her konunun, Kur’an a geçirilmesini ve tebliğ edilmesini bizzat kontrol ettiğini belirtmiştir Kur’an da. Kısaltılmış namazın bizim anlayışımızla, bir rekât olduğunu Kur’an örneğinde de görüyoruz. Normal durumlarda kılacağımız rekât sayısı neden zikredilmemiş, bunu hiç düşündünüz mü? Yüce Rabbimiz yemin ederek, sizler için bu kitabı kolaylaştırdım hükmünün, bir tezahürünü görüyoruz. NAMAZIMIZI KAÇ REKÂT YA DA UZUNLUKTA KILACAĞIMIZI, ALLAH BİZLERE BIRAKMIŞTIR VE BİZLERİ BAĞLAYICI BİR HÜKÜM BU KONUDA ASLA VERMEMİŞTİR. Sizce açıkça vermediği bir hükümden, Allah bizleri sorumlu tutar mı? Hatırlatırım, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diyordu. 

Bakın ne diyor Rabbimiz, SÜKÛNET BULDUĞUNUZDA, NAMAZI TAM BİR BİÇİMDE YERİNE GETİRİN. Eğer bu sözlerden, yani tam bir biçimde yerine getirin sözünden, belirli bir kalıp ve şekil ya da belli bir rekât anlaşılsaydı, Allah her şeyden nice örnekleri verdim diyorsa, onu da açıkça bizlere söylerdi. Demek ki kılacağımız namazlarda, rekât sayısını da Allah bizlere bırakmıştır. TAM BİR BİÇİMDE YERİNE GETİRMEK, HUŞUYLA RABBİN HUZURUNA DURUP, ONU TESPİH ETMEK VE ONDAN YARDIM İSTEMEKTİR. Bakın namazı Rabbimiz ne için bizlere emretmiş?

Ankebut 45: Kitap'tan sana vahyedileni oku! SALATI/NAMAZI/DUAYI YERİNE GETİR! ÇÜNKÜ SALAT/NAMAZ/DUA, ÇİRKİNLİKLERDEN VE KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAR. ELBETTE Kİ, ALLAH'IN ZİKRİ/KUR'AN'I DAHA BÜYÜKTÜR! Allah, neler yaptığınızı biliyor.

Ta-ha 14: “Gerçek şu ki, Allah Benim; Benden başka İLAH yok; o halde, yalnız Bana kulluk et; ve BENİ ANMAK İÇİN SALÂTTA DEVAMLILIK VE DUYARLIK GÖSTER! 

Bizlere SALAT IN/namazın, dua nın ne maksatla emredildiğini, bakın ne kadar güzel açıklıyor ayetler. Salat bizleri hayâsızlıktan ve kötülüklerden alıkoyacağını belirtiyor. Demek ki huşuyla kendimizi vererek, ne kadar çok namaz kılarsak, Allah a dua edersek ve Allah ın rızasını kazanmak için zekat verip yardımda bulunursak, o kadar Allah a yakın olur, kötülükten uzak kalırız. Hatırlayınız peygamberimizin, bazen saatlerce namaz kıldığını, secdede dahi uzun kaldığı anlatılır. Tabi SALATIN gerçek anlamını bilmeden yalnız namaz kılar, ayetlerin anlamını bilmeden okursak, bu güzelliklerinden de istifade edemeyiz. 

Cami kültürü zamanla toplumda yaygınlaştıkça, rekât sayılarının toplumlarca belirlenmesi, camilerde bir kargaşayı önlemiş olabilir, elbette hiçbir sakıncası yoktur, ama Kur’an gerçeklerini anlamak ve bilmek şartıyla. Allah Kur’an da toplu kılınan namaz olarak yalnız CUMA namazından bahseder. Normal vakit namazlarımızda, çağrılmaktan bahsetmez, nerede olursak olalım, VAKTİ GİRDİĞİNDE NAMAZINIZI KILIN DER. Allah Kur’an da her şeyi yazmamıştır, bir kısmını da hüküm vermek için peygamberimize bırakmıştır diyenlere, özellikle aşağıdaki ayeti hatırlatmak istiyorum. Bakın peygamberimizden bazı konularda hüküm isteyenlere, bizzat kendisi nasıl cevap vermesini istiyor ALLAH?

Enam 57: De ki: "Ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. HÜKÜM YALNIZ VE YALNIZ ALLAH'INDIR. HAKKI O ANLATIR. AYIRT EDİP ÇÖZÜM GETİRENLERİN EN HAYIRLISI O'DUR.

Değerli dostlar, bakın Allah peygamberimize, deki onlara diyerek bizlere ne söylemesini istiyor, hala düşünmeyecek miyiz? Peygamberimiz sizin istediğiniz hüküm benim yanımda değil, yani ben hüküm veremem diyor. Ben Rabbimden gelen bilgileri, hükmü sizlere aktarırım. HÜKÜM YALNIZ VE YALNIZ ALLAH INDIR diyor, hakkı o anlatır ve ayırt edip çözüm getiren, detaylandıran, anlatan yalnız Allah tır diye apaçık belirtiyor. HÜKMÜ VERENİN, NASIL UYGULANACAĞINI DA AÇIKÇA BİLDİRMEMİŞ OLABİLECEĞİNİ, NASIL DÜŞÜNÜRÜZ. Hatırlayınız Lütfen, Kur'an ı açıklamak bize düşer demiyor muydu Allah?

Sanırım peygamberimiz için, ne yani peygamberimiz postacımıydı diyerek, belki de bilmeden, Allah ın elçisine saygısızlık edenler, dilerim birazcık bu ayetten yanlış yaptıklarını anlayabilirler. Çünkü Allah ayetinde, BEN HÜKMÜME KİMSEYİ ORTAK ETMEM, biz kitap da hiçbir eksik bırakmadık diyorsa, bu uyarıları dikkate alalım. Lütfen şu konuyu hepimiz, dikkatle düşünelim. Diyelim ki namaz konusunda gereken bilgiler Kur’an da yok, peki niçin peygamberimiz sağlığında, bizlere gereken bu bilgileri yazdırmamıştır? Hadislere dikkat ediniz, hepsi bir rivayete göre diye başlar ve bir kişinin duyduğunu, bir başka kişiye ya da kişilere nakledilmesi şeklindedir. Dört halife devrindende, hadis kitapları günümüze gelmemiştir. Hadislerin yazımı Peygamberimizin vefatından yaklaşık 200 yıl sonra toplanmaya başlandığı rivayet edilir. 

Daha da ilginci aynı konuda çok farklı kişiler, peygamberimizin bahsedilen konuda çok farklı namaz kıldığını rivayet etmişlerdir. Acaba hangisi doğru, bilen ve bizlere garanti veren var mı? Peygamberimiz namaz kılarken, Kur’an ın bahsetmediği ve bizlerin sorumlu olduğu bir konu olsaydı, sizce tüm bu bilgileri yazılı olarak, sağlığında bizlere Kur’an ın yanında iletmez miydi? Elbette iletirdi. Ama böyle bir kitap, bilgi peygamberimizin devrinden bu güne ulaşmamıştır. HEPSİ YÜZLERCE YIL SONRA DERLENEN, YAZILAN RİVAYETLERDİR, BU GERÇEĞİ LÜTFEN UNUTMAYALIM, GÖZ ARDI ETMEYELİM.

Hadis yazımını, peygamberimizin sağlığında önce serbest bırakılmış, daha sonra yanlış sözlerle, anlamını değiştiren ilavelerle iletildiğini, nakledildiğini gördüğünden, peygamberimiz kendisinden hadis/söz naklini yasaklamıştır. Daha sonra peygamberimiz serbest bırakmıştır diyenlere, dört halife devrinin tamamında, hadis yazımı ve nakli ile ilgili yasağın, nasıl devam ettirildiğini araştırmalarını öneririm. 

Ben sizlere Kur’an dan, Allah ın sözlerinden açıkça anladıklarımı aktardım, SİZLERİ DÜŞÜNMEYE DAVET ETTİM. Bu yazdıklarım benim imtihanımdır yalnız beni bağlar. Sizlere düşen benim söylediklerimi Kur’an süzgecinden geçirmeden, yani Kur’an ile karşılaştırmadan kabul etmek olmamalıdır. İmtihanında gereği, bu değil midir zaten. Kur’an ı rivayetler den ve sanı bilgilerden istifade ederek anlamak ve yaşamak yerine, yine Kur’an ın diğer ayetlerinden faydalanarak, anlama yolunu seçmeliyiz. Çünkü Kur’an kendisini anlatan, açıklayan eşsiz bir nurdur. Böyle yaparsak, en az hata yapan Allah ın azınlık kulları arasında oluruz.

Bende bir beşerim elbette hata yapabilirim, ama ben Allah ın sözlerini anlamaya ve onun söylediği gibi ayetleri düşünmeye, hakka batıl karıştırmamaya, elimde Kur’an aklım ile iman etmeye çalışıyorum. Bu yolu öneren Yüce Rabbimiz dir unutmayalım. YA ALLAH IN AYETLERİNİ BEN ANLAYAMAM DİYEREK, DOĞRULUĞUNDAN EMİN OLAMAYACAĞIMIZ BEŞERİN SÖZLERİNE HİÇ DÜŞÜNMEDEN İNANSAYDIM, İMANIMI BAŞKALARININ ELLERİNE BIRAKSAYDIM, BENİM HATA YAPMA RİSKİM VE DOĞRUYA ULAŞMAM SİZCE NASILOLURDU? 

Allah yardımcımız olsun, gerçekten gözlerimizi kapatmış yürüyoruz bir meçhule. Allah ın verdiği aklı ise hiç kullanmıyoruz. Çünkü içi o kadar yanlış ve boş bilgilerle doldurulmuş ki, doğru bilgiyi içine koyacak yer kalmamış. ZORLA SOKULAN DOĞRU BİLGİ İSE, DAHA ÖNCE METABOLİZMANIN ALIŞIK OLDUĞU YANLIŞ BİLGİLERE GÖRE YAPILANDIRILDIĞINDAN, DOĞRU BİLGİLER KABUL EDİLMEYİP, NE YAZIK Kİ DIŞARIYA ATILMAKTA. 

DAHA AÇIKÇASI GÜNÜMÜZDE DOĞRULAR YANLIŞ, YANLIŞLAR DOĞRU GÖRÜNÜR OLMUŞ TOPLUMA. Doğruları anlatmak, Kur’an dan örnekler vermek bile artık yeterli gelmiyor. Çünkü Rehber Kur’an, yüksek bir yere asılmış, beşerin rivayet kitapları rehber olmuş. Daha doğrusu peygamberimizin hesap günü söyleyecek söz gerçek olmuş. KUR’AN TERK EDİLMİŞ, RİVAYET VE SANI BEŞERİ FIKIH İNANCI, DİN DİYE YAŞANIR OLMUŞ. Elbette Kur’an konusunda yazılmış, birçok âlimin kitaplarını okumalıyız, araştırmalıyız. Hepimiz Kur’an ı aynı kapasitede anlayamayız. AMA BİZLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN, ÖNCE BİZZAT KUR’AN I ANLAYARAK OKUMAK, ONUN ÖZÜNE İNMEK VE ÜZERİNDE DÜŞÜNMEK OLMALIDIR. DAHA DOĞRUSU BİZLER ÖNCE KUR'AN İLE BULUŞMALI VE ONUNLA TANIŞMALIYIZ. Çünkü Allah Kur'an ın, bizlerin gönül gözlerini açacağını söylüyor.

Furkan 30; Ey Rabbim! Benim toplumum BU KURAN' I DEVRE DIŞI TUTTULAR.

Peygamberimiz bu ayeti ilk tebliğ aldığında, sanırım çok üzülmüştür. Çünkü kendisine tabi olan, Müslüman toplum, kendisinden sonra Kur’an ı devre dışı bırakarak, tıpkı cahiliye döneminde olduğu gibi, atalarının inancını sanı ve rivayetlerle yaşayacağını daha sağlığında öğreniyor. Sizce bunu duyan peygamberimiz, Kur’an ın dışından dine, tek kelime ilave etmesi mümkün mü? Asla mümkün olamaz. İşte bunun içindir ki Allah ın resulü bakın ne söylediği rivayet ediliyor.

"Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve “Yazdığınız şey nedir?” dedi. “Senden işittiğimiz hadisler” dedik. Hz. Peygamber: “ALLAH’IN KİTABINDAN BAŞKA KİTAP MI İSTİYORSUNUZ? SİZDEN EVVELKİ MİLLETLER ALLAH’IN KİTABI YANINDA BAŞKA KİTAPLAR YAZDIKLARI İÇİN YOLDAN ÇIKTILAR.” 
El Hatib, Takyid 33 

4106 - el-Muttalib İbnu Abdillah İbni Hantab radıyallahu anh anlatıyor: "Zeyd İbnu Sabit Hz. Muaviye radıyallahu anhüma'nın yanına girmişti. Hz. Mu'aviye ona bir hadisten sual etti. Zeyd de hadisi ona söyledi. Hz. Muaviye (orada hazır bulunan bir adama) hadisi yazmasını emretti. Zeyd müdahalede bulunarak Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, HADİSLERİNDEN HİÇ BİR ŞEY YAZMAMAMIZI EMRETMİŞTİ" DEDİ. BUNUN ÜZERİNE HZ. MUAVİYE YAZILANI DERHAL İMHA ETTİ."
Ebu Davud, İlm 3, (3647).

Ne yazık ki günümüzde, toplumu Kur’an ile uyarmaya kalkanlar, peygamber düşmanı ilan ediliyor. Sen peygamberimizi devre dışımı bırakıyorsun sözleri ile rivayetler koruma altına alınıyor adeta. Peygamberimizin yalnız Kur’an ı tebliğ ettiği ve yalnız Kur’an ile hükmetme görevini aldığı ayetlerin üstü örtüldü, sırf atalarının itikatlarını yaşatmak adına.

Namaz Allah ile bizlerin bir olduğu andır. RABBİMİZE ŞÜKRANLARIMIZI, İSTEKLERİMİZİ, DİLEKLERİMİZİ, ÜZÜNTÜLERİMİZİ İLETECEĞİMİZ ÇOK ÖNEMLİ BİR İBADETİMİZDİR. Namaz Allah ı zikirdir, tespihtir. Namaz Allah a açılan yoldur kapıdır. Bizler bu kapıdan girerek, Rabbimize istediğimiz niyazda bulunur, istediğimiz isteklerimizi Rabbimize sunabiliriz. Allah buna sınır getirmeyip, YALNIZ ŞEKLİNİ BELİRLEMİŞSE, lütfen kendi nefislerimizde, beşeri fıkıh inançlarımızda şekillendirdiğimiz namazı, olmazsa olmaz diye sunmayalım, hata ederiz. 

Allah cümlemizin yardımcısı olsun. Çünkü çok ama çok zorlu bir dönemden geçiyoruz. Batıl, sanı ve rivayetler öyle güç kazanmış ki günümüzde, Kur’an din ve imanımızı yaşamamız için, yeterli açıklamanın olmadığı, herkesin anlayamadığı bir rehber olarak, yüksek bir yere asıldı. Böyle yaparak ona, saygı gösterdiğimizi zannediyoruz. Allah bizleri affetsin.  Lütfen Allah ın bizleri uyardığı ve Kur'an a davet ederek, asla onun dışına çıkmamızı yasakladığı ayetleri hatırlayalım. Anlatmak istediğim konuyu, çok daha iyi anlayacağınıza inanıyorum.

"Kendilerine okunan kitabı, sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi?" (Ankebut 51)

"Allah’tan ve O’nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar?" (Casiye 6)

"O halde Kur'ân'dan sonra hangi söze/hadise inanacaklar." (Araf 185)

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.