Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

bozulan türkçe


bozkurt35

Önerilen İletiler

Üç dil

 

Temel ile Dursun Sultanahmet’te gezinirken bir turist kendilerine adres sorar.

 

Turist İngilizce sorar, bizimkiler anlamaz.

 

Turist Almanca sorar bizimkiler anlamaz.

 

Turist Fransızca sorar bizimkiler yine anlamaz, ayrılırlar.

 

-Ula Dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti, der Temel.

 

Dursun’dan yanıt:

 

-Ula Temel, yabancı dil öğrensek neye yarayacakki? Bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyo.

 

 

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yıl: 1965 Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım .. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim.

 

Yıl: 1975 Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım .. Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı .. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim.

 

Yıl: 1985 Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım .. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim.

 

Yıl: 1995 Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım. Fenâ hâlde kal geldi yâni .. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim. Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selâm' dedim.

 

Yıl: 2006 Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni .. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni. Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik .. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin. 'Hav ar yu yavrum?'

 

Yıl: 2026 Onu karşımda görenzi, ben çok yâni öyle işte birden .. Off, ay ex olduk âbi yaa.. Ama o da bana öyle baktı, yanıı âşık len bu manita....'.

 

Hâlâ vakit var!.TÜRKÇEM

 

ALINTI

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ATATÜRK VE TÜRKÇE

 

"Türk demek Türkçe demektir.

Ne mutlu Türk'üm diyene"

 

 

 

 

"Türk demek, dil demektir. Milliyetin en bariz vasıflarından biri dildir. Türk herşeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır."

 

 

 

 

"Türk milletinin dili Türkçe'dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bizde Türk dili, Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz hadiseler içinde ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin velhasıl bugün kendi milliyetini yapan herşeyin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor.

Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir."

 

 

 

 

"Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli olması,milli hissin gelişmesinde başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkelerinin yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

72600dagspilxn1.jpg

 

Kahramanların Adı Değişecek!

Türkçe’nin korunması için kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, dağ ve kahraman adlarının değiştirilmesini önerdi. Öneri kabul edilirse Spil Dağı’nın adı Sis, Efes’in adı Selçuk olacak. Süpermen, X-Men gibi kahraman adlarının nasıl değişeceği ise meçhul.

NTVMSNBC’ye bilgi veren TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı, AKP Milletvekili Necat Birinci, "Spil Dağı son derece önemli, ben bunu Orman Bakanımız’la da görüşeceğim. Bakınız onun ismini Evliya Çelebi koyuyor; ‘Sis Dağı’ diyor. Selçuk, Selçuklu’dan geliyor; bu vatanı, Anadolu coğrafyasını vatan yapan bir Türk devleti Selçuklu.

 

Orası Efes değildir Selçuk’tur. Efes turistik bir isim. Dilini kaybeden her şeyini kaybeder" diyor. Komisyonun hazırladığı raporun yaptırım gücü yok, tavsiye niteliğinde ama Komisyon Başkanı AKP Milletvekili Necat Birinci, basın organlarında dil büroları kurma ve dil uzmanı bulundurma zorunluluğunun getirilmesi için kanun teklifi hazırlanacağını söylüyor: "Basın kontrol altına alınmalı demiyorum ama basın denetlenmeli dil açısından."

 

CANIM, NASREDDİN HOCA DA GÖLE MAYA ÇALIYOR

 

"Türkçe’deki Bozulma ve Yabancılaşmanın Araştırılması, Türkçe’nin Korunması ve Geliştirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi" amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu’nun raporu Salı günü TBMM’de görüşüldü.

 

Komisyonun önerileri arasında dil izleme ve denetleme kurullarının oluşturulması, spor terimlerinin Türkçeleştirilmesi, hutbelerin "temiz Türkçe" ile hazırlanması, Eurovision Şarkı Yarışması’na Türkçe eserle katılınması, yabancı tabelalara yüksek vergi getirilmesi, çocuk programları ve bu programlardaki kahraman adlarının Türkçeleştirilmesi, acil yasal düzenlemelerin yapılması yer alıyor.

 

 

 

293080pk4.jpg

 

 

Komisyon Başkanı Birinci’nin, raporda yer alan "BM nezdinde Türkçe’nin BM dili olarak kabul edilmesi için girişimde bulunulmalı" önerisinin ne kadar gerçekçi olduğu sorusuna yanıtı da şu oldu: "Canım, Nasreddin Hoca da göle maya çalıyor."

 

ORHAN PAMUK GELMEDİ... BİZİ ÜZDÜ...

 

Necat Birinci komisyonun çalışmaları ve raporla ilgili olarak NTVMSNBC’ye şunları söyledi:

 

Raporda, Türk Dili’nin durumu tespit edildi. Türkçe’nin içinde bulunduğu durum üzerinde geniş şekilde duruldu. Bunun için gerek sivil toplum örgütlerinden, gerekse RTÜK, TRT gibi bazı devlet kurumlarından, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür Bakanlığı gibi çeşitli bakanlıklardan, Tiyatro Yazarları Derneği, Reklam Yazarları Derneği gibi kuruluşlardan görevleriyle ilgili bilgiler alındı.

 

Bireysel davetler oldu. Çağırdıklarımızdan gelenler oldu, gelmeyenler oldu. Önemli bir katılım oldu. Ben Selim İleri’nin gelmesini çok isterdim. Mazeret beyan etti. Orhan Pamuk’u çağırdık ama gelmedi. Bu da bizi üzdü. Ama ben Orhan Pamuk’un dilini çok severim.

 

Hatta biraz Halit Ziya’ya benzer. Halit Ziya’dan da çok etkilenmiştir. Talat Sait Halman gibi bazı tiyatro sanatçıları davet edildi. Türkiye’de hemen hemen dille ilgilenen bütün kurumlar bu rapordan önce davet edildi. Yüzün üzerinde kurum dinlendi.

 

Raporda Türkçe’nin durumu belirlendikten sonra çözüm önerileri yer aldı. Konuya aileden başladık. Ailenin dil konusunda bilinçlendirilmesi konusu üzerinde duruldu. Sonra eğitim ve öğretim konusuna girildi.

 

SENARYO YAZARLARININ EĞİTİMİ ŞART

Televizyon çok seyredildiği için drama yazarlarını, dizi filmlerin rejisörlerini davet ettik. Derneklerini davet ettik. Gördük ki orada çok büyük bir sıkıntı var. Senaryoları yazanlar 25-28 yaş arasındaki gençler. Çok küçük fiyatlarla yazıyorlar senaryoları ve sık sık da değişiyorlar. Bir redaksiyona gidiliyor ama bunlar da biribirini tanımayan ekipler. Ekipte sık sık değişmeler olursa sıkıntılar olur. Bunlar üzerinde duruldu.

 

1930’lu, 40’lı yılların İstanbul’u anlatılıyor şimdi; "Aşk-ı Memnu" yeniden çekiliyor. "Yaprak Dökümü" aldı başını gidiyor. Şimdi bunun Reşat Nuri’yle hiç ilgisi kalmadı; hemen hemen yeni şeyler oldu. Bunlar olurken bunun zeminini iyi bilecek, eğitimini alacak, kurslardan geçmiş elemanların bu senaryo yazımına girmesi lâzım.

 

BASIN DENETLENMELİ

 

Yasa getirmiyoruz. Ben Türk Dil Kurumu Yürütme Kurulu’ndayken Fransa’da -1994 zannediyorum- Fransızca’yı Koruma Yasası çıktığı zaman biz de böyle bir taslak hazırlamıştık. O zamanki Parlamento’ya da sunulmuştu ama, kadük oldu. Ama bugün aynı görüşte değilim, kanunla dili korumak ne kadar doğru diye düşünüyorum.

 

Bunlar dili sevdirmeyle milli bilinci, milli varlığı oluşturan, ezelden ebede taşıyan unsur olarak Türkçe’yi kabul edip, Türkçe’nin iyi öğretilmesi konusunda tavsiyelerde bulunmaktır.

 

Bunda basının son derece etkin rolü olmalıdır. Basın kontrol altına alınmalı demiyorum ama basın denetlenmeli dil açısından. Tirajı 200 binin üzerinde olan gazeteler, süreli yayınlar olabilir -bugün Türkiye’de 200 binin üzerinde süreli yayın var mı bilmiyorum ama- bunlara dil büroları kurma zorunluluğu getiriliyor.

 

10 binin üzerinde tirajı olanlara da dil uzmanı bulundurma zorunluluğu getiriliyor. Yasa teklifi yapacağız. Türkçe’yi böyle genel anlamda yasayla korumaya dair Parlamento’da böyle bir fikri geliştirilir oluşturulursa, zaten elimizde 1995’te hazırlanan metin var, o güncelleştirilir.

 

YILDIZIN CANI MI ÇIKTI STAR DİYORLAR

 

Mesela ambulans; ben cankurtaran diyorum... Cankurtaran 50’li yılların çok yıldızlı bir kelimesidir. Yıldızlı dedim; yıldızın canı mı çıktı star diyorlar?

 

Uzmanları düşünecek, karar verecek. Burada benim daha çok öne çıkardığım yerli kahramanlar; mesela Dede Korkut, bir destana dayanıyor. Eski Yunan destanlarının bir yerinden çıkıyor onlar.

 

Bizim de destanlarımız var. Çetelere Ergenekon denileceğine, bizim Ergenekon Destanımız’ı çocukların ruhunu zenginleştirecek bir şey olarak söylememiz gerekir. Ben çok üzülüyorum bu isme. Tüm unsurlarıyla bu Ergenekon Destanı’na hakarettir.

 

ORASI EFES DEĞİLDİR SELÇUK’TUR

 

Spil Dağı son derece önemli, ben bunu Orman Bakanımız ile de görüşeceğim. Bakınız onun ismini Evliya Çelebi koyuyor; "Sis Dağı" diyor. Efes ve Selçuk... Selçuk, Selçuklu’dan gelir; bu vatanı, Anadolu coğrafyasını vatan yapan bir Türk devleti Selçuklu. Orası Efes değildir, Selçuk’tur. Efes turistik bir isim. Dilini kaybeden her şeyini kaybeder.

 

Raporda dikkat çeken çözüm önerileri şöyle:

 

YABANCI TABELALARA YÜKSEK VERGİ

 

İş yerlerine ve ürünlerine ad vermede kurallar getirilmeli, Türkçe yazım kurallarına aykırı yazılış biçimleriyle iş yeri, ürün, kurum kuruluş adlarına izin verilmemelidir.

 

Caddelerde yabancı ülkelerde olduğumuz izlenimi uyandıran tabelaların kaldırılması için yabancı tabelalara yüksek vergi getirilmeli, Türkçe tabelalara ise kolaylık sağlanmalıdır.

 

Bilgisayar, internet ve cep telefonu dili, Türkçe olmalıdır. Her türlü bilgisayar yazılım ve donanımında Türkçe karakter zorunluluğu getirilmeli, cep telefonu mesajlarında ve internette

 

"merhaba" yerine "mrb", "selam" yerine "slm" gibi dilin bozulmasına yol açan Türkçe kısaltmaların önüne

 

geçilmelidir.

 

İnsan sesini yazıya çeviren yeni nesil bilgisayarlar yaygınlaşmadan Türk Alfabesi’ne uygun serilerinin üretimi için gerekli önlemler alınmalıdır.

 

EUROVISION’A TÜRKÇE ESERLE KATILINMALI

 

Müzik, tiyatro, sinema alanlarında Türkçe’nin kurallarına uygun metinler hazırlanmalı, Eurovision Şarkı Yarışması gibi uluslararası yarışmalarda mutlaka Türkçe eserle katılmalı, eserler Türkçe seslendirilmeli.

 

Televizyonlarda şarkı ve türkülerimiz alt yazıyla sunulmalı.

 

Kamu kurum ve kuruluşlarının, telekomünikasyon ve akreditasyon gibi adları, viyadük ve ambulans gibi yer ve araç isimleri Türkçeleştirilmelidir.

 

ÜRGÜP, GÖREME, NEVŞEHİR’E "KAPADOKYA" DENİLMEMELİ

 

Turizm yörelerinin Türkçe isimleri özenle korunmalı, her türlü tabela bir standarta bağlanmalı, öncelik Türkçe’ye verilmelidir.

 

Türkçesi önce, yabancı dildeki karşılığı sonra yazılmalı, tarihi kalıntılar kendi adları ile anılmalıdır.

 

Turizm adına Ürgüp, Göreme, Nevşehir’e "Kapadokya", Selçuk’a "Efes" denilmemeli, Spil Dağı’nın adı değiştirilmelidir.

 

Mahalle, sokak, cadde, park, site ve binalara Türkçe ad verilmelidir.

 

HUTBELER "TEMİZ TÜRKÇE" İLE HAZIRLANMALI

 

Türk dilinin kullanıldığı bütün sanat dalları ve araştırmalarda üç yılda bir "Cumhurbaşkanlığı Türk Diline Hizmet Büyük Ödülü" verilmelidir.

 

TDK Kanunu’ndaki eksiklikler giderilerek, 8 yıldan beri verilemeyen Türk Dil Kurumu Ödülleri yeniden verilmelidir.

 

Diyanet İşleri Başkanlığı, din görevlileri, Türkçe hizmetiçi eğitime alınmalı, hutbeler "Temiz Türkçe" ile hazırlanmalıdır.

 

ACİL YASAL DÜZENLEMELER YAPILMALI

 

Memur alımlarında Türkçe dilbilgisi ve becerisi ön planda tutulmalı ve memurluğa girişte Türkçe yeterlilik sınavında başarılı olma şartı aranmalıdır. Kamu Personeli Dil Sınavı (KPDS) gibi, Kamu Personeli Türkçe Sınavı yapılmalıdır.

 

Dil elbette yasalarla ve yasaklarla korunamaz, ancak bir takım düzenlemeler olmadan sağlıklı şekilde gelişmesi de mümkün değildir. Bu nedenle acilen bazı yasal düzenlemelerin yapılması zorunluluktur. Ayrıca kanun ve yönetmeliklerin Türkçe ile ilgili hükümleri de uygulanmalıdır.

 

Milli dil politikası geliştirilmeli, fakat dilde politika yapılmamalıdır. Bunun için dil konusunda sorumlu kurumları bir araya getirip koordine edecek yapılanmaya gidilmelidir.

 

TÜRKÇE’YE SAYGISIZLIK YAPANLAR UYARILMALI

 

BM nezdinde Türkçe’nin resmi dil olarak kabulünün sağlanması için girişimlerde bulunulmalıdır.

 

Türkler’in yoğun olarak yaşadığı Avrupa ülkelerinde her kademedeki okulda eğitimin Türkçe yapılmasını temin amacıyla girişimlerde bulunulmalı, bu konuda uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde ikili anlaşmalar yapılmalıdır.

 

Türkçe’yi küçümseme, Türkçe’nin konuşulmasını yasaklama gibi, Türkçe’ye karşı saygısızlıkta bulunanlar Dışişleri Bakanlığı tarafından hemen bir nota ile uyarılmalıdır.

 

SPOR TERİMLERİ TÜRKÇELEŞTİRİLMELİ

 

Türkçe’nin en çok bozulduğu ve yabancı kelimelerin kullanıldığı alanlardan biri olan sporda, terimler Türkçeleştirilmelidir.

 

Milli Eğitim Bakanlığı, TDK ile sıkı bir işbirliğine gitmeli, kurumun önerilerine açık olmalı, bunların uygulanması için genelgeler yayınlamalıdır.

 

Ders kitaplarında kelime sayıları sınıf seviyelerine göre yükseltilmelidir.

Okullarda çoktan seçmeli sınavlar yerine, kompozisyon tipi sınavlara ağırlık verilmelidir. Azınlıklara ait ve yabancı okullar, Hıristiyan vakıfların veya kuruluşların desteklediği okullar, üç yılda bir değil her yıl denetlenmeli, bu okullarda Türkçe’nin ihmal edilmesine izin verilmemelidir. İlk ve ortaöğretim için hazırlanan 100 temel eserin özel sözlüğü hazırlanmalı ve ortaöğretimi bitiren her öğrencinin bu sözlüğün ihtiva ettiği dil seviyesini kazanmış olup olmadığı çeşitli şekillerde ölçülmelidir.

 

DİL İZLEME KURULLARI

 

Cumhurbaşkanlığı’ndan başlayarak bütün devlet kurumlarında dilin doğru kullanılması için bir Türk dili uzmanı bulunmalıdır. İhtiyaç durumunda ise Türk dili uzmanlarından oluşan bir denetleme kurulu oluşturulmalı ve yazışmalar bu kurulun denetiminden geçmelidir.

 

Başbakanlık ve TBMM Kanunlar ve Kararlar Dairesi’nde Türk dili uzmanı görev yapmalıdır.

 

Yazılı ve sözlü yayınlarda Türk dilinin imla, telaffuz ve gramer bakımından doğru kullanılıp kullanılmadığını; ilan, reklam ve tanıtımların Türkçe olup olmadığını izlemek üzere özerk ve tarafsız kamu tüzel kişiliği niteliğinde ülke çapında "Dil İzleme Kurulu", illerde ise "Dil İzleme Alt Kurulları" kurulmalıdır.

 

Atatürk’ün Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun birer akademi olarak şekillendirilmesi arzusunda olduğu bilinmektedir. Bu arzuya bağlı olarak, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun birer akademi olarak teşkilatlandırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

 

DİL DENETLEME KURULLARI KURULMALI

 

Radyo ve televizyon kanalları, gazete ve dergiler, adlarından başlayarak kendilerini Türkçeleştirmelidir. Spiker, haber ve program sunucuları, seslendirme yapacak personelin diksiyon konusunda TDK, RTÜK, TRT ve iletişim fakültelerinin işbirliğiyle açılacak kurslarda Türkçe yeterlilik belgesine sahip olmaları aranmalı. Yerli sermaye ile kurulan televizyon isimleri Türkçe değilse yayın izni verilmemeli.

 

Tüm basın yayın kuruluşlarında dil denetleme kurulları kurulmalı.

 

Tirajı 10 bine kadar olan süreli yayınlarda bir, 10 bin-200 bin arasında olanlarda iki uzman bulunmalı, 200 binden fazla olanlarda ise uzmanlık bürosu kurulması sağlanmalı.

 

Reklamlarda genel dilbilgisi kurullarına aykırı dil kullanılmamalı, yabancı kökenli kelime ve adlara yer verilmemeli, her türlü ilan ve tanıtım Türkçe yapılmalıdır.

 

Çocuk programları ve bu programlardaki kahraman adları Türkçeleştirilmelidir.

 

Radyo ve televizyon çalışanları arasında Türkçe’yi halka yönelik olarak kullananlar en az iki yılda bir mecburi hizmetiçi

 

eğitime alınmalıdır.

 

 

 

Yasemin ARPA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Elinizi nereye atarsanız, hangi taşı kaldırırsanız altından bir sorun, elinizi attığınız yerde bir çürümüşlük bir gaflet,dalalet görüyorsunuz.Günlük 300-350 kelimeyle konuşan ve kullanılan kelimelerin bir kısmının argo bir kısmının yabancı olduğu güzelim vatanımızda insanların sürekli tartışıp birbirini anlamamasına, anlatılmak istenenin yanlış anlaşılmasına, gönül köprülerinin yıkılmış olmasına üzülerek,şaşırarak tanık oluyoruz maalesef.Çıkın sokaklara bir bakın burası Türkiye mi diye?Üstümüzdeki giysilerin isimlerine üstündeki yazılara bakalım yeter, dilimize verdiğimiz zararı görmek,kendimize yaptığımız düşmanlığı idrak etmek için .Burası Türkiye mi İngiltere mi Amerika mı, neresi burası?Diline ilgisizliği hat safhaya ulaşan, bir düşmanın vereceği zararı kendine veren,düşmana gaflet içinde hizmet eden,kendi dilini aşağı görüp yabancı kelime kullandığında itibarının yükseldiğini hisseden başka bir millet var mı acaba şu dünyada?Kendi kültürüne,diline sahip çıkmayana başkasının kültürüne,diline özenene başka düşman ne hacet?Bu gaflet bu idraksizlik nereye kadar sürer?

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

76602sozlukhe6.jpg

 

 

 

570 Bin 723 Maddelik Türkçe Sözlük

Türk dilinin zengin hazinesi, 4 bin sayfalık dev bir sözlükte bir araya getiriliyor. Türk Dil Kurumu'nun (TDK) hazırladığı ve

 

570 bin 723 sözcüğün yer alacağı Büyük Türkçe Sözlük'ün bu yıl sonunda basılması planlanıyor.

 

TDK'nın günümüz Türkçesine ait kelimeleri içeren çalışması olan Büyük Türkçe Sözlük'te TDK'nın Güncel Türkçe

 

Sözlüğündeki 117 bin kelimenin yanında,

 

bilim ve sanat terimlerinden yer adlarına, kişi adlarından Türkçe ağızlarındaki sözcüklere kadar her türlü söz varlığı

 

bulunabilecek.

 

 

Büyük Türkçe Sözlük'te, TDK tarafından değişik tarihlerde hazırlanan,

 

Bilim ve Sanat Terimleri Sözlüğü'ndeki 188 bin 866,

 

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü'ndeki 217 bin 736,

 

Yer Adları Sözlüğü'ndeki 37 bin 424

 

ve Kişi Adları Sözlüğü'ndeki 9 bin 697 kelime yer alacak.

 

 

Sözlükte yer alacak tüm kelimeleri bir araya getirdiklerini

 

ve standart "A-4" ebatlarındaki kağıtlara basılan sözlük taslağını hazırladıklarını aktaran Şükrü Haluk Akalın,

 

"Hazırladığımız söz varlıklarının bilgisayardan yaklaşık 27 bin sayfa olarak çıkışını aldık.

 

Şimdi bu söz varlığının basılmasına sıra geldi" diye konuştu.

 

 

Sözlük basıldığında yazıların diğer dillerdeki benzerlerinde olduğu gibi küçültüleceğini

 

ve sözcüklerin her sayfada en az 3 sütunda toplanarak düzenleneceğini ifade eden Akalın, ayrıca sözlükte resimlerin de

 

bulunacağını söyledi.

 

 

Bu dev çalışmanın Türk dilinin "kısaltılmamış tam sözlüğü" olacağına işaret eden Akalın,

 

"Burada yıllardır bunun için çalışmalar yapılıyordu.

 

Bu sözlük, Türkçenin, günümüz Türkçesinin bir söz hazinesi.

 

Burada aranan her kelime bulunabilecek" sözleriyle Büyük Türkçe Sözlük'ün Türkçeye kazandıracaklarını özetledi.

 

 

Amaçlarının bu sözlüğü, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda Birinci Dil Kurultayı'nı topladığı gün

olan

 

26 Eylül'e yetiştirmek olduğunu vurgulayan Akalın, "Ancak herkes takdir eder ki bu kolay bir iş değil.

 

Bu yıl sonuna kadar sözlüğü yayımlamayı amaç edindik.

 

Daha farklı bir söyleyişle bu hedefe kilitlendik" diye konuştu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 ay sonra...

Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum.

Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlanmıştı.

“Bu günden sonra, divanda, dergahta, bargahta, mecliste, meydanda Türkçe’den başka dil konuşulmaya”

diye

Hatırlayanınız var mı?

Dolanın yurdun dört bir yanını, çarşıyı, pazarı, köyü, şehri, fermana uyanınız var mı?

Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim, dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,

gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

Tanıtımın demo,

Sunucunun spiker,

Gösteri adamının showmen,

Radyo sunucusunun diskjokey,

Hanım ağanın, first lady olduğuna şaşıranınız var mı?

Dükkanın store,

Bakkalın market,

Torbanın poşet,

Mağazanın süper, hiper, gross market,

Ucuzluğun, damping olduğuna kananınız var mı?

İlan tahtasının billboard,

Sayı tablosunun skorboard,

Bilgi alışının brifing,

Bildirgenin deklarasyon,

Merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,

Beldelerin girişinde welcome,

Çıkışında goodbye okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın, body guard,

Sanat ve meslek pirlerinin duayen,

İtibarın, saygınlığın, prestij olduğunu bileniniz var mı?

Sekinin, alanın, platform,

Merkezin center,

Büyüğün mega,

Küçüğün mikro,

Sonun final,

Özlemin hasretin, nostalji olduğunu öğreneniz var mı?

İs hanımızın plaza,

Bedestenimizin galeria,

Sergi yerlerimizi, center room, show room,

Büyük şehirlerimizi, mega kent diye gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın fast food,

Yemek çeşitlerimizin menü,

Hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı?

İki katlı evinizi dubleks,

Üç katlı komşu evini tripleks,

Köşklerimizi villa,

Eşiğimizi antre,

Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?

Sevimlinin sempatik,

Sevimsizin antipatik,

Vurguncunun spekülatör,

Eşkıyanın mafya,

Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa, sponsorluk diyeniniz var mı?

Mesireyi, kır gezisini picnic,

Bilgisayarı computer,

Hava yastığını air bag,

Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı, okey diye konuşanınız var mı?

Çarpıcı önemli haberler,flash haber,

Yasa, varol sevinçleri, oley oley,

Yıldızları, star diye seyredeniniz var mı?

Virvirik dağının tepesindeki köyde, Cafe show levhasının altında, acının da acısı kahve içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken, dilimizin çalındığını, talan edildiğini, özün el diline özendiğine, içi yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi, ata sözlerimizi unuttuk, şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik, Türkçe’miz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?

Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum, göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı …

Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı?

Türkçemizi doğru kullanamadığımız için kendim de dahil hepimizi kınıyorum!

ALINTI

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne kadar aci veriyor bana Türkcemizin hali,eger ben Türkceme sahip cikmazsam kim sahip cikacak.Bakin Kürt dostlarimiz,dilleri icin nasilda mücadele vermekteler,halbuki bizim dilimiz,dünyada en cok konusulan 5 dilden birisidir.Dünya dillerine katkisi en cok olan dil Türkcedir.Peki neden bu hoyratlik Türkceye karsi?

1953 yilindan beri iki büyük yalanla uyutuluyoruz diyor Oktay Sinanoglu Hocamiz.Bu yalanlardan birisi:"DÜNYA DILI INGILIZCE OLDU,DÜNYA KÜRESELLESTI,HERKES ILETISIMI INGILIZCE ILE YAPIYOR.BIZDE ILERLEMEK ICIN YAPMALIYIZ"Hatta bu yalanlarda o kadar ileri gittiler ki,son zamanlarda "EFENDIM ATATÜRK YASASAYDI,AVRUPA BIRLIGI TARAFTARI OLURDU,KÜRESELCI OLURDU"diye yalanlari katmerlestirdiler.Vasifsiz vatan hainlerinin ikinci yalani ise:"YABANCI DIL(TARZANCA'yikastediyorlar)ögrenmek icin egitimin INGILIZCE iLE olmasi,tüm derslerin yabanci dille olmasi gerekir. Fen dersleriyle basladilar,kisa sürede Türk tarihi,Türk edebiyati bile ingilizce olarak Ingiliz'in kitabindan verilmeye baslandi.Bu hainlerin bir kismida utanmadan kendilerine Atatürk'cülük payesi verirler.

Alev Alatli:Yabanci dille egitim ezberci olmaktan öteye gecemez diyor.Dünyada hicbir örnegi olmayan böyle bir uygulamanin Türkiye'de olmasi gercekten cok ama cok düsündürücüdür.

Yabanci dil ögrenmek ayri birseydir,yabanci dille egitim ayri.Yabanci dil ögrenmek isteyen ögrenebilir,ama egitimin yabanci dille olmasi Egitime bir ihanettir.

Sinan Hocanin dedigi gibi;Dünya dili Ingilizcedir bir yalandir.Avrupa Birligine girecegiz,küresellesecegiz,tüm okullar,egitim ,ingilizce olsun yalani Türkiye üzerinde oynanan oyunlardan biridir.Ben bu anlamda Eurovizyon yarismasinda derece alabilmek icin Ingilizce sarki söylenmesine karsiyim.Cikarsin adam gibi bir sarki yazarsin ve de okursun,yani sarkilara puan verenler Ingilizce anladiklari icin mi puan vermekteler yoksa puan verecegi ülkeye göremi?

Neden kendi dilimizi dünya dili yapmak icin mücadele vermiyoruz da baskalarinin dilini alip hava atiyoruz.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 yıl sonra...

Türkiye’de milli ülkünün hükümetler eliyle yok edilmesinden ve milli eğitimin başına uzun yıllar kozmopolit unsurların gelmesinden sonra kültürün bütün alanlarında olduğu gibi “dil” de de bir yozlaşmanın ve soysuzlaşmanın başladığı bilinen, görülen bir gerçektir.

 

Türkçeyi Türkleştirmekle, Türkçeleştiriyoruz diye bozmanın birbirine karıştırıldığı zamanımızda, ortada görülen manzara aklın, mantığın vebilginin safdışı edilmesidir.

 

Halk P artisi hükümetleri zamanında okullardan Türkçe dilbilgisi (gramer)nin yıllarca kaldırılması neticesinde doğru Türkçe yazamayan birkaç nesil türediği gibi, Türkçeyi Türkçeleştirmek bahanesiyle yapılan bozmaların sonucu da ortaya dil diye gülünç bir ucube çıkarması olmuştur.

 

 

Türkçeyi yanlış kullanma hastalığı, bir zamanlar, Mareşel Fevzi Çakmak’ın Genel Kurmay Başkanlığı sırasında askerlik terimlerini makul ve mantıklı bir anlayışla, bilgi ile Türkçeleştiren orduya da bulaşmıştır. ALINTIDIR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 ay sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.