Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Allah kaldıramayacağı kayayı yaratabilir mi ?


HOMOERECTUS

Önerilen İletiler

Merhaba Arkadaşlar.

 

Allahın olmadığını zaten müslümanlarda itiraf ederler, nasılmı ?

 

Bakalım şimdi onlar allahı nasıl tanımlıyor

 

Allah, mekan tutmaz,zaman geçmez,cisim değildir,kütle değildir,yoğunluk değildir,başlangıcı ve sonu yoktur,görünmez (niye acaba :D ) hiç bir şeye ihtiyacı yoktur, şey değildir (ne demekse)

 

Şimdi düşünelim, tüm bu vasıflamalar,var olan bir şeyimi yoksa olmayan bir şeyimi tanımlıyor ?

 

 

1_Allah mekan sahibi olsaydı(haşa)bu defa birileri ahada bu kadar büyükmüş sınırı varmış derdi.

 

2_zamana tabi olsaydı bu defada yaşlanmıştır artık ve bir gün belkide ölecektir derlerdi.

 

3_cisim olsaydı bütün zıtlıkları bünyesinde bulundurması iktiza ederdi oysa birşey zıtlarıyla iç içe nasıl olur.olsa parçalanacak olmasa eksikliği olacaktı birilerine göre.

 

a- kütle

 

b-yoğunluk .... bunlarda cisim bahsiyle ilgili.

 

4-başı sonu olana ilah denmez zaten...

 

5-hiç bir şeye ihtiyacı yoktur...elbette yani hem yarat hemde yarattığına muhtac ol iş mi bu şimdi...

 

bu vasıfların hepsi eksiklik izafe ediyor dolayısıyla bu tanım bir ilah için yapılamaz.kabul edilirse eksikliği olmuş olurki bu durumda ilah olması düşünülemez.kısacası Allah kendisini ihlas suresinde anlattığı gibidir.

 

 

De ki: O Allah, birdir.

 

Allah, Samed'dir (herşey O'na muhtaçtır, daimdir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır).

O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.

Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Merhaba Arkadaşlar.

 

Allahın olmadığını zaten müslümanlarda itiraf ederler, nasılmı ?

 

Bakalım şimdi onlar allahı nasıl tanımlıyor

 

Allah, mekan tutmaz,zaman geçmez,cisim değildir,kütle değildir,yoğunluk değildir,başlangıcı ve sonu yoktur,görünmez (niye acaba :D ) hiç bir şeye ihtiyacı yoktur, şey değildir (ne demekse)

 

Şimdi düşünelim, tüm bu vasıflamalar,var olan bir şeyimi yoksa olmayan bir şeyimi tanımlıyor ?

ALLAH zamanla kayıtlı değildir sadece ,mekanla sınırlanamaz,misal vereyim hemen

kuddüs ismi vardır mesela:yani temizlikle alakalı

şimdi taaaa paleontolojik çağdada kudsiyet vardı bugünde var,ben bulaşıkları yıkarkende kudsiyet var,sen çamaşırları yıkarkende,ve kainatta hayvan leşlerini yok ederkende aynı sistem işliyor

dikkat!yazılım aynı,temizlik hakikati ,ama şekilleniş farklı,işte ilim budur,öncesi sonrası belli bir mekanı yoktur

ama öyle güçlü bir hakikattirki herşey onunla döner

mesela bilgisayar monitörmü,kasamı,kablolarmı,bilgisayarın aslı ilimdir,yazılımdır

onu var kılan kasadaki sibernetik yapıdır,ama ekran olmayınca bilgiler görünmez demi

halbuki ekran ucuz ve değersizdir ama o olamayıncada olmaz

asl olan kainatta ilimdir,manadır ,hakikattir,

madde sadec o mananın görünmesi için bir elbise bir kılıftır,özü içinde barındıran bir kabuktur

sizin beyniniz materyalistçe düşündüğü için ve maddeyi herşey olarak gördüğü için yazılımı bilmeyip monitörde takıldığı için bu sonsuz güzelliği göremediği için bu tarz bir yokluk oluşturmuşsunuz beyninizin bir kısmında çünkü diğer kısmları eminim allah varmı yokmu onu düşünüyordur hala

selam ile

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALLAH zamanla kayıtlı değildir sadece ,mekanla sınırlanamaz,misal vereyim hemen

kuddüs ismi vardır mesela:yani temizlikle alakalı

şimdi taaaa paleontolojik çağdada kudsiyet vardı bugünde var,ben bulaşıkları yıkarkende kudsiyet var,sen çamaşırları yıkarkende,ve kainatta hayvan leşlerini yok ederkende aynı sistem işliyor

dikkat!yazılım aynı,temizlik hakikati ,ama şekilleniş farklı,işte ilim budur,öncesi sonrası belli bir mekanı yoktur

ama öyle güçlü bir hakikattirki herşey onunla döner

mesela bilgisayar monitörmü,kasamı,kablolarmı,bilgisayarın aslı ilimdir,yazılımdır

onu var kılan kasadaki sibernetik yapıdır,ama ekran olmayınca bilgiler görünmez demi

halbuki ekran ucuz ve değersizdir ama o olamayıncada olmaz

asl olan kainatta ilimdir,manadır ,hakikattir,

madde sadec o mananın görünmesi için bir elbise bir kılıftır,özü içinde barındıran bir kabuktur

sizin beyniniz materyalistçe düşündüğü için ve maddeyi herşey olarak gördüğü için yazılımı bilmeyip monitörde takıldığı için bu sonsuz güzelliği göremediği için bu tarz bir yokluk oluşturmuşsunuz beyninizin bir kısmında çünkü diğer kısmları eminim allah varmı yokmu onu düşünüyordur hala

selam ile

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Oturduğunuz yerden şöyle bir etrafınıza bakın. Bulunduğunuz odadaki herşeyin "yapılmış" olduğunu göreceksiniz. Duvarlar, döşemeler, tavan, oturduğunuz sandalye, elinizde tuttuğunuz kitap, masanın üstünde duran bir bardak; sayılamayacak kadar çok detay... Tek bir tanesi dahi kendi başına oluşup odanıza gelmedi. En basit görünen bir halı saçağını bile uğraşıp yapan biri vardır; o saçak oraya kendi kararıyla, tesadüfen gelip yerleşmemiştir.

 

Eline bir kitap alan insan da, onun bir yazar tarafından belli bir amaç çerçevesinde yazıldığını bilir. Bu kitabın tesadüfen ortaya çıktığı aklının ucundan dahi geçmez. Aynı şekilde, bir heykele bakan insan, onun bir sanatçı tarafından yapıldığından hiçbir şüphe duymaz. Bırakın sayısız sanat eserinin kendi kendine oluştuğunu düşünmek, üst üste duran iki-üç tuğlayı bile mutlaka planlı bir hareketle o şekle getiren biri olduğunu kimse inkar etmez. Dolayısıyla küçük ya da büyük, düzen olan her yerde, mutlaka bu düzenin bir kurucusunun ve koruyucusunun olması gerekir. Bir gün birisi çıkıp, ham demir ve kömürün tesadüfen çeliği, çeliğin tesadüfen Eyfel Kulesi'ni oluşturduğunu iddia etse, bu kişinin ve ona inananların akıllarından şüphe edilmez mi?

 

Allah'ı inkar etmenin tek yöntemi olan evrim teorisinin iddiası da bundan daha farklı değildir. Evrime göre inorganik moleküller tesadüfen aminoasitleri, aminoasitler tesadüfen proteinleri, proteinler de yine tesadüfen canlıları oluşturur. Oysa, canlılığın tesadüfen kendiliğinden oluşması ihtimali, Eyfel Kulesi'nin aynı şekilde oluşmasından çok çok daha düşük bir ihtimaldir. Çünkü en basit bir hücre bile insan yapımı herhangi birşeyden çok daha karmaşıktır.

 

Doğadaki olağanüstü uyum çıplak gözle dahi açıkça görülürken, bu dengenin tesadüfen veya başıboş meydana geldiği nasıl düşünülebilir? Ayrı ayrı her noktasının, Yaratan'ın varlığını delillendirdiği kainatın, kendi kendine var olduğunu söylemek, olabilecek en mantıksız iddiadır.

 

Bedenimizden başlayıp, akıl almaz büyüklükteki evrenin en uç noktalarına kadar var olan dengenin de bir sahibi olmalıdır. Peki kimdir bu herşeyi ince ince düzenleyip meydana getiren Yaratıcı?

 

O, evrenin içindeki herhangi bir maddesel varlık olamaz. Çünkü O, tüm evrenden önce var olan ve tüm evreni sonradan yaratmış bir irade olmalıdır. Herşeyin kendisinden varlık bulduğu, ama kendi varlığı ezeli ve ebedi olan Yüce Yaratan....

 

Varlığını akıl yoluyla bulduğumuz Yaratan'ı bizlere tanıtan dindir. O'nun bize din yoluyla ulaştırdığı bilgiye göre O, gökleri ve yeri yoktan var eden, Rahman ve Rahim olan Allah'tır.

 

İnsanların çoğu ise bu gerçekten habersiz yaşarlar. Oysa bu gerçeği kavrayabilecek mantığa sahiptirler. Bir manzara resmini gördüklerinde, ilk önce onun kimin tarafından yapıldığını öğrenmek isterler. Daha sonra da, sanatçıyı ortaya çıkardığı eserden dolayı uzun uzun takdir ederler. Fakat başlarını çevirdikleri her yerde o resmin sayısız gerçeğiyle karşılaştıkları halde, tüm bu güzelliklerin tek sahibi olan Allah'ın varlığını gözardı ederler. Oysa O'nun varlığını anlamak için uzun bir araştırmaya gerek yoktur. Öyle ki, insan doğduğu andan itibaren tek bir odada bile yaşasa, sadece o odada var olan sayısız delil Allah'ın varlığını kavramak için yeterlidir.

 

İnsanın sahip olduğu beden, ciltler dolusu ansiklopediye bile sığmayacak kadar çok yaratılış delili ile doludur. Vicdan kullanarak sadece birkaç dakika düşünmek bile, Allah'ın varlığını anlamak için yeterlidir. Var olan düzen Allah tarafından korunmakta ve O'nun tarafından devam ettirilmektedir.

 

Düşünülmesi gereken yalnız insan bedeni değildir. Dünya üzerinde her milimetrekarede, insanın gördüğü veya göremediği bir yaşam hüküm sürmektedir. Tek hücreli organizmalardan bitkilere, böceklerden deniz hayvanlarına, kuşlardan sürüngenlere kadar tüm canlılar, dünya üzerini tamamen kaplamışlardır. Elinize bir avuç toprak alıp incelediğinizde, içinde birbirinden tamamen farklı özelliklere sahip çeşit çeşit canlı olduğunu keşfedebilirsiniz. Aynı şey soluduğunuz hava için de geçerlidir. Hatta derinizin üzerinde belki de ismini hiç duymadığınız canlılar yaşam sürmektedirler. Tüm canlıların bağırsaklarında sindirim yapmalarını sağlayan milyonlarca bakteri veya tek hücreli canlı yaşamaktadır. Aynı şekilde dünyadaki hayvan nüfusu, insan nüfusunun kat kat üzerindedir. Bir de bunlara bitki dünyasını eklersek; anlarız ki dünya üzerinde hayat olmayan boş bir alan yoktur. Milyonlarca kilometrekarelik geniş bir alanı kaplayan bu canlıların her birinin kendilerine ait vücut sistemleri, yaşantıları, yeryüzündeki dengeye katkıları gibi sayısız özellikleri vardır. Tüm bunların sebepsiz, amaçsız ve tesadüfen var olduklarını iddia etmek ise akla aykırı, saçma bir hezeyandan başka bir şey değildir. Zira hiçbir canlı kendi kararıyla ve çabasıyla yeryüzüne gelmemiştir. Hiçbir tesadüf de bu kadar kompleks sistemler oluşturamaz.

 

Tüm bu delillerin bizi götürdüğü nokta ise evrenin belli bir "bilinç" ile hareket ettiğidir. Peki bu bilincin kaynağı nedir? Elbette evrendeki canlı veya cansız varlıklar değildir; uyumu düzenleyen ve düzeni koruyan onlar olamaz. Allah'ın varlığı ve büyüklüğü kainattaki sayısız delille kendini gösterir. Aslında bu açık gerçeği vicdanen kabul etmeyecek olan tek bir insan bile yoktur. Ancak Kuran'da da bildirildiği gibi, insanların çoğu "vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla" bunu inkar ederler. (Neml Suresi, 14

 

Evren yaratılmıştır yaratılmış insan için sınırsızdır ALLAH a sınırsız değildir çünkü evreni de yaratan ALLAH tır zamanı nı mekanını da tayin eden odur evrenin mevcudiyeti de ALLAH bağlıdır yani evrenin sınırsızlığı

ALLAH ın tasarrufunda sınırlıdır vesselam.

 

MUTA.

 

Gökleri ve yeri(bir örnek edinmeksizin yaratandır. o, bir işin olmasına

karar verirse, ona yanlız "ol" der , oda hemen oluverir.

Bakara-Suresi-117.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah'ın mevcudiyetini, O'nun yarattığı evrenle nasıl mukayese ediyorsunuz? Biz her şeyi Yaratan, her şeye şekil veren, her şeyin üstünde olan ancak Allah'tır diyoruz, siz evrenin mevcudiyetini kıyaslıyorsunuz... İşte neden anlayamadığınız ortada...

 

Sizin bu yaptığınız aynen bir binayı inşa eden usta ile o binayı mukayese etmeye benziyor. Ustanın binanın şekli ile ne gibi bir benzerliği var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Müslüman arkadaşlar;

***************

Allah'ın mevcudiyetini, O'nun yarattığı evrenle nasıl mukayese ediyorsunuz? Biz her şeyi Yaratan, her şeye şekil veren, her şeyin üstünde olan ancak Allah'tır diyoruz, siz evrenin mevcudiyetini kıyaslıyorsunuz... İşte neden anlayamadığınız ortada...

 

Sayın sardunya ben mukayese etmiyorum.Mukayese etmiş olsaydım allahmı daha büyük yoksa evrenmi şeklinde sorardım.

 

Eğer iki varlığın mevcudiyetinden bahsediyorsanız, ister istemez bu varlıklara bir sınır getirmek zorundasınız.

 

Sorum gayet açık.Mukayese filan değil.Sınırsız olan allahın mevcudiyetine,evreni nereye koyuyorsunuz diyorum? Bakın bu paradoksun farkında olan panteistler şöyle bir iddiada bulunuyorlar.

 

Evrenin mevcudiyeti gerçekte var olmayıp, sadece duyuların algılamalarından ibarettir diyorlar. Bu konuda Harun yahyanın bir CD si var.Orda bu konuyu uzun uzun kendince anlatmaya çalışmış. Var olduğunu sandığımız şeyler aslında beynin algılamlarında ibaret birer vizyondurlar, gerçekte ise maddi bir varlıkları mevcut değildir diyor.

 

Bu izahlar sonunda beynide inkara götürür ki zaten onuda açıkça itiraf etmiş ve diyor ki, beyinde aslında maddi bir varlığı olmayan bir sanıdan, algılamadan ibarettir diyor

 

Aslında lafı o kadar uzatmaya gerek yok.Bu izahlar evrenin aslına allah olduğunu, veya tersini söylemkte mümkün allahın evren olduğunu dolaylı bir biçimde anlatmaktan başka bir şey değildir.

 

Aslında tüm bu işi yokuşa sürmeler, farkında olmadan, kuranın en hassas olduğu yaratılış konusunu, ayaklar altına almaktan başka bir şey değildir. Zira maddesel bir gerçekliği olmayan varlıkların, onun deyimiyle sanıların imtihana tabi tutulması, kabullenilmesi asla mümkün olmayan bir fantazi olmaktan öteye gitmez

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.