Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İslam Arap Dinidir.Türk Milletinin Değil.


abdullahabdal

Önerilen İletiler

İSLAM TÜRK DİN’İ DEĞİLDİR.KURAN’DA İSLAM MEKKELİ ARAPLAR  İÇİNDİR YAZIYOR.
 

İslam’ın şartı Üç’tür. Müslüman olabilmek için aşağıdaki üç şartın bir arada gerçekleşmesi zorunluluktur. Çünkü kuran ve İslam bu koşulları taşıyanlara gönderildiğini yazmaktadır.

1-Arap ırkından olmak
2-Mekke ili sınırları içinde ikamet etmek(Kureyş kabilesinden olmak)
3-Kuranı düşünebilecek kadar iyi Arapça ile okuyarak anlayabilmek

A-Her Millete kendi Dilinde kitap ve Milletinden peygamber zorunluluğu vardır.

Kuran da açıkça her Millete sadece kendi dilini konuşan kendi milletinden olan bir peygamber atarım yazar. Bir başka şeklide, hiç bir Millete o kavmin kendi dilinde olmayan bir Kitap ve  Peygamber göndermem der. Bu durumda Kurana göre; Türklere, Türkçe bir kitap ve Türkçe konuşan Türk bir peygamber atanması zorunludur.

 

İBRAHİM-4.Her Millete sadece o milletin kendi diliyle seslenir. O kavimden olan birini peygamber yollarız
YUNUS-47“Her ümmetin bir Peygamberi vardır. Peygamberleri kendilerine gelince, adaletle hükmedilir,

NAHL-36.Yemin ederim ki: biz her Millete "Allah’a kulluk edin" diyen peygamber göndermişizdir.

NAHL: 63 - Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok milletlere peygamberler gönderdik

SEBE-44.Onlara okuyup inceleyecekleri kitaplar vermedik. senden önce hiçbir peygamber de göndermedik.

FATIR-24“kâfirler uyaran bir elçi olarak gönderdik. Zaten uyaran bir peygamber olmayan hiçbir millet yoktur”

FURKAN-51. Şayet dileseydik, elbet her kabileye  bir peygamber gönderirdik.

 

İbrahim 4 ayetini açıklarsak: “Türklere sadece Türkçe seslenir. Sadece Türklerden bir peygamber yollarız”

Anlamının olduğu görülür. Türklere Arap peygamber atanamayacağı gibi Türklerin Kutsal kitabının Arapça olamayacağı çok açık olarak görülebilmektedir. Türklere Arap kavminin diliyle inen kitap olan Kuran ve Kendi milletinden olmayan bir peygamber olan Muhammed geçerli değildir.
 

Yukarıdaki Ayetler Kurandan olmasına rağmen, Kuranda bunların karşılığı olarak Türklere bir peygamber gelmiş olduğu ve isminin ne olduğu yazmaz. Bu durum sadece Türkler’e özgü de değildir. Arap ve İsrail oğlu dışında bir peygamber yoktur. Çinlilere, inkalara, Wikinglere, Mayalara, Pigmelere ve aborjinlere de peygamber olduğu ne görülmüş nede duyulmuş bir şeydir.

 

FUSİLET-3.Bir Millet için indirdiğimiz Ayetleri detaylıca açıklanmış Arapça bir Kurandır.
 

Fusilet 3 ayetinde bir Millet için olduğu açıktır ve bunlar Türkler değildir. Kuranın bakış açısına göre olması gereken budur. Arapça bir kuran ve Arap peygamber Türkler için uygun değildir. Türklere Türkçe kitap ve Türk peygamber olması gerekir. Mealciler veya Kuranı çevirenler Fussilet-3 Ayetinde olduğu gibi, ”bir kavim için” yazmak yerine “bilen bir toplum için” yazılarak anlam saklama sahtekarlığı yaparlar. Mealciler başka kelimeyi değil de BİR KAVİM İÇİN kelimelerini atlama gereği duymuşlarsa onlarında Kuranın tek kavme özel oluşunu bildikleri kavradıklarını gösterir. Saklamaları ise Türkleri enayi yerine koyduklarının kanıtıdır. Yoksa anlamını saklama ve atlama gereği duymazlardı.
 

NAHL-103.Andolsun ki biz onların,“Kur’an’ı ona bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur’an ise gayet açık bir Arapça’dır.
 

Nahl-103 ayeti Arapçadan başka bir dile tahammül olmadığı göstermek açısından önemlidir. Muhammed’e Arapça dışında bir Dilin yabancı olması normaldir. Ancak Kuranın Allahtan gelme olduğunu iddia eden İslamcılar, Arapça dışındaki diller neden Allah için yabancı dil olmaktadır açıklamak zorundadırlar. Allaha göre Arapça dışında diller yabancı ise, Tevrat ve incil nasıl Allahın kitabı olabilir?

 

"Mekke'de çok bilgili iki Hristiyan köle vardı. Bunlar aslen Iraklı idiler. Adları Yesar ile Hayr idi. Bunların birçok kitapları vardı. Fırsat buldukça bu kitapları okurlardı. Muhammed de çoğu kez onlara uğrar, kendilerini dinlerdi. Günün birinde, peygamberlik iddiası ile ortaya çıkınca, muhalif olanlar, "Hayır, Muhammed bu bilgileri Allah'tan değil de adı geçen kölelerden almıştır. Allah'ı ise işini sağlama almak için kullanıyor" demeye başladılar. Bu yüzden, nahl Suresi'nin 103.ayeti cevap olarak indi."(Müslüm)

"Mekke'de Tevrat ve İncil'i çok iyi bilen Cebr-i Rumi veya Aiş ya da Yaiş adında bir demirci vardı. Kimileri de adı Yesar-i Rumi idi diyorlar. Ayrıca onun yanında bir kardeşi de vardı, Muhammed sık sık bunlara gidip kendilerinden bilgi alırdı. Muhammed, peygamberlikle görevlendirilince, ona muhalif olanlar, "Muhammed bu bilgileri Allah'tan değil de, adı geçen demirci köleden almış" demeye başladılar. Bunun üzerine Nahl Suresi'nin 103.ayeti indi.(Taberi)

 

Kuranda bildirilenlerin başka dilde bildirilmesinin mümkün olmadığı söylenerek sadece arapça bilen Arapların anlayabileceğini anlatan bir ayettir. Bu durumda Araplardan başka milletlere de geldi diyerek yalan söylemenin ne anlamı vardır. Bile bile bir Türkün bunu yapması Türk milletine ihanetten başka bir şey değildir.

 

B-Kuranı anlayarak bilerek okumak ve öğrenmek zorunluluğu vardır.

Bir insandan Okuduğunda anlayamadığı yabancı dilde bir kitabı okumasını istemek anlamsızdır. O nedenle herkes kendi dilinde olan okuduğunda anlayacağı kitabı okumalıdır. Yüz Yıllarca biz Türkleri salak yerine koymuşlar ve okuduğumuzda hiç anlamadığımız kitabı bülbül gibi ezberletip okutmuşlar. Ne söylediğimizi bile bilmediğimiz dualar ettirmişler. İslam ın biz Türklere gelmediğini bile bile yükümlü olmadığımız şeylerle oyalayarak bizi ahmak yerine koymuşlar.  

Arapların Allahtan geldiğini iddia ettikleri Kuran’ın, kendi dillerinde olması ile anlayarak okumaları normaldir. Bir Türkün anlamadan Arapça okuması neden dini bir zorunluluk olsun? Eğer anlayarak okuma mecburiyeti mantıklıysa, Ben bir Türk olarak neden binlerce yıldır atalarımdan yadigar olan Anadilim Türkçeyi değiştirerek Dilimi Arapça yapmak zorunda olayım? Neden bir Türk olarak ben Araplaşmak zorunda kalayım? Kuranda herkese kendi dilinde olan onun anlayacağı kitabı gönderirim diye Araplara söylemiş. Öyleyse nerede benim Türkçe kitabım? Kuranı anlayarak okuyan Türk İslamcılar. İslam’ın Türkler için olmadığını bildikleri halde, Arap emperyalizminin uşaklığını yaparlar. İşte kurandan Enam98 i Arapça  anlayan toplum Türkler olabilir mi?

ENAM-98.O, sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır.
YUSUF-2.Kuran’ı anlamanız için Arapça indirdik
Zuhruf, 3:Biz, ANLAYIP DÜŞÜNMENİZ İÇİN onu Arapça bir Kur’an kıldık.

 

Bu ayeti Türklere uygularsak,” Ey Türkler Kuranı anlayabilmeniz ve düşünebilmeniz için Arapça indirdik” anlamı çıkar. Türkçe konuşan biz Türklere anlayabilmemiz için Arapça bir Kuran verilmesi normal olabilir mi? Bir Dilde düşünebilmek ancak ana dil olursa mümkündür. Yabancı dili anlayabilmek le yabancı dilde düşünebilmek çok farklı şeylerdir.
 

Kuranın tek kavme özel oluşunu bir kenara bırakalım. Tüm Dünyaya olduğunu kabul edelim. Böyle bir durumda, Allah'ın Kuranın Arap olmayanlar için dil sorunu yaratacağını hesaba katmadığı sonucu ortaya çıkar. Yani karmaşık Arapça bir kitabı bütün insanlara yollama acemiliği yapmış sa, Kendinden beklenen Tanrısallığı gösterememiştir. Arapça konuşmayanlar için dil sorunu doğacağını tahmin edememiş demektir.
Bütün dillere çevrilemeyen, hatta Arap olmayanların doğru şekilde okuması imkansız olan bir kitabı bütün insanlara yollamış olabilir mi? Kuran bunumu iddia ediyor? Hayır,Kuran tam tersini söylüyor. Kuran sadece Arapça konuşan Arap kavmi için geldiğini söyler. Bütün kavimlere ve bütün dillere geldim demez. Kuran her kavme sadece o kavmin kendi dilinde inen mesajla seslenmek gerektiğini düşünüyor. Yabancı bir peygamberle ve yabancı dilde inen kitapla değil. Yabancı Dil’de mesaj olmamalıdır. Kuran yabancı Dil’de inen kitaba itiraz etmeyi meşru görüyor

FUSSİLET-44.Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur'ân yapsaydık onlar mutlaka: «Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Arap bir peygambere yabancı dil, öyle mi?» derlerdi. Sen de ki: «O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır.» İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır. Kur'ân onlara göre bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar.

Araplar hesap sorar diye korkan bir Allah olduğu ayetten anlaşılıyor. Arap sorabiliyor ise, biz Türkler “Türklere hiç Arapça bir Kuran gönderilir mi “diye neden sormuyoruz? Biz salakmıyız?  Yoksa Türklerin kayda değecek bir Millet olmadığını mı kabul edeceğiz?

Şimdi bu ayete göre biz Türklerin;Türk olana yabancı dilde inen kitap olur mu? Dilimizde inmeliydi deme hakkımız neden olamıyor? Bu aşağıdaki ayet nedeniyle olabilir mi? Kuran sana ve kavmine geldi dediği için?

 

NAHL-64.'Kendi aralarında ihtilafa düşmüş olan bir kavmi,içine düştükleri bu ihtilaflardan kurtarman için Kuranı indirdik. Başka hiç bir sebeple indirmedik.

ZUHRUF-44.Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

Bu ayette “bütün kavimler ondan sorumludur” unutulmuştur. Türkler Gördüğünüz gibi sorumlu değil!
Kuranın olma nedeninin tek kavmin sorunlarını çözmekten ibaret olduğu ayette açıkça söylemiştir.
Tek kavme olduğu ne kadar da açık, Çünkü  “Kendi aralarındaki anlaşmazlıklar için” yazıyor.

C-İslam ve kuran sadece Mekke ve çevre ilçelerini uyarmak içindir.

Kuran’ın Mekkeli Araplar dışındaki insanlarla alakası yoktur. ‘Mekke ve çevresine hitap ediyor. Bu ayetteki ‘Ümmü’l-kura’, Mekke’nin diğer adıdır. Kuranı bilen ve anlayarak okuyan bir çok Türk bunu mutlaka görmüştür. İslam’ın Türklerle alakasının olmadığı konusunda İnsanları neden uyarmamıştır? Sizi şu anda ben uyarıyorum, ne yapmayı düşündünüz? Uyarmaya çalışanlarlardan Turan Dursun’u duydunuz mu? Bazı insanlar Osmanlı padişahlarının İslamı çıkarları için kullandıkları devrinde bunu söyleselerdi ne olur du? Düşünelim. 

ŞURA-7.Şehirlerin anası (Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik.
ENAM-92.İşte bu da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke’yi) ve bütün çevresini uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır.

 

Kuranın Mekke’deki Arap Kureyş kabilesine hitap ettiği  ayetlerde açık olarak görülmektedir.
 

Zuhruf, 44:Doğrusu Kur’an, sana ve KAVMİNE bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

Burada sana dediği Muhammed olduğu söylendiğine göre: Muhammedin kavminin Türkler olmadığı açıkça bilinmektedir.
 

Kuranda gerçekte olmayan bir çok fayalı ve iyi şeyi var diyen İslamcılar bu ayetleri görmemiş olabilir mi? Amaçlarının ne olduğunu anlamanız ve islamın ne olduğunu gözlerinizle görmeniz açısından çok önemlidir.

İslamın şartları denilerek konulmuş her şey “İslam sadece Mekke ve çevresi içindir” denilen kurandaki ayetleri  destekler niteliktedir. İslamın Dünya için olmadığının sadece Mekke ve çevresinde olan Arap milleti için olduğunun tüm kanıtları İslam ve Kurandadır. Ancak Tüm Dünyadan haraç alıncaya kadar savaşmak da!

İslamcılar İslam’ın Dünyanın Din’i olduğunu söylerler. Kurana göre sadece Mekke ve çevresinin dini olduğu ortadadır. İslam ın şartıyla ilgili düzenlemeler de bu düşüncenin kanıtlarını daha da sağlamlaştırırlar. Yasin-40 da Kuranda gece gündüz birbirine eşittir yazmaktadır. Oysa sadece Mekke civarında gece gündüz uzunluğu birbirine yakındır. İslamın tüm ibadet ve kuralları gece gündüzün eşit zannedilmesine göre düzenlenmiştir.
Bunlar daAy takvimine göre belirlenmiştir. İslam dünyasının sembolü Ay’dır. Tüm Dünyaya hitap edecek olsa, Ay takvimi yerine tüm Dünyanın kullandığı Güneş takvimini kullanması gerekmez mi? İslamın Dünyaya değil, sadece Kureşys kabilesine hitab ettiğinin kanıtlarından biri de Ay takvimidir.Mekke de gece gündüz farkı az olduğundan Namaz vakitleri Mekke çevresinde oluşur.Fakat Kutuplarda namaz yapılamaz. Sabah namazını yerine getirdiğinizi düşünsek bile, akşam namazını altı ay sonra yerine getirebilirsiniz. Mekke dışında kıble ararsanız yüzünüzü Dünyanın yuvarlak olması nedeniyle Kabe yerine uzaya dönmüş olursunuz.

Oruç kutuplarda tutulamaz bakara suresinde orucun nasıl tutulacağı bellidir. Mekke ve çevresinde oruç sıkılmadan zorlanmadan tutulabilir. Kutuplarda akşam altı ay sonradır. Başlayan oruç bitirilemez.

 

İslam’ın sadece Mekkede yaşayan Araplar için geçerli olduğunun en büyük kanıtlarının biri de”Hac” emridir.

 

Hac, 27:İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek YAYA OLARAK, gerekse nice uzak yoldan gelen argın DEVELER ÜZERİNDE sana gelsinler.

 

İslam ve Kuranın yalnızca Mekke çevresinde yaşayan kureyş kabilesine hitap ettiği bu kadar açık ortadadır. Buna rağmen bir itirazınız varsa, Hac,27 Ayetinin bir Brezilyalı Müslüman’a farz olduğunu gözünüzde bir canlandırın lütfen. Atlas okyanusunu yüzerek geçen bir Deve bulmasının imkansız olduğunu anlayabilmenizi bekliyorum. Yürüyerek okyanusu geçmekten hiç söz etmiyorum. Yukarıdaki ayete daha dikkatli bakarsak, İslamın kapsama alanının  yaya ve Deve ile gelinebilecek uzaklıklar olduğu rahatlıkla anlaşılabilecektir. Kurana göre islamın geçerlilik alanı en fazla deve ile yolculuk mesafesidir. Hatta daha mantıklı gerçekçi bir yaklaşımla “At ile seyahat eden Milletler için islam geçerli değildir “ görüşünü savunabilirim.

 

Daha akıllı bir insan ise, Kuran Allahtan gelen bir kitap olsaydı Hac.27 ayeti “ Çeşitli ulaşım araçlarıyla gelsinler” şeklinde olurdu. Kuranı oluşturan insanlar biraz dikkatli olabilselerdi, kuranda rüzgarla giden gemilerden sözedildiğine göre, en azından gemilerle gelin diye yazması gerekirdi.
 

Hac ibadetine gitmenin Kuran da yürüyerek veya deveyle yapılması söylenir. Bir Rus yada Viking deve bulup hacca gidemez. Burada deve olmayan yerlere hitap edilmediği ortadadır. Başı bozukluğun haydutluğun kol gezdiği eski dönemlerde seyahat güvenliği yoktur. İspanyadan Kabe ye Gidecek insanlar o devirde yaya yada deveyle gidebilir miydi? Gidebilse  geri dönebilir miydi?
 

İslam tüm Dünyaya gelmiş olsa Amerika ve Asya kıtalarının varlığının kuranda belirtilmesi ve Muhammedin bu kıtaları keşfetmesi beklenirdi. Çünkü oradaki insanlara anlatılma görevi vardı. Kuranda Coğrafi olarak meyve ve yiyeceklerin Mekke ve çevresinden örnek verildiği görülür. Portakal ve mandalinadan söz edilmez. Kabak, Domates, patates, Fasulye, Mısır, Ayçiçeği Amerika’nın keşfinden sonra Asya kıtasına gelmiştir. Kuranda bu sebzelerden sözedildiğini göremezsiniz.

 

Bu mealci ve Kuran bilenler Allahtan korkmuyor mu? Korkmuyorlar çünkü kendilerinin İslam konusunda sorumlu olmadığını en iyi onlar biliyorlar. İslam’cılar, Kuran ın bir Kavim e değil bütün kavimlere gönderildiğini anlatmak için bir ayet getirirler.

ENBİYA-107.biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.

Yukarda saydığımız o kadar ayet ve delil karşısında, bir tek bu ayete sarılarak her şeyi kurtarma çabasına girerler. Bu ayetteki Alem Arapça dır. Ayeti gördüğünüz gibi ayetin her yeri çevrilirken, sadece Alem kelimesi Arapça olarak bırakılmıştır. Alem kelimesi Kuranda bir çok yerde “bilenkişi “ anlamında çevrilirken burada öylece bırakılır. Diyelim ki, Doğru ve bir şekilde Alem lafı herkes anlamındadır. Bu kurtarmaya yeterli olmuyor. Dil ve anlatımlarda ancak Dünya alem kelimesi herkesi ifade eder. Alem olarak Mekke alemini kastetmeniz de mümkündür. Kuranın geldi dendiği dönemde Araplar için Alem Mekke ve Medine dir. Muhammed söyle bir emir gönder se,”cümle alem gelin” diye, en fazla Mekke nin hepsi gelir. Yada kime söylediyse söylediği kişinin ailecek hepsinin gelmesini istemiştir. Buradan tüm Dünya anlamı çıkmaz.  

Kuranı anlayarak okumak ve düşünebilmek zorunluluğu vardır. Kuranı okuyan  Türk, İranlı, Afganlı Müslüman olamaz.  Bu Milletler kendilerine ait olmayan bir dinle kandırılmışlardır.  

 

İslam Din’i Emperyalist bir özellik taşıdığı için islamı kabul eden toplulukların kültürlerini yok eder.Türkler açısından bakıldığında islam Türk geleneklerine göreneklerine uygun olmayan bir dindir. Bu nedenle İslam Türklerin üzerinde başarı sağlayamamıştır.

 

İslamda kadın erkek bir arada bulunması günah olsada, Türklere Haremlik selamlık uygulatılamamıştır.

İslamda kadının sokağa çıkması yasak olsada, Türklerde Kadın erkek halk oyununu engelleyememiştir. İslamda müzik yasak ve günah olsada, Türkler için halk Türküleri ve ozanlar vazgeçilmez olmuştur.

İslamda Yönetici halife yada dini lider kuralı olsada, Türkler asırlar boyu Meclis kurultaylar yaparlar.

İslamda kadınların ev yönetme hakkı olamazken, Türklerde asırlar boyu kadınlar meclislerde yar alırlar.

 

Türklere uygun olmayan İslam dini, Türklüğe ihanet edenler tarafından geleneklerimize uydurulmaya çalışılmıştır. Türklerin Araplara efendim demesini sağlayabilmek için islam dini Türklere göre yorumlanmaya başlanmıştır.Bu yeni Din’in islam’la hiçbir ilgisi yoktur.Adı İslam olarak söylenen bambaşka bir dindir. İslamın kurallarının Uygulandığı Kuran geçersizleştirilmiştir. Türklerde iş öyle bir dereceye gelmiş ki, “Siz Müslümanlığı bilmiyorsunuz kurana uymuyorsunuz” diyen yobazlar doğru söylediği halde, Yobazların Müslüman olmadığını düşünen bir Türk halkı oluşturulmuştur. Mezhepler, tarikatlar ve cemaatlerle asıl Müslümanın ne olduğu anlaşılmaz hale gelmiştir.  Yönetme gücünü elinde tutan kesim halkı koyun gibi yönetebilmek için Türk e göre bir Müslümanlık uydurmuştur. Ancak okuduğunuz gibi İslamın Türklerle hiçbir ilgisi yoktur.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

İSLAM TÜRK DİN’İ DEĞİLDİR.KURAN’DA İSLAM MEKKELİ ARAPLAR  İÇİNDİR YAZIYOR.

 

 

 

islamda tum yonetim sekilleri taninir .

 

kucuk kavimlerden buyuk medeniyetlere kadar butun yonetim sekilleri islenmistir ...

 

 

arap kabilesi icin olabilecek en iyi yonetim sekli ; seriat idi ; yani caydirmaya yonelik bir sistem esasti ..

 

 

ama Hz. Yusufun yonetici oldugu misira bakiyoruz ;

 

hapisaneler , yargiclar , vergiler vs tum modern cagin sisteminin yururlukte oldugu bir durum karsimiza cikiyor ;

 

hz, Suleyman donemine bakiyoruz ; kuresel bir dunya medeniyetine erisiyor ve elektrigi kullandigini goruyoruz .. tipki elektigin genis kullanim alani ile kisa surede dunyanin heryerine ulasabilmenin mumkun oldugu bir medeniyeti anlatiyor !

 

ve kullandigi yonetim seklinde savaslara asla gerek duymadigini goruyoruz ; ayetler acik ; butun problemleri diplomasi ve guzel ahlakla cozuyor ... sebe halkina yaptigi tebligde esprili ve latifeli uslubu Kuranda cok acik !

 

 

 

Kurani yalnis gostertmeyin ! Kuranda devrin hukuguna gore butun yonetim sekilleri islenmistir !

 

seriat sadece kucuk kabileleri dizginlemek icin pratik bir yontem olarak farz kilinmis o kadar ;

 

 

Kurani gerici gostertmek icin secmece-kesmece-zorlama izahlara gerek yok ..

 

 

 

Kuranda hersey zamani ve sartlarlari olustugunda gecerli olmustur ve Kiyamet te bunun son sayfasidir ; kiyamete kadar hersey aktueldir ..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam’ın sadece Mekkede yaşayan Araplar için geçerli olduğunun en büyük kanıtlarının biri de”Hac” emridir.

 

son peygamberin Kabrinin mekaninin gunumuzde muhafaza edilmis olmasi cok buyuk bir nimettir smile.png)

 

kabri nur sacar nur : )) beseri halinin kivilcimlari hala Kuranin emri ile adeta feveran etmektedir 

 

 

kaldi ki orada baska Peygamberler de yasamistir : )) oradaki ilham mutlaka alinmalidir ..

 

 

olay bu .. bu iman edenlere bir emirdir ; her emir insanin kendi hayrina dokunucu bir rahmettir ! yoksa bizim imanimiz Allahi oldugundan daha guclu yapmaz (ayet) inkarimiz onun yaratma sanatini da gecersiz kilamaz ! (ayet)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

İslam Arap Dinidir.Türk Milletinin Değil.

 

 

 

o zaman neden sadece seriat olarak inmedi ?

 

 

oyle ya butun yonetim sekilleri vardir Kuranda : ))

 

 

yoksa sen mi harika ayetleri secip-kesip-biciyorsun(hasa)

 

 

: )) yoksa ayetleri yorumlayabilicek kadar ince dusunmek senin canini mi sikiyor biggrin.png

 

 

 

neyse ilk soru ;

 

neden Kuran sadece bir seriatname olarak inmedi biggrin.png ? oyle ya araplara inseydi Kuranin modern caga isik tutan mucizelerine ne gerek vardi ? (300 den fazla bu konu kusku goturmicek sekilde islendi)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bak mucizene....

 

KURAN MÜSVEDDE ÇALIŞMASI GİBİDİR.KONULAR KARMAKARIŞIK VE ANLAMSIZDIR.

 

Tarih kitaplarında olmayan Arap yaramadasın da yaşandığı düşünülen geçmiş hayali olaylar karmakarışık ve anlamsız şekilde Kuran adı altında kitapta toplanmıştır.Kuran’da birçok cümle değişik yerlerde birçok defa tekrarlanır. Bu tekrarları saymazsanız ve kurandan çıkarırsanız  Kuran 50 sayfa tutmaz.Anlamsız karışık şekilde yazıldığı için birkaç kelimelik ayetler den sözedilir.Asla şu sure şu konuyu anlatır diye bişey duyamazsınız. Örnek vermek gerekirse.

 

Henüz dokuz yaşına gelmemiş bir minicik kızdan boşanabilmenin!! yöntemi aşağıdaki ayette anlatılır.
TALAK-Ayet.4.Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz),onların bekleme süresi üç aydır.

 

Savaş ganimeti olarak  köle ve cariye edinmek!!!,yağmalamak başkasının malını mal edinmek ise

ENFAL-69..Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve hoş olarak yiyin ve Allah’a karşı gelmekten sakının.

 

RAHMAN SÛRESİ

32. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

34. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 

36. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

38. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

40. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

42. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

45. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

47. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 

49. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

51. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

53. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

55. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

57. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

59. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

61. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

63. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

65. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

67. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

69. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

71. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

73. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

75. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

77. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

 

Lut’un kavminin homoseksüel ilişkisi 5 ayrı yerde anlatılır.
7/80, 26/165, 27/54-55, 29/28

 

“Dua okuyun, zekat verin” 26 ayrı yerde neden tekrarlanır?

2/43, 2/83, 2/110, 2/177, 2/277, 4/77, 4/162, 5/12, 5/55, 9/5, 9/11, 9/18, 9/71, 19/31, 19/55, 21/73, 22/41, 22/78, 24/37, 24/56, 27/2, 31/4, 33/33, 58/13, 73/20, 98/5
Nuh’un halkının uyarılması ve tufana maruz kalışları 9 ayrı yerde anlatılır.
7/64, 10/73, 23/28, 25/37, 26/105-119, 29/14-15, 37/75-82, 51/46, 54/11-13,
8 ayrı yerde işitir ve görür 4/58, 4/134, 17/1, 20/46, 22/61, 22/75, 40/20, 58/1,
21 ay rı yerde papağan gibi işitir ve bilir der.
2/137, 2/181, 2/224, 2/227, 4/148, 5/76, 6/115, 7/200, 8/17, 8/42, 8/61, 9/98, 9/103, 10/65, 12/34, 24/21, 24/60, 26/220, 29/5, 29/60, 49/1,
23 ayrı yerde savaşmak, cihad tavsiye edilir.2/190, 2/193, 2/216, 2/244, 4/71, 4/74, 4/76, 4/84, 8/39, 8/60, 8/65, 9/14, 9/24, 9/29, 9/36, 9/38, 9/41, 9/73, 9/111, 9/123, 25/52, 57/10, 61/4, 66/9,
4 ayrı yerde bulduğunuzda, gördüğünüzde öldürün der.
2/191, 4/89, 4/91, 9/5, 33/61

 

”Allah hesabı görmede, ceza vermede çabuktur” lafını 9 ayrı yerde tekrarlar.

2/202, 3/19, 3/199, 5/4, 7/167, 13/41, 14/51, 24/39, 40/17,

Yerleri ve gökleri 6 günde yaratıldığını 7 ayrı yerde tekrarlar.
7/54, 10/3, 11/7, 25/59, 32/4, 50/38, 57/4

 

’Göklerde ve yerde olanlar onundur’ cümlesini 31 ayrı yerde tekrarlar.
2/116, 2/255, 2/284, 3/29, 3/83, 3/109, 3/129, 4/126, 4/131, 4/170, 4/171, 5/97, 6/12, 10/66, 10/68, 14/2, 16/52, 20/60, 21/19, 22/64, 24/64, 29/52, 30/26, 30/27,31/26, 34/1, 42/4, 45/37, 48/7, 49/16, 53/31,

 

Kuran’ı Arapça olarak indirdiğini 10 ayrı yerde tekrarlar.
12/2, 13/37, 20/113, 26/195, 26/198, 39/28, 41/3, 42/7, 43/3, 46/12

 

Şeytan, şeytan, şeytan......Kuranın tamamı neredeyse şeytanın üzerine kuruludur.
O yücedir, şanı yücedir, büyüktür. 21 ayrı yerde.
2/255, 6/100, 7/190, 9/40, 10/18, 16/1-3, 17/1, 22/62, 23/92-116, 27/63, 28/68, 30/40, 31/30, 34/23, 40/64, 42/4-51, 43/85, 55/78, 67/1

 

Allah güçlüdür, üstündür, hakimdir, merhametlidir. 44 ayrı yerde
2/209-220-228-240, ¾-6-18-62, 4/56-165, 8/10-49, 9/40-71, 11/66, 14/47, 22/40-74, 26/9-104-122-140-159-175-191, 27/78, 29/26-42, 30/5-27, 31/9-27, 32/6, 35/28, 38/66,
44/42, 45/37, 57/1-25, 58/21, 59/1-24, 61/1, 62/3, 64/18, 67/2
Tam 89 ayrı yerde “Allah bağışlayandır” der.
2/173-182-192-199-218-225-226-235, 3/31-89-129-155, 4/23-25-42-96-99-100-106-110-129-152, 5/3-34-39-74-98-101, 6/54-145-165, 7/153-167, 8/69-70, 9/5-27-91-99-102, 10/107, 11/41, 12/53-92-98, 16/18-110-115-119, 17/44, 22/60, 24/5-22-62, 25/6-70, 27/11, 28/16, 33/5-24-50-59-73, 35/28-30-34-41, 38/66, 39/5-53, 40/3, 42/5-23, 46/8, 48/14, 49/5-14, 57/28, 58/2-12, 60/7-12, 64/14-17, 66/1, 67/2, 71/10, 73/20, 85/14,

 

Kuranı okuduğunuzda genellikle Tevrat ta yazılanların tekrarını okumaya başlarsınız.Tevrattaki hikaye neden ayetler arasına dağıtılmıştır. Musanın hikayesi farklı surelerde karmakarışık biçimde yer almaktadır.Aşağıda ki surelerde bulabilirsiniz. Neden bölük pörçük karışık verdiğinin bahanesi nedir?Kopyalamak anlaşılmasın mı?

 

1-Yunus suresi      75  ayetten başlayarak  90  ayete kadar devam eder.

2-Taha suresi          9  ayetten başlayarak 121 ayete kadar devam eder.

3-Araf suresi        103 ayetten başlayarak 140 ayete kadar devam eder.

4-Şuara suresi         3 ayetten başlayarak   67 ayete kadar devam eder.

5-İbrahim suresi      5 ayetten başlayarak   13 ayete kadar devam eder.

6-Neml suresi          7 ayetten başlayarak   14 ayete kadar devam eder.

7-Kasas suresi         3 ayetten başlayarak   42 ayete kadar devam eder.

8-Mümin suresi      23 ayetten başlayarak   54 ayete kadar devam eder.

9-Bakara sures      40 ayetten başlayarak   87 ayete kadar devam eder.

10-Hud suresi         96 ayetten başlayarak 110 ayete kadar devam eder.

11-İsra suresi        101 ayetten başlayarak 104 ayete kadar devam eder.

12-zuhruf suresi      46 ayetten başlayarak   55 ayete kadar devam eder.

13-Duhan suresi     17 ayetten başlayarak   32 ayete kadar devam eder.

14-Zariyat suresi    31 ayetten başlayarak   43 ayete kadar devam eder.

15-Nazirat suresi    15 ayetten başlayarak   25 ayete kadar devam eder.

 

Kuran’da birçok yerde bir konu anlatılırken hiç alakasız bir konuya atlar,Cennetten bahsederken aniden savaş ve ganimet konusuna geçer.Sonra mirasa geçip tekrar cennet konusuna döner.Konu bütünlüğü bulunmaz.İsa konusunu,Nuh ve Musa konusunu başka başka surelerin başka başka ayetlerinin arasında bulursunuz. Numaralamaların bir anlamı olmadan cümlelerin kesilerek yapılması da ilginç.Bu kadar gelişigüzel tekrarların yapıldığı ve bu kadar cümlelerin gelişigüzel kesilip alakasız cümlelerin başladığı bir şeyi günümüzde hiçbir yayınevi kitap olarak basmaz. Kuranın yarısında Musa ile firavunu anlatır.Diğer yarısında İbrahim Meryem Yusuf ve nuh u anlatır.Aralarda ise köle cariye savaş yağması ganimetler anlatılır.Sürekli bana dua edin yoksa yakarım,azap ederim,sizi cehenneme atacağım,Muhammed e nasıl kadın sağlarım. (azhab)Muhammedin eşlerini nasıl hizaya getiririm.onu rahatsız etmeyin,dedikodu etmeyin ayet gönderirim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Kuran’da birçok yerde bir konu anlatılırken hiç alakasız bir konuya atlar

 

 

 

baglantilari sen kuramiyorsundur ...

 

savas ayetlerinin ardindan cennetle mujdelenilen cennet ayetlerinin olmasi

 

orada Cennetin yapi ozelligini ve tanitimini anlatmiyor biggrin.png sadece yolun sonundaki bir iman hakikati ile asil amacin herturlu yasam biciminin ardindan ne sekilde devam edecegi vurgulaniyor ..

 

 

karisik bisey yok baglantilari sen kuramiyorsundur ..

 

Kurandaki bir ayetin baska bir ayet ile olan kombinasyonu celiskisiz ve kusursuzdur ; tam uyum tam akicilik vardir ..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

baglantilari sen kuramiyorsundur ...

savas ayetlerinin ardindan cennetle mujdelenilen cennet ayetlerinin olmasi

orada Cennetin yapi ozelligini ve tanitimini anlatmiyor biggrin.png sadece yolun sonundaki bir iman hakikati ile asil amacin herturlu yasam biciminin ardindan ne sekilde devam edecegi vurgulaniyor ..karisik bisey yok baglantilari sen kuramiyorsundur ..

Kurandaki bir ayetin baska bir ayet ile olan kombinasyonu celiskisiz ve kusursuzdur ; tam uyum tam akicilik vardir ..

 

Çocuklarıma islama göre Miras dağıtacağım..

Bana Miras ayetlerini yazarmısın kuranda..

mirası ilgilendiren ayetleri

 

Şu akıcılığı hep beraber görelimoriginal.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

 Kuranın sadece Arap kavmi için düzenlendiği çok açıktı ve bu zaten Kuranın kendi iddiasıdır:

 

Kuran hiç bir zaman ben bütün kavimlere geldim demez.Tek kavim için düzenlendim der.Ve bu durum Türkçe tercümelerde özenle saklanmaya çalışılır.

Kuran,bir kavim için arapça düzenlendik ki,bilsinler(FUSSİLET 3 KURAN)

Bütün kavimler içindir demiyor ayet.Ve Türkçe tercümelerde bu ayetteki Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) ifadesi görmezden gelinir.Tercümanların bu kelimeyi özenle atlamaları,Kuranın tek kavme özel oluşunu anladıklarını ve örtbas etmeye çalıştıklarını gösteriyor.

O senin için ve kavmin için bir zikirdir.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız(ZUHRUF 44 KURAN)

Yine bütün kavimler ondan sorumludur dememiş.

Tercüme hileleri yapıyorlar ama bu onları kurtarmaz.Çünkü Kuran tek kavim demekle yetinmez.O tek kavmin özelliklerinide sayar.

1-MUHAMMED’DEN ÖNCE ATALARI HİÇ UYARILMAMIŞ OLAN BİR KAVİMDİR:

 Seni ataları uyarılmamış olan o bir kavmi uyarman için gönderdik(YASİN 6 KURAN)
Yoksa onu kendisi uydurdumu diyorlar?Hayır o haktır.Senden önce hiç bir uyarıcı/peygamber gelmemiş olan o tek kavmi uyarman için sana indirildi(SECDE 3 KURAN)
Ve biz onlara senden önce bir uyarıcı/peygamber yollamadık,kitaplarda vermedik(SEBE 44 KURAN)

2-ARAPÇA OLANI ANLAYABİLEN,ARAPÇA OLMAYANA İTİRAZ EDEN BİR KAVİM:

Kuranı anlayabilmeniz için Arapça indirdik(YUSUF 2 KURAN)

Şimdi bu ayeti Japonlara uygulayın;ey japonlar,Kuranı anlayabilesiniz diye Arapça indirdik.

Eğer onu Arapça kılmasaydık,neden dilimizde inmedi derlerdi.Arap olana Arapça olmayan kitap yollanırmı hiç derlerdi(FUSSİLET 44 KURAN)

Peki ya Türkler deseki neden dilimizde inmedi?Türk olana Türkçe inmeyen kitap olumu hiç deseler?Ayet Türklere bu itiraz hakkını tanıyor.

3-MUHAMMED SADECE KENDİ KAVMİNDEN SORUMLUDUR VE SADECE KENDİ KAVMİ İÇİN KONUŞUR:

Ve peygamber şöyle diyecek;ey rabbim kavmim bu Kuranı terk etti(FURKAN 30 KURAN)

Diğer kavimlere hiç değinmiyor,görüldüğü gibi.

O senin için ve kavmin için bir zikirdir.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız(ZUHRUF 44 KURAN)

Kuran kendisinin bütün amacının tek kavmin sorunlarını çözmekten ibaret olduğunu söylüyor zaten:

Kitabı sana yollayışımızın bütünü,kendi içinde bölünmüş olan bir kavmin sorunlarını çözmenden ibarettir(NAHL 64 KURAN)

Ayrıca İbrahim  suresi 4 nolu ayete bakılırsa,bir peygamber sadece kendi dilini konuşan kendi kavminin peygamberi olabiliyor.Bütün dillere yada bütün kavimlere peygamber olamıyor:

Allah her bir kavme sadece o kavmin kendi dilinde seslenir.O kavimden olan bir peygamberle bunu yapar(İBRAHİM 4 KURAN)

Böyle bir Tanrı Türk kavminede Türkçe inen bir kitapla ve Türk bir peygamberle seslenmek isteyecektir.Türk olmayan bir peygamberle yada Türkçe inmeyen bir kitapla değil.Kuran’ın anlattığı Tanrı böyle bir Tanrıdır.

Bir kavmin peygamberinin kendi içinden olması gerektiği yabancı kavimden ve yabancı dilden olmaması gerektiği çok açıktır.Kuranın Arap olmayanlara değilde Araplara indiği çok açıktır;
Biz onu Arap olmayanlara indirseydik(Şuara 198 KURAN)
Gelip onlara okunsaydı ona inanmayacaklardı(Şuara 199 KURAN)
Yani bir kavmin sorumlu olacağı kitabı o kavmin kendi dilinde indirmemek,o kavimden olmayan birine indirmek sakınca yaratırdı.

Ben tek kavim için ve tek dil için düzenlendim diyen ayetlerin Kuranda olması çok iyi bir şanstır.Bunun yerine ben bütün kavimler için ve bütün diller için geldim şeklinde olsaydı bu ayetler; işimiz çok daha zor olacaktı.Tek kavim için düzenlendim diyen ayetler,bütün kavimler için düzenlendim şeklinde olsaydı o zaman Kuranın tek kavme özel oluşunu göstermek çok daha zor olacaktı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

Arabistan'da çalıştığım yaşadığım 4.5 sene de edindiğim izlenimlerden yola çıkarak ;

 

1- İslam Arapların o zamanda bulunduğu durumdan dolayı gerçekleştirilmesi gereken bi reformdur.

 

2- Kur'an ise bunun kanun kitabıdır.

 

3- Dünya ile bi bağlantısı olmadığı gibi bizimlede yoktur.

 

Yazarın ellerine sağlık

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kopyala yapıştırla inkar olmaz birincisi arapça biliyormusunuz ikincisi fıkıh biliyomusunuz şimdi sende kafana göre yazıp al bu bunun meali dersen şimdi diğerleride ona göremi kuranı yorumlamalı şimdi kuranı ve islamiyeti inkar ederken vede başkalarınıda buna inandırmak isterken birincisi vasfın ne ikincisi kaynağın nedir hadi diyorsun kuran yalan madem öyle yalanın içindeki yazılardan kendini nasıl doğru çıkartıyorsun zaten yalanya ozaman senin doğrunda yalan olmuyormu  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İSLAM TÜRK DİN’İ DEĞİLDİR.KURAN’DA İSLAM MEKKELİ ARAPLAR  İÇİNDİR YAZIYOR.

.

.

.

okuduğunuz gibi İslamın Türklerle hiçbir ilgisi yoktur.

insanlarin kafasini neden karistiriyorsun hadis okusana onun icin mi Osmanli 655 sene ayakta kaldi islamin bayragini dalgalandirip

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Helal olsun sana Abdullahabdal, aslında senin gibi insanları İslam düşünürleri ile yüzyüze tartışmaya sokmak gerek, hakikaten tamamen Kuran'ı Kerim'e hakimsin, ve düz mantık ile bakıldığında tamamen haklısın.. Ben Kuran'ı Kerim okumadığım için yazdıklarına cevap veremiyorum, ve hiçbir babayiğidin de yukarıda yazdıklarına mantıklı bir cevap verebileceğini sanmıyorum, tek bildiğim Kuran'ı Kerim'i anlayabildiğin kadar yorumlayabileceğindir.Yani kesinlikle Kuran ayetlerini yorumlayan alimlere inanmıyorum, hepsi farklı yorumluyor, 4-5 çeşit mezhep farklı davranıyor vs.. 

 

Nihayetinde Abdullahabdal şunu diyorum ki; haklı olabilirsin... Yalnız sana tavsiyem; dinsiz olabilirsin ama Allahsız olma, çünkü milyarlarca ışık yılı genişliğindeki bir evren sadece küçük bir patlama ile olamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Müslümanlık beynelminel bir dindir. Müslüman olmanız için hiç bir yetkili merci yoktur. hiç bir mercide sizi müslümanlıktan atamaz. Müslüman direk Allah'la karşı sorumlusunuz. Diğer dinlerde kilise de vaftiz edilmeniz gerekiyor ve kilise gerektiğinde sizi aforoz edebiliyor. Eğer bir dine inanılacaksa, herhangi bir aracıya gerek kalmadan dine girip dinden çıkabilirsiniz. Müslümanlık hakkında kimsenin fetva vermeye yetkisi yoktur. Kendilerini yetkili kılmışlardır. Peygamber efendimiz elçidir. Elçi nedir, haber getiren ve ahlağıyla örnek olmuştur. Müslümanlığı anlatmaya ve yaymaya çalışmıştır. Peygamber efendimizden sonra ki siyasi çekişmeler dinde bölünmelere sebebiyet vermiştir. Peygamber efendimiz Alevimidir, Sunnimidir. Hiç birisi....Günümüz gerçekleriyle yola çıkmalıyız..... Mevlana ne diyor, tövbeni 100 bin kere bozmuş olsanda yine gel..... bu ne demek, yani akşamdan cami önünde cemaete Allahı inkar etsen sabah camiye gitsen sana kimse karışamaz. Kardeşim akşam böyle konuşuyordun sabah böyle....bunu 100 bin kerede yapsan sana karışacak bir merci yoktur. Sen direk Allah'la muhatapsın, hesabı yanlız ona verirsin. Ama Hristiyanlıkta, kilsede kutsanırsın, kilisede günah çıkarırsın ve kilise gerektiğinde seni kovar, kiliseye giremezsin. Beynelminellik burada, bu İslam alimleri falan, dervişler falan bunların hiç bir yetkisi yoktur. Kuran kimseye yetki vermemiştir. Saidi Nursiler, Fettullahlar, Nakşibendiler. Bir müslüman direk Allahla muhataptır. Bunlar Mevlana'yı, Yunus Emre'yi sevmezler.... Yunus ne diyor, ben Cennet istemiyorum, mal mülk istemiyorum, huri istemiyorum, şan şöhret istemiyorum diyor,Müslümanlıkta gösteriş yoktur,peygamber efendimiz, mütevazi yerlerde namaz kılmıştır. Müslümanlık Allahı gönülde aramaktır.... müslümanlık komşusu açken tok uyumamaktır. Dağda bir kurt bir kuzuyu yese sorumlusu devlettir. Hani Hazreti Ali'nin olduğu adalet.... müslümanlık beynelmineldir....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah mazlumun yanındadır. Siz bir adama Allah'ı inkar ettiği için işkence yapıyorsunuz, hakaret ediyorsunuz. Allah sizin yanınızda değildir, onun yanındadır. Peygamber efendimize bile o kadar hakaretler edilmiştir ama kimseye ters bir kelime söylememiştir. Her gün gürültü yapan rahatsız eden komşusundan ses gelmeyince, gidin bakın ses gelmiyor komşuma bir şey mi oldu acaba demiştir. Müslümanlık budur. müslümanlara karşı katliam olduğu zaman Allah'tan ayet gelmiştir, size karşı savaşanlarla savaşın diye.... o da savunma içindir. Müslümana saldırmayana saldırılmaz. Hani nerede müslümanlık.... mazlum insanları katledenler müslüman değildir. Allah mazlumun yanındadır.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkler müslümanlıkla ne zaman tanışmıştır, nasıl tanışmıştır bunları bilmek lazım. "Müslümanlık arap dinidir, Türk dnin değildir." beylik laflarla meselelere yaklaşılmaz. Tarihi zorunluluklar vardır, konjonktür vardır. Mesela Türkiye Nato'ya girmemeliydi. Bu da bir beylik lafı. Stalin Kars'la Ardahan'ı istemiş İnönü'den.... koskoca Rusya nasıl baş edecek, gitmiş İngiltere'ye banane demiş, Amerika'ya gitmiş, zor bela almışlar bizi Nato'ya.....

Türklerin müslümanlıkla tanışmasına gelince 750 Talas savaşı.... Çinliler Türk nufusundan 10 kat fazla ve sürekli katliama uğruyorlar, o zaman Emevilerde müslümanlığı yaymak için Çinlilerle savaşıyorlar ama güçleri kalabalık Çine yetmiyor. Türklerle Araplar Çinlilere karşı ittifak kurarak beraber savaşmışlardır. O zaman müslüman değildik, Şamanisttik.... daha doğrusu Gük Tanrı dinine inanıyorduk.... tarihi zorunluluk bizi müslümanlıkla kaeşılaştırmıştır. Emeviler döneminde müslüman olmadık, onlar Arap ırkçısıydılar. Biz müslümanlığı Abbasiler döneminde kabul ettik.... Şimdi biz Rusya'yla yakınlaşıyoruz, neden tarihi zorunluluk.... bunlar bilinmeden beylik laflarla olaylara yaklaşmamız konularla alakasız olduğumuzu gösterir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

basligi elestireyim ; islam sadece arap dini degildir

 

islam herdevrin orfunu tanimistir . En basit ornekle islamda herturlu yonetim sekli taninmistir. Soyle ki ;

 

 

Hz. Suleyman zamaninda suclu gunahkarlar madenlerde ve agir islerde calistirilmaktaydi (amerikada yakin zamana kadar bu uygulama vardi)

 

Hz. Yusuf zamaninda modern hapishaneler vardir ve suclu gunahkarlar ozgurluklerinin kisitlanmasi ile cezalandirilmaktadirlar (gunumuzdeki gibi)

 

Hz. Muhammed zamaninda da suclular kisasa kisas yontemi ile cezalandirilmistir . Seriat ta denir . Bu yontem gelismemis kabile hayati yasayan topluluklar icin en uygun bir caydirici yonetim seklidir - buna isaret ediyor

 

 

Kisacasi Kuran yonetim sekilleri bakimindan esnekligi ile dikkat cekmektedir

 

 

bugun gunumuzdeki ilkel kabilelere islam teblig edildigini dusunelim - Elbette ki mimarisi gelismemis topluluklarin etkin hapisaneleri olamayacagi icin o an icin gecerli caydirici yontem kisas olucaktir !

 

buna sasirmayiniz !

 

 

kaldi ki Kuran modern toplumlarin temelini de atmistir ; Ayet :

 

icinizde adaleti ayakta tutan bir topluluk olsun (Al-i imran suresinden mealen)

 

Ayette bahsedilen topluluk, adaleti ayakta tutan ve vaktini de buna vakfetmis bir topluluktur ; yani devlet yonetimindeki yasama yurutme ve yargi organlarina isaret etmektedir .. 

 

 

seriata cok ta takili kalmayin - 

 

Anlam butunlugunu goz ardi edip aradan itina ile cekip alinmis ayetleri iyi analiz etmelisiniz

 

hz. yusuf Peygamberdi ama Misirin yonetimi bir firavunun elindeydi - iyi bakin Kurana 

din ve devlet isleri ayri yurutulmekteydi Hz. Yusuf zamaninda - Yusuf Peygamber oldu Firavun ise devleti yonetti - bugun buna laiklik diyoruz 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...

Kafaları kumlara gömmenin ne anlamı var anlamıyorum. Derler ki islam dini türklerin göktanrı inancına yakın oldupu için islama geçtiler güle oynaya.
Soru şu.. Birileri gelse ve dese ki "sizin inanışlarınız hristiyan inanışına çok benzer buyrun gelin" ne dersiniz.. Hadi ordan madem yakın siz gelin bizim dinimize mi dersiniz yoksa koşa koşa gidermisiniz.
Emeviler döneminde 10 binlerce türk kadın çocuk genç yaşlı katledildi.. Köleleştirldi.. Hepsi islam adına yapıldı.. Güya kafir bir topluluğu hizaya çekiyorlardı.. Allah adına yapıyorlar dı.. Şimdi kalkıp kimse bana bunda islamın suçu yok bunu yapan emeviler demesin.
Onlar bu gücü kur an dan aldılar ve kendilerince gaza inancına göre hareket ediyor allahın askerleri olarak allah uğrunda savaşıyorlardı.
Bir felsefeci olarak kur an çelişkiler tekrarlar mantıksızlıklar hikayesi dir diyebiliriz. Dede korkut hikaleri bile daha inandırıcıdır. .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kur'an Arapça olarak inmiştir. Kur'an'daki Arapçayı bilmeden sadece mealler üzerinden yorum yapmak doğru değildir. Zira Arapçadaki bir kelimenin kendisine göre farklı anlamları vardır, mealde o kelimeyi karşılayan kelimenin de kendisine göre Arapçadaki kelimede bulunmayan farklı anlamları vardır. Bu nedenle meal okurken anlayamadığımız konular olabilir. Farklı meallere ve tefsirlere bakarak anlamadığımız konuları gözden geçirebiliriz. Kur'an-ı Kerim değişmemiştir ve değiştirilemez fakat meal Kur'an-ı Kerim'in aslı değildir ve bazı sahtekarlar meallerle oynamaya kalkabiliyor. Bugün Hıristiyanların elinde Hz. isa'nın dili ile yazılmış bir incil yoktur, Latince ve Grekçe üzerinden tercüme yoluyla kendi dillerinde tahrif edilmiş / sonradan yazılmış incilleri okuyorlar.

Hıristiyanlığı yaymak maksadıyla açılan bazı sitelerde çok defa önceki ve sonraki ayet(ler)e bakıldığında rahatlıkla anlaşılacak konular bazen başından ve sonundan kesilerek veriliyor ve bu şekilde farklı anlaşılabiliyor. Allah'a inanmayan bazı kimseler de İslam'a saldırmak için buna benzer bir yönteme başvurabiliyorlar. Örnek verecek olursak:
"Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke'den) siz de onları çıkarın." (Bakara 191)

Halbuki ayetin tamdıbına baktığımız zaman devamı şöyledir: "Zulüm ve baskı adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir."

Bir de önceki ve sonraki ayetlerle birlikte bakalım:
"Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın. Ancak aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez.
Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke'den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.
Eğer onlar (savaştan ve küfürden) vazgeçerlerse, (şunu iyi bilin ki) Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Hiçbir zulüm ve baskı kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Onlar savaşmaya son verecek olurlarsa, artık düşmanlık yalnız zalimlere karşıdır
."

islam'a saldırmak için yapılan hileler genellikle bu şekildedir. Bunu yapanların söylediklerinin birçoğu da yeni değildir. Belki yüzlerce yıldır farklı gruplar veya kişiler bu konuları ileri sürmüş ve bunların cevapları verilmiştir.

 

Kur'an-ı Kerim'in muhattabı yalnızca Araplar değil, bütün insanlardır. Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur'an) geldi. (10/57)

 

Peygamber Efendimiz zamanında Selman-ı Farisî gibi İran asıllı, Bilal-i Habeşî gibi Habeşistan asıllı Müslümanların bulunduğunu, Müslümanların ilk hicretini Habeşistan'a yapmasından sonra Müslüman olan Habeşistanları hatırlayınız.

 

Birçok blog ve foruma hatta "sözlük" tabir edilen sitelere geçmiş "Talkan ve Cürcan Katliamları" adı altında bir takım olayların olduğundan bahseden kopyala & yapıştır yoluyla yayılan bir yazı bulunuyor. Türklerin güya bu katliamlarla zorla Müslüman olduklarından söz edilmiş.

En baştan şunu söylemek mümkündür ki Türklerin İslâm dinine kitleler halinde girmeye başlamaları Talas Meydan Muharebesi'nden sonra olmuş, özellikle de Karahanlı döneminde Satuk Buğra Han Kara Hakan Abdülkerîm Bazir'in (921-955) Müslüman olmasıyla onunla birlikte tebâsı da Müslüman olmaya başlamış; 960 yılında ise İbnü'l Esir'in El-Kâmil fi't-Tarih'ine göre 200 bin çadırlık bir Türk topluluğu İslâmiyet'e girmişti.

"Talkan ve Cürcan Katliamları" diye bahsedilen olaylar anlatıldığı gibiyse Emevîler döneminde olmuştur fakat bu olayların Türklerin geniş kitleler halinde Müslüman olmalarıyla ilgisi yoktur. Hatta Emeviler döneminde 737 yılında Hazar Hakanı Müslüman olmuş fakat bir müddet sonra İslamiyet'ten ayrılarak eski inancına dönmüştü. Emevî Hanedanı'nın yıkılıp yerine Abbasîler'in geçmesinde Horasan bölgesindeki Türklerin Abbasîlerin tarafında olmasının da etkisi olmuştur. Bundan sonra 751 yılındaki Talas Meydan Muharebesinden sonra Türkler kitleler halinde İslâmiyet'e girmeye başlamışlardır.

Türklerin İslâmiyete girmelerinde eski inançlarının da etkisi olmuştur. Türkler arasında İslâmiyet öncesi en yaygın inancın "göktanrı" inancı olduğu bilinmektedir. Orhun yazıtlarından da anlaşıldığı üzere Türklerde ezelî ve ebedî; her şeyi yaratan, yaşatan ve öldüren; esirgeyici ve koruyucu olan, duaları kabul eden; kudret, irade ve kelam sahibi bir tek tanrı (tengri) olduğu inancı vardı. Allahü Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de "Her ümmetin bir peygamberi vardır." (Yunus Sûresi, 47. ayet), "Allah'a andolsun, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik." (Nahl Sûresi, 63. ayet) ve "Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın." (Fatır Sûresi, 24. ayet) buyurmaktadır. Türklerdeki tengri inancı da Allahü Teâlâ'nın ayetlerde açıkladığı bu durum ile ilgili olabilir.

 

"Kimse zorlama olmadan dinini değiştirmez" diyenlere Türklerden başka bir örnek: Boşnaklar Osmanlı zamanında Müslüman olmuşlardır. Daha önce çoğunlukla hristiyanlığın bogomil mezhebinden oldukları için diğer hristiyanlarla problem yaşayan ve Osmanlı'daki adaletli uygulamaları, diğer yandan bogomil mezhebi ile İslâm arasındaki bazı benzerlikleri gören Boşnaklar kitleler halinde Müslüman olmuşlardır.

 

Hıristiyanlığın Bogomil mezhebine bağlı olan Boşnaklar (Bosnalılar), Bogomilliğin İslâm dini ile benzerliğinden dolayı Osmanlıların Bosna-Hersek’i fethi ile Müslüman olmaya başlamış ve kısa zamanda kitleler halinde Müslüman olmuşlardır. Müslüman olan Bosnalılar, Osmanlı Devleti’ne hizmet ettikleri gibi ‘Osmanlılık’ kimliğiyle özdeşleşmiştir.
(...)
Genel olarak Osmanlı Devleti fetihleri ve yerli halka davranışları ele alındığında Osmanlıların imtiyaz denilen timar ve sair tevcihatları din değiştirmeye bağlı olarak kullanmadıkları ortaya konulmuştur. Arnavutlukta Hıristiyan topluluklara timar ve diğer tevcihatların verildiği Halil Đnalcık’ın Arnavutluk Tahrir Defterini yayınlamasıyla anlaşılmış (Halil Đnalcık, Hicri 835 Tarihli Sûret-i Defter-i Sancak-i Arvanid, Ankara, 1987.); İmparatorluğun diğer serhadı olan Çoruh boylarının fethinde Hıristiyan yerli hanedanlara timar ve sancak tevcih edilmiştir. BOA, KK,210, s.271; Dündar Aydın, Erzurum Beylerbeyiliği ve Teşkilatı Kuruluş ve Genişleme Devri (1535-1566), Ankara, 1998, s.214.

Kaynak: Muammer Demirel, Türkiye'de Bosna Göçmenleri

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Muhammed'in kullanımına uygun ayetler Muhammed'in ölümüyle bitti. Muhammed olmasaydı allah dünyayı ve evreni ve insanları yaratmayacağını söylemişti ama onu öldürdü. islamın ceza yaptırımlarında olan köle salıvermek gibi bazı şeriat yasaları BM tarafından yasaklandı. islamın dünya ülkelerinin ortak değerlerine çok uzak olmasının nedeni arap milliyetçiliğidir tabiki. muhammed'in zamanında ve allah ile desteklenmesine rağmen islamın gösterdiği çağdaşlıktan çok daha öte çağdaştılar Türkler. Uygurlar halen karız yeraltı su kanallarını kullanırlar. sen muhammed zamanından işlevsel bir tesis gösterebilir misin günümüzde halkın kullandığı? islami terminolojide islam uygarlığı terimi, Türkler ile anılmaya başlanmıştır. Türklerden önce islam uygarlığı terimi yoktu bile. kuranın 17 ayetinde Safvan muattal ile Ayşe'nin çölde kırıştırmadığının açıklaması yapılır, yiten kolyesi ve ifk olayı üzerine ama hergün başımızda duran ve süreklenen güneşin füzyon (nükleer birleşme) ve fisyon (nükleer parçalanma) hareketlerinden hiç bahsedilmez. katır ile uzaya çıkıp allah ile konuştuğunu iddia eden bir adamın kurduğu dininizin küf tutmasını Türklerden bilmeyin, islamın kendisi küflü.

 

karız yeraltı su kanallarını 2500 yıl önce M.Ö 500'lerde Türkler yaptı, o tarihte bölgede Çinliler hiç yoktu. Göklerin direksiz yaratıldığını (lokman 10) iddia eden ve dünyanın bugünkü yaşı 4,5 milyar yıl iken ve insan türünün dünya üzerinde Bigbang'den 15 milyar yıl sonra belirmişken, allahın ilkin dünyayı sonra evreni yarattığını (fussilet 9-12) açıkca ifade ettiği bir dini savunmak uğruna Türklüğü aşağılıyorsun... madem öyle niye Türkçe yazıyorsun? git arapça konuşan 22 üyeli arap birliği ülkelerinden birine rahatça yaşa. Git de gör, bu tür forumlarda arap ülkelerinde islam aleyhine yazı yazmak bile, islamda fitne çıkarıyorlar suçlamasıyla idam demektir. bir cuma günü cami çıkışında milleti topluyorlar, ambulans ile fitne suçu etiketli tutukluyu meydana getiriyorlar, kafasını kesiyorlar ve tekrar ambulansa atarak terk ediyorlar orayı.

 

islam dini adli şahitlikte ve miras payında kadına, erkeğin yarısı kadar hak tanır, islam dini erkeğe aynı anda 4 kadın ile evlilik hakkı tanırken kadının yüzünü aynı evde yaşamayan başka bir erkeğe göstertmez bile ve dünyada şarap ve zinayı, kadının baş örtmemesini haram kıldığı halde cennette birer ikram olarak erkeklere başı açık kadınları sunar islam. Dünyada taşla insan öldüren başka bir toplum gösterebilir misin bana müslümanlardan başka veya çarşaf peçesinin altından su içeni, makarna yiyeni? islam dinini insanların başına musallat eden bir toplum taharetini sol eliyle yapmasa, tuvalet kağıdı kullansa bile kirlidir, bilinçleri kirlidir. Medine'ye yeni gelen Ureyne ve Ukeyle kabilelerinde birkaç kişi hava değişiminden hastalanınca Muhammed'in onlara deve sidiği içirdiğini bilmiyor musun?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Bazı Şeyler evrensel bir gerçeklikdir. İslam da böyledir. Evrensel bir Gerçeklik.Tabii ki düşünceleriniz farklı olabilir ve bunu Açıkça dile getirebilirsiniz. Ama bunu dinime küfrederek yapamazsınız. Belirli bir saygı çerçevesinde her türlü yorumu kabul edebilirim. Ama herşeyin bir sınırı vardır.

 

Bazı şeyleri gerçekten araştırıp okuyup Öğrenerek yaparsanız daha doğru bilgilere ulaşırsınız. Bunu en başta Kuran'ı Kerim i okuyarak yapabilirsiniz. Bunu yapmak için Arapça'yı bilmeniz de gerek değildir üstelik. Eğer gerçekten Kuran ve Arapça'yı biliyorsanız ikisinin arasındaki Farkları gayet net anlayabilirsiniz.

 

Kuran ın dilinin Arapça olmasının sebeplerinden birisi de tarih boyunca hiç bir değişikliğe uğramamış olmasıdır.

 

Bir daha böyle bir eleştiri yapmadan veya yazı yazmadan önce iki kere düşünün hatta 15 kere düşünün. Yeterli olmazsa yine yazın. Buna engel olamayız sonuçta. Sayenizde 1 saattir kahkalarla güldük. Allah da sizi güldürsün diyeceğim ama pek bir etki etmeyecek sanırım. Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bazı Şeyler evrensel bir gerçeklikdir. İslam da böyledir. Evrensel bir Gerçeklik.Tabii ki düşünceleriniz farklı olabilir ve bunu Açıkça dile getirebilirsiniz. Ama bunu dinime küfrederek yapamazsınız. Belirli bir saygı çerçevesinde her türlü yorumu kabul edebilirim. Ama herşeyin bir sınırı vardır.

Bazı şeyleri gerçekten araştırıp okuyup Öğrenerek yaparsanız daha doğru bilgilere ulaşırsınız. Bunu en başta Kuran'ı Kerim i okuyarak yapabilirsiniz. Bunu yapmak için Arapça'yı bilmeniz de gerek değildir üstelik. Eğer gerçekten Kuran ve Arapça'yı biliyorsanız ikisinin arasındaki Farkları gayet net anlayabilirsiniz.

Kuran ın dilinin Arapça olmasının sebeplerinden birisi de tarih boyunca hiç bir değişikliğe uğramamış olmasıdır.

 Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.