Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İki parti Atatürk'ü çıkardı


evrensel-insan

Önerilen İletiler

İki parti Atatürk'ü çıkardı

Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yeni Anayasa’nın başlangıç bölümünde de uzlaşamadı. AKP ve BDP başlangıç metninde, Atatürk'e yer vermedi.

 

ANKARA - Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yeni Anayasa'nın başlangıç bölümünde de anlaşamadı. 4 siyasi parti farklı metinler hazırlarken, AKP ve BDP, Atatürk'e yer vermedi. CHP ve MHP ''Atatürk’ün öncü'' karakterini metinlerine yansıtırken, bugünkü Anayasa'nın başlangıç bölümünde de ''Atatürk milliyetçiliği'' konu ediliyor. Üç parti ''Türk milleti, Türk Ulusu, Türk vatanı'' ifaderine yer verdi. BDP ise ''Türkiye halkı'' demeyi tercih etti. Siyasi partilerin ortak bir metinde anlaşamadıkları Anayasa’nın başlangıç bölümü için önerileri şöyle:

 

AK PARTi: Herkesin insan haysiyetinden kaynaklanan evrensel hak ve hürriyetlere sahip olduğu inancıyla her türlü ayrımcılığı reddeden, kültürel zenginliğimizin kaynağı olan etnik ve dini farlılıklarımıza saygı duyarak müşterek tarihimiz ve değerlerimiz etrafında birlikte yaşama arzusuyla hareket eden biz Türk Milleti; demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne dayanan bu Anayasayı egemen irademizin ifadesi olarak kabul ve ilan ederiz.

 

CHP: Çatalhöyük'ten bu yana toprağı yoğurup, uygarlığı inşa eden, bin yıldır dostlukla yaşayan; Balkanlardan, Kafkaslardan, Orta Asya'dan, Mezopotamya'dan yollara düşen, Anadolu'da buluşan kadim uygarlıkların mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti Ahalisi; Çanakkale'de, Sakarya'da, Afyon'da, 'İstiklal Destanını' dünyaya haykırmış, mazlum uluslara rehber olmuş; Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde her türlü ayrımcılığı reddederek, farklılıkları ve kültürel çoğulculuğu, ulusal bütünlük anlayışı içinde zenginliklerin kaynağı olarak kabul eden eşitlik anlayışıyla ve 'Türk Ulusu' adıyla; insan onuruna, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, sosyal adalete, katılımcı ve çoğulcu demokrasi anlayışına dayalı laik Cumhuriyetin kurum ve kurallarını düzenleyen; tarihi ve kültürel mirasımızla çevre değerlerimizi koruma ve yaşatma amacı taşıyan bu Anayasayı ortak iradesi ile oluşturmuş; köken, dil, cinsiyet, inanç ayrımı yapmaksızın, bize yadigar olan, 'Türkiye' adıyla andığımız bu güzel ülkeyi yurt edinmiş nesiller olarak; 'Ay yıldızlı' bayrak altında; egemen irademizin ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 'çağdaş uygarlık hedefi' ile 'ebedi barış idealine' bağlılığımızın ifadesi olarak; seçilmiş temsilcilerimizle birlikte, bu Anayasayı kabul ediyor, ilerleyen bilimin ışığında, sürekli değişen dünyanın gereklerine uygun olarak, yurttaşlar arasında dayanışma ve gönüllü birlikteliğe dayalı bir anlayışla; gelecek kuşakların özgürlüğü, huzur, refah ve mutluluğu için; bu Anayasa'ya sahip çıkacakları ve meşruiyetini yitirmiş herkese karşı direnme hakkını kullanacakları inancı ile gelecek kuşaklara emanet ve tevdi ediyoruz.

 

MHP: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde yapılan Kurtuluş Savaşı ile kurulan Türk Devleti’nin, ezelden beri hür yaşamış Türk Milleti’nin ve Aziz Türk Vatanı'nın ebediyen varlığı, bağımsızlığı, bölünmez bütünlüğü ve egemenliğin kayıtsız şartsız millete aidiyeti ilkeleri üzerinde inşa edilen bu Anayasa; Türk vatandaşlarının insan şeref ve haysiyetine dayalı temel hak ve hürriyetlerini, herkesin hukuk önünde eşitliğini ve hiç kimseye hiçbir sebeple ayrımcılık yapılamayacağını hukuk devleti ve demokratik toplum düzeni gereklerine uygun olarak teyit eder. Bu anayasa özü ve sözü ile birlikte yorumlanır ve uygulanır. Bu anayasa, inşa ettiği kültür ve medeniyet değerleri ile insanlığın evrensel değerlerine katkıda bulunan Türk Milleti’nin gelecek nesillerine, milli birlik ve kardeşlik duygusuyla ve sadakatle bağlı kalmak üzere emanet edilir.

 

BDP: Türkiye halkı olarak bütün bireylerin ve halkların, evrensel insan hak ve özgürlüklerine sahip olduğu inancını taşıyoruz. Irk, dil, din, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim, etnik köken ve benzeri hiçbir ayrım yapmaksızın herkesin eşit olduğunu kabul ediyoruz. Türkiye'de yaşayan tüm farklı kimlikler, kültürler, diller ve inançlar bu anayasanın güvencesi altındadır. Farklılıklarımızı, toplumsal bütünlüğümüzün harcı görüyoruz. Bütün eylemlerinde adaleti gözetmesini ve her durumda insanların hak ve özgürlüklerini güvence altına almasını devletin temel görevi sayıyoruz. Ebedi barış idealini taşıyan bireyler ve topluluklar olarak meşru müdafaa halleri dışında savaşı ve başka halkların özgürlüğüne karşı güç kullanmayı reddediyoruz.İnsan onurunu, hukukun üstünlüğünü, özgürlüğü ve eşitliği esas alan, doğanın dengesini koruyarak doğayla uyumlu bir birlikteliği gözeten ve herkesin mutlu bir şekilde yaşamasını hedefleyen demokratik bir düzen kurmayı hedefliyoruz. Bu anayasayı da bu değerlere bağlılığımızın ve birlikte yaşama irademizin bir beratı olarak kabul ve teyit ediyoruz.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cumhuriyete ve Atatürk'e karsi olan iki partinin Anayasa önerisinden Atatürk'ün adini cikarmalari sasilcak birsey degildir.Bu,tam 90 yillik bir rüyadir ve bu rüyayi görenler bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderini ellerinde tutmaktadirlar.

 

Türkiye,kacinilmaz sona dogru hizla ilerlemektedir.Osmanli Mezarligina gömülecek ve Osmanli yeniden Türkiye'nin gündemine getirilecektir.Bugün yapilan protestolar,vatansever genclerimizin cabalari hicbir sonuc vermeyecektir cünkü karsilarinda cok büyük bir güc var.Bu gücü asmalari pek mümkün degildir.Tüm cemaatci,liberal,Osmanlici ve dinci kesim bu bir avuc vatanseverin karsisindadir.

 

Türkiye Cumhuriyeti 2023 yilinda artik tarihin sahifelerine karisacak belki de yeni kurulacak olan devletin tarihinde yer bile almayacaktir.

 

Büyük bir ihanet gerceklesiyor.Bu ihanet 90 yil önce de yasanmisti,tarihi tekerrür etmektedir.

 

Bize oyun gibi gelen tabelalardan T.C.yazisinin kaldirilmasi 2023 yilina bir hazirligin denemeleridir.Bu yolla kamuoyunun refleksleri deneniyor.

 

Mustafa Kemal'in silah arkadasi Ali Fuat Cebesoy,1956 yilinda diyordu ki:"Lider Mustafa Kemal'dir.Eser O'nundur.Önder  O'dur.Biz O'nun emrinde calistik.Eger O olmasaydi biz biribirimize düserdik.Tevafük-ü Mülük (parcalanmak)olurduk.

 

Bugün T.C.nin kaldirilmasi, Atatürk'ün yok edilmesi parcalanacagimizin isaretidir.

 

Mustafa Kemal ve arkadaslari tarafindan kan dökülerek kazanilan Anadolu topraklarinda kurulan Cumhuriyetin kurulusunun 100.yilinda rövans alinmis olacaktir.

 

HEDEF TÜRKIYE CUMHURIYETI.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Jöleli küçük damat nasıl çıldırdı izlediniz mi? "Biz bu topu ceza sahasına kadar getirdik, bu golü mutlaka atacağız, atamazsak kafalarını kıracağız" diye kin ve nefret kustu.

 

Yani diyor ki, "tribünleri satın aldık. Hakemi satın aldık. Rakip defansı hakeme kırmızı kartla oyundan attırdık, çünkü hakemi satın almıştık, tribünlerden de ses seda yoktu, onlara da makarnaları, bulgurları kömürleri verilmişti, elimizi kolumuzu sallaya sallaya topu kalenin önüne getirdik, penaltı atar gibi şutu çekip golü atacaktık. Yani Türkçesi laikliği, Atatürk'ü kaldırıp emperyalistlerin istediği bölünme anayasasını içinde Atatürk ilkeleri olmaksızın yapacaktık." 

 

Ama o ne? Kaleciyi unutmuşuz! Daha doğrusu bu şutu kurtarması olanaksız dediydik! Kaleci panter kesilmez mi? Üstelik "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye bağırarak şutu kornere çıkarmasın mı? Korner çekiyoruz, yine çıkarıyor. Bir daha korner, yine çıkarıyor! Yahu bu Mustafa Kemal askerleri de nerden çıktı? Biz bunları pıstırıp susturup ezmedik miydi? Şuna girelim, kafa göz yaralım! Nasılsa hakem faul vermez. Parasını bol bol ödedik!" 

 

Adamın dediğinin Türkçesi açıkça bu! "Tam Atatürk yok edilecek, emperyalist efendilerin siparişi teslim edilecek, avantalar dağıtılacakken nerden çıktı bu Mustafa Kemal'in bağımsızlık ve özgürlük karekterimdir diyen askerleri? Hani askerleri kendi uydurduğumuz sahte kanıtlarla içeri attıydık?

 

Kaleciye kafa göz girdik, hâla duran adamım deyip kalede bekliyor! Bu yine bütün çektiğimiz şutları çıkarmasın?"

 

Bu anlatımın apaçık Türkçesi budur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karizmasi feci olarak cizilen dikta heveslileri karsilarinda "MUSTAFA KEMAL'IN ASKERLERI"ni görünce neye ugradiklarini sasirdilar.Bu muhalefet meclisteki cakma muhalefete benzemiyordu.Bu muhalefet;bir yandan isyan ediyormus gibi diktatöre veryansin edip diger yandan koltuk degnegi olan muhalefete benzemiyordu.Bu muhalefet CAPULCU muhalefetti,bu muhalefet jöleli gibi ne idügü belirsiz yagdanliklara benzemiyordu.Veya hutta bunlar,Ergenekon savciligina soyunup sonra yandasliginin mükafati olarak milletvekili secilenler gibi haysiyet yoksunuda degildiler.

 

Bu muhalefet milletin öz evlatlariydi.Para ile satin alinmamis,kömür cuvallariyla vicdanlari karartilmamis,makarna bulgurla yetim hakkiyla oy makinasi olanlar a benzemiyordu.

 

Diktatörün valisi,polisi,emniyet müdürü,zabitasi eli sopali katilleri bu muhalefeti durduramadi.

 

Mustafa Kemal yasiyordu. Emanet ettigi ve düsmanlarin saldiriisina ugrayan Vatan'i savunan gencleri selamliyordu,Anit Kabir'den bir ruh yükseldi Taksim Meydani'na.Bu Mustafa Kemal'di.

 

Türk bayraklarini yerlere attilar,islattilar,yerlerde süründürdüler diktatörün katilleri.Diktatörün ordusu bütün bunlari seyretti.Gerektiginde diktatörü kouma görevini yerine getirmek icin diktatörün polislerinin arkasinda savunma düzenine gectiler.Polisin, ellerinde Türk bayraklari olan Mustafa Kemal'in askerlerine karsi uyguladigi vahseti seyrettiler belkide cok gülmüslerdir bu manzaraya.

 

Diktatör careyi miting yapmakta buldu.Cünkü oraya yigdirilan bindirilmis kitalari gördükce diktatör haykirmaya basladi.10 yildir söyledigi yalanlara daha yenilerini de ilave ederek haykirip durdu.Yiginlar padisahim sen cok yasa,diye uguldadilar.Diktatörün keyfi yerine gelmisti.Bu mitingler devam edecek dedi.Cünkü o mitinglerde capulcular degil!yiginlar vardi.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Birileri küçümseyebilir, ama olanlar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş bir uyanıştır. Bir kıvılcımdır. Hep dibe vurmadan yüzeye çıkılamayacağını söylemişimdir. Dibe vurduk ve çırpındık, uyandık, yüze çıktık. 

 

Belki emperyalist planların işleyişine engel olamayacağız. Çünkü dünyanın en büyük gücü bu planların arkasında. Ama koyun gibi boynundan çekilip götürülemeyeceğimizin ortaya çıkması çok önemli ve büyük bir olay. 

 

Milli Mücadelemizde de Kürt Teali ve İslam Teali cemiyetleri el ele verip kurtuluşumuzu baltalamaya çalışmışlardı. "Halifemiz efendimizin askerleri Yunanlılara silah sıkmak haramdır" diye fetvalar kesmişlerdi. O zaman da dünyanın en büyük gücü Sevr'i dayatmıştı ve içimizden dinci ve etnik bölücü hainler satın almıştı. Yırttık, çöpe attık bu emperyalist vesikasını. 

 

Hortlağını da şimdi peşinden gönderebiliriz. Atatürk'ümüz bunu bize öğretti. Damarlarımızda onun bahsettiği o kanın var olduğunu kanıtladık. O kanı gerekirse akıtarak hortlatılan Sevr'i de aslının yanına gönderebiliriz. Benim umudum çok yüksek.  

 

Emperyalistler ve taşeronları işlerinin kolay olmadığını apaçık gördüler. İşlerini daha da zorlaştıralım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.