Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

SEZAİ KARAKOÇ


berceste

Önerilen İletiler

KÖŞE

 

1.

 

Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın

 

Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen

 

Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin

 

Gözlerin kac kişinin gözlerinde gezinir

 

Sen kaç köşeli yıldızsın

 

 

 

Fabrika dumanlarında resmin

 

Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun

 

Hatırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi

 

Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun

 

 

 

Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma

 

Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim

 

Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana

 

Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim

 

Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim

 

Sen kaç köşeli yıldızsın

 

 

 

2.

 

 

Evlerinin içi ayna döşeli

 

Ayna hatıra gözler ve sevmek

 

Benim aşkım binbir köşeli ah binbir köşeli

 

Bir köşe gidince bin köşe yeniden gelecek

 

Ayna hatıra gözler ve sevmek

 

 

 

Evlerinin içi kabartma bahar

 

Köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar

 

Halıları öpe öpe nakış yapar nakış gibi ayaklar

 

Siz söyleyin insan seve seve ölmez ne yapar

 

Köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar

 

 

 

Evlerinin içi yeni güllerden

 

Görülmemiş güneşleri görülmemiş gözlerine getiren

 

Sağ köşedeki entari sol köşedeki şapka

 

Beni katıl suların ortasına bıraka

 

Katıl sular güneşi gözlerinden götüren

 

 

 

Evlerinin içi gurur döşeli

 

Benim aşkım binbir köşeli ah binbir köşeli

 

 

 

3.

 

 

Sen geldin benim deli köşemde durdun

 

Bulutlar geldi üstünde durdu

 

Merhametin ta kendisiydi gözlerin

 

Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu

 

Bulutlar geldi altında durduk

 

 

 

Konuştun güneşi hatırlıyordum

 

Gariptin yepyeni bir sesin vardı

 

Bu ses öyle benim öyle yabancı

 

Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı

 

 

 

Dişlerin öpülen çocuk yüzleri

 

Güneşe açılan küçük aynalar

 

Sert içkiler keskin kokular dişlerin

 

İçinden geçilen küçük aynalar

 

 

 

Ve güldün rengarenk yağmurlar yağdı

 

İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı

 

Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak

 

Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı

 

 

 

Sen geldin benim deli köşemde durdun

 

Bulutlar geldi üstünde durdu

 

Merhametin ta kendisiydi gözlerin

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

4.

 

 

Taşların ortasında Leylanın gözleri

 

Leyla köşe köşe göz göz şiirin ortasında

 

Ben Leylayı bulduğumdan yahut kaybettiğimden beri

 

Leyla ya o adamın bardağında ya o dağın ortasında

 

 

 

Ben Leyla gibi güneş doğarken uyanamam

 

Şehir gece gündüz benim içimde uyur

 

Leylayı götürüp Londranın ortasına bıraksam

 

Bir bülbül gibi yaşayışını değiştirmez çocuktur

 

 

 

Leyla diyorsam kesik yanaklarıyla Leyla

 

Üç köşeli dünyasıyla

 

Okuyla yayıyla yaylasıyla acımasıyla

 

Leyla diyorsam şu bizim gerçek Leyla

 

 

 

Biz seni işte böyle seviyoruz Leyla

 

O gitti bize ağlamak kaldı kala kala

 

 

 

5.

 

Beni yeraltı sularına karşı iyi savun

 

Tırnağını taşa sürten yitik keçilere karşı

 

Bu çeşmenin üç köşesinden hangisinden su içecek

 

Senin bahtsız ve mesut Eyyubun

 

 

 

Atların en güzel biçimini sessizce kalbime indiriyor

 

İçımde İstanbul çalkanırken bozbulanık çeşme

 

Bir dans için can vermeğe hazır bekliyorum

 

Sen orda gelirayak kuklalara insan gibi konuşmasını öğretme

 

 

 

Su akıyor birikiyor kan lekeleri

 

Kurtulsam diyorum bir eser buna engel

 

Öyle büyüyor öyle çoğalıyorsun

 

İstanbul kalmıyor

 

 

 

Hangi köşesinde huzur o köşesinde sen

 

Hangi köşesinde yeni çağlara uygun odalar

 

Ben bölünmez bir şairsem

 

Sen bölünmez bir anne

 

Bir çeşme

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HIZIRLA KIRK SAAT'TEN

 

 

 

Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz

 

Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz

 

Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı

 

Günlere geldim bunu bana öğretmediniz

 

Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı

 

Ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim

 

Bunu bana söylemediniz

 

İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler

 

Bunu bana öğretmediniz

 

Kardeşim İbrahim bana mermer putları

 

Nasıl devireceğimi öğretmişti

 

Ben de gün geçmez ki birini patlatmayayım

 

Ama siz kağıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini

 

nasıl sileceğimi öğretmediniz

 

 

 

Bir kentten daha geçtim

 

Buğdayları yakıyorlardı

 

Yedikleri pirinçti

 

Birbirlerine açılan borular gibi üfürüyorlardı

 

Sonra birbirlerinden borular gibi çıkıyorlardı

 

Pirinçler gibi çoğalıyorlardı

 

Atlarını yalnız atlarını cana yakın buldum

 

Öpüp çıkıp gittim yelelerini

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.