∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2013 Tayyip Erdoğan ile Bush Tayyip ile Bush ilk buluşmalarında birbirlerine hava atarlar. Bush Tayyip'e : "bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der. Tayyip altta kalmaz ve o da; "bizdeki teknoloji çok farklı, partimizin bütün elemanları 100 metreyi, 3 saniyede koşmayı beceriyor" der. Türkiye'ye döndüğünde Tayyip'i bir düşünce alır. danışmanlarını çağırır ve attığı palavrayı anlatır; "haftaya Bush geliyor, yalanımız ortaya çıkarsa ne yaparız?" diye sorar. Danışmanlardan biri hemen cevap verir: - onlara ölüyü nasıl dirilttiğini sordunuz mu? - hayır sormadık. - o halde hiç korkmayın başbakanım, alın Bush'u Anıtkabir'e götürün ve Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltemezse o rezil olur. yok eğer diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3 saniyede koşarsınız!.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2013 1.başbakan erdoğan, dış destek aramakiçin ingiltereyi ziyarete gitmiş.ziyareti sırasında kraliçe tarafından çay içmeye davet edilen erdoğan, kraliçeye kendi liderlik felsefesinin ne olduğunu sormuş. kraliçe de çevremi akıllı insanlarla doldurmak cevabını vermiş. erdoğan bunun üzerine kraliçeye çevresindeki insanların akıllı olup olmadıklarını nasıl ayırt ettiğini sormuş. kraliçe, onlara doğru soruları sorarak ayırt ediyorum diye yanıtlamış ve izin verin göstereyim demiş. kraliçe hemen tony blair'i aramış ve sayın başbakan, lütfen bu soruya cevap verin: annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var ve bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz.kimdir bu? diye sormuş. tony blair: bu benim majesteleri diye yanıtlamış. kraliçe:doğru.teşekkürler,iyi çalışmalar blair demiş ve erdoğan'a dönerek gördünüz mü sayın erdoğan? demiş. evet majesteleri, çok teşekkür ederim, bu metodunuzu kesinlikle kullanacağım diyerek oradan ayrılmış. yurda dönüşünde hemen unakıtan'ı yanına çağıran erdoğan, kemal abi sana soracağım bir soruyu cevaplamanı istiyorum demiş. unakıtan tabii efendim, nedir? erdoğanda aynı soruyu bakan unakıtana sormuş. kemal unakıtan efendim bunu biraz düşünüp sonra size cevap versem?? demiş. erdoğan kabul etmiş ve unakıtan oradan ayrılmış, vakit kaybetmeden bakanlar kurulunu toplantıya çağırmış, saatlerce bu soru üzerinde düşünmüşler, ama kimse bir cevap bulamamış. en sonunda kemal unakıtan kemal derviş'i aramış ve durumu açıkladıktan sonra soruyu kemal dervişe sormuş. derviş:bunda bilemeyecek ne var, tabii ki benim!diye yanıtlamış. cevabı alan unakıtan hemen tayyip'i arayarak: cevabı buldum efendim, kim olduğunu biliyorum, sayın kemal derviş demiş. tayyip büyük bir hayal kırıklığıyla cevap vermiş: yanlış cevap kemal abi doğru cevap tony blair idi. 2.rte manisa yı gezerken akıl hastanesine yolu düşer. hastane içinde yetkililerle dolaşırken 'test odası diye bir levha gözüne ilişir. sorar 'bu ne iş' diye.. doktorlar odayı açar, gezerken bir yandan anlatırlar... 'efenim burası bizim ilk test odamızdır' diye.. sonra devam ederler.. ' gördüğünüz gibi burda ağzına kadar su dolu bir küvetimiz var.. buraya şüpheliyi sokar ve sonra kendisine bir çay kaşığı, irice bir kepçe ve bir de kova veririz sonrada kendisinden suyu taşmadan boşaltmasını isteriz...' rte - 'haaaaa.. anladım.. akıllı olan kovayı seçiyor muhakkak.......' doktorlar - 'hayır efenim.. akıllı olan tıpayı çekiyor muhakkak....' 3.recep tayyip erdoğan bir gün bindiği attan düşmüş ve etrafında toplanan çılgın kalabalık hep bir ağızadan :-tayyip tayyip elini uzat da kaldıralım demişler.bunun üzerine tayyip erdoğan altta kalır mı, hemen yapıştırmış cevabı: -ya kendim kalkarsam. * 4."recep bey burada mı?" "başbakan recep tayyip erdoğan, görevi sona erince konut'u boşaltmış. bir sabah yaşlı bir adam konutun kapısına gelip sormuş: - recep bey ile görüşmek istiyorum. kapıdaki koruma polis memuru: - recep bey artık başbakan değil ve burada oturmuyor. yaşlı adam polise teşekkür eder ve ayrılır. ertesi gün sabah yine aynı yaşlı adam : - affedersiniz, acaba recep bey ile görüşmem mümkün mü? kapıdaki aynı polis : - bakın efendim recep bey başbakan değil. konutu boşalttılar. yaşlı adam sesini çıkarmadan arkasını dönerek uzaklaşır. üçüncü gün, yine aynı yaşlı adam aynı taleple polis memuruna başvurunca... tepesi atan memur, adama çıkışarak "bakın efendim, bu üçüncü günkü gelişiniz" demiş: - size konutun boş olduğunu ve recep bey'in artık başbakan olmadığını her seferinde söylüyorum. bunu anlamaktan aciz misiniz yoksa? yaşlı adam "ne münasebet evladım? bunamış gibi bir halim mi var yoksa?" deyip eklemiş: - sadece söylediklerinizi tekrar tekrar duymaktan çok büyük zevk alıyorum. polis esas duruşa geçip selâm durarak: - yarın görüşmek üzere efendim!" 5.tayyip akil hastanesinde konusma yapiyormus. bir kisi disinda dinleyicilerin tumu alkislamis. tayyip, alkislamayan kisiye donerek, 'siz nicin alkislamiyorsunuz' diye sormus. adam yanitlamis: 'ben hastabakiciyim' Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.