Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KISMETTE NE VARSA


Radya

Önerilen İletiler

  • Cevaplar 380
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

nişan alan eşek

 

evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken,memlekette bir padişah varmış. tanrı göstermesin, anlatılmaz bir kıtlık baş göstermiş. bir zamanlar yediği önünde, yemediği ardında, bir eli yağda bir eli balda olan insanlar, bir dilim kuru ekmeğin yoksunu olmuşlar.

 

padişah bakmış ki kıtlık halkı kırıp geçirecek, bunu önleyici bir çıkar yol aramış. sonunda, memleketin dört biyanına, sokak sokak, köşe bucak çığırtkanlar salmış. çığırtkanlar padişah fermanını şöyle bağırırlarmış:

 

- ey ahali!.. duyduk duymadık demeyin!... her kimin devlete bir hizmeti, vatana bir yararlığı olmuşsa, koşup saraya gelsin! padişahımız efendimiz onlara nişanlar verecek!..

 

insanlar, açlığı, yokluğu, derdi, borcu, harcı unutup, padişahtan nişan almak sevdasına düşmüşler.

 

padişahta yapılan hizmetin büyüklüğüne göre çeşit çeşit nişanlar varmış. birinci dereceden altın yaldızlı nişan, ikinci dereceden altın suyuna batmış nişan, üçüncü dereceden gümüş kaplama nişan, dördüncü dereceden demir nişan, beşinci dereceden kalaylı nişan, altıncı dereceden çinko nişan, yedinci dereceden teneke nişan...

 

gelen giden nişan alıyormuş. artık öyle olmuş, öyle olmuş ki, nişan yapmaktan padişahın memleketinde hurda demir, çinko, teneke kalmamış. fincancı katırının boynundaki çangur çungur sallanan cam boncuklar nasılsa, körük gibi şişirilen göğüsler üzerinde de nişanlar, işte öyle sallanmaya başlamış.

 

insanların göğüslerinde şangur şungur nişanların sallandığı, padişahın kim gelirse nişan dağıttığını duyan bir inek de,

- "nişan asıl benim hakkım!" diyerek bir nişan almayı aklına koymuş.

 

açlıktan bir deri bir kemik, böğrü böğrüne çökmüş, kaburgası omurgasına geçmiş inek koşa koşa sarayın kapısına gelmiş. kapıcıbaşıya,

- padişaha haber verin! demiş. bir inek kendisini görmek istiyor. başlarından savmak istemişlerse de,

- padişahı görmeden, bu kapıdan bir adım atmam!... diye böğürmeye başlayınca, padişaha,

- efendimiz, kullarınızdan bir inek huzurunuza çıkmak istiyor... demişler.

 

padişah,

- gelsin bakalım, bu da nasıl bir inekmiş... diye ineği huzuruna çağırıp,

- böğür bakalım, ne böğüreceksin?... diye sormuş,

 

inek de,

- sultanım, demiş, duyduğuma göre nişanlar dağıtıyormuşsun. ben de nişan almak istiyorum.

padişah,

- hangi hakla? diye bağırmış. sen ne yaptın. memlekete nasıl bir yararlılığın dokundu ki sana nişan verelim?...

 

o zaman inek,

- efendimiz! diye söze başlamış. bana nişan verilmesin de kimlere verilsin? ben daha insanlara ne yapayım? etimi yersiniz, sütümü içersiniz, derimi giyersiniz. gübremi bile bırakmaz kullanırsınız. teneke bir nişan için, daha ne yapayım?

 

padişah, ineğin isteğini haklı bulmuş. ineğe ikinci dereceden bir nişan verilmiş. boynunda nişanı, inek sevinçten oynaya oynaya saraydan dönerken katırla karşılaşmış.

- selam inek kardeş!

- selam katır kardeş!

- nedir bu sevincin? nereden gelirsin böyle? inek herşeyi bir bir anlatmış. padişahtan nişan aldığını da söyleyince katır da coşmuş.

 

o coşkunlukla doğru dörtnala saraya varmış.

- padişahımız efendimizi göreceğim!.. demiş.

- olmaz!.. demişler.

 

ama, babadan kalma inatçılığı ile katır art ayaklarıyla saray kapısında direnince, padişaha durumu iletmişler. padişah,

- gelsin bakalım, katır kulum da... demiş.

 

katır huzura varınca, bir katır selamı verip, el etek öptükten sonra, nişan istediğini söylemiş padişah sormuş:

- sen ne yaptın ki nişan istiyorsun?

 

- a hünkarım, daha ne yapayım? savaşta topunuzu, tüfeğinizi sırtımda taşıyan ben değil miyim? barışta çoluğunuzu çocuğunuzu arkamda götüren ben değil miyim? ben olmazsam, işiniz temelli bitiktir.

 

katırı da haklı bulan padişah,

- katır kuluma da birinci dereceden bir nişan verilsin!... diye ferman eylemiş.

 

katırda bir sevinç bir sevinç, dörtnala saraydan dönerken eşekle karşılaşmış. eşek,

- selam yeğenim!... demiş. katır,

- selam amcabey!.. demiş.

- nereden gelip, nereye gidersin? katır başından geçenleri anlatınca,

- dur öyle ise, padişahımıza gider, bir nişan da ben alırım!.. diye dörtnala saraya koşmuş.

 

saray koruyucuları, deh demişler, çüş demişler, eşeği bir türlü atlatamayınca padişaha varıp,

- eşek kulunuz gelmiş, huzura çıkmak ister! demişler. eşeği kabul buyuran padişah,

 

- ne dilersin ey eşek kulum?.. deyince,

 

eşek de dilediğini bildirmiş. padişah, canı burnuna gelip kükremiş:

 

- inek eti ile, derisi ile, gübresiyle bu memlekete, bu millete hizmet etti. katır dersen savaşta, barışta yük taşıdı, bu vatana hizmet etti. a eşek, ya sen ne iş gördün ki, bir de kalkmış eşekliğine bakmadan nişan istersin?.. utanmadan bir de karşıma gelmişsin. söyle, ne halt ettin?

 

o zaman eşek keyfinden sırıtarak,

- aman padişahım efendim, demiş, size en büyük hizmeti eşek kullarınız yapmıştır. eğer benim gibi binlerce eşek kulların olmasaydı, hiçbir taht üzerinde oturabilir miydin? saltanat sürebilir miydin? dua et biz eşek kullarına ki, bizim gibi eşekler var da, sen de böyle saltanat sürüyorsun.

 

padişah, karşısındaki eşeğin, öyle her eşek gibi teneke nişanla gözü doymayacağını anlamış,

 

- ey eşek kulum,haklısın senin sayende ben bu makamdayım demiş. senin bu çok yüksek hizmetini karşılayabilecek bir nişanım yok. sana ölünceye kadar beylik ahırından hergün makarna,bulgur,üzüm hoşafı ve kış aylarındada kömür,bağladım..

ye, yee saltanatım için durmadan anır!..

 

Aziz Nesin'den

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Avcılığa Dair: Bugün hayvanları öldüren, yarın yoluna çıkan insanları öldürür. -Dian Fossey

 

Birini öldürdüğümüzde asla aynı kişi olamayız. Bu biri bir insan da olabilir, bir leopar da, evimizde dolaşan minik bir böcek de.

 

 

540922_386895521368275_1454075452_n.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vay vay vay Brad Pitt meğer 1987 yılında herkesin çok iyi bildiği şu bir döneme damgasını vura Dallas isimli dizide 4 bölüm boyunca Randy isimli bir karakteri canlandırmış. Bunu öğrendim facebooktan kısmetime bu sabah :)

 

dallas_s11_06-brad-pitt.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyi olacak hastanın doktoru ayağına gelirmiş, tam da grip kapıdayken şu geldi bana

 

55248647372216265974175.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BİR ÖĞRETMEN ARKADAŞIN YAZISI, HELAL OLSUN AĞZINA SAĞLIK HOCAM !!

 

Çoğu zaman öğretmen olmayanların haksız eleştirilerine maruz kalıyoruz. Tatilse evet, yaptık ...

iki ay paşalar gibi... Seminerse yazıldık, gittik, katıldık. Sen mesaini akşama kadar sigaraydı, çaydı, kahveydi, muhabbetti diye doldururken, ürettiğin sadece belki ömrü birkaç senelik ürünken ya da bilgisayar ekranındaki rakamlarken, ben insanla uğraşıyorum. Senin geleceğini çiziyorum. Otobüste ayakta kalma diye, yaşlandığında sana saygı duyulsun diye çalışıyorum. Hesaplarının içi boşaltılmasın, berber saçını doğru kessin, çöpçü çöpünü düzgün toplasın diye uğraşıyorum. Bunları da sadece 1600 lira + maksimum 450 liraya yapıyorum. Sorsam çok para diyebilirsin. Eğer bazı meslektaşlarımı görmüşsen, işini eksik yapan ya da önemsemeyen ; herkesi öyle sanmamalısın. Uzaktan anca "liseli" diye geçip gittiğin ya da "bırak Allah'ın ergenini" dediğin çocukla hiç 45 dakika konuştun mu? Hayata onun algılama penceresinden baktın mı? Yolda elinde sigara ile etrafındakilere tehditkar tavırlar sergilendiğinde üzüldün mü hiç? Hayatta 40 tane insanı karşına alıp, yaşlarının da 13-14 olduğunu bilmene rağmen onlara saygı duydun mu hiç? Ağızdan çıkan her şeyi kaydeden bu dimağlara karşı sorumlu olmayı hiç yaşadın mı?

 

İmkan yok kardeşim, kimse kusura bakmasın... Maaşının 600 lirası vergi olarak kesilen bir meslek yapalım, hala "yata yata para kazınıyorsunuz" deyin. Bunun adı yatmaksa, evet yatıyorum arkadaşım!!! Var mı itirazı olan???

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Bu gün bir olumlama cümlesiyle kendinize büyük bir armağan verin"

 

diyor benim ilk sayfama düşen ve devam ediyor:

 

 

-Çevrem tarafından, bilerek ya da bilmeyerek alt ve üst bilincimde oluşturulmuş tüm negatif ve gereksiz kodlamaları, düşünce kalıplarını iptal ediyor, yerlerine bütün olmak bilincini sevgiyle birlikte yerleştiriyorum.

 

-Bilerek ya da bilmeyerek alt ve üst bilincimde oluşturduğum tüm gereksiz ve negatif düşünce kalıplarımı iptal ediyorum. Bunların yerini sevgiyle dolduruyorum.

 

-Ben evrenin sonsuz bolluk ve bereketiyle doluyum, sonsuz bolluk ve bereketimi tüm çevreme ve ihtiyacı olanlara kolaylıkla yayıyorum.

 

-Ben bu gün sevgiyle doluyum, sevgiyi tüm çevreme ve ihtiyacı olanlara kolaylıkla yayıyorum.

 

-İşime kolayca odaklanıyorum ve verimli çalışıyorum.

 

-Kendimi her zaman ve her yerde özgürce ifade ediyorum.

 

-Ben daima; en doğru kişiye, en uygun anda, en doğru sözcüklerle, davranışlarla ve sevgiyle kendimi ifade edebilmeyi seçiyorum.

 

-Bu gün ve her gün sağlığım durmadan daha iyiye gidiyor.

-Bu gün kendimi sevgiyle ifade etmeyi seçiyorum...

-Evrenin sonsuz bolluk ve bereketi içindeyim...

-Ben kendimi tam olduğum gibi seviyor ve kabul ediyorum.

-Farkında olarak ya da olmayarak kendimde yarattığım tüm engellemeleri iptal ediyorum. Yolumun Tanrısal ışık ve sevgiyle açılmasını talep ediyorum.

-Zihnim ve bedenim kusursuz bir dengede. Sağlıklı ve uyumluyum.

-Geçmişi affediyorum ve serbest bırakıyorum.

 

Ben sevgide güvende ve dengedeyim.Evren beni destekliyor. İhtiyacım olan her şey bana sevgiyle sunuluyor ve ben sevgiyle, şükür ederek kendimi olduğum gibi derinden kabul ediyorum.

 

 

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Simin,

Lütfen bu söyleceklerimi üstüne alınma! Bunları bütün herkes için söylüyorum (bende dahil)

 

Uzaklara bakmayın bunun için. Önce kendi ailenize bakın onu (Ali Bulaç) orada da göreceksiniz. Siz ailesisiniz diye modern görünebilir ama kendi arkadaşlarının yanında veya başkalarının eşi, kız kardeşi, gelini, kadını söz olduğunda O (Ali Bulaç) olur gene. Abinizdir, amcanızdır, yeğeninizdir, dayınızdır, kardeşinizdir, damadınızdır, kaynınızdır, babanızdır.

 

Bu işi kadınlardan başka hiç kimse çözemez (Türkiyede eğitim çağdaş yönde ilerlemediğine göre size iş düşüyor).

 

Benim çevremde bunlardan tonlarca var. Eğer siz yok diyorsanız hayal dünyasında yaşıyorsunuz derim.

 

Yakınınızdan, en yakınınızdan başlayın düzeltmeye yoksa hiç bir şey yapmadan yakına yakına ölürsünüz.

 

Anne iseniz çocuğunuza merhamet duygusunu ve başkalarını anlama yetinisi okula gitmeden öğretin. Kadına davrnanışlarında ona yol gösterin. Sakın bu nasıl olacak demeyin siz benden veya herkesten daha iyi biliyorsunuz bu davranışların nasıl olacağını. Elinizden gelenin en iyisini yapın o çocuk inanın bana ileride ne kadar yanlış yola yönlendirilsede sizden bir parçayı taşıyacaktır. (bunların hespi kız kardeş isenizde geçerlidir)

 

En yakın arkadaşımın annesi eşinden dayak yerdi ve her gün anneme dert yanardı. Ama çocuğuna hiç bir şey öğretmezdi ve çocukluk arkdaşım aynı şekilde babasının yaptığını kendi eşine yaptığını öğrendim. Emek ister, zaman ister ve hepsini düzelteceksiniz diye bir kural da yoktur.

 

Zamanım yok çok açılacak bir konu ama şimdilik bu kadar yeter. smile.png

 

 

bu konuda çok çok özenli olduğuma inanabilirsiniz! blogum'daki şu http://www.turkish-m...29-simin-ikram/

 

bu ve bunun gibi burada yer vermediğim ve vermeyeceğim birçok kendi adıma girişimlerim devam etmekte... bunları nedenmi yapıyorum! boşanmış bir kadınım evet! ama ilk gücümü ben babamdan alıyorum bunu babama ilk söylediğimde başım eğikmiş farketmemiştim! babam tuttu başıma kaldır başını seni bunun için döverim dedi! hiç dövmedim ama bunun için yersin tokatı dedi! başını asla eğmeyeceksin ! utanıalcak birşey yapmadın! kim ne derse desin sen benim kızım sın .... bu kıymetli babacığımla ve kendi gücümlee ben çok kişiyle savaştım ve savaşıyorumda! yanlız biz kadınalrdan ziyade birde erkek kesimi mevcut değerli @erdogan... bunuda kendi şahsımdan örnekleyeyim! canlı canlı alıntısız örneklerle bu çok iyi oldu smile.png şöyleki ben boşandımya sonrasında hayatıma beni çok sevdiğini söyleyen bir bekar adam kılıklı birşey girdi işte smile.png sonra bi gün döndü dediki bende annemin bulduğu bekar birisiyle evleyim boşanıyım 3-4 aya eşitlenelim! ne demektir yahu bu eşitlenmek! ne??? sonramı ne oldu uçkuruna sahip olamdı aldattı v.s bunlar çok eğitimli üniversite mezunu devlet memuru üst kdemeya guyaa biggrin.png öyle bir ailenim yetiştirdiği 35 yaşında koca herif! bu işin eğitimle okulla meslekle erbapla kadınlık erkeklikle alakası yok bence! bence yani... insanlık ve vicdaniyet ve empati ile bağdaştırıyorum... onun için burdan kaç kişiye ulaşırız kaç kişi okurda birazcık fikircik oluşur şahıslar bilemiyorum tabi... birde bakın daha geçen bir kardeşçiğimiz bizlere bir soru sormuştu bunuda inceleyin görünki yeni nesil dediklerimizde ne hallerde nerelerde!

http://www.turkish-m...evap-istiyorum/

 

böyle sevgili @erdogan.. görüşmek üzere wink.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Seven Sevdiğine Sevdiğini Söylesin!

 

Hoca mezarlıktaki işini bitirmek üzereydi .

O anda elli yıllık karısını kaybeden 78 yaşındaki adam :

" Onu ne kadar çok sevdim ." diyerek çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı .

 

 

Yaşlı adamın yaşlı sesi törenin asil sessizliğini bozmuştu .

Mezar başındaki diğer aile bireyleri ve dostlar şok olmuşlardı.

Yetişkin çocukları alı al moru mor babalarını yatıştırmaya çalıştılar :

"Tamam , baba . Seni anlıyoruz ."

Yaşlı adam gözlerini dikmiş kazılan mezara yavaş yavaş inen tabuta bakıyordu...

Daha sonra yaşlı adam hariç hepsi sırayla toprak attılar.

Yaşlı adam hala : "Onu ne kadar çok sevdim" diye sesli sesli konuşuyordu .

Kızı ve iki oğlu konuşmasını engellemek istediler ,

Ama o devam etti , "Onu sevmiştim !"

 

Kalabalık mezarlığı terk etmeye hazırlanırken , yaşlı adam gitmemekte direniyordu . Gözlerini mezara dikmiş bakıyordu . Hoca yaklaştı : "Kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum , ama gitme zamanı geldi . Buradan ayrılmalı ve kendimizi hayatın akışına bırakmalıyız ." dedi . Yaşlı adam çaresizlik içinde bir kez daha "Onu ne kadar çok sevdim ."diyerek söylendi . "Beni anlamıyorsunuz ," dedi hocaya "ama ben bunu ona sadece bir kere söyleyebildim ."

 

Zil çalmadığı sürece zil değildir .

 

Şarkı söylenmediği sürece şarkı değildir .

 

Sevgi gönlümüzde tutsak olsun diye yaratılmamıştır .

 

Sevgi insanlara verdiğiniz sürece sevgidir. .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çook tatlııııı... w00t.gif

 

 

◤ÇOK BİLMİŞ ♥♡!◥ @ sinirsistem -https://twitter.com/sinirsistem-

 

İğneyi kendime , çuvaldızı başkasına, çiviyi enişteye , bıçağı dayıoğluna sapladım.Empati yapayım derken bildiğin seri katil oldum ben..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin

 

Bence bu hiç hoş olmamış... Güzelim hayvanları beyinsiz insanlara benzetmek hiç hoş değil..!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@@Admin bu tepkiyi kimin vereceğini merak ediyordum, bunu bir erkeğin söylemesi daha da hoşuma gitti..kesinlikle seninle aynı fikirdeyim..:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

YUMUŞAK VE ZAYIF

"

insanoğlu doğduğu zaman

yumuşaktır ve zayıf

öldüğü zaman sert ve güçlüdür

bin bir tür dünyaya geldiğinde

yumuşaktırlar ve ince

öldüklerinde kuru ve katıdırlar

demek sert ve güçlü yandaşıdır ölümün

yumuşak ve zayıf yandaşıdır yaşamın

demek güçlü ordu kazanamaz savaşı

sağlam gövdeli ağaç kurtulamaz baltadan

güçlü ve büyük olan yenilir

yumuşak ve zayıf olan kazanır"

 

Lao Tzu - Tao Te Ching

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.