Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Hepimiz Deli Doğarız Bazılarımız Aynı Kalır! :)


Nüans

Önerilen İletiler

Çok deli yüzebilirim,

Çok deli koşarbilirim,

gerektiğinde çok deli tartışırım,

Çok deli basketbol oynarım,

çok manyak araba kullanırım

çok deli bir şekilde teknoloji takip ederim,

deli gibi sinemaya giderim,

deli gibi parfüm alırım biri bitmeden birini ...

kısaca deli gibi para harcarım,..

Sanırım Bende DELİYİM... ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bizim ata sözlerinin söyleniş temelleri evrensel deil

yöreseldir

izafiyet bu kurallara uymaz

tüm kurallar gibi iyi ve kötü

herkese tam farklı deildir temeli aynıdır

 

Peki bana oyle bir iyi veya kotuye dusunce ve davranis olarak ornek gosterki; tum TC vatandaslarinin ortak algisi olsun, buyur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

çalmak veeeee

yardımcı olmak

 

Peki sence kanuni ve haksiz kazanc saglamak "calmak" degil midir?, yani yolsuzluk/rusvet v.s. Neden "calmak" olarak algilanmiyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki sence kanuni ve haksiz kazanc saglamak "calmak" degil midir?, yani yolsuzluk/rusvet v.s. Neden "calmak" olarak algilanmiyor?

 

Yolsuzluk yapanlar, rüşvet verenler de yaptıkları fiilin doğru olmadığının farkındalar; bu fiilleri yapıp da ben bunların kanun dışı, ahlak dışı olduğunu bilmiyordum, hatta benim nazarımda bunlar kanuni, ahlakî açıdan doğru kabul edilmesi gereken fiilerdir düşüncesiyle savunmuyorlar, en azından ben görmedim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yolsuzluk yapanlar, rüşvet verenler de yaptıkları fiilin doğru olmadığının farkındalar; bu fiilleri yapıp da ben bunların kanun dışı, ahlak dışı olduğunu bilmiyordum, hatta benim nazarımda bunlar kanuni, ahlakî açıdan doğru kabul edilmesi gereken fiilerdir düşüncesiyle savunmuyorlar, en azından ben görmedim.

 

Onemli olan hangisi, yapmak mi/savunmak mi?

 

Eger bu bir kotuluk ise, bu kotuluk neden algilanmiyor ve serbest oluyor.

 

Ya da ac cocugunu doyurmak icin ekmek calmak, hirsizlik mi/kotuluk mu?

 

Bir seyin kotu oldugunun kistasi nedir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Onemli olan hangisi, yapmak mi/savunmak mi?

 

Eger bu bir kotuluk ise, bu kotuluk neden algilanmiyor ve serbest oluyor.

 

Ya da ac cocugunu doyurmak icin ekmek calmak, hirsizlik mi/kotuluk mu?

 

Bir seyin kotu oldugunun kistasi nedir?

 

Anlatmak istediğinizi tam manasıyla anlayamadım.original.gif

 

Yolsuzluk yapmak, rüşvet vermek, dolandırıcılık vb. hâk ihlali,zararlı olarak nitelendirilen fiillerin bizatihi kendisi önemli değil mi?Bu fiilleri kim savunur ki hangi sebeple, hangi düşünsel temelde?

 

Bunlardan hangisi nerede olağan karşılanıyor ve serbest ki?Ülkemiz bağlamında kanunlarımızda suç olarak tanımlanmış bunlar malumunuz, yapan yok mu, evet var.original.gif

 

Bir baba bütün çabalarına rağmen hayatını idame ettirecek bir iş bulamamış,bütün kanuni,sosyal imkan yollarını tüketmişse en son noktada aç kalmışsa çocuğunun karnını doyurmak için yaptığı hırsızlık benim vicdanımda hırsızlık değildir.

 

Bir fiilin kötü olarak adlandırılmasının kıstası ne?Algılarımız,duygularımız,düşüncelerimiz, bu bağlamda ortak düşünce olarak oluşturulan kanunlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlatmak istediğinizi tam manasıyla anlayamadım.original.gif

 

Yolsuzluk yapmak, rüşvet vermek, dolandırıcılık vb. hâk ihlali,zararlı olarak nitelendirilen fiillerin bizatihi kendisi önemli değil mi?Bu fiilleri kim savunur ki hangi sebeple, hangi düşünsel temelde?

 

Burada konu olan bunlarin yapilmasidir. Yalniz ispati yoktur. Insanoglu genelde alisilagelmis bazi seyleri uygular ama soylemez. Mesela kimse "ben fasistim" demez. Cunku kavram olarak algisi kotudur. Dolayisi ile bir seyin kavram olarak algisinin kotu olmasi, onu kotu yapmaz, cunku uygulanir.

 

 

Bunlardan hangisi nerede olağan karşılanıyor ve serbest ki?Ülkemiz bağlamında kanunlarımızda suç olarak tanımlanmış bunlar malumunuz, yapan yok mu, evet var.original.gif

 

Bir baba bütün çabalarına rağmen hayatını idame ettirecek bir iş bulamamış,bütün kanuni,sosyal imkan yollarını tüketmişse en son noktada aç kalmışsa çocuğunun karnını doyurmak için yaptığı hırsızlık benim vicdanımda hırsızlık değildir.

 

Bak, kavram ortaya cikti; vicdan. O zaman konu yapanin vicdani. Soyle dusun. Hic bir ebeveyn, evladi icin kotu bir sey istemez; ama, evlat ondan isteneni kotu olarak algilayabilir.

 

 

Yani konu iki turludur, algi ve vicdan. Eger bir kisi vicdani rahatlik hissedecek ise, burada algisi kendince olumludur. Mesela kalem kiran bir hakim, kafa kesen bir cellat, iskence yapan bir iskenceci, ya da tecavuzcu v.s. nasil bir algidadir ki, bunlari yaparken vicdani rahattir.

 

Eger bu kolay olsa idi, insanoglu insanlikdisi dusunmez ve davranmaz; hem kendine hem de baskasina zarar verdigini algilardi.

 

Bir fiilin kötü olarak adlandırılmasının kıstası ne?Algılarımız,duygularımız,düşüncelerimiz, bu bağlamda ortak düşünce olarak oluşturulan kanunlar...

 

Kanunlari olusturan kim? Ya da birisini oldurmek eger suc ise, savaslar neden var? Demekki insanoglunun "su oldurme makul/bu degil" gibi bir algisi var.

 

Ya da bir serial katil, baskalarini oldururken, nasil bir algiya sahip? Ya da haksiz kazanc saglayan biri nasil bir algiya sahip? Ya da bir kisiye haksiz kazanc yaptiran ve bir kisiye yaptirmayan, algi farki ne? Bir kazancin haksizliginin kistasi nedir?, ustelik kapitalist bir sistem ve yasamda?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsandan, insanın oluşturduğu ve yine kendinin tabi olduğu düzenden bahsediyorsunuz.

 

Sizin düşünce olarak durduğunuz yer neresi, olan ne, sizin olmasını istediğiniz ne ve niye?

 

Bu sorulara yanit olarak ciltler yazilir. Burada olan insanogluinun dogal zihniyetinin insandisi ve insanlikdisi olarak yapilandirilmis olmasi ve insanoglu bilisselligi icermemesidir.

 

Olmasi istenen de, numenal insanlik, bilimsellik ve bilissellik. Yani insanoglunun dusunce ve davranista insanlasmasi. Ben buna numenal zihniyet diyorum. Cunku insanoglunun dogalzihniyeti de fenomenal zihniyeti de, onu sadece biribirine kul ya da meta yapiyor.

 

Insanoglu sadece bir nitelik olarak kendini degerlendiriyor, ustelik kendilik bilisselligi olmadan.

 

Ama dedigim gibi, insdanoglunun kendi adina yapilandirdigi bu zihniyetin sorunlarini ortaya koymak icin, once algilamak ve sonra da sorununun rahatsizligini yasamak gerekiyor. Yoksa, "insanoglunun dogasi budur" denip, bu zihniyetin dusunce, davranis, duzen ve sistemi ve de insanoglu arasi iliski sadece fenomene baglanir ve dogal algilanip, caresiz kalinir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu sorulara yanit olarak ciltler yazilir. Burada olan insanogluinun dogal zihniyetinin insandisi ve insanlikdisi olarak yapilandirilmis olmasi ve insanoglu bilisselligi icermemesidir.

 

Olmasi istenen de, numenal insanlik, bilimsellik ve bilissellik. Yani insanoglunun dusunce ve davranista insanlasmasi. Ben buna numenal zihniyet diyorum. Cunku insanoglunun dogalzihniyeti de fenomenal zihniyeti de, onu sadece biribirine kul ya da meta yapiyor.

 

Insanoglu sadece bir nitelik olarak kendini degerlendiriyor, ustelik kendilik bilisselligi olmadan.

 

Ama dedigim gibi, insdanoglunun kendi adina yapilandirdigi bu zihniyetin sorunlarini ortaya koymak icin, once algilamak ve sonra da sorununun rahatsizligini yasamak gerekiyor. Yoksa, "insanoglunun dogasi budur" denip, bu zihniyetin dusunce, davranis, duzen ve sistemi ve de insanoglu arasi iliski sadece fenomene baglanir ve dogal algilanip, caresiz kalinir.

 

İnsanı bütün yönleriyle, oluşturduğu sistemi keza bütün yönleriyle kapsamlı bir çerçevede bilimsel,psikolojik,sosyolojik, felsefi bağlamlarda irdelemek ve yine aynı ölçüde kapsamlı, gerçekçi,nesnel doğrulara uğraşmak zor bunu yapmak da sayfalar alır.

 

Bir gerçek var ki benim açımdan dünya sadece güzelliklerin bulunduğu bir yer değil, insan da kusursuz,zararsız,her zaman faydalı olanı yapan, bilen,her fiilini büyük bir algı,bilgi,doğruluk derinliği içinde yapan bir canlı türü değil.

 

Dünya tarihi savaşlarla dolu, hâlâ da savaşlar oluyor.Niye sayısız sebebi var.

 

Örneğin Suriye:Beşar Esad ve taraftarları kendi anlayışlarında,değerlerde bir ülkenin,kendi egemenliklerinde olan bir ülkenin mücadelesini veriyorlar; karşıtları da kendi yönetim,inanç değerlerinin hakim olması, ülkenin egemenliğinin kendilerinde olması için ve bu savaşta dışarıda duran ama ülke çıkarları, ideolojik çıkarları veya insani kaygılarla taraflardan birini perde arkasında fiili olarak destekleyen ülkeler var.

 

İsrail-Filistin savaşı, arka planda tarihi bir sürecin getirdiği toprak, egemenlik,bağımsızlık mücadelesinin,inanç değerlerinin de verdiği bir karşıtlığın savaşı var.

 

Ülkemizde Cumhuriyet kurulduğundan beri inanç temelli sistem inanç düşmanlığı mücadelesi var ve hâlâ da devam ediyor.Demokrasi sorunumuz var, ayrılıkçı Kürt sorunumuz var,adaletin işlememesi, sağlanamaması, hukukun bağımsızlığı sorunumuz var.

 

Verdiğim örnek olgular dar çerçevede yaşanan gerçekler.

 

Bunların sebebi ne, bir sebebe bağlanıp sonuca varılabilir, gerçekten bu sonuçlara sebebiyet veren nedenler ortadan kaldırabilir mi?

 

Örneğin somut olan bir sorun PKK meselesi nasıl çözülür,hangi yöntemle, hangi düşünce temelinde?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanı bütün yönleriyle, oluşturduğu sistemi keza bütün yönleriyle kapsamlı bir çerçevede bilimsel,psikolojik,sosyolojik, felsefi bağlamlarda irdelemek ve yine aynı ölçüde

.

.

.

Örneğin somut olan bir sorun PKK meselesi nasıl çözülür,hangi yöntemle, hangi düşünce temelinde?

 

Ben senin yazdiklarina yonelik bir sey demiyorum. Sen durum tesbiti yapmissin. Sorun ise bunun insanoglunun bir dogasi mi, yoksa dogalzihniyeti mi oldugu sorunu.

 

Sonucta eger dogal zihniyeti dogal yani evrimci olarak algilarsan, ortada bir teslimiyet olacvaktir. Yani "ne yapalim insanoglunun evrimsel gelisimi bukadar, ya da ne yapalim tanri insanoglunu boyle yaratmis" eger benim dedigimi algilarsan, ben insanoglunun kendisini kendi dogal zihniyeti ile bu duruma koydugunu ve bu zihniyet algilanir ve bilisselligi kazanilirsa da, insanlik yonundedegisebilecegini/degistirilebilecegini soyluyorum.

 

Kisaca insanoglu fenomenini her turlu yonlendiren ve yasatanin sistemi ve duzenini kurduranin, davrandiranin v.s. onun kendi dogal zihniyerti oldugunu soyluyor ve bunun sorgulanarak insanlasabilecegini soyluyorum.

 

Yoksa neden tartisiyoruz ki, eger tum bunlar bir teslimiyet ve bir dogallik ise; neden herkes biribirini kendi gorusu ile iknaya ugrasiyor? ya da neden bu savaslara karsi cikiyor? v.s.

 

Buradaki celiski sudur. Eger bu bir dogallik ise neyin mucadelesini veriyoruz? yok degil ise, o zaman kim neyi kime neden sikayet ediyor ve kim neyi neden ve nasil degistirmek istiyor?

 

PKK konusuna gelince "guneydogu sorunu" baslikli yaziyi bir oku istersen.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben senin yazdiklarina yonelik bir sey demiyorum. Sen durum tesbiti yapmissin. Sorun ise bunun insanoglunun bir dogasi mi, yoksa dogalzihniyeti mi oldugu sorunu.

.

.

.

PKK konusuna gelince "guneydogu sorunu" baslikli yaziyi bir oku istersen.

 

Benim gözlemlerimden,edindiğim bilgilerden çıkardığım sonuç sorun olarak ortaya konan olguların sebebi insanoğlunun doğasından kaynaklanıyor olması.

 

İnsan dediğimiz canlı sevgiyi, hoşgörüyü, fedakârlığı,acıma hissini,vicdanı aynı zamanda bencilliği, hırsı,öfkeyi,şiddeti,doyumsuzluğu bir arada benliğinde,ruhunda taşıyan bir canlı.

 

Bu nitelikleriyle birlikte dil,inanç, kültürel,etnik farklılıklarıyla halklar dediğimiz gruplara ayrılmış, bazen de iç içe geçmiş lakin kendini bir gruba,kültüre, ideolojiye ait olma ihtiyacı duyan dolayısıyla herhengi bir milletin,kültürün,inancın ya da bunların sistemleiştirilmiş sınırları belli olan bir devletin üyesi.

 

İnsan insan olduğu için evrensel, kendini tanımladığı kimliğini oluşturan bütün değerlerle evrensellliğin içinde farklı renklerden biri, Türk gibi,Kürt gibi, Fransız,Japon,Afrikalı,yerli gibi...

 

....

 

Sonra devam ederim müsadenizle...original.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim gözlemlerimden,edindiğim bilgilerden çıkardığım sonuç sorun olarak ortaya konan olguların sebebi insanoğlunun doğasından kaynaklanıyor olması.

.

.

.

Sonra devam ederim müsadenizle...original.gif

 

Madem devam edeceksin, yaniti devamindan sonraya sakliyayim.

 

Yalniz sunu hatirlatmak isterim. Insanoglu kendi disinda baska bir fenomene ya da guce kendi kavramsal bilgisi ile bir yukleme yaparsa, yani dogaya dogasi/dogallik gibi. Bu metafizik bakis acisi olur.

 

Bilimsel ve bilissel bakis acisi ise epistemolojiktir. Yani doga dahil hic bir fenomende bilgi olmadigini soyler ve her turlu seyin bir yapilandirmacilik ve insanoglu yapilandirmaciligi oldugunu soyler.

 

Zaten numenal zihniyet te dogal ve fenomenal zihniyetten burada farklilasir. Kisaca insanoglu kendi dogasini kendi dogal zihniyetinin kavramsal bilgisi ile verir. Doganin dogalligi yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Madem devam edeceksin, yaniti devamindan sonraya sakliyayim.

 

Yalniz sunu hatirlatmak isterim. Insanoglu kendi disinda baska bir fenomene ya da guce kendi kavramsal bilgisi ile bir yukleme yaparsa, yani dogaya dogasi/dogallik gibi. Bu metafizik bakis acisi olur.

 

Bilimsel ve bilissel bakis acisi ise epistemolojiktir. Yani doga dahil hic bir fenomende bilgi olmadigini soyler ve her turlu seyin bir yapilandirmacilik ve insanoglu yapilandirmaciligi oldugunu soyler.

 

Zaten numenal zihniyet te dogal ve fenomenal zihniyetten burada farklilasir. Kisaca insanoglu kendi dogasini kendi dogal zihniyetinin kavramsal bilgisi ile verir. Doganin dogalligi yoktur.

 

Kelimeler, kavramlar, cümleler,düşünceler,anlamlandırmalar,tanımlamalar, dış dünya ve dış dünyanın içimizdeki kavramsallaştırılmış hâli...

 

Dışımızdaki dünyayı kavramlarla zihnimizde görünür,anlaşılır,anlatılır kılmak metafizik bakış açısı mı?Doğal çevre tabiri metafizik bir bakışın ortaya koyduğu anlamlandırma mı?Konunun bu noktası dilin nitelikelriyle ilgili esasında, varlıklara veya var oldğuna inandığımız soyut varlıklara bir ileitişim aracı olan dilde karşılık bulma,dil düzeyinde sembolleştirip, var kılma olgusu.

 

Metafizik dediğimiz kavram malumunuz kelime itibariyle ''fizik ötesi'' madde ötesi anlamına geliyor ve felsefi bir terim,felsefi bir düşünce biçiminin tanımı.

 

Dilin, dildeki kavramların felsefesini yapmak ayrı, olaylara metafizik açıdan bakmak, olguları metafizik olgu olarak görmek,isimlendirmek ayrı.

 

Belki şunu demek istiyorsunuz bizim dışımızdaki dünyayı soyut gerçeklikler olan,yani gerçekte varlığı zihnimizde olan kelimelerle,kavramlarla kendi algımıza göre adlandırıyoruz?Doğal çevre dediğimizde, çevrenin doğası dediğimizde gerçekte doğal çevreyi, doğallığı var kılmıyoruz,ortaya çıkarmıyoruz, dışımızdaki gerçekliği düşünce dünyamızda somutlaştırıyoruz kendi anlamlarımızla.

 

Bu durumun ne anlamı var ki, buna dil deniyor,kendi aramızda iletişimi sağlamak, dış dünyayı, anlamak, düşünmek,düşünce üretmek için kullandığımız bir araçtır dil.

 

Bilim dediğimiz faaliyet de dil içinde kendi dilini kullanır, faaliyetlerini, ortaya koyduğu bulguyu, bilgiyi tanımı kendi terimleriyle ama genel dilin içinde yapar.

 

Bilim ne zaman nerede hiçbir şeyde bilgi olmadığını kanıtladı, açıklayabilir misiniz bunu, ayrıca bilimin faaliyet alanına girmeyen bir konu, sizin değindiğiniz konu, bilgi felsefesi; bilgi nedir,gerçekliği nedir,doğruluğu nedir, dolayısıyla anlamı nedir,soruları bilimin inceleme alanında yer alan sorular değil.

 

Bilimsel,bilişsel bakıştan kastınız bilim felsefesi bakışıysa felsefi bir düşünce tavrından bahsediyorsunuz demektir, doğruluğu,sınırları kesin olan sonuçlar vermez felsefe de bilirsiniz,ayrı bir düşünme alanı.

 

Doğanın doğallığı yoktur, derken neyi kabul etmiyorsunuz; kavramın kavram düzeyinde anlamlandırılmasından dolayı, gerçekliğinin bizim zihnimizde olduğunu, asıl doğa gerçekliğinin başka bir gerçeklik taşıdığını veya doğa doğal değildir, hatalı bir anlam içermektedir,doğrusu başka tür nitelikler içerir şaklinde mi karşı çıkıyorsunuz?

 

Doğa doğal değilse kavram düzeyinde, doğa nedir, hangi dilde,hangi düşünce temelinde?

 

Doğayı anlamlandırmanın,tanımlamanın kavramlar üretme yolu dışında , bu bilimsel faaliyet sonucu da olsa başka bir yolu mu var?Evet doğayı biz tanımlıyoruz kendi kavramlarımızla ama bunun böyle olmasının başka bir yolu olmadığı gibi, bu şekilde olmasının hangi sonuçlarına neden karşısınız?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kelimeler, kavramlar, cümleler,düşünceler,anlamlandırmalar,tanımlamalar, dış dünya ve dış dünyanın içimizdeki kavramsallaştırılmış hâli...

 

Dışımızdaki dünyayı kavramlarla zihnimizde görünür,anlaşılır,anlatılır kılmak metafizik bakış açısı mı?

Metafizigin iki cesidi vardir, ontolojik ve fizik otesi (teolojik) Eger konuya ontolojik bakiyorsan, bu metafiziktir. Yani varligi indirgemeci, determinist, inancin dogruladigi gercegin, teki, ilki mutlaki ve degismezi ile ortaya koymak. Yani varliga, insanoglu yetisi yuklemek. Dogaya dogallik yuklemek gibi. Evet insanogluna yansiyan ve gozlem veren A insanoglu algisi bilgisi, kavrami yansitmasi ile B'ye donusur. Iste bunu algilayamayip, A yi ortaya A olarak ortaya koymak; metafiziktir.

 

Doğal çevre tabiri metafizik bir bakışın ortaya koyduğu anlamlandırma mı?Konunun bu noktası dilin nitelikelriyle ilgili esasında, varlıklara veya var oldğuna inandığımız soyut varlıklara bir ileitişim aracı olan dilde karşılık bulma,dil düzeyinde sembolleştirip, var kılma olgusu.

 

Metafizik dediğimiz kavram malumunuz kelime itibariyle ''fizik ötesi'' madde ötesi anlamına geliyor ve felsefi bir terim,felsefi bir düşünce biçiminin tanımı.

 

Yukarida metafizigin felsefenin ayni zamanda varlik (ontoloji/teoloji) ile ilgili dali oldugunu acikladim. Buradaki teoloji tanrinin varligini tartisan dalidir. Materyalizm, idealizm ve pozitivizm varligin indirgemeci determinist ve ilkli tekli mutlakli ideolojik inanclaridir. Fizik otesi ise, tamamen insanoglunun yaratimi bir urundur. Somutas da tasinabilir. Metafizik naturalizm "Doganin kanunlari var" demektir. Yani doganin dogalligi var, iste burada dogayi algilayan ve ona kanunlari veren insanogludur. Yani dogada kanun yoktur. O yuzden de insanoglu dogasi, insanoglunun kendine verdigi degerlerdir.

 

Dilin, dildeki kavramların felsefesini yapmak ayrı, olaylara metafizik açıdan bakmak, olguları metafizik olgu olarak görmek,isimlendirmek ayrı.

 

Metafizik bakmak, ontolojik/varliksal bakmaktir. Kavramsal bakmak, subjektif bakmaktir. Dolayisi ile "metafizik" tamamen varlik konusudur. Bilginin konusu ise epistemolojidir.

 

Belki şunu demek istiyorsunuz bizim dışımızdaki dünyayı soyut gerçeklikler olan,yani gerçekte varlığı zihnimizde olan kelimelerle,kavramlarla kendi algımıza göre adlandırıyoruz?Doğal çevre dediğimizde, çevrenin doğası dediğimizde gerçekte doğal çevreyi, doğallığı var kılmıyoruz,ortaya çıkarmıyoruz, dışımızdaki gerçekliği düşünce dünyamızda somutlaştırıyoruz kendi anlamlarımızla.

 

Hayir oyle degil. Bizim disimizda, bizden bagimsiz bir gercekligin oldugunu yalniz bu gercekligin her turlu bilgisinin, kavraminin anlaminin v.s. bizim tarasfimizdan yapilandirildigini soyluyorum. Yani insanoglunun inanci ile dogrulanan gerceklik, yapilandirilmistir. O yuzden de her dogrulama ve inanc farkindan dolayi tartismalidir. Dogal olan insanogluna gozlem ve yansi veren her bir alginin bilgiye ve kavrama donusmesidir.

 

durumun ne anlamı var ki, buna dil deniyor,kendi aramızda iletişimi sağlamak, dış dünyayı, anlamak, düşünmek,düşünce üretmek için kullandığımız bir araçtır dil.

 

Bilim dediğimiz faaliyet de dil içinde kendi dilini kullanır, faaliyetlerini, ortaya koyduğu bulguyu, bilgiyi tanımı kendi terimleriyle ama genel dilin içinde yapar.

 

Bilim ne zaman nerede hiçbir şeyde bilgi olmadığını kanıtladı, açıklayabilir misiniz bunu, ayrıca bilimin faaliyet alanına girmeyen bir konu, sizin değindiğiniz konu, bilgi felsefesi; bilgi nedir,gerçekliği nedir,doğruluğu nedir, dolayısıyla anlamı nedir,soruları bilimin inceleme alanında yer alan sorular değil.

 

 

 

Insanoglunun kavramsal bilgisi sadece inancsal, ideolojik, dogrusal, gerceksel, yaratilissal, metafizik, etik v.s. degildir; ayni zamanda bilimseldir de. Bilimsel bilgi olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirlik temelli tum insanoglunu ortak algilatan bilgidir, yani tartismas disidir.

 

Bilimsel,bilişsel bakıştan kastınız bilim felsefesi bakışıysa felsefi bir düşünce tavrından bahsediyorsunuz demektir,

Evet, bilimsel felsefeden; epistemolojinin yapilandirmaci epistemolojisinden.

 

doğruluğu,sınırları kesin olan sonuçlar vermez felsefe de bilirsiniz,ayrı bir düşünme alanı.

 

Doğanın doğallığı yoktur, derken neyi kabul etmiyorsunuz; kavramın kavram düzeyinde anlamlandırılmasından dolayı, gerçekliğinin bizim zihnimizde olduğunu, asıl doğa gerçekliğinin başka bir gerçeklik taşıdığını veya doğa doğal değildir, hatalı bir anlam içermektedir,doğrusu başka tür nitelikler içerir şaklinde mi karşı çıkıyorsunuz?

 

 

 

Dogallik dogada degil; insanoglu algi bilgi ve kavramindadir.

 

Doğa doğal değilse kavram düzeyinde, doğa nedir, hangi dilde,hangi düşünce temelinde?

 

 

 

Sence insanoglunun dogayi dogal kilmasi disinda baska bir kilis ta mi var?, varsa hangisi?

 

Doğayı anlamlandırmanın,tanımlamanın kavramlar üretme yolu dışında , bu bilimsel faaliyet sonucu da olsa başka bir yolu mu var?Evet doğayı biz tanımlıyoruz kendi kavramlarımızla ama bunun böyle olmasının başka bir yolu olmadığı gibi, bu şekilde olmasının hangi sonuçlarına neden karşısınız?

 

Bu alginin olmamasi soz konusu. Yani insanoglu dogayi kendi anlamlandirdiginin bilisselligine sahip olmadigi icin, metafizik temelde tartisiyor. Bunun en buyuk sorunu insanoglunun kendilik bilisselligine erememesi, kendini ya bir mal meta madde, ya da bir kul kole olarak algilamasi ve kendi verdigi degerler ile dogaya teslim olmasi.

 

Yani insanoglunun her turlu degersel, verisel, tabusal savaslari. bu degerlerin, verilerin, tabularin getirdigi inanclar, ideolojiler, dogrular, gercekler, tekler, ilkler mutlaklar. Ayrica bilimin onunun tikanmasi aslinda benim dile getirdigim her seyin temeli bu insanoglu temelli bakis acisi ve insanoglunun insanlasamama sorunu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

...

 

Bu alginin olmamasi soz konusu. Yani insanoglu dogayi kendi anlamlandirdiginin bilisselligine sahip olmadigi icin, metafizik temelde tartisiyor. Bunun en buyuk sorunu insanoglunun kendilik bilisselligine erememesi, kendini ya bir mal meta madde, ya da bir kul kole olarak algilamasi ve kendi verdigi degerler ile dogaya teslim olmasi.

 

Yani insanoglunun her turlu degersel, verisel, tabusal savaslari. bu degerlerin, verilerin, tabularin getirdigi inanclar, ideolojiler, dogrular, gercekler, tekler, ilkler mutlaklar. Ayrica bilimin onunun tikanmasi aslinda benim dile getirdigim her seyin temeli bu insanoglu temelli bakis acisi ve insanoglunun insanlasamama sorunu.

 

Teorik, ansiklopedik bilgi düzeyindeki kısımları geçiyorum, yazınızın sonunda ortaya koyduğunuz insan temelli bakış açısı ve insanın insanlaşamaması düşüncenizle ilgili devam edeyim.

 

Bu noktada soru sormak istiyorum, doğayla, dış dünyayla olan ilişkimizde veya sosyal hâyatta insanın ürettiği kavramlar,değerler sistemler hangi şekilde üretilmeliydi ki insan temelli olmasın, bunun başka bir yolu var mı;insan nasıl insanlaşır, bu ne demektir, sizin düşünce dünyanıza ait bir terim midir,felsefi midir,hukuki midir,psikolojik midir,sosyolojik midir, velhasılı hangi alanla ilgilidir, hangi alanla ilgili hangi düşünceleri ifade eder?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Teorik, ansiklopedik bilgi düzeyindeki kısımları geçiyorum, yazınızın sonunda ortaya koyduğunuz insan temelli bakış açısı ve insanın insanlaşamaması düşüncenizle ilgili devam edeyim.

 

Bu noktada soru sormak istiyorum, doğayla, dış dünyayla olan ilişkimizde veya sosyal hâyatta insanın ürettiği kavramlar,değerler sistemler hangi şekilde üretilmeliydi ki insan temelli olmasın, bunun başka bir yolu var mı;insan nasıl insanlaşır, bu ne demektir, sizin düşünce dünyanıza ait bir terim midir,felsefi midir,hukuki midir,psikolojik midir,sosyolojik midir, velhasılı hangi alanla ilgilidir, hangi alanla ilgili hangi düşünceleri ifade eder?

 

Cok genel olarak soyle sorayim. Sen insanlik asdina nelerden sikayet ediyorsun ve neden? Baskalari ile iletisim kurarken neyin mucadelesini veriyorsun ve neden?

 

Insanlasamama terimi, insanoglunun her turlu yetisini insanligi ve insan olma adina kullanmamasidir. Yani beyninin yetisi olarak insan gibi yasamamaktadir. Sonucta dogal zihniyet anima/animus temelli hayvansal bir zihniyettir. Yani fiziki guce otoriteye ve zorlamaya, baskiya, mudaheleye v.s. dayanir.

 

Numenal "Insanlasamamak" Konusu

 

 

 

Herseyden once "insanlasamamak" tamamen insanoglu turu ve birine ait bir numenal yeti kullanim ve paylasim sorundur.

 

Bu sorunun temeli maddesel/nesnel degil; dusunsel/ozneldir. Yani insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, onun bir soyutlamasi ve bu soyutlamasinin evrensel ayniliktaki yapilanis ve isleyis sorunudur.

 

Bu soyutlama daki insanlasamama sorunu, insanoglunun tum kurgusal (felsefe, bilim ve din) verileri, degerleri ve tabularinin getirdigi; sabitlik, sahiplik, kesinlik icerikli sorgulanmazlari, on kabulluleri icin gecerlidir.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, ona dogumdan itibaren giydirilen, dogal zihiyet ve dogal ego elbisesidir.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, bu elbisenin bilimsellik ve dogallik kisvesi altinda vucudun ayrilmaz bir parcasi yapilmis olmasi ve boyunduruktur.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, evrensel aynilikta yapilanan ve isleme konan koken ve temellerinin, insasnoglu turunu ayirici, bolucu, kutuplastirici bir icerige sahip olmasidir. Her ayrimin ve ayrimciliginin cikara, guce ve otoriteye dayanmasidir.

 

Insanoglu turu ve birini insanlastirmayan bu zihniyet, bilincalti bir yonlendirim ve yaptirim urunudur. Bir insanoglu turu ve biri disi, nesnel/oznel guc arama ve bu guce kendini teslim etme, ona karsi kendini caresiz kilma urunudur.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, bu insandisi ve insanlikdisi etik ve metafizik yonlendirim ve yaptirimlarin; insanoglu turu ve birinin varligini yok sayma, gale almama, onemsememenin verdigi yasami harcatma, cikar ve ayrimcilik degerleri temelinde kullanma ve yasamin disindaki herseyi yasamin onune koyma urunudur.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, evrensel ayni kokenin temelleri arasi ideolojik inancsal dogruluklarin "benimki dogru" savasidir, tartismasidir.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, yaratilissal, tanrisal, inancsal, dogrusal, ideolojik, mistik, doga ustu ve dunya otesi icerikli, spekulatif ve epistemoloji ustu icerikli, guya bilimsel ve inancsal teoriler, tezler, hipotezlerdir.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, dogal zihniyetin dogal egosunun temeli akilciligin, bencilligi, bananeciligi, bireyciligi, sadece kendi/cikari v.s. icin, herseyin mubahligi, akilciligin kendine emir kulu, kole aramasi, akilciligin teslim alma/olma icerigi ve akilcilik ufkunun tursellige ulasamamasi ve bir olarak kalmasi urunudur.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, bilimsel olamamak, bilimsel metod kullanamamak, bilime inanci, inanca bilimi katarak bilim ve bilimselligi, inancsalligin dogruluguna peskes cekmek ve yamamak urunudur.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, nihilizm hicciliginin ve yukumsuzlugunun, emperyalist zihniyetin tanriyi oynamasinin, kutuplar ustu bir akilcilik ile kutuplari biribiriyle savastirabilmesinin ve kutbun birbirine zit her iki ucunu da beslemesi ve desteklemesi, kendisini de bir koruyucu/kollayici hakem pozisyonunda gosterebilmesinin bir urunudur.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, bilgisizligin, bilincsizligin,farkindasizligi n, verilene ya harfiyen uymanin, ya da karsi olmanin, kendini kendi kendini kandirarak insanlik adina bir goreve yuklenildigine ideolojik olarak inandirilan dogrunun urunudur.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamasi, akla gelen her turlu insanlikdisi olgunun, siddetin, iskencenin, cinayetin, katliamin, vahsetin, kinin, nefretin, acligin, yoklugun, savaslarin, ustunlugun, ayrimciliginin ustunlugunu dile getirmenin, her turlu ideolojik iktidar ugruna, yalanin, dolanin, kandirmacanin, vicdansizligin v.s. urunudur.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, bilimi ve dogalligi cikar icin kullanimin, toplumlari ve birleri dusundurtmemenin, robotlastirmanin, cemaatlestirmenin, onlari insandisi guclere ideolojik, teolojik, dini, teleolojik, mistik, spekulatif, doga ustu ve dunya otesilik kurgulara teslim edisin bir urunudur.

 

Yani, insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, insanoglu turunun bolunmez, mustakil parcasi birinin kendi kendini kendi iradesiyle, sorgulamamasinin, degerlendirmemesinin, insanlasmanin yolunu bulamamasinin, aksine; kolaya kacip, bilincaltinin yonlendirim ve yaptirimlarina teslim olmasinin, kendi birini ve turunu algilayamamasinin, bilinclenememesinin, rahatsizlik duymamasinin, zarar gordugunun bilinc ve farkinda olamamasinin sorunudur.

 

Kisaca, insanoglu turu ve birinin insanlasamamasi, kendi soyutlamasinin her turlu sorununu algilayamamasinin ve turun biri olarak insan temelli tursel bir devrimi, soyutlamasi uzerinde gerceklestirememesinin ve bunu yasam ve iliskisine, sistem ve duzenine kurum ve kurumlasmasina tasidigi ve yonlendirim yaptirim olarak uygulamali kildigi gozlem veren ve yansiyan bir urunudur.

 

Insanoglu turu ve birinin insanlasamamasinin, sorunu da cozumude soyutlamada yatmakta, evrensel ayniliktaki yapilanis ve isleyisin koken ve temellerini algilamakta ve temellerden degil, kokten baslayan bir devrimde yatmaktadir.

 

Insanoglu turu ve birini insanlastirmayan soyutlamasinin insanlastirilmasi, ancak birinin kendinden baslayan kokten devrimi ile mumkundur.

 

Bence, bu mesaji okuyan her yazar arkadasin; kendinden baslayarak "ben neden insanlasamiyorum?" sorusunu ve "benim insanlasmam nedir ve bunu nasil gerceklestirebilirim?" sorusunu ve de kendinin insanlasmasini onleyen ve ona dogumdan itibaren verilen her soyutlamanin, soyut ve somut temellerini kendi algisi, rahatsizligi, gordugu zarar temelinde ele almasi ve sorgulamasi, bu soyutlama devrimi icin, esastir.

 

Tabi, bu insanlasamamaktan rahatsizlik duyanlar ve zarar gorenler icin gecerlidir. Boyle bir sorunu oldugunu dusunmeyen, insandisi ve insanlikdisi bir degere zihniyetini teslim etmis beyinler icin, ya icinde bulundugu duzeyde, kendini adadigi ideolojik inancsal dogrusunun savasimini vermek, ya bananecilik, ya da yasanan bir mutluluk v.s. bilinc altinin hissettirdikleridir.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.