Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Atatürk'ün Manevi Kızı ''Ülkü Adatepe'' Öldü


tülvent

Önerilen İletiler

384_4abfb.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_78899_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_84371_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_79775_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_26778_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_9707_b.jpg

 

 

Ata'nın kızını kaybettik

 

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, trafik kazası sonucu hayatını kaybetti.

 

 

İstanbul- TEM Otoyolu İstanbul istikametine seyir halindeki Adnan Selçuk'un kullandığı 34 YUY 65 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yol kenarındaki bariyerlere çarptı.

 

Kazada, araç içinde bulunanlardan Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, çarpmanın etkisiyle araçtan fırlayarak yola savruldu. Adatepe olay yerinde hayatını kaybederken, yaralanan araç sürücüsü Selçuk, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, Emin Öke Adatepe de Tototasa Acil Yardım Hastanesi'ne kaldırıldı.

 

*

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_92406_b.jpg

 

 

Ülkü Adatepe kimdir?

 

27 Kasım 1932'de doğdu. Atatürk’ün en küçük manevi kızı. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın evlatlık kızı Vasfiye Hanım ile Fransızca öğretmeni ve gar şefi Mehmet Tahsin Çukurluoğlu’nun kızıdır.

 

 

Zübeyde Hanım’ın küçük yaştan itibaren yetiştirdiği Selanikli Vasfiye Hanım, Zübeyde Hanım’ın ölümünden sonra bir süre Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Hanım’la kalmış, Atatürk kendisini Gazi Orman Çiftliği’nde istasyon şefliği yapan Mehmet Tahsin Bey’le evlendirmişti. Vasfiye Hanım ile Mehmet Bey’in çocukları olacağını öğrendiğinde ister kız, ister erkek olsun Ülkü isminin verilmesini isteyen Atatürk, 9 aylıkken Ülkü’yü Çankaya Köşkü’ne aldırdı ve biraz büyüdüğünde onu yurt gezilerine götürmeye başladı.

 

Atatürk öldüğünde Ülkü altı yaşındaydı. Üsküdar Amerikan Lisesi’nde başladığı öğrenimini maddi sıkıntılar nedeniyle tamamlayamadı ve genç yaşta evlendi. İlk evliliğini Sabiha Gökçen'in amcasının oğlu Üsteğmen Fethi Doğançay ile yaptı. On üç yıl süren bu evliliğinden iki oğlu oldu. İkinci evliliğini ise işadamı Öke Adatepe ile yaptı.

 

Cumhuriyet Haber Portalı

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_46099_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_4140_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_4101_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_53274_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_3088_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_52022_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_85137_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_25164_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_36709_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_99279_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_33019_b.jpg

 

 

ataturk-un-kizi-ulku-adatepe_61034_b.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ÜLKÜ ADATEPE İLE YAPILAN BiR RÖPORTAJ:

 

 

Başbakan Erdoğan geçtiğimiz hafta, CHP’yi Atatürk’ün manevi kızı Ülkü’yle ilgili vasiyetine uymamakla suçladı biliyorsunuz.

 

74 yaşındaki Ülkü Adatepe’yi geç de olsa tanımak istedim. Hayatının ilk beş yılını Atatürk ile birlikte geçiren Ülkü’nün hatıraları silik olmalıydı. Bunlara okuyup duyduklarını ekleyerek Türk milletine anlatmayı kendisine vazife edindi. Bunun ardındaki asıl ihtiyaç Atatürk ölünce unutulan küçük Ülkü’yü diriltmekti. Büyük Ülkü, beş yaşına kadar bir dediği iki edilmeyen küçüğünü özlemişti. Yıllarca geri planda kalmak canına tak etmişti. Bugün “Bana araba almaya mecbursunuz.” diyordu. Büyümemek hakkıydı. Mütevazılık ona yakışmazdı. Psikolojisinin adını milleti koysundu...

 

 

- Beş yaşındasınız, Ankara Palas’ta artistlerden önce sahneye çıkıp dans ediyorsunuz. Sizin deyiminizle Atatürkçüğünüz ve devlet ricali pür dikkat sizi seyrediyor, alkışlanıyorsunuz. Hayatınız boyunca bu ilgiyi mi aradınız?

 

Gayet tabii. Ben çok büyük bir sevgi ve ilgiyle büyüdüm. İşte bakın bütün resimleri görüyorsunuz; her yerde elimden tutuyor, gece gündüz onunlayım. Öldüğünde çok ufak olmama rağmen bunalıma girdim. Ve hayat boyu o sevgiyi, o ilgiyi hiçbir yerde bulamadım.

 

Annem, babam son derece dürüst insanlardı. Hiç kimseden bir şey istemediler. Atatürk düşündü ki Türk devleti bana sahip çıkacak. Maalesef çıkılmadı. Atatürk öldü, Ülkü unutuldu. Annem babam beni çok iyi yetiştirmek istiyorlardı. Üsküdar Amerikan Kız Koleji’ne verdiler. Atatürk’ün akrabalarından Bülent Hanım’ın okul ücretini azaltmasıyla okuyabildim ancak.

 

- Ben okuyamadınız diye biliyorum.

 

Okulu bitiremedim. Annem babam fazla üstüme geldi. Ben zorla bir şey istendiği zaman onu yapmam. Bana devamlı, Atatürk’ün kızısın, okuyacaksın, diyorlardı.

 

- Yani anneniz babanız size okuman lazım, dediği için mi okumadınız?

 

Tabii, yani bir yere de bırakmıyorlardı. Sağa bakamazsın, sola bakamazsın. Tırnağını uzatamazsın. Ben large bir hayata alışmıştım Atatürk’le. Gittiğim yerde daha bir onurlanıyordum. O gidince hayat tamamen değişti.

 

- Koleje başladığınızda 15 yaşında olmalısınız. Atatürk’ü kaybedeli aradan on yıl geçmiş. Ama hâlâ o türbülanstan...

 

Kurtulamadım evet.

 

- Herkes size Atatürk gibi ilgi göstersin istiyorsunuz.

 

Tabii tabii. Çok da meraklı değilim popüler olmaya; ama sevgi isterim. Bir de rahat yaşamak. Annem babam daha mütevazı insanlardı. Ben daha eğlenceyi seven bir tipim. Atatürk, hanımların makyaj yapmasını hiç sevmezmiş. Ama ben çok meraklıymışım makyaja. Bir seferinde paratifo geçirmişim, komadan çıkıyorum. Atatürk soruyor, ne istersin diye. Ruj, allık isterim, diyorum. Gece 12’de dükkânlar açılıyor, bana ruj, allık geliyor.

 

- E tabii bu kadar kaprise alışınca, ailenizi Atatürk ile kıyaslayıp üzüldünüz tabii.

 

Kıyaslamadım da Atatürk’ü çok aradım, komplekse girdim.

 

- Kendinizi bir hiç gibi mi gördünüz?

 

Olabilir. O zaman İnönü benle daha çok alakadar olsaydı, keşke çağırsaydı. Ona göre hayat şartlarım daha değişik olsaydı. Daha mütevazı şekilde yaşıyorduk tabii.

 

- Belki de kader o aşırı ilgiyle şımaran yanınızı dengelemeye çalışıyordu.

 

Benim karakterim şımarmayan bir karakter. Ama sevgi ve alakayı da bekliyorum yani. Hâlâ öyleyim.

 

- Okulu bırakıp çok erken yaşta ilk evliliğinizi yaptınız. Kızlar çoğu kez eşlerinde babalarını ararlar. Siz de eşinizde Atatürk’ü aramış olabilir misiniz?

 

Atatürk’ü aramış olabilirim. Kendi babamı değil ama. Ben anne babama karakter olarak benzemiyorum. Yani annem ile babamla bağdaşmıyorum. Onları çok seviyorum. Ama onlar daha sakin, daha mazbutlar. Ben daha canlı bir hayatı severim.

 

- Rol modeliniz Atatürk olduysa, imkânsızı isteyerek kendinizi mutsuzluğa mahkûm etmişsiniz...

 

Tabii tabii.

 

- İlk eşinizde Atatürk’ten hangi izleri buldunuz?

 

Valla kibar olması cazip geldi bana o an için. Annem babam beni evlendirmek istemiyorlardı çok küçük olduğum için. Ama ben razı ettim. Mani olamadılar bana. Karakterim çok baskındır benim. Hiçbir zaman ‘Atatürk’ün kızıyım’ diye ortaya çıkmadım. Kimse bilmiyordu beni. Dikkat ederseniz 15 senedir Atatürk’ün kızıyım diye çıkıyorum ortaya ve onu anlatıyorum. Bunu da kendime vazife edindim.

 

- Yıllarca geri planda kalmanın getirdiği o boşluğu doldurmak istediniz.

 

Evet. Yani buna ihtiyaç duydum. Atatürk’ü anlatmak benim vazifem dedim. Çünkü kalmadı kimse. Atatürk maalesef yanlış tanınıyor. Diktatör tanınıyor. Demokrasiyi getirmek için bazı yerlerde diktatör de olmak şarttı.

 

- Ama madalyonun öbür yüzünde sizin yeniden küçük Ülkü olma ihtiyacınız vardı. Çünkü yıllardır geri planda kalmıştınız.

 

Kaldım. İsteseydim ön plana çıkabilirdim. Eğer siyasete giriyorsanız bazı şeylere çok dikkat etmeniz lazım. Ama geri planda kalıp, hiçbir şeyden istifade etmiyorsanız kimse size karışamaz. Her şeyin bir bedeli var. Bu bedeli ödememek için kaçtım.

 

- 60 yaşındayken yeniden ortaya çıktınız ama...

 

Bu da bir Rotary okulundan aldığım davetle başladı. ‘Atatürk’ü anlatır mısınız?’ dediler. Anlattım. Ondan sonra duyuldu. O okul çağırdı. Bu okul çağırdı. Çocukların gözlerindeki o pırıltı beni mutlu etti. Kendimi yeniden küçük Ülkü olarak görmeye başladım.

 

- O kaybolan kızı ortaya çıkarttınız.

 

Çıkarttım. Ve bu beni çok mutlu etti.

 

- Kendinizi tedavi ettiniz bir anlamda.

 

Tabii. Atatürk’ün manevî kızıysam, bazı haklarım olmalı, dedim. Sabiha Gökçen harika bir insandı; ama sosyal değildi. Ne bileyim resepsiyonlara gitsin, gezsin hoşlanmazdı. Belki çok küçük yaşta Atatürk beni gezdirdi, etti, bunların da tesiri olabilir. Ama karakterim de olabilir. Ben yaşamayı seviyorum.

 

- İlk eşinizden iki oğlunuz var. İkincisinden?

 

İstemedim çocuk. Onun da üç kızı vardı.

 

- Öke Bey ne iş yapıyor?

 

Gıda pazarlama işinde. Fakat işleri iki senedir bozuldu. Şu anda bekliyor. Bazı işler yapacak.

 

- Eşlerinizden de size küçük Ülkü gibi davranmalarını istediniz mi?

 

Olabilir. 74’üme bastım. Kendimi hiç bu yaşta hissetmiyorum. Yani ruhumda bir çocuksuluk var. Arkadaşlarım hep gençtir. Kendi yaşımdakilerle pek görüşmüyorum. Yine gece hayatını, seyahati çok seviyorum. Çocuksu bir karakterim var. Bana ‘Küçük Ülkü’ denmesinden hoşlanıyorum.

 

- Yani çocuk olduğunuza göre size hayır denmemeli. İstekleriniz hemen yerine mi getirilmeli?

 

Evet, biraz öyleyim. İstediğimi mutlaka yapmak isterim. Tek çocuğum ben. Annem de babam da tek çocuktular. Hiçbir akrabam yok. Yani çok yalnız bir insanım esasında. Çocuklarım da Amerika’dalar. Orada ticaret yapıyorlar. Kristal ihraç ediyorlar.

 

- Aileden bir şey kaldı mı size; arsa, ev..

 

Ev kaldı ama tabii ben onları hep sattım çocuklar okurken. Devletten hiçbir zaman yardım istemedim.

 

- Başbakan’a mektup yazıp araba ve koruma isteyinceye kadar...

 

Yani Japon imparatorluğuna mı yazacaktım? Validen istedik ilk önce. Sonra İş Bankası’ndan istedik. Maaşımın artırılması için Başbakan’a mektup yazmadım ben. Benim maaşımı devlet vermiyor zaten.

 

- İş Bankası ve CHP’den maaşınızın artırılması talebiniz oldu mu?

 

Hayır. Her sene onlar artırıyorlar zaten. Para ile ilgili en ufacık bir istekte bulunmadım kimseye. Atatürk’ün vasiyeti var. O da kendi parası. Devletin değil.

 

- 1938’de 200 liraydı değil mi?

 

Evet. O 200 lira, senelerce artmadı. İlk Ecevit’in zamanında artırıldı. Ben hiç müracaat etmeden 200 lirayı 800 lira yaptı Ecevit. Kıbrıs Harekatı günleriydi. Ondan sonra bu âdet oldu ve her sene arttı, 5 milyara çıktı.

 

- Bu 200’ün bugünkü karşılığı nedir?

 

15 milyar filan. Beş milyarı da dört aydır alıyorum. Ondan evvel üç buçuk alıyordum. Hep üç yüz, dört yüz artırıyorlardı, bu sene fazla artırdılar. Yani bu beş milyar fazla gibi geliyor; ama düşünün benim sosyal hayatımı. Oraya gidiyorum, buraya gidiyorum. Bir taksi 30 milyona gidiyor havaalanına. Evde temizlik için kadın ihtiyacınız var. Sekretere ihtiyacınız var. Bakın ben artık başa çıkamıyorum. Bu yaşa geldim. Yani beni başkalarıyla mukayese etmemeleri lazım.

 

- Oğullarınızdan yardım alma imkânınız yok mu?

 

Oğullarımın da işleri bozuk.

 

- Sizin hiçbir CHP’nin toplantısına çağrıldığınızı duymadım. Baykal görüşme talebinize de yanıt vermedi. Nedeni ne olabilir?

 

Kimsenin aleyhinde konuşmak istemiyorum. Sadece şunu söylüyorum. Benim bir arabaya ihtiyacım var. Artık bunu CHP mi, İş Bankası mı verir, bilemem. Ben bunu hak olarak görüyorum. Bana bunu vermek mecburiyetindeler. Türkiye Cumhuriyeti’ni var eden Atatürk’ün manevî kızına bir arabayı çok görüyorlarsa yazıklar olsun. Duyuyorum, işadamları diyorlar ki: ‘Birleşelim, Ülkü Hanım’a bir araba verelim. Bu bizim emanetimizdir diye.’ Ben şiddetle bir araba istiyorum. Çünkü kar oluyor, kış oluyor. Taksi bulamıyorum. Eşimin işleri iyiyken sekreterimiz de vardı, arabamız da. O zaman istemedim. Ama şu anda yaşım ve durumum münasebetiyle arabaya şiddetle ihtiyacım var. Çünkü bir resepsiyona gidiyorsunuz, Amerikan konsolosluğu çağırabiliyor. Gece oradan çıkıyorsunuz. Araba bulamıyorsunuz. Mesela bilmem nereyi güzelleştirme derneği çağırıyor. Çağdaş Yaşam Derneği çağırıyor. Gelin diyorlar Swissotel’e. Arabanız yok. Ne diyeceksiniz onlara? Tabii hususi ihtiyaçlarım da var. Terziye gideceğim. Berbere gideceğim, saçımı yaptıracağım. Ben de bir insanım.

 

- Peki “Yaptığım tek iş hatıra anlatmak olmamalıydı, bir mesleğim olmalıydı” diyor musunuz?

 

Tabii, hayat şartları değişik olsaydı, avukat olmak isterdim. Yani balerin olmak isterdim. Atatürk’ü anlatmayı bir meslek olarak seçtim. Zaten ‘hoca hanım’ diyorlar bana. Onu büyük bir onurla çocuklara anlatmak benim boynumun borcu. Halktan büyük bir sevgi görüyorum. Yollarda bazen çevirip öpüyorlar.

 

- Sizin şahsınızı mı seviyorlar, Atatürk’ü mü?

 

Atatürk sevgisini bende gideriyorlar. Onu seven beni seviyor zaten. Bundan gurur duyuyorum.

 

- Bir söyleşinizde “benim şık giyinmem lazım” demiştiniz...

 

Atatürk beni hep şık giydirirmiş. Bu da bende alışkanlık haline gelmiş. Bazı insan daha mütevazı giyinir, ben şık giyinmeyi severim. Atatürk milletine son derece kıymet verirdi. Kıymet verdiğiniz bir yere gidiyorsanız şık giyinirsiniz.

 

- Daha mütevazı bir yaşama razı olsanız daha huzurlu olmaz mıydınız acaba?

 

Kaç tane konsolosluk var. Balolar oluyor. Davet ediyorlar. Ne yapacaksınız, oraya mütevazı mı gideceksiniz? Atatürk’ün manevî kızı geliyor demeyecekler mi? Ben lüks giyinmiyorum. Ucuz ve değişik giyinmesini severim. Ben Atatürk’ün yadigârıyım. İster küçük Ülkü olayım, ister büyük Ülkü olayım. Eşimin dostumun cenazesine, düğününe veyahut bütün kulüplerin davetlerine, resepsiyonlarına arabasız nasıl gideceğim? Siz olsanız ne yaparsınız?

 

- Ben olsam daha mütevazı bir hayatı seçerim.

 

Ama niye yani? Atatürk’ün kızı olarak niye mütevazı yaşayayım? Onlar orada paraları götürüyorlar, çalıyorlar, çırpıyorlar. Bana mecburlar bir araba almaya. Fazla bir şey istemiyorum ki sadece bir araba. Gidin dünya liderlerinin yakınlarının yaşantılarını alın. 74 yılda bir araba istedim diye ortalık birbirine girdi ya. İnönü’nün kızları Pembe Köşk’ü kullanıyor. Oraya kondular, müze diye kullanıyorlar. Fakat ev olarak kullanıyorlar, çok zengin olmalarına rağmen. Ben paraya ehemmiyet verseydim, Atatürk’ten kalan eşyaları müzelere bağışlamaz, satardım.

 

 

NURİYE AKMAN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

b73fdf50d7d2ffe1.jpg

 

 

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, son yolculuğuna uğurlandı.

 

 

104470-ulku-adatepe-ye-veda-501c00d313bce.jpg

 

 

ANKA

 

İstanbul- Sakarya'nın Akyazı ilçesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Adatepe'nin, Türk bayrağına sarılı naaşı, cenaze namazı için ikindi vakti sıralarında Teşvikiye Camii'ne getirildi. Cenaze törenine Adatepe'nin oğulu Ahmet Kemal Doğançay'ın yanı sıra, Adatepe'nin yakınları ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.

 

 

Kazada yaralanan ve Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavisi devam eden Adatepe'nin eşi Emin Öke Adatepe ise cenaze törenine katılamadı. Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Ülkü Adatepe'nin naaşı, omuzlara alınarak defnedilmek üzere Zincirlukuyu Mezarlığı'na götürüldü.

 

Diğer taraftan, Teşvikiye Camii'nin bulunduğu caddeye, Şişli Belediyesi tarafından, Ülkü Adatepe'nin, Atatürk ile birlikte çocukken çekilen fotoğrafının bulunduğu, "Atamız'ın yadigarı Ülkü Adatepe'yi kaybettik, başımız sağolsun" yazılı bir afiş asıldı.

 

Ülkü Adatepe'nin oğlu Doğançay, cenaze töreninde gazetecilerin kazaya ilişkin sorularını yanıtlarken annesinin aracını kullanan şoförün dikkatli gitmesi gerektiğini ifade etti. "Düz yolda o kazanın o şekilde olması normal değil" diyen Doğançay, "Bu şundan olur. Ya şoför uyumuştur, ya da aşırı sürat vardır. Annem kolu kırıktı, tedavisi yapılmıştı. Hasta bir kadın taşıyorsun. Türkiye'nin büyük bir değerini taşıyorsun. Bu insanı taşırken değerini bileceksin. Bu çok önemli bir mesuliyettir. Yavaş gidilmesi, dikkat edilmesi gerekirdi" dedi. Doğançay, şoförün hatalı olup olmadığına ise bilir kişinin karar vereceğini, ancak böyle bir süratin olmaması gerektiğini belirterek, "Eğer ortada bir şey yokken araç kendi devrilmişse her şey apaçık ortadadır" ifadelerini kullandı.

 

Doğançay, gazetecilerin, aracı kullanan şoförden şikayetçi olup olmayacaklarına yönelik soruları üzerine, "Buna daha sonra karar vereceğiz. Şu anda acımızı yaşıyoruz" dedi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.