Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bilim ve Din


dennise

Önerilen İletiler

bu baslik Yamyam arkadasimizin bloguna tecavuz etmis gibi olamamak icin actigim bir basliktir

 

alintilarim Yamyam in bilim ve din adli makalesindendir

 

 

 

 

Zira bilimsel verilerin çık kısıtlı olduğu dönemlerde dinler insanların merak ettiği konulara bir şekilde açıklamalar getirmiş, başka açıklama olmadığı için de insanlar bunları sahiplenmişlerdi.

 

hayir ;

bilimsel veriler kisitli iken dogal olarak sembollerle anlatilmistir, asil sorun ;

bu sembollerle oyle bir teknikle vurgulanmistir ki ; gunumuzdeki bilim buna hep paralel olmustur

 

melek deyince kus kanadi takan, fosforlu bir isigi olan, arkasi gorunen bir sekil akla geliyor biggrin.png

ama melek deyince asil aciklamasi icin Kurana bakmak lazim : )) uydurmalari baz aliyorlar biggrin.png

 

Gel zaman git zaman bilim, yavaş yavaş teolojinin açıklama getirdiği konulara müdahil olmaya başladı. Bilim bazı konuları teolojiden daha iyi ve kapsamlı açıklamaya başlamıştı.

 

bilim tabi ki cook daha kapsamli aciklicaktir biggrin.png ama bu din ile celisecegi yerde ; Kurani aciga cikartiyor

 

hep verdigim ornegi veriim ;

 

bi insani hipnoz edersek butun gecmisini ogrenebiliriz ; dolabindaki kiyafetlerin dizilisini bile bir bir sayar; saat vererek her yaptigi seki anlatir ; neyi sorarsak onu cevaplar ; yalan soylemeye de yeltenmez, kacamak cevap vermek aklina bile gelmez

 

bilinc altinda her yaptigi sey oldugu gibi duruyordur ....

 

simdi bu kesinlik herkesi tatmin ederken Allahin sorguya cekmesinin ne kadar adil oldugunu goruyoruz ;

 

ha Allah noel baba gibi kucagina otutturup sorguya cekmiyor ;

insanin kendi kendi ile yapicagi en kapsamli yuzlesme olucagini anliyoruz

Allah ise sadece ust benligi kaldiriyor .. sistem bunu zaten bilmis

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte bu durum bazılarını fena halde rahatsız etti. Pek çok bilim adamı teolojik kaygılarla susturulmaya çalışıldı, hatta ölüme mahkum edildi.

 

ewt ;

 

din adamlari bilim adamlarini susturmaya calisiyorlardi biggrin.png

 

batil dinlerde bole oldu ...

 

hak dinde buna rastlanmaz .. hem de hicbisekilde ...

bilim adamlarina kafir diyen musluman ozentisi olan kesimi ozellikle vurguluyoruz

ve onlari eziyoruz biggrin.png

ilimle fenle biggrin.png

 

Örneğin eskiden insanlar yağmur ve doğa olaylarından bir meleğin sorumlu olduğunu düşünürken, bilim bu işleyişi bir meleğe ihtiyaç olmadan açıklamayı başarmıştı.

 

 

Kuranda meleklerin surekli(kesintiye ugratmadan) Allaha ibadet halinde olduklari ve asla durmadiklari vurgulanir

burada arapcasina girdigimizde sabitlenmis ve surekli basa saran bir hareketten bahsedilir

 

Allahin surekli faal olan doga kanunlarini aciklamasina bakin biggrin.png harika : ))

bilindigi gibi su dogada surekli devinim halidedir ve suyu bu duzenek uzere belirleyen ve one bir istikrar veren Allahtir ...

su kaybolmuyor ; dunyadan disari de kacmiyor ...

 

doga melegi kanatli melek degil ki ; yagmur yagdirmak icin bulutlari da sikmiyor biggrin.png hurafeleri eziyoruzzzz biggrin.png

 

sembolik ve guven verici bi anlatim o biggrin.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bugün teolojiyi ayakta tutan "İnsan nedir" , "Neden buradayız" , "Hayatın anlamı nedir" gibi sorulara getirdiği cevaplardır.

 

teolojiyi de ayakta tutan bilimdir ;

 

yukarda da anlattigim gibi ; neden burdayiz ? Imtihan olmak icin .. sonra hesap verme var .. vs vs

 

bu hesap vermenin, Allahin adaletine gore olduguna bizi bilim inandiriyor ...

 

 

dunyada haksiz birine hesap sorunca alaya alabilir, suclu oldugu halde hakli oldugunu savunabilir, ya da anlamiyormus gibi bi ruh haline burunup inkar edebilir

 

ama hipnoz altindayken ; kendini kendine itiraf ettirir ve kendini kendine kirdirir ..

bunu bilim ortaya basarili bi sekilde koymustur ...

 

 

o halde alt benlik herseyi salt bi sekilde tutuyorsa ; olumun ardindan da altbenlik acildiktan sonra

 

oyle bir yuzlesme ve hesaplasma olucaktir ki

Allah o gun icin uyrmistir ...

 

 

siz susarsiniz sizin yerinize derileriniz konusur (Ayet)

Allah bize karsi bizi konusturuyor ve hipnoz benzeri ilahi bir etkiden dolayi inkar edemiyoruz ...

 

buna bizi inandiran ise bilimdir @!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...

Kuran ve Bilimin catistirilmasinin sebeplerinden biri de; isleyis metotlarinin farkli temellere dayaniyor olmasindan kaynaklanir 


 


 


bilim bir gokdeleni 1. kattan insa etmeye baslarken Kuran o gokdeleni catisina kadar tarif etmistir. Ve adeta patentlemistir ,,,


 


 


Kuran bir bilim kitabi olsaydi 100 lerce cilt inmesi gerekirdi ..


 


 


 


 


 


 


kucuk bir ornek - Bigbang teorisinin kabul gormesi icin yuzyillar gecmesi gerekmistir - once mercek bulunmustur sonra mikroskop derken teleskopun icadi ve bunlari gelistirmek asirlar almistir - derken gozlemlerin neticesi ile ewrenin genisledigi gozlemlenebilmistir ...


 


 


Kuran ise tum bu asirlar dolu cabayi sadece tek bir cunlesinin icinde bildirmistir, hatta bildirmek icin degil sadece deginmek icin bildirmistir - Cunku Allah ''biz evreni genisleticiyiz'' derken bile uslubun geregiyle kainatin sahibi olduguna vurgu yapmaktadir ..


 


yani Kuran bilime goz kirpar ve tesvik eder ipucu verir : ))


Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
  • 1 ay sonra...

"ayın yarılmış olduğu gerçeği var ama birçok ilahiyatçı arkadaşımız ayetle açıkça ifade edilen bu mucizeyi inkar ediyorlardı, tevil etmeye çalışıyorlardı utançlarından..."

https://www.youtube.com/watch?v=9ALRYSqAHzI

Nihat Hatipoğlu utanmasın diye NASA açıklama yaptı; "ayın yüzeyinde derinlemesine bir yarık var ve ayın ikiye bölündüğünü tespit ettik. bu bölünme bir meteor, bir gök cisminin çarpmasıyla oluşan bir bölünme değil. eğer öyle olmuş olsaydı parçalanma şeklinde olurdu. çok nizami olarak sanki özellikle ay ikiye bölünmüş gibi kesilmiş... diyorlar" nasa aerospace engineering.

 

ey müslümanlar, bu adam henüz 1 hafta önceki gırgır bir haberi çarpık anlatıyorken, 1420 yıl önceki olayların haberlerini hangi doğrulukta size anlatmasını umuyor sunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KUR’AN VE İLİM
İslamın yüce kitabı Kur’an-ı Kerim 300 civarında ayeti kerime ile düşünmeyi, aklımızı kullanmayı, araştırmayı, incelemeyi emreder. İlk inen ayet ve ilk emri ” oku” olan başka bir din yoktur.
İLİMLE İLGİLİ BAZI AYET ve HADİSLER
a-Ne de az düşünürsünüz! ( Mümin :58)
b-Aklınızı kullanmaz mısınız? ( bakara: 44)
c-Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? ( Zümer: 9)
d-İlk emir “Oku” dur ( Alak: 1)
e-İlim ve hikmet müminin yitik malı gibidir. Onu nerede bulursa alır. ( Tirmizî, İlm, 19, Keşfül Hafa:1, 363)
f-İlim öğrenmek kadın erkeğe farzdır. ( İbn Mace, Mukaddime, 17 ,Tac cilt 1, sh 63 )
g-Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.
h-İki günü eşit olan ziyandadır, zarardadır. ( Temyizu't Tayyip min'el Hadis, Shf. 162)
I-Hem dünyayı hem ahireti isteyen ilme sarılsın. ( Ettergip cilt 1, 728)
İ-"Ya Öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen , ya da ilmi seven ol. Fakat sakın beşincisi olma (yani bunların dışında kalma) helâk olursun" ( Mecmeu'z-Zevâid ve Menbeu'l-Fevaid, c. 1, s. 122)

İLMİN BULDUĞU KUR’AN’IN İŞARET ETTİĞİ MUCİZEVİ AYETLER
Ozan tabakası
“Gökyüzünün korunmuş bir tavan kıldık” (Enbiya: 32)
Dünyamızı güneşin zararlı ışınlarından koruyan ozon tabakası gökyüzünün hemen dışarısında daire gibi gök yüzümüzü çevreler.
Ayeti kerime dünyanın tavanı olan gökyüzünün korunmuş olduğunu bizlere bildiriyor. Ne ile korunuyor Gökyüzü sorusuna cevap, ozon tabakasıdır.
Allah’u Teala çöl bedevisinin inkar edemeyeceğini fakat 2000 yılının teknolojisinin keşfedebileceği bir mucizeyi bir kelime ile bizlere bildirir.

Yüzey gerilimi
Furkan suresi 53. Ayet: Atlas okyanusu ile Akdeniz’in, Hint okyanusu ile Kızıldeniz’in birleşmediğini 1970-80’li yıllarda bilim teknik ile insanlık yeni bulmuşken Kur’an bunu bizlere 1400 sene önce bildirir.

Dünyanın dönmesi:
“Dağları yerinde durur görürsün. Halbuki onlar bulutlar gibi hareket ederler”. (Neml : 88) Dağların bulutlar gibi hareket etmesi için dağların bitişik olduğu dünyanın da dönmesi lazımdır.

Parmak izleri
Kıyamet suresi 4. Ayet. Parmak izlerinde ne gibi bir incelik vardır ki Kur’an onlara işaret etmektedir: Dünyadaki bütün insanların parmak izlerinin birbirinden farklı olduğu ancak 1884 yılında anlaşılmıştır. Oysa Kur’an bunu bize 600’lü yıllarda haber vermiştir.

Kainat genişliyor:
Zariyat suresi 47. Ayet. Big-bang, büyük bir patlama ile çevreye yayılan ve her biri birbirinden uzaklaşan gezegen güneş, yıldız kümeleri, birbirinden hala daha hızlıca uzaklaşmakta, evren genişlemeye devam etmektedir.
Yükseğe çıkıldıkça oksijen azalıyor:
En’am suresi 125. Ayet. Yüksek yerlerde oksijen azdır. Hareket halindeki bir insan az oksijen olan bir yerde ciğerlerine rahat oksijen alamadığı için daha derinden sık sık nefes alır. Bu anda kalbi daralır, sıkışır. Çölde yaşayan biri bu duyguyu bilemez, hissedemez. Fakat Kur’an-ı Kerim bunu hem Araplara hem bizlere bildirir.

Evren’de uyum ve düzen vardır:
Rahman suresi 5. Ayet Kainatta her şey, makro-mikro alemde bir düzen içinde hareket eder. Dev yıldız kümelerinden atom, elektron alemine tabiattan, insan vücuduna karadan denize her şeyde bir uyum, ahenk bütünün bir parçası olma özelliği vardır. Bu ahengi kuran Allah’tır.

Yağmurun oluşumu
Nur suresi 43. Ayet. Çölde hayatı boyunca bir iki kez yağmuru gören biri bunu nasıl bilebilir, Allah bildirmezse.

Aşılayıcı Rüzgar
Hicr suresi 22. Ayet Çiçek polenlerinin aşılanmasında rüzgarın büyük önemi vardır.

Her şey çift yaratılmıştır
Zariyat suresi 49. Ayet. Yani zıttı ile kaim olan çiftler: gece-gündüz, artı-eksi, siyah-beyaz, uzun-kısa...

Not: Zaman hızla ters orantılı olarak azalır veya çoğalır. Zaman, saat, gün, yıl... göreceli değişkendir. Dünyadaki bir insanın bir saati ile plütondaki bir insanın saati birbirinden farklıdır. Dişi ağrıyan bir insanın bir saati ile dostuyla sohbet eden bir insanın bir saati birbirinden çok farklıdır. Arabayla bir yere bir saatte giden biri ile aynı yere yürüyerek bir günde varan kişi için zaman çok farklıdır. En önemlisi bir cismin hızı arttıkça o cisim için zaman ters orantılı olarak azalır. Dünyadaki bir insan için bir gün uzayda seyahat halindeki bir insan için bir saat gibidir. Uzaydaki insanın sürati arttıkça dünyadaki insan ile arasındaki zaman farkı da artacaktır. Dünyadaki bir yıl uzayda bir güne tekabül edecektir.
Allahu Teala Kur’an da kainattaki iki nokta ile dünyadaki zamanı kıyaslar:
Hac suresi 47. Ayet: rabbin katında bir gün sizin sayacaklarınızdan bin sene gibidir.
Mearic suresi 4. Ayet: ....miktarı elli bin yıl olan bir gün....

Elektrik
Rahman suresi 35. Ayet:
Size dumansız bir alev: Alevin iki özelliği vardır: Isı ve ışık. Alev gibi ısı veren veya yakan ve yine alev gibi ışıkveren ama dumanı çıkmayan bir madde: elektrik, cereyan. Elektrik alev gibi ısı ve ışık (soba,lamba..)kaynağıdır fakat dumanı yoktur
Ve bakır gönderirde : Elektrik kablosunun içinde bakır bulunur.
Yakalanırsanız kurtulamazsınız: Elektrik akımına kapılan bir insan Kendini kurtaramaz.

Not: Kur’an da ayrıca insanın yaratılışında (müminun 12-14), petrolün oluşumuna ( A'la :4-5), kutuplardan (enbiya 44) yağmurun oluşumuna, kainatın oluşumuna (hud 7, fussılad 11, enbiya 30.) ...kadar pek çok konuda ayetler bulunmaktadır.
Kuran'ın şimdiye dek incelediğimiz mucizevi özelliklerinin dışında bir de "matematiksel mucize"si vardır. Bu mucizeye bir örnek, Kuran'daki bazı kelime tekrarlarının verdiği ortak sayıdır. Birbiriyle ilgili bazı kelimeler şaşırtıcı bir biçimde aynı sayıda tekrarlanırlar. Aşağıda, bu tür kelimeler ve Kuran içindeki tekrarlanış sayıları verilmiştir.

"Yedi Gök" tabiri 7 kere geçer. "Göklerin yaratılışı (halku semavat)" ifadesi de 7 kere tekrarlanır.

YEDİ GÖK
GÖKLERİN YARATILIŞI
7 kere
7 kere
"Gün (yevm)" tekil olarak 365 kere geçerken, çoğul yani "günler (eyyam ve yevmeyn)" kelimeleri 30 defa tekrarlanır. "Ay" kelimesinin tekrar sayısı ise 12'dir.
AY
GÜN
GÜNLER
yevm
eyyam, yevmeyn
12
365
30
"Hıyanet" kelimesi 16 kere geçerken, "habis" kelimesinin tekrar sayısı da 16'dır.

HIYANET
HABİS
16 kere
16 kere
"Bitki" ve "ağaç" kelimelerinin tekrar sayısı aynı: 26.
BİTKİ
AĞAÇ
26 kere
26 kere
"Ceza" kelimesi 117 kere yer alırken, Kuran'ın temel prensiplerden olan "affetmek" ifadesi bu sayının tam 2 katı kadar yani 234 kere tekrarlanıyor.
CEZA
AFFETMEK
117 kere
2x117= 234 kere
"De" kelimelerini saydığımızda çıkan sonuç 332. "Dediler" kelimesini saydığımızda da aynı rakamı görüyoruz.
DE
DEDİLER
332 kere
332 kere
"Dünya" kelimesi ve "ahiret" kelimesinin tekrarlanış sayıları da aynı: 115.
DÜNYA
AHİRET
115 kere
115 kere
"Şeytan" kelimesi 88 kere geçiyor. "Melek" kelimesinin tekrar sayısı da 88.
ŞEYTAN
MELEK
88 kere
88 kere
"İman" (tamlama almadan) kelimesi Kuran boyunca 25 kere tekrarlanır, "küfür" kelimesi de...
İMAN
KÜFÜR
25 kere
25 kere
"Zekat" kelimesi 32 kere tekrarlanırken, "bereket" kelimesinin tekrarlanış sayısı da 32.

ZEKAT
BEREKET
32 kere
32 kere
"Rahmet" kelimesi 79, "hidayet" kelimesi de 79 kere tekrarlanır.
RAHMET
HİDAYET
79 kere
79 kere
"İyiler (ebrar)" 6 kere, "facirler" ise tam yarısı kadar yani 3 kere geçer.
İYİLER (ebrar)
FACİRLER
6 kere
3 kere
"Yaz-sıcak" kelimeleri ile "Kış-soğuk" kelimelerinin geçiş sayıları da aynı: 5.
YAZ-SICAK
KIŞ-SOĞUK
5 kere
5 kere
"Sizi (insanı) yarattı" ifadesi ve "kulluk" kelimesinin geçiş sayıları da aynı: 16.
SİZİ YARATTI
KULLUK
16 kere
16 kere
Şarap (hımr)" ve "sarhoşluk (sekere)" kelimeleri de aynı sayıda tekrarlanır: 6.
ŞARAP
SARHOŞLUK
hımr
sekere
6 kere
6 kere
"Zenginlik" 26 ve "fakirlik" ise yarısı kadar, 13 kere geçer.
ZENGİNLİK
FAKİRLİK
26 kere
13 kere
İnsan" 65 kere geçer; insanın yaratılış safhalarının sayısının toplamı da aynıdır:
İNSAN

TOPRAK

NUTFE
EMBRİYO
BİR
ÇİĞNEMLİK ET
KEMİK
ET

TOPLAM


turabun

nutfun
alak

meda'a
uzamun
lehmun
65

17

12
6

3
15
12

65

İLMİN BULAMADIĞI KUR’AN’IN İŞARET ETTİĞİ AYETLER

Güneş sisteminde on iki gezegen:
Yusuf suresi 4.ayet: bazı alimler on bir yıldızdan kastın on bir gezegen olduğunu vurgularlar.(Hz. Yusuf (as) ile beraber kardeşlerin sayısı - dolayısıyla gezegenlerin sayısı - on ikiye ulaşır. (17.08.2006 :3 gezegen daha bulundu,ama bir gezegen iptal edildi, kaldı bulunacak bir gezegen)

Işınlama (eşya nakli ):
Neml suresi 38-39-40. Ayetler. Ayeti kerime ilim sahibi kişilerin bir maddeyi bir yerden başka bir yere nakledebileceklerini bizlere müjdeler. ayet bu konuda bizlere bir referans, bir hedef gösterme yapmaktadır. Yani kıyamet kopmaz ise ilim sahipleri ışınlamayı gerçekleştireceklerdir. Yeter ki ilim yolunda ilerleyelim.

Hayvanlarla iletişim:
Neml suresi 16. Ayet. Günümüz araştırmacıları Balinaların seslerinden, hayvanların hareketlerinden onların duygu ve düşüncelerini çözmeye çalışmaktadırlar. Her konuda olduğu gibi peygamberler bunu teknolojik gelişmelerden çok önce başarmışlardır.
Not: Pakistanlı profesör Abdüsselam Kur’an dan hareket ederek ondan aldığı ip uçları ile ileri sürdüğü bir tezle nobel fizik ödülünü almıştır.Biz Müslümanlar Kur’ana bakarsak ondan her konuda (iman, ahlak, ibadet, ilim, fen...) istifade edebiliriz. yeter ki “Oku” yalım.

KELİMELER MUCİZESİ
Kur’an’da hiçbir kelime gereksiz veya fazlalık olarak geçmez:
Yedi gök kelimesi Kur’an’da tam yedi kere geçer.
Ay kelimesi Kur’an’da toplam 12 kere geçer.
Gün kelimesi Kur’an’da toplam 365 kere geçer.
Melek ve şeytan kelimeleri Kur’an’da toplam 88’er kez geçer.
İman ve küfür kelimeleri 25’er kez geçer.
Dünya ve ahiret kelimeleri 115’er kez geçer.
Diriltmek ve Sırat 45’er kez geçer.
Cehennem ve azab 26’şar kez,
İlim ve iman 811’er kez,
Zekât ve bereket 32’şer kez,
Akıl ve nûr 49’ar kez,
Akıl ehli ve gönül ehli 16’şar kez
Şiddet ve sabır102’şer kez ...geçer.
İman etmek fiili Kur’an’da 811 kez geçer. Kâfir olmak fiili 697 kez geçer. Kur’an’da iman edenleri sayısı ile kâfir olanların sayısı arasındaki fark (811-697) 114’tür. Yani kâfirler ile Müslümanlar arasındaki fark Kur’an’daki sûrelerin sayısı kadardır. Kâfir olanlar (697), 114 sûreye iman edince, kabul edince iman edenlerin sayısına (811) ulaşırlar.
Kur’an’da Peygamber isimleri toplam 513 kere geçer. Peygamber (Resul) kelimesi de Kur’an’da toplam 513 kere geçer.
Kur’an’da insanın yaratılış safhaları toplam 65 kez geçer. İnsan kelimesi de Kur’an’da 65 kere geçer...
Not: Kur’an’da kelimeler mucizesi ile ilgili daha yüzlerce örnek vardır.


KUR’AN’DA HARFLER MUCİZESİ
Yâsin Sûresi 40. Ayette: Küllün fî felekin (Ay, güneş, dünya yörüngelerinde dönerler) buyrulur. Bilim şu an her üç gezegeninde hem kendi çevrelerinde hem de belli yörüngede döndüklerini ispatlamıştır. Ay, güneş ve dünyanın döndüğünü söyleyen ayetin arapça harfleri baştan sona veya sondan başa okununca da bir daire çizmektedir ve aynı anlamı verecek şekilde okunmaktadır... Ayrıca Kur’an’da esrarı çözülememiş Huruf-u Mukattaa adı verilen harfler esrarını korumaya devam etmektedir.

HADİS-İ ŞERİFLER ve İLİM
Peygamber efendimiz İstanbul’un bir gün mutlaka fethedileceğini bizlere haber verir. Yaklaşık bin sene sonra bu müjde gerçekleşir. 1453’te İstanbul fethedilir. Olayın diğer bir ilginç yönü İstanbul’un fethedileceğini müjdeleyen hadisin harflerinin Ebced (Arapça’da her bir harfin karşılığı bir sayıdır.) hesabına göre toplamının 1453 olmasıdır. Yani hadisi şerif İstanbul fethedilecek derken hadisin harfleri de fethedileceği tarihi vermektedir...
Peygamber Efendimiz: “Sizin sesleriniz kaybolmaz, evrende boşlukta dolaşır” buyurmuştur. İlim bunu yeni keşfetmiştir.
Not: Peygamber Efendimizin deve sidiği ile tedavi etmesini diline dolayan T. Dursun, yıllar sonra “çişteki mucize” isminde bir kitabın piyasaya çıkacağını tahmin edemezdi.
Not: Niçin bunlar Kur’an da açıkça anlatılmadı?
İslam hem 1400 sene öncesinde çöldeki bedevilere hem 2000 yılının uzay çağı insanına hitap edebilecek ortak bir dil ile (teşbih-benzetme, çok anlamlı kelimeler kullanarak...) insanlığa evrensel ve çağlar üstü bir mesaj gönderir. Kur’an 570’li yılların bilgi seviyelerine uygun, uzay çağının bilgi seviyesinin üstünde ortak bir metindir.
İnsanlara akılları seviyesine göre konuşmayı emreden dinimiz insanların bilgi seviyesi arttıkça tazeliğini koruyacak bir iç dizayna sahiptir.

KUR’AN ; ÇAĞLAR ÜSTÜ, ESKİMEZ, TEK İLÂHİ KİTAPTIR
Kur’an nazil olalı 1400 sene olmasına rağmen tazeliğini, aktivitesini, güncelliğini asla kaybetmemiştir. Buna genel olarak 3 sebebe bağlayabiliriz.
Kur’an’ın kelimeleri değişmediği halde anlamı bilim geliştikçe yenilenir. Örneğin Enbiya Suresi âyet 32’de “gök yüzünü korunmuş bir tavan kıldık” buyrulmaktadır. Eskiden insanlar gökyüzünün meleklerce korunduğunu öğrenmiş olmaktadırlar.
Kur’an isim, zaman, yer gibi değişken şeyleri değil de, özellik gibi değişmeyen şeyleri bizlere bildirir. Kur’an meselâ Yezit isimli bir kavmi yok ettiğini bizlere söylemezde (yani isimler üzerinde durmazda), haksızlık yapan, adaletsiz davranan, fuhuş,-ahlâksızlığı-a sapmış toplumları yok ettiğini bize bildirir. Meselâ, Yezit isimli bir kavmin yok edilmesi günümüz insanlarını direk olarak ilgilendirmez. Fakat, haksız, adaletsiz, ahlâksız toplumların geçmişte yok edilmesi aynı özelliğe sahip günümüz toplumların da helâka uğrayabileceğini, gelecekte de aynı özelliğe sahip toplumların yok edilebileceğini bizlere habere vermiş olur. Böylece Kur’an aktüalitesini kaybetmemiş, devamlı güncelliğini korumuş olur.
Kur’an değişmez doğruları bizlere bildirir. Kur’an-ı Kerim’in emretmiş olduğu ahlâk, iyilik, doğruluk, temizlik... her zaman doğru, yasakladığı cinayet, fuhuş, içki, kumar, rüşvet... gibi şeyler eskidende kötüydü, şimdi de kötüdür, uzayda da kötü olacaktır.
Kur’an Allah kelâmıdır, Allah sözüdür. Çağlar üstü faal, canlı hayatla iç içe dünya hayatının mutluluk anahtarı, âhirette cennete girmenin şifresi konumundadır. Kur’an’ın bir harfi bile değişmemiş, değiştirilememiş ve asla da değişmeyecek ve eskimeyecektir.

KUR-AN’IN YAZILMASI
Cebrail (a.s) vasıtasıyla,Allah’tan gelen ayetleri Hz. Muhammed hemen ezberlerdi. Sonra Hz- Resul bu ayetleri hem ashabına yazdırır.(tahta,taş,deri,papürüs,kağıt) hem de ezberlettirirdi.
Hz-Resul vefat ettiğinde bu ayetlerin hepsi yazılı ve ezberlenmiş) olarak bir arada bulunuyordu.
Hz-Ebu Bekir döneminde bu Kur’an ayetleri Zeyd bin Sabit liderliğindeki hafızlar komisyonunca toplanır,yine hafızlarca denetlenir ve bir kitap haline getirilir. Sonra bu tek ilahi kitap (Kur’an) yaklaşık 30 sene bir kadına (Ümmü Selemeye) emanet edilir.
Hz-Osman döneminde İslam coğrafyası genişlediği, çeşitli lehçeler ortaya çıktığı için her bölgeye gönderebilmek üzere Zeyd bin Sabit liderliğinde bir hafızlar komisyonu toplanır ve Kur’an hafızlar kontrolünde Kur’an kopyalanıp çoğaltılır. Günümüzde de ezber ve çoğaltım devam etmektedir. Kısaca Hz-Resul’dan itibaren Kur’an hem hafızlı, hem ezbere günümüze dek kesintisiz iki kaynaktan oluşmuştur.
Alinti
İslamustundur

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KUR'AN-I KERIM'IN MUCIZESI BIR KEZ DAHA ISPATLANDI

Eski Diyanet İşleri Başkanı Dr. Tayyar Altıkulaç, 10 yıllık çalışma sonucunda orijinal 4 mushaf ile günümüz Kur'an-ı Kerim'ini kelime kelime ve harf harf kontrol ederek, aralarında herhangi bir değişikliğin olmadığını kanıtladı.

Altıkulaç, AA muhabirine, günümüz Kur'an-ı Kerim'i ile dünyadaki 4 orijinal mushaf üzerinde IRCICA ve Türkiye Diyanet Vakfı'nın katkılarıyla yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yıllardır ''Kur'an-ı Kerim'in hiç değişmediği, tahrife uğramadığı''nın ifade edildiğini ancak kanıtlanamadığını dile getiren Altıkulaç, IRCICA ve Türkiye Diyanet Vakfı'nca basılan orijinal mushafların özel faksimile nüshalarının, Kur'an-ı Kerim'in herhangi bir değişikliğe uğramadan günümüze ulaşmış bir kitap olmasıyla ilgili olduğunu söyledi. Mushafların en eski belgelerinin kütüphanelerde saklı bulunduğunu ve kimsenin bunların kapağını açıp inceleme fırsatı bulamadığını anlatan Altıkulaç, teknolojik gelişmelerin sonucu dijital çekim sayesinde kütüphanelerdeki mushafları dijital ortama aktardıklarını ve kitap haline getirdiklerini kaydetti. Orijinali Topkapı Sarayı Müzesi'nde bulunan ve Halife Hz. Osman'a izafe edilen Mushaf-ı Şerif'in IRCICA tarafından hazırlanan özel faksimile nüshası ile bugün dünyanın her yerinde okunmakta olan Kur'an-ı Kerim'i kelime kelime, harf harf, hatta diş diş kontrol ettiğini ve arada herhangi bir değişikliğin olmadığını tespit ettiğini anlatan Altıkulaç, aynı çalışmayı Kahire'de bulunan ve yine Hz. Osman'a ait olduğu söylenen El-Meşhedü'l-Hüseyni mushafı üzerinde de yaptığını kaydetti.

''MÜSLÜMANLAR İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR SONUÇ''

Taşkent, Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde bulunan mushaflar üzerinde de aynı çalışmayı yürüttüğünü belirten Altıkulaç, ''Bunlar hep ayrı ayrı coğrafyalarda henüz hicretin birinci asrı içinde yazılmış mushaflar. Mushaflar birbirleriyle tam bir paralellik içinde oldukları gibi, dünyanın her yerinde okunan Kur'an-ı Kerim'lerle de aynı paralelliği gösteriyorlar. Küçük, basit esasıyla ilgisi olmayan imla farklılıkları var ama esası ilgilendiren hiç bir şey yok. Ne fazla, ne eksik. Bu çok muhteşem ve huzur verici... Müslümanlar için çok önemli bir sonuç olarak değerlendiriyorum'' dedi. Altıkulaç, çalışmalarının San'a mushafı üzerinde devam ettiğini belirterek, ''O da bitmek üzere, yakında matbaaya göndereceğiz'' diye konuştu. Tayyar Altıkulaç, çalışmalarının 10 yıldır devam ettiğini ifade etti.

''YAKINDA SAN'A MUSHAFI DA NEŞREDİLECEK''

İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, çalışmanın çok önemli sonuçlar ortaya çıkardığını belirterek, ''Çalışmalar sonucunda Kur'an-ı Kerim'in vahyedildiği andan bugüne olduğu gibi ulaştığı, bir harfinin, bir kelimesinin ne fazla ne az olduğu tespit edildi'' diye konuştu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Türkiye'de Hz. Osman dönemine ait 3 önemli mushaf bulunduğunu, bunların birini Diyanet Vakfı'nın, diğer ikisini de IRCICA'nın neşrettiğini belirterek, 'San'a Mushafı'nın da yakında neşredileceğini bildirdi. Mushaflar üzerindeki çalışmaları Tayyar Altıkulaç'ın yaptığını ifade eden Bardakoğlu, ''4 neşir ortaya çıkardı ki, indirildiği andan bu yana Kur'an-ı Kerim mushafları arasında en küçük bir değişiklik yoktur ve Müslümanlar Allah'ın da bir korumasının sonucu olarak, Kur'an-ı Kerim'i gözleri gibi korumuşlardır'' dedi. (14.08.2010)

 

 

KUR’AN VE ZAMAN

Kur’an-ı Kerim, (uzayın) ilk gaz kütlesinden başlayıp, kıyamet gününe ve cennet-cehennem hakkındaki bilgilere kadar insan öncesi ve insanın son mekanı hakkındaki bilgileri bizlere verir.

“ O Kur’an çok şerefli sahifelerdedir.” (Abese: 13)

“ Kur’an’ı göklerde ve yerdeki sırları bilen Allah indirdi.” (Furkan : 6)

Kainatın Oluşumu : Allah’ü Teala yer ve göklerden önce suyu yaratmıştır. İlk yaratılan madde sudur. Su daha sonra gaz haline dönüştürülmüştür. Gaz kümeleri kozmik çekimin tesiri ile sıklaşır. Yoğunlaşır, küçülür, toplanır. Gezegenler ve yıldızlar böylece oluşur.

Yer ve gök bir iken, gaz halinde iken Allah’u Teala bu ikisini, yer ve gökleri birbirinden ayırır. Allah’ın ayırdığı yer ve gökler, galaksiler, nebulalar ve gezegenler kozmik çekim etkisi ile sürekli dönüp, soğuyup katılaşmaya, küresel şekil olmaya başlar.

“Allah her şeyi yaratandır (Zümer : 62) “

“ Biz her şeyi sudan yarattık (Enbiya : 30) “

“ Sonra Allah duman (gaz) halindeki göğe yöneldi (Füssılat : 11)“

“ Yer ve gökler bitişik iken onları biz ayırdık (Enbiya :30) “

“ Üzerinizde yedi kat gök yarattık (Müminun 17 )”

“ Gökleri yedi kat üzerinde yaratan O’dur.Rahman olan Allah’ın yarattığında düzensizlik göremezsiniz. (Mülk : 3)“

“ Göğü gücümüzle biz kurduk ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz (Zariyat : 47 ) “

“ Güneş ve ayın hareketleri bir hesaba göredir (Rahman : 5) “

“Yeryüzünü yaratıkların oturmasına, yaşamasına elverişli kılan Allah’tır ( Taha : 53) “

“ Yeryüzünü, size boyun eğdiren O’dur (Mülk :15) “

Zaman : Kur’an da zaman, gün, yıl kelimeleri devre, çağ, dönem anlamında kullanılır.

“Sizin saydığınız bin yıllık zaman, ona bir günde yükselir (Secde 5) “

“ Miktarı elli bin yıl olan bir günde ... ( Mearic: 4) “

Tarih bilimi için önemli olan yer ve zaman Kur’an için önemli değildir. Kur’an için önemli olan olayların oluşum neden ve sonuçlarıdır.

“ Bu sevinçli ve kederli günleri insanlar arasında döndürüp duruyoruz (Ali İmran : 140)”

“ Yeryüzünde gezin, öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakın. Onların çoğu müşriklerdir .(Rum : 42 )

İnsan Öncesi Canlılar : İnsandan önce yer ve uzayda ateş kökenli cinler, nur kökenli melekler vardı. Daha sonraları, toprak ( çamur) kökenli insan yaratılır.

“ Can’ı (cinlerin atasını) dumansız ateşten yarattı (Rahman : 15)

“ Cinleri ve insanları bana kulluk etsinler diye yarattım ( Zariyat : 56)

İnsan : Her şeyi sudan yaratan Allah’ü Teala evreni gaz kütlesi halindeki sudan, insanı önce toprakla karışık su ( çamur ) dan , sonra nutfe halindeki su karışımından yaratır.

“ O (Allah ) her şeyi güzel yarattı, insanı yaratmaya çamur başladı (Secde : 7)”

“ Andolsun insanı kuru balçıktan, işlenebilir topraktan yarattık (Hicr : 26) “

“ O (Allah ), sizi merhalelerden geçirerek yarattı... (Nuh : 14 ) “

“ İnsanı nutfeden yarattı (Nahl : 4) “

“ (Sizi) nutfeden yarattı, şekil verdi ( Abese :19 )”

“ Sonra onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik. Sonra o nutfeyi kan pıhtısı haline getirdik. Kan pıhtısını bir çiğdemlik et yaptık. Bir çiğdemlik etten kemikler yarattık. Kemiklere et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratık yaptık. (Mü’minun : 13-14) “

“ Sonra onu şekillendirdi. Ona ruh üfledi. Size kulaklar, gözler, kalpler verdi. (Secde : 9)”

“ Sonra ona, yolunu kolaylaştırdı ( Abese : 20 )

"Ondan erkek- dişi (iki cins) yarattı (Kıyame : 39) "

" Sonra zayıflığın ardından kuvvet (gençlik) verdi. Sonra kuvvetin ardından zayıflık (ihtiyarlık) verdi (Rum : 54 )"

" Sonra bunun ardından şüphesiz ölürsünüz. Sonra siz kıyamet gününde mutlaka diriltirilirsiniz (Mü’minun : 15- 16)"

Not : Big - Bang = Evren, sonsuz yoğunluğa ve sıfır hacme sahip olan bir noktanın patlamasıyla başlamıştır. Yokluk kavramını sıfır hacme sahip bir nokta olarak tarif eden bilim, aslında bir şeyi itiraf etmektedir : Hacmi olmayan nokta “yok” demektir. Yani evren “ yoktan var “ edilmiştir.

" Allah bir şeyin olmasını isterse, ona "Ol" der, oda olur (Meryem : 35 )"

"Allah herşeyin yaratanıdır ( Zümer : 62 )"

"O Allah gökleri ve yeri yoktan var edendir (Enam : 101)"

 

DİN, AKIL VE BİLİM

İnsan dışında her canlı dünyaya kendi ihtiyaçlarını karşılayacak hazır bilgilerle ve iç güdü ile ( uçmak, yüzmek , avlanmak ... ) ile donanmış olarak gelir.Tüm bunlar Allah tarafından hayvanlara ve bitkilere programlanmıştır. İnsan ise iyiliği ve kötülüğü zamanla öğrenir. İyilik yapan cennete , kötülük yapan Cehenneme gider. Allah insanları programlamamıştır ama programına uygun , tabiatla uyum içinde olmasını sağlayacak bir program göndermiştir.Kur’an-ı Kerim bu programa uyan , programlanmış kainatla beraber uyum içinde yaşar. İnsan bu program sayesinde mutlu olur ve Cennete girer.

İnsan ; melekte olabilme kabiliyetine sahip , fakat aynı zamanda hayvanlardan daha aşağı inip , şeytanlaşabilme özelliğine sahip bir canlıdır. İnsan diğer canlılardan düşünme , duygulanma , irade gibi özelliklerle ayrılır.İnsanlar yaptıkları icatlarla beraber hayatlarını kolaylaştırırlar. Fakat yapılan bu icatların insanların zararında kullanılmasınaizin vermez. Atomunc bulunması insanların yararınadır , fakat islam , atom bombasına karşıdır. Çünkü islam insanlara zararlı olan şeyleri yasaklar .islam uçağı kabul eder , ama savaş uçağını ve onun kötü yolda kullanılımını reddeder ( Can , mal ,akıl , namus , ve dini korumak hariç ).

Dinsiz bir biilim , insanlara zarara verebilir : atom bombası ,bio-teknik savaşlar ...gibi.Bilimsiz din ise insanlar tarafından ilgi görmez.İslam ise bilimle içiçedir, bilime yol gösterir , öncülük eder , hatta bilimden üstün ve ileridir.

Kur’an’ın ilk emri “ OKU “ ‘dur.Kur’an’da düşünmeyi , aklı kullanmayı emreden bir çok ayet vardır: “ Hiç düşünmez misiniz ? , Aklınızı nede az kullanırsınız ! , Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu ? , ....” Peygamberimizde bilimi teşvik etmiştir : “ Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz , bilim öğrenmek , kadın- erkeğe farzdır, ...hem dünyayı , hemde ahireti isteyen ilme sarılsın ...”

Kur’an ‘da fen’ne , tıp ve matematiğe işaret ve öncülük eden bir çok ayet vardır. İslam ibadeti yapmak için akıllı olmayı ve ergenlik çağına girmeyi önşart olarak kabul etmiştir

Bilim insanların rahat ve huzur içinde yaşamaları için çeşitli icatlar bulmuştur ( Araba ,Uçak , sigaranın yasak olması , uyuşturucunun kötü olması ... ) Kur’an-ı Kerim’de aynı amaca yönelik olarak insanların rahat ve huzur içinde yaşamaları için emir ve yasaklar bildirmiştir. Günümüzde bilim tıpkı Kur’an gibi içkiyi , uyuşturucuyu , sigarayı kötü kabul ederken , namaz kılmayı ( İsviçre ‘de üretilen , PROSİDAN KAPSÜL adlı ilaç ve Bernald SHOW ve M . LONTRA gibi bilim adamları namazı tavsiye eder . .. ) tavsiye eder , orucu tutmayı ( Avrupa’lı tıp doktorları sağlık için yılda ortalama 20 – 30 gün arası insanlara perhiz yapmayı tavsiye etmektedir. .. ) , Tanrı ‘nın bir olduğunu ( Batıda Tanrı’nın bir olduğunu kabul edenlerin sayısı hızla artmaktadır. .. ) kabul etmektedir. Batı faizsiz bir sistem arayışı içinde , İslamın hoşgörüsüne koşmaktadır.

Kısaca bilim , islam dininin emir ve yasaklarını hızla doğrulamakta , tasdik etmektedir.

İnsanlık İslama bilim vasıtası ile kavuşacaktır. O halde İslam dini insanların ilerisinde , Kur’an bilimin ulaşacağı son noktada insanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak için beklemektedir.

 

KUR'AN'DA TEZAT YOKTUR

" Kur'an'ı düşünmüyorlar mı?Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı ,onda birbirini tutmayan çok şeyler bulunurdu."( Nisa :82 )

Kur'an bilime kılavuzluk eden bir din kitabıdır . Yani Kur'an'ı anlamak ta bir bilim ve emek,gayret gerektirir. Kur'an'ı anlama ve anlatma ilmine tefsir ilmi denir ve bu ilmin kürsüsü ,profesörleri , usûl - metodları , detayları vardır.bu detaylardan birisi de "Müşkilü'l-Kur'an " adlı bölümdür. Okuyucunun alt yapısı yoksa ayetlerde anlayamayacağı farklı anlamları daha açık ve detaylı okuyucuya açıklayan bilim dalıdır .

Okuyuculara tezatmış gibi gelen ve temelde tefsir ilminin bilinmemesinden kaynaklanan bazı meselelerin dört ana sebebi vardır :

- BİLDİRİLEN MESELENİN SAFHALARININ BULUNMASI :Mesela insanın yaratılış safhaları : Toprak( Âli imran :59 ),balçık ( Hicr :26 ),nutfe ( nahl :4 )...gibi yaratılışın çeşitli safhalarından bahsedilmesi ( DETAY ; KUR'AN VE ZAMAN BAŞLIKLI YAZIDA )

- KONU FARKLILIĞININ BULUNMASI :Mesela " Kadınlar arasında adaleti gerçekleştiremeyeceğinizden endişe ederseniz ,bir kadınla evlenin ." ( Nisa :3 ) ayeti ile " Ne kadar isteseniz de kadınlarınız arasında adalet yapamazsınız ." ( Nisa : 129 ) arasında bir fark yoktur :birinci ayet hukuki bir meseleyi anlatırken ikinci ayet kalbte duyulan bir temayüle işaret etmektedir ve aslında her iki ayette sonuçta tek eşliliği tavsiye eder.( DETAY; İSLAM VE KADIN )

- İŞİN İKİ AYRI YÖNÜNÜN OLMASI :" Attığın zaman sen atmadın ,lakin Allah attı."( ENFAL:17) :Yani ey Muhammed kumu sen attın ama isabet ettiren Allah'tı !hedefi tam onikiden vuran ve vurdurtan ,o olayı - mucizeyi asıl sana yaptırttan ,hatırlatan Allah'tır , O'nu unutma ve O'nu an ! ( OLAYIN DETAYI ;TÜM TEFSİRLER)

- KELİMENİN HAKİKİ VE MECAZİ ANLAMDA KULLANILMASI :Mesela :" Kıyamet günü insanları sarhoş görürsün, halbuki onlar sarhoş değillerdir." ( Hac :2 ): " Sarhoş " kelimesi birinci de mecazi( sarhoş gibi ;korkudan yalpalar,titrer,akıl dışı fiiller yapar...), ikincide gerçek manada ( yani onlar sarhoş değil ,ürkek ,korkak ;o nedenle öyle görünüyorlar...) kullanılmıştır!

TEMELİ OLMADAN KUR'AN'A YAKLAŞMAK YA KÜFÜR YA SAPIKLIĞA GÖTÜRÜR !

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.