Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

SİZ BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?..


morbezelye

Önerilen İletiler

388739_319258954759430_107142225971105_1194996_322608545_n.jpg

 

''Anayasa ve kanunlara aykırı olarak abonelerden alınan 5 kalem bedelin tüketicilere geriye dönük iadesine karar verildi. Bu kararla tüketiciler her faturalarında ortalama yüzde 30 civarında fazladan ödenen bedelleri geriye dönük olarak alabileceklerdir''

 

Tüketici Sorunları İlçe Hakem Heyeti' tarafından başvurusu haklı bulunan Avukat Muhammet Kadir Karaçelebi için lehine verilen karar emsal niteliğindedir, tüm tüketiciler haklarını kendilerinden tahsil edilen bedeller ile söz konusu bedellere kesinti yapıldığı tarihten bu yana ödenen ücretlerin yasal faizi ile birlikte bu kararı örnek göstererk alabilirler....

 

Elektrik faturasındaki tüketiciye iade edilmesine karar verilen 5 bedel :

 

1- Kayıp kaçak bedeli,

2- Dağıtım bedeli

3- Personel satış hizmet bedeli,

4- Personel sayaç okuma bedeli

5- İletişim sistemleri bedeli

 

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

395635_334507093234616_107142225971105_1251669_654588905_n.jpg

 

1949 Yılından beri, Türkiye'nin Milli Eğitim müfredatlarının "özel bir komisyon" tarafından hazırlandığını.

Bu komisyonun izni ve onayı olmadan, okul kitabı ve müfredat belirlenemediğini. Bu komisyonun 8 kişiden oluşup, 4 türk, 4 abdliden oluştuğunu biliyor muydunuz ?

 

Bu uygulamanın başlangıç tarihi 1949'dur.

 

Günaltay Hükümetinin Milli Eğitim Bakanı Hasan Tahsin Banguoğlu, Türkiye ile Amerika arasında Eğitim Komisyonu Kurulması ile ilgili olarak “Fulbright” Anlaşmasına imza atmıştır.

 

Anlaşmanın özellikle 5. maddesi çok önemlidir:

 

"Komisyon 4'ü Türk, 4'ü Amerikan olmak üzere 8 üyeden kurulacaktır. Komisyonun fahri başkanı Amerika'nın Türkiye Büyükelçisi olacaktır. Komisyonda oyların eşit olması durumunda kesin kararı; Komisyon başkanı yani Amerikan Büyükelçisi verecektir."

 

Bu 4 Amerikan vatandaşının Türkiye’nin değil Amerika’nın çıkarları doğrultusunda bir müfredat hazırladığı, günümüz gençliğinden belli olmaktadır.

 

Bir başka örnek ise Milli Eğitim Geliştirme Komisyonuyla ilgili.

 

1994 yılında eğitim hayatımıza giren Milli Eğitim Geliştirme Komisyonunun 60 personelinden 40'ı Amerikalıdır.

 

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

40183.jpg

 

Şam'da dehşet: 55 ölü, 400 yaralı

 

Son yılların en büyük intihar saldırısıyla sarsılan Şam’ın El Kazzaz bölgesinde iki bombalı araçla düzenlenen saldırıda, aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda kişi hayatını kaybetti.

 

Olay yerine toplanan Suriyeliler, Erdoğan için "Çocuk katili" diye slogan attılar.

 

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

15 Mayıs 1919.

Sabah, saat 10.

* * *

Zırhlılar körfeze demirlemiş, Yunanca “vatan” anlamına gelen yolcu gemisi Patris, turist getirircesine pasaport iskelesine yanaşmış, işgal ordusu “vatan toprağı”mıza ayak basmıştı. Haçı havada, etekleri zil çala çala koşan Aya Fotini Kilisesi’nin papazı Hrisostomos, evlatlarım, ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girersiniz diyerek, atıyla inen sancaktarın çizmelerini öpüyordu.

* * *

İnce, uzun, siyah takım elbiseli bi delikanlı fırladı ortaya, aniden... Elinde, revolver tabir edilen toplu tabanca, gözü kara, olamaz diye bağırıyordu, böyle güle oynaya giremezler! Son sözü buydu. Gazeteciydi. Selanik’te doğmuş, Mustafa Kemal’in de sıralarında oturduğu, Şemsi Efendi Mektebi’nde okumuş, Paris Sorbonne’da siyasal tahsili görmüş, İzmir’e yerleşmiş, Sudiye hanımla evlenmiş, oğlu olmuş,

Hukuk-u Beşer, yani, İnsan Hakları gazetesini çıkarmış, Türk basınında “kadınların hak ve özgürlüğü”nü savunan ilk erkek olmuştu.

* * *

Bastı tetiğe, peş peşe, trak trak trak... Efsun alayının sancaktarı düştü atının sırtından, karpuz gibi. Kahkahalar suratlarında dondu kaldı, zaman durmuştu sanki. Önce sessizlik, sonra panik. Anladılar ki, tek kişi. Sarıverdiler çevresini, ilk süngüyü iman tahtasına sapladılar, sonra neresine denk gelirse, orasına. Şehit olmuştu Hasan Tahsin. Henüz 30’unda.

* * *

Böyle başladı macera.

* * *

İşgal edildiği gün bir ulusun kurtuluş savaşını başlatan, işgali bittiği gün, o ulusun kurtuluş savaşını sonlandıran, dünyada bu özelliğe sahip tek şehir, İzmir... Bağrına bastı,

asla unutmadı, her zaman sahip çıktı ilk kurşunu

sıkan yürekli evladına.

* * *

Son nefesini verdiği yere, Konak’a, Saat Kulesi’nin yanına, anıtını diktik. Caddelere, parklara, okullara adını koyduk. Bayrağı genç nesillerin devralması için, derneğini kurduk. İzmir Gazeteciler Cemiyeti, her sene, Hasan Tahsin Yarışması düzenler. Mesleği tasmasıyla değil, onuruyla yapanları ödüllendirir. Basın yayın alanında, Türkiye’nin en köklü, en eski yarışmasıdır.

* * *

(Aslında, haber, fotoğraf, röportaj gibi dallarda verilir. Bu sene ilk kez, Hasan Tahsin Onur Ödülü verildi. Kime biliyor musunuz? Erkekliğinden utandığımız, tırışkadan teyyare tiplerin gazteciyim diye dolaştığı bi dönemde, yürekli bi kadına, Ayşenur Arslan’a.)

* * *

Her 15 Mayıs’ta...

Bismillah ilk iş, anma töreni yapılır, Hasan Tahsin Anıtı’nda... Vali, belediye başkanları, milletvekilleri, Ege Ordu Komutanı, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, çoluk çocuk İzmirliler katılır.

* * *

Şimdi sıkı durun.

* * *

Sanıyorduk ki...

19 Mayıs yasaklandı.

29 Ekim yasaklandı.

Meğer...

15 Mayıs da yasaklanmış!

* * *

Çünkü...

Valilik’ten İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne telefon geldi. Hasan Tahsin Anıtı’nda tören yapacaksanız, bize dilekçe vereceksiniz denildi. Ne dilekçesiymiş o? Hükümetin yeni yönetmeliği gereği 48 saat önceden izin almanız gerekiyor. Ya almazsak? Anamazsınız! Geç kaldık diyelim, 24 saat önce verirsek dilekçeyi? Kusura bakmayın.

* * *

Ve...

15 Mayıs 2012.

Sabah, saat 10.

* * *

Hasan Tahsin.

Oldu sana...

Hasanma Tahsin.

* * *

Vali gelmedi.

Ege Ordu Komutanı...

Hep gelirdi, tarihinde ilk kez gelmedi.

* * *

Belediyeler geldi.

Üniversiteler geldi.

Sivil toplum geldi.

Ancak...

Bu haddini bilmez gruplar, sayın devletimizden izin istemedikleri için, hadlerini öğrendiler, çelenk koyamadılar.

* * *

Sadece, İzmir Gazeteciler Cemiyeti çelenk bırakabildi.

Ev sahibi konumundaki Cemiyet’in dilekçe verip izin istemesi yetmemişti.

Çelenk koymak isteyen her kurum ve kuruluşun, ayrı ayrı dilekçe verip, ayrı ayrı izin istemesi gerekiyordu.

Aksi halde...

Sivil polisler oradaydı ve yönetmelikte “izinsiz konulan çelenkler kolluk kuvvetleri tarafından kaldırılır” yazıyordu!

* * *

Allah’tan...

İstiklal Marşı okunabildi.

Saygı duruşu yapılabildi.

Buna ses çıkarılmadı.

* * *

Demem o ki...

Yasak olmadığını, stadyumlardaki 19 Mayıs törenlerinin faşizm’i çağrıştırdığını, tören yönetmeliğini o nedenle değiştirdikleri söylüyorlar.

Hasan Tahsin bizim büyüğümüz, rahmetli atamız değil mi kardeşim?

İnsanın dedesinin kabrine gidip, çiçek bırakması da mı faşizm?

 

53_b.jpg

 

16 Mayıs 2012 Çarşamba 02:16

 

Galiba bizim "Yılmaz" haklı... Yoksa değil mi ki?...

İnsanın dedesinin kabrine gidip, çiçek bırakması da faşizm mi gerçekten?

Olabilir mi? Olur mu olur, Dikkatli Olmak lazım diyorum ben...

 

Ya siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

75 milyonluk ülkedeki milyarder sayısı 10 artıp 34 oldu.

Çıkarma işlemi yaparsak geriye kaç milyon kalıyoruz şimdi BİZ ?

 

Çalışma bakanı açıklama yaptı memura %1 zam yapmak demek 1 milyar lira fazladan para ödemek demekmiş..

Eeee... Bakan Haklı yukarıdaki 10 kişi milyarları götürmüş bizim memura para kalmamış!

 

Ya siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

 

Not: Bence düşüncesi olan kimse yok gibi.

Olsaydı bu başlık bunca soruya verilecek yanıtlarla dolup taşardı öyle değil mi?

Beş yıl sonrasını baz alarak forumlar yok olacak mı diye tartışıyoruz ya hani...

Ohoooo... Düşünen, düşündüğünü yazan, insanlar çoktan yok olmuş!

Beş yıl sonraya bakmaya ne gerek var?... Bugüne bak Yarını anlarsın!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Normalde söylediğiniz gibi bu başlık cevaplarla dolup taşmalıydı zira hepimiz bu ülkede yaşıyoruz ve

bu alıntıladığınız haberlerin bir çoğunu birebir yaşıyoruz..

Önceleri insanlar daha fazla yorum yapıyorlardı ama şimdi yazmaya da korkuyorlar..

En azından ben böyle inanmak istiyorum..

Şimdi diyebilirsiniz "korkmak ve susmak doğru mu?"

İnanın bana, ben buna bile razıyım..

Benim korkum artık insanların alışmış olması..

Zira eğer alışmışlarsa bundan sonra neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

thumbsup.gif

Alışkanlık kazananlar olarak bizim gibi olanlardan bahsediyorsun sanırım...

 

 

Benim korkum artık insanların alışmış olması..

Zira eğer alışmışlarsa bundan sonra neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum..

 

Mevcut düzeni ve yapılanları destekleyenler de alışkanlık kazanır mı merak ediyorum doğrusu...

Karşıt olanların alışkanlığının onları nereye götüreceği belli aslında...

Ama Taraf olanların ve "yetmez ama evetçilerin" alışkanlıkları onları nereye götürür acaba...

Saddamın, Kaddafinin, Mübarekin başına glenler ve da hatta "Beşar Esad'ı" bekliyen akibet şu anda her şey yolunda görülürken Erdoğanın çevresindeki kitle işler ters giderse alışkanlıklarını ne yönde geliştirip değiştirecekler, nerede duracaklar merak ediyorum...

 

Öyle sanıyorum ki ona en büyük hakareti şimdi onu eleştirenler değil, alkışlayıp yürü ya Hazret diyenler yapacaklardır!

İşte bundan son derece eminim... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

40621710151025959623113.jpg

 

Henry Kissinger'ın New York'taki Rockefeller Vakfı'nda yaptığı son konuşmada kullandığı bazı cümleler oldukça dikkat çekici. Kissinger, "Biz Amerika olarak neden çok güçlüyüz, biliyor musunuz?" diye soruyor ve bu sorunun cevabını yine kendisi veriyor: "Bizler, Amerika olarak, aramızdaki vatan hainlerini hemen öldürürüz! Dünyanın diğer bir çok ülkesindeki vatan hainlerini ise kahramana dönüştürerek, ülkelerinde önemli yerlere getiririz!"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 ay sonra...

"-Satanist olanlar, memleketi soyup soyanlar, yolsuzluk yapanlar imam hatiplerden yetişmedi."

 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin

Gonderilen fotograf cikmamis.

 

Sevili evrensel-insan,

Fotoğraf bulunduğu sunucudan silinmiş... :) bu nedenle postalayan arkadaşın hesabını silindiğiniden görme imkanınız yok... !

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevili evrensel-insan,

Fotoğraf bulunduğu sunucudan silinmiş... smile.png bu nedenle postalayan arkadaşın hesabını silindiğiniden görme imkanınız yok... !

 

Aciklama icin tesekkurler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
Sakın şaka sanmayın Güzel ülkemden ahlak manzaraları..Birebir gerçektir...

 

 

 

Hayvanat bahçesinde haremlik selamlık!

 

Darıca hayvanat bahçesinde ulu orta cinsel temasta bulunup, toplumun ahlaki yapısını olumsuz yönde etkilediği gerekçesiyle dişi ve erkek hayvanların ayrı kafes , kümes ve akvaryumlarda olması gerektiğini ve ziyaret saatleri dışında bir araya gelmesini savunan darıca hayvanat bahçesinin imam hatipli müdürü Muhittin Balta'nın önerisine başbakanlık destek verdi..

 

 

Mecliste yasalaşması gerektiğini savunan Muhittin Balta bu uygulamanın barınaklar da ,sokakta ve doğada yaşayan tüm hayvanlar içinde değerlendirilebileceği çağrısında bulundu..

 

Gebze belediye ekiplerinin ilk yaptığı çalışmada kedi ve köpekleri kovalamaya başlarken sinek, sivri sinek, örümcek, serçe gibi hayvanlara ne gibi uygulama yapılacağı merak konusu..

 

 

demokrathaber

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

AKP Milletvekili Özcan Ulupınar, memleketinde bir camiyi açarken yaptığı konuşmada,

Sözü Meclis’teki ‘4+4+4’ teklifine ve “dindar gençlik ideali”ne getirmiş,

“Ateistten kimseye fayda gelmez” demiş...

 

Evet; bunca ateist, hayatlarında bir kez bile cami ya da kilise açmadı!

 

Ne kadar “Faydasızlar” değil mi?

 

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Hiçbir şey düşünemiyorum diyorsanız eğer...

Ya da düşünüp de ne olacak gibi bir yaklaşım içindeyseniz...

 

Olsun siz yinede şu sözü edilen "Faydasız İnsanlar" hakkında,

Kimmiş acaba bu insanlar diyerek aşağıdaki başlıktan biraz Bilgi Edinin...

 

http://www.turkish-m...r/#entry1014816

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çoban gelinlik astı kızlar duaya çıktı...

 

571612fb5e255f09192eb474d46f9cc1_6.jpg

 

Isparta'nın Yalvaç İlçesi'nde çoban Muhittin Karakoyun, çöpte bulduğu çok sayıda gelinliği ağaçlara astı. Ardından da, gelinliklerin kızının evlenmesi için dilekte bulunan ve bu dileği kabul olan biri tarafından ağaçlara asıldığı söylendi. Buna inananlar, köye gelip dua etmeye ve dilekte bulunmaya başladı.

 

Devamını okumak ve bilgilenmek isteyenler için!

 

***

Din sizi çöplüğe dua eder hale getirebilir!

 

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.