Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

VİCDANİ RET BİR İNSAN HAKKIDIR


GeceKuşu

Önerilen İletiler

Türkiye'nin çıkarına mı ters!

Size "vicdani ret bir insani haktır." diyeyim o zaman.

Sanırım buna da devlet çıkarları ile yanıt vermezsiniz.

Vicdani ret "ben .... düşünüyorum;bunun için zorunluluk askerlik yapmayacağım, silah altına girmeyeceğim." deme hakkıdır.İnsani haklar konusunda sınıfta kalmış ülkemde bunu anlayacak insanların sayısı çok az. Bunun için çok şey söylemeye gerek yok. Biraz daha zaman gerek;insanı, demokrasiyi, hak ve hukuku sindirebilmek gerek.Ben erkek olsaydım, vicdani retçi olduğumu söylemezdim. Enver AYDEMİR ve diğer vicdani retçilerin neler yaşadıklarını hepimiz biliyoruz; param olsa bedelli yapar, açıköğretim bürolarının önünde saatlerce beklerdim.

Şunu anlamakta güçlük çekiyorum;herkes yaşananların farkına varmışken neden hala askerliği vatan, namus borcu olarak görürüz ki!

Bizim toprağa mı borcumuz var, sınıra mı yoksa...?

Bizim bir borcumuz varsa ülke adına;bu ülkenin insanlarına var.

Çıkar adı altında insanları birbirine öldürten, insanların eline silahı verip masa başı hesap yapanlara ve onların çıkarlarına kimsenin borcu yok.

Ben ülkemi çok seviyorum, ülkemin insanlarını çok seviyorum. Dünyayı seviyorum;bunun için de silahla terbiye konusunda inat edenlere yine insanı gösteriyorum.

Ülkeme borcum;her toprak karede yaşayan insanımın hakkına sahip çıkmaktır. Bunu da yaptığımı düşünüyorum. Irk, dil,din,tercih,düşünce...hiçbiri beni bağlamaz bu aşamada.

Mutlu pazarlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Askerligi degil vatani savunmayi bir namus borcu biliriz.

 

Sirf PKK ile carpismamak ugruna vicdani ret kavramini insani hak olarak görmek degildir insanlik,insanlik o eskiyalarada DUR diyebilmektir bunu demediginiz sürece sizin vicdani rettinizin hangi amaca dayandigi konusunda kimseyi ikna edemezsiniz kendiniz gibi düsünenler disinda.

 

Askerlik eger ülke tehdit altindaysa bir namus borcudur,bunu saga sola cekelemekle biryerlere varamazsiniz.Dedigim gibi kimse cocugunu dagdaki eskiya icin dogurmadi.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben de bunu söylüyorum;kimse çocuğunu dağda ki eşkiya için doğurmadı.

Buna rağmen neden herkesin çocuğuna dağda ki eşkiya için silah verilir, çocuk neden silahı almak zorunda bırakılır?

Çarpıtılan bişey yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Önce daga neden eskiya gönderilir onu irdeleyin dagda eskiya varsa ona karsi silah kullanilir karanfil dagitilmaz.Bunu tartismanin bile anlami yok.Önce dagdaki eskiya ya karsi cikacaksiniz sonra da vicdani rettinizi kullanacaksiniz.Dagda eskiya varken vicdani rette siginmak biraz ciddiyetten uzak kaliyor.

 

Tabiki kimse cocugunu dagdaki eskiya icin dogurmuyor fakat dagdaki eskiyaya da haddinin bildirilmesi gerekmektedir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Önce daga neden eskiya gönderilir onu irdeleyin

 

saygilarla

 

Hayır sadece bir kısım değil, birlikte irdeleyelim.

 

Şehirde eşkiya yokmu? Hem de ne eşkiya.. Kitabına uydurarak, kadına dayak, elini bağlayarak, iki kişi birlikte, amirden, yargıdan, tıptan onay alarak, suçsuz insanları eşinden çocuğundan ayırıp senelerce içerde tutarak..

 

Liste çıkarıp daha fazla dramatize etmeyeyim. Şehirdeki eşkıyayı sen benden daha iyi biliyorsun dostum. Her zaman da yazıyorsun.

 

O halde eşkiya yaratan düzeni irdelemek lazım değil mi? Asıl eşkiya, eşkiya yaratan düzene yön veren otorite değilmidir? Eşkiya üreten bir düzende hangi eşkiyayı yok edeceksin? Bataklığı bırakıp sineği irdelemenin kime ne yararı var?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dostum sehirdeki eskiya ile dagdaki eskiyanin esprisini cözemedim.Sehirdeki eskiya almis oldugu maganda kültürü ile hareket eder,yasalarin verdigi imkanla magandaligina devam eder,kadin da döger,bankada soyar,havaya ates acip masum birisinin ölümüne neden olur,otosunu rally yapar gibi kullanip yayalara ölüm sacar vs vs.ancak bu eskiyanin varligi emniyet güclerinin görev yapmasini gerektirir.Kadin dögmeyen,banka soymayan arabasiyla sürat yapip insanlari öldürmeyen,cek mafyasi olmayan vs vs toplum olmadigina göre emniyet güclerini ve yolsuzluklari sistem yaratiyor diyemeyiz.

Bizim konumuz ise sehirdeki eskiya degil dagdaki eskiyadir.Simdi ben senin ifadenden sunu cikarttim yanlissam düzeltiver.Dagdaki eskiyayi sistem yaratti diyorsun,o zaman o eskiyanin daga cikmamasi icin onun istediklerinin yerine getirilmesimi gerekiyor ki sisteme dogru diyelim?

 

Yani,onlara özerklik ve hatta bagimsizlik taniyalim,sinrilarini cizelim.mutlu olsunlar diye dillerini taniyalim,yani topraklarimizi onlarla ayri bir statüde paylasalim.onlarda bayraklarini acsinlar,iyi bi komsuluk iliskisi icersinde yasayip gidelim.Yani sence sistem böyle oluncami dogru olur.

Yani bunlar olmadigi icin sistem yanlistir,Kürt sorunu bunlar olmadigi icin vardir,PKK bu nedenle vardirOzaman PKK yanlisi aydinlarin ve PKK'li aydinlarin bizimle ilgili tüm söyledikleri dogrudur,Kürt sorununu biz Türkler yaratmis oluyoruz yani bizim sistemimiz. O zaman SEVR hakliydi,biz Sevr'i yirtmakla Kürtlerin haklarini yok saydik.Istiklal savasi gereksizdi.

 

Saniyorum ki,bu sorularima ve tespitlerime "ama,fakat,ancak"gibi saga sola cekelemeden bir yanit alacagim.

 

Ben senin yazdiklarindan bunu cikardim:Yani sistem Kürtlere istediklerini vermedgi icin onlarda daga ciktilar.Ve Kürtler gibi daga cikmayan diger etnik kökenli gruplar haklarini aramasini bilmiyorlar.Onlarinda daga cikmasi gerekirdi.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Önce daga neden eskiya gönderilir onu irdeleyin dagda eskiya varsa ona karsi silah kullanilir karanfil dagitilmaz.Bunu tartismanin bile anlami yok.Önce dagdaki eskiya ya karsi cikacaksiniz sonra da vicdani rettinizi kullanacaksiniz.Dagda eskiya varken vicdani rette siginmak biraz ciddiyetten uzak kaliyor.

 

Tabiki kimse cocugunu dagdaki eskiya icin dogurmuyor fakat dagdaki eskiyaya da haddinin bildirilmesi gerekmektedir.

 

saygilarla

 

Sayın Politika, siz soruları teker teker sorun, ben cevap vereyim.

Soru sormak da anlamanın yarısıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vicdani ret konusunu daha fazla dağıtmak istemiyorum politika dostum.

 

Şehirdeki eşkiyayı dağdaki eşkiyadan farklı görmüyorum. Her ikisini de düzenlerin yarattığını iddia ediyorum. Savunmasız kadına kelepçe vurarak karakolda kıyasıya dövmek şehir eşkiyalığıdır. Şehir eşkiyalığına somut örnekler çok ama, günümüzde yazıp konuşamıyoruz biliyorsun.

 

Dağdaki eşkiya konusunda söyleyeceklerim şunlar. Mücadele, etnisiteyi bayraklaştırarak değil de, tüm ezilen halkların birlikteliğiyle, emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine karşı sınıfsal olarak yapılmalıdır. Bölünerek veya farklı şekilde bir mücadele türü emperyalizmin ekmeğine yağ sürer.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet,mücadele etnisiteyi bayraklastirarak degil tüm toplumu kapsayacak reformlar ve insan haklarina saygili bir mücadele olursa sayginlasir,büyür ve bir sel olarak önüne gelen tüm engelleri yikar.

Ben yargi üyelerinin bir an önce varsa vicdanlarinin sesine kulak vererek AKP'nin yargisi olmayacaklari yönünde vicdani retci olmalarini ümit ediyorum.Polis güclerinin protesto eden ögrencileri dayaktan gecirin diye onlara emir verenlere karsi vicdani ret sahibi olmalarini ümit ediyorum.

 

Vicdani ret Avrupa'dan ithal edilmistir,icimizde insan haklari maskesi altinda Avrupa'dan ithal edilen bu tehlikeli kavrami toplumu zehirlemek icin kullananlar var,bircogumuz bu cafcafli insan haklari aldatmacasina kanarak onlarin yolundan gitmekle demokrat oldugumuzu saniyoruz,bu cok büyük bir gaflettir.

 

Vicdani ret bir ihanet projesidir amaci Türk ordusunun tasviye edilmesidir. Sormaya gerek duymadigimiz ve gözümüzden kacan cok önemli bir ayrinti var ki bu vicdani ret icin ortaya atilanlarin Ermeni soykirimi yapilmistir diyenlerin,Kürtler katledilmistir,Rumlar,Süryaniler,Pontuslular katledilmistir diyenler olmasi gercegidir.Ve vicdani retti kabul etmeyenleri yaftalayanlarda ayni kesimdir.Yani PKK yandaslari,Isgalci güclerin yandaslaridir.

 

Prof.Yeniceri:Vicdani retcllik düsüncesinin temellerinin Kelbiyyen düsüncesine dayanir demektedir.Kelbiyyen düsüncesi sahipleri;Ahlak,sosyal degerlere kati ve kavi düsmandirlar.Ahlaka,sosyal degerlere özelliklede aile ve devlete karsi duyarsizdirlar.Devletle ilgilerinin olmasini istemezler.Evliligin kaldirilmasi,kadin ve cocuk ortakligi,toplumun aliskanliklara,kanunlara baglayan,insanin koydugu herseyin tabiata aykiri oldugunu,tabiata dönerek yasamak gerektigini savunurlar.diyor.

 

Askerlik kurumu,devleti ve toplumu korumaya yöneliktir.Askerlige karsi cikilmasi topluma ve devlete karsi bir eylemdir.Askerlige karsi cikmak ülkenin bagimsizligina ve özgürlügüne karsi cikmaktir.Askerlige karsi cikmak,TÜRKLER'IN TARIHI MÜKTEBESATINA KARSI CIKMAKTIR.

 

Vicdani retciler,askerlerin kan,can,hayat pahasina saglamis oldugu özgürlügü tepe tepe kullanacaklar ama askerlik yapmayacaklar.

Vicdani ret bir ihanettir,vicdani ret ordunun tasviyesidir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her ülkenin vicdani reddi kabul edip etmemesi kendi iç dinamikleri ile alakalıdır. Ben burada vicdani ret konusunda yazan arkadaşların hiç birinin konuyu , bu açıdan değerlendirdiğini ya da araştırdığını düşünmüyorum.

 

Örneğin Almanya da vicdani ret hiç bir zaman politik bir hareket olmamıştır. Almanya bunu tamamen ucuz işgücü oluşturduğu ve ekonomiye katkıda bulunduğu için kabul etmiştir. İspanya da durum farklıdır. Amaç toplumun demilitarizasyonunun sağlanmasıdır. Hatta sosyal hizmetlerde çalışmayı bile askerlikle işbirliği yapmak anlamında görür vicdani retçiler. Çin de vicdani retçilerin tamamı yehova şahididir yani dini nedenlerle savaşmak istemezler. Türkiye ve Güney Kore , hatta İsrail gibi ülkelerde ise bulundukları coğrafya itibariyle sürekli bir savaş tehdidinin olması vicdani redde sıcak bakmayı engellemektedir.

 

Ülkelerin iç dinamikleri ile ilgili olarak vicdani retçilere bakış açısı ve aldıkları kararlarla ilgili örnekler çok fazla. Üstelik hemen her ülkede vicdani retçilere çok ta yumuşak davranılmıyor. Bir çok ülkede zamanında idam cezasına kadar varan cezalar öngörülmüş ve uygulanmış. Reddinden vazgeçenlere de çok zor koşullarda , tabiri caizse işkence tarzında askerlik yaptırılmıştır.. Hatta Almanyada şu an bile bu, bir hak değil ucuz ya da bedava iş gücü olarak angaryaya dönüşmüştür.

 

Ülkemize dönersek; ben şimdi şunu sormak istiyorum. Bu ülkede bir kurtuluş savaşı yapıldı. (Hoş bazılarına göre yapılmadı bu tamamen uydurma. ) Bu savaşta bir çok molla savaşa insan göndermemek adına elinden gelen her şeyi yaptı. Bu davranışa nasıl bakıyorlar?

 

Savaşmak istemedikleri çin bunu, vicdani ret olarak mı kabul ediyor vicdanları?

 

O zaman şöyle mi desek daha iyi olurdu:

 

"Biz savaşmak istemiyoruz. Buyrun geçin istediğinzi yapın, ülkemi bölün , parçalayın, kadınlarımıza , kızlarımıza tecavüz edin, bütün milli değerlerimizi yağmalayın çünkü biz savaşa karşıyız ve savaşmak istemiyoruz."

 

. Bu konuda Atatürk'ün iki sözüne sonuna kadar katılıyorum.

"Yurtta sulh, cihanda sulh"

"Ulusun yaşamı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş cinayettir"

 

Bu sözler ışığı altında rahatlıkla şunu söyleyebilirim. Bir ülkenin güçlü bir ordusu olmalıdır. Özellikle bizim ülkemizin bulunduğu bir coğrafyada. Ama bu demek değildir ki git durup dururken çevrendeki ülkelere saldır. Atatürk’ün de dediği gibi “Ulusun yaşamı tahlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş cinayettir.” Buun yanında tabiki halkına sahip çıkan ve bilinçli bir toplum yaratma adına çalışan güçlü bir iktidar olmalıdır ki; ne halkı , kolay kolay emperyalizmin oyunlarına gelsin ne de ordusu bu nedenle ülkesini savunma konumunda olsun.

 

Ama ne yazıktır, dünya konjoktürüne baktığımızda söylenen sözleri , seneler öncesinden hazırlanana raporları okudukça, insan hakları adı altında ülkelere neler yapıldığını gördükçe , bunun, gerçekten bir insan hakkı mı yoksa başka şeyler ve amaçlar için kullanılan kavramlar mı diye düşünmeden edemiyorum. Hoş bununla alakalı buraya bir sürü yazıyı, raporu taşımam mümkün. İsteyen okuyup, araştırabilir. Bu konuları belgeleriyle irdeleyen bir sürü yazarın kitabı mevcut piyasada.

 

Kısa bir bilgi adına şunu yazabilirim. 2003 te Rice aynen şu ifadeyi kullanmıştı:

"Türkiye ordusu ABD nin istediği sayıya ve kapasiteye inmek zorunda ve bunu yapacağız"

Bunun içinde, profesyonel ordu , güneydoğuya ayrı polis ve ordu güçleri ve vicdani retçilerin artması gibi durumlar var. Gelişmeler de adım adım bunun gerçekleştiğini gösteriyor. Yani bazılarının sürekli diline doladıkları gibi korku, hayal falan değil bunlar. Seneler önce hazırladıkları raporlar, söyledikleri sözler adım adım gerçekleşiyor.

 

Zira artık emperyalizmin taktikleri değişti "yumuşak güç kullanımı" diye bir kavram var.

Ülkeleri istedikleri kıvama getirip, uygun koşullar yaratıldıktan sonra gerekeni yapmak. Güzellikle olursa oluyor, olmuyorsa , çevremizdeki ve dünyadaki ülkelerde yaşananlara bakmak yeterli.

 

Keşke savaşın hiç olmadığı bir dünya da yaşamak mümkün olsaydı. Hangi insan istemez ki savaşsız bir dünya da yaşamayı, tüm zenginliklerden ortak pay alıp, eşit koşullarda sağlık , eğitim vb gibi hizmetlerden yararlanmayı.?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vicdani retciler,askerlerin kan,can,hayat pahasina saglamis oldugu özgürlügü tepe tepe kullanacaklar ama askerlik yapmayacaklar.

Vicdani ret bir ihanettir,vicdani ret ordunun tasviyesidir.

 

 

Bu yazıların biraz sert olmuş Politika dostum. Savaşmayı red eden, savaşma sanatı öğrenmeye karşı çıkan insanlar bence çok haklıdırlar, vicdanlıdırlar, ahlaklıdırlar. Tersine, insan öldürmeyi red edenler asıl vicdan ve ahlak sahibidirler. Onları "ahlaksız, vicdansız" olarak nitelerken daha dikkatli, daha vicdanlı olmak gerekir.

 

İnsanların en büyük düşmanı sömürü ideolojisidir. Sömürü ideolojisini uygulayanlar, büyük sermaye sahipleri, ırkçı, faşist, emperyalist zihniyetlilerdir. Bu gibi hakimiyet kurmuş otorite gurubu olmasa, insanlar birbirleri ile ufak tefek sürtüşme dışında savaş yapmayacaklar, bölünmeyeceklerdir. Tarihsel kan davası gibi savaşları sürdürmek, toplumların hakim guruplarının çıkarlarınadır. Dikkat edilirse, tarihteki kıyımları ısıtıp ısıtıp insanları düşmanlaştıran hakim guruplardır. Halk ise bunların tuzaklarına düşmektedir.

 

İnsanlar kahramanlığı kendi kültüründen olmayan emekçi, üretici halklara değil, emekleri sömüren emperyalist zihniyete karşı yapmalıdırlar. Toplumları bölen ideolojiler, benci, sömürücü zihniyetçe kendi çıkarları için üretilmiş, kan davası dogmaları şeklinde günümüze kadar gelmiş, günümüzde de devam ettirilmeye çalışılmaktadır.

 

Özgürlüğe gelince, birey, dünyanın her hangi bir yerinde, kendisine sağlanan demokratik haklar çerçevesinde, çalışarak, üreterek, eşi çocukları, diğer üretici dostlarıyla birlikte mutlu ve özgürce yaşayabilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her ülkenin vicdani reddi kabul edip etmemesi kendi iç dinamikleri ile alakalıdır. Ben burada vicdani ret konusunda yazan arkadaşların hiç birinin konuyu , bu açıdan değerlendirdiğini ya da araştırdığını düşünmüyorum.

 

Bizler, vicdani retçiliği zaten ülkelerin otoritelerinin belirlemiş olduğu iç dinamikleri çerçevesinde değil, bireysel tercihler sorunu olarak alıyoruz. Vicdani red mücadelesi, aynı fikirde olan bireylerin ortaklaşa verdiği mücadeledir. Ülkenin iç dinamiklerince vicdani red nasıl yapılanmış olursa olsun, insanlar bu demokratik hakkını yerel hukukta olmazsa bile insan hakları evrensel hukukunda aramaktadırlar. Belli bir mesafe de katetmiş durumdadırlar.

 

Demokratik haklar dışında, ülkenin iç dinamikleri ne olursa olsun aydın ve devrimci gurubu bağlamaz. Devrimci gurubu bağlayan, kendi ideolojileri, sınıfsal hakları ve özgürlükleridir.

 

Daha önceki iletilerimde söylediğim gibi, bireyin en büyük düşmanı sömürücüler ve sömürü zihniyetidir. Halklar tarafından sömüren sınıfa ve zihniyetine karşı alınacak ortak tavır, tüm olumsuzluklarda olduğu gibi, savaş çığırtkanlarının isteklerini de kesin engelleyecektir.

 

Sömürü düzenince çıkartılmış yasaların ve kuralların emekçi gurupların lehine olan hiç bir tarafı yoktur. Ülkeyi omuzlarında taşıyan sınıf emekçi sınıfıdır. Yasaları da kendi çıkarları için yapmalıdırlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyadaki vicdani retçilerin %80 i yehova şahididir. Yani dini nedenlerden ötürü savaşmayı istemez. Din sömürü düzenlerinden biri değil midir?Din emekçi sınıfı mı temsil ediyor ,yoksa kapitalizmin alt yapısını mı oluşturuyor? Din için yapılıyorsa aynı görüşü mü paylaşmış oluyorsunuz?

 

Sömürü düzenlerinin ülkeyi tehdit etmesi durumunda ne yapılmalı ?

 

Buna bir cevap yok.

 

Kurtuluş savaşı emperyallerin ülkeyi paylaşma amacına karşı çıkmak değildl de neydi size göre?

 

Ne yapılmalıydı?

 

Ne demek emriniz olur, geçin buyrun mu denmeliydi?

 

Üstüne üstelik emekçi sınıfla ne alakası var konumuzun. Emekçi sınıf toptan vicdani retçi mi? İstatistiklere bakıldığında dinciler , emekçilerden daha fazla savaşa karşılar. Vicdani retçilerin %80 i yehova şahidi. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyadaki vicdani retçilerin %80 i yehova şahididir. Yani dini nedenlerden ötürü savaşmayı istemez. Din sömürü düzenlerinden biri değil midir?Din emekçi sınıfı mı temsil ediyor ,yoksa kapitalizmin alt yapısını mı oluşturuyor? Din için yapılıyorsa aynı görüşü mü paylaşmış oluyorsunuz?

Sınıfsal ideoloji, sınıfsal sosyal yaşam gerçeklerinden üretilmiştir. İlkeleri bilimseldir. Dinler ise ayakta durmaları için bilimsel gerçeklere sahip çıkarlar. Bugün islam dini hariç, tüm dinler evrim teorisini ya kabullenmiş yada onu eleştirmezler.

 

Sömürü düzenlerinin ülkeyi tehdit etmesi durumunda ne yapılmalı? Buna bir cevap yok.

 

Sınıfsal bilince sahip olanlar, ülkeyi tehdit eden unsurların diğer ülkelerin hakim sınıfı olduğunun bilincindedirler. Asıl tehditin her ülkedeki sömüren kesimin hakimiyetinin sağlamlaştırılması için olduğunu bilirler. O ülkenin emekçi halkıyla birlikte emperyalist, işgalci zihniyete karşı örgütlenirler.

 

Kurtuluş savaşı emperyallerin ülkeyi paylaşma amacına karşı çıkmak değildl de neydi size göre? Ne yapılmalıydı? Ne demek emriniz olur, geçin buyrun mu denmeliydi?

 

Sömürüye karşı ideolojiye sahip insanlar ilkeli, bilinçli insanlardır. Emperyalist amaçlı tehdit ve işgallerin tek savaşılacak olgu olduğunu bilirler. Kurtuluş savaşındaki mücadele özünde emperyalizme karşı mücadeledir. Sonrasında kurulan düzen ise hakim sınıfın eline geçmiş, şu anda ise hakim sınıfların isteği doğrultusunda komşu devletleri savaşla tehdit eder durumdadır. Sırf emperyalist emellere karşı oluşturulmuş, sınıf bilincinde bir savunma gücü için hiç bir devrimci vicdani retçi olmaz. Zira ordunun varlığı kendi çıkarı içindir. Sınıfsaldır.

 

Üstüne üstelik emekçi sınıfla ne alakası var konumuzun. Emekçi sınıf toptan vicdani retçi mi? İstatistiklere bakıldığında dinciler , emekçilerden daha fazla savaşa karşılar. Vicdani retçilerin %80 i yehova şahidi. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

 

Vicdani retçiliğin emekçi sınıfla olan alakasını bir üst paragrafta açıkladım.

 

"kendisini 1 numaralı demokrat sanan herkes, liberaller, dinciler, sağcılar, faşistler üzerinden demokrasiyi tartışıyor.Kimse demokrasiyi sosyalizm üzerinden tartışmıyor." - Ahmet NESİN-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vicdani reti ülkelere bir bakin;hepsi ya Afganistan'da,ya Irak'ta,ya bilmem baska bir yerde kan dökmekteler.Tabi buna sömürücü veya emperyalistler diyebiliriz ama sonucta bizim örnek aldigimiz vicdani ret onlardan bize ithal edilmeye calisilan yeni bir akim veya model.Onlar vicdani retci olarak kan dökecekler biz vicdani retci olarak askerden kacacagiz.

 

Vicdani retcilik sivil itaatsizliktir,yani "sizin bagimsizliginiz,sinirlarinizin korunmasi benim umurmda degildir"yaklasimidir.Sinirlar kalksin dayatmasi emekci sinifin degil emperyalist sinifin dayatmasidir bunu da insan haklari cercevesinde yapmaktadirlar.Sinirlar oldugu sürece o sinirlar icersindeki yasalar gecerli oldugundan emperyalist gücler atlarini istedikleri gibi oynatamayacaklardir o zaman sinirlarin kaldirilmasi gerekir.

 

Kurtulus Savasi emperyalizme karsi bir savasti.Peki simdi cikacak olan bir savas emekci sinifinin savasimi olacak ki askerlige hayir kampanyasi baslatilmistir.Bugün cikacak olan savas yine emperyalizm tarafindan cikarilacak gücsüz bir ülkeye saldirilacak ve yutulacak o ülke.Yani simdi o zayif ülkenin ordusu olmasinmi savasmamak icin?

 

Ayrica

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ulus devletleri ortadan kaldirmanin formüllerinden birisi ordusunu yok etmektir.Sinirlari olmayan bir ülkenin orduya da ihtiyaci kalmaz.2000 yilinda Bill Clinton "Küresellesme gevsek sinirlar ister,üniter devlet yapilari küresellesmeye uygun degildir"demistir.Vicdani retciligin önderligini yapan bir gazetenin"Bagimsizligimizdan vazgecmemizi istiyorum,Hicbir ulusun bagimsiz olmamasindan yanayim"diye yazmasi gercekten bize bu vicdani ret denilen canavarin gercek yüzünü göstermeye yetiyor.

 

Avrupa'da varmis vicdani retcilik;evet var,ama vicdani retciligi savunan Almanya,Türkiye'de ki terörüde savunuyor,PKK'ya destekliyor,Islami fanatizmi destekliyor,Türkiye'de yasanan baski ve korku rejiminin destekliyor,Fransa Ermeni ve Kürt Fasismini destekliyor,yani bunlari bize karis kullaniyor,bir ic karisiklik cikarmak icin mümkün olan her melanet onlarin basinin alitndan cikarken birileri Türkiye'de neden mecburi askerilik varmis hemen vicadani ret yasasi cikarilmaliymis diye dayatiyorlar.Askerden kacmayi insan hakki olarak görüyorlar.Halbuki o asker olmasa yatagimda ben rahatca yatamiyacagim.

 

Vicdani ret icin tam tam calanlar ülkede her gün artan polis terörünü konu bile etmiyorlar,cünkü o polisler orduya karsi bir alternatif olarak yetistirilmektedir.Orduya hayir diyenler her nedense Polis gücüne evet diyorlar.Ordu ülkeyi distan gelecek herhangi bir saldiriya karsi korumak icin vardir.Yani bir mecburiyet olmadikca ordu zaten savasmaz.Ordunun su andaki görevi PKK terörüne karsi durmaktir ancak PKK yandaslari ordunun bu görevi yerine getirmesinden sikayetcidirler.Cünkü ordu bölücülerle mücadele ettikce hainler amaclarina ulasamayacaklardir iste amac budur.Vicdani rettin arkasinda yatan asil gerekce budur.Terörle mücadelenin derhal durdurulmasi ve teröristlerin daha fazla kayip vermemesi icin psikolojik bir operasyondur ordu üzerinde.

Ordunun terörle mücadele etmemesinin sonucu ne olur:Teröristler istediklerin elde etmis olurlar.Demek ki bu son ithal mal olan vicdani rettin amaci teröristlerin istediklerini elde edebilmeleridir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne uluslararası hukuk normları ne de vicdani retçi olanların gerekçeleri..".A ülkesinde vicdani ret budur, B ülkesinde vicdani ret şudur...Ali dini inancı gereği, Veli sosyalist olduğu için..." vicdani ret bir insan hakkıdır gerçeğini değiştirmez/değiştirmeyecektir de!

 

Bunun için hiçbir açıklamaya gerek yok. İnsan değerlidir, insan haklarıyla önceliklidir. Gerisi beni bağlamaz.

Kim olursa olsun, ne düşünürse düşünsün "silah altına girmeyi ret edenler" benim için barıştır.

 

"hiçbir toprak, hiçbir vatan, daha kutsal değildir insandan! "(Y.ODABAŞI)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kişiler arası farklılıklar olması durumunda bu konuya olumlu veya olumsuz bakan bir kesim olacaktır. Burada önemli olan bence Devletin insalar arası böyle ortamları yaratmalarına müsade etmesidir. Tabi maddi ihtiyaçların ön plana çıkması, oy kazanma gibi yapılan yeni oluşumlara mecburen göz yumacağız gibi geliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

PKK'ya silah birak diyemeyen yani PKK'nin ideolojisini,Ermeni iddialarini kabul edenlerin tümüde vicdani retcidir ve bunlar insan haklari slogani altinda bu ideolojilerini topluma siringa etmektedirler.

 

Bugün Türkiye'nin milli bütünlügüne ve Atatürk'e yapilan saldirilar dün Türkleri kiyamamanin intikamidir.Vicdani retti ben böyle yorumluyorum.

 

Isin en komik yanida,milli suura sahip cogunlugun cocuklari seve seve askerlik yapmak isterken bu suurdan yoksun olanlar türlü iki renge boyanarak askerlik hizmetinden kacmayi vicdani ret olarak karsimiza cikariyorlar.Ve bir de vicdani retcileri bilincli olarak lanse etmeleri var,iste komik olan budur.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Politika dostum,

 

Silahla, terör estirip, masum insanları katlederek, örgütsüz, sözüm ona sosyal haklar için mücadele etmeyi, tarihte hemen hemen tüm devletlerin yaptığı katliamları gündeme alıp, diğer toplumlara düşmanlık oluşturmayı sadece emperyalist zihniyet destekler.

 

İnsan haklarına bağlı kalarak, halkların barışını, kardeşliğini, savaşa, savaşı öğrenme sanatına karşı olmayı neden emperyalist emellerle bağdaştırıyorsun? Emperyalizme tek karşı olan sadece ulusalcı ideoloji midir? Bu kadar tutucu olmak nedendir?

 

Mesela bir humanist görüşü, bir sosyalist ideolojiyi ele alalım. Bu ve buna benzer görüşteki insanlar diğer insanlarla savaşmayı reddederler. Zorla mı savaştıracaksın? Onların asıl düşmanı, savaşların da asıl nedeni sömürü zihniyettir.

 

Çok defa söyledim, bir kez defa daha söyleyeyim. Sömürü düzenin farkında olan insanlar, savaşları bitirmenin tek yolunun, tüm halkların ezilen sınıflarının işbirlikleriyle, emperyalizme ve onun yerli işbirlikçileriyle savaşarak mümkün olduğunun bilincindedirler. Bunun başka yolu YOKTUR.

 

Bizim görüşlerimiz adına hep aynı yanlış şeyleri söyleyip duruyorsun dostum. Bunlar senin kendi fikirlerin. Bizim değil.

 

Halklar savaşmasın. "Politika"cıları yalnız bıraksınlar. Onlar birbirleri ile savaşsınlar. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne alakasi var simdi,yani benim ülkeme saldiranlara ben savasa karsiyim diyerek gülmü vermem gerekiyorki hümanist düsünce sahibi olayim.Muhakkak ki savasi kimse istemez ama eger savas tamtamlari caliniyor ve benim ülkem hedefte ise kimse benden vicdani retci olmami ve benim ülkeme benim insanima ates kusanlari "onlar zaten emperyalist,ben onlara uymayayim"diyerek bir köseye mi cekilmeliyim.

 

Hayir,benim ülkeme milletime karsi olanlara ben karsi olurum bu benim insanlik görevimdir,bu görevden kacarsam insanligimi ret etmis olurum.

 

Ülke bölünmenin esigine getirilmis benden vicdani retci olmam isteniyor,ülkemi bölünmenin esigine getirenlere eline silahi alip bizi bölmek isteyenlerin tetikcisi olanlara karsi kim vicdani retten bahsediyorsa kusura bakmasin ama ben böyle vicdani retcilige karsiyim.Emperyalistlerin birlikte olan dinciler ve teröristler bana zarar verdikleri sürece onlara karsi mücadele etme hakkini kendimde bulurum.Bu hakki kabul etmeyenler vicdani retci olsunlar.

 

Savasmamak icin,ülkemin bölünmesimi gerekiyor,dünkü isgal güclerinin oyunlarini kabul etmekmi gerekiyor yoksa bunlara karsi mücadele mi?

Sizin bu ileri sürdügünüz argümanlar tamamen benim yukaridaki tespitlerimi dogruluyor yani,bölünelim ama savasmayalim,bize dayatilanlari kabul edelim de insanlar ölmesin.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ben bizim ülkemizin daha bu vicdani red olayını kaldırabileceğini düşünmüyorum.çünkü az gelişmiş ülkelerde ve gelişmeye adım atmış ülkelerde bu bir fiyaskodur.ülkenin heryanı tehlike iken bu vatan için türlü oyunlar oynanır iken vicdani retçi olmak bence en büyük sorundur.neyin peşinden gitmek gerektiğini bilmek gerek.önce tam bağımsız olacaksın özgürce yaşayacaksın ondan sonra

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Insanlar birbirini öldürmesinler derken;30 yildir daglarda organize olan,daglari silah ve cephane deposu haline getiren,dis güclerden lojistik ve finansal yardim gören,amaclari dis güclerinde projeleri dogrultusunda Türkiye'nin Dogu ve Güneydogusu'nu Türkiye'den ayirmak olan Kürt fasistlerin ve onlarin bünyesinde bulunan Ermeni militanlarin döktükleri kani sona erdirmek icin Türk Silahli Kuvvetleri'nin vermis oldugu mücadeleden oldu bitti rahatsiz olanlar,ordunun bu mücadeleye son vermeyecegini anlamis ve gencleri askerden sogutup ortaya attiklari vicdani ret hikayesiyle onlari psikolojik beyin yikama operasyonlarina hedef secmislerdir.

 

Gercekten insanlarin ölmesine karsi olanlar,kan dökülmesinden yana olmayanlar,Türk ordusunun verdigi bu mücadelenin bir hak mücadelesi oldugunu düsünerek terör örgütüne kan dökmeye son vermesi icin cagrida bulunmalari gerekir.Terör örgütünün silahi birakarak emniyet güclerine teslim olmalarindan sonra eger ordu hala kan dökmeye devam ediyorsa iste o zaman vicdani ret mücadelesi verilir ve bu mücadele hakli bir mücadele olur.

 

Birileri hala dagda asker öldürmek icin yasayanlari kan dökme konusunda hakli göstermeye calisiyor.Ve bunlar ayni zamanda vicdani rette sariliyorlar.Aynen "YETMEZ AMA EVET"diyerek,yargiyi iktidarin emrine verip bugünkü hukuksuzlugu gerceklestirdikleri gibi.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sosyalistlerin savaşa karşı bakış açısı halklar arasında yapılan savaşların barbarca ve canavarca olduğu yönündedir. Ancak sosyalistlerin burjuva pasifistlerinden ve anarşistlerden ayrıldığı yönler vardır Sınıflar ortadan kalkmadan savaşların ortadan kalkmayacağını savunurlar ve tarhsel gelişimlere bakıldığında toplumları ileri götüren , gerici kurumların yıkıldığı savaşları onaylarlar. Tıpkı Türkiye ve Rusya da olduğu gibi. Ama pardon sizler Kurtuluş savaşının tamamen uydurma olduğunu düşünenlerdensiniz. Çünkü emperyalistlerin işbirlikçileri artık bunları pompalıyor topluma.

Ayrıca sosyalistler saldırı ve savunma amaçlı savaşlar ayrımına da gider. Haklı ve haksız savaş ayrımı da yapar.

Yani bu Atatürk’ün şu cümlesine aynen uyuyor.

“ Ulusun yaşamı tehlikede değilse savaş cinayettir”

Sosyalistlerin savaşa bakış açılarını derinlemesine incelemek için Bern konferansı kararlarına , parti içinde merkez komite kararlarına , Marx’ın , Engels’in ve Leninin düşüncelerine ve açıklamalarına bakmak yeterlidir.

Kapınıza “insan hakları” kılıfı ile sarmalanmış emperyalist istekler dayatılmışken bu nedenle yapılacak bir savaşın haksızlığından sözetmek ne sosyalizmin savaşa bakış açısına uyar. Ne de benim bakış açıma. Sınıflar ortada dururken “ben savaşmayacağım kim savaşırsa savaşsın” demek te keza aynı kapıya çıkar.

Ülkelerin iç dinamikleri konusu ile alakalı olarak da şunu söyleyebilirim. Size insan hakları olarak dayatılan şeyler ülkelerin iç dinamiklerine gore şu anlamı taşıyor:

“Ben bana ne uyarsa , çıkarıma ne gelirse onu kabul ederim. Gerisinin bir önemi yoktur.” Yani anlayacağınız “insan hakları” kılıfı sadece size dayatılan kısmıdır. Onlar için bunun önemi yoktur. 12 yıl CIA de çalışmış emekli ajan Philip Agee , CIA çalışanlarının "demokrasi"den ne anladığını şöyle açıklamıştır:

 

"CIA için demokrasinin bir anlamı yoktur! Eğer bir ülkede seçilmiş bir hükünet varsa ve bizimle işbirliği yapıyorsa

, ne ala! Eğer işbirliğini reddediyorsa , demokratikmiş, değilmiş umurumuzda değildir ! "

Olay aynen budur. Bize insan hakkı , demokrasi diye dayatırlar , kendileri işlerine geldiği gibi kabul ederler.

 

Dediğim gibi kim istemez savaşsız bir dünyada yaşamayı?

Ama düşüncelerinize temel yaptığınız şey dinde olsa , sosyalizmde olsa , sınıflar kaldırılamıyorsa zorunlu olarak savaş olacaktır. Emperyalizmin dayatmalarına karşı savaşmak zorundasınız .Başka çıkar yol yok. Ama sosyalizmin bahsettiği gibi haklı ve savunma amaçlı , haksız ve saldırı amaçlı değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sınıfsal ideoloji, sınıfsal sosyal yaşam gerçeklerinden üretilmiştir. İlkeleri bilimseldir. Dinler ise ayakta durmaları için bilimsel gerçeklere sahip çıkarlar. Bugün islam dini hariç, tüm dinler evrim teorisini ya kabullenmiş yada onu eleştirmezler

Sorum gayet açık. Devrimcilik, emekçilikle nerdeyse özdeşleştirdiğiniz vicdani retçilik durumunu en çok bir sömürü düzeni olan din mensupları kabul ediyor. % 80 ini yehova şahidi.

Ayrıca" islam dışındaki tüm dinler evrimi kabul eder , eleştirmezler".Bu tıpkı vicdani retçiliğin temeline sosyalizmi oturtup , sosyalizmin savaşa bakış açısını ,insanlara yanlış aksettirmeniz gibi bir şey olmuş. Tek tanrılı dinlerin tümü evrime sıcak bakmaz. Ancak dünyada kabul edilen bir görüş vardır artık bunun yanlış olduğu neredeyse ortak fikirdir . O da şudur:

 

Evrimi kabul edenler ateisttir karşı olanlar dindardır.

Sömürüye karşı ideolojiye sahip insanlar ilkeli, bilinçli insanlardır.

 

Acaba bu bilinçli dediğiniz ve vicdani reddi kabul eden sosyalist arkadaşlarınız şunun farkındalar mı?

 

Dünyayı 147 tane şirket yönetiyor. Evrensel hukuk ve demokrasiyi belirleyen BM nin değiştirilmez 5 daimi üyesi. DEĞİŞTİRİLMEZ 5 DAİMİ ÜYE. Yani evrensel hukuk ve demokrasi diye dayatılan bu 5 ülkenin ve dolayısıyla 147 şirketin istekleri. İşin özü vahşi kapitalizmin istekleri.

Şimdi mücadele etmeycekler de ne zaman edecekler.?

 

Yoksa bu bilinçli insanlar dünyayı , sadece kitaplardan öğrendikleri ama asla realiteyle birleştiremedikleri ve mantıklı çıkarımları yapamadıkları için dünyayı şöyle mi görüyorlar?

 

Sınıflar yok, sömürü düzenleri yerle bir, kapitalzm dünyadan silindi , o halde savaşa gerek yok , vicdani retçi olalım bizler diğerleri de savaşsın dursun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.