Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

SEÇİM ÜZERİNE YORUM


Misafir demirefe

Önerilen İletiler

Bakın bir kez daha tekrar ediyorum: Terör kan döke döke bu günlere geldi ve artık teröröün meyvelerinin toplanmasına başlama zamanı, hasat vakti geldiği için İmralı süreci başlatıldı.

.

.

.

Devlet aklini basina alaydida terörün hortlamasini, cogalmasini ve etkisini azaltaydi. Inkar ve imha politikalarinin sonu budur. Kimse kendisini inkar ve imha eden devlete gül atacak degil.

 

Olay bu druma geldiyse bunun yegane suclusu devlet ve devletin temsilcileridir.

 

Bu ülkede inkar, imha ve hice sayma oldukca, sorunlar karsinda kafamizi kuma sokmaya devam ettigimiz sürece ülkede kan akimasinin önü durdurulamaz. Ya bir kerede olsun gecmisimizi sorgulayalim, yanlislamizi masaya yatiralim ve kendi vatandaslarimizdan özür dilemeyi ögrenelim. Ne güzel yaa, hem suclu ol hemde güclü ve hakli. Nerede bu yogurdun bollugu?

Yillarca insanlari baski altinda tut, inkar et ve imha et sonrada vay efendim bunlar terör estiriyorlar diye masumu oyna. Önce kendi yaptigimiz terörün hesabini verelim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayır şimdi, birileri "cici Amerika, aslan abimiz ne güzel planlar yapıyormuş" diye keyifle gülümsüyor da, seçim öncesi milliyetçiliği kimselere bırakmayan söylemleri, yapacağını yapıp emziği verip çektikten sonra aynı bağ aynı dağ türkülerini sazan gibi bir lokmada yutanlar ne düşünüyor, daha doğrusu bir şey düşünüyor mu, merak ediyorum.

 

Herhalde kutsanmış üstün ırk olduklarını, bazı hazretlerin koruması altında olduklarını, emperyalizme lokma olan halkların başının kel, bizimkinin şerbetli, okunmuş olduğunu, bize bir şey olmayacağını, olursa da atın ölümünün arpadan olmasını düşünüyorlardır, başka da ne düşünebilirler, pek tasavvur edemiyorum doğrusu!

Emperxyalizme göbekten bagli olan biz Türk'ler kalkip hangi yüzle Kürt halki icin emperyalizme hizmet ediyor diye yanlis bir ithamda bulunabiliriz?

Herkes önce kendi avlusunun önünü temzlesin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

CHP'li secmenin nasil düsündügünü bilmek icin illada CHP'limi olmak gerekli? Nasil bir mantik bu? Sayisiz parti analizi yapanlar, partilerin secmenlerinin analizini yapanlar nasil yapiyorla dersiniz sayin yilmaz?

Ben CHP'lileri de iyi taniyorum digerlerinide. Siz belki kaat getirebilmeniz icin illada o partiden olaniz gereklidir ama herkes icin gecerli degil bu tür bir yaklasim.

 

Evet, partilerin politikaları hakkında herkes yorum yapabilir ama kanaatime göre o partilere oy veren kişiler dışındakilerin eleştirileri pek inandırıcı olmaz, çünkü zaten beğenmediği için oy vermiyor. Biz AKP yi eleştirdik, yanlışlarını söyledik ama bizi kimse kale almadı, bu da çok doğal, yalnız A.Latif Şener eleştirince daha çarpıcı olması gerekir ama pek de öyle olmadı galiba.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eski koye yeni adet getirmek demek bu olsa gerek

 

Sayın Mondieu, ben olması gerekeni söylüyorum yoksa onlar nasıl hesaplamış benim umurumda değil. Seçim sistemi de değişmiyor, %10 barajı da düşürülmüyor, dokunulmazlıklara da dokundurtmuyorlar; peki bunlar doğru uygulama mı, yani devletin her yaptığı doğrudur mu diyeceğiz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Deniz Gezmis ve arkadaslari, Nazim Hikmet, Adnan Menderes,...... Bunlarin hepsi bir dönem siyasi iktidarin isine gelmedigi icin halka bölücü, vatanhaini olarak lanse ediliyordu, ama bu gün?

 

Peki bu kişiler hiç bir şey yapmadı mı, sütten çıkmış ak kaşık mı? Şimdi İmralı dakini de affetseler o da mı suçsuz olacak? Yine aynı yere geldik sayın dominik, bizde olup ta diğer ulus ( ne demekse) larda olmayan hak hangisi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Emperxyalizme göbekten bagli olan biz Türk'ler kalkip hangi yüzle Kürt halki icin emperyalizme hizmet ediyor diye yanlis bir ithamda bulunabiliriz?

Herkes önce kendi avlusunun önünü temzlesin.

 

Sayın dominik, biz bir dönem emperyalizme hizmet ettik, ne zaman ki bu ters döndü başımız belaya girdi. Bundan kurtulabilir miyiz? Hiç umudum yok!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki bu kişiler hiç bir şey yapmadı mı, sütten çıkmış ak kaşık mı? Şimdi İmralı dakini de affetseler o da mı suçsuz olacak? Yine aynı yere geldik sayın dominik, bizde olup ta diğer ulus ( ne demekse) larda olmayan hak hangisi?

Neler yaptiklarini konusabiliriz, ama bir gercek varki bu insanlar bir dönem devlet tarafindan hain ilan edilirken simdi sahip cikiyor. Yani insanlarin suclanma nedenleri döneme göre degisiyor. Dolayisiyla devletin birsini vatanhaini, bölücü ilan etmesi o kadarda baglayici olmuyor. Siyasi akima bagli verilen kararlar bunlar.

 

Siz hala eskileri burada tekraralayip dogru kabul ederseniz tabiiki ayni yere geliriz. Türk ulusu oldugu gibi Kürt ulusu da var, Arap ulusuda var,..... Ama ayni cati altinda yasamamiz icin ayri uluslardan olmamiz bir engel degildir. Engel olan sadece bir ulusun digerini inkar etmesidir. Daha hala hic bir sey yokmus ve yasanmamis gibi hangi haklardan bahsediyorsunuz diye soruyorsunuz. Anlasilan siz ileri gitmek istemiyorsunuz sayin yilmaz. Her sey eski tas eski hamam olarak hic bir sey yokmus ve yasanmamiscasina devam edelim diyorsunuz. Böyle oluncada tabiiki hakli olarak her defasinda "ayni yere" geri gelecegiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın dominik, biz bir dönem emperyalizme hizmet ettik, ne zaman ki bu ters döndü başımız belaya girdi. Bundan kurtulabilir miyiz? Hiç umudum yok!

Emperyalizme hala bagliyiz, sizin dediginiz gibi "bu is ter döndü" falan yok.

 

Emperyalizme bagimliligimizi öz güvenimizle, demokrasi ile ve en önemliside tüm vatandaslarimizla barisik yasayarak becerebiliriz. Aksi taktirde Emperyalist ülkeler dogal olarak disladigimiz, horladigimiz,..... vatandaslarimizi bize karsi suistimal edecektir. Bu da gayet normal bir durum. Suc sadece bizde, baska yerde aramayalim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın yılmaz

 

-http://www.porttakal.com/haberler/politika/ergenekon-un-avukatiyim-18407.html- linkinde Sayın Deniz Baykal'ın NTV'deki konuyla ilgili açıklamasını dikkaitlice okuyun ve tarihinin 05 Temmuz 2008 olduğunu gözünüzden kaçırmayın.

 

Ben de size bir soru sordum, 5 temmuz da iddia edildiği şekilde, bir avukat sözü geçtiyse Başbakan 18 ne kadar bekler mi? Ya bu kadar zor mu, avukat ile savcının görevini anlamak? Bu kadar zor mu Yürütmenin başının savcı olmasıyla hiç bir sözü dinlenmediği, kale alınmadığı bir muhalefet liderinin avukatım demesinin aynı ağırlıkta olmadığını kabul etmek? Bunu kim önce dedi den, Başbakan olan bir kişinin 2008-2011 üç sene geçtiği halde hala ispat edilmemiş suçla tutuklu olan kişileri suçlu ilan etmesine getirmek bu kadar zor mu?

Sayın Baykal, denizdeki fener battı dedi, Ofer dedi, gemicik dedi, Habur dedi bunları hiç kimse avukatım dediği kadar ciddiye almadı. Adamın daha önce avukatım dediğini ispat için göbekleri çatladı. Bence siz kim önce söyledi den ziyade Başbakan savcı olup, suçlu olduğu kesin olmayan insanlara savcılık yapabilir mi, onun üzerinde bir düşünün.

Bana gelince, benim daha önceki yazılarıma da bakarsak benim AKP ye alternatif aramaktan başka derdim olmadı, bu taraflı olmaksa evet ben Taraf okumayan bi tarafım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben de size bir soru sordum, 5 temmuz da iddia edildiği şekilde, bir avukat sözü geçtiyse Başbakan 18 ne kadar bekler mi? Ya bu kadar zor mu, avukat ile savcının görevini anlamak? Bu kadar zor mu Yürütmenin başının savcı olmasıyla hiç bir sözü dinlenmediği, kale alınmadığı bir muhalefet liderinin avukatım demesinin aynı ağırlıkta olmadığını kabul etmek? Bunu kim önce dedi den, Başbakan olan bir kişinin 2008-2011 üç sene geçtiği halde hala ispat edilmemiş suçla tutuklu olan kişileri suçlu ilan etmesine getirmek bu kadar zor mu?

Sayın Baykal, denizdeki fener battı dedi, Ofer dedi, gemicik dedi, Habur dedi bunları hiç kimse avukatım dediği kadar ciddiye almadı. Adamın daha önce avukatım dediğini ispat için göbekleri çatladı. Bence siz kim önce söyledi den ziyade Başbakan savcı olup, suçlu olduğu kesin olmayan insanlara savcılık yapabilir mi, onun üzerinde bir düşünün.

Bana gelince, benim daha önceki yazılarıma da bakarsak benim AKP ye alternatif aramaktan başka derdim olmadı, bu taraflı olmaksa evet ben Taraf okumayan bi tarafım.

 

Efendim kim söylemiş konusunda hala kendi düşüncenizde ısrar ediyor, kendi mantığınızla bu durumun söylediğim gibi olduğunu olmamış gibi anlatmaya çalışıyorsunuz, bu konuda önyargılı düşünmek tabiki sizin tercihiniz, başka bir söz fuzuli olur.

 

İktidar olan birinin savcılık iddiasında bulunmasının yönetimdeki ağırlığıyla muhalefette olan birinin avukatlığı üstlenip konuşmasının ağırlığı elbette bir değil; lakin bu şua nalma da gelmiyor efendim.Hukuki süreci devam eden bir davada iktidar yargıya müdahale edecek açıklamalar yapamaz ama muhaletten biri aklına geleni söyler.Savcılık makamıyla avukatlık makamı aynı değil evet, hukuki açıdan bakıldığında iki makamda hukuğun içinde.Savcılık iddiası da avukatlık iddiası da mecazi anlamda kullanılan tabirlerdir, ne başabakan davanın savcısı ne Deniz Baykal şüphelilerin avukatıdır.Kullanılan bu tabirler davayla ilgili iki farklı duruşu dolaylı yönden göstermektedir.Başbakan davanın gerçekliğine inanma yönünde bir tavır ortaya koymuş, bu davanın sürdürülmesi için millet adına hukuki bir makam olan kendisine Deniz Baykal'ca yakıştırılan savcı sıfatını milletin savcısıyım şeklinde kabullenmiştir.Deniz Baykal da bu davanın uydurma olduğu yönünde tavır ortaya koymuş, Başbakan'a davanın savcısı olduğu sıfatını yakıştırmış, kendine da davanın avukatlığını uygun bulmuştur.

 

Benim açımdan resmin tamamına baktığımda Türkiye bir hukuk devleti değildir, hukuğumuz bu vakte kadar siyasi yönlendirmeli çalışıyordu şimdi de ay mantıkla çalışıyor, ülkemizdeki hukuk sistemi böyle çalışıyor ve AKP gelene kadar bu sistemi kontrol edenler rahattı, istedikleri gibi kullanıyorlardı sistemi,örneğin Anayasa Mahkemesi sonuçta birilerinin kalesi değil mi,Danıştay, Yargıtay gibi...Kimsenin bu konuda şüphesi yok, rahatsız olanlar da buralardaki kontrolü elinden kaybedenler, yargı bağımsızlığı elden gitti, Ergenekon davasıyla Atatürkçüleri, sistemin asıl yöneticilerini tasviye ediyor diye eleştiriyorlar.

 

Efendim ülkemizdeki demokrasi, hukuk sağolsun bize bu değerleri kazandırdığını söyleyip övünenler tarafından linç edilince, kimse bu ülkede yargınınbağımsızlığına, ülkenin demokratik sisteminin demokratik olmasına inanmıyor.Ergenekon davasıyla ilgili olarak da milletin büyük kısmının bu davadaki iddiaların doğruluğuna inancı, bu dava safsatadır diyenlerin, yargı bağımsızlığı elden gidiyor, gitti diyenlerin doğrusuna inançtan fazla, bunları söyleyenlerin demokrasi, hukuk anlayışı sicilleri de bilindiğinden davaya karşı duranlar yalancı çoban durumundalar.Millete gına geldi, biz bu devletin sahibiyiz, bizim istemediğimiz hiçbir şey yapılamaz anlayışından.

 

Devleti gerçekte yönetme gücünü,sistemin bekçiliğini yapanlar gerçek demokrasi ve yansız hukukla tanıştırsalardı bu ülkeyi bugün kimse yargının bağımlılığından bağımsızlığından bahsetmezdi, bu konunun tartışılması dahi utanılacak bir mesele haline gelirdi.Maalesef öyle olmadı, derin devlet vardı bugün yok, oyuncular değişti, yükselen seslerin yükseldiği yer değişti, görüntü bu.Hukuk var mı ki hukuğu tartışalım?

 

Tarafsızlığınız konusunda da çok açıklayıcı bir yanıt vermişsiniz, ben Taraf'ın abonesi değilim, bilgi edinmek, diğer gazetelerle bu gazetede yazılanları karşılaştırmak için ara sıra okurum, bunun dışında okumam, dolayısıyla ben de taraf değilmişim efendim, tarafsız olduğumu sizin düşüncenize dayanarak kendime ispatladığım için de ayrıca mutlu oldum, herkes tarafsız düşünür zaten bu ülkede, taraf olunan konular, herkesin demokrasi taraftarı, hukuk taraftarı olmasıdır.Bu ülkeye ölümü gösterdiler, sıtmaya razı oldu millet, AKP bugün bunun için hala iktidar.

 

Muhabbet...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben de size bir soru sordum, 5 temmuz da iddia edildiği şekilde, bir avukat sözü geçtiyse Başbakan 18 ne kadar bekler mi? Ya bu kadar zor mu, avukat ile savcının görevini anlamak? Bu kadar zor mu Yürütmenin başının savcı olmasıyla hiç bir sözü dinlenmediği, kale alınmadığı bir muhalefet liderinin avukatım demesinin aynı ağırlıkta olmadığını kabul etmek? Bunu kim önce dedi den, Başbakan olan bir kişinin 2008-2011 üç sene geçtiği halde hala ispat edilmemiş suçla tutuklu olan kişileri suçlu ilan etmesine getirmek bu kadar zor mu?

Sayın Baykal, denizdeki fener battı dedi, Ofer dedi, gemicik dedi, Habur dedi bunları hiç kimse avukatım dediği kadar ciddiye almadı. Adamın daha önce avukatım dediğini ispat için göbekleri çatladı. Bence siz kim önce söyledi den ziyade Başbakan savcı olup, suçlu olduğu kesin olmayan insanlara savcılık yapabilir mi, onun üzerinde bir düşünün.

Bana gelince, benim daha önceki yazılarıma da bakarsak benim AKP ye alternatif aramaktan başka derdim olmadı, bu taraflı olmaksa evet ben Taraf okumayan bi tarafım.

 

Efendim kim söylemiş konusunda hala kendi düşüncenizde ısrar ediyor, kendi mantığınızla bu durumun söylediğim gibi olduğunu olmamış gibi anlatmaya çalışıyorsunuz, bu konuda önyargılı düşünmek tabiki sizin tercihiniz, başka bir söz fuzuli olur.

 

İktidar olan birinin savcılık iddiasında bulunmasının yönetimdeki ağırlığıyla muhalefette olan birinin avukatlığı üstlenip konuşmasının ağırlığı elbette bir değil; lakin bu şua nalma da gelmiyor efendim.Hukuki süreci devam eden bir davada iktidar yargıya müdahale edecek açıklamalar yapamaz ama muhaletten biri aklına geleni söyler.Savcılık makamıyla avukatlık makamı aynı değil evet, hukuki açıdan bakıldığında iki makamda hukuğun içinde.Savcılık iddiası da avukatlık iddiası da mecazi anlamda kullanılan tabirlerdir, ne başabakan davanın savcısı ne Deniz Baykal şüphelilerin avukatıdır.Kullanılan bu tabirler davayla ilgili iki farklı duruşu dolaylı yönden göstermektedir.Başbakan davanın gerçekliğine inanma yönünde bir tavır ortaya koymuş, bu davanın sürdürülmesi için millet adına hukuki bir makam olan kendisine Deniz Baykal'ca yakıştırılan savcı sıfatını milletin savcısıyım şeklinde kabullenmiştir.Deniz Baykal da bu davanın uydurma olduğu yönünde tavır ortaya koymuş, Başbakan'a davanın savcısı olduğu sıfatını yakıştırmış, kendine da davanın avukatlığını uygun bulmuştur.Ülkemizde hukuğa inanç olmadığından bu gibi durumları yaşamak da olağan oluyor.

 

Benim açımdan resmin tamamına baktığımda Türkiye bir hukuk devleti değildir, hukuğumuz bu vakte kadar siyasi yönlendirmeli çalışıyordu şimdi de ay mantıkla çalışıyor, ülkemizdeki hukuk sistemi böyle çalışıyor ve AKP gelene kadar bu sistemi kontrol edenler rahattı, istedikleri gibi kullanıyorlardı sistemi,örneğin Anayasa Mahkemesi sonuçta birilerinin kalesi değil mi,Danıştay, Yargıtay gibi...Kimsenin bu konuda şüphesi yok, rahatsız olanlar da buralardaki kontrolü elinden kaybedenler, yargı bağımsızlığı elden gitti, Ergenekon davasıyla Atatürkçüleri, sistemin asıl yöneticilerini tasviye ediyor diye eleştiriyorlar.

 

Efendim ülkemizdeki demokrasi, hukuk sağolsun bize bu değerleri kazandırdığını söyleyip övünenler tarafından linç edilince, kimse bu ülkede yargınınbağımsızlığına, ülkenin demokratik sisteminin demokratik olmasına inanmıyor.Ergenekon davasıyla ilgili olarak da milletin büyük kısmının bu davadaki iddiaların doğruluğuna inancı, bu dava safsatadır diyenlerin, yargı bağımsızlığı elden gidiyor, gitti diyenlerin doğrusuna inançtan fazla, bunları söyleyenlerin demokrasi, hukuk anlayışı sicilleri de bilindiğinden davaya karşı duranlar yalancı çoban durumundalar.Millete gına geldi, biz bu devletin sahibiyiz, bizim istemediğimiz hiçbir şey yapılamaz anlayışından.

 

Devleti gerçekte yönetme gücünü,sistemin bekçiliğini yapanlar gerçek demokrasi ve yansız hukukla tanıştırsalardı bu ülkeyi bugün kimse yargının bağımlılığından bağımsızlığından bahsetmezdi, bu konunun tartışılması dahi utanılacak bir mesele haline gelirdi.Maalesef öyle olmadı, derin devlet vardı bugün yok, oyuncular değişti, yükselen seslerin yükseldiği yer değişti, görüntü bu.Hukuk var mı ki hukuğu tartışalım?

 

Tarafsızlığınız konusunda da çok açıklayıcı bir yanıt vermişsiniz, ben Taraf'ın abonesi değilim, bilgi edinmek, diğer gazetelerle bu gazetede yazılanları karşılaştırmak için ara sıra okurum, bunun dışında okumam, dolayısıyla ben de taraf değilmişim efendim, tarafsız olduğumu sizin düşüncenize dayanarak kendime ispatladığım için de ayrıca mutlu oldum, herkes tarafsız düşünür zaten bu ülkede, taraf olunan konular, herkesin demokrasi taraftarı, hukuk taraftarı olmasıdır.Bu ülkeye ölümü gösterdiler, sıtmaya razı oldu millet, AKP bugün bunun için hala iktidar.

 

Muhabbet...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Emperxyalizme göbekten bagli olan biz Türk'ler

Bu bir ölçüde doğru olabilir. Osmanlı ilk önce Avrupa emperyalizmine sığındı, kapitülasyonları kabul etti. Sonra bu boyunduruktan kurtulmak için Alman emperyalizmine sığındı, bu daha felaket oldu. Kurtuluş savaşında Sovyet emperyalizmine sığındık demeyeyim de yardım aldık, bedelini ise ödemedik. Stalin bunun bedelini ödetmek isteyince bu kez sığınılan liman Amerikan emperyalizmi oldu.

 

Esasen biz oraya buraya sığınmaya alıştık galiba. Şimdi ABD de bu sığınmanın bedelini Kore ile ödetmekle yetinmeyip daha fazlasını ödetmeye hazırlanıyor.

 

Neyse yani, olabilir de, benim derdim bilinçsiz dindarların din sömürüsünü sazan gibi yutup kapıya gelen bu faturanın ödeneceği gerçeğini göremedikleri. Radikal, köktenci din anlayışının ruhuna çoktan el fatiha dendiğini, ılımlı İslam anlayışının ise tamamen dini istismar ve sömürü üzerine kurulu bir emperyalist işbirlikçiliği olduğunu görememeleri.

 

Uluslar arası internet dolandırıcıları, en kolay av buldukları alanın Türkiye olduğunu, bu ülkede yaşayanların en kolay yemlere gelen en iyi sazanlar olduklarını söylüyorlarmış. Bu ayrıntılı bir haber konusu olmuş ve örneklenmişti.

 

AKP nin seçim öncesi milliyetçi bir çizgiye çarketmesi düşündürücü. Bu yemin de hop diye yutulması daha düşündürücü. İlginç bir sürece gireceğiz. Millet bazı hazretler bizi korur, biz seçilmiş kutsanmış bir milletiz filan sanıyor. Dini ve ırkçı dogmaları sentezleyen ilginç bir halkız.

 

Yani bu ülkede "Allahın seçtiği kutsanmış millet, kutlu başını göklere yükselt" filan diyenler milli şair filan ilan edilip şiirleri ecnebi çocuklara şov amaçlı filan ezberletiliyor. ABD de yuvalanmış bir cemaat tarafından!

 

Bilemiyorum... Belki de bu tuzağa düşmemizi kimse engelleyemeyecek, horoz olup ötsek de, kartal olup çığlık atsak da kimseye bunu duyuramayacağız. Olabilir yani...

 

Yani belki de bu dogmatizmden kurtulmamızın tek yolu da ancak budur, belki de ağır bir bedel ödememiz gerekiyordur. Öyle tanrının kutsadığı seçilmiş millet filan olmadığımızı, başımızın şerbetli, okunmuş olmadığını, herkesin başına gelenin bizim de başımıza gelmesini hiç bir kutsal hazretin filan önleyemeyeceğini ancak böyle anlayacağızdır...

 

Bilemem yani... Benim bildiğim, göstergeleri okumak ve gidişatı sezmek, gördüklerimi de söylemek... Gerisini bilemeyeceğim...

 

De, şu yeni anayasayı bir görelim bakalım. Elden gelenin maksimumu neyse açıkça bir görelim. O zaman yeni söyleyeceklerimiz olabilir... AKP nin bir dönem daha götüreceğini kestirdik, öngördük. Sonrasını kestirip öngörmek için yeni anayasayı görmemiz lazım. Söz bitti, halk onayını perçinledi. Yeni anayasayı görmeden ne desek boş... Evet beyler, pamuk eller cebe, pardon, ajandaya... Açın şu ajandanızı, işletin süreç takvimini...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Engel olan sadece bir ulusun digerini inkar etmesidir.

Tarihsel sürece atama yapılarak bir ırk adının ülkeye ve ulusa atanmasının ulus içindeki etnikleri inkar anlamına gelmediğini sayısız kez açıkladım. Bu sadece bir atamadır. Türk ırkının Orta Asya'dan çıkıp batıya hareketi, dünya tarihini bir daha geri döndürülemez derinlikte formatlamıştır. Bu kadar köklü bir tarihsel sürece atama yapılması anormal bir durum değildir. Yani bunu felsefenin beşiğinin antik Yunan kabul edilmesi kadar doğal karşılamak gerek. Kimse bu konuda Yunan ırkçılığı yapmadığı gibi, tarihe yapılan ülke adı ataması da ırkçılık değildir. Osmanlı demekle, kişiye atama yapmakla tüm tebaayı Osman beyin soyu yapmak olmadığı gibi...

 

E, anayasada da tüm vatandaşlar eşittir deyip sonra "ama Türkler daha eşittir" de yazmıyor ki, bunu "Türkler ve Kürtler daha eşittir" e çevirmek gibi bir garabete girelim?

 

Neyse, dediğim gibi, onayı perçinlenen yeni anayasayı görmeden laflar boşa...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anayasayı hiç boşuna beklememek gerektiği, çünkü öyle bir şey olmayacağı şeklinde bir olasılık düşünülebilir mi? Bu olasılığı da irdelemek gerek.

 

Bu olasılık da olabilir. Şöyle: Bir dönem daha oyalama ve sistemi iyice yozlaştırmayla geçebilir. Bu kanı nerden uyanıyor, şundan: Çevre ve orman bakanlığı, Çevre orman ve şehircilik bakanlığına çevrildi. Bundan ne kokusu çıkıyor? Rant.

 

Kaz biraz daha uyutulup biraz daha yolunacak, öyle çetrefilli işlere hiç girilmeyecek de olabilir. Bu olasılıktan hiç söz etmesem eksiklik hissederdim. Bu olasılığı gözardı etmemek lazım, çünkü daha önce dediğim gibi ABD nin Hazar konusunda o kadar da acelesi filan yok. Basra petrolü denetiminde ve pik düzeyde.

 

Bu olasılık ile bağlantılı olabilecek bir diğer konu, seçimin şaibeli olma olasılığı. Bu seçimde gerçekten şaibe olabilir. Çünkü hem nüfus artış oranı ile uyuşmayan çok fazla seçmen artışı var, hem çok fazla sayıda yedek oy pusulası basıldı. Bu kadar değil:

 

Arabasında AKP mühürlü pusulalar bulunduğu ve bu pusulaları verip, boş pusula getirenlere 200 lira ödeme yaptığı iddia edilen bir kadının, arabası aranacağına, iddiada bulunan ve gösterdiği şahitler polis tarafından gözaltına alınıp götürüldü. Halbuki arabada yapılacak basit bir arama, şaibeyi ortadan kaldıracakken yapılmadı.

 

Bu da somut bir olay. Seçimde şaibe olması da ciddi bir olasılık.

 

Son bir olasılıktan da söz etmeden geçmek istemiyorum: Kürt devleti filan hava civa, ABD Kürtleri de uyutuyor, asıl amacı Türkiye'yi iyice yozlaştırıp İskenderun'u filan yeni bir devlete filan vermeye gerek kalmadan doğrudan Türkiye'yi susta durdurmak!

 

Öyle ya, ha piyon bir yeni devlet, ha ona gerek kalmadan iyice piyonlaşmış, susta durdurduğu, zaten var olan bir devlet! Akla yatkın!

 

Beş dakkada değişir işler! Hız çağında yaşıyoruz. Hiç belli olmaz bu işler...

 

Ha, diyeceksiniz ki yahu demirefe, bir karar ver. Öyle mi olacak böyle mi?

 

Veremem, çünkü ne medyumum ne müneccim. Fakat sistemi ele geçirdiler, istedikleri gibi oynayabilirler, bilinen bu. Ama kaç tilki dolanıyor, hangisinin kuyruğu hangisine değiyor ben nerden bileyim yahu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Efendim kim söylemiş konusunda hala kendi düşüncenizde ısrar ediyor, kendi mantığınızla bu durumun söylediğim gibi olduğunu olmamış gibi anlatmaya çalışıyorsunuz, bu konuda önyargılı düşünmek tabiki sizin tercihiniz, başka bir söz fuzuli olur.

 

Ben sadece kendi mantığımla değil, evrensel, herkesin düşünebileceği çerçeveden bakmak istedim ve eğer 05 Temmuz 2007 de avukatım dediyse Başbakan 13 gün cevap vermeden bekleyebilir mi? Dedim. Siz de dönüp, dolaşıp yine istediğiniz kıvama gelmeye çalışmısşınız. Velev ki öyle olsun, demiş olsun o yandaş medya veya yandaşlar Başbakan savcısıyım dedi diye gösterilen tepkiden sonra bunu niye hatırladılar, daha önce neredeydiler? Daha önce de dediğim gibi Baykal başka şeyler de söyledi, aynı onlar gibi siz de onları es geçmişsiniz, avukatım dediği kadar o söylediklerinin bir önemi yok mu?

 

Devleti gerçekte yönetme gücünü,sistemin bekçiliğini yapanlar gerçek demokrasi ve yansız hukukla tanıştırsalardı bu ülkeyi bugün kimse yargının bağımlılığından bağımsızlığından bahsetmezdi, bu konunun tartışılması dahi utanılacak bir mesele haline gelirdi.Maalesef öyle olmadı, derin devlet vardı bugün yok, oyuncular değişti, yükselen seslerin yükseldiği yer değişti, görüntü bu.Hukuk var mı ki hukuğu tartışalım?

 

 

Doğru olanları da alkışlamasını biliriz, haklısınız.

Taraf meselesine gelince, benden tavsiye( zaten artık okumuyorsunuzdur çünkü Başbakan A.Altan ı mahkemeye verdi galiba) bence hiç okumayın, bu kadarı bile yetiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tarihsel sürece atama yapılarak bir ırk adının ülkeye ve ulusa atanmasının ulus içindeki etnikleri inkar anlamına gelmediğini sayısız kez açıkladım. Bu sadece bir atamadır. Türk ırkının Orta Asya'dan çıkıp batıya hareketi, dünya tarihini bir daha geri döndürülemez derinlikte formatlamıştır. Bu kadar köklü bir tarihsel sürece atama yapılması anormal bir durum değildir. Yani bunu felsefenin beşiğinin antik Yunan kabul edilmesi kadar doğal karşılamak gerek. Kimse bu konuda Yunan ırkçılığı yapmadığı gibi, tarihe yapılan ülke adı ataması da ırkçılık değildir. Osmanlı demekle, kişiye atama yapmakla tüm tebaayı Osman beyin soyu yapmak olmadığı gibi...

 

E, anayasada da tüm vatandaşlar eşittir deyip sonra "ama Türkler daha eşittir" de yazmıyor ki, bunu "Türkler ve Kürtler daha eşittir" e çevirmek gibi bir garabete girelim?

 

Neyse, dediğim gibi, onayı perçinlenen yeni anayasayı görmeden laflar boşa...

Sayin demirefe,

 

Eger o IRK adi bir ulusun bir kismina zorla dayatilmissa, ustelik "ulusalcilik" maskesi altinda etnik bir ajenda ile asimilasyon, faili mechul cinayetler, sindirmeler gibi kirli siyaset yapilmissa, o kesimin (yani burada Kurtlerin) bu irk adini keninde ulus adi olarak benimsemesini beklemek vijdansizliktir. Kurtler bugun "Turk" adini ulus adi olarak kabul etmiyorlar ve buna sizlerin de hak vermeniz gerekir. Hak verirsiniz vermezsiniz o da ayri bir olay ama Kurtlerin bu durusuna saygili olmak zorundadir Turkiye...

 

Yani ustadim, siz istediginioz kadar "Bakin biz "Turk" adini etnik kimlik olarak tanimlamiyoruz" diyedurun, gecmiste yapilanlar acikca ortada. Bu devletin "TURK" irkindan gelen Orta Asya cumhuriyetlerini, Turkmenleri, Azerileri digerlerine nazaran kayirdigi da ortada. Allah askina su kandirmacanizdan artik vazgecin diyorum. Kurtler "Turk Ulusu" tanimini kabul etmek zorunda degiller!

 

Saygilar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben sadece kendi mantığımla değil, evrensel, herkesin düşünebileceği çerçeveden bakmak istedim ve eğer 05 Temmuz 2007 de avukatım dediyse Başbakan 13 gün cevap vermeden bekleyebilir mi? Dedim. Siz de dönüp, dolaşıp yine istediğiniz kıvama gelmeye çalışmısşınız. Velev ki öyle olsun, demiş olsun o yandaş medya veya yandaşlar Başbakan savcısıyım dedi diye gösterilen tepkiden sonra bunu niye hatırladılar, daha önce neredeydiler? Daha önce de dediğim gibi Baykal başka şeyler de söyledi, aynı onlar gibi siz de onları es geçmişsiniz, avukatım dediği kadar o söylediklerinin bir önemi yok mu?

 

 

 

Doğru olanları da alkışlamasını biliriz, haklısınız.

Taraf meselesine gelince, benden tavsiye( zaten artık okumuyorsunuzdur çünkü Başbakan A.Altan ı mahkemeye verdi galiba) bence hiç okumayın, bu kadarı bile yetiyor.

 

Meseleye evrensel hukuk değerleri açısından bakmak demek olayın gelişimiyle ilgili net bilgilere vakıf olmadan kafamızdaki yargılarla, siyasi duygularla anlayış geliştirip olayı hukuki çerçevede değerlendirdiğini düşünmek demek değildir efendim.Deniz Baykal'ın devam eden bir davayla ilgili Başbakanı savcılıkla nitelendirmesi, kendisini de avukatı ilan etmesi hangi everensel hukuğa uygundur, hukuk etiğiyle uyuşur, savunulacak yanı var mıdır, karşısında savcılıkla nitelendirdiği ve makamı Başbakan olan birinin keza buna davayla ilişkilendirilecek savcısıyım açıklaması da aynı şekilde taraf olduğunu ortaya koyarak davaya müdahil olma anlayışı da bağımsız yargısı olan devletlerde, hukuğa güvenin olduğu devletlerde görülmeyecek bir durumdur.Hukuk devleti miyiz, demokrasimizin zemini sağlam mı, hayır değil, normal olmayan bu olaylarla karşılaşmak da ülkemizde normal.

 

Siz Deniz Baykal'a hiç toz kondurmuyorsunuz maşallah, davayla ilgili söylediklerini hukuki, demokratik görüp hiçbir kusuru yokmuş, demokratik, hukuğun üstünlüğünü savunan, bu konudaki düşüncelerinde hiç yanlışı olmayan bir lidermiş gibi Başbakan'ın yine Deniz Baykal'ın yakıştırdığı sıfat için verdiği cevaba takılıp, yürütmenin başında olduğu için bu durumu düşüncenize dayanak yapıp tek taraflı eleştiri getiryorsunuz, bu mu tarafsızlığınız, bu mu evrensel, herkesin düşünebileceği düşünce anlayışı?Sayın Deniz Baykal da Sayın Başbakan da demokratik olmayan, hukuğun üstünlüğüne dayanmayan sistemin oyuncuları.İki liderin de demokrasi, hukuk anlayışı özürlü.

 

Güç el değiştirdi sadece fark bu.Sayın Deniz Baykal'ın savunduğu demokrasiyi, hukuk sistemini biz biliyoruz efendim anlatmaya gerek yok, yani Deniz Baykal'ı bu noktada savunmaya kalkmak serçeyi kartal diye kanıtlamaya çalışmakla aynıdır.Başbakan da sistemin oyuncusu dedim ve oyunu kurallarına göre oynuyor.Ne oyunu demeyin bu zamana kadar ne oynandıysa bundan sonraki demokrasi,hukuk sistemi,ülkeyi yönetme oyunu.Millet AKP'nin demokrasi, hukuk sistemi, ülkeyi yönetme anlayışını diğerine tercih ettiği için AKP dedi.

 

AKP derin devletin demokrasi, hukuk anlayışından daha geri bir anlayışa sahip değil, AKP Avrupa demokrasisini,hukuk anlayışını taşıyor mu,hayır, eee ülkemizde bu anlayış yoktu,sistemin öğrettiği kadar sistemin oyuncusu.gerçek

 

Ya CHP demokrasisi diyeceksiniz ya AKP demokrasisi veya siyasi duygularımızı işe karıştırmadan herkes için hukuk, herkes için demokrasi anlayışıyla ilkeler üzerinden bakacağız olaya ki bunu ülkemizde aldığımız demokrasi, hukuk kültürüyle yapmak mümkün değil.

 

Ben demokrasi, hukuk açısından bakıyorum olaylara diyorsanız AKP'nin ve CHP'nin duygu dünyanızdaki karşılığını bir düşünün, düşünürseniz taraflı mısınız tarafsız mısınız anlama imkanı olur.

 

Ben siyasi konularda tarafım herkesin bir düşüncesi olduğu gibi,olaylara ilkesel bakma çabasındayım siyasi tarafımla, siz de tarafsınız lakin siz düşüncelerinizi siyasetten arındırmış gibi, düşüncelerinizin tamamıyla tarafsız olduğu iddiasındasınız ve yanılıyorsunuz, taraf olma anlayışınızı taraflı yanınız örtüyor efendim, farkında olmayan sizsiniz, ben kendimin farkındayım.

 

Muhabbetle...

 

Muhabbetle...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin demirefe,

 

Eger o IRK adi bir ulusun bir kismina zorla dayatilmissa, ustelik "ulusalcilik" maskesi altinda etnik bir ajenda ile asimilasyon, faili mechul cinayetler, sindirmeler gibi kirli siyaset yapilmissa, o kesimin (yani burada Kurtlerin) bu irk adini keninde ulus adi olarak benimsemesini beklemek vijdansizliktir. Kurtler bugun "Turk" adini ulus adi olarak kabul etmiyorlar ve buna sizlerin de hak vermeniz gerekir. Hak verirsiniz vermezsiniz o da ayri bir olay ama Kurtlerin bu durusuna saygili olmak zorundadir Turkiye...

 

Yani ustadim, siz istediginioz kadar "Bakin biz "Turk" adini etnik kimlik olarak tanimlamiyoruz" diyedurun, gecmiste yapilanlar acikca ortada. Bu devletin "TURK" irkindan gelen Orta Asya cumhuriyetlerini, Turkmenleri, Azerileri digerlerine nazaran kayirdigi da ortada. Allah askina su kandirmacanizdan artik vazgecin diyorum. Kurtler "Turk Ulusu" tanimini kabul etmek zorunda degiller!

 

Saygilar...

Dogru ve güzel bir yaklasim. Antrikalarla, yalanla, kanla, inkarla, imhayla,... dolu bir gecmisi olan devletin hangi sözüne güveneceksinki. Islerine geldigi gibi acikliyorlar, bir bakiyorsun Kürt yok diyorlar sonrasinda etnik kökenlilerimiz varda bir Türklügü sadece vatandaslik bazinda anlasilmasi gerekli diyoruz,.... vs. vs. Birileri cikiyor Kürt sorunu var diyor, digerleri inkar ediyor, sonrasinda Kürt sorunu var diyen dahi kendi basina karsi tarafin onayini almadan, Kürt sorunu bitmistir diyor,.....Ya bir kerede mertce bir dogru söylenir ve arkasinda durulur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz Deniz Baykal'a hiç toz kondurmuyorsunuz maşallah, davayla ilgili söylediklerini hukuki, demokratik görüp hiçbir kusuru yokmuş, demokratik, hukuğun üstünlüğünü savunan, bu konudaki düşüncelerinde hiç yanlışı olmayan bir lidermiş gibi

 

Bakın, isterseniz bir hukukçuya danışın, biz bu dava sayesinde az çok hukukçulardan suçlu olduğu kanıtlanmadan her insan suçsuzdur, buna da her kes avukatlık yapar, hele muhalefet iktidarın yanlış yaptığını söyleyerek avukatlığa da soyunur, o da avukatlık yapmazsa masum insanları kim savunacak? Evet Sayın Baykal ın çok büyük bir hatası oldu, bu ülkeyi bu hale getirenleri siyasete soktu, yani onun sayesinde ülke bu hale geldi.

 

yürütmenin başında olduğu için bu durumu düşüncenize dayanak yapıp tek taraflı eleştiri getiryorsunuz, bu mu tarafsızlığınız, bu mu evrensel, herkesin düşünebileceği düşünce anlayışı?

 

Hele şükür anlatabilmişim, ben de anlatamadığımı zannetmiştim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türk ulusu oldugu gibi Kürt ulusu da var, Arap ulusuda var,..... Ama ayni cati altinda yasamamiz icin ayri uluslardan olmamiz bir engel degildir. Engel olan sadece bir ulusun digerini inkar etmesidir. Daha hala hic bir sey yokmus ve yasanmamis gibi hangi haklardan bahsediyorsunuz diye soruyorsunuz. Anlasilan siz ileri gitmek istemiyorsunuz sayin yilmaz. Her sey eski tas eski hamam olarak hic bir sey yokmus ve yasanmamiscasina devam edelim diyorsunuz. Böyle oluncada tabiiki hakli olarak her defasinda "ayni yere" geri gelecegiz.

 

Ulus ya da Millet, çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk. Ulus ya da Millet adı verilen bu topluluk tanımı feodalitenin yıkılışı ve kapitalist düzenin oluşumu sürecinde ortaya çıkmıştır.

Bir topluluğun "ulus" olarak adlandırılabilmesi için:

Toplulukta ortak bir dilin konuşulması,

Topluluğun tarihsel geçmişe sahip olması,

Şimdi bir arada yaşayan bu topluluğun, gelecek için de bir arada yaşama inancında olması,

Topluluktaki bireylerin birlik ve beraberlik içinde, ortak duyguları paylaşması,

Toplulukta kültürel ortaklık bulunması gereklidir.

 

Vikipedia da ulus bu şekilde tanımlanıyor. Arap Ulusu nu da yeni duyduk, Arap bir ırk değil mi, Arapların oluşturduğu çeşitli uluslar yok mu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakın, isterseniz bir hukukçuya danışın, biz bu dava sayesinde az çok hukukçulardan suçlu olduğu kanıtlanmadan her insan suçsuzdur, buna da her kes avukatlık yapar, hele muhalefet iktidarın yanlış yaptığını söyleyerek avukatlığa da soyunur, o da avukatlık yapmazsa masum insanları kim savunacak? Evet Sayın Baykal ın çok büyük bir hatası oldu, bu ülkeyi bu hale getirenleri siyasete soktu, yani onun sayesinde ülke bu hale geldi.

 

 

 

Hele şükür anlatabilmişim, ben de anlatamadığımı zannetmiştim.

 

Süheyl Batum'a mı danışayım, Osman Can'a mı?smile.gifEfendim tartıştığımız mesele suçu ispatlanmamış birilerinin suçlu ilan edilip edilemeyecepği değil ki bunu bile tartışıyorsak olsak Deniz Baykal'a göre bitmemiş dava savsata, şüpheliler de sütten çıkmış aşık nazarında bunu görmeyen veya bunu görüp de normal karşılayan sizsiniz, avukatlığını yapabilirmiş, hangi hukuk anlayışından bahsettiğinizi anlamadım, Türkiye hukuğu diyorsanız biri avukatlığını yaparsa diğeri de çok normal savcılığını yapar, biri savcı olursa diğeri niye avukat olmasın değil mi benim de bahsettiğim sizin de birtürlü anlayamadığınız, anlamak istemediğiniz nokta.İkisi de hukuk devletinde olamayacak durum diyorum, siz sırf AKP karşıtlığı üzerinden taraflı düşüncenize kılıf bulmaya çalışıyorsunuz.

 

Kendi içinizde çelişiyorsunuz hem suçlu ilan edilemez diyorsunuz ama siz de Deniz Baykal gibi masum ilan edebiliyorsunuz bu mu evrensel hukuk, hangi evrensel hukukta bu durum var açıklayın da öğrenelim efendim.İki liderin de yaptığı yanlış ama siz sadece Başbakan kısmını görüp Deniz Baykal kısmına toz kondurmayıp bir de bu düşüncenin evrensel hukuk ilkeleriyle bağdaştığını varsayarak bunun da tarafsızlık olduğu kanısını taşı farkında olmadığınız taraflı bir duruş sergiliyorsunuz.

 

CHP'nin siyaset anlayışı da bu değil mi zaten benim de hiç beğenmediğim.Bir kendileri Atatürkçü, bir kendileri vatansever, bir kendileri demokratik, bir kendileri hukukçu, bir kendileri her şeyin doğrusunu bilir, bir kendileri akıllı.Bu anlayışın yanlışlığının farkına birazcık varabilirseniz AKP'nin neden üç dönemdir alternatifsiz olduğunu, yanlışlarına rağmen doğrularının güven verdiğini anlarsınız.

 

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Süheyl Batum'a mı danışayım,

 

.

.

.

-"BEN ERGENEKONCULARI SAVUNURUM"-

 

Batum, Türkiye’de gazeteci kisvesiyle gezinen bir takım aydınlar olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

 

"Bunların sayısı Türkiye’de Allah’tan zorluyorsun zorluyorsun 50’yi geçmiyor. 30 ile başladılar 50’yi geçmiyor. Bu adamlar CHP’de eksen kayması var

diyorlar. Bunlar hepimize saldırdı. Ne diyorlar ’Batum, Ergenekoncuları savunuyor’. Neden savunmayayım? Ben Ergenekoncuları savunurum. Sahte, düzmece delillerle içeri attırdığınız, içeride tuttuğunuz arkadaşlarınız gazetecilerdir. Bunları söylüyoruz. Varsa elinizde kanıt çıkartın dedik ama bu gazeteci ve aydın

kisvesiyle dolaşan adamlar ’ağabey ne kadar kötü bak gördün mü’ dediler. Üç gün sonra bu adamlar ’aaa bak Nedim’i de attılar içeri’ diye dolaşıyorlar. Bunların

her akşam televizyondan ikna etmeye çalıştığı bir kitle var Türkiye’de. Kafası karışmış bir kitle var. Acaba bunlar da Ergenekoncu mu değil mi diye. Şimdi aynı

adamlar CHP’nin ekseninin kaydığını söylüyor. Hiç merak etmesinler az önce şurada dururken Atatürk’e bakıyordum, içimden de şunu düşündüm. Nereye geldik? Nereye

geldik? Türkiye’de ABD’nin talimatıyla Habur açılımını yapan bir parti yüzde 50 oy aldı. Bunu söylemek yeterli. Halk onu bildiği için değil. O gazeteci, aydın

kisvesiyle ortalarda dolaşanlar insanları kandırdı. Neye kandırdı? Her gece televizyona çıkıp dedi ki; Habur’u biz değil, CHP yaptı. O halk da 50 kere dinleyince ’acaba böyle bir yanlışlık mı var’ dedi."

 

Vatan Gazetesi

 

Evet, Anayasa Hukuku profesörü Süheyl Batum böyle söylüyor. Ben ona inanırım, siz de Can dan olanlara inanırsınız ve neden asıl sorunu görmemezlikten geldiğiniz de ortaya çıkar.

 

Masumiyet, suçsuzluk demektir. Karine ise belirti, ipucu gibi anlamlara gelir. Bir hukuk terimi olarak karine, aksi ispatlanmadıkça doğru olarak kabul edilen durum anlamında kullanılır. Böylece, masumiyet karinesi, suçsuzluk belirtisi anlamına gelen hukuki bir terimdir. Bir kimsenin suçu ispatlanamadığı sürece suçsuz sayılacağını anlatan bir terimdir. Mahkemelerin, suç işlediğine kesin bir şekilde kanaat etmedikleri sanıkları beraat ettirmesi bu ilkeye dayanmaktadır.

Bu terimin masuniyet karinesi şeklinde yanlış kullanıldığı durumlar mevcuttur. Masuniyet, dokunulmazlık demektir ve hukukta dokunulmazlık belirtisi diye bir terim yoktur.

 

Her ne kadar yadırgansa da kaynak yine Vikipedia

 

Evet suçları ispat edilene kadar sütten çıkmış ak kaşıktır.

Bu arada televizyona çıkıp masuniyet diyen koskoca gazeteci ve yorumcuların da ne kadar haberdar olduklarını öğrenmiş olduk.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz bir ulus tanımı getirin, ona bakalım.

Sayin yilmaz kelimeler üzerinden tartismamize gerek yok. Kürt'lerin Türk olmadigini artik kabul etmeniz gerekli. Anayasaya göre Türk vatandasi sayilsalarda Kürttür. Aynen nasilki mesela ben Alman anayasasina göre Alman vatandasiysam Kürt'lerde aynen bu anlamda Türk vatandaslaridir. Ben sadece Türk vatandasligini kaybettim ama Türklügümü degil. Yani ben özünde gene Türküm. Vatandaslik benim özümü yok edemez.

 

Lütfen artik yeter bu kelime oyunlarina. ister ulus deyin, ister halk deyin, ister ne derseniz deyin ama sonuc olarak T.C. devletinin etnik kökenlileri icin yaptiklari yanlis.

 

Hala beraber yasamak istiyorsak artik eski aliskanliklarimizdan vaz gecmeliyiz, Ali Cengiz oyunlariyla karsi tarafi alta almayi birakmaliyiz,.......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.