Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ?... (''Ülkemiz şu anda hiç görmediğimiz büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Bir taftan bölücü terör, diğer taraftan irtica)


DİPNOT

  

115 üye oy verdi

  1. 1. SİZCE ÜLKEMİZİ EN ÇOK TEHDİT EDEN TEHLİKE NEDİR?

    • Bölücü Terör
      44
    • İrticai Faliyetler
      186
    • Numaracı Cumhuriyetçiler
      20
    • Yabancılara Toprak Satılması
      5
    • Misyoner Faliyetler
      8
    • Yukarıdakilerin Hepsi
      83


Önerilen İletiler

kara çarşaf kadar başına ******* ******** çıplak gezenler görmek istiyorsan plajdan çıkma ama maksadı kocasından başka bir erkeğe güzelliğini göstermek istemeyen ve bunu Allah(C.C.) örtünün emriyle yerine getiren müslüman kadına laf söylemek senin ve kimsenin haddi bile değil...

 

 

işte senin ve senin gibilerin zihniyeti hep burdan konuyu ele almak.müslümanlık sizin gibi zihniyetler yüzünden gericilik olarak adlandırılıyor.

 

okuduğundan sadece bunu anlayana daha fazla sözüm yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

işte senin ve senin gibilerin zihniyeti hep burdan konuyu ele almak.müslümanlık sizin gibi zihniyetler yüzünden gericilik olarak adlandırılıyor.

 

okuduğundan sadece bunu anlayana daha fazla sözüm yok.

 

+1

okuduğundan bundan fazlasını anlayamayanlar yüzünden geldik bu durumlara arkadaşım... malesef...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ülkede insanların şeriatçı olma hakları da vardır. Hiç kimsenin Atatürkçü olma zorunluluğu yoktur. Kemalizm maskesinin arkasına sığınanlar bu ülke için en büyük tehlikedirler. Bunu anlayan halkımız CHP dışında kurulan her partiye akın etmiş ve Terrakiperver cumhuriyet fırkasına ardından Serbest cumhuriyet fırkasına sığınmış yaşadığı baskı ve zulümden kaçış yolları aramış Fakat baskı ve zulümden ötürü kaçtıkları bütün partiler Militan Demokratlarca derhal kapatılmıştır. Bahane her zaman olduğu gibi bellidir. Cumhuriyete karşı faaliyetlerin odak noktası haline gelmeleri. Terrakiperver Cumhuriyet fırkası çok komik bir sebeple kapatılmıştır. Sadece Parti tüzüğünde "Terrakiperver cumhuriyet fırkası dine saygılıdır" diye bir ifade geçtiği için kapatılmıştır. Din konusunda En azılı islam düşmanlarına taş çıkartacak kadar duyarlı olan ve Bu ülkedeki müslümanları 1500 yıl öncesine dönüşle suçlayan kafalar 1920'li yılların kafasıyla ülke yönetimine talip olmayı da ihmal etmediler. Ama Yukarıda da belirttiğim gibi halkımız CHP ve Türevlerine karşı kurulan her partiye Can havliyle sığındı Bu nedenle Kurtuluş savaşına bizzat katılan ve Bu ülkenin kuruluşunda en az M.K.A kadar katkısı olan Kazım Karabekir, Rafet bey ,Rauf ORBAY gibi büyük Komutanların kurdukları sırasıyla Terrakiperver Cumhuriyet fırkası, Serbest Cumhuriyet fırkası; cumhuriyet bahane edilerek kapatılmış Ardından Kurulan Demokrat parti de kurulduktan kısa bir süre sonra Halkın teveccühü ile iktidar olmasına karşın yine kapatılmıştır.. Kısaca Kemalist oldukları iddiasında olan Partiler Yasakçı bir zihniyete sahiptirler ve Kendileri dışında Her Görüş sahibini Tehlike olarak algılamaktadırlar. Kemalistlerin Gördükleri halisünasyonların haddi hesabı olmamakla birlikte Sürekli dem vurdukları Demokrasi ile bir ilgilerinin bulunmadığı da açıktır. Bu gün ülkemiz Kemalistlerin iktidarında olsa idi Cumhuriyet döneminden kalan bütün dış meselelerolduğu gibi kalacak ve İçte de öz vatandaşlarımıza karşı yürütülen savaşlar devam edecekti. ülkenin bir kısmı PKK'lı ,bir kısmı şeriatçı bir kısmı da Komunist olduğu için hapse atılacaktı yani Kemalistlere göre sokakta gördüğümüz her On kişiden dokuzu vatan haini ve görüldükleri yerde derhal imha edilmeleri gereken insanlar. Oysaki demokrasiler her görüşe açıktır. bir kişi şeriatçı, komunist ya da faşist bir görüşe sahip olabilir. insanları sadece bir fikre sahip oldukları için eleştirme hakkımız yoktur. Lakin yönetime gelen Komunist bir parti de olsa ,şeriatçı görüşlere sahip bir parti de olsa Demokratik kurallar muvacehenesinde bu ülkeyi yönetmek zorundadır. Demokrasiden sapmadığı sürece O parti mensuplarından bir kısmının şeriatçı olması tek başına hedef olarak ilan edilmesi için yeterli olmaz. Bu nedenle Ben gerek hükümetimiz ;gerekse de İrtica ile ilgili sözlerinizi tam bir kötü niyet ifadesi olarak nitelendiriyorum. Arkadaşım!! Bu ülkede sizin gibi düşünme zorunluluğumuz mu var? Ya da siz hangi hakla bir takım insanları mürteci olarak damgalayabiliyorsunuz? Bu yetkiyi nerden alıyorsunuz? Sizce Bu ülkede vatan haini olmayan kaç kişi var? Halk neden sürekli CHP geleneğinden gelen partilerden kaçıyor? Neden sizin mürteci dediğiniz insanlar iktidar olabiliyor da siz olamıyorsunuz? Madem siz demokratik bir görüşe sahipsiniz neden sürekli olarak bu vatanın öz evlatlarını öz vatanları için tehlike olarak görüyorsunuz?

Sonuç olarak Bu vatan için en büyük talihsizlik Atatürk'ü kendi çıkarlarına alet eden bir takım zihniyetlerin ülkenin başına geçmesi olacaktır. Allah muhafaza eylesin....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk'ü ne gibi kendi çıkarları adına kullanabilirler öğrenebilir miyim? Asıl mesele Atatürk'ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyeti yıkma sevdasındakilerin şimdi Ata'nın görüşlerine sempati duyar gibi gözükerek "demokrasiyi tramvay" olarak görüp, Cumhuriyeti eritip, bilinçleri bulandırıp, emellerine ulaşmak için her yolu mübah görmeleridir. Asıl tehlikeli olanlar dini, inancı, insanları kullanarak Abd, uşaklığı yaparak bu ülkede itibar görenlerdir. Kemalistlerden korkmayın, Kemalistler kimseyi kullanmazlar... Bizlere ve sizlere bu özgürlüğü sağlayan Kemalizmdir...

 

Bu ülkede kimsenin şeriatçi olma hakkı yoktur, bağımsızlığı ve egemenliği için mücadele etmiş bir milletin, kimsenin lafıyla bunlardan vazgeçmesi olası değildir. Laik yaşamayı tercih edenlerin gidecek ne bir ülkeleri, ne de niyetleri yoktur, ancak Cumhuriyet ve Laiklik düşmanlarının gidecek yerleri mevcut...

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Terrakiperver cumhuriyet fırkasına ardından Serbest cumhuriyet fırkasına sığınmış yaşadığı baskı ve zulümden kaçış yolları aramış Fakat baskı ve zulümden ötürü kaçtıkları bütün partiler Militan Demokratlarca derhal kapatılmıştır.

Sonuç olarak Bu vatan için en büyük talihsizlik Atatürk'ü kendi çıkarlarına alet eden bir takım zihniyetlerin ülkenin başına geçmesi olacaktır. Allah muhafaza eylesin....

 

Bakın bu arkadaşımızın düşüncesinin temelini oluşturan Terakkiperver Cumhuriyet fırkası neymiş.

Birlikte inceleyelim...

CUMHURİYET TARİHİNDE FAŞİST HAREKET, KÜRTLER ve PKK HAREKETİ Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşına başlamadan önce Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde özellikle Kürt aşiret ağalarıyla , şeyhlerle , toprak ağalarıyla görüşmeye başlamış ve Kurtuluş Savaşında bu iki halkın işgalcilere karşı beraber savaşmasını istemiş karşılığında isede Kürtlere özerklik sözü vermiştir. Kurtuluş Savaşı Kürt ve Türk halklarının birlikte yürüttüğü savaş sonucunda zaferle sonuçlanmış vatan artık emperyalizmin işgalinden kurtulmuştu. 1921 anayasasında Kürtler kurucu unsur olarak kabul edilmiş her tür hakkı verilmiş Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerede özerklik tanınmıştı. Hatta İç Anadoludaki Kürtler bile anayasada tanınmış hakları güvence altına alınmıştı. Bu hakları siyasi temelde korumak içinde Kazım Karabekir , Rauf Orbay ve Adnan Adıvar önderliğinde Terrakiperver Cumhuriyet Fırkasıda kurulmuştu.Fakat bu dosthane ilişkiler uzun sürmedi.1925 te patlak veren kökten dinci ve ilkel milliyetçi olan İngilizler tarafındanda desteklenen Şeyh Sait ayaklanması faşist güçler için bir fırsat olmuş Kürtlerle Türkler arasındaki dosthane ilişkilerden eser kalmamıştı.Terrakiperver Cumhuriyet Fırkası kapatılmıştır...

Umarım anlaşılmıştır...

 

______________________________________________

 

Ek bilgi...

NİZÂMÜLMÜLK = Selçuklu Devletindeki bütün düzenleme ve değişiklikleri ciddî bir şekilde tetkik eden, devlet idâresinde kendi görüşlerini, icrâatını ve bunların gerekçelerini gelecek nesillere intikal ettirmek maksadıyla Fârisi olarak yazdığı Siyâsetnâme isimli eseri, bugün siyâset ilmiyle uğraşanların el kitapları arasında sayılmaktadır. Siyâsetnâme’de Türk-İslâm devletlerinin idârî, mâlî, siyâsî, askerî, sosyal ve kültürel yönlerini incelemektedir. Tam doğru metin ve ilâvesiz nüshası, İstanbul’da Süleymâniye Kütüphânesi,Molla Çelebi kısmında 114 numarada mevcuttur. Siyâsetnâme, birçok dillere tercüme edilerek, yayınlanmıştır.

______________________________________________

Şimdi anlaşıldımı?...

Haydi hayırlısı...

Kolay gelsin...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ülkemizin dış siyasetinin ve buna paralel olarak iç siyasetinin ne durumda olduğu defalarca tekrarlanmış. kimi arkadaşların düşünceleri doğrudur, türkiye'ye belli bir model uydurulmaya çalışılıyodur.

 

ülkemizdeki kimi insanlarsa yapacağı ve üreteceği bi şey olmadığından çeşitli maskelere bürünürler. örneğin, chp muhalefet yapamıyo, iktidara karşı alternatif projeler üretemiyo, üretiyosa bile iletişimini doğru düzgün beceremiyor. zaten türkiye'de bazı şeyleri yerine oturtucak siyasetçi yok. r.t. erdoğan ve akp hükümetinin ise övülücek tarafları olsa bile iktidarda durma gerekleri yok.

 

Atatürk, cumhuriyet ve laiklik toplumumuzda belli bir sembolik değere sahiptir. eğer bugün modern çerçeve içerisinde dünyayla sanatta, sanayide, sporda, askerlikte vs (geriden de olsa) rekabet edebiliyosak, bu temeli bize hazırlayan işte bu değerlerdir. bu değerler sayesinde belli standartlara kavuşabildiğimzden ötürü toplum dinamikleri bu değerlere verilen zararlara karşı tepki göstermektedir.

 

ülkemizin bu durumda olduğunu okuyan aklı başında insanların yapması gereken ise, boş işlerle uğraşmayı bırakıp dünyayı en sağlıklı şekilde okuyabilmek için kendimizi geliştirmektir. dünyayı derken sırf siyaset alanında demiyorum. iş, sanat, bilim, sanayi, ekonomi olsun her alanda ülkemizi dünya standartlarına kavuşturup geleceğe daha sağlam bir temelle adım atmak için kendimizi buna yöneltmeliyiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

NAZİLER onu götürmeye geldiklerinde, kilisedeki papaz o ünlü sözünü söylemişti:

Önce Yahudileri götürdüler, sesimi çıkarmadım,

arkasından aydınları götürdüler, sesimi çıkarmadım

sonra muhalefeti götürdüler, sesimi çıkarmadım

peşinden Çingeneleri götürdüler, sesimi çıkarmadım,

peş peşe demokratları, sosyalistleri, liberalleri götürdüler.... sesimi çıkarmadım,

En sonunda beni götürmeye geldiklerinde ses çıkartacak kimse kalmamıştı...''

*

Göreceksiniz bir gün ses çıkartacak kimse kalmayacak. Bunlar önce cumhuriyetimizin en temel kavramı ''laik devlet''i alıp attılar. Kimse ses çıkartmadı. Kurumlar, ilkeler bir bir götürüldü. Devleti ayakta tutan, ömrünü çürütmüş, deneyimli, kir-pas içinde bile namuslu kalmayı başarmış, suçsuz-günahsız, ama sessiz kadroları çeşitli tehditlerle temizlediler.

Peşinden; MGK silindi...

Özel af yasaları ile yargıçlar yetkisizleştirildi.Medyada işlerine gelmeyen programlar, yorumcular, yayınlar bir bir susturuldu. Kimseden ses-seda gelmedi.

Şimdi YÖK'ü götürüyorlar. Hepimiz biliyoruz ki; Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini kısmaktan, TRT'ye kadar kalan tüm kurumlar için kapıdalar.

Yakında sıra şimdi sessiz kalanlara gelecek.

Sendikalar...

TÜSİAD...

Demokratlar...

Laik toplum dernekleri...

Tüm bunlar kaçınılmazdır. Çünkü tüm bunların yerine koyacakları kendi kadroları, kurumları ve kavramları var.

Sermayeleri... işadamları.... sendikaları.... medyaları...Örgütleri... İlkeleri...

Bir karşı devrimdir bu. Birçok yanıltma yöntemi kullanıyorlar, sırada olanların sesleri çıkmasın diye.

Ve kimse sesini çıkartmıyor. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diye...

Tam tersine destek var. Ama bir onları da götürmeye geldiklerinde...

Ses çıkartacak kimse kalmamış olacak...

Dilerseniz son olarak şunu bir kere daha hatırlayalım.

İran'da Şah bize gelmez demişti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle soruduğum sorulara Cevap verme lutfunda bulunursanız sorduğunuz sorulara cevap alacağınızdan emin olabilirsiniz? Türkiyede sizin görüşünüze göre ne kadar vatan haini var? Ya da Sizini görüşünüze göre Türkiyede vatan haini olmayan kişilerin sayısı bu ülke nüfusunun kaçta kaçını temsil ediyor? Bu sorulara cevap verdikten sonra gerek Sardunyam nicki arkadaşımızın gerekse de DipNOT isimli arkadaşımızın sorularına bilmukabele cevap verecem? Ayrıca ittihat ve terakki'yi kuranlar Bu vatan için kurtuluş savaşında Mustafa kemalle diyar diyar dolaşıp kongreler yapan aynı cephelerde savaşan Saltanatın kadlırılmasına destek veren Devrim kadrosundaki kişilerden değiller miydi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

+1....... biraz uzun biliyorum ama , okumak isteyenler için.

 

.........................................................................................................

 

Kerimcan KAMAL

 

 

--------------------------------------------------------------------------------

Biz kaç kişiyiz ( 2 )

Yeni siyaset ve samimiyet

 

5 milyon küsur hit.

 

 

"Kaç kişiyiz biz"in beş milyon kez okunması ( şimdilik), Atatürkçülerin yanıtı olarak herhalde yeterince tatmin edicidir!

 

"Bu yazıyı okuyan herkesi kendinizden saymıyorsunuz değil mi ?Ben örneğin Atatürkçü değilim!"

 

"Kaç kişiyiz biz"in "diğer" taraftan yanıtı da budur.

 

Samimi bir yanıttır.

 

Ben buna saygı duyarım.

 

Benim sıkıntım son dört yıldır karşımıza çıkma cesareti gösteremeyen,her ileri hamlesinden sonra kıvıran,içimizden satın aldıkları ile kendini örten ancak artık gizlenemeyenle ilgili.

 

Ve işin bu tarafı hiç ama hiç samimi değildir.

 

Ve son dört yıldır tepemize çöreklenen,kanımızı emen,bizi güçsüz düşüren,yabancılara dövdüren,kafamıza çuval geçirten,kendi davasını bile unutacak kadar çalıp çırpan,hainlik yapan,arkadan vuran ve sırtımıza soktuğu her hançerde yüzümüze "ben demokratım" diye gülümseyendir işte o samimi olmayan.

 

Tıpkı Atatürkçük ardına gizlenerek her birimizin, işini, eğitimini, adaletini, sağlığını, yaşamımızın her anında devletle ilgili her hak arayışımızı tozlu raflara kaldırmış olanlar gibi.

 

Tıpkı tarihin bize,hatta belki de bütün insanlığa armağan ettiği en büyük adamlardan birinin yüzünü bronz bir büst haline getirip,düşüncelerini kalın kitaplar içine saklayıp,sözlerini sloganlaştırıp bizi uyuturken kendilerine güç merkezleri yaratanlar gibi.

 

İşte bu iki zihniyetin mimarı oldukları sistem banka hortumcularını,iki yüzlü siyaseti,devlete sızan hatta kafa tutan mafyayı ve son olarak ta bugünü kurmuştur.

 

Bu zihniyetler köy enstitülerini kaldırmayı kabul edip Türk insanının eğitim şansını elinden almış, Türkiye'yi ağa, aşiret,tarikat sarmalında boğarken kendilerine devletle halk arasında ballı badem, dokunulmaz alanlar yaratıp , her işlerini görmüşler ,servetlerine servet katmışlar,şan şeref sahibi olmuşlardır.Devlete küs bir halk, halkını sevemeyen bir devletin sorumlusu bu zihniyetlerdir. Türkiye'nin fakirliğinin sorumlusu bu zihniyetlerdir.Gelişemediğimizin,açlığımızın,aşağılık kompleksimizin ve şimdi de elimizde kalan son şey olan onurumuzu kaybedecek noktaya gelmemizin sebebi onlardır.Türkiye'ye bugün para uğruna ,zengin olma hayali uğruna Ata'sını sattırmaya çalışmıyorlar mı?Vazgeçin demiyorlar mı?

 

Bu iki zihniyet çıkarları uğruna Türkiye'yi yıllardır kandırmıştır.

 

"Takiyye " bence Türkiye'nin 50 yıllık kanseridir .

 

Olduğunu saklamak yada olmadığın gibi görünmek.

 

Samimiyetsizlik.

Korkaklık.

Sinsilik.

Menfaatperestlik.

Ve tabi ki ,

İhanet.

 

Bu iki zihniyeti de yeni siyaset ,genç siyaset sona erdirecektir diye düşünüyorum.

 

Yeni siyaset kim mi?

 

"Kaç kişiyiz biz" sorusunun yanıtıdır yeni siyaset.

 

Evet, "Kaç kişiyiz biz" sorusuna beş milyonun üzerinde (şimdilik) yanıt geldi.

 

Evet, bu beş milyonun içinde, tıpkı bu yazının başında sözlerine yer verdiğim kişi gibi "Atatürkçü olmayanlar" da vardı.

 

Evet,bu beş milyonun içinde bir yandan "bende Atatürkçüyüm "deyip bir yandan da sayaca inanamayacak kadar güvenini yitirmiş olanlar da vardı.

 

Evet,o yazı orada durduğu sürece bu beş milyona eklenecek çok beş milyon var.

 

Evet,bu beş milyonun dışında, Türkiye'de bilgisayarı olmayan ,interneti bilmeyen daha nice milyonlarca Atatürkçü var.

 

Gelen binlerce mesajı,yorumu okuduktan,milyonların nasıl birbirine kenetlendiğini gördükten sonra kaç kişi olduğumuzdan şüpheniz kaldı mı ?

 

Bu yazının okunma sayısı ile ilgili samimi düşüncelerim bu.

Ve zaten bu sayının hiçbir önemi yoktu.Yok.

Sonuç ,ilk yazıda da söylemeye çalıştığım gibi,zaten baştan belliydi.

 

Peki öyleyse durup dururken,küfür yiyip damarına basılmak hariç, bu yazıyı niye yazdığım sorusu geliyor akla .

 

Şahsi reklam,site reklamı gibi saçmalıkları bir yana bırakırsak Türkiye'de "Atatürkçüleri saymayı gerektirecek",yada "siz kaç kişisiniz Atatürkçüler" sorusunu sorma cesaretini verecek,yada kendimize kendimize "azaldık mı acaba" diye düşündürecek bir zemin var mıydı ?

 

Acaba Cumhuriyet gazetesindeki aydınlar "tehlikenin farkında mısınız" derken kafayı mı yemişlerdi?

 

Bende bu paranoyanın bir parçası mıydım?

Bir ülke toptan bir deliliğin pençesine düşmüş olabilir miydi?

Yoksa Türkiye ,cumhuriyet tarihinin en büyük takiyyesi,samimiyetsizliği ile başaka bir noktaya mı çekiliyordu?

 

Gelin birlikte düşünelim:

 

Türkiye son dört yıldır büyük bir medya karartması altında mı?

Evet.

 

Büyük basının neredeyse tamamı teslim vaziyette mi ?

Evet.

 

Bunun sebebi hükümetle vazgeçilmez iş ilişkilerinde olmalarından kaynaklanmıyor mu?

Evet

 

Büyük basının,medya organları düne kadar görüşlerine karşı oldukları yazarları gazetelerine bu sebepten transfer etmediler mi ?

Evet

 

Bu köşe yazarları olan biten her şeyi çarpıtıp yada olmamış gibi gösterip medya karartmasında yada türkçesi halkın kafasını bulandırma operasyonunda en önemli görevi yapmıyor mu?

Evet

 

İslami diye nitelendirilen basın ki ben bu adlandırmaya en başından beri karşıyım.

İslami basın adlandırması hepimize açılmış bir üçkağıttır.Bir başka kafa bulandırma oyunudur.

"İslami basını takip edenler müslüman, etmeyenler değil".İşte bu kadar basit bir zihin yıkama oyunudur bu.

Bu oyun Türkiye'de inançlı kesim üzerinde yıllardır oynanmaktadır.

Bu basının adı olsa olsa anticumhuriyetçi,antidemokratik,antilaik yada karşı devrimci basın olmalıydı.

İşte bu basın her zamankinden fazla güçlenip,iktidarın her türlü nimetinden beslenmiyor mu?

Evet

 

İktidar partisi ile laisizm,milliyetçilik,Atatürkçülük,yolsuzluk,bağımsızlık meselelerinde mücadele eden muhalefet partilerine üye olan işadamları bile hükümete hoş görünmek için bu kanallara reklam vermiyor mu?

Evet

 

Bu reklamlarla beslenen antidemokratik basın Türkiye'nin özellikle az eğitilmiş kesimlerine seslenecek hertürlü yayını ile hükümet partisine yeni oy depoları sağlamııyor mu?

Evet

 

Atatürk devrimine "karşı devrimin "zamanı geldiğinin hatta geçtiğinin ve hatta gerçekleşmekte olduğunun,psikolojik,sosyolojik,toplumsal analizleri bu televizyon ve gazetelerde makaleler ve yorumlar halinde tefrika tefrika yer almıyor mu?

Evet

 

Ailesinde," Atatürk'le silah arkadaşlığı yapmış,soy isimleri Atatürk tarafından konmuş , laik cumhuriyeti destekleyen sanat,iş ve siyaset alanlarında vakıflar,partiler,dernekler kurmuş" büyükleri bulunan işadamları,yeşil sermaye ile patlatılan inşaat,enerji,medya sektörlerinden pay alabilmek için özelleştirme peşkeşlerinden nemalanabilmek,yıllardır beklettikleri kaçak ,kanunsuz işlerini legalize etmek için hükümet mensuplarıyla birarada görünmeye ,onlarla aynı sofralara oturmaya çalışmıyor mu ?

Evet

 

Milli eğitim bakanlığında gizlenen kadrolaşma iddiaları hükümetin güç kaybetmesi üzerine bir bir ortaya çıkmıyor mu?

Evet

 

Bu kadrolaşmanın sonucu olarak cumhuriyet Türkiye'sinde hiç görmeyeceğimizi sandığımız türlü rezillik manşetlere taşınmaya başlamadı mı?

Evet ,evet

 

Son dört yıldan beri çocuklarımızı emanet ettiğimiz okullarımızda, antilaik eğitim sistemine doğru kayıldığı iddiasına doğru diyebilir miyiz öyleyse ?Çocuklarımız göz göre göre zehirleniyor mu?

Evet,evet.

 

Bazı belediyeler içki yasağı getimeye çalışmadı mı ?

Evet

 

Cumhuriyet tarihinde ilk kez Danıştay basılıp ,laisizmi savunanan hakimler vuruldu ,türban yüzünden şehit edilmedi mi?

Evet

 

Şehit edilen hakimin cenazesi sırasında sayın başbakan kavşak açmadı mı ?

Evet

 

Şehit edilen hakimin naaşı yeni toprağa verilmişken aynı gece sayın Başbakan gençlik şöleni düzenlemedi mi ?

Evet

 

Bu katliamdan hemen sonra bazı bakanlar çıkıp "bu işin altından başka şeyler çıkacak "dedi mi?

Evet

 

Soruşturma sırasında isminin içinde Atatürk geçen bir sürü uyduruk örgüt yakalanıp ,bir şey çıkmayınca serbest bırakılmadı mı ?

Evet

 

Yani "bu işin altından başka şeyler "çıkarılmaya çalışıldı ama çıkmadı mı?

Evet

 

Bazı belediyelerin dağıttığı resmi kitapçıklarda, Çanakkale savaşını bulutlardan gelen ermişlerin kazandığı iddiası yer almadı mı?

Evet

 

Bu belediyelerin başkanları ile ilgili hiçbir şey yapılmadı mı?

Evet

 

Sayın Başbakan PKK belası yıllar önce sona erdirilmiş,Abdullah Öcalan yıllar önce hapse atılmış,Kürt kökenli vatandaşlara kendi dilinde yayın gibi sosyal haklar verilmişken ,"Türkiye'de Kürt sorunu vardır "demedi mi?

Evet

 

Güneydoğuda sona erdirilmiş terör yeniden başlamadı mı?

Evet

 

Diyarbakır başta bütün güneydoğuda devlet görevlileri ,polis,jandarma aileleri sokağa çıkamaz hale gelmedi mi?

Evet

 

Neredeyse hemen her gün bir şehit haberi gelmiyor mu?Bir ananın daha yüreği yanmıyor mu?

Evet,evet.

 

Irak'ta Türk askerinin başına çuval geçirilmedi mi?

Evet.

 

Askerlerin görevi yeri geldiğinde ölmek değil midir?

Evet

 

Sayın Başbakan,sayın Genelkurmay Başkanına "hocam" demiyor mu?

Evet

 

Van savcısı ağustosta Genelkurmay Başkanı olması beklenen ve Atatürkçülüğü ile öne çıkan Kara Kuvvetleri komutanı hakkında çetecilikten iddianame hazırlamadı mı?Van'da Türkiye'nin terörle mücadelesi 35'şer yıla mahkum edilmedi mi?

Evet,evet

 

Laik kimliği ile tanınan Van üniversitesi rektörü hapse atılmadı mı?

Evet

 

Üniversite genel sekreteri suçsuzken hapsedilmiş olmanın psikolojik baskıyla kendini asmadı mı?

Evet

 

Rektör suçsuzluğu ispat edilip serbest kalmadı mı?O zaman intihar eden genel sekreter pisi pisine ölmüş olmuyor mu ?

Evet,evet.

 

Diğer rektörler üzerinde, sorguya çağırmak gibi benzeri uygulamalarla baskı kurulmuyor mu?

Evet

 

Bütün bu baskı ve germe politikalarıyla, bu ağır propagandayla Laisizm= Atatürkçülük=Dinsizlik 'tir denmeye çalışılmıyor mu?

 

Evet

 

 

Bitmedi.23 nisanda çocuk diye 21 yaşında ki adamları -yaşıtları terörle mücadelede şehit bayraklarına sarılırken- meclis kürsüsüne çıkarmadılar mı?

Evet

 

Bu adamların ortak özelliği İmam Hatip'li olmaları değil miydi?

Evet

 

Acaba bu operasyon hükümetin meclisteki bir güç gösterisi değil miydi?

Evet

 

"Bak beğenmediğin imam hatipliyi,seninle dalga geçer gibi, yaşı geçkin olsa da çocuk diye getirip buraya oturturum "diyenler tabanlarına mesaj vermek için Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Atatürk'ün çocuklara hediye ettiği bayram gününü siyasetlerine alet etmiş olmadılar mı?

Evet

 

Bu skandal sonrası Meclis Başkanı çocuk kılığındaki adamları savunmadı mı ?

Evet

 

Meclis Başkanı, Danıştay saldırısı sonrası aynı şekilde, saldırıyı yapan kişi hakkında savunma konuşması yaptı diye eleştirilmedi mi?

Evet

 

İktidar partisine bağlı belediyelerle ilgili yolsuzluk haberleri Ali Dilbo manşetleri ile ayyuka çıkmadı mı?

evet

 

İktidar partisinin milletvekili "yolsuzluk ayyuka çıktı" dediği için partisinden ihraç edilmedi mi?

Evet

 

Başbakanın danışmanı olarak Amerika'ya giden kişi,Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını kastederek " bu kişiyi delikten süpürmeyin" demedi mi ?

Evet

 

3 kasım seçimlerine kadar neredeyse hergün düzenlenen türban eylemleri, bu hükümet görev başına geldikten sonra bıçak gibi kesilmedi mi ?

Evet

 

Başbakan sıkıntıya düştüğü son zamanlarda yine türban kartını açmadı mı?Berlin büyükelçisi herkesin gözü önünde Başbakan tarafından türban yüzünden azarlanmadı mı?

Evet ,evet

 

Bu iki örnek bile bize türbanın bir inanç özgürlüğü arayışı değil bir siyasi baskı aracı olarak kullanıldığı hakkında yeterli fikir vermiyor mu?

Evet

 

Bu listeye eğer istersem yüzlerce madde daha ekleyebilir miyim?Ekleyebilir misiniz?

Evet,evet.

 

Demek Türkiye 'de son dört yılda "Kaç Atatürkçü var" sorusunu sorma zemini, göz göre göre ,bile bile yaratılmış.

 

Demek ki ne ben ne de milyonlarca sıkıntı yaşayan Atatürkçü kafayı yememişiz.

 

Demek ki Türkiye'de Atatürkçü geçinip yolunu bulan çok kişi varmış.

 

Demek ki gerçek Atatürkçüler basit bir çağrıda bile beş milyon,on milyon toplanabiliyormuş.

 

Demek ki gerekirse altmış milyon gerçek Atatürkçü gereken yanıtı verebilirmiş.

 

Ve demek ki yeni siyaseti belirleyecek temel merkez güç herkese ,herşeye inat Atatürkçülük olmalıymış.

 

Ben Atatürkçü değilim diyen herkesi bu büyük adamı bir kez daha okumaya hatta onu aşacak fikir bulurlarsa açıklamaya ,yazmaya davet ediyorum.

 

Atatürkçülüğü bugüne kadar bize, size ,herkese dayatılan bir kara kaplı kitap sananlar,öyle kullananalar,karşısında bu savla duranlar bugün kaybettiğimiz her erdemin sorumlusudur.

 

 

Yeni siyaset, Atatürkçülüğü:

 

Büyük olmaya,

 

Bağımsız olmaya,

 

Güçlü olmaya,

 

Akıllı olmaya,

 

Medeni olmaya,

 

Cesur olmaya bir çağrı olarak kabul etmektedir.

 

Yani özünde olduğu gibi.

 

Arkasında saklanacağımız değil önünde duracağımız bir Atatürkçülük ve yeni siyaset Türkiye'nin çıkış noktasıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ne terör ne dış çevrelerin bölme cabaları

asıl ülkemizin en büyük sorunu allah kitab diyerek halkı kandırması dini kendine kalkan kullanması bunu söylerkende gereklerine hiç sayı göstermeden hareket edenlerdir cemaatlerdir bana göre bölücü olan onlardırki(nur (Fetullah Gülen) cemaati) şu anda adliyelerde,okullada, devlet dairelerinde,her yerde onlar var artık her şeyde isimleri var onlaa yakın olanlar var askeriyede bile yavaş yavaş yayılıyorlar ve buna engel olunamıyor çok kötü zamanlara doğru gidiyoruz.

 

ileride belki kız arkadaşımızın elini, tutamayacağız belki göremeyeceğiz özgürlüklerimiz elimizden gidecek elhamdürüllah müslümanız amma herkes kendi bildiğini istediğini yaşamakta özgürdür kimse bana yapmayı istemediğim şeyleri yaptırmaz yada bundan dolayı beni suçlayamaz.

 

bunlar çok yanlış yerlere doğru gidiyoruz

ilk zamanlar dini hristiyanlaştırmaya çalışıyorlardı şimdi ise dini daha farklı daha acımasız hale getiriyorlar buna karşı çıkalım bir iran gibi olamayalım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Selamün aleyküm...Bu selama itibar etmeyenler kendilerine istedikleri selamın iletildiğini varsayıp mukabele edebilirlir...

 

Tartışmaya girmek niyetinde değilim... Daha önce tartışmalardan ayrıldığımı beyan etmiştim...Bir tespit yapmaya çalışıp gideceğim...

 

Türkiye de hemen her şey nevi şahsına münhasır bir hal arzediyor. Özellikle kavramlarda bu kendini iyice hissettiriyor. O sebeple kavramın ideal tanımıyla Türkiyede yapılan tanımı tamı tamına örtüşmeyebiliyor. Veya Türkiye de uydurulan bir tanımın yörelere göre algılanışları olabiliyor. :( ...

 

Bu sebeple Ağrı'daki bir adamın Atatürkçülük tanımıyla İstanbuldakinin tanımının arasında tezatlıklar bulunabiliyor. Tamam, tanımların anlamlandırılmasında yöresel farklılıkları neden olarak gösteremeyiz bu sadece cümleleri daha güzel kılıyor. Aynı coğrafi şartlar altında dahi kelimeler farklı anlamlara bürünebiliyor.

 

Mesela Atatürkçülükle-kemalizmi bir ve aynı görenlerle kemalizmi bir ideoloji olarak görüp farklı farklı değerlendirebilenler olabiliyor. Veya Şeriati, Allah'ın dine ulaşmak için koyduğu yol olarak anlayanlar olduğu gibi Tahiban vari bir yönetim olarak görenler olabiliyor...Herkesin hemen hemen farklı tanımladığı bir irtica kavramı olabiliyor...Bu sebeple bazen aynı düşüncede olduğumuz insanlarla kavga eder halde bulabiliyoruz kendimizi... O sebeple konuyu açan arkadaş; en azından kemalizm nedir? Atatürkçülük nedir? Şeriat nedir?İrtica nedir? İrticacılar olarak görülen zat-ı muhteremlerin bizi götürmek istedikleri geri nedir? tehdit nedir? Tehlike nedir? ne bileyim, konunun başından beridir insanların kafalarında oluşan kavramlar hakkında bir açıklama yapmasını talep ediyorum. Yukarda arkadaşın biri şeriat talep hakkından bahsetmiş, biri kemalizm ile Atatürkçülüğü bir ve aynı olarak değerlendirmiş... Ben en fazla bu iki kavrama takıldım. Atatürkçülükle-kemalizm aynı mıdır ayrı mıdır? eğer aynı ise neden bir de Kemalizm gibi kavram uydurulmuş da Atatürkçülüğe itibar edilmemiş... Şeriat nedir? Şeriatçi nedir?

 

Tartışmaya katılmak taraftarı olmadığımı, sadece konu biraz daha sarahate kavuşsun diye yazdığımı hatırlatayım....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O sebeple konuyu açan arkadaş; en azından kemalizm nedir? Atatürkçülük nedir? Şeriat nedir?İrtica nedir? İrticacılar olarak görülen zat-ı muhteremlerin bizi götürmek istedikleri geri nedir? tehdit nedir? Tehlike nedir? ne bileyim, konunun başından beridir insanların kafalarında oluşan kavramlar hakkında bir açıklama yapmasını talep ediyorum. Yukarda arkadaşın biri şeriat talep hakkından bahsetmiş, biri kemalizm ile Atatürkçülüğü bir ve aynı olarak değerlendirmiş... Ben en fazla bu iki kavrama takıldım. Atatürkçülükle-kemalizm aynı mıdır ayrı mıdır? eğer aynı ise neden bir de Kemalizm gibi kavram uydurulmuş da Atatürkçülüğe itibar edilmemiş... Şeriat nedir? Şeriatçi nedir?

 

Tartışmaya katılmak taraftarı olmadığımı, sadece konu biraz daha sarahate kavuşsun diye yazdığımı hatırlatayım....

Tamam konuyu biraz rahatlatalım sevgili bekir...

 

Kısaca;

Kemalizm = Yani halktan yana, çağdaşlıktan, uygarlıktan, eşitlikten, onurdan; yanlışlara, haksızlıklara, geriliklere, yozlaştırmalara karşı bir aydın, bir bilim ve kültür, bir yaşam biçimidir... Kemalizm düşünsel, felsefi yönüyle de kapitalizm ve sosyalizmin dışında bir üçüncü yoldur. Kemalizmi kapitalizmin ya da sosyalizmin bir türevi olarak gösterme çabaları art niyetli, bilimsellikten uzak, spekülatif çabalardır. Ve bunu yapanlar açıkça emperyalizme hizmet ederler.

 

Atatürkçülük = Türkiyenin gerçeklerinden doğmuş bir düşünce sistemidir. Türk milletinin iredesiyle oluşmuş, tarihi bir gelişmenin ürünüdür. Atatürkçülük, her şeyden önce millete haklarını tanıma ve tanıtmadır; millet egemenliğinin ifadesidir. Atatürkçülük bir kurtuluştur, milletçe bağımsızlığa kavuşmadır.

Atatürkçülük, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmadır, batılılaşmadır;bir diğer anlamda da modernleşmedir; hür düşünceyi temsil eder, hürriyet ve demokrasi anlayışıdır.

 

Diğer konular daha sonra devam edeceğim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

işte senin ve senin gibilerin zihniyeti hep burdan konuyu ele almak.müslümanlık sizin gibi zihniyetler yüzünden gericilik olarak adlandırılıyor.

 

okuduğundan sadece bunu anlayana daha fazla sözüm yok.

ne garip elinizde bir yafta yapıştırın sağa sola sizin ve sizin gibiler yüzündenmiş bizler o çarşafın rengini bilmiyomuyuzda özellikle kara çarşaf diye vurguluyorsun beyaz çarşaf varda bizmi bilmiyoruz yada yeşil sarı vs. bırakın bu ucuz sözleri içinizdekini açığa vuruyorsunuz hepsi bu azıcık gerçekçi olun..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ne garip elinizde bir yafta yapıştırın sağa sola sizin ve sizin gibiler yüzündenmiş bizler o çarşafın rengini bilmiyomuyuzda özellikle kara çarşaf diye vurguluyorsun beyaz çarşaf varda bizmi bilmiyoruz yada yeşil sarı vs. bırakın bu ucuz sözleri içinizdekini açığa vuruyorsunuz hepsi bu azıcık gerçekçi olun..

Çarşaf...

Sıkmabaş...

Başboğçası

Türban...

Takke...

Şalvar...

Cübbe...

Ferace...

Burka...

.........

Kılık ve kıyafet...

Gerisimi?...

Yıllardır okuyorum inan bir anlam veremedim....

Ya siz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunları ilk defa sizden duyuyorum.Eğer öyle yapmışlarsa bu onların suçudur herkesin görüşü kendini ilgilendirir bence. :excl: Ama tabi bunlar bizlere zarar vermediği sürece.Herkes birbirini hoşgörse ve bu vatanın iyiliğine çalışsa olmaz mı? Kimsenin görüşü kimseyi ilgilendirmez bence ,tabi hayat biçimi de bakarsın o imam nikahıyla evlenmiş başka biri hiç nikahsız yasıyor bu bence kimseyi ilgilendirmez o kişinin kendi özel sorunudur.Bence insanlar bu sorunları bir kenara atıp ülkemiz için çalışmalı başkalarının özgürlüklerine de karışmamalıdır.Laik ve demokratik bir toplumsak yapmamız gereken budur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunları ilk defa sizden duyuyorum.Eğer öyle yapmışlarsa bu onların suçudur herkesin görüşü kendini ilgilendirir bence. :excl: Ama tabi bunlar bizlere zarar vermediği sürece.Herkes birbirini hoşgörse ve bu vatanın iyiliğine çalışsa olmaz mı? Kimsenin görüşü kimseyi ilgilendirmez bence ,tabi hayat biçimi de bakarsın o imam nikahıyla evlenmiş başka biri hiç nikahsız yasıyor bu bence kimseyi ilgilendirmez o kişinin kendi özel sorunudur.Bence insanlar bu sorunları bir kenara atıp ülkemiz için çalışmalı başkalarının özgürlüklerine de karışmamalıdır.Laik ve demokratik bir toplumsak yapmamız gereken budur.

 

 

Bir yıldır bu forumda yazıyorum, ama seni daha önce hiç fark etmemiştim, ben Bozan. ne kadar heyecanlandım bilemezsiniz...Farklı düşünmek adlı iletimi göndermiştim bugün ( siayset felsefesi bölümü, reklamlar ) üzerine tam isabet oldu...

Sevgili cecile ( nasıl okunuyor bilmiyorum, ihtiyarlık işte ) sizi bu hürr ve özgürlükçü düşüncenizden dolayı kutluyorum... Ben ufuktaki aydınlık geleceği sizin gibi düşünen gençlerin çizeceğine inanıyorum...Her türlü baskıcı ve dayatmacı düşünceye hayır..

Tekrar tebrik ederim genç dostum..

 

bozan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Özür diliyorum.... Uzun bir alıntı oldu... İki kavram arasında bazı farklılıklar olduğunu düşünüyorum. Derin farklılıklar...Bu sebeple aşağıya bir alıntı ekleyeceğim. Biz müslümanların bir kısmı Atatürkçülüğü benimserken Kemalizme karşı çıkıyoruz. Bunu da Atatürkçülüğü bir düşünce olarak görürken Kemalizmi bir ideoloji olarak telakki etmemiz etken oluyor...Bu iki kavram üzerinde durmamın nedeni budur... Yoksa bir tartışma meselesi değil.

 

Türkiye'nin siyaset arenasında bugün 'Kemalizm' ve 'sosyal demokrasi' eşanlamlı kavramlar olarak kullanılıyor. Bu iki kavramı eşleştiren de özellikle CHP. Sizin sosyal demokrat hareketiniz de Kemalist bir hareket mi?

Hayır. Cumhuriyet'in, Kemal Atatürk'ün başlattığı çağdaşlaşma ve modernleşmeyle ilgili kazanımlarına elbette sahip çıkıyoruz ama bugünü de çağdaş bir yaklaşımla yorumluyoruz, dünyadaki gelişmeleri izliyoruz. Zaten devrimciliğin özü de budur. Yenileşmedir, gelişmedir, çağdaşlaşmadır. Sadece geçmiş döneme takılıp kalınamaz.

Sizin bakış açınızdan Kemalizm'le sosyal demokrasi arasındaki farklar neler?

Bugün Türkiye'de toplumu devlete karşı korumayı amaçlayan bir siyasi yapılanmaya ihtiyaç var. Atatürk de söylüyor bunu. Ama Atatürkçülükle Kemalizm'i karıştırıyorlar. Oysa Atatürk, 'Bu devlet sizin... Bu devlet milletin... Biz, en nihayet sizin iradenizi yerine getirmeye ve sizin çıkarlarınıza hizmet etmeye mecburuz' diyor. Atatürkçülük budur. Kemalizm ise bürokratik bir ideolojidir. Bu ideoloji ülkede bürokratik bir sınıf oluşturuyor. Sosyal demokraside ise bürokratik sınıf yoktur. Sosyal demokrasi gücünü halktan alır ve devleti, halka rağmen korumaz. Sosyal demokrasi Devletin baskı aracı olarak kullanılmasına karşı çıkar.

Kemalizm'in bugün militarist bir vurgusu var, ordunun siyasetin içinde bulunmasını destekliyor bu görüş. Siz, ordunun siyasetteki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kendisine sol ve sosyal demokrat diyenlerle bizim ayrıştığımız en önemli nokta ordunun siyasetteki yeriyle ilgili zaten. Türkiye'nin koşullarından kaynaklanan bir ordu ve askeri ilişki var burada. Bu ilişki bugüne dek hep belirleyici oldu. Genelkurmay Başkanı'nın AB sürecinde orduyu biraz siyaset dışında tutma eğilimine rağmen, sağından soluna, siyasetçiler de bu ülkede askeriyeye hep görev çıkarttı. Orduya sığınan siyasetçiler var Türkiye'de. CHP, MHP ve benzeri partilerin tamamını, kendisine sol veya milliyetçi diyenleri, bu işle ilişkilendirebilirsiniz. Hepsi de ordunun siyasetteki yerini destekliyorlar. Biz ise askerin görevinin siyaset olmadığını, askeri müdahale yapılmaması gerektiğini savunuyoruz. Sivil bir yapıya inanıyoruz. Ama bu ülkede asker yönetimden hiçbir zaman tamamen gitmedi.

DİSK GENEL BAŞKANI-SÜLEYMAN ÇELEBİ-SORULAR :NEŞE DÜZEL

 

 

Atatürkçülük, anayasal bir kavram.1982 Anayasası'nın hem "Başlangıç" kısmında, hem de "Cumhuriyetin Nitelikleri"ni belirleyen 2'inci maddesinde ifadesini buluyor. "Başlangıç" kısmında "Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O'nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda..." , "Hiçbir düşünce.....Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında koruma göremeyeceği..." gibi ifadelerle yer alıyor. İkinci maddede ise "Atatürk milliyetçiliğine bağlı"lık, Cumhuriyet'in temel niteliği olarak zikrediliyor.

Anayasa dışında da Atatürkçülük, genel bir düşünce ve politika referansı olarak görülüyor. "Atatürkçü olmak veya olmamak", insanların konum tayininde çok temel tercihler haline geliyor.

Peki ama, "Atatürkçü çizgi" nedir?

Atatürk'ün sağlığında uyguladıkları ve Nutuk'ta ifadelendirdikleri midir? Daha somut bir örnek vermek gerekirse, CHP'nin 6 Ok'u mudur?

Bu noktada, kendilerini "Atatürkçü" olarak tanımlayanlar arasında bile bir görüş birliği olmadığı görülüyor.

Bir kısım, Atatürk'ün görüş ve uygulamalarının, tartışmasız, yorumsuz, bir nas-dogma biçiminde kabul edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Meselâ bu kesim, 6 Ok üzerinde herhangi bir tartışmaya yanaşmıyor. Bu kesimin sorunu, "çağdaş gelişmeler her şeyi etkilerken Atatürk'ün görüşlerini nasıl etkilemez?" tarzındaki eleştirileri cevaplandırmanın zorluğu.

Bir başka kesim ise, Süruş yöntemi ile, Atatürkçülüğün en temel ilkesinin "çağdaşlık" olduğundan yola çıkarak, her çağın insanının bir Atatürkçülük yorumu geliştirebileceğini seslendiriyorlar. Bu kesim, meselâ 6 Ok'un bazı ilkelerinin çağdaş gelişmelerle çeliştiğini, dolayısıyla bu ilkelerin hâlâ tabu gibi dokunulamaz görülemeyeceğini ifade ediyorlar.

Burada da sorun bitmiyor. "Peki ama, hangi yorum gerçek Atatürkçülük değerindedir?" sorusu, can alıcı nitelik taşıyor. Anayasaya giren ve ülke için böylesine önemli bir mahiyet arzeden "Atatürk milliyetçiliği"nin içi kim tarafından, nasıl doldurulacak ve onun gerçek Atatürkçülük olduğunun işareti ne olacak?

Konunun ne kadar sıkıntılı olduğu, Türkiye'de birbirinden farklı yüzlerce Atatürkçülük modeli olmasından da anlaşılıyor. Yekta Güngör Özden'in ya da Güven Erkaya'nın Atatürkçülüğü ile Ecevit ve Demirel'inki aynı mı? Ve hangisi resmî Atatürkçülük? Meşru olmayan Atatürkçülük hangisi? Vatandaş Atatürkçü çizgiyi izlemek için kimin ağzına bakacak, kimin arkasından gidecek? MUSTAFA İSLAMOĞLU

 

KEMALİZM Mİ ATATÜRKÇÜLÜK MÜ ?

 

Atatürk’ün ölümünden sonra,O’nun öğretileri yüzeysel bir yaklaşımla ele alınmış ve Kemalizm adı altında devletin resmi ideolojisi olarak kabul edilmiştir.Kemalizm ile Atatürkçülük benzeşseler de tamamen ayrı ve farklı öğretilerdir.Biri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi öğretisidir,diğeri evrensel yasalara uyan ve dünya çapında geçerliliği olan bir doktrindir.

 

Atatürkçülük bu gün Marksizm yada kapitalizm gibi bir doktrin olup bu ve diğer bir çok sistemin alternatifi olabilecek güce ve derinliğe sahiptir.İşte sırf bu yüzden bazı köşe yazarlarının çok sevdiği o batı dünyası Atatürkçülüğü yok etmek için mücadele etmiş ve etmektedir.Atatürkçülüğün bu gün geçerli bir sistem olarak ilgi görmemesinin diğer bir yönü de Türkiye’de başarıya ulaşamamış olmasındandır.Eğer amaçlarına ulaşmış olsaydı bu gün Türkiye en az bir Fransa ,Almanya kadar ilerde bir ülke olur ve diğer üçüncü dünya ülkeleri Atatürkçülük ilkelerini örnek alarak bu sistemi kendi ülkelerinde uygulama yarışına girerler idi. Behman R.Menteşoğlu

 

Türkiye’de tek parti döneminde giderek bir ideolojiye dönüşen/dönüştürülen Kemalizm’in, çağdaş bir demokrasi ile bağdaşabileceğine inanan kimse var mı?Kemalizm’in bir aydınlanma ideolojisi olduğu doğrudur da,tek doğru bu saptama değildir.Evet,Kemalizm totaliter bir ideoloji değildir,fakat otoriter bir ideolojidir.cumhuriyet,aydınlanmacı felsefesiyle cumhuru aydınlatacak,olgunlaştıracak ve ancak ondan sonra demokrasiye geçilecektir,geçilmesi gerekir.bu açılımıyla Kemalist, toplumsal değişim ve dönüşümü neredeyse salt eğitime bağlar.Eğitimli grup olarak,cumhurun yeterince eğitilip eğitilmediğine,olgunlaşıp olgunlaşmadığına karar verecek olan da kendisidir zaten.Dış dinamiklerin etkisiyle çok partili siyasi sisteme geçiş ve giderek genişleyen demokratik açılımlar, Kemalist’in perspektifini değiştirmiş midir?Korkarım hayır.bu olguyu,her genel,yerel seçim ertesinde Kemalistlerin yaptıkları yorumlarda sezebilirsiniz. Onlara göre Sol’un,Kemalistlerin seçimi yitirmelerinin sebebi,halkın bilinçsizliği,eğitimsizliği değil midir?böylece Kemalist kendisini ve ideolojisini durmaksızın yineler,yeniden yaratır,ululaştırır.özeleştiri mi,haydi canım sen de.

 

Son yirmi yıla İslami hareketlerin damgasını vurduğu kadar Atatürkçülüğün de yükseldiğini, gençleştiğini ve yenilenme sürecine girdiğini görüyoruz. 80 sonrasında, Atatürkçülük de köktenci bir dönüşüm geçirerek 60'lı, 70'li yılların sol ideolojik Kemalist vurgusundan sıyrılarak "özüne" döndü, yani Atatürk'ün kendisine, bozulmamış ilk dönem Cumhuriyet ütopyasına.Nilüfer GÖLE

 

 

Selamlar... konuyu büyük bir ilgi ile izliyorum... ancak şeriate de bir değinmenizi bekliyorum...Zira sanıyorum tartışmaya katılıp da şeriati Allah'a götüren yol olarak bilmeyip Talibanvari veya Suudi Arabistan vari bir yol olarak görenler var...İhtimal siz de aynı şey olarak görüyorsunuz... Mümkünse şeriati-irticayı da bir açıklayabilir misiniz...Kolay gelsin...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben bu irtica'yı Ülkemizi yıkan bir engel olarak görenlere soruyorum...

BAşi örtülü yada tesettürlü nasıl adlandırılıyorsa bırakın üniversiteyi hi bir kamusal alana giremiyor değil mi?

 

peki hristiyan patrik bartelemeus,Ruhban okulu patrikleri ve diğer papazlar hahamlar bırakın Üniversitelerimizde brifing verecekler..

ayrıca meclisimize kadar giriyorlar Cumhurbaşkaınımızın karşisinada Dini Kıyefetleri ile çıkıyorlar..he doğru ya kendi insanımıza Yasakk hemşerim BAtılılara gelince buyur ağam paşam biz Teslimiyetçiyiz kayıtsız şartsız sizlere tabiyiz he yazıklar olsun .. ve bu Dini KIyefetli şahıslar DEmokrasi ve Laiklikliğin cumhuriyetin karşisinda tehlike olarak görülmüyorda Ülkem insanınının inançları doğrultusunda örtünmesi tehlike olarak görülüyor..

Yazıklar olsun örümcek aği kaplamiş düşünce ;inanç özğürlüklerinden bi haber olan bu zihniyete..

SAygıLAr..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben bu irtica'yı Ülkemizi yıkan bir engel olarak görenlere soruyorum...

BAşi örtülü yada tesettürlü nasıl adlandırılıyorsa bırakın üniversiteyi hi bir kamusal alana giremiyor değil mi?

 

peki hristiyan patrik bartelemeus,Ruhban okulu patrikleri ve diğer papazlar hahamlar bırakın Üniversitelerimizde brifing verecekler..

ayrıca meclisimize kadar giriyorlar Cumhurbaşkaınımızın karşisinada Dini Kıyefetleri ile çıkıyorlar..he doğru ya kendi insanımıza Yasakk hemşerim BAtılılara gelince buyur ağam paşam biz Teslimiyetçiyiz kayıtsız şartsız sizlere tabiyiz he yazıklar olsun .. ve bu Dini KIyefetli şahıslar DEmokrasi ve Laiklikliğin cumhuriyetin karşisinda tehlike olarak görülmüyorda Ülkem insanınının inançları doğrultusunda örtünmesi tehlike olarak görülüyor..

Yazıklar olsun örümcek aği kaplamiş düşünce ;inanç özğürlüklerinden bi haber olan bu zihniyete..

SAygıLAr..

Bir hiristiyan papazı gelir ve üniversitede prifinkinini verir ve çeker gider...

Bir ülke papazı görevi gereği yerel ve temsil ettiği dinin kıyafetiyle çıkabilir ülke liderinin karşısına (bizin diyanet işleri başkanımız gibi) çeker gider görevine.

Şunu unutmayın lütfen...

Bizim dünyada diğer müslümanlardan hayıran tek ve çok önemli (OLMAZSA OLMAZLARIMIZDAN) bir özelliğimiz var ve bu da "LAİKLİKTİR"

Dolayısıyla bu ülke Laik bir yapıda yaşamak zorundadır ve ilelebit yaşayacaktır.

Kimsenin bu yapıyı dini kıyafetleri ile misyonunun bozmaya hakkı yoktur / olamazda.

Sonra biz bez parçası neyi örter allah aşkına bırakın bunları artık...

O örümceği bu toplumun kafasına kimlerin geçermeye çalıştığı çok iyi bilhiniyor artık...

İnanç özgürlüğü adı altında kılık kıyafet özgürlüğü istenir ve bitmez şeriat yönetimi istenir ve bitmeyen bir iç kavga ve savaşlar dış güçlerin ekmeğini yağ sürer ve sonumuzu ne sen düşün ne de ben...

Birkere şunu çok iyi bilmeyiyiz...

Birlikte yaşamayı öğreneceğiz ama tehlike arzetmeden...

Sevgiyle kalın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Artık tehlikenin farkına varmanın zamanı gelmedi mi

 

İlla ki birşeylerin elimizden gitmesi mi gerek

 

Bu bağnazlara,******* kim dur diyecek

 

Cumhuriyet yıkıldıktan sonra mı akıllar başlara gelecek

 

Herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum;kendimizi sömürtmeyelim basmakalıplara girmeyelim ilerleyelim ilerleyelim ilerleyelim....

 

BİTSİN ARTIK BU İRTİCA *******...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

El oğlu bir askeri kaçırlıdı diye, bir ülkeyi gözünü kırpmadan ve en ufak bir dereddüt geçirmeden yerle bir ediyor.

 

Biz, kendi evimizde, ve topraklarımızda hergün şehir veriyoruz, yaptığımız ne sadece nutuk atıp tutmak bğırıp çağırmak...

 

Terörüst ve onu destekleyenlere, anladıkları dille veremediğimiz terörün bitmesini başkalarından umut ettiğimiz ve bu büyük ülkenin kozlarını terörü destekleyenlere karşı etkin bir şekilde kullanmadığınız, yapmak istediğimiz her türlü askeri harekatı yammamıza izin vermedikleri gibi pkk terörüne doğru tehşisi koyamadığımız sürece biz bu acıları çok daha çekeceğiz. Ve hala hiç bir şeyin farkında değiliz..

 

saygılarımla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ne irticasından bahsediyorsunuz ya şaşirmayın..

Üniversiteli türbanlı gençlerin bir silahlı eylemini gösterin..

Yada dewlete karşi bir ayaklanma eylemini..

Sadece okuma hakkı istiyor olay bu..

Türbanlılar eger irtica yapacaklardıda 84 yıldır neden irtica yapmadılar beklediler sokaklar irticacı dolu o zaman..

YA millet uzaya tatile çıkıyor biz hala başi açik aa ki.çi açik türban yok başörtüsü nasıl her ne şekilde adlandırılıyorsa..

 

ben soruyorum Cumhuriyete ,LAikliğe bu kadar sahip çıkan koruyan insanlar İnandıkları YAradanın emir ve yasaklarına ne kadar riayet ediyor ve Koruyorlar...

VAlla ben eski reesimlere baktığımda arşiwleri biraz kariştirinca geçmişteki Siyasi Liderlerin hepsinin eşinin annesinin vesaire türbanlı olduğunu görüyorum...

TAki CUmhuriyetin başlangıcından itibaren...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir hiristiyan papazı gelir ve üniversitede prifinkinini verir ve çeker gider...

Bir ülke papazı görevi gereği yerel ve temsil ettiği dinin kıyafetiyle çıkabilir ülke liderinin karşısına (bizin diyanet işleri başkanımız gibi) çeker gider görevine.

Şunu unutmayın lütfen...

Bizim dünyada diğer müslümanlardan hayıran tek ve çok önemli (OLMAZSA OLMAZLARIMIZDAN) bir özelliğimiz var ve bu da "LAİKLİKTİR"

Dolayısıyla bu ülke Laik bir yapıda yaşamak zorundadır ve ilelebit yaşayacaktır.

Kimsenin bu yapıyı dini kıyafetleri ile misyonunun bozmaya hakkı yoktur / olamazda.

Sonra biz bez parçası neyi örter allah aşkına bırakın bunları artık...

O örümceği bu toplumun kafasına kimlerin geçermeye çalıştığı çok iyi bilhiniyor artık...

İnanç özgürlüğü adı altında kılık kıyafet özgürlüğü istenir ve bitmez şeriat yönetimi istenir ve bitmeyen bir iç kavga ve savaşlar dış güçlerin ekmeğini yağ sürer ve sonumuzu ne sen düşün ne de ben...

Birkere şunu çok iyi bilmeyiyiz...

Birlikte yaşamayı öğreneceğiz ama tehlike arzetmeden...

Sevgiyle kalın...

güldürmeyin beni bu ülkede imamı dini kıyafeti ile sokakta gezdiğini gören var mı? peki bartelemous hem ekümenik sıfatını sahiplenecek gittiği yerde devlet başkanı sıfatı ile karşılanır gibi karşılanacak ama sonuçta fatih kaymakamlığına bağlı olacak ... laikliği başımıza din yaptınız çıktınız çanakkalede savaşan dedelerimiz Allah Allah diyerek savaştı tarihi okuyan da bilirki salaten tüncina okuyarak siperlerinden çıkarlardı ne peki bu dedelerimiz yanlış mı yaptı laikliğe aykırı mı şimdi bunlar yeter yani iyice sarpa sardınız

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Örtünme , namusunu muhafaza etme onu koruma Allah'ın emridir , ONUN TERSİNİ YAPMAYA KALKMAK KİMİN EMRİDİR , BU HANGİ AKLA HİZMETTİR , sonunda son maltavalları tutmayınca işi Atatürk ilkelerine dökmeye kalkıyorlar ,çünkü kan kaybediyorlar , tepelerindeki adamları BEYEFENDİLERİ seçmeyecek , şunuda beliryetim , milletlerin yıkılış sebeplerinden biride ahlaki yozlaşmadan ötürüdür , çıplakkadın resimleri , onun üstünü açma hem o kızcağıza hem o vatanı neslini değerlerini muhafaza edecek erkeğe yapılan bir zulüm bir felakete davetiye , hamiyeti öldürmeye yönelik ,üşmanların hedeflerindeki emellere ulaşmada ülkelerikolay yutulacak hale getirmede bir metoddan başka bir şey değildir ! Bunu unutmyın , ahlaki yozlaşma milletleri kolay lokma haline gitme çabalarıdır eyy uyanın aklı olanlar..

 

Son olarak inkarcıların sarıuldığı Atatürk'ün dine bakışına koyacam buraya ,bakalım onu gördükten sonra anlayacaız gerçekmi sahte Atatürkçülerdenmisiniz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.