Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

türk globalizmi


Türk

Önerilen İletiler

TURAN ( TÜRK GLOBALİZMİ )

Dünya egemen güçleri tarafından bütün insanlara sıkı sıkıya belletilmeye çalışılan bir kavram var; Globalizim, Yani Globalleşme veya Türkçe söyleyişle Küreselleşme. Daha açık bir ifadeyle dünyanın bir köy haline gelişi.

 

Bunun siyasal,sosyal ve ekonomik bir sürü boyutu vardır. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, Dünyanın tek kutuplu hale gelişi Amerika'yı globalleşen yani bütün dünyanın bir köy haline gelişinin muhtarı yapmıştır. Tabiiki buna bağlı olarak uluslar arası sermayenin egemen olduğu bir dünya kurulmuş bunun efendiliğini Amerika yapmaya başlamıştır.Kendi mantığı içinde, sermaye ve onun simgesi olan marka bazında dünyayı, tüketiciyi ve tüm insanları yönlendirmektedir. Şurası unutulmamalıdır ki globalleşen dünya içerisinde milletler kendi menfaatlerini en üst düzeyde koruyabilmek için mahallileşmektedirler.

 

Küreselleşmenin hüküm sürdüğü Avrupa'nın ortasında (Yugoslavya, Bosna-Hersek, Makedonya gibi) mikro milliyetçilik dalgası hızlı büyümektedir.Biz globalleşmeye karşı olup nehirleri tersine akıtacak değiliz.Önce kendi köyümüzü kurup o köyde muhtar olduktan sonra küreselleşmeye gitmenin devlet ve millet olarak tarihi geçmişimize faydası olduğuna inanıyoruz. Ezelden kurgulanan genlerimizle, sosyal ve felsefi boyutumuzla, biz fert olarak dünya yüzünde, bir Türk, yada biz Türkler, ya da şimdiki küreselleşmeye göre ifade edelim bütün Turani boy ve oymaklar ne ifade ediyor. Geleceğe ne bırakmayı umut ediyoruz. Netice olarak bu dönemde Turancılık ne anlama gelmektedir? Önce bu kavramları "maceracılık veya tehlikeli kavramlar" diye nitelemeleri tartışalım. Atsız Çok haklı olarak 40 yıl önce şöyle diyordu:

 

"Tehlikesiz yaşamak isteyenler intihar etsin. Hayat ve kâinat tehlikelerle doludur. Tehlike fertler için de, milletler içinde, topraklar içinde vardır. Korkunç bir deprem birkaç saatte Anadolu'yu suların altına gömebilir. Dünyaya yakın geçen bir kuyruklu yıldızın boğucu gazları birkaç milleti birden yok edebilir. Dünyayı yörüngesinden Çıkaracak büyüklükte bir göktaşı küremize çarparak dünyanın kıyametini koparabilir. Birkaç millet birleşerek bir gece Türkiye'nin üzerine 500 hidrojen bombası fırlattıktan sonra özel giyimli askerlerini yurdumuza sokabilir.Bütün bu ihtimaller var diye uyuşuk uyuşuk oturup yalnız fabrika kurmak, futbol maçları seyrederek bağırmak, defile ve güzellik müsabakaları yapmak, üniversitelerde bir takım bayağıların eserlerini tahlil etmekle mi vakit geçireceğiz? Bunlarla millet yaşamaz. Millet bir hayvan sürüsü değildir. Millet milli bir hedef ister. Ancak o hedefi gördüğü zaman sürü olmaktan çıkıp insanlaşır, bencil olmaktan kurtulup fedakârlaşır. Bizim için en kutlu hedef Turancılıktır. Eskiden nasıl bir idiysek yine birleşeceğiz diye kendisini bir ülküye adamaktan daha kutlu ne olabilir? Bütün Türkleri birleştirmek hakkımız ve görevimizdir, bizden zorla koparılanı zorla geri almak adaleti yerine getirmektir. Turancılık bir büyüklük düşüncesidir. Büyüklük düşüncesi asil bir düşüncedir."

 

Ebetteki Turan yolunda önümüzde birçok problem vardır. Hatta bunların en büyükleri kendi içimizdeki açmazlardır. Turan yolunda sıralanan problemlerin başında son yıllarda ufuklarını kaybeden yöneticiler gelmektedir.Ayyûka çıkmış ahlâksızlıklar, ihânetler, çapsızlıklar öğürtü veriyor. O cücelerden en ufak bir ümidimiz bile yok. Yeni Turan düzeninde yok olacaklarını çok iyi bildiklerinden var güçleriyle beynelmilel tuzak olan küreselleşmeye sarılıyorlar, milli yapıyı yok ediyorlar. Böylece mukadder âkıbetlerini geciktirmeye çabalıyorlar.Ama korkunun ecele faydası yoktur! Yok olup Gidecekler! Onun için gelin biz onları o içinde debelendikleri çirkef havuzlarıyla baş başa bırakalım. Biraz gerilere uzanalım. Sonra daha yükseklerden ilerilere bakarız. Tarihte Turan birliği defalarca kurulmuştu.

 

Oğuz Hanın kurduğu ilk Turan birliği idi sonra Büyük Hun Devleti tam bir Turan devleti idi. Bünyesinde yüze yakın millet yer almıştı. Cengiz imparatorluğu zaten Turan devletinin en büyük ve kısa yaşayanı idi. Atilla Hunları Macarları Finlileri Bulgarları ve daha nice onlarca Turani boyu birleştirip Roma'yı bu Turan devletinin haraç veren paryası haline getirmişti. Bu konuda son Büyük Türk İmparatorluğu bizce Tarihin en büyük Turan devletlerinden biri olan Osmanlı Devletidir ki şu anda o coğrafya üzerinde (Osmanlı Coğrafyası) kırka yakın devlet kurulmuştur.Önümüzde duran Türk Dünyasının bütünleşmesi, Turan birliği, Siyasi birlik şeklinde ifade edildiğinde. Dünyayı korku basıyor. Neymiş, Türkler 'Turan Devleti kurarlarmış. Fakat onlar tarihimizde "Turan" adlı bir devletin yokluğunu, bilakis Turan'ın Terminolojisinin dünyanın yarısı civarında yaşayan Türkleri birleştiren ; Onlarca devleti bir ad ile anlatan adı Turan olmayan nice Turan devletlerinin ve Medeniyetinin olduğunu bilmeleri gerekir.

 

Ne komiktir ki Turan korkusu altında kalanlar, Türklerin küçük memleketlerde bile kendilerinin han, bey olarak yaşadığını, bu yüzden hep kendi aralarında savaştıklarını da iyi bilirler. Bir tek Türkistan üç hanlığa bölünmüştü.. Bu durumda Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan apar-topar bütünleşmeye gidemezlerdi. Bu da önemli bir gerçek idi. Ama dünyadaki bu Turan Korkusu niye? Çünkü büyük bir milletin medeniyeti, Tarihi tabanının birleşmesi, Kendine dönüşü (onları göre tehlike) olabilirdi.

 

Bizim bildiğimiz ise; "Türk tarihi ve milletinin bir bütün olduğunu, beş bin yıl önceki Oğuz Hanın bir çerisi ile bu günkü halktan birinin mahiyet farkının olmadığını. Onu farklı kılanın yüreğindeki kızılelmayı yitirmiş olması yada Büyük Turan düşüncesini beyninden atmış olması olabileceğini, Yüreğimizdeki Kızılelma ülküsü ve beynimizdeki Büyük Turan düşüncesi ile Kuzey Sibirya'dan Mançurya'ya, ya da Amerika'nın öteki ucunda bulunan Turan Soylu bir Kızılderili şefinden, Yemen illerinde kalmış Türkçe konuşmakta inat eden Anadolu Türkü Şeyh efendiye kadar biz büyük ama çok büyük bir millet olarak düşünmek elbetteki Büyük Turan yolunun başlangıcıdır. Büyük Turan Devleti denince de zaten bu büyük milletin (her nerede yaşıyorsa) bulunduğu mekan ve yüreğindeki Kızılelma anlaşılması gerekir"

 

Rusya'nın çöküşünden dört yıl sonra Türk Cumhuriyetleri'nin Cumhur reisleri İstanbul'un Çırağan Sarayında iki gün Türk Dünyasının problemlerini hep Rus dilinde, başka bir medeniyete ait bir milletin dilinde konuşarak çözmek istediler, ve önemli problemlerde birbirlerini anlamadılar. Bu doğal bir hâl idi. Çünkü Türkler arasında diğer bir medeniyet aracılık yapmakta idi. Yeni Turanda aşılması gereken en büyük mesele Dil kısmetini çözmektir. Dil meselesi aşıldığında neler olmaz ki; Bir düşünün, bütün yer yüzünde var olan Turani halkın çocuklarının mesela: "Ulu Tanrı, Güzel Tanrı, Gök Tanrı" diye başlayan OĞUZ ATAMIZIN Biz Evlatları için ettiği duayı her sabah okuyarak güne başladıklarını,ebediyete kadar var olacak olan Turan Birliği o gün kurulmuş olacaktır

ayrıntılı bilgiwww.ozturkler.com

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.