Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

İSTİKLÂL MARŞI

 

 

- KAHRAMAN ORDUMUZA -

 

KORKMA! SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAK;

 

SÖNMEDEN YURDUMUN ÜSTÜNDE TÜTEN EN SON OCAK.

 

O, BENİM MİLLETİMİN YILDIZIDIR, PARLAYACAK,

 

O BENİMDİR, O BENİM MİLLETİMİNDİR ANCAK!

 

 

ÇATMA, KURBAN OLAYIM, ÇEHRENİ EY NAZLI HİLÂL,

 

KAHRAMAN IRKIMA BİR GÜL! NE BU ŞİDDET BU CELÂL?

 

SANA OLMAZ, DÖKÜLEN KANLARIMIZ SONRA HELÂL.

 

HAKKIDIR, HAKK'A TAPAN MİLLETİMİN İSTİKLÂL.

 

 

BEN EZELDEN BERİDİR HÜR YAŞADIM, HÜR YAŞARIM.

 

HANGİ ÇILGIN, BANA ZİNCİR VURACAKMIŞ? ŞAŞARIM.

 

KÜKREMİŞ SEL GİBİYİM, BENDİMİ ÇİĞNER, AŞARIM.

 

YIRTARIM DAĞLARI, ENGİNLERE SIĞMAM, TAŞARIM.

 

 

GARB'IN ÂFÂKINI SARMIŞSA ÇELİK ZIRHLI DUVAR;

 

BENİM İMAN DOLU GÖĞSÜM GİBİ, SERHADDİM VAR,

 

ULUSUN, KORKMA!... NASIL BÖYLE BİR İMANI BOĞAR,

 

"MEDENİYET" DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR?

 

 

ARKADAŞ, YURDUMA ALÇAKLARI UĞRATMA, SAKIN!

 

SİPER ET GÖVDENİ, DURSUN BU HAYÂSIZCA AKIN.

 

DOĞACAKTIR SANA VA'DETTİĞİN GÜNLER HAKKIN...

 

KİM BİLİR, BELKİ YARIN, BELKİ YARINDAN DA YAKIN!

 

 

BASTIĞIN YERLERİ "TOPRAK" DİYEREK GEÇME, TANI..

 

DÜŞÜN ALTINDAKİ BİNLERCE KEFENSİZ YATANI...

 

SEN ŞEHİT OĞLUSUN, İNCİTME, YAZIKTIR ATANI,

 

VERME, DÜNYALARI ALSAN DA BU CENNET VATANI...

 

 

KİM BU CENNET VATANIN UĞRUNA OLMAZ Kİ FEDÂ?

 

ŞÜHEDA FIŞKIRACAK, TOPRAĞI SIKSAN, ŞÜHEDA.

 

CÂNI, CÂNÂNI, BÜTÜN VARIMI ALSIN DA HÜDA,

 

ETMESİN TEK VATANIMDAN BENİ DÜNYADA CUDA.

 

 

RUHUMUN SENDEN İLAHİ, ŞUDUR ANCAK EMELİ:

 

DEĞMESİN MA'BEDİMİN GÖĞSÜNE NA-MAHREM ELİ.

 

BU EZANLAR - Kİ ŞAHÂDETLERİ DİNİN TEMELİ -

 

EBEDİ YURDUMUN ÜSTÜNDE BENİM İNLEMELİ.

 

 

O ZAMAN VECD İLE BİN SECDE EDER - VARSA - TAŞIM;

 

HER CERîHAMDAN, İLAHî, BOŞANIP KANLI YAŞIM.

 

FIŞKIRIR, RÛH-U MÜCERRET GİBİ YERDEN NA'ŞIM!

 

O ZAMAN YÜKSELEREK ARŞA DEĞER BELKİ BAŞIM!

 

 

DALGALAN SEN DE ŞAFAKLAR GİBİ EY ŞANLI HİLÂL!

 

OLSUN ARTIK DÖKÜLEN KANLARIMIN HEPSİ HELAL!

 

EBEDİYEN SANA YOK, IRKIMA YOK İZMİHLAL!

 

HAKKIDIR, HÜR YAŞAMIŞ BAYRAĞIMIN HÜRRİYET;

 

HAKKIDIR, HAKK'A TAPAN MİLLETİMİN İSTİKLÂL.

 

 

- Mehmet Âkif Ersoy -

 

TBMM'ce Kabulü: 12 Mart 1921

Beste: Osman Zeki Üngör

Bestenin Milli Marş Oluşu: 1930

 

***

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 11 ay sonra...

İstiklal Marşının Mecliste Kabul Edilişi

 

 

 

Konu ilk kez 26 Şubat 1921'de, marşın gazetelerde ilk yayınından 9 gün sonra Meclis'e gelmiştir. Bakanlıktan gelen yazının görüşüldüğü ve seçilen marşların bastırılarak meclis üyelerine dağıtılmasının kararlaştırıldığı görüşmenin tutanağı aynen şöyledir:

 

İstiklâl Marşı Hakkında Maarif Vekâleti'nden Mevrut Tezkere;

 

musterrg9.gif

 

REİS - Efendim, evrakı varideye başlıyoruz. İstiklâl marşı hakkında Maarif Vekâleti'nden mevrut tezkereyi tensip buyurursanız Maarif Encümeni'ne gönderelim.

 

HAMDl NÂMIK B. (İzmit) - Reis Bey müsaade buyurun, bunun içinde Maarif Encümeni'nden bir zatın da bir marşı vardır.

 

YAHYA GALİP B. (Kırşehir)-Efendim İstiklâl Marşı hakkında Maarif Vekâleti'nden gönderilen parçaları tabettirelim.

 

REİS - Efendim, Maarif Encümeni'ne gönderiyoruz. Rüfekayi kiramdan edebiyata merakı olanlar, e'debiyatta ihtisası olan zeval lütfen toplansın, tetkik etsinler.

 

YAHYA GALİP - Tabedilsin, biz de bir defa görelim.

 

BESİM ATALAY B. (Kütahya) - Maarif Encümeni toplansın. Mütalâa edelim. Şûaraya yazılsın, herkesin mütalâaları alınsın efendim.. Mevzuu müzakere olmak için bir tanesinin intihabı lâzımdır, o da tabedilir.

 

HAMDİ NÂMIK B. (İzmit) - Malûmu âliniz Maarif Encümeni'nin Reisi Mehmet Âkîf Bey'in de bir şiiri vardır. Onun için ayrıca bir encümen intihabını teklif ederim.

 

HASAN BASRİ B. (Karesi) - Mehmet Akif o zilleti irtikâp etmez, katiyen ona tenezzül etmez (Gürültüler).

 

HAMDİ NÂMIK B. - Fakat Maarif Encümeni'nin reisidir, bitaraf olmak lâzım gelir. (Gürültüler).

 

REİS - Encümenden geldikten sonra müzakere edersiniz efendim (Gürültüler).

 

HAMDİ NÂMIK B. - Öyle Maarif Encumeni'yle olmaz, bunu erbabı ihtisastan mürekkep bir encümen tetkik etsin.

 

REİS - Maarif Enc ümeni'ne havalesini kabul edenler lütfen el kaldırsın.

 

BESİM ATALAY B. - Olamaz, erbabı ihtisastan müteşekkil bir encümen ister.

 

REİS - Tab'ı tevziini kabul edenler el kaldırsın. İndiriniz ellerinizi, aksini kabul edenler el kaldırsın. Tab ve tevzi edilecektir.

 

 

Tartışmanın özeti, ertesi günkü Hakimiyeti Milliye'nin "Büyük Millet Meclisi" sütununda şu cümlelerle verilmiştir:

 

"Bade [sonra], evrak-ı varidenin müzakeresine başlandı. Maarif Vekâleti'nden gelen istiklâl marşları, Maarif Encümeni'ne havale edilecekken, encümen reisinin de bir marşı olduğu için tabedilerek heyet-i umumiyece tetkiki karargir oldu."

 

 

İlk görüşmeden 3 gün sonra, l martta konu yeniden Meclis'e geldi. O gün ikinci çalışma yılı açılıyordu. Mustafa Kemal, önemli bir konuşma yaptı. Kurtuluş kavgasının içinde bulunduğu zorluklar ve geleceğe, zafere olan güven dile getirildi. Mustafa Kemal'in başkanlığı altında devam eden görüşmelerde Mazhar Müfit Bey'in teklifi üzerine ordu kumandanlarına, Ertuğrul Mebusu Mustafa Kemal Bey'in teklifi üzerine de Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerine birer teşekkür yazısının gönderilmesi kararlaştırıldı.

 

Karesi Mebusu Hasan Basri Bey'in teklifi üzerine de Hamdullah Suphi Bey, İstiklâl Marşı'nı kürsüden okumuş ve bu arada marşlardan hangisinin seçilmesi gerektiği konusunda görüşünü de açıklamıştır.

 

Buna ilişkin görüşmelerin tutanağı aynen şöyledir:

 

Karesi Mebusu Hasan Basri Bey'in, İstiklâl Marşı güftesinin Hamdullah Suphi Bey Tarafından Meclis Kürsüsünden Okunmasına Dair Takriri:

 

REİS PAŞA - Efendim; İki takrir vardır, arkadaşlardan Basri Bey'in Hamdullah Suphi Beyefendi'nin İstiklâl Marşının kürsüden okunmasına dair teklifleri var.

MUHİDDİN BAHA B. (Bursa)- Hangi İstiklal marşı. Basri Bey söylerler mi?

 

BESİN ATALAY B. (Kütahya)- Daha kabul edilmedi efendim, bir encümen teşekkül edecekti.

 

HASAN BASRİ B. (Karesi)- Maarif Vekâleti'nce yedi tanesi intihap edilmiş, bunlardan herhangi birisi okunsun.

 

REİS PAŞA - Maarif Vekâleti'nce intihab edilmiş olanlardan birisinin kıraati tensib ediliyor.

 

MUHİDDİN BAHA B. (Bursa) - Hamdullah Subhi B., Basri B. hangisini isterlerse okusunlar.

 

REİS PAŞA - Efendim Basri Bey'in bu teklifini kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsın... Kabul olunmuştur, efendim.

 

REİS - Hamdullah Suphi Beyefendi buyurun. (Şimdi gelir sesleri). Maatteessüf bu dakika için tehir ediyoruz. Geldikleri zaman söyleriz.

 

Meclis'ten İlk Okunması

 

 

Saruhan Mebusu Reşat Bey'in, Celse Sonunda Karesi Mebusu Abdülgafur Efendi Tarafından Bir Dua İrat Edilmesine Dair Takriri:

 

REİS - Yeni bir takrir var, Saruhan Mebusu Reşat Bey'indir. (Bu mübarek meclisimizin içtimai nihayetinde Abdülgafur Efendi tarafindan bir dua irat buyurulmasını arz ve teklif ederim) diyorlar. (Seriye Vekili Efendi var sesleri). Dua edilmesini kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsın... Kabul edildi.

İstiklâl marşlarından bîr tanesinin kürsüden okunmasına Heyeti Celile karar vermişti.

HAMDULLAH SUPHİ B. (Antalya) - Arkadaşlar, hatırlarsınız Maarif Vekâleti son mücadelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şairlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi. Arada-yedi tanesi en fazla evsafı haiz olarak görülmüş ve ayrılmıştır.

 

SALİH Ef. (Erzurum) - İsimleri nedir?

 

HAMDULLAH SUPHİ B. - Ayrıca arzed ilecektir. Yalnız vekâlet yapmış olduğu tetkikatta fevkalâde kuvvetli bir şiir aramak lüzumunu hissettiği için ben şahsen Mehmet Akif Beyefendi'ye müracaat ettim ve kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Kendileri çok asil bir endişe ile tereddüt gösterdiler.

 

Bilirsiniz ki bu şiirler için bir ikramiye vadedilmiştir halbuki bunu kendi isimlerine takrib etmek arzusunda bulunmadıklarını ve bundan çekindiklerini izhar ettiler. Ben şahsen müracaat ettim. Lâzımgelen tedabiri alırız ve icabeden ilânı yaparız dedim. Bu şartla büyük dini şairimiz bize fevkalâde nefis bir şiir gönderdiler. Diğer altı şiirle beraber nazarı tetkikinize arzedeceğiz. İntihab size aittir. Arkadaşlar reyimi ihsas ediyorum. Beğenmek, takdir etmek hususunda haizi hürriyetim. İntihabımı yapmışım, fakat sizin intihabınız benim intihabımı nakzedebilir. Arkadaşlar bu size aittir efendim.

 

musterrg9.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İstiklal Marşı Belgeseli

http://www.youtube.com/watch?v=nZe4PJs0YUc

 

musterir4.gif

 

 

Meclis'ten Kabulü

 

MAARİF VEKİLİ HAMDULLAH SUPHİ B. - Arkadaşlar, İstiklâl marşları hakkında Vekâlet tarafından vâki olan davet üzerine ne kadar marş elimize geçmiş ise bunları bir encümen marifetiyle tetkik ettirdik, neticeyi Heyeti Celilenize arzettik. Bunları görmek arzu buyurdunuz.

 

Matbu olarak tevzi edildi efendim. Bir nokta üzerine nazarı dikkatinizi celbetmek isterim. Bu İstiklâl marşları tarafı âlinizden tetkik edildikten sonra intihabınız hangi şiir üzerinde temerküz ederse ikinci bir muamele daha yapılacaktır. Bestekârlara yollayacağız, bestekârlar dahi bize muhtelif besteler yollayacaklardır. Onlar arasında bir intihab daha yapılacaktır.

 

Anadolu mücadelesi uzun müddetlerden beri devam ediyor, bunu ifade etmek, bunun ruhunu söyletmek üzere yazılmış olan bu şiirler ne kadar evvel bir karara iktiran ederse şüphesiz kî daha fazla müstefit oluruz.

 

Heyeti celilenizden istirham ediyorum. Şiirler mütalâa edilmiştir. Bunu bir heyete mi, bir encümene mi verirsiniz? Heyeti Umumiye'ce bir karara mı raptedersiniz? Ne arzu buyurursanız yapınız.

 

REİS - Maarif Vekâleti bu İstiklâl Marşının bugün ruznameye alınarak müzakeresini arzu ediyor. Bugün müzekeresini kabul eden lütfen el kaldırsın. Kabul edildi efendim.

 

MUHİTTİN BAHA B. (Bursa) - Muhterem efendiler, söyleyeceğim sözlerin yanlış anlaşılmamasını, bir maksadı mahsusa hamledilmemesini teminen iptidaen bir hakikatten bahsedeceğim; bu mîllî marş müsabakası ilân edildiği zaman müsabakaya ben de iştirak etmek istedim. Fakat bu mesele öyle bir cereyan almıştır ki bendeniz bu müsabaka işinden sarfınazar ediyorum. (M) İmzalı şiir bendenizindir. Bunu ithal buyurmayınız.

 

Gene Kemalettin Kami namında biri vardır ki avnı sebepten dolayı gazetemizde kendi şiirini geriye almıştır. Bunun üzerine mütalâanızı beyan buyurursunuz. Bir Encümeni edebî mi teşkil edersiniz, ne yapılacaktır? Ona göre.

 

REİS - Burada bir mesele var. İstiklâl marşlarını doğrudan doğruya Heyeti Umumiye'de müzakere ederek bir karar mı vereceksiniz, yoksa bir encümene mi havale edeceksiniz?

 

YAHYA GALİP B. (Kırşehir)- Burada olsun, hepimiz anlarız.

 

BESİM ATALAY B. (Kütahya) - Efendim, şiirler iki türlüdür. Ya hislerin mâkesidir, yahut derin veyahut ağlatıcı bir ruhun, ağlatıcı bir galeyanın aksidir. Şiir bu iki şekil üzerine doğarsa makbul ve muteberdir. Dünyada o şiirlerdir ki halk arasında yaşar. Ya yüksek ve bedii bir histen doğar, ya muhrik bir helecandan doğar. Böyle olmayıp da ısmarlama tarikiyle yazılırsa bu şiirler yaşamaz. Efendiler, bizim Cezayir Marşımız vardır. Bu; halk arasında yaşıyor.

 

Bu müsabaka ile yazılmamıştır. Bu; ağlayan bir ruhun, eline silâhını alarak düşmana koşan, vatanına koşan bir ruhun hissiyatını terennüm eder. Marseyyez'in nasıl söylendiğini bilirsiniz.

 

İnkılâbı Kebir esnasında -silâhını almış- koşan bir gencin söylediği şiir birden bire taammüm etmiştir. Evvelâ bu gibi şiirlerin memleketin mâruz kaldığı felâketlere -ağlayarak, titreyerek-evvelâ güftesi değil, bestesi söylenir. Ismarlama şiirlere verilecek memleketin parası yoktur.

 

HAMDULLAH SUPHİ B. (Antalya) - Arkadaşlar, bir hata üzerine, bir galatı rüyet üzerine dikkati âlinizi celbetmek isterim.

 

Bilhassa para meselesi ile bu şiirler arasında bir münasebet bulmak, gayet yanlış bir noktai nazardır. Memleketin kuvayi maddiyesi ve mâneviyesi vardır. İstihlâsı vatan mücadelesini yapan milletin vekilleri, onun vekillerinin vekilleri halkın heyecanını ifade etmek üzere memleketin şairlerine müracaat etmiştir. Bu şairler ilk defa şiirlerini yazmamıştır.

 

Arkadaşlar, bize şiirlerini yollayan şairler, seneler arasında bütün memleketin kederlerini, ıstıraplarını, bütün mefahirini söyleyen şiirler yazmışlardır. Demek para mukabilinde şiir mevzuubahis değildir. Biz halkın ruhunu, heyecanını ifade eden şiirler yazmaları için şairlerimize müracaat ettik. Hiçbirisi para hakkında bir şey söylememiştir. Geçen defa işaret ettiğim üzere nazarı dikkatinizi celbediyorum: Mehmet Akif Belki bu, şairler arasında para meselesinden kaçınan arkadaşlarımızdan birisidir- zaten senelerden beri en yüksek ve en ilâhi bir belâgatle yazmıştır. Yeniden yazmaktan çekinmesi; bazılarının hatırına para gelir, diye korkmasındandır ve ona binaen yazmamıştır.

 

Ben gelen şiirleri okuduktan sonra, bu işte vazifedar ettiğiniz bir arkadaşınız sıfatiyle, arzu ettim ki bir kuvvetîi şiir daha bulunsun ve kendilerine müracaat ettim. Bunun üzerine kendileri de şiir yazdılar, gönderdiler. Besim Atalay Bey'in halk şiirlerinin -bilhassa büyük vakayii milliyeye taallûk eden şiirlerin- bir siparişi mahsus üzerine doğmadığı sözü gayet vârittir. Yalnız bizim şimdiye kadar mevcut olan şiirlerimizin bugünkü mücadelemizi ifade etmiyorsa şairlerimizin. kendi duygularını ifade etmeleri katiyen doğru değildir.

 

Kendileri şu noktada haklıdırlar: Bütün şiirler ve millî şiirler cihanın en mâruf olan şiirleri, halk hareketleri arasından doğmuş olan şiirlerdir. Fakat itiraf ederim ki, bu şiirler aramızda daha. doğmamıştır. Doğmasını arzu etmek bizim için bir vazifedir. Şairlerimize müracaat ettik ve bize çok güzel şiirler yazdılar. Bu şiirler arasında intihap hakkı Heyeti Âliye'nize aittir. Şiirleri okuyunuz. Ben istirham ediyorum ki bir an evvel bu şiirin bestelenmesi için bir karar ittihaz ediniz ve bütün milletin lisanına geçmesi için istical buyurunuz, bir karar veriniz, tebliğ ediniz, ben de mesaimin ikinci kısmına geçeyim.

Dr. SUAT B. (Kastamonu) - Beyler, esasen mesleğim şiirle edebiyatla iştigale müsait değildir. Bu itibarla arzedeceğim izahatı şiir ve edebiyat tenkidatı gibi arzetmeyeceğim. Ancak Hamdullah Suphi Beyefendi geçenlerde bu kürsüde, bu şiirleri inşat ettiği vakit, Meclîs'te büyük bir gürültü olmuştu. Ondan.anlaşılıyordu ki İstiklâl Marşı olarak bu şiirlerden birisinin intihap edilmesini teklif ederlerse çok güzel bir şey olacak. Bendeniz Akif Bey'in diğer eserlerini de okumuşum. Esasen bir marş; bir milletin heyecanlarını, tahassüsatını terennüm etmek itibariyle kıymetli ise, Akif Bey'in son yaptığı İstiklâl Marşı'ndan evvel inşat etmiş olduğu şiirler, zaten bidayeti inşadından çok evvel bizim hissiyatımızı, tahassüsatımızı ifade etmiştir. Kendisinin, memleketin tahaşsüsatına karşı ne kadar kuvvetli bir kudreti şiiriyesi olduğunu ve Garp ve Şark âlemi hakkındaki tahassüsatımn en güzel numunelerini (Safahat) ismindeki eserleri gösterir. Bu itibarla bu kahramanı edebıi tebcil etmemek elden gelmez.

 

Bendeniz kendi namıma Mehmet Âkİf Bey'in büyük bir unvan ile tertip ettiği eseri tetkik etmek istemern.Tahsisen bu meselede bunların içinde yazmış olduğu marşların en güzeli İstiklâl Marşı'dır ve bundan evvel de Meclis'te büyük bir vecd uyandırmıştır. Onun için durudiraz mütalâa etmeksizin bunun tasvip edilmesini teklifederim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HACI TEVFİK Ef. (Kângırı) - Efendiler, bendeniz bu şiirin bu hakikat kürsülerine nasıl çıktığına tahayyür ediyorum. Bunu Meclisi Maarif kendisi intihap eder, kendisi tercih eder, kendisi yapar. Gerçi şiir bir meziyettir, gerçi şiir bir ziverdir, lâkin bir hayaldir. Bu kürsü hakikata çıkması doğru değildir: Eğer tercih lâzım geliyorsa Akif Bey'in şiiri gayet güzel yazılmıştır. Lâkin biz bugün âşiyanda değiliz. Millet Meclisi'nin kürsüsünde olduğumuzu unutmayalım, bunu Maarif Encümeni kendisi mütalâa etsin, kendisi takdir etsin, kendisi tercih etsin. (Doğru sesleri).

 

TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Arkadaşlar mesele gayet mühimdir. Eğer bu marş milletin ruhunu kavrayabilecek bir marş ise onda ufacık bir yakışıksızlık diyelim, sonra o marş için pek büyük düşüklük verir. Biraz serbest söyleyemiyorum, kusura bakmayınız. Burada edebî tenkidata girişecek değilim. Binaenaleyh yalnız fikrimi kısaca arzedeceğim. Katiyen Hamdullah Suphi Bey'in isticaline iştirak edemem (Biz ederiz sesleri). Edemem; zira bir kere bu marş milletin ruhundan doğma bir marş değildir. Besim Atalay Bey'in hakkı vardır. Milletin ruhuna tercüman olacak bir marş olmalı. (Gürültüler). Müsaade buyurunuz.

 

REİS - Kesmeyelim, böyle müzakere edemeyiz ki...

 

TUN ALI HİLMİ B. (Bolu) (Devamla) - Bu o kadar müzakereye kayıktır ki siz takdir edemezsiniz.

 

REFİK ŞEVKET B. (Saruhan) - Reis Bey usulü müzakere hakkında söz isterim. Müsaade buyurur musunuz? Şiirler sahiplerinin malıdır. Beğenirsek rey veririz, beğenmezsek rey vermeyiz. Herkesin muhterem şahsiyetine tecavüz etmeyerek kabul edelim veyahut etmeyelim, rica ederim.

TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Gerek şu şiire ve gerek şu manzumelere karşı bir şey söyledim mi ki böyle söylüyorsunuz? İsim zikretmedim. İyi dinleyiniz, kulaklarınızı açınız. Arkadaşlar istirham ederim! Bunu, bir encümeni mahsusu edebî teşkil edelim, oraya havale edelim, bu manzumelerin birini intihap etsin. Asıl ruhî mesele buradadır... O encümeni mahsus intihab ettiği manzumenin sahibini çağırır, der ki ona, şu mısraı terkederseniz veya şu mealde tebdil ederseniz ve şu kelimenin bununla tebdili elzemdir, o zaman o manzume daha iyi olur. İstirham ederim, bu noktaya dikkat buyurunuz. Arkadaşlar manzumenin bastan başa iyi olmasını bütün samimiyetle arzu ediyorum ve bu teklifte bulunuyorum. (Gürültüler) Müsaade buyurunuz bana biri imzalı, biri imzasız iki mektup geldi. Bu mektupta deniliyor ki; Diğer verilmiş olan manzumeleri de okuyunuz, onların içinde; intihap edilmiş olanlardan daha muvafıkı vardır. (Handeler) (Memiş Çavuş sesleri) Sahibi mektup Garp Ordusu'na gitti. İmzasiyle gösterebilirim.

 

Arkadaşlar tekrar ısrar ediyorum, bir encümeni mahsusu edibi teşkil edilmelidir ve intihap onun reyine bırakılmalıdır. (Hayır, hayır sesleri) (Gürültüler)

 

REİS - Efendim müsaade buyurunuz. Trabzon Mebusu Celâl Bey'in İstiklâl Marşı ile bir takriri var."Riyaseti Celiliye

Mingayrihaddin karaladığım gayrimatbu İstiklâl Marşı'nın Meclisi Âli huzurunda kıraet olunmasını teklif eylerim.

 

Trabzon Mebusu Celâl"

 

REİS - Müsaade buyurunuz rica ederim. Zannediyorum ki, bu Heyeti Celilelerine dağıtılan manzumeler müddeti muayyene zarfında toplanıp da şimdi intihap edilenlerdir. Bunun müsabakaya ithali kabil midir efendim? (Hayır, hayır sesleri).

İHSAN B. (Cebelibereket) - Şekil aramıyoruz. İyi ise dinleyelim (Muvafık sesleri).

 

REİS - Efendim müsaade buyurunuz. Tekrar ediyorum. Muayyen bir zaman zarfinda marş müsabakası ilân edildi. Onlardan Maarif Vekâleti intihap etmiş, göndermiş. Şimdi bu gönderdiği marşlardan birinin intihabını Heyeti Umumiye'de kendisi takip ediyor ve müzakere ediyoruz. Bu meyanda birisi bir marş gönderiyor. Bunu kabul ettikten sonra yarın vâki olacak müracaatları da reddedemeyeceğiz.

REFİK B. (Konya) - Nasıl reddedeceksiniz? İlânihaye devam edecektir.

 

İHSAN B. (Cebelibereket) - Marş lâzımdır. Hangisi güzel olursa o lâzımdır.

 

REİS- Bu marşın okunmasını kabul buyuranlar lütfen el kaldırsın... Kabul edilmedi efendim.

 

HAMDİ NAMIK B. (İzmit) - Efendiler, millî bir marş yapmak ihtiyacı hâsıl olmuş. Maarif Vekili şairleri müsabakaya davet etmiş, birçok şiirler içerisinden birkaç parça intihap ve tabedilmiş. Bendeniz anlamıyorum. Bu bir Meclisi Milli işi midir? Bir encümeni edebî işi midir? (Millet işidir sesleri). Mîllet işidir. Şüphesiz efendiler, fakat malûmu âliniz şiir meselesi bîr sanat meselesidir, Eğer bunu tercih etmek hakkını biz deruhde ediyorsak aram ızda şiirle tevvegul [?] etmiş arkadaşlarımızdan bir encümeni edebî teşkil edelim, onlar tetkik etsinler. Geçen gün bu maksatla söylediğim bir söz suitelâkkiye uğramıştır. Binaenaleyh eğer bunun tetkiki için içimizden bir encümen teşkil etmiyecek olursak o hak doğrudan doğruya Maarif Vekâleti'ne aittir, noktai nazarını izah etsin ya kabul edersiniz, yahut kabul etmezsiniz. Bunun uzun uzadıya sürünmesine hacet yoktur (Gürültüler).

 

MAARİF VEKİLİ HAMDULLAH SUPHİ B. - Arkadaşlar! Refik Şevket Bey'in sözünü tekrar ediyorum. Bu şiirler mevzuubahis olduğu vakit lüzumsuz yere, hatta arzumuz hilâfinda şiirler yazmış olan arkadaşlarımız için böyle bir söz buradan çıkmamalıdır. Bahusus ki, arkadaşlar ısmarlama sözü ve halkın tercümanı olmaz sözü yanlıştır. Çünkü halkın mümessilleri olan sizlerin huzurunda okunan şiirin Heyeti Aliyeniz üzerindeki âzami tesirine bendeniz de şahit oldum. Eğer halk üzerine olan tesirini anlamak için kendi kalbimizden başka miyarınız varsa o başkadır. Eğer halkın teessürünü kendimiz anlayacak olursak halkın kalbini de anlamış oluruz. Şimdi arkadaşlar bendeniz diyeceğim ki: Yeni bir encümeni edebiye havale edersek bir fayda mutasavver olabilir. Eğer encümen kararını verip bitirecek ise. Fakat zannediyorum Meclisinizin verdiği karar ve ısrar ettiği nokta, kendisinin bu işi halletmesidir. O halele encümenden çıkıp yine heyetinize gelecektir. Yine bu vaziyet hâsıl olacaktır. O halde burada yedi tane şiir vardır, Riyaset bunları ayrı ayn reye vaz'etsin, hangisi tarafınızdan mazharı takdir olursa onu kabul edersiniz. (Doğru sesleri).

 

REİS- Efendim müzakerenin kifayetine dair takrirler vardır. Müzakerenin kifayetini reye koyacağım. Müzakereyi kâfi görenler lütfen el kaldırsın... Kabul edildi. Kırşehir Mebusu Yahya Galip Bey'in bir takriri var.

" Riyaseti Celileye Muhittin Bey'in inşad ettikleri marşın kürsüde taraflarından okunmasını teklif eylerim.

12 Mart 1337 Kırşehir Mebusu Yahya Galip"

 

REİS- Kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın...Kabul edilmedi efendim. Efendim Muş Mebusu Abdülgani Bey'in bir takriri vardır. "Riyaseti Celileye İstiklâl Marşı Maarif Vekâleti'nce müsabakaya vaz'edilmiş ve intihabı yine Vekâleti mezbureye ait bulunmuş olduğundan ve Meclisi Ali bir meclisi edebî olmadığından intihabının dahi Maarif Vekâleti'ne ait olduğunu arz ve teklifeylerim.

 

 

 

12 Mart 1337 Muş Mebusu Abdülgani"

 

REİS - Kabul edenler lütfen el kaldırsın... Kabul edilmedi efendim. Efendim Saruhan Mebusu Avni Bey'in takriri var.

 

"Riyaseti Celileye İstiklâl Marşı vatanî bir parça olmakla beraber her halde şayanı teslimdir ki şiiri, musikisi, vatanî olması lâzımgelen bu marşın tetkiki her halde bir ihtisas ve ehli hibre meselesidir. Binaenaleyh, bu marşın tefrik ve kabulü için erbabı ihtisastan mürekkep bir encümene tevdii ve badehu bestelenmesini teklif eylerim.

 

12 Mart 1337 Saruhan Mebusu Avni"

 

REİS - Efendim bu teklifi kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Kabul edilmedi. Şimdi efendim müzakerenin kifayetine dair muhtelif takrirler var. Yahut her marşı Heyeti Âliyenizin reyine koyalım.

HASAN BASRİ B. (Karesi) - Reis Bey! Bizim bir takririmiz vardır. Suat Bey'in de bir takriri var.

 

REİS- Meclisi Âli reyini ne suretle izhar ederse ondan sonra anlaşılacaktır.

 

"Riyaseti Celîleye

 

Müzakerenin kifayetini ve Mehmet Akif Bey'in İstiklâl Marşı'nın kabulünü teklif ederim.

 

12 Mart 1337 Kastamonu Mebusu Dr. Suat"

 

"Riyasete İstiklâl Marşı'nın şubelerce teşkil edilecek bir encümeni mahsus tarafından tetkik ve tasdik olunmasını teklif ederim.

 

12 Mart 1337 Bolu Mebusu Tunalı Hilmi"

 

REİS - Bu takriri kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Reddolundu.

"Riyaseti Celileye Şiirin besteye gelip gelmemesi meselesi vardır. Şuara ve bestekârlardan mürekkep bir encümen teşkilini teklif eylerim.

 

12 Mart 1337 Ertuğrul Mebusu Necip"

 

REİS - Aynı mealde birçok takrirler vardır. Necip Bey'in takririni kabul edenler lütfen ellerini kaldırsın. Reddedildi.

 

"Riyaseti Celileye Bütün Meclis'in ve halkın takdiratını celbeden Mehmet Akif Beyefendi'nin şiirinin tercihan kabulünü teklif ederim.

 

12 Mart 1337 Karesi Mebusu H. Basri"

 

"Riyaseti Celileye

 

İstiklâl marşlarını matbu varakalarda hepimiz ayn ayrı tetkik ettiğimiz için encümene havalesine lüzum yoktur. Mehmet Akif Bey'e ait olanının Miîlî Marş olarak kabulünü teklif ederim.

 

12 Mart 1337 Bursa Mebusu Operatör Emin"

 

"Riyaseti Celileye

 

Kaffei ervahı İslâm üzerinde kıraati heyecanlar tevlit edecek derecede icazkâr olan büyük İslâm Şairi Mehmet Akif Bey'in marşının takdiren kabulünü teklif eylerim.

 

12 Mart 1337 Bitlis Mebusu Yusuf Ziya"

 

" Riyaseti Celileye

 

Ötedenberi İslâmın ruhnevaz şairi Akif Bey efendi'nin İstiklâl Marşı her veçhile müreccah ve Meclisi Âli'nin ruhu mâneviyesine evfak olmakla kabul edilmesini teklif ederim.

 

12 Mart 1337 İsparta Mebusu İbrahim"

 

"Riyaseti Celileye

 

Mehmet Akif Bey tarafından inşat edilen marşın kendi tarafından kürsüde kıraat edilmesini teklif eylerim.

 

12 Mart 1337 Kırşehir Mebusu Yahya Galip"

 

REİS - Bu takrirlerin hepsi Mehmet Akif Bey'in şiirinin kabulünü mutazammındır. (Reye sesleri). Müsaade buyurunuz, rica ederim müsaade buyurunuz efendiler.

 

TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Reis Bey müsaade buyurursanız Mehmet Akif Bey'in marşının reye vaz'ından evvel bendeniz ufacık birsey rica edeceğim. Tebdil edilmesi ihtimali vardır.

 

REİS- Müzakere bitmiştir efendim rica ederim.

 

SALİH Ef. (Erzurum) - Bendeniz bîr şey arzedeceğim.

 

REİS - Müzakere bitmiştir. MaarifVekâleti'nin teklifi vardır. Her marşı ayrı ayrı reye koyunuz dîye teklif etmişlerdi. Her marşın ayrı ayrı reye vaz'ını kabul buyuranlar lütfen el kaldırsın. Kabul edilmedi. O halde bu takrirleri reye koyacağız. Basri Bey'in takririni reye koyuyorum (Basri Bey'in takriri tekrar okundu).

REİS- Basri Bey'in takririni kabul buyuranlar ellerini kaldırsın. Kabul edildi efendim (Gürültüler ve ret sadalan).

REFİK ŞEVKET B. (Saruhan) - Reis Bey! Mehmet Akif Bey'in şiirinin aleyhinde bulunanlar da ellerini kaldırsın ki ona göre muhaliflerin miktarı anlaşılsın. (Muvafıktır, anlaşılsın sadaları).

 

REİS - Bu takriri kabul edenler, yani Mehmet Akif Beyefendi tarafından yazılan marşın İstiklâl Marşı olmak üzere tanınmasını kabul edenler lütfen el kaldırsın. Ekseriyeti azime ile kabul edildi.

MÜFİT Ef. (Kırşehir) - Reis Bey yalnız bir şey arzedeceğim. Hamdullah Suphi Bey'in bu marşı bu kürsüden bir daha okumasını rica ediyorum. (Gürültüler).

 

REFİK B. (Konya) - Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklâl Marşı'nın ayakta okunmasını teklif ediyorum.

 

REİS - Müsaade buyurursunuz efendim. Heyeti muhtereme bu marşı kabul ettiğinden tabiî resmî bir İstiklâl Marsı olarak tanınmıştır. Binaenaleyh ayakta dinlememiz icabeder. Buyurunuz efendiler.

 

musterir4.gif

ozmena.com

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...
  • 2 ay sonra...
  • 3 ay sonra...

38496268ew9rb8.jpg

Osman Zeki Üngör

İstiklal Marşı’nın bestecisi ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın ilk şefi Osman Zeki Üngör 28 Şubat 1958’de

 

İstanbul’da vefat etti.

 

Santuri Hilmi Bey’in torunu olan Osman Zeki Üngör 1880’de Üsküdar’da doğdu. 11 yaşındayken saray

 

mızıkasına yazdırıldı. Hüseyin Bey’den keman dersleri ve Safvet Bey (Atabinen) ile D’Aronda Paşa’dan nazariyat dersleri

 

aldı.Daha sonra Senfoni Orkestrası’nda baş kemancı ve Saray Orkestrası şefi oldu. Ayrıca yaylı çalgılar bölümü

 

öğretmenliği ile İstanbul Erkek Öğretmen Okulu’nda uzun süre müzik öğretmenliği yaptı. I. Dünya Savaşı sırasında, birçok

 

Avrupa ülkesinde Kızılhaç yararına konserler veren Osman Zeki Üngör 1926’da Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası’nın

 

şefliğini ve kendisinin kurduğu Musiki Muallim Mektebi’nin müdürlüğünü yaptı. Kolundaki rahatsızlık nedeniyle 1934’te

 

emekliye ayrıldı. İstiklal Marşı’nın yanı sıra çoğunluğu marş türünde birçok bestesi bulunan sanatçının cenazesi askeri

 

bando tarafından İstiklal Marşı çalınarak Karacaahmet’te toprağa verildi

 

 

insiyakimilliimnotasg6.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

İstiklâl Marşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Milli marşıdır.

 

Marşın sözlerini Mehmet Akif ERSOY yazmış, bestesini Zeki ÜNGÖR.

 

Türk Kurtuluş Savaşı'nın en çetin döneminde, bir millî marşa duyulan gereksinmeyi göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı,

 

1921 yılında bunun için bir şiir yarışması düzenledi.

 

Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Kazanacak şiire para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi. Ama

 

millî eğitim bakanı Hamdullah Suphi'nin (TANRIÖVER) ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla o da şiirini gönderdi.

 

Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif'in 20 Şubat 1921'de yazdığı "Kahraman Ordumuza" sungusunu taşıyan şiiri

 

12 Mart 1921 günü büyük çoğunlukla TBMM'nce İstiklâl Marşı kabul edildi.

 

Aynı yıl bir de beste yarışması açıldı, ama kesin bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı'nca Ali Rıfat

 

ÇAĞATAY’ın (1867–1935) bestesi uygun görülerek okullara duyuruldu. 1924'ten 1930'a kadar marş bu beste ile çalındı. O

 

yıl bunun yerini, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki ÜNGÖR'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste aldı.

 

Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Marşı'nda, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve

 

özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Şiirin bütünü, dörtlükler

 

halinde yazılmış kırk bir dizedir. Sonuncu bölük beş dize.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İstiklal Marşı'nın ilk bestesinin taş plağı

 

Kayseri'de bir koleksiyoncuda, İstiklal Marşı'nın ilk bestesinin taş plağı ile şu anda kullanılan ikinci bestesinin uzunçaları

 

bulunuyor.

 

Kayseri Enstitüsü Başkanı ve tarih araştırmacısı Faruk Yaman, koleksiyonunda Osmanlı Dönemine ait 3 bin dolayında

 

tarihi el yazması kitap ve tarihi belge bulunduğunu, İstiklal Marşı ile ilgili iki ayrı plağın ise en değerli eserleri arasında yer

 

aldığını anlattı.

 

Yaman, 1921 yılında Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan İstiklal Marşı'nın iki ayrı bestesinin kullanıldığını belirterek şu

 

bilgileri verdi:

 

 

"İstiklal Marşı kabul edildikten sonra, bu marşa uygun beste arandı. İstiklal Marşı'nın ilk bestesi 1924 yılında Ali Rifat

 

Çağatay'ın yaptığı beste oldu. Biraz alaturka müzik türünde olan ilk beste, 1930 yılına kadar kullanıldı.

 

Cumhurbaşkanlığı Orkestrasi Şefi olan Zeki Öngör'ün İstiklal Marşı için 1922 yılında yaptığı beste ise 1930 yılında resmen

kabul edildi ve halen bu beste kullanılıyor."

 

 

Yaman, koleksiyonunda İstiklal Marşı ile ilgili iki plağın da yer aldığını ifade ederek, "Ali Rifat Çağatay'ın yaptığı ilk

 

bestenin taş plağı, Almanya'da bastırılıp İstanbul'da satışa sunulmuş.

 

Günümüzde çok nadir olarak bulunan, gramofonlarda çalınabilen bu plağın diğer yüzünde ise Sakarya Marşı yer alıyor.

 

Zeki Öngör tarafından bestelenen ve 1930 yılından beri kullandığımız İstiklal Marşı'nın ikinci bestesinin plağı ise

 

Cumhuriyetin 50'nci yılı nedeniyle 1973 yılında Kültür Bakanlığı tarafından uzun çalar olarak hazırlanmış.

 

Bu uzunçalar, o dönemde tüm resmi kurumlara ve okullara gönderilmiş. Artık günümüzde taş plak ve uzunçalar plak

 

üretimi yapılmadığı için bu tür plaklar da ancak koleksiyoncularda bulunabiliyor" dedi.

 

 

Yaman, elindeki İstiklal Marşı besteleriyle ilgili iki kıymetli plağa, çok sayıda koleksiyoncunun yüksek fiyat vererek satın

 

almak istediğini ancak kendisinin koleksiyonundaki hiçbir eseri satmadığını da ifade etti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 ay sonra...

İstiklal Marşı’nın 12 versiyonu bu konserde

Cumhuriyet’in notaları yeniden hayat buluyor. Bu akşam Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın vereceği konserde

 

12 farklı İstiklal Marşı bestesi ilk kez seslendirilecek.

 

Tekfen Vakfı, araştırmacı-yazar Mehmet Altun ile Cumhuriyet’imizin 85. yılında tarihin tozlu sayfalarında unutulan

 

12 milli marş bestesini ilk kez bir araya getirdi.

 

1921 yılında, İstiklal Marşı için açılan beste yarışmasına katılan eserler,

 

24 Ekim 2008 tarihinde İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek özel bir konserle seslendirilecek.

Mehmet Akif Ersoy’un Milli Mücadele Dönemi’nde kaleme aldığı şiirin 12 Mart 1921 tarihinde milli marş güftesi olarak kabulünün ardından

 

bu sözler için açılan beste yarışmasına katılan eserler, 87 yıl sonra ile ilk kez bir araya geliyor.

 

Araştırmacı - yazar Mehmet Altun ve ekibinin resmi ve özel arşivlerde yürüttüğü uzun süreli çalışmalar sonucunda,

 

yarışmaya katıldığı tespit edilen bestelerden 11 tanesinin orijinal notalarına ulaşıldı.

 

Kazım Karabekir Paşa’nın yine aynı dönemde ancak yarışma dışı bestelediği, güftesi de kendisine ait

 

"Türk Yılmaz" adlı eseri de 12’nci marş olarak diğer eserlerin yanında yerini aldı. Notaların orkestra aranjmanları, projenin sanat danışmanı ve aynı

 

zamanda bestecilerinden biri olan Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı Kompozisyon ve

 

Orkestra Şefliği Anasanat Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Uçarsu önderliğinde, çağdaş Türk müziğini başarıyla temsil eden

 

günümüz sanatçıları; Nevit Kodallı, Çetin Işıközlü, Emre Aracı, Hüseyin Sermet, Betin Güneş, Turgay Erdener, Özkan Manav, Ayşe Önder, Ertuğ

 

Korkmaz tarafından özüne sadık kalınarak hazırlandı.

 

 

 

294075ob3.jpg

 

 

 

 

TEKFEN'DEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KURUCULARINA ANLAMLI BİR ARMAĞAN

1 Güfte, 12 Beste

 

Tekfen Holding, cumhuriyetin 85. yılında çok konuşulacak ve iz bırakacak bir projeye imza atıyor.

 

24 Ekim 2008 akşamı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda Tekfen Filarmoni Orkestrası'nın vereceği konserde, 12 farklı İstiklal Marşı bestesi geniş bir izleyici kitlesi karşısında ilk kez seslendirilecek.

 

Konserle eşzamanlı olarak yayımlanacak kitap, İstiklal Marşı'nın ilginç öyküsünü gözler önüne serecek.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu besteler, Tekfen Filarmoni Orkestrası tarafından 24 Ekim 2008 tarihinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek Cumhuriyet

 

konseri ile sanatseverlerle buluşacak.

 

Şef Saim Akçıl yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası ile birlikte, TRT İstanbul Gençlik Korosu, Şenol Talınlı (tenor), Sumru Ağıryürüyen (vokal)

 

Hüseyin Sermet (piyano), Ercan Irmak (ney), Göksel Baktagir (kanun), ve Yurdal Tokçan (ut) gibi usta isimler konserde sahne alacak.

 

Kapanışı resmi İstiklal Marşımız ile yapılacak gecede, o dönemin atmosferini seyirciye daha iyi hissettirmek amacıyla eserler arası geçişlerde, tiyatro

 

yönetmeni Yücel Erten’in sahneye koyduğu narasyon ve anekdotlara da yer verilecek.

 

Bu sayede Milli Mücadele Dönemi’nin duyguları Arsen Gürzap ve Yetkin Dikinciler’in anlatımıyla yeniden yaşatılmış olacak.

 

Konserden elde edilen gelir Tekfen Vakfı’nın eğitim bursu fonuna aktarılacak.

 

 

294076or1.jpg

 

ESKİ MİLLİ MARŞLAR YENİDEN YORUMLANIYOR

 

Mehmet Altun ve ekibinin resmi ve özel arşivlerde yürüttüğü kapsamlı çalışmalar sonunda, yarışmada değerlendirmeye tabi tututlan

 

55 besteden 11 tanesinin notası bir araya getirildi. Bu eserler arasında Lem’i Atlı’nın notaları ise ilk kez ortaya çıkarıldı.

 

 

Notaların ulaşıldığı kaynaklar:

 

 

İsmail Zühdü Bey’in notaları Osmanlı Arşivi’nden, Abdülkadir Töre’nin notaları kendi yazdığı Usul-i Talim-i Keman adlı kitabın orijinalinden, Osman Zeki

 

Bey’in notaları yarışmaya gönderildiği sırada yayımlandığı Dergâh adlı dergiden, İsmail Hakkı Bey’in notalarına Prof. Dr. Nuri Özcan’ın arşivinden, Mehmet

Zati, Kemani Mustafa, İsmail Hakkı, Ali Rıfat Beylerin notaları ise sahaflardan elde edildi.

 

Gün ışığına çıkan Milli Mücadele Dönemi’nin bu unutulan notaları sadece konserle değil, hazırlamakta olan kitapla da tüm meraklılarıyla paylaşılacak.

 

Mehmet Altun’un kaleme aldığı kitapta, Milli Marş’ın seçilmesi öncesinde Millet Meclisi tutanaklarına geçmiş hararetli tartışmalardan gazetelere konu

 

olmuş ilginç haberlere, bestecilere ait anekdotlardan farklı yorum ve önerilere kadar bugüne kadar

 

bilinmeyen birçok ilginç bilgi ve belge ile birlikte yarışmaya katılan bestelerin hikâyesi de yer alacak.

 

Projeye, NTV, Toros Tarım, Temsa Global, AMB Production, Ofset Yapımevi de katkıda bulundu.

 

KONSER KÜNYESİ

Şef Saim Akçıl yönetiminde Tekfen Filarmoni Orkestrası

Sahneleyen: Yücel Erten

 

TRT İstanbul Gençlik Korosu

Arsen Gürzap, Yetkin Dikinciler - Narasyon

Şenol Talınlı - Tenor

Sumru Ağıryürüyen - Vokal

Hüseyin Sermet - Piyano

Ercan Irmak - Ney

Göksel Baktagir - Kanun

Yurdal Tokcan - Ut

 

Tarih: 24.10.2008 / 20:30

Yer: Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı

Biletler: 75 YTL - 50 YTL - 30 YTL (öğrenci & emekli) Biletix’te

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

air847355988ug9.jpg

 

 

'Milli Şairimiz'e 72. yıl dönümü konseri !

Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstiklal Marşı'nın Şairi Mehmet Akif Ersoy'un vefatının 72. yılı nedeniyle ''Bestelenmiş Mehmet Akif Şiirleri''

 

konseri düzenleyecek.

 

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, 27 Aralık'ta Milli Kütüphane Başkanlığı Konferans Salonu'ndaki konserde,

 

eserlerin İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu tarafından seslendirileceği bildirildi.

 

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın Mehmet Akif Ersoy'a ilişkin düşüncelerine de yer verilen açıklamada, Bakan Günay'ın şu sözleri aktarıldı:

 

''Mehmet Akif, büyük bir şair olmanın ötesinde büyük bir erdem örneği ve gerçek bir eğitimcidir.

 

Mehmet Akif Ersoy, hayatının her safhasında çevresine rehberlik ederek hep gelişmeci, ilerici bir çizgiyi temsil etmiştir.

 

Bakanlık olarak biz de onu vefatının 72. yılında, aziz hatırasına yakışır bir şekilde, ardında bıraktığı eserlerle anmak istedik.

 

Onun bestelenmiş şiirlerinden oluşan konser, ona duyduğumuz şükranın sadece küçük bir gösterisidir.''

 

Sanat yönetmenliğini Dr. Murat S. Tokaç'ın yapacağı konsere, Bakan Günay'ın da katılacağı belirtildi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 ay sonra...

suat.jpg

 

 

 

 

 

Yıl 1991... Mehmet Âkif Ersoy'unen küçük kızı Suat Hanım hayatta. Kardeşi Tahir de aynı eve sığınmış.

 

Bu nezihinsanların evlerinden atılacakları haberi bir gazetenin manşetinden duyruluyorbütün ülkeye...

 

İşte o günlerde Zaman'ın kültür Muhabiri Ömer Faruk Şerifoğluve M. Ali Eren, Suat Hanım'la sohbet ediyor.

 

Konuşulanlar ise babaları MehmetÂkif'in İstiklal Marşı'nı yazdığı günlerin hatıraları...

 

 

 

 

ÂKİF'İN AİLESİNDEN HABER VAR

 

27 Aralık Cumartesi günü, İstiklal şairimiz MehmetÂkif Ersoy'un vefat yıldönümü olarak 72. kez kayda geçti.

 

Siyasî ihtiraslarlaOsmanlı idaresine sis gibi çöken Meşrutiyet aydınlarının yüzlerinde bir şamargibi patlak veren

 

Birinci Dünya Savaşı'nın Çanakkale'de yapılacağını kimbilebilirdi!

 

Devlet-i Âli-yi Osmaniye'nin Afrika'dan Balkanlar'a kadar uzanantopraklarında ecnebilerin mukallit ve sadık yandaşlarının cirit attığını söylemeye kim cesaret edebilirdi ?

 

İhanetlerden, vefasızlıklardan, şahsîhırslarla yitip giden bir medeniyetten kim unutulmaz bir destan yazacaktı ?

 

Çanakkale'de içemedikleri şehadet şerbetiniKurtuluş Savaşı için açılan cephelerde doya doya içen Mehmetçiklerin kahramanlıklarını hangi

 

anneler çocuklarının kulağına bir ölümsüz ninni gibi fısıldayacaktı ?

 

Bu satırların Safahat okurlarına aşina geldiğinin farkındayım.

 

Bu hamasetli satırların pek çoğunu hak eden Safahat şairininhayatı ise pek hazin hadiselerin sayısız misalleriyle doludur.

 

Bu acı hadiselerden ilkini Âkif'in kızlarındanFeride Akçor, 11 Eylül 1975'te Hayat Mecmuası'nda kendisiyle yapılan bir röportajda şu satırlarla aktarıyor bizlere:

 

"Biz beş kardeştik. İki erkekve üç kız... Adlarını yaş sırasıyla şöyle sayabilirim:

 

Cemile Doğrul, ben, Suat Ersoy, merhum Mehmet Emin Ersoy ve Tahir Ersoy...

 

"Babam 1873 yılında İstanbul'da, Sarıgüzel Mahallesi'nde, Sarı Nasuh Sokağı'nda, annesinin evinde doğmuş.

 

Benim ilk hatırladığım, babam ve annem İsmet Hanım'la Sarıgüzel'deki bu evde oturduğumuz dur.

 

Sonra birçok ev değiştirdik. Babam şehir içinde oturmayı sevmezdi ve hep yüksek yerleri tercih ederdi.

 

Heybeli'de, Çenge köyü'ndeyıllarca oturduk. Heybeli'de ikinci oturuşumuzda meşhur Fatih yangını oldu (10Mayıs 1918)

 

ve Sarıgüzel semti ile beraber babaannemin evi bütün eşyasıyla yandı.

 

Burası babamın ve halamın doğduğu yerdi...

 

 

 

 

akif01.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"16 Mart'ta İstanbul işgali tahakkuk etti. (Osırada Çengelköyü'nde oturuyorduk.) Türk aydınları Malta adasına sürgün edilmek

 

üzere birer ikişer tevkif edilmekteydiler. Evleri gece veya gündüz birdenbire basılıyor ve kendileri alınıp götürülüyorlardı.

 

Bir hafta böyle geçti. Etrafımızdaki halka gittikçe daralmaktaydı.

 

Nihayet daha fazla beklemeyip MilliMücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçti...

 

"Damadı ve eniştemiz merhum Ömer Rıza Doğrul,bir gün bize haber getirdi ve babamın bizim de Ankara'ya gelmemizi

 

istediğinihaber verdi.

 

1919 yılı sonları şiddetli bir kış mevsimiydi.

 

Ablam Cemile Doğrulhariç, hepimiz Bahr-i Cedid adlı küçük bir gemi ile yola koyulduk... Müthiş birkış hüküm sürüyordu.

 

Bu yüzden pek büyük zahmetlerle Kastamonu'ya gelebildik veorada dokuz ay kaldık. Sonra yine yola çıktık.

 

Babam Ankara'ya geldiği zamanTaceddin tekyesine misafir edilmiş ve dostlarıyla beraber burada kalmış...

 

"Annem, ben ve üç kardeşim Ankara'ya gelince,Taceddin Şeyhi bize kendi evini tahsis etti. Zafere kadar burada kaldık veyaşımın küçüklüğüne rağmen Milli Mücadele'nin unutamayacağım mukaddes ve heyecanlı günlerini burada yaşadık. (Babamın) İstiklal Marşı'nı yazdığını da Ankara'ya geldikten sonra öğrendik...

 

akif02.jpg

 

 

 

Hayat'ın 1 Nisan 1971 tarihli sayısındakiCemile haberi

 

"Onu kendisine mal etmezdi. 'Bu marş, benimdeğil, bana ilhâm eden milletimindir, milletimin sesidir.' derdi.

 

Hatta sırf bu yüzden şiirlerini topladığı 'Safahat' adlı yedi ciltlik esere onu koymamıştır..."

 

Mehmet Akif'in en büyük kızı ve Feride'nin ablasıCemile'nin İstiklal Marşı'nın 50. yılı vesilesiyle Hayat Mecmuası'nın

 

1 Nisan1971 tarihli nüshasında anlattıkları da bu mücadele günlerinin şahitliğini yapmaktadır.

 

Muharririn ifadesine göre: "Mehmet Âkif Ersoy'un büyük kızıCemile Doğrul, İstiklal Marşı'nın yazılışının 50. yıldönümünde,

 

o günlere ait tek anısını hatırlıyor.

 

O da, yazıldıktan hemen sonra marşın evlerinde okunuşu...

 

O gün dergâhtan gelen Mehmet Âkif, çocuklarına müsveddeyi vermiş vekızları heyecandan şiiri okuyamadığı için

 

Süheyla Hanım adlı bir yakınları,İstiklal Marşı şiirini okumuş."

 

akif03.jpg

Milliyet 2000'in Ersoy ailesi haberi

 

Mehmet Âkif'in en küçük kızı Suat'ın Aralık 1991tarihinde Zaman'ın kültür muhabiri Mehmet Ali Eren'e anlattıkları o yılların veAnadolu'ya geçiş çabasının hazin hikâyesini biraz daha berraklaştırıyor.

 

"Bir gece 'kalkın babanız gidiyor', dediler.Kalktık elini öptük, babam gitti. Meğer Anadolu'ya gidiyormuş.

 

İngilizlerin evimizi basma şüphesi vardı, diye hatırlıyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Babam, gemiyle İnebolu'ya geçtikten sonra uzun süre yürümüş, bitkin düşmüş olacak ki,bir yerde köylüler baygın halde bulmuşlar...

 

Babam Ankara'ya ulaştıktan sonra haber geldi ve biz de Anadolu'ya göçmek için hazırlık yaptık...

 

Gemiyi İngilizler kontrol ettikten sonra çıkışımıza müsaade edildi. Gemi denize açıldıktan sonra bir de baktık ki, geminin kömürlerinin altından Kulelilitalebeler çıktı.

 

Mevsim Sonbahar'dı.

 

Biz İnebolu'ya çıktık, babam bizikarşıladı. Orada bir ev tuttu ve biz bir süre İnebolu'da kaldık..."

 

Suat Ersoy Hanım daha sonra da Kulelili askerlerin Anadolu'ya grup grup geçtiklerinisöylüyor ve Kuleli ile ilgili bir hatırasını daha anlatıyor:

 

"Biz arkadaşlarımızla mektebe gidiyorduk baktık ki, İngilizler Kuleli Askerî Lisesi'ni basmış ve talebelerini okuldan atıyorlar.

 

Civardaki Rum ve Ermeniazınlıklar ise evlerinin pencerelerinden talebelere hakaretler ediyorlar.

 

Çokzorumuza gitti. Zavallı talebeler de "Bunun öcünü sizden alacağız!"diye bağırdılar..."

 

Buhatıraların anlatıldığı evin iç odalarında sessiz sedasız mazinin hazin günlerini yâd eden bir isim daha vardır:

 

Mehmet Âkif'in en küçük oğlu Tahir.

 

Tahir Ersoy'un, abisi Emin'le birlikte Mısır'da geçirilen 'gönüllü sürgün zamanları'nda babasıyla birlikte bulunup ona namazlarda cemaat olduğunu biliyoruz.

 

Âkif'in torunları diyerek bilinen o meşhur fotoğraf karesinin solunda ve babası Mehmet Âkif'in sağında duran gözlüklü çocuk artık ömrünün sonbaharını yaşıyordu.

 

2000 yılında ablası Suat'ın vefatından iki ay sonra hayata gözlerini yumması da acı bir hatıra olarak Ersoy ailesinin hanesine yazılmıştır.

 

Bu üzücüolayı 22 Nisan 2000 tarihli Milliyet'in 'Milliyet 2000' ekinde İhsan Yılmaz şusatırlarla duyurur okurlarına: "Bir ailenin dramı.

 

İstiklal Marşı'nın yazarı, ünlü şair Mehmet Âkif Ersoy'un ölümünden sonra mazbut bir yaşam süren çocukları da sessizce bu dünyadan göçtü."

 

Elbette Osmanlı sultanlarının,

Halife'nin ülkesinden sürgün edildiği o zor zamanlardaİstiklâl Marşı şairi Mehmet Âkif'in Mısır'da 10 yıl gibi uzun bir zaman'gönüllü sürgün'

hayatı yaşamasını 'Şapka giymek istemediği için ülkesindengitmiştir !'

 

cümlesi içine mahkûm etmek büyük bir safdillik olacaktır.

 

Zira bu sürgünün siyasî, hususi ve daha birçok mahrem yanlarının olduğu pek aşikârdır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Sevgili Birce ;

 

Aslında,

Şanlı İstiklal Marşımız, ve O'nun Müellif i ve Bizim Yüce Şairimiz Olan Mehmet Akif Ersoy Adına,

Bir Yazı Kaleme Alacağım Zaman,

Prensiblerim Doğrultusunda,

 

Kendime Çeki Düzen Verir, Odamın Kapısını, ve Bilgisayarımda Açılmış Tüm Pencereleri Kapatır,

Önce Bir Müsvedde de Deneme Hazırlar, Sonra Bunun Üzerinde Çalışır, Kelimeleri Tek Tek Seçer,

Nihayetinde,

Elimden Geldiğince ve Edebi Yeterliliğim Nispetinde ,

Mehmet Akif Ersoy un ve İstiklal Marşımız ın Asaletine Yakışır, ve Hürmetine Layık Olabilecek,

Tarz da ve Üslup da Bir Yazıyı Neşretmeye Çalışırdım.

 

Lakin Yapamadım.

 

Şu An Bunun İçin, Ne Vaktim, Ne de Ahval im Uygun Değil.

Üzgünüm.

 

Yalnızca, Şu Kadarını Söylemek ve Ayrılmak İstiyorum ;

 

Mehmet Akif in İstiklal Marşını Yazarken, Belkide Biz Gelecek Nesiller Adına Vermek İstediği ve,

Kelimelerin Ruhu Olan Manaların Arasına Serpiştirdiği Mesaj lar, Mecaz lar, Bugün Bizler Tarafından Ancak ve Henüz Anlaşılabilir Durumdadır.

Lakin Öylesine Kıymettardır ki ;

 

Bir Gün İstiklal Marşımız ı Yazacak Mürekkebimiz Kalmasa Bile O'nu Yaşatabilmek Adına ;

Sıcak Kanımızı Mürekkep Yapacağız.

 

Ve,

 

Bu Şanlı Bayrağı Dalgalandırabileceğimiz Bir Gönder Bulamazsak ;

Bayrağımızı Asabilmek İçin, En Yüksek Tepelere Çıkacak,

Cesedimizi Ruhumuzdan Bir Gömlek Gibi Ayırıp,

Bayrak Direği Yerine, Bedenimizi Toprağa Çivileyecek ve

Fırtına lar, ve Boran lar da Görsek Direnecek Fakat Devrilmeyeceğiz.

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.