Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Nisa 34: Kadınları Dövmek


Misafir Palaman

Önerilen İletiler

insanlık neden insan haklarıyla kuralların çıktığı yönetim şekline geçti çünkü insanların mutlu olabilmesi için kimsenin hakkı yenmemesi gerekmekte şayet yenirse o toplumda huzursuzluklar olur şiddet ve kavga o toplumdan eksik olmaz yani insan topluluğunun mutlu olabilmesi birbiri hakkına riayet etmekten geçmektedir ama bu bir evrim sürecinde anlaşılmış yani toplum bunun farkına varmıştır ve günümüz demokratik devletleri oluşmuştur.öbür tarafta cennet cehennem diye bişiy yoktur kızım allah cahil yarattığı insan hakkından bihaber insana işkence yapmaz çünkü allah insanı sıfırdan tamamen bilgisiz yaratmış insanoğlu zamanla gelişerek bilgi edinmiştir yani evrim geçirmiştir allah cahil yarattığı insana işkence yapmaz çünkü zorba değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yaptığı yanına kar kalmayacak mı?

Suçlar işlenip bittikten sonra intikamın hiç anlamı yoktur. Geciken adalet adalet değildir. Ertelenen ceza ceza değildir.

 

Diyelim Ahmet Mehmet'i dolandırdı, iflasına, varını yoğunu kaybetmesine neden oldu. Mehmet bunalıma girdi, kurtulamayıp aklını kaybetti. Uzun süren tedaviden sonra çıktı, kendini toparlamaya çalıştı. Fakat bir baktı karısı yokluktan bir barda çalışıyor, bara içmeye gelenlere içki sunuyor. Şişenin dibini bulanlar daha ileri taleplerde bulunuyorlar, barın sahibi de "müşteri daima haklıdır" prensibine bağlı. Oğlu parasızlıktan üniversiteyi bırakmış, sokakta uyuşturucuya önce alışmış, sonra satmaya başlamış. Kızı da üniversiteyi bırakmış. Bir adam onu evlenme vaadiyle kandırmış, başında babası ve doğru dürüst yol gösterecek annesi olsa bu başına gelmezmiş.

 

Ahmet ise İlahiyat fakültesinde okumak isteyen oğlunu üniversiteye göndermiş, haram para ile okuduğunu bilmeyen oğlu müftü olmuş, herkese dürüst olmalarını salık veriyormuş. Öbür oğlu bir yardım derneği kurup bir siyasi partinin adamı olmuş, haram paraya on katını daha eklemiş. Ahmet oğulları ile gurur duyuyormuş, ikisi de toplumda saygın ve zengin imişler. Mehmet'i ise aklından silmiş.

 

Mehmet ise zaten zor iyileşip çıktığı için karısının, çocuklarının durumunu görünce yeniden bunalıma girip intihar etmiş. Bir de üstüne üstlük şeriat devleti miymiş, karısını taşlayarak öldürmüşler, oğlunu idam etmişler, kızı da canını zor kurtarıp ülke dışına kaçsa da gittiği yerde daha kötü şartlarda yaşayıp o da babasının peşinden intiharı seçmiş.

 

Buyur bu tabloyu on tane cehennem, bin çeşit ateş işkencesiyle düzelt!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Böyle şeyler düşündüğümde hep çocukken beni en çok etkileyen Oscar Wilde'ın "Mutlu Prens" öyküsü gelir. Mutlu Prens ölene kadar çok mutlu ve rahat bir hayat yaşamış. Ama kabus, şehrin ortasına heykelinin dikilmesi ile başlamış. Şanına layık, altın varaklarla kaplı, gözleri zümrütten, kılıcının kabzası yakuttan muhteşem bir heykelini yapmışlar. Kentindeki bütün trajedileri, fakirleri o zaman görmüş.

 

Bir sonbahar günü göç eden sürüsünden ayrılan bir kırlangıç ayaklarının dibine konmuş. Önce yağmur yağıyor sanmış ama heykelin gözlerinden yaşlar damlıyormuş. Ona acıyıp omzuna konmuş ve niye ağladığını sormuş. Prens de tüm hikayeyi anlatmış. "Ne olur şuradaki fakire vücudumu kaplayan altın yapraklardan birini söküp götür" demiş. Kırlangıç prense çok acıdığı için dediğini yapmış. Gününü karnını doyurarak geçirip prense veda etmeye gelmiş. Prens yalvarmış "ne olur bir gece daha kal, başka fakirler de var" demiş. "Güz rüzgarları esiyor, kalamam" demiş kırlangıç ama prens o kadar yalvarmış ki altınları söküp fakirlere götürmeyi kabul etmiş. Sabaha kadar altınları fakirlere taşımış. Bitkin düşüp heykelin ayakları dibinde uyuyakalmış. Akşam rüzgarı ile uyanmış. Artık uçmak için çok geçmiş. Prens kılıcının kabzasındaki yakutu da söküp bir fakire vermesini istemiş. Kırlangıç aç ve üşümüş olarak bunu da yapmış. Sabah olmasını beklerken prens: "Gün doğunca gideceksin, ama şu gözlerimi de al, fakirlere götür de öyle git" demiş. "Tüm varlığımı dağıttım, kent yine fakirlerle dolu. Bari onları artık görmeyeyim" demiş. Kırlangıç haklı olduğunu düşünüp son kalan gücüyle prensin gözlerini de söküp fakirlere götürmüş. Prense onları da dağıttığını söyleyip veda etmek için gelmiş ama söyler söylemez de heykelin ayaklarının dibine düşmüş. O anda heykelin içinden bir çatırtı gelmiş. Ertesi gün kenti teftiş eden belediye başkanı heykelin halini görünce kızıp derhal sökülmesini emretmiş. İşçiler heykelin dibinde buldukları kırlangıç ölüsünü çöpe atmışlar. Heykeli de dökümhaneye götürmüşler. Heykel eriyince içinden ikiye ayrılmış bir kalp çıkmış. Onu bir türlü eritemeyip çöpe atmışlar.

 

Benim bildiğim Oscar Wilde öyküyü burada bırakırdı. Çok acımasızdır. Onun kadar taş yürekli ve merhametsiz bir yazar daha bilmiyorum. Bülbül ile gül ve Hans hikayelerini okuyanlar bunu bilir. Fakat onun bile yüreği kaldırmamış, sonunu şöyle bağlamış öykünün: Tanrı meleklerine yeryüzüne gidip en değerli iki şeyi getirmelerini emreder. Melekler tüm dünyayı dolaşır ve prensin kırık kalbi le kırlangıcın ölüsünden daha değerli bir şey bulamazlar.

 

Bu kısmı Oscar'ın kendisinin yazdığına hep inanasım gelmemiştir. Bunu yayıncının biri eklemiş olmalı diye düşünürüm.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanların kendilerine öfkelenen, öç alan bir tanrıya inanmaları bana hep saçma gelmiştir. İnsan en fazla ne yapabilir, uzayda bir karadelik yapıp tüm evreni yutmasını sağladılar diyelim. Ne olur yani, ne çıkar bundan? İnanıldığı şekliyle bir tanrı niye öfkelensin ki? Hayır, insanlar "allah için buğz etmek" diye, kendi öfkelerine tanrı inancını alet ediyorlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Suçlar işlenip bittikten sonra intikamın hiç anlamı yoktur. Geciken adalet adalet değildir. Ertelenen ceza ceza değildir.

 

Diyelim Ahmet Mehmet'i dolandırdı, iflasına, varını yoğunu kaybetmesine neden oldu. Mehmet bunalıma girdi, kurtulamayıp aklını kaybetti. Uzun süren tedaviden sonra çıktı, kendini toparlamaya çalıştı. Fakat bir baktı karısı yokluktan bir barda çalışıyor, bara içmeye gelenlere içki sunuyor. Şişenin dibini bulanlar daha ileri taleplerde bulunuyorlar, barın sahibi de "müşteri daima haklıdır" prensibine bağlı. Oğlu parasızlıktan üniversiteyi bırakmış, sokakta uyuşturucuya önce alışmış, sonra satmaya başlamış. Kızı da üniversiteyi bırakmış. Bir adam onu evlenme vaadiyle kandırmış, başında babası ve doğru dürüst yol gösterecek annesi olsa bu başına gelmezmiş.

 

Ahmet ise İlahiyat fakültesinde okumak isteyen oğlunu üniversiteye göndermiş, haram para ile okuduğunu bilmeyen oğlu müftü olmuş, herkese dürüst olmalarını salık veriyormuş. Öbür oğlu bir yardım derneği kurup bir siyasi partinin adamı olmuş, haram paraya on katını daha eklemiş. Ahmet oğulları ile gurur duyuyormuş, ikisi de toplumda saygın ve zengin imişler. Mehmet'i ise aklından silmiş.

 

Mehmet ise zaten zor iyileşip çıktığı için karısının, çocuklarının durumunu görünce yeniden bunalıma girip intihar etmiş. Bir de üstüne üstlük şeriat devleti miymiş, karısını taşlayarak öldürmüşler, oğlunu idam etmişler, kızı da canını zor kurtarıp ülke dışına kaçsa da gittiği yerde daha kötü şartlarda yaşayıp o da babasının peşinden intiharı seçmiş.

 

Buyur bu tabloyu on tane cehennem, bin çeşit ateş işkencesiyle düzelt!

 

mehmet inançlı olsaydı, bunalıma girip aklını kaybedecek,Allahtan gelene sabredip dişi tırnağına takıp yeniden çalışacaktı.Siz sanırım bir ateisti örnek verdiniz.Aile külliyen inançsız gözüktü bana.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanların kendilerine öfkelenen, öç alan bir tanrıya inanmaları bana hep saçma gelmiştir. İnsan en fazla ne yapabilir, uzayda bir karadelik yapıp tüm evreni yutmasını sağladılar diyelim. Ne olur yani, ne çıkar bundan? İnanıldığı şekliyle bir tanrı niye öfkelensin ki? Hayır, insanlar "allah için buğz etmek" diye, kendi öfkelerine tanrı inancını alet ediyorlar...

 

Ortada sizin anladığınız anlamda insansı şekilde intikam alan öc alan yok sayın Demirefe, ortada kurallara uyanların yaşayacakları ile kurallara uymayacakların yaşayacaklarının ince çizgisi var.Kimine inanç veren Tanrı, kimine inanç vermeyen Tanrı.Hem insan seçer, hem seçimi aslında Tanrıdandır.Herşey O nun katında bir Kitapta yazılıdır.Peki cehennem niye var, zaten cehennemlik insan kuralları bildiği için neden cehennemlik olduğunu o gün anlayacakken, bu neden Tanrının öcü olsun ki... Zaten o insan hiç kurtarılmak istenmemiştir.Bu yüzden de o kurtarılamayacağı hayatı yaşamıştır ve o hayatı yaşadığı takdirde Tanrı varsa cehenneme gideceğini hep bilmiştir.Bile bile lades dedikten sonra kim yaşayacağı ortama gıkını çıkarabilecek dersiniz? Mesela şimdi bu dünyada yaşıyoruz, sevelim sevmeyelim varız, biz Türkiyedeyiz, falanca zengin ülkede, filanca fakir ülkede.Kim bu seçime tepki veriyor olmasına karşın hayatına son veriyor ya da farklı bir ırktan oluveriyor.Ortada seçimimiz yok.Orada da seçim yok.Sadce Tanrının seçimi var.Tanrı ve ahiret kavramı olmasaydı, bu dünya kadar anlamsız ve saçma başka hiçbir yer olmazdı.Ama Tanrı varken, yaşanan olayların bir anlamı var,bir ümit bir beklentimiz bir dayanağımız bir sabır noktamız var.Niye bundan yoksun olmayı tercih edeyim ki.. Yukarda falanca mehmet beyden yola çıkarak ben kendimi örnek vereyim.Bundan yaklaşık 2-3 sene önce evlenmek üzere olduğum adam tarafından dünyanın borcuna mahkum edildim.5 senedir tanıdığım adam dolandırıcı çıktı(internetten tolga reşat yılmaz ı aratın.Sahte savcı,müfettiş).Karısı sayemde iyi bir tazminat ile boşandı.O hapiste dolaşırken ben onca borcu ödeyemez halde olmama karşın asla ödemeyemediğim durum yaşamadım.Üstelik soyadı yılmaz olan biriyle tanışıp evlendim de... O döneme o anlara dönersem,bir anda sevgimin ve güven hissimin tamamen sarsıldığı evrede,kendi hatalarımı ve Tanrımın uyarılarını ama benim söz dinlemezliği farkedip güçlü bir şekilde yoluma devam ettim.Yine sevdim, yine güvendim ama en çok Allaha güvendim..Herkesten herşeyi beklerim ama Allahın yardım edeceğine hep güvenir ve ne yaşarsam yaşayım atlatır geçerim.Rabbim bunda beni hiç yalnız bırakmadı.İnanan bilir, inanan anlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Depresyon inanca bakmaz. Ben çok depresyona girmiş dini inançları kuvvetli insan gördüm. Hatta dindarların depresyona daha yatkın olduğunu söyleyebilirim. Bir akıl hastası görmüştüm, hiç unutmam. Yengesine aşık olduğu için aklını kaybetmişti. Çok etkileyici, çok sarsıcı bir manzaraydı. Durmadan dinden, kitaptan, tanrıdan bahsediyordu. Ailesi de dindardı. Hoca hoca gezdiriyorlardı. Ne yazık hiç ümit yoktu. Doktora götürmelerini söyledim ama, beni dinlediler mi bilmiyorum. O zavallının dönmüş gözleri ve ürkütücü, acaip davranışları, bağırmaları hep gözümde canlanır. Elinde sürekli bir mushaf tutuyor, bazen sallıyor, bazen başının üzerinde gezdiriyordu, onu elinden alamıyorlardı. Almak isteyene çok tehditkar bir şekilde bakıyor ve ısrar ederse saldıracağını belli ediyordu. Oldukça tehlikeliydi, yanında bir dakika durmak insan için büyük bir endişe kaynağıydı.

 

Cin inancı depresyonu doğrudan şizofreni ve paranoyaya taşımakta korkunç yardımcı oluyor. Koca koca ulusal kanallarda saçı başı ağarmış aklı başında olması gereken adamlar dogma esareti altında "üç harflilerden" bahsedebiliyorlar. Akıl almaz korkunç bir dogma esareti altında yaşıyoruz, inanılmaz... Görünmez zincirler, prangalar hepimizi örmüş durumda...

 

Yahu üç harfli nedir ya? Bu rezalet nedir ya? Benim aklım havsalam almıyor, okumuş tahsilli bir insan nasıl üç harfli der, burası Uganda mı, Mozambik mi, Jamaika mı, neresi burası ya? Biz çoktan bitmişiz, dogma bizi boğmuş, geçmiş ola aslında da, bakmayın işte. Bir ümit dilimiz döndüğünce dogma ile mücadele etmeye çalışıyoruz. Yoksa bitmişiz, yok yani, toplum dogmaya teslim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Depresyon inanca bakmaz. Ben çok depresyona girmiş dini inançları kuvvetli insan gördüm. Hatta dindarların depresyona daha yatkın olduğunu söyleyebilirim. Bir akıl hastası görmüştüm, hiç unutmam. Yengesine aşık olduğu için aklını kaybetmişti. Çok etkileyici, çok sarsıcı bir manzaraydı. Durmadan dinden, kitaptan, tanrıdan bahsediyordu. Ailesi de dindardı. Hoca hoca gezdiriyorlardı. Ne yazık hiç ümit yoktu. Doktora götürmelerini söyledim ama, beni dinlediler mi bilmiyorum. O zavallının dönmüş gözleri ve ürkütücü, acaip davranışları, bağırmaları hep gözümde canlanır. Elinde sürekli bir mushaf tutuyor, bazen sallıyor, bazen başının üzerinde gezdiriyordu, onu elinden alamıyorlardı. Almak isteyene çok tehditkar bir şekilde bakıyor ve ısrar ederse saldıracağını belli ediyordu. Oldukça tehlikeliydi, yanında bir dakika durmak insan için büyük bir endişe kaynağıydı.

 

Cin inancı depresyonu doğrudan şizofreni ve paranoyaya taşımakta korkunç yardımcı oluyor. Koca koca ulusal kanallarda saçı başı ağarmış aklı başında olması gereken adamlar dogma esareti altında "üç harflilerden" bahsedebiliyorlar. Akıl almaz korkunç bir dogma esareti altında yaşıyoruz, inanılmaz... Görünmez zincirler, prangalar hepimizi örmüş durumda...

 

Yahu üç harfli nedir ya? Bu rezalet nedir ya? Benim aklım havsalam almıyor, okumuş tahsilli bir insan nasıl üç harfli der, burası Uganda mı, Mozambik mi, Jamaika mı, neresi burası ya? Biz çoktan bitmişiz, dogma bizi boğmuş, geçmiş ola aslında da, bakmayın işte. Bir ümit dilimiz döndüğünce dogma ile mücadele etmeye çalışıyoruz. Yoksa bitmişiz, yok yani, toplum dogmaya teslim...

 

oysa ben cin imanlısı olarak ,Kitabıma şükür onların Allahın kulları üzerinde bir tasallatu olmayacağını çok iyi biliyorum.Onları gören bazı tanıdıklarımdan, bazı video olaylarından bahsetmiştim daha önce.Bu insanlar ise nedense dinden çok dinde hurafeleri ile tanıdığım tiplerdi.Biri zamanında tarikatlara bulaşmış bir ton yanlış bilgiyi doğru sanan Kuran a ters biriydi, diğeri yalancının tekiydi... Evet ikisi de imanlıydı belki ama neye imanlıydı??? Kısacası bahsettiğiniz kişi de malesef dine aykırı davranmış, harama farklı bakmış ve aşık olmuş, üstüne yine dine aykırı bir şekilde vay ben günah içindeyim vay bana şeytanlar musallat oldu diye hepten kendi kendini hurafeleri ile sıkıntıya düşürmüş.Oysa tam bir din imanlısı olsaydı yaşayacağı her aşk belli bir düzeyde olacaktı ve kalbinde Allah sevgisinden daha çok kafasını meşgul edecek bir insan olmayacaktı.Bir aşkı bile bir seviyede hissedecekti. Kısacası anlattığınız kişi Kuran bilgisinden dolayı değil, gelenek çerçevesinde imanlıdır ve ötesine geçememiştir. Belki de bu yüzden gerçekten cinler musallat olmuştu ve gerçekten ona tahmin edemeyeceğiniz şeyler yapıyorlardı.Ben gözümün önünde az kalsın birinin boğulacağını bizzat izledim.Sırf içimden ettiğim dua için bana "okuma" diye haykıran insanı gördüm.oysa en ufak hareketimden anlayamazdı o an nas-felak okuduğumu.Herşeyi psikolojide aramadan önce bu insanların gelişimini daha detaylı,kestirip atmadan görebilseydiniz keşke.Kendi özel yaşadıklarınız da dahil...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnancın gerçeği hurafesi olmaz. İnanç inançtır. İnanca kalıp, sınır, kural getirmek kimsenin ne haddi, ne yetkisi vardır, ne de gücü yeter. Dikkat edin HİÇ KİMSE diyorum. Bu hiç kimseye herkes dahildir.

 

Hem cinlerin tasallutu olmadığını söylemek, hem boğulmak üzere olan insan gördüm demek... İşte inanç dediğimiz şeyin ne kadar esnek ve değişken bir kavram olduğunun, hiç bir kalıba koyulamayacağının kanıtı. Bana gelince, ben cine mine tabii ki inanmam...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

floyt yukardada yazdığım gibi insan cahil olarak yaratılmış yavaş yavaş gelişerek bilgi edeinmiş ve günümüze gelmiştir ve hala bilgi edinmeye ve gelişmeye devametmektedir şimdi inasanoğlu insan hakkının bilincine varmış ve toplumun ancak bu eşkilde mutlu olacağını kavramıştır ama hala tam olarak insan hakkının bilincine varılmamıştır hala insan hakkı ihlalleri olmaktadır savaşlar cinayetler olmaktadır yani hala gelişmekteyiz şimdiinsanı cahil yaratan allah insan suç işledi diye ona işkence yapması tam bir adaletsizliktir çünkü insan cahildir kusurları olabilir bunun için onu yakmak doğru değildir zaten işkence yapmak suçtur insanlık dışıdır ozaman senin allahın insalık dışı işler yapan zalimdir ayrıca insanın hayatını istediği gibi başkalarna zarar vermeden yaşama hakkına sahiptir allah bu hakkı görmezden gelere sadece kendi isteklerini yapmaya zorlamakta yapmayanlara ise insalık dışı bir şekilde işkence yapmaktadır yani allah sadece kendi isteklerini düşünen bencil zorba ve zalim bir kişidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben cinlere inanırım.. :D

 

Gördüm çünki cin..onlarla alışveriş ettim sohbet ettim yolculuğa çıktım.. :D

 

Camiden çıkan cinler gördüm..kuyumculuk yapanıda gördüm,pazarda marul soğan satanıda gördüm.. :D

 

Fakat yıllar önce kendi cinliğimi fark etmiş onu imana getirmiştim..ehhhh nede olsa eski arkadaşları cinimin,tanıyor hemen..diyorki bak bu adam cin.. :D

 

Şeytan cin ve melek..bu üçünün toplamıdır İNSAN..düşünceler ve bu düşüncelere bağlı davranış biçimlerini ifade eden kavramlardır şeytan cin melek.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

floyt yukardada yazdığım gibi insan cahil olarak yaratılmış yavaş yavaş gelişerek bilgi edeinmiş ve günümüze gelmiştir ve hala bilgi edinmeye ve gelişmeye devametmektedir şimdi inasanoğlu insan hakkının bilincine varmış ve toplumun ancak bu eşkilde mutlu olacağını kavramıştır ama hala tam olarak insan hakkının bilincine varılmamıştır hala insan hakkı ihlalleri olmaktadır savaşlar cinayetler olmaktadır yani hala gelişmekteyiz şimdiinsanı cahil yaratan allah insan suç işledi diye ona işkence yapması tam bir adaletsizliktir çünkü insan cahildir kusurları olabilir bunun için onu yakmak doğru değildir zaten işkence yapmak suçtur insanlık dışıdır ozaman senin allahın insalık dışı işler yapan zalimdir ayrıca insanın hayatını istediği gibi başkalarna zarar vermeden yaşama hakkına sahiptir allah bu hakkı görmezden gelere sadece kendi isteklerini yapmaya zorlamakta yapmayanlara ise insalık dışı bir şekilde işkence yapmaktadır yani allah sadece kendi isteklerini düşünen bencil zorba ve zalim bir kişidir.

"ftoyd" yazdıklarınız ise sadece satanizm in ana felsefeleridir.Sizde bu zorba tanrı algılayışınıza göre ona taban tabana zıt yaşayın.Sizin yaşamınız beni bağlamıyor nasılsa.Artık bu ülkede kimin ne olduğu beni hiç bağlamıyor. Artık forumun havadan sudan konuları ya da bloğum dışında da bişey beni bağlamıyor.Bundan sonra dini konularda ve siyasi konularda yazışmayacağımdan,cevap vermemiş olmak adına son mesajımı yazdım .Ülke aynı ülke, sistem aynı sistem. Uğraşmak manasız.
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

dünyanın neresinde aynı anda suça ceza veriliyor. taki kişi suçunu kabul edene dek demi. şimdi ben sana allaha inanmıyorsun suçlusun desem sadece sen beni susturmak için he deyip geçecen. belki bana cevap yazarsan içinden beni aşağılamak geçecektir tekrar yazının baş tarafından itibaren okusak ahirette insan kendi suçunu kabullenmekten başka hiç bir şık kalmıyorki bu sadece kişiye özel bişey değildir ve her yaratılan insan o mahkemede allaha hesap verecektir. sonuçta allahın adaleti herkez için aynı anda tecelli edecek.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ahiret olmasın sözümona. Ya dünyada yaşanan nice şey nolacak söyler misiniz? Çoğunun yaşadığı yaptığı yanına kar kalmayacak mı? O zaman ne anlamı olacak iyi biri olmak için çabalamanın. Bul yolunu,al parayı,yaşa hayatı.

O kadar kolay değil. Kötü olmamak için de, iyi olmak için de sayısız nedenler var. "Bul yolunu al parayı" bana göre yaşamı kolaylaştırmıyor ki. Bir defa eğer insani vasıflar taşıyorsan, toplum içerisinde dürüst olarak kalabilmek/tanınabilmek için bu bahsettiğin şekilde yaşayamazsın.

 

Ayrıca kurallar normal işlerse eğer, sana "bul yolunu al parayı" da yaptırmazlar. Önemli olan demokratik düzen kurup, adil yaşayabilmek.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.