Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

MONA ROSA YI BİLİRMİSİNİZ


historian

Önerilen İletiler

Sezai Karakoç un Mona Rosa Adlı şiirinin hikayesi epey farklıdır bilenler anlatsın :)

 

 

MONA ROSA

 

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.

Kanadı kırık kuş merhamet ister.

Ah senin yüzünden kana batacak.

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

 

Ulur aya karşı kirli çakallar,

Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.

Mona Rosa bugün bende bir hal var.

Yağmur iri iri düşer toprağa,

Ulur aya karşı kirli çakallar.

 

Açma pencereni perdeleri çek,

Mona Rosa seni görmemeliyim.

Bir bakışın ölmem için yetecek.

Anla Mona Rosa ben bir deliyim.

Açma pencereni perdeleri çek.

 

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,

Bende çıkar güneş aydınlığına.

Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.

Seni hatırlatır her zaman bana.

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

 

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.

Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,

Işıksız ruhumu sallar da durur.

Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

 

Ellerin, ellerin ve parmakların

Bir nar çiçeğini eziyor gibi.

Ellerinden belli olur bir kadın,

Denizin dibinde geziyor gibi.

Ellerin, ellerin ve parmakların.

 

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

Saat onikidir söndü lambalar

Uyu da turnalar girsin rüyana,

Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

 

Akşamları gelir incir kuşları,

Konarlar bahçemin incirlerine.

Kiminin rengi ak kiminin sarı.

Ah beni vursalar bir kuş yerine.

Akşamları gelir incir kuşları.

 

Ki ben Mona Rosa bulurum seni

İncir kuşlarının bakışlarında.

Hayatla doldurur bu boş yelkeni.

O masum bakışların su kenarında.

Ki ben Mona Rosa bulurum seni.

 

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

Henüz dinlemedin benden türküler.

Benim aşkım uymaz öyle her saza.

En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

 

Artık inan bana muhacir kızı,

Dinle ve kabul et itirafımı.

Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı

Alev alev sardı her tarafımı.

Artık inan bana muhacir kızı.

 

Yağmurdan sonra büyürmüş başak,

Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.

Bir gün gözlerimin ta içine bak

Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.

Yağmurdan sonra büyürmüş başak.

 

Altın bilezikler o kokulu ten

Cevap versin bu kuş tüyüne.

Bir tüy ki can verir gülümsesen,

Bir tüy ki kapalı geceye güne.

Altın bilezikler o kokulu ten.

 

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.

Kanadı kırık kuş merhamet ister,

Ah senin yüzünden kana batacak.

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

 

 

 

 

Sezai KARAKOÇ

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ÇOCUKLUĞUMUZ

 

Annemin bana öğrettiği ilk kelime

 

Allah, şahdamarımdan yakın bana benim içimde

 

Annem bana gülü şöyle öğretti

 

Gül, Onun, o sonsuz iyilik güneşinin teriydi

 

Annem gizli gizli ağlardı dilinde Yunus

 

Ağaçlar ağlardı, gök koyulaşırdı, güneş ve ay mahpus

 

Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde

 

Binmiş gelirdi Ali bir kırata

 

Ali ve at, gelip kurtarırdı bizi darağacından

 

Asyada, Afrikada, geçmişte gelecekte

 

Biz o atın tozuna kapanır ağlardık

 

Güneş kaçardı, ay düşerdi, yıldızlar büyürdü

 

Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü

 

Ali güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar kahraman

 

Ali olmaktan bir sedef her çocukta

 

Babam lambanın ışığında okurdu

 

Kaleler kuşatırdık, bir mümin ölse ağlardık

 

Fetihlerde bayram yapardık

 

İslam bir sevinçti kaplardı içimizi

 

Peygamberin günümüzde küçük sahabileri biz çocuklardık

 

Bediri, Hayberi, Mekkeyi özlerdik, sabaha kadar uyumazdık

 

Mekkenin derin kuyulardan iniltisi gelirdi

 

Kediler mangalın altında uyurdu

 

Biz küllenmiş ekmekler yerdik razı

 

İnanmış adamların övüncüyle

 

Sabırla beklerdik geceleri

 

 

Şimdi hiçbirinden eser yok

 

Gitti o geceler o cenk kitapları

 

Dağıldı kalelerin önündeki askerler

 

Çocukluk güzün dökülen yapraklar gibi

 

:clover:

 

ANNELER VE ÇOCUKLAR

 

Anne ölünce çocuk

 

Bahçenin en yalnız köşesinde

 

Elinde bir siyah çubuk

 

Ağzında küçük bir leke

 

 

Çocuk öldü mü güneş

 

Simsiyah görünür gözüne

 

Elinde bir ip nereye

 

Bilmez bağlayacağını anne

 

 

Kaçar herkesten

 

Durmaz bir yerde

 

Anne ölünce çocuk

 

Çocuk ölünce anne

 

:clover:

 

YOKTUR GÖLGESİ TÜRKİYE'DE

 

 

Sabahları gün doğmadan uyanır

 

Dilini yutacak olur içi kanlanır

 

Gün boyu çalışır aydınlanır

 

Kederini anlarsanız size ne mutlu

 

Acır fakir çalışan kadınlara

 

Titrer bir gönül kıracak diye hanim dizi

 

 

İncedir billurdandır yoktur gölgesi Türkiye'de

 

Bir meçhul Meryem mermerden değil ama kutlu

 

Gözlerine baksanız erirsiniz kar gibi

 

Elinizi sallasanız rüzgarından sallanır

 

Bir geyik olur sizi arar melul ve bakir

 

Görür gibi uyur konuşur gibi susar güler ağlar gibi

 

:clover:

 

SAMANYOLUNDA VEBA

 

 

Önceden bilen oluş şartlarını çocuklarının

 

Elleriyle değen koklayan hazırlayan adeta

 

Sebebine ermeden erişmeden

 

Korkan ilerdeki korkularla

 

Noldu zarif latif anneler noldular

 

 

 

Nerde çocuklar gece yarılarından sonra

 

Çıkıp samanyoluna bakan

 

Bakarak çocukluğu uzatmaya çalışan

 

İşleri güneşin doğuşunu yayınlamak

 

Bütün o çocuklar nerdeler

 

 

Kalan ne

 

Kızların kollarının arasından gözlenen

 

Samanyollarından

 

 

Bakısları benekleyen yalnız ölüm

 

Ölüm geçti canlı ehram ölüm geçti

 

O taklar geçip gitti insan üstüne kurulu

 

 

Ve bağbozumları bizden bozulan

 

Artık kendimize bile o kadar yakın değiliz

 

Gece yarıları samanyolu yok

 

Gün doğmuş doğmamış

 

 

Bütün elmalar çürüdü

 

Çocukluğumuzun dürbünleri içinden

 

Geçen siyah halkalı kutsal şehirlerden

 

Birini bulamadım gezdim bütün karaları

 

 

Aşk siyahın beyazdan ayrıldığı

 

Samanyolunda yürüyen bir karınca

 

En onulmaz vebayı kutlayan bir güvercin

 

İki katlı bir arabada

 

Bu bize yaklaşan bir deniz arabası

 

Sen ırakta samanyolu ırakta

 

Ve ay başka bir ay

 

Sarısı beyazına akmış

 

Bulaşmış bir yumurta

 

:clover:

 

 

MECNUN VE TOZ BULUTU

 

Bir gün Mecnun

 

Yalnız ve yorgun

 

Karşıda bir toz bulutu gördü

 

Sanki geliyordu O'nu yutmak için

 

Dedi dur ey toz bulutu

 

Karanlığın bereketi ölüm otu

 

Acele etme vakit var

 

Sayılıdır saatler dakikalar

 

Azrail bile senden sabırlıdır

 

Burda sencileyin benim de işim var

 

Arzum şu ki ödev bitip gün dolsun

 

Benim de kaderim mutluca

 

Bir toz zerresi olmak olsun

 

:clover:

 

 

 

Selam Historian

 

Sezai Karakoc`un MONA ROSA adli siirini kime yazdiginida sanirim bilmektesinizdir. Siiri az dikatle okudugumuzda bunu bulabiliyoruz :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...
Sezai Karakoç un Mona Rosa Adlı şiirinin hikayesi epey farklıdır bilenler anlatsın :)

 

 

MONA ROSA

 

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.

Kanadı kırık kuş merhamet ister.

Ah senin yüzünden kana batacak.

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

 

Ulur aya karşı kirli çakallar,

Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.

Mona Rosa bugün bende bir hal var.

Yağmur iri iri düşer toprağa,

Ulur aya karşı kirli çakallar.

 

Sezai KARAKOÇ

 

:clover:

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...
:clover:

 

 

8-9 saatlik bir yolculuk sırasında kulağıma fısıldanan ve hiç aklımda yokken ben'i biz yapan bir şiiir ... ve hikayesiyle kalbimi acıtan...

Sezai Karakoç'un Geyve'li aşkı Muazzez Akkaya'ya yazılmışş bir şiir... Okul sırasında tanıdğı, sevdiği, karşılık bulamadığı ve mezuniyet merasiminde tüm okulun önünde okuduğu ,kıtalarının ilk harfleri sevdiğinin adının harflerini taşıyan bir şiir... Şiiri okuduktan sonra Muazzez Akkaya'nın' kabul ediyorum 'dediği ama Sezai Karakoç'un 'şimdi de ben kabul etmiyorum' dediği ve bunun üzerine Sezai Karakoç'un Muazzez Akkaya'yı bir daha göremediği çünkü red cevabının ardından Muazzez Akkaya'nın intihar ettiği bir şiir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

8-9 saatlik bir yolculuk sırasında kulağıma fısıldanan ve hiç aklımda yokken ben'i biz yapan bir şiiir ... ve hikayesiyle kalbimi acıtan...

Sezai Karakoç'un Geyve'li aşkı Muazzez Akkaya'ya yazılmışş bir şiir... Okul sırasında tanıdğı, sevdiği, karşılık bulamadığı ve mezuniyet merasiminde tüm okulun önünde okuduğu ,kıtalarının ilk harfleri sevdiğinin adının harflerini taşıyan bir şiir... Şiiri okuduktan sonra Muazzez Akkaya'nın' kabul ediyorum 'dediği ama Sezai Karakoç'un 'şimdi de ben kabul etmiyorum' dediği ve bunun üzerine Sezai Karakoç'un Muazzez Akkaya'yı bir daha göremediği çünkü red cevabının ardından Muazzez Akkaya'nın intihar ettiği bir şiir...

 

Ya afedersinizde çatlakmıydı o kadın,bir şiire tav olup sonra red edilince intihar eden bana çok sağlıklı bir kişilik gibi gelmedi,hele şaire ne demeli kadını o kadar severken neyin gururunu yapıpta"şimdide ben kabul etmiyorum"demiş

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.