Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BİLDİKLERİNİ AÇIKLAMAKLA GÖZDAĞI VERDİ


dominik

Önerilen İletiler

Askere "konuşma, karışma" baskısı da, "konuş, karış, es, yağ, gürle, dağıt, parçala" gazı da anormal iki uc elbette. Yazılan, irdelenen konu bir kaç dakika içerisinde olmasa da, birazcık "uğraş"la, daha dikkatli gözden geçirilse, "normal"i bulunacak aslında.

 

Burada mantığını kullanan hiç kimse uç düşüncelere destek olmuyor ki. Ne diyorlar? Asker de bu ülkenin halkı gibi, yargısı gibi olmazsa olmaz bir gücü. Sevr bilincinde, demokrasi bilincinde olan her güç, Cumhuriyete ve demokrasiye gelecek tehditlere karşı zamanında, zemininde, bilinçlice, cesaretle görüşünü/duruşunu belirmeli diyor. Başka bir şey demiyor.

 

Hiç kimse de, ordu her on yılda bir silahını alsın demokrasiyi koruma adına sokağa çıksın da demiyor. Ne diyor; Cumhuriyet ve demokrasi aleyhinde yapılanmaya karşı olduğunu, bu konuda ilkeli olduğunu, hiç kimseyle paslaşmadığını zamanında, zemininde, bilinçlice, cesaretle belirtmeli diyor.

 

Bir üçüncü dünya ülkesinde demokrasi bilincinin oturmadığını, halkın gerektiği biçimde demokrasiyi kollayıp koruyamayacağını söyleyenler, şimdi de topu halka atmaktalar. Halkın 50% sinin ne görüşte olduğu, diğer yarısının ne görüşte olduğu "oy verme" zamanında zaten ortaya çıkıyor. Halk yıllardır maneviyat simsarlarınca bu hale getirildi. Halk kendi kendine düşler kurarak bilinçlenemez. Kültür gerekli. O kültürü verecek lokomotif aydınlar gerekli. İster asker olsun ister siyasi. Yeterki aydın olsun. Bir ikinci Atatürk olsun.

 

Böyle bir halkın bilinç kazanmasını, bu sindirme sisteminde daha çok hayal ederiz. Ne dedik; halkın bilinçlenmesi iktisadi ve siyasi özgürlük ortamında olur. Sindirilen, artık ben Atatürkçüyüm demeye çekinen, bir taraftan da ekmek kavgasına, iş kaygusuna düşen halkı beyaz eşyayla bilinçlendirildiğini(!) biliyoruz. Biz bilinçlenme bekledikçe halk bilinçsizliğe gidiyor.

 

Asimetrik ve pisikolojik uygulama sadece orduya yargıya uygulanmıyorki. Ordu, yargı, üniversite, kolluk, basın, halk, tüm birimlere uygulanıyor. Sevr bilincinde, demokrasi bilincinde olan bu güçler biribirine pas atmadan birlik olup, aynı anda duruş sergilemeliler. Başka yolu yok bunun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 64
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

 

Asker gerekeni bilir ve bildiğini yapar. Dünyanın en bilimsel, gerçekçi ve mantıkçı harekat planlayan güçlerinden biri Türk Silahlı Kuvvetleridir. Gücünü Atatürk düşünce sisteminden alır çünkü.

 

Bu cümleler bana bazi yasadiklarimizi animsatiyor. Kenan Evren'inn 12 Eylül fasist cuntasini animsatiyor. Asker gerekeni bilir ve bildiginide yapar!!!!! Bildigi ile 30 yil icerisinde ülkeyi bir kaosun önüne getirdi ve seriatcilarin ülkenin dört tarafinda cig gibi büyümelerinin zeminin hazirladi. Bu bizim "Atatürkcü" askerimiz ev ehr dönem bildigini yapmistir, yapacaktirda.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlker Başbuğ'a tam destek veriyorum, açıklamaları tümüyle yerinde ve haklıdır.

 

N.Ş.A. da genelkurmay başkanının herhangi bir açıklama yapmasına gerek yoktur. Ama şartlar N.Ş.A. değil! Sorun da burada. İlker Başbuğ da durumun normal olmadığını vurguluyor, başka bir şey demiyor. Yani durum normal olsaydı, genelkurmay başkanı işine bakar, bir açıklama gerekiyorsa başbakan bile değil, savunma bakanı çıkar açıklardı.

 

İlker Başbuğ'un açıklaması, durumun normalden çok çok çıktığının göstergesidir, e, şimdi durum çok normal diyebilir miyiz? Hayır. Kurumlar arası çatışma vardır. Paslaşıyormuş. Burası halı saha mı yahu? Bu açıklama başlı başına bir garabet. Ne paslaşması? Ne paslaşması yahu? Sen cumhurbaşkanınla paslaş, bakanınla paslaş, al gülüm ver gülüm ne yapıyorsanız yapın. Genelkurmayla arandaki konuyu paslaşma olarak değerlendirmeye koyacağım en hafif isim yani garabet tanımlaması. Ha yani baktın olmadı çelme de takar faul de yaparsın.

 

Devlet adamlığı Kasımpaşaspor kaptanı ağzıyla olmuyor...

devlet adamlığı ordu spor ağzıylada olmuyor.

 

sahi unuttum ordu sporu ikinci lige kim düşürmüştü?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ordu sporu ikinci lige

"Paslaşan!!" takım kaptanının amigolarından başka bir söylem de beklenemezdi...

 

Şimdi anladığım kadarıyla burada Başbuğ'a bir eleştiri de "ben pas filan almadım" açıklamasını niye yapmadığı, öyle mi?

 

Başbuğ böyle bir açıklama yapmak zorunda değildir. Bu iddia, sahibini bağlar. Şimdi bilmiyorum kıyas nasıl olur ama, teşbihte hata olmazmış derlerdi eskiler:

 

Bir sanatçı hanım kızımız çıksa, filanca sanatçı bey ile aşk yaşıyoruz, yakında evleneceğiz dese, lakin sanatçı beyden hiç ses çıkmasa ne anlaşılır? Magazinel oldu ama çarpıcı olsun diye bu örneği verdim.

 

Adamın çıkıp "yok öyle bir şey, rüyasında görmüş olmalı" demesine gerek var mı? Böyle bir iddianın pası aldığı iddia edilen karşı tarafça onaylanması gerekir. Onaylanmadığı zaman iş anlaşılır, başka açıklamaya hacet yok...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Paslaşan!!" takım kaptanının amigolarından başka bir söylem de beklenemezdi...

 

Şimdi anladığım kadarıyla burada Başbuğ'a bir eleştiri de "ben pas filan almadım" açıklamasını niye yapmadığı, öyle mi?

 

Başbuğ böyle bir açıklama yapmak zorunda değildir. Bu iddia, sahibini bağlar. Şimdi bilmiyorum kıyas nasıl olur ama, teşbihte hata olmazmış derlerdi eskiler:

 

Bir sanatçı hanım kızımız çıksa, filanca sanatçı bey ile aşk yaşıyoruz, yakında evleneceğiz dese, lakin sanatçı beyden hiç ses çıkmasa ne anlaşılır? Magazinel oldu ama çarpıcı olsun diye bu örneği verdim.

 

Adamın çıkıp "yok öyle bir şey, rüyasında görmüş olmalı" demesine gerek var mı? Böyle bir iddianın pası aldığı iddia edilen karşı tarafça onaylanması gerekir. Onaylanmadığı zaman iş anlaşılır, başka açıklamaya hacet yok...

 

Halbuki Kasimpasaspor, O Ordu spor sayesinde TBMM'de amigoluk yapiyor. Yatip kalkip dua etmesi gerekenlere diyecek bir lafimiz olmaz zaten.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Polyannacılık.

Bunu ben şimdi anlamadım. Yüzlerce subayın katıldığı seminer evrakının dışarı çıkmasının nesi marifet de nesini yakalayıp kimi mahkemeye vereceksin? Semineri tekrar toplayıp "sızdıranın ebesi ölsün mü ha? Dışarı çıkaran gece altına kaçırsın mı? Tavlada düşeş beklerken hepyek atsın mı?" diye tehdit mi edip ortaya çıkaracaksınız?

 

Bunu söylemenin, binlerce kişinin izlediği gerilim filmindeki katili açıklayan adamın "vay, nasıl açıklarsın" diye yakasına yapışmaktan ne farkı var?

 

Hayır yani, kozmik odaya giren hukukun kendisi. Sızdırmış mı, salmış koyuvermiş mi, biz nerden bilelim? Yok elinde ne varsa ister sızdırsın, ister salsın koyuversin, umrunda olan da yok!

 

Neyin davası bu, anlamanın bir yolu yok! Aslında var, tüm mesele asimetrik psikolojik yıpratma derdi! Bir okka mum alıp da derdine yansın derdi bu olanlar. Bu kin, bu nefret sahiplerini bitirecek, başkasını değil...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O halde sorun da yok. Değil mi?

Bi dakka bilimselci! Bir dakika! Burada bir yanlış anlama var. Bak benim yazılarımı biraz izlediysen, tehdidin yakın tarihin en vahim tehdidi olduğunu, Damat Feritlerin filan kıyaslandığında yunmuş yıkanmış melaike kalacağını, "Kemal dinsizi öldü, padişahımız efendimize ve İngiliz velinimetlerimize isyan eden haine cenabı hakkı kahhar cezasını verdi" diye yalan haber yayan din simsarı gazetelere, şimdikilerin rahmet okuttuğunu on kere yazdım.

 

Anlatımım "bir şeycik yok, bir şey olmaz, keyfinize bakın" anlamında kesinlikle değildir. Şimdi burada anlaşalım. Böyle bir söylemim olduğu izlenimi yarattıysam düzeltirim.

 

Yahu hiç olur mu, burada bütün çabam zaten bu tehdidin algılanmasını, ciddiyetini anlatma yönünde! Biraz bütüncül bakmanızı rica ediyorum.

 

Bakın ben yukarıdaki söz konusu yazımda başka bir şey anlatıyorum. Ordunun gücünü ve kendine güvenini vurguluyorum. Bu da bir psikolojik yanıt! anlayacağınız... Kısaca böyle ifade edeyim, anlayacağınıza eminim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne günlere kaldık Yarabbi!Eskiden böylemiydi?Bakar mısınız sürece:60-70-80 gerçek birer darbeden 28 Şubat post modern bir darbeye ve en sonunda teknoloji çağını iliklerimize kadar yaşadığımızı da kanıtlayan E muhtıraya evrim.Eeee bugünlerin geleceği belliymiş önlem alınmalıydı(!).Ordumuzun siyasete müdahale gücü fiiliyattan söze doğru yumuşarken bu arada karşısındaki siyasi güç de aynı oranda güçlenmiş.

 

Bugün gelinen noktaya bakar mısınız yakın zamanda bile E muhtırayla siyasetteki yönlendirme gücünü hissettiren ordumuz bugün halka ya da artık muhatap olarak kimi görüyorsa onlara karşı kendisine itham edilen darbeci yaftasından kurtulmak için çaba sarffediyor, biz hukuğa saygılıyız, demokrasinin gerektirdiği şekilde hareket edeceğizi anlatmaya çalışıyor.Bunu niçin yapma gereği duyuyor?Bunu kime söylüyor da inandırmaya çalışıyor?Muhatabı yanlış bilmiyorsam halk olarak görüyor sözlerini halka anlatıyor.Kendini demokrasiye saygılıyız, demokrasi çerçevesinde hareket edeceğiz şeklinde bir anlayışla konumlandırma çabasında bu derece zayıf bi görüntü vermesi ve kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda elinin çok güçlü olmaması bu zamana kadar ki siyasete yaptığı müdahalelerin oluşturduğu algı, kendisine giydirdiği gömlekten, kendisine biçtiği rolden ve bugünkü siyasi şartların, güç dengelerinin değişmiş olmasıyla ortaya çıkan ortamdan olsa gerek...

 

Ordumuzu yıpratıyorlar deniyor.Peki kullanılan ergüman ne?Darbeci olması...Bu ergümanın yıpratılma aracı olarak kullanılmasına sebep olan kim?Bu ergümanı bir zamanlar kendileri için silah olarak kullananlar bugün bu silahı kendilerine çevrilmiş olarak görüyorlar...Kim suçlı şimdi?Bu ergümanın yıpratma aracı olarak kullananlar mı bu fırsatı verenler mi bu silahı elinden aldıranlar mı?

 

Derdi ne AKP'nin bu mücdele niçin peki?Kim neyini kaybediyor?AKP orduyu mu fessedecek?Ortada bir iktidar mücadelesi var, kanımca herkes de bunu biliyor.Ordumuz artık eskisi gibi darbe yapacak ortamı ve gücü kendinde bulamayacak gibi görünüyor...

 

Peki bu hoş bir durum mu?Herkesin durduğu yere göre bu durumun algısı değişiyor...

 

Korku şu:Ordumuz da siyesetteki etkisini yitirirse hükümetleri kim kontrol edecek,kim balans ayarı yapacak özellikle de AKP anlayışındaki hükümetlere?

 

Bu mücadeleyi halkımız seyirci olarak uzaktan izliyor, halk sanki bu denklemin bir parçası değil.Eeeee darbeler de halk için yapıldı, bugün yapılanlar da halkımız için...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dogru ne günlere kaldik yarabbim basbakanin günahlarini saysak bitmez.. israil mi desek ABD mi desek Irak ta olup bitenleri mi desek BOP esbaskanligi mi desek saymakla bitmez..

 

Yurdumuza sinirlarimiza dönelim, neydi o hamur sinir kapisi teröristlerin özgürlestigi kapi..

 

Neyse ülkemizde daha cok ciddi konular var. Basbakan bunlarla ugrasmalidir. Ekonomi perisan vaziyette.İssizlik dayanılmayacak bir düzeye ulastı. Emeklilerin, iscilerin durumu ortada. Tekel iscilerin durumu ortada..Birakalim bu günahlari bunlar saymakla bitmez!

 

Basbakanin en büyük derdi anayasa degisikligi anayasayi bir degistirse bir delebilse BOP esbaskanligini birakacak ülke özgürlügüne kavusacak..

 

Bilmiyor ki Anayasalar hergün hükümet degisince degisecek belgeler degil, anayasanin bir kökü vardir köklü belgelerdir.

 

İcinde bazı maddeleri degisebilir. Bu anayasada bu hükümetin söyledigi gibi bir askeri anayasa degil, 82 defa degisiklige ugramis, ilk yapildigi hale nazaran cok farkli bir anayasadir.

 

Bunlar ne anlar anayasadan kitaplarinda var mi?

 

Olsaydi cemaatleri savcilarimizdan üstün tutarlar mi..

 

Bassavci'nin evinin aranmasi!

 

Ismailaga Cemaatine yönelik sorusturma ile adi gündeme gelen Bassavci Ilhan Cihaner’in adliyedeki makam odasinda ve evinde arama yapilmasi haberini bugün okuduk...

 

Bu ülkeyi cemaatlarinla nasil rahmet okutmak istedikleri ortada iken..

 

Daha neyin rahmetini okuyoruz..

 

Ordumuz ne icerde ne disarda etkisini kaybedecek ordu degil bugün ordumuzdan medet umanlar ortada icerde ve disarda..

 

Dua edenlerde ortada 80.darbesini o dönem cocuk sahibi olan bütün anneler babalar dua eder..

 

Cocuklari eder mi? onu bugün onlara sormak lazim tabii onlarin anneleri babalari kadar duaci olmayacaklari ortada..

 

Bugün gözden kacmayan manzaralar var diyarbakir´da polisi taslayan cocuklari anneleri babalari kulaklarindan cekip eve götürüyorlar..

 

Bu da bir duadir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dogru ne günlere kaldik yarabbim basbakanin günahlarini saysak bitmez.. israil mi desek ABD mi desek Irak ta olup bitenleri mi desek BOP esbaskanligi mi desek saymakla bitmez..

.

.

.

Bu da bir duadir.

 

Dostum ben seni anlamadım. Hem dışa bağımlılıktan, gericilikten, tarikatlardan, devlet içinde kadrolaşmalarından şikayet ediyorsun Hem imam hatiplerden şikayet ediyorsun. . Hem 12 Eylül askeri yönetimini savunuyorsun.

 

Bu ülkede, cemaatlerin önünü açacan, kamu kurumlarını, eğitim kurumlarını tarikatçılarla dolduran Kenan Evren ve arkadaşları değil mi ? Her köşe başında mantar gibi imam hatip açan Kenan Evren değil mi ? İmam-hatip lisesi mezunlarının üniversiteye girişlerini kolaylaştıran Kenan Evren değil mi ?

 

Canla başla savunduğun 12 Eylül'ün getirdiklerinden neden şikayet ediyorsun ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dostum ben seni anlamadım. Hem dışa bağımlılıktan, gericilikten, tarikatlardan, devlet içinde kadrolaşmalarından şikayet ediyorsun Hem imam hatiplerden şikayet ediyorsun. . Hem 12 Eylül askeri yönetimini savunuyorsun.

 

Bu ülkede, cemaatlerin önünü açacan, kamu kurumlarını, eğitim kurumlarını tarikatçılarla dolduran Kenan Evren ve arkadaşları değil mi ? Her köşe başında mantar gibi imam hatip açan Kenan Evren değil mi ? İmam-hatip lisesi mezunlarının üniversiteye girişlerini kolaylaştıran Kenan Evren değil mi ?

 

Canla başla savunduğun 12 Eylül'ün getirdiklerinden neden şikayet ediyorsun ?

Sayin CYRANO

 

Neden anlamak istemiyoruz 12 Eylül askeri yönetimini savunmuyoruz. Onu oraya tasiyan sartlardan bahsediyoruz gelmesi gerkiyordu geldi bunu anlatmaya calisiyoruz.

 

Kimse askerden baska gelip babasinin hayirina bu ülkeyi düzeltmezdi..

 

Yoksa bizim bilmedigimiz o sartlarda cikip gelen birileri mi var bir aciklasan..

 

Her köşe başında mantar gibi imam hatip açan Kenan Evren değil mi ? diyorsun haklisin kenan evreni savunmuyoruz

 

Ama bir bildigim varsa zaten bunlar mantar gibiydi bu mantarlari toplayip yanlis yere yönlendirmisse onun sucu..

 

İmam-hatip lisesi mezunlarının üniversiteye girişlerini kolaylaştıran Kenan Evren değil mi ? evet belki ulkeye yararli olur demis olabilir onun sucu..

 

Bu ülkede herkesin adam olamayacagini hesaplamis olmayabilir zaten insanin dogasina aykiri.

 

Dogasina aykiri olmasa!

 

Bugün kendilerini felakete sürükleyenleri, farketse de, farketmiyor bundan rahatsizlik duymuyor ayri bir haz duymanin yolunu bulmus olmali ki mecliste hirsizlik, gasp, suistimal, rüsvet dahil, fener fener yanarken bir erin mektubunun pesine düsmüsler..

 

Tarihe nereden bakacagiz ?

 

1907'den tarihe bakarsak Enver Pasa eskiyadir...

1908'de Hürriyet kahramani...

1914'te baskomutan vekili...

1918'de sürgün bir maglup komutan...

1923'te vatan haini...

 

Bu klasik tipik nakaratin altina bunu ekleyebiliriz..

 

Bugün mecliste kahramanlar dolasiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin CYRANO

 

Neden anlamak istemiyoruz 12 Eylül askeri yönetimini savunmuyoruz. Onu oraya tasiyan sartlardan bahsediyoruz gelmesi gerkiyordu geldi bunu anlatmaya calisiyoruz.

 

Kimse askerden baska gelip babasinin hayirina bu ülkeyi düzeltmezdi..

 

Yoksa bizim bilmedigimiz o sartlarda cikip gelen birileri mi var bir aciklasan..

 

 

Ehhh bugünkü durum ile 12 eylül den önceki durum arasinda fazla ic acici bir durum mu varda "kurtaricimiz TSK" yönetimi ele alipta ülkeyi tekrar kurtarmiyor? Ne bu celiski?

 

Her ülkenin insanlari hak ettikleri rejimle yönetilmeye laiktir, bizim ülkenin vatandaslarida TSK, seriatci iktifarlar, irkci partiler tarafindan yönetilmeye laik gibi gözüküyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunun da ötesinde ülkeyi kurtarma(!) anlayışı çerçevesinde savunulan ülke için en doğrusunu ben bilirim, tehlike tanımını ben yaparım, benim dediğim, benim yaptığım bu ülke için doğrudur felsefesine yapılan olumlu vurgu karşısında artık ne söylenebilir ki?

 

Bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını, bu ülkenin hissiyatını hatta ötesinde insanı tam manasıyla tanıdığınızı düşünmek isterdim.Bu halk size daha nasıl anlatacak hissiyatını.Sürekli onun adına, ona tepeden inme biçilen libasların uymadığını görmek için ne gerekiyor bilmiyorum...

 

Cumhuriyet'i, demokrasiyi yerleştirmek muhatap olunan halkın değerlerini küçümseyerek, zorla değiştirmeye çalışarak olmuyor bu insanın doğasında var.Güzel olan bir şey güzel olmayn ellerde, dillerde kirletliyor kötü gösteriliyor.Savunulan zihniyet şu:Biz Cumhuriyet'i, demokrasiyi ancak baskıyla, korkuyla, zorla yerleştirceğiz.Sen bunu tek yöntem olarak benimsediğinde Cumhuriyet'in de demokrasinin de özüne aykırı olan bu absürt bakış daha Cumhuriyet'i,demokrasiyi yeni tanıyan bir halk için diktatörlük olarak anlaşılıyor, fırsat verildiğinde kendi dilinden konuşanı tercih ediyor ve öyle konuşuyor...

 

Darbeler olmasaydı şimdi demokrasi ve Cumhuriyet hayaldi gibi bir çıkarımdan hareketle bu zihniyeti yaşatmanın çabasında olmak, CUmhuriyet'in varlığını, korunmasını darbe gücüne bağlamak Cumhuriyet'i asıl yıkmak isteyenlere gerek kalmadan yıkar zaten...Cumhuriyet rejimi ve onu koruyan dikta, darbe anlayışı bu nasıl bir mantık?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP'nin elinde güc var. Bu orduyu lagvetsin ve kendi görüslerine uygun, Icinde seyhülislamida olan bir ordu kurdursun. O zaman ne darbe olur ne darbe korkusu. Hic Islam ülkelerinde darbe yapan ordu var mi, Allah korkusu var hepsinde; :) Türkiye'de de böyle Allah korkusu olan bir ordu kurulabilir, Basbakan Erdogan'da artik korkulu rüyalar görmez.

 

Hic bu kadar darbe ile yatip darbe ile kalkan bir baska ülke var mi acaba. Asker denince hemen 12 Eylül 1960 geliyor herkesin aklina, sanki bu ordu degildi Kibris'a cikartma yapan.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ehhh bugünkü durum ile 12 eylül den önceki durum arasinda fazla ic acici bir durum mu varda "kurtaricimiz TSK" yönetimi ele alipta ülkeyi tekrar kurtarmiyor? Ne bu celiski?

 

Her ülkenin insanlari hak ettikleri rejimle yönetilmeye laiktir, bizim ülkenin vatandaslarida TSK, seriatci iktifarlar, irkci partiler tarafindan yönetilmeye laik gibi gözüküyor.

Darbeyi bizler istemedik ki!

 

Cumhuriyet karsiti tüm bölücü akimlarin istiyebilecegi bir durum bu bir kere daha kanitlandi!

 

Isteyenler bugünde ortada bugün daha bilinclenen halki o dönem gibi kafesin icine kapatamayanlar yeni careler pesinde sürekli agizlarinda darbe kelimesi..Cumhuriyet karsiti tüm bölücü akimlarin uyguladigi bugün sistematik bir savas karsi saldiri bicimi halini almistir.. 12 Eylül yalnizdir... bunun bilincinde olan bölücüler darbe cigirtkanliginla birlikte arkasina siginarak bugün hukuku, devleti katletme pesindedir..

 

Yazdim CHP. mecliste Anayasanın gecici 15.maddesini kaldirilmasini isterken 12.Eylül yargilanmasinin önünü acacak madde neden kaldirilmaz..Darbe cikirtganliginin önü kapanmasini bu dönem istemeyenler 12.Eylülün yalniz kalmasini isteyenlerdir.. bu kadar acik.

 

O dönem..

 

insanlarin gruplara bölündügü kamplara ayrilarak kurtarilmis bölgelerin, halk mahkemelerinin kuruldugu mezarliklarda genclerin kursuna dizildigi örgütlerin eylemlerini artirarak darbe istediklerini bilmiyen mi var o dönem..

 

Diyoruz ki Türkiye’nin 12 Eylüle nasil geldigi iyi tahlil edilmelidir. Ülkemizde cok partili hayati icine sindiremeyen bölücü akimlar..

 

O dönem

 

Halkin üzerinde müthis baski olusturanlar..Cumhuriyet karsiti tüm bölücü akimlar!

 

Kahrolsun fasizm derken o gün icin kim hedef aliniyordu? gene halkin kendisi degilmiydi: Bu ülkenin kendisi degilmiydi hedef halkin kendisi olmasa neden o dönem ecevit´in partisi secilmemesi icin bütün örgütler birlik olup halkin oylarini kesinlikle chp parti yönünde kullanmamasi icin baski olusturmustu, hatda sandik baslarini tutup chp yönünde oy verilmesini önleyen de gene sözüm ona demokrat bu sivil örgütler degilmiydi..

 

Amac neydi darbe darbeyi olusturacak zemini hazirlamak sartlari hizlandirmak bu ülkenin bir darbeyle alabora olmayacagini bilenlerin hedefi neydi darbeleri sürekli kilmak.. degilmiydi, bu süretle ülkede bir devrimin gerceklesebilecegini zannedenler bu inancla ortaokul cocuklarini liseli cocuklari sokaklara sürmüyormuydu..

 

O dönem..

 

Evet tekrar söylüyorum O dönem Anlatmakla bitmez...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın FUZULİ, topluma her gün pompalanan çarpık ezberlerin etkisinde kalmışsınız. Sırayla gidelim: 1980 darbedir. Savaş gibi, istemeden kapıya dayanmış bir zorunluluktur. O darbe olmasa Afganistan olacaktık. İç savaş, önce Sovyet, sonra ABD müdahalesi...

 

Post modern darbe diye bir şey yoktur. Bu, pompalanan ezberlerden biri. Erbakan kendisi gidişatı iyi görmediği için istifa etmeyi tercih etmiştir. Gidişatın çok vahim çatışmalara yol açacağını, istediği gelişmelere ne toplumun, ne hiç kimsenin hazır olmadığını görmüş, sevdasından vaz geçmenin daha hayırlı olacağını anlayıp kendisi istifa etmiştir.

 

Ezber pompasının püskürttüğü diğer terim, e-muhtıra. O bildiri muhtıra değildir. Görüş açıklamadır. Askerin de herkes gibi görüş açıklama yetkisi vardır. Keşke gerek olmasa. Ama merkez bankası başkanı da "bol bol para basın" emri geldiğinde "ama efendim bu enflasyonu körükler" diye itiraz eder, etmelidir. Çünkü savaşta düşman ülkeler senin paranı basıp yayar, enflasyonunu körükleyip ekonomini batırmak için.

 

Kala kala 12 eylül kaldığı, o da anlattığım gibi olduğu için ordu darbeci değil, en ileri, en demokrat, en modern ve çağdaş gözbebeğimiz bir kurumdur. Propagandalara kanmayın... hepsi yalan, hepsi iftira ve hepsi Sevr dayatmacılarıyla işbirlikçilerinin her gün bellettiği papağan ezberleridir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın demirefe sizin kanun hükmündeki(!) nesnel cümlelerinizin, yargılarınızın su götürmez dayanağı nedir?Hangi mantıkla geçmişte gerçekleşmiş bir olaya dönüp ''O olmasaydı bu olacaktı(Olabilirdi, gibi bir olasılık cümlesi dahi kurmayı tercih etmiyorsunuz kesinliğini nerden hesaplıyorsanz artık!!!).'' yargısına varabiliyorsunuz?Bu yargınız darbeyi, darbeleri meşrulaştırmanın en kestirme yolu değil mi?Mantık ne:''Biz müdahale etmezsek daha kötü olacak.''Bu mantığın bittiği, sınırlandırıldığı bir yer var mı?Evet var, bu mantıkla gücü elinde bulunduranlar istedikleri zaman darbe ortamının oluştuğuna inanırlar, istedikleri zaman darbe ortamı oluştururlar, istediklerini yaparlar yeterki kendilerine göre bir şeyler ters gidiyor olsun...

 

Siz olaylara kendi yumuşak kavramlarınızı giydirip olayın özünü değiştirdiğinizi zannedebilirsiniz.Darbelere ''Hayır bunlar darbe değildi, bunlara darbe ya da siyasete müdahale demeyelim de ülkeyi kurtarma operasyonu diyelim.'' diyebilirsiniz.Hatta bu müdahallelere darbe desek de ''Gerekliydi'' diyedebilirsiniz, bunlara inanabilir, bunların ezber olmadığına adınız gibi emin olabilirsiniz...

 

Ben ülkemizde siyasetin normalleşmesini istiyorum.Birilerinin sürekli '' Bak yaptıklarına dikkat et, sistem benim kontrolümde, sistem mistem tanımam, alırım aşağı.'' tehditini, bunun da ötesine geçerek, fiili müdahalesini tasvip etmiyorum.Bu nemenem bir sistemdir ki ''ordumuz'' sürekli siyasetin en önemli aktörü, yönlendiricisi, söz söyleyeni olabilmektidir.Hangi demokraside bu böyledir örneklerle açıklayınız da ben de evet her demokratik ülkede on yılda bir darbe yapılması, siyasetin ordudan gelen açıklamalarla baskı altında tutulması, E muhtıra yayınlanması(açıklama(!)) demokrasinin bir parçası olup normaldir diyeyim?

 

Bence kendi kendimize oyun oynamanın bir faydası yok bu vakte kadar da olanlar da ortada.

 

Evet bu ülkede İslami bir kısım cenahtan rejime karşı bir tehdit yöneltildi, bu rejimi iyisiyle kötüsüyle hiçbir şekilde istemeyenler var.Erbakan bunun bir örneği.Bu anlayışla mücadele edilirken ipin ucu kaçırıldı ve şu algı oluştu.Bu rejime düşmanlık din temelli gelmektedir ve din temelli, dini görüntülü her şey düşmanlık tanımının içne girer.Ama bu ülkede bir de hala milletin dininden haberi olmayan, dinini kendi anlayışı etrafında değiştirmeye, dönüştürmeye çalışan, baskı altına alan hatta dinin kendisini bu ülkede görmek istemeyen de var ve bunlar nedense darbeyi çok seviyorlar.Millete zorla modernlik gömleği giydireceğim diye uğraşanlar var.Hala milleti tanımıyorlar, tanıyamadılar.Tamam bu millete demokrasiyi öğretin, demokrasi kültürünü yerleştirmeye çalışın da milletin değerleriyle alay ederek, milleti küçümseyerek din temelli her oluşumu, din temelli her isteği, sorunu rejime düşmanlıkla ilişkilendirip bir kenara atamazsınız.

 

Hakim güçler dini motifli dülşüncelerle mücadele ederken halkı hiçe sayıyorlar.Örneğin AKP malum düşünce tarafından mimlenmiş, rejime düşman ilan edilmiş ve öyle görülen bir parti.Birileri E muhtırayla, Anayasa Mahkemesiyle bu partiyi güya yola getirmeye çalışırken, bu partiyle mücadele ederken sadece partiyle mücadele ettiğini zannetmesi ve bu yanılgıya düşmesi bu işi yapanların ne kadar derin (!), ileri görüşlü(!) bir zihin yapıların olduğunu gösteriyor..AKP'ye karşı yürütülen her demokrasi dışı mücadele -bunu geçmişe de götürebilirsiniz- kendini bir şekilde AKP'nin değerlerine yakın gören kitleler tarafından kendine yapılmış bir mücadele olarak algılanıyor.AKP nazarında bu ülkede AKP'nin temsil ettiği değerleri yaşayan, savunan milyonlarca insan var.Partinin adının ne olduğu önemli değildir.Yani diyeceğim o ki AKP gibi bir partiyi iktidara taşıyacak bu ülkede milyonlarca insan var.Önce kiminle niçin mücadele ediliyor, mücadele edenlerin bu insanlara bakışı ne çok önemli.

 

Kendini bu ülkenin sahibi olarak görenlere baktığımızda , bu anlayışı temsil edenlere baktığımızda milletin büyük bir kısmının, diniyle, kültürüyle tarihiyle ilgili sıkıntılarının olduğunu görmek için müneccim olmaya gerke yok.Herkes kendini bilir, biliyor da...

 

Ülkemizdeki bütün değerler maalesef zemininden kaymış durumda.Ne dinimiz din gibi özüyle yerinde, ne demokrasimiz özgün demokrasinin içinde, ne de hukuğumuz gerçek özüyle hukuk olabildi.Bu ülkede demokrasi vardı da şimdi mi yok oldu?Demokrasiyi işine geldiği gibi kullanan kullanana.Darbeleri yapanlar, demokrasiye müdahale edenler de demokrasiye sığındılar, rejimi yok etmek isteyenler de demokrasiye sığınıp onu araç haline getirdiler.Dün hukuğu kendi adına yönlendiren hukuk şövalyelerimiz, ülkeye tahhakküm uygularken demokrasi vardı bugün bu zihniyeti ortadan kaldırmaya çalışanlar hukuğu kullanırken demokrasi, hukuk yol oldu diye bağırıyorlar.Derdiniz hukuksa darbe dönemlerinde uygulanan hukuğu, siyasete sürekli müdahaleyi nereye koyacaksınız.Bu mu hukuk?Hukuk o günde yoktu bugün de yok.Kimin hukuksuzluğu size faydalıysa onu savunursunuz bu kadar basit.Çünkü biz gerçek demokrasiyi, hukuğu görmedik daha...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Fuzuli'nin yazisinin tümüne degil bir kismina sadece ufak bir itirazim olacak; "AKP ile ugrasanlar, sadece AKP ile ugrastiklarini saniyorlar" tarzi bir yaklasim va sayin Fuzuli'nin yazisinda.

 

Bu tarz bir yaklasimla, AKP karsitlarinin AKP ile ugrastiklarini sanarken aslinda halkla ugrasiyorlar anlamini vermesi, halki tanimiyorlar diyerek "yani halk müslüman" dir yaklasimini ben ciddi bulmuyorum.

 

Yasama, Yürütme ve Yargi üc bacakli bir masadir. Bu bacaklarin birisinin yoklugu masanin yikilmasi anlamini tasir. Iktidar olanlar bu prensibi bu anayasal düzeni kabullenenlerdir. Ben iktidar olurum, beni nasil olsa halk secti; bana ne anayasadan veya üc bacakli masadan zihniyeti ülkemizi bugün Avrupa Birliginin kapilarinda paspas haline getirdi.

 

Iktidara gelenler gelmek isteyenler, iktidar olduktan sonra yapmak istediklerini, yani ideolojik planlarinida halkla paylasarak secime gitmeyi neden denemiyorlar hic. Bu ülkede Tarikat ve Tekkeler yasak midir? Yasaktir. Peki ne görüyoruz simdi Türkiye'de...? Laik bir ülkenin basbakanlik konutuna sakallari göbeginde gelen cemaat reisleri, Laik bir ülkenin meclis koridorlarinda kilinan cuma namazlari... Allahaskina bir seyi savunurken objektif olun. Siz hem objektif olmuyorsunuz hemde yapilan her elestiriyi din karsiti bir cercevenin icine sokuyorsunuz.

 

Dünyanin her ülkesinde din karsitlari vardir. Dini siyasete alet etmeye calisanlar vardir ama bizim ülkemizdeki kadar dini oy avciligina dökerek yasalari cigneyen siyasetci baska hicbir ülkede yoktur. Ya o ülkelerin dini inanclari zayiftir, ya bizimkiler cok dindardir ya da belirli amaclara hizmet verirler. Sanki Erbakandan Özal'dan önce bu ülkeyi dinsizler yönetmiste Erbakan'la Özal'la ve simdi de Tayyib Erdogan'la Bülent Arinc'la Türkiye yeniden islamiyete kavustu. Tabiiki darbeleri istemiyoruz. Ama egri oturun dogru konusun, bu ülkeye 1950 yilindan bu yana kim geldi ülkesi icin calisan.

 

Milli Irade'den bahsedilir hep. Bizi Milli Irade getirdi denir. Sanki kendilerinden öncekiler uzaydan gelmis gibi. Milli Irade, ülkenin kalkinmasi icin kendince uygun gördügü iktidari göreve getirir. Hicbir milli irade iktidarlara ülkenin sirazesini bozma yetkisi vermez. Milli irade, iktidara getirdiklerinden, daha cok sosyallik bekler, daha cok refah seviyesi bekler. Ülkenin cikarlarini milli hassasiyetler cercevesinde savunmasini bekler. Milli irade, develtin civisini cikartin diye oy vermez. Milli irade, yarginin civisini cikartin diye oy vermez.

 

Bugün, yukarida yazdiklarimin hepsi gerceklesiyor Türkiye'de.

 

30 yil öncesinde kalarak kalkinamayiz, 30 yil öncesinden ibret alarak yolumuza devam etmeliyiz. Sabah aksam darbe iddialari ile gündemi darbelerle dolduran bir iktidar kendisine oy veren secmenlere bile ters düsen bir iktidardir. Her önüne gelene kafa tutacaksin, her agzini acana AKP'yi yikmak istiyor diyeceksin, yargiyla kavga edeceksin, askerle kavga edeceksin sonrada beni milli irade getirdi diyeceksin. Milli Irade kavga et diye getirmiyor iktidari, is yapsin ekmek versin diye getirir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

25 Haziran 2002 günü de Saadet Partisi grubu adına Recai Kutan konuşuyordu:

 

“Hükümet, IMF ve Dünya Bankasının Türkiye’yi yıkım programını kararlılıkla sürdürmektedir. Üstelik, hükümet etme sorumluluğunu da bütünüyle IMF ve Dünya Bankası’na devretmiştir.

 

Kemal Derviş tarafından ‘güçlü ekonomiye geçiş’ diye isimlendirilen bu kuşatmanın, bize göre 5 amacı vardı:

 

1- Türkiye finans sisteminin, çokuluslu sermayenin istediği gibi, borç para verilecek ve yüksek faizlerle geri alınabilecek şekilde düzenlenmesi.

 

2- Türkiye’de devlete ait olan kuruluşların ve özel firmaların değerini düşürüp, ulusötesi şirketler tarafından ucuza kapatılması.

 

3- Türkiye’deki sanayi ve tarımsal üretimi durdurup, piyasaların ulusötesi şirketlerin kontrolüne verilmesi.

 

4- Bütün bunların sürekli olabilmesi için ‘siyaseti ekonomiden ayırıyoruz’ adı altında, merkezî yönetimin çökertilerek, ekonomi yönetiminin kendinden menkul üst kurullara devredilmesi.

 

5- Ülkenin, borç-faiz-borç sarmalıyla rehin alınarak, Türkiye’nin, siyasî, stratejik amaçlı olarak kullanılması.

 

 

Bu bir kuşatmadır; bu, Türkiye’yi teslim alma projesidir. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, arkasından siyasî, stratejik istekler gelecektir, gelmiştir de. Amerikalı televizyon yorumcusunun söylediği ‘IMF Türkiye’yi bizim için satın aldı’ sözünü, meşhur Amerikalı borsacının ‘Türkiye’nin en iyi ihraç ürünü ordusudur’ sözünü, kimse, yetkisiz bazı kimselerin gevezeliği olarak görmesin.

 

Bugün Afganistan’da, yarın Irak’ta Türkiye’den önemli fedakârlıklar istenecektir. Kıbrıs’ı, Ege’yi dayatmayacaklarını, daha başka şeyleri istemeyeceklerini kim söyleyebilir?”

 

Tayyip Erdoğan, Recai Kutan’ın 2002’de beş maddede özetlediği “IMF’nin Türkiye’yi yıkım programı”nı harfiyen uygulamış, ekonomik alt yapıyı toplam 20 milyar dolara satmıştır! Siyasi tavizler de cabası!

 

 

Sayin Fuzuli herhalde Recai Kutan´i taniyorsunuz! iyi bir müslümandir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Basbug sonucta Türk Silahli Kuvvetlerinin en basindaki isimdir.Devlet adamidir,devlet adamligi nasil olurmus bir anlatsanizda bizde ögrensek.

Bir basbakanda milletin memurudur,zamani gelince ya görevden alinir ya da göreve devam eder.Basbug elimde belge var demedi.Bizmde bildiklerimiz var aciklariz dedi.Simdi Sayin Basbug'a yeni bir suc yükleme firsati dögdu galiba.Vahim bir suc.Peki ordudan sizdirilan,sonra montajlarla icerigi degistirilen ve bunlari Darbe planlari diye yayinlayan 12 Eylül yandaslari neden bu bilgileri kimden aldiklarini söylemezler, bu vahim suc degilmidir.

 

 

saygilarla

 

Başbuğ Tsk'nın başındaki atanmış bir kişidir,bu kişinin bağlı bulunduğu bir bakanlık vardır kendi başına buyruk davranamaz.

Asla devlet adamı değildir,devlet memurudur eğer Başbuğ devlet adamıysa bütün kamu kurumu yöneticileri devlet adamıdırlar,hepsi geçsinler kameralar karşına konuşsunlar olur mu?

Başbakan memur değildir,halkın iradesi ile ''Al bu yetkiyi beni yönet'' dediyi kimsedir,atama ile gelmemiştir,halk getirmiştir,ancak halk götürecektir,(Ergenekon Terör Örgütü yandaşlarının bütün çabalarına rağmen)

Ortada bir suç varsa ve biliyorsa çıksın açıklasın halka,halka açıklayamıyorsa savcılara açıklasın,zaten suç işlenen bir suç hakkında Genelkurmay başkanıda bilite susuyorsa kimin konuşması gerekiyor acaba.

Peki bu sızanların montajlandığı fikrine nereden sahip oldunuz,yoksa mahkemeler sonuçları açıklamadan çnce size bilgimi verdiler? Yada siz Ergenekon Terör örgütünün avukatlığına soyunanların kannallarını fazlamı izliyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

demirefe ...... yargılarınızın ..... dayanağı nedir?

Çok basit... Konjonktüre bakarsınız. Dünyayı, insanları hep aynı sabitlikte işleyen robotlar ve makine gibi algılamaz, nedenselliğin çok derin ve karmaşık olduğunu, her olgunun kendi nedensellikleri ile doğduğunu, hiç kimsenin aynı ırmakta iki kez yıkanamayacağını, çünkü ikincide ne ırmağın aynı ırmak, ne yıkananın aynı insan olmadığını bilirsiniz. Fikirlerinizin önce felsefi temellerini oluşturur, dogmatik söylemlere, tekrarlanan ve tekrarlatılan ezberlere aldırış etmez, böylece şartlandırılmaktan korunursunuz... Budur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Halbuki Kasimpasaspor, O Ordu spor sayesinde TBMM'de amigoluk yapiyor. Yatip kalkip dua etmesi gerekenlere diyecek bir lafimiz olmaz zaten.

 

hangisine dua etsinler ordu sporda mevcut birkısım kişinin kızdırmayın yoksa milli takımımın kalesine gol atarım deyip neyse hadi acıdım atmıyorum demesinemi dua etsinler.

 

kasımpaşa spor tribündeki halka amigoluk yapıyor ve iyide yapıyor.halkta o ne diyorsa aynısını söylüyor.tribündeki millet herşeyi görüyor kimin kendi kalesine bilerek gol atmaya çalıştığını da görüyor.ve halk şunu istiyor.kendi kalesine golatanı takımdan uzaklaştırın.

 

saygı ve muhabbetle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP'nin elinde güc var. Bu orduyu lagvetsin ve kendi görüslerine uygun, Icinde seyhülislamida olan bir ordu kurdursun. O zaman ne darbe olur ne darbe korkusu. Hic Islam ülkelerinde darbe yapan ordu var mi, Allah korkusu var hepsinde; :) Türkiye'de de böyle Allah korkusu olan bir ordu kurulabilir, Basbakan Erdogan'da artik korkulu rüyalar görmez.

 

Hic bu kadar darbe ile yatip darbe ile kalkan bir baska ülke var mi acaba. Asker denince hemen 12 Eylül 1960 geliyor herkesin aklina, sanki bu ordu degildi Kibris'a cikartma yapan.

 

 

saygilarla

darbekorkusunu nereden çıkardınız evet var bir korku ama darbeci lerde cuntacılarda var bu korku.erdoğannın darbe korkusu yaşadığınıda sanmıyorum korku cuntacılarda var asıl ve haklılarda.

 

şundan emin olabilirsiniz artık hiçbir darbe girişimine ve başbakanların asılmasına sessiz kalınmayacak bu ülkede.

 

darbeden yapan korksun halk değil.saygı ve muhabbetle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

darbekorkusunu nereden çıkardınız evet var bir korku ama darbeci lerde cuntacılarda var bu korku.erdoğannın darbe korkusu yaşadığınıda sanmıyorum korku cuntacılarda var asıl ve haklılarda.

 

şundan emin olabilirsiniz artık hiçbir darbe girişimine ve başbakanların asılmasına sessiz kalınmayacak bu ülkede.

 

darbeden yapan korksun halk değil.saygı ve muhabbetle.

 

Valla ben bise diyimmi size,kuru gürültüyle olmuyor bunlar.Darbe olmasin ama sunu iyi bilinki eger yine bir darbe olursa sizin düsündüklerinizin hicbirisi gerceklesmez hic bosu bosuna hayallere kapilmayin ve de ilk kacmayi deneyecek olanlar da AKP'liler olur.Bu iddiamda cok samimiyim.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah katındaki takva derecesini bilemem Sayın Recai Kutan'ın.Ama onların benimsediği din temelli siyaseti tasvip etmediğimi söyleyebilirim.Tesbitlerine gelince bu tesbitlerin onun Müslüman olmasıyla alakalı olarak doğru orantılı doğruluğuna kanaat etmek benim telakkimde yok bunu belirteyim.Recai Kutan'ın sözlerini benim bakışıma karşı cevap olarak aynı görüşte olduğunuzu hissettirecek şekilde kullanmanız tebessüm ettirdi, sağolun...AKP'yle ayrıldığınız tek nokta ekonomi, dış siyasetteki takip ettiği siyasi bakış farklılığı mı?Siz şimdi Saadet'e oy da verdim derseniz vallaha inanmam...smile.gif

 

Herkesin anlayışı kendine...

 

Son zamanlarda ne kadar da IMF'ten bahsediyoruz değil mi?Hükümet de yanıp tutuşuyor gelsinler bizden istekte bulunsunlar da onların dediğini bir güzel yapsak diye.Bizi kimler muhtaç etti acaba IMF'e?

 

Ben şuna da şaşıyorum.Bu ülkeyi koruduğunu düşünen, gerektiğinde darbe yapan zinde güçlerimiz neden acaba ülkedeki demokrasiyi düzelttikleri gibi ekonomiyi de sınırsız güçleriyle düzeltmeyi düşünmezler.Tamam demokrasi kontrol altında eee ekonomi, sağlık, eğitim, teknoloji...

 

Gerçek vatanseverler kimse gelsinler ellerindeki güçlerin bir kısmını da bunlarla ilgili sorunları çözmeye harcasalar nolurdu?Demokrasiyi korumaya güçleri yetiyor ekonomiyi düzeltmeye, milleti refaha erdirmeye gelince güç bitiyor ne hikmetse...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.