Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kutsal Kitaplar Bir Bilim, Bir Mitoloji Kitabı mıdır?


Siyah_Beyaz

Önerilen İletiler

*

 

Kutsal kitaplar bir mitoloji, bir bilim kitabı mıdır?..

Bu başlıkta bu sorunun yanıtlarını aramaya çalışacağız..

 

^^^

Batılıların bir zamanlar kutsal kitaplarında ki verileri doğrulamak için İncil'de yazılanları doğrulamak için yola çıkıp yaptıkları araştırmaların tam tersini, günümüzde müslümanlar bilimsel araştırmaların sonucuna bakarak sonuçlarını Kuran da yazılanlara uydurmaya çalışıyorlar.

 

Batı dünyası özellikle Rönesans'a kadar kutsal kitaplarda verilen bilgilere inandılar. Onları gerçek zannederek yaşadılar. Rönesans’ın ardından kitaba dayalı, kitapta verilen bilgilerin ışığıyla dünyayı, evreni keşfetmeye çıktıklarında büyük sarsıntı yaşadılar. Yaşanan şokun ardından bu sefer batılı dindarlar sayılarla uğraşmaya, onlardan mucizeler çıkartmaya çalıştılar. Sonuç yine umdukları gibi değildi.

 

Bu yüzden 19 yüzyılın ardından batılılar artık din ile bilimi birbirinden tamamen ayırmaları gerektiğini kavradılar.

 

İslamcılar ise; İnsanlığın yüzyıllardır gözlem ve araştırmalara dayalı bilimsel buluşlarını orasından burasından çekiştirip Kuran a uydurma çabaları içindeler..

 

Bu çabaları ve ardında duydukları kaygıları ele aldığımız zaman bu yapılmaya çalışılanların “İslam düşünürlerinin” bir kesiminin büyük bir panik yaşadıklarını ve bu kaygılarla kurana mitolojik ve bilimsel bir kitap muamelesi yaptığını söyleyebiliriz.

 

Bir zamanlar batılıların İncil de yazılanları bilimsel araştırmalar yaparak doğrulamak yerine, onların hüsranlarından ders almış olacaklar ki, yapılan bilimsel araştırmaları kurana uydurmaya çabasındalar. Bilimsel buluşları Kuran'a uyduracaklar, mucizeler yaratacaklar diye hilkat garibesi teoriler üretiyorlar…

 

Tam bir panik içindeler. Kuran da geçen birkaç sözü günün kanıtlanmış bilimsel verileriyle eşleştirip, işte Kuran bunları yazıyordu zaten kanısına varıyorlar. Bir iki kelime birden yüzlerce cümlede anlam buluyor. Üstelik Latince, İngilizce bilimsel terimlere dönüşüveriyor.

 

Birde bakıyorsunuz; İnsanlığın yüzyıllardır gözlem ve araştırmalara dayalı bilimsel buluşları orasından burasından çekiştirilerek Allah kelamı olarak karşımıza çıkıvermiş

 

^^^

Hani örnekler diyeceksiniz… Onları da bir dahaki sefere yazalım artık… Çok fazla uzamasın…

Başlığın açılımına ve yapılacak katkılarla göre değerlendirmeleri ve örneklemeleri birlikte yaparız...

 

Saygılarımla ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Cevap mı arıyorsunuz yoksa birşeyi ispat etmeye mi çalışıyorsunuz?

Cevap arıyorsanız, neden edebiyle sormuyorsunuz? Birşey ispat etmeye çalışıyorsanız, neyi ispat etmeye çalışıyorsunuz?

...

Eğer birşeyi (kendi çapınızda) ispat etti iseniz, neden bunu yayma isteği duyuyorsunuz? Kuran'ı Kerim'in bir ilimle inip inmediğini öğrenmek istiyorsanız, neden bu şekilde saldırıyorsunuz? Öğrenmek istemiyorsanız neden uygun başlık atmadınız?

...

Dini anlamak için inanmak gerekir. Eğer inanmıyorsanız zaten O (kendi çapınızda) din değildir. Din olmadığını düşündüğünüz birşeyi zaten isteseniz de istemesenizde anlayamazsınız. Çünkü baştan önyargı ile yaklaşıp silmişsiniz gözünüzde.

...

Kavramları net bir şekilde ve kesin çizgilerle ayırmak gerekir. Müslümanların İslam'ı bilimle özdeşleştirip açıklamaya çalışması; islamın eksikliğinden kaynaklanan birşey olmayıp, olaylara kalp(ruh) gözüyle bakamayan ve uzayı çıplak gözle görmeye çalışan beyinlerin içinde birşeyler uyandırma isteğinden ileri gelir.

...

Bu insanların, bilimi bir büyüklük gibi göstermesini de anlayabilmiş değilim. İnsanlar, buldukları birkaç sefil icat ile koskoca Allah'ı yok etmeye çalışıyorlar. Sanki cep telefonu ve bilgisayar ile bütün evrene hükmedebiliyormuş gibi. :lol:

...

İnsanoğlu içindeki bu büyüklüğü ve kibri yenemezse doğruya erişemez.

Bir şeyi kesin olarak bildiğini iddia eden normal bir insan hiçbirşey bilmiyordur. En basit örnekle; fizik dersindeki Okan'ın izafiyet teorisini anlamaya çalışırken kurduğu düşünceler ile Einstein'ın bu teoriyi ortaya atarken kurduğu düşüncelerin aynı olması beklenemez.

...

Ben müslümanım, inanıyorum, ve siz güneş sistemine zahirde hükmetseniz dahi benim bu inancımı değiştiremezsiniz. Başaramayacaksınız... :)

Çünkü benim inandığım Allah, siz ve sizin yapmanıza müsade edilenler dahil herşeyin sahibidir.

İslamı yok etmeye çalışarak getirilmeye çalışılan düzenin ne olduğu herkesçe malumdur. İslamın da ne olduğu müslümanlarca malumdur. ...''Sizin dininiz size, benim dinim bana''...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğruları bulmak için kanıt aramak bilim yaygınlaştıkça, insanın sık başvurduğu yol oluyor son yıllarda. İnsanların kendilerinden dahi gizledikleri şüpheleri artmakta, şüpheleri yok etmek için denize düşenin sarıldığı yılana döndürdüler bilimi. Bunu yaparken bilimi yılan gibi eğip büküp çarpıtarak becerdiklerini sanıyor şarlatan kafirler. Nasıl olsa şarlatana inananlar her dönem çok.

Bilimin inanç inadı adını verdiği insanın kabullerini sürdürme özelliğinin gelişen yöntemi, apaçık ortada olan yanlışları örtmek, doğru olduklarını kanıtlamak için bilimi çarpıtmak. Kutsal kitaplarda, bilim ile ulaştığımız doğruları aramak ise yaptıkları en masum iş.

Bunları yaparlarken, kendilerini ve dinlerini sorguluyorlar aslında. Destek arayışı içindeler. Ve bu yaptıkları, asla sorgulanmaması gereken inançlarına ters davranışlarıdır. Kafir, işte bu işlerle uğraşanladır. Kaptan Cousteau’yu, Einshtein’ı Müslüman ilan edenlerdir.

 

Bugün, Cüneyt Ülsever isminde birisi Hürriyet’te yazmış. Ben hiç gazete okumam bir arkadaş bu yazıyı okumamı istediği için okudum.

 

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/14060498.asp?yazarid=3&gid=61

 

Saidi Nursi’nin, bilim ile dinin zıt olmadığı iddiası nedeniyle onu bu topraklarda yaşayan en büyük düşünür olduğunu yazmış. S. Nursi’nin din ilimleri ile fen bilimlerinin birlikte okutulduğu üniversite açma düşüncesi nedeniyle onu yeniden değerlendirmeliymişiz.

Bilimsel yöntemdeki, deneyerek öğrenme insanın ilk çağlarından beri kullandığı, hatta hayvanların da öğrenmede başvurduğu yol. Bu yöntemi bilim yaratmamış, yöntem geliştirilerek adı bilim olmuştur. F. Bacon ile bilimsel yöntemin geliştirilmesi ve bilinçli denemeler başlamış. Son yüzyılda ise bu yöntemin nasıl çalıştırılacağı belirlenmiştir. Yaşadıklarımızdan kendi deneyimlerimizden, bize daha önce öğretilmeyen konular hakkında fikir edinebiliriz. Fakat bizde oluşan bu düşüncenin doğrultusu, eski bilgilerimizle oluşmuş kişiliğimizin doğrultusundadır. Görebilme alanımız kafamızdaki kayıtlarımız ile sınırlıdır. Bu sınırın dışına çıkabildiğimizde bir buluş yapmış oluruz ve bir varsayıma sahip oluruz.

Dinde bu varsayımlar sadece gözlemlerimiz ile değil, insanın hayal alemi ile de oluşmuştur. Hatta sapıkların halüsinasyonları, vahşi bir hayvanın kovalayıp da kurtulabilen insanın, doğal afet sırasında korkudan transa geçmişlerin ayıldıktan sonraki ürünleridir. Karizmatik şarlatanların; çıkarı olanların çıkarlarını korumak için uydurukları; doğru değerlendirilememiş toplumsal olayların da etkilenmeleri ile oluşmuş; şu an sorgulandığında boş oldukları apaçık ortada olan varsayımlardır. Değiştirilmeleri yasaktır. Değişimleri ancak, yaşam ve üretim biçimlerinin değişmelerine bağlı, yüzyıllar süren, bu yıllar içerisinde değiştikleri, fark edilmeyecek süreç ile gerçekleşir.

 

Bilimde ise durum tam tersidir. Varsayımı ortaya atan yaymadan önce, kendisi olanakları ile test etmelidir. Hata bulunamaz ise yayınlanır, yayın sonrası ilgili binlerce kişi tarafından sorgulanarak hipotez durumuna gelir. Ve sürekli geliştirilir. Yüzyıllarca yerinde saymaz. Değişimleri sadece insan yaşamının değişimine bağlı olmaz, gelişen teknoloji ile ve diğer bilim dallarıyla bağlantılı sürekli sorgulanarak geliştirilerek olur. Bu sürekli yenilenen, sürekli daha doğruya yaklaşan bilgi ile eski çağ insan beyin ürünlerini desteklemek olanaksızdır. Birbirine adapta etmek için, her ikisinin de çarpıtılması gerekir. Yaptıkları da bu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dini anlamak için inanmak gerekir. Eğer inanmıyorsanız zaten O (kendi çapınızda) din değildir. Din olmadığını düşündüğünüz birşeyi zaten isteseniz de istemesenizde anlayamazsınız. Çünkü baştan önyargı ile yaklaşıp silmişsiniz gözünüzde.

 

Ne yapacağıdı? Yüzlerce yıl önce ortaya çıkıp -ben her şeyin doğrusu bilirim. diyen birisinin söylediklerine mi inanacaktı?

 

Kavramları net bir şekilde ve kesin çizgilerle ayırmak gerekir.

 

Ayıralım.

 

Müslümanların İslam'ı bilimle özdeşleştirip açıklamaya çalışması; islamın eksikliğinden kaynaklanan birşey olmayıp, olaylara kalp(ruh) gözüyle bakamayan ve uzayı çıplak gözle görmeye çalışan beyinlerin içinde birşeyler uyandırma isteğinden ileri gelir..

 

Muhammed kaç yüzyıl önce çıkıp somut ne verebilmişde bütün doğruları söyleyebiliyo olabilsin?

 

Bu insanların, bilimi bir büyüklük gibi göstermesini de anlayabilmiş değilim. İnsanlar, buldukları birkaç sefil icat ile koskoca Allah'ı yok etmeye çalışıyorlar. Sanki cep telefonu ve bilgisayar ile bütün evrene hükmedebiliyormuş gibi. ..

 

Siz Kuranla tüm dünyaya hükmedebildiniz mi 15 asırdır?

 

Ben müslümanım, inanıyorum, ve siz güneş sistemine zahirde hükmetseniz dahi benim bu inancımı değiştiremezsiniz. Başaramayacaksınız...

 

İnancınıza saygı duyarım. Her insanın kendini kandırma özgürlüğü vardır.

 

İslamın da ne olduğu müslümanlarca malumdur. ...''Sizin dininiz size, benim dinim bana''...

 

Bizim dinimiz yok, bu bir. İkinci de niye islamın ne olduğu müslümanlarca malum ve bu iyi birşey oluyo? Ona bakarsan komünizmin ne olduğu da komünistlerce malum. Demek ki komünizm mükemmel bişey. Ya da amerikan emperyalizminin ne kadar iyi bişey olduğu amerikalılarca malumdur, demek ki kapitalizmde mükemmel. Hıristiyanlık hıristiyanlarca malum, o da süper bişey. Her bişey güzel o zaman.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne yapacağıdı? Yüzlerce yıl önce ortaya çıkıp -ben her şeyin doğrusu bilirim. diyen birisinin söylediklerine mi inanacaktı?

 

 

 

Ayıralım.

 

 

 

Muhammed kaç yüzyıl önce çıkıp somut ne verebilmişde bütün doğruları söyleyebiliyo olabilsin?

 

 

 

Siz Kuranla tüm dünyaya hükmedebildiniz mi 15 asırdır?

 

 

 

İnancınıza saygı duyarım. Her insanın kendini kandırma özgürlüğü vardır.

 

 

 

Bizim dinimiz yok, bu bir. İkinci de niye islamın ne olduğu müslümanlarca malum ve bu iyi birşey oluyo? Ona bakarsan komünizmin ne olduğu da komünistlerce malum. Demek ki komünizm mükemmel bişey. Ya da amerikan emperyalizminin ne kadar iyi bişey olduğu amerikalılarca malumdur, demek ki kapitalizmde mükemmel. Hıristiyanlık hıristiyanlarca malum, o da süper bişey. Her bişey güzel o zaman.

Öncelikle Hz. Muhammed (s.a.s) haşa ''ben herşeyin doğrusunu bilirim'' dememiştir, ''herşeyin en doğrusunu Allah bilir'' demiştir. Ama Hz. Muhammed (s.a.s.)'in bilgisi bizden fazla idi. Bundan eminim. Bunu anlatmak ve anlamak zor olsa da basit bir örnekle; bu devirde yaşayan büyük bir bilim adamı, bildiği şeylerle beraber geçmişe gönderilse ve sadece oranın dilini konuşsa ve hiçkimsenin daha önce duymadığı kavramlardan bahsetse idi orada bulunan diğer insanlar bunu nasıl kolayca anlayabilirdi. Bunu ancak görmek isteyen görebilir. İnanmadan görülemez. Aslında herşey inanç noktasında birleşiyor. Kutsal bir kitaba, ''yüzlerce yıl önce yazılmış, ben buna inanmam'' deniyorsa zaten kişi kitaba inanmak istediğinden dolayı değil, Allah'ı inkar ettiğinden dolayı söylemiştir. Sanki önceki insanları Allah yaratmamış gibi.

......

Bilimin şuan araştırdığı uzay, evren ve dünyamız, sanki insanlıktan milyonlarca yıl öncesinde yokmuş gibi davranıyorsunuz. Bin 400 yıl önce indirilen kitabı yalanlayıp, milyonlarca yıl önce yaratılanın peşinden koşuyorsunuz. Ben sizin yaptığınıza karşı değilim. Sadece sorun gibi göstermeye çalıştığınız şeyin (zaman) asıl sorun olmadığını vurgulamak istedim. Düşünce şekliniz çok saçma. Yani Hz. Muhammed (s.a.s.) on dört asır önce değil de şimdiki zamanda dünyaya teşrif etse idi siz ona ve indirilen kitaba inanacakmıydınız? Hadi inandığınızı varsayalım ama bundan on dört asır sonra ise sizin şuanki kafa yapınızda olan insanlar da o zaman sizin şuan inandığınıza inanmayacaktı. Asıl isteğiniz, insanlığa sürekli olarak peygamber gönderilmesi midir? :)

......

İslamın amacı dünyaya hükmetmek değil, insanın kendi nefsine ve içindeki kötülüğe hükmetmesini sağlamaktır. Bu şekilde de dünyaya iyilik hükmetmiş olacak.

......

Biz adaletin ve iyiliğin savunucularıyız. Örneğin bir babanın evladını koruması ve ona zahirde iyilik yapması, bazen doğru bazen de yanlış olabilir. Burada evladın nasıl biri olduğuna bakılır. Biz kötüyü ve kötülüğü koruyamayız, evladımız dahi olsa...

......

Din deyince sizin ne anladığınızdan tam emin değilim. Dünyada bir sürü seçenek vardır. Ben ilahi olanı seçtim, kimisi parayı, kimisi şöhreti, kimisi başka şeyleri seçti ve onları din edindi. İnsanın inanmadığı ve dolayısıyla bilmediği kavramlara önyargıyla bakmaları normaldir.

......

İnancıma saygı duyduğunuzu söylüyorsunuz ama inandığım şeye saldırmaktan çekinmiyorsunuz.

......

Son paragrafınıza gelince;

Yaptığınız Don Kişotluk sizin içinde geçerli. Ben herşeyin doğru olduğunu savunmuyorum. İslama ters hiçbir düşünceyi kabul edemem. Çünkü doğru ile yanlış kesin çizgilerle ayrılmıştır. Sürekli yeni doğru ve yanlılar yaratılmadığına göre, öz olan İslam herşeye uyarlanabilir. Bu inanç meselesidir. Şarabın haram olması, biranın ve diğerlerinin saf dışı olduğu anlamına gelmez. İkisininde ortak yanı alkollü olmasıdır. İçindeki alkol olmadığında üzüm suyu da arpa suyu da helal olmuş olur. Bilmem anlatabildim mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir de ateistlerin, neden bilimi kendilerine mâlettiklerini anlayabilmiş değilim. Dünya kadar müslüman bilim adamının bilime yaptığı hizmetleri düşünürsek...

......

Bilimin amacı birşeyleri kanıtlamak değildir. Kanıtladığını iddia ettiğin anda bilimin önüne bir tabu ve engel koymuş olursun. Bilim sürekli araştırmayı ve gelişmeyi öngörür. Bilimin amacı sadece yaşamı kolaylaştırmaktır. Şöyle ki; bir gerçeğin keşfedilebilmesi için onun daha önceden varolması yani daha önceden bilinmiş olması gerekir. Keşfedilmeye değer birşey tesadüfe dayandırılamaz. Dayandırılırsa keşfe değer birşey değildir zaten. :)

......

Bütün keşfe değer şeylerin, Yüce Yaratıcımız Allah'tan geldiğini söylemek, bilimi aşağılamak değil tam tersine yüceltmek anlamına gelir. İşte bu yüzden İslam bilim ile çatışmaz. Aslında bütün hak dinler bilimle çatışmaz ama diğerleri tahrif edildiğinden dolayı istisnadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Ben Kur'an'da çoğul hitap eden kendilerine BİZ diyen varlıkların sırrını çözdüğümüzde aslında olayın çok başka bir boyutu olduğunu anlayacağımızı sanıyorum.

Sevgili sardunyam sizi gayet iyi anlıyorum. Ama hepsinin geldiği yer bir ve tek olduğu için Allah inancını kabul ediyoruz. Allah onları ve görünen herşeyin arasında bir bağ kurup herşeyi ayakta tutandır. Birşeyleri çözmeye başlamışsınız Allah daim etsin. Herşeyi heryerde söylemeyin çünkü insanoğlu önyargılarından kurtulamadığı müddetçe bu onları şüpheye ve sapkınlığa götürecektir. Allah sizi ilmiyle amel edenlerden eylesin. Çünkü işleri sadece hayal gücüne bırakırsak saparız. Kuran'a yönelirsek kurtuluruz inşallah. Hayalgücünüz ilimle paralel ilerlerse mutlak gerçeğe ulaşmanız umulur. Çünkü asıl mesele kanıtlamak değil inanmak. ;)

Allah teala bizi yarattı ve O'na itaat edeceğimizi veya O'na kafa tutup tutmayacağımızı sınamak istiyor. Aslında o herşeyi biliyor ama sonumuzu bilmeyen biziz. Sorun burada zaten. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben Kur'an'da çoğul hitap eden kendilerine BİZ diyen varlıkların sırrını çözdüğümüzde aslında olayın çok başka bir boyutu olduğunu anlayacağımızı sanıyorum.

Pardon sizi yanlış anlamışım sanırım. Siz ''Biz'' denen varlıkların yeşil ve uçan daireli yaratıklar olduğunu düşündüğünüz için böyle dediniz sanırım. Melekler ruhani varlıklardır. Tam mahiyetini bilemeyiz. Nurdan yaratılmış olmaları onlar hakkında kesin hüküm vermemizi engeller. Allah tealaya hizmet eden bilinçli ışık hüzmeleri şeklinde algılayabiliriz. Onlar Allah'ın emrinden başkasını yerine getiremez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah İnsansız SÖZ söylemez..Allah İnsansız sıfatlarını göstermez..ve İnsansız İŞ yapmaz..bu ''BİZ''Allah ve İnsan..başka bir şey değil..melek,cin şeytan ve Rahman..nereden gözlenebilir..sadece İnsandan..melek gibi..şeytanın ta kendisi,cin gibi çocuk,pekte Rahmanidir ali abi..vs..vs.. :)

 

Üç boyutlu alemdeyiz..bunun dışındakiler EFSANE, hikaye masal.. :)

 

Kişi kendi Cinliğini kendi şeytanlığını vs..vs..görecek bilecek bunu anlayacak..kavram,terim bütün bunlar..başka bir şey aramayın.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Pardon sizi yanlış anlamışım sanırım. Siz ''Biz'' denen varlıkların yeşil ve uçan daireli yaratıklar olduğunu düşündüğünüz için böyle dediniz sanırım. Melekler ruhani varlıklardır. Tam mahiyetini bilemeyiz. Nurdan yaratılmış olmaları onlar hakkında kesin hüküm vermemizi engeller. Allah tealaya hizmet eden bilinçli ışık hüzmeleri şeklinde algılayabiliriz. Onlar Allah'ın emrinden başkasını yerine getiremez.

 

:grin:

hayır "biz" diyenlerin ne renk oldukları ve ne tür bir cisim kullandıklarını bilemiyorum ve onlardan bahsetmiyorum ve açıkçası meleklerinde neye benzediklerini veya nasıl şeylerolduklarını bilemiyorum merakta etmiyorum...

 

aydınlatıcı bilgileriniz için teşekkür ederim bilinçli ışık hüzmelerinin şekillerini gerçekten merak etmiyorum...

 

benim merakım Kur'an Allah'ın gönderdiği bir kitapsa ve Allah tek ve herşeye sahipse öyleyse Kur'an'ın dili neden tekil değil çoğuldur?

 

yoksa bizler bugüne kadar herşeyi yanlış anlamış insanlar mıyız?

 

"Ben sizi çamurdan yarattım" yerine "Biz sizi çamurdan yarattık" demek çok manidardır Allah'ın yaratması konusunda bugüne kadar hep yanlış yerdenmi baktık konuya?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili sardunyam sizi gayet iyi anlıyorum. Ama hepsinin geldiği yer bir ve tek olduğu için Allah inancını kabul ediyoruz. Allah onları ve görünen herşeyin arasında bir bağ kurup herşeyi ayakta tutandır. Birşeyleri çözmeye başlamışsınız Allah daim etsin. Herşeyi heryerde söylemeyin çünkü insanoğlu önyargılarından kurtulamadığı müddetçe bu onları şüpheye ve sapkınlığa götürecektir. Allah sizi ilmiyle amel edenlerden eylesin. Çünkü işleri sadece hayal gücüne bırakırsak saparız. Kuran'a yönelirsek kurtuluruz inşallah. Hayalgücünüz ilimle paralel ilerlerse mutlak gerçeğe ulaşmanız umulur. Çünkü asıl mesele kanıtlamak değil inanmak. ;)

Allah teala bizi yarattı ve O'na itaat edeceğimizi veya O'na kafa tutup tutmayacağımızı sınamak istiyor. Aslında o herşeyi biliyor ama sonumuzu bilmeyen biziz. Sorun burada zaten. :)

 

Ahmet Hulusi'nin çok sevdiğimbir yorumu var bizler bugüne kadar İnsan gibi düşünen Allah'a inandık...

Oysa Allah gibi düşünen insan olmalıyız...

 

Ben Allah'ın insanı yaratıp sonra onunla oyun oynarcasına bakalım bana inanacak mı yoksa kafa mı tutacak diye düşünen bir ilkellikte olacağını sanmıyorum...

Ve asl meselenin inanmak olduğunu da sanmıyorum asıl mesele kanıtlamak... :)

 

Çünkü Allah'ın sıfatlarında anlatıldığı gibi bir varlık olduğuna inanan insan onu düşünsel olarak insan seviyesine indirgemez en mükemmelden daha mükemmel olan bir varlıktan söz ediyoruz ilkel kabilelerin kurban bekleyen Tanrılarından değil... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazını dikkatlice okuduktan sonra seninde bir rönesans ve yeni insan tipi aşığı olduğunu gördüm. Evet bende öyleyim ve bu düşündüklerini uzun zaman düşündüm. Yorum yapmadan önce seni anlamak isterim. Anladığım kadarıyla, diyorsun ki "Ortaçağ katolikleri yaptığı keşiflerle dini bağdaştıramayınca dinden uzaklaştı, müslüman alimler buna uğramamak için (sence) iki ucu zıt olan bilim ve Kur'an(din) arasında bir bağ kurmaya ve bu uzaklaşmaya engel olmaya çalışıyor. Bunun sonunda da saçmalıklar doğuyor."

 

Şimdi kendi görüşlerimi söyleyeyim. Bende rönesans ve reform üzerine kitaplar okuduğum zaman ister istemez dönüp bir islam dünyasına baktım. Türkiye'deki dindarlar "hocam caiz mi ?"yle islam dünyası olarak görünen Araplar da "altın petrolü karıştırıp içinde yüzmek"le meşgul.

 

Buraya kadar çok güzel, ayrıldığımız nokta şu ki, ben İslam dünyası ile İslam'ı aynı şey olarak düşünmedim. Bazı islam allame(!)leri İslam'ın ne olduğunu anlamamışta islam nakil dinidiiir demişse banane dedim. İslam'ı yozlaşmış, araplaşmış, eskimiş arap gelenekleri olarak düşünmeyi bir kenara bıraktım ve hocalardan alimlerden bağımsızlığımı ilan ettim. Açtım Kur'an'ın mealini okudum. Öyle sanıldığı gibi Kur'an 'da hikmetli saçmalıklar yok. Kur'an mealini baştan okumaya başlayıp Bakara 22'ye geldiğinizde anlayacaksınız.

 

Fakat İslam'la Hristiyan'lığı veya o dine mensupların yaptıklarını karşılaştırmak doğru değil, eğer karşılaştırıyorsanız birinin gözünden bakarken diğerini uydurma bir din olarak görmelisiniz. ;)

 

Unutulmamalıdır ki rönesans'ın temelini atan da İslam Rönesans'ı Yani Endülüs Emevi devletidir. O dönemin Emevileri gavurun kitabı diyip antik yunan eserlerinden yüz çevirmemiş, savaş kazandıktan sonra Bizans'tan antik yunan eserlerini istemiştir. Zaten Endülüs Emevi'ye kadar İslam doğru şekilde anlaşılıyor ve bilimsel çalışmalar yürütülüyormuş. Ne zaman Endülüs yıkıldı İslam dünyası felsefeden uzaklaşıp nakilciliğe geçerek çok büyük bir hata yaptı. Nerede antik yunan eserlerini çeviren müslüman, nerede uzayı izlemek şeytan işidir deyip rasathane yıktıran müslüman.

 

Bu yüzden İslam'ı müslümanların inandıkları, dindarın yaptıkları değilde; bu yüzden İslam'ı Kur'an ve akılla anlamaya çalışın eğer bulduysanız Kur'an da akla uymayan saçmalıklar esas onu açın başlık ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kader ve kaza Allahtandır. Biz ne söylersek söyleyelim, iman etmeden ölecek olan birinin seçimini değiştiremeyiz. Çünkü bu onun kaderinde var. Herşey önceden belli ve biz sadece bu filmi izliyoruz. Allah kimin ne yapacağını biliyor. O yüzden ben inancımla ilgili birşey yazarken başkalarını değiştirmek için yazmıyorum sadece sevap almayı umarak yazıyorum. Ben kimim ki bi başkasının hayatını ve inancını değiştirecek. Ben kendi hayatımı bile değiştiremem. Sadece Rabbimin bana bahşettiği rızıklar ve seçenekler arasında gene O'nun bana verdiği cüzi irademi kullanarak seçim yapabilirim. Dini kabul etmeyen kişi doğru ve yanlışı ayırmak için kendi kıstaslarını seçmiş demektir. Bunun için kendi kıstaslarını seçen kişi cinayet işleyebilir, hırsızlık yapabilir, insanları dolandırabilir, kalp kırabilir. Ve yaptığı bütün herşeyi doğru olarak görür. Doğru ile yanlışın kesin çizgilerle ayrılabilmesi mantıken ilahi kaynaklı kitaplarla mümkündür. Allah teala kendi Cemalini bize gösterse idi hepimiz korkudan iman ederdik ve sınavın anlamı kalmazdı. Ama herkese saygı duyarım çünkü ne yaparsa yapsın bütün insanlar Allahın kullarıdır. Ama herkesin fikirlerini sevmek zorunda değilim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

mesele ne kitabi oldugu degil

 

mesele kitabin etki gucu biggrin.png

 

dikkat ediyorum

 

karsi gelen herkes kisa zamanda kasilmaya basliyor

 

Kuran ole sade ve tatli bi hikmete sahip ki karsi cikmaya calisan dogal olarak tavir bozukluklari sergiliyor ...

 

Allah mucize ile bunu gostertiyor ...

 

sakin olmak lazim herseyin aciklamasi zaten yapilmis

 

Kuranda hikmet kavrami ise karsi koyulamayan bir hakikattir buna inaniyoruz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.