Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Enis Behic Koryürek


Misafir birce

Önerilen İletiler

enisbehickoryurek9uw.gif

 

11 Mart 1891 tarihinde İstanbul'da doğdu.

 

Servet-i Fünun etkisi taşıyan ilk şiirleri 1912'de "Şehbal" dergisinde yayınlandı.

 

Mülkiye Mektebi'ni 1913 yılında bitirdikten sonra Dışişleri Bakanlığı görevlisi olarak Bükreş ve Budapeşte'de çalıştı. Cumhuriyet döneminde çeşitli bakanlıklarda görev yaptı. Yaşamının son üç yılını, kendini dine ve tasavvufa vererek geçirdi.

 

1921'de Türkiye'ye döndükten sonra Kurtuluş Savaşı'nı destekleyen "Müdafaa-i Milliye" adlı gizli örgüte katıldı. Cumhuriyetten sonra Fransızca ve edebiyat öğretmenliği yaptı. Uzun yıllar Ticaret, İktisat ve Çalışma bakanlıklarında çalıştı.

 

1946 seçimlerinde Demokrat Parti'den milletvekili adayı oldu, seçilemedi. Yaşamının son dönemini zorluklar içinde geçirdi. Daha sonra Ziya Gökalp'in etisiyle hece veznini benimsedi ve Milli Edibiyat akımına katıldı.

 

Ulusal duyguları ön plana çıkaran ve yiğitlik temalarını uç noktalara götüren şiiler yazdı. Bazı şiirlerinde biçim açısından hece kalıplarını kırma çabası da gösterdi. 1946'dan sonra mistik bir şiire yöneldi. Bir mevlevinin ruhuyla bağlantı kurduktan sonra yarattığını öne sürdüğü tasavvufi şiirler yazdı.

18 Ekim 1949'da Ankara'da yaşamını yitirdi

 

:clover:

 

BEŞ HECECİLER

 

Hecenin beş şairi adıyla da anılan bu sanatçılar milli edebiyat akımından etkilenmiş ve şiirlerinde hece veznini kullanmışlardır.

 

Şiirde sade ve özentisiz olmayı ve süsten uzak olmayı tercih etmişlerdir.

 

Beş hececiler şiire birinci dünya savaşı ve milli mücadele döneminde başlamışlardır.

 

Beş hececiler ilk şiirlerinde aruz veznini kullanmışlar daha sonra heceye geçmişlerdir.

 

Şiirde memleket sevgisi, yurdun güzellikleri, kahramanlıklar ve yiğitlik gibi temaları işlemişlerdir.

 

Hece vezni ile serbest müstezat yazmayı da denediler.

 

Mısra kümelerinde dörtlük esasına bağlı kalmadılar yeni yeni biçimler aradılar.

 

Nesir cümlesini şiire aktardılar ve düzyazıdaki söz dizimini şiirlerde de görülmesi beş hececiler de çok rastlanan bir özelliktir.

 

Beş hececiler şu sanatçılardan oluşmuştur:

 

Faruk Nafız Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy ,

Orhan Seyfi Orhon

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

GEMİCİLER

 

Biz dalgalar, fırtınalar kahramanı yiğitleriz.

Ufuklardan ufuklara haber sorar, gezeriz.

Güneşlerde uyuklayan yamaçları,

Kalbi durgun tarlaları bıraktık.

Gölge veren ağaçları

Sevmiyoruz biz artık.

Sevgilimiz,

Ey deniz!

 

İşte biz;

Nihayetsiz

Mavilikler yolcusu!

Ruhumuzun kardeşidir

Güneşlerde parlayan bu yeşil su.

Bayrağımız yeşil sular ateşidir.

Biz bayrağın fedaisi sayısız Türk genciyiz.

Biz hilale şan arayan korku bilmez gemiciyiz.

Ey vatandan müjdelerle bize kadar gelen rüzgâr!

O sarışın sahillerde kara gözlü genç kızlar,

Yaz gecesi mehtap ile konuşurken,

Doğru söyle, sordular mı bizleri?..

Nasıl cevap verdiği gökten

Gemimizin rehberi,

O vefakâr

Yıldızlar?..

 

Poyraz var;

Yelken dolar.

Gemi sanki kanatlı!

Enginlerde pembe güneş

Gülümserken bu yolculuk ne tatlı!

Çal sazını kalenderce yiğit kardeş!

Nağmelerin yorulmayan dalgalardan bahtiyar.

Gönderelim bu ahengi o sevgili yurda kadar...

 

:clover:

 

Hatıra

 

Geçsin günler, haftalar,

Aylar, mevsimler, yıllar...

Zaman sanki bir rüzgar

Ve bir su gibi aksın...

Sen gözlerimde bir renk

Kulaklarımda bir ses

Ve içimde bir nefes

Olarak kalacaksın...

 

Enis Behiç koryürek

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

MILLI NESIDE

 

Biz kimleriz? Biz Altay`dan gelen erleriz.

Camlibel`de uguldariz; cosar, gürleriz.

 

Biz öyle bir milletiz ki ezelden beri

Hak yolunda, yalin kilic, hep sefer-beriz.

 

Zafer bizim saha kalkmis küheylanimiz

Atildi mi durduramaz ne dag, ne deniz...

 

Felaketler pencemizde oyuncak olur

Yanginlarla bütün cihan al sancak olur.

 

Tan yerinden yildirimlar sacan sesimiz

Gün batisi üzerine söyle duyulur:

 

Firtinalar yoldasindir na`ra salan Türk!

Hey koca Türk, Tanrisindan kuvvet alan Türk!

 

***

 

Yürüyoruz, basimizda Ay-yildiz imiz,

Genc, ihtiyar, kadin, erkek, ogul, kizimiz...

 

Soyumuzda ne kahraman kardesler vardir:

Türkmen, Oguz, Baskurt, Tatar ve Kirgizimiz...

 

Demir daglar delmis, olan Bozkurt lariz ki

Orhon`da var Gültekin`den kalma yazimiz...

 

Hamlemizden yere gecer kanli saraylar.

Bizce birdir gedalarla baylar, giraylar...

 

Medeniyet simseginden gelir hizimiz:

Sorma: Kimdir kanatlanmis bu genc alaylar?

 

Bunlar bütün nura dogru akin eden Türk!

Her koca Türk, uzaklari yakin eden Türk!

 

:clover:

 

SEVGİ

 

Nasıl söylesem bilmem,

Ve anlatsam ne ile?

Bu öyle bir duygu ki

Gelmez kaleme, dile...

Sen varsın bakışımda,

Her nefes alışımda,

İçimde ve dışımda,

Günahlarımda bile!

Gözümde, hayalimde

Hiç sorma ki neler var...

Sendedir ufukları

Ve ancak sana kadar...

Dünyayı iki şeyden

İbaret bilirim ben;

Biri, herşey olan sen!

Biri, sen olmayan

 

Enis Behiç KORYÜREK

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

SEHIDIN KALBI

Bir köpüklü deniz gibi gök bembeyazdi

Gün batarken ufka kizil bir destan yazdi

Cöktü karli yamaclara hep karartilar

Ucusuyor enginlere dogru martilar

Firtinalar ugulduyor simdi derinde

Macerali Canakkale sahillerinde

Vücudlari bir kirmizi kana gömülü

Gözlerini ufka dikmis binlerce ölü

Her birinin birer kilic var avucunda

Her kilicin bir damla kan donmus ucunda

Ucuyor kara bulut gibi kargalar

Ölüleri didikliyor demir gagalar

Birden bir dalgalandi bir kar kümesi

Yükseldi bir genc askerin titreyen sesi:

Karga! Biraz dinle beni.. son vasiyetim:

Bugün artik yuvam öksüz evladim yetim

Simdi belki pencereden gözleri yasli

Benden mektup bekliyordur o kumral basli

Eyvah! Iste buz tutuyor yüregimde kan

Karga! Oysun su gögsümü demirden gagan

Benden haber sorarnlara götür kalbimi

Rumum artik cennetinde buldum Rabbimi...

Gece... hala yigin yigin yerde kargalar,

Ölüleri didikliyor demir gagalar

Karsi dagdan iniyor bir zafer mevkebi

Nöbetciler sahilde tunc heykeller gibi.

Enis Behic Koryürek

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Son Aşkıma

 

Ey benim gül demetim, ey bir çile ipeğim!

Seni çok seviyorum, daha çok seveceğim.

 

Sen benim kuraklıktan solan gönül bahçemde,

Sen benim şu yıldızsız kalan hulya gecemde

Bir son bahar değilsin, sonuncu bir baharsın;

Ufkumda fecri açan gül kanatlı rüzgarsın.

 

Şiirimdeki heyecan bugün sendedir ancak,

Bu şiirim bende artık son heyecan olacak,

 

Şu gönlüm bilsen, nasıl çırpınarak yoruldu.

Bir güzelden kurtuldu, bir güzele vuruldu.

Her birinde bir parça daha yorgun düşerek,

Kimine lanet edip kimiyle öpüşerek,

Nihayet, işte bugün hepsinden ayrılmışım;

O kadar bıkkınım ki, mazime darılmışım...

 

Sen ki bir çocuk kadar şakraksın, neşelisin;

..........

..........

 

Enis Behiç Koryürek :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...

Tuna Kıyısında

 

Evimden uzakta, annemden uzak,

Kimsesiz kalmışım yâd illerinde.

Bir vefa ararım kalbe dolacak

Gurbetin yabancı güzellerinde.

 

Tuna'nın üstünde güneş batarken,

Sevgili yurdumu andırır bana.

Bir hayâl isterim Boğaziçi'nden;

Bakarım "İstanbul!" diye her yana.

 

İstanbul! Ey, sedef meh-tâblarından

Hülya gözlerime ilk ışık veren!

Buranın ufkunda yanıp tozlanan

En munis renge de bigâneyim ben!..

 

Âh, orda renklerin - şark güneşiyle

Nâz eden - sihir-bâz ahengi vardır.

Bu akşam yurdumu andırsa bile

Âh, orda akşamın bin rengi vardır.

 

Enis Behiç Koryürek

:clover:

 

Ömür

Şen günler, bir kırlangıç

Gibi vuruyor kanat.

Kederli günler, sanki

Kurulmamış bir saat.

 

Birinde, rüya tadı

Biri, kan içen cadı

İkisinin de adı:

Ömürden bir gün...Heyhat!

 

Enis Behiç Koryürek

 

:clover:

 

 

Enis Behiç Koryürek`i rahmetle aniyoruz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

Ey Genç Kadınlar

Siz ki bir başkasının sevdiği kadınsınız,

Siz ki benden çok uzak, ona pek yakınsınız,

Kabul eder misiniz bu şâir, hasta kalbi,

Pür şiir hüsnünüze bir kırık ayna gibi?

 

Ben ki bir hülyası çok kafiye avcısıyım;

Ben ki aşkın müçahhas, yaşayan açışıyım;

Mâ-cerâ rüzgârına kaptırarak başımı

Gelirim koncanıza takdîme gözyaşımı.

 

Sanmayın, çiçeklere vurulmuş kelebeğim;

Ben, güzel sînelerde kurumuş bir çiçeğim.

Ne ipek eller beni okşadı, göğse taktı...

Sonunda yere attı, yol üstünde bıraktı.

 

Geçtiler mini mini ayaklar üzerimden...

Ezdiler beni... Fakat, ben yine o şâir ben!

Hem, o şûh ayakların altında çiğnenirdim;

Hem de. o zâlimleri ne kadar beğenirdim!

 

Şimdi ben, ağlayarak, sevgisiz kalan kalbi

Veririm hüsnünüze bir kırık ayna gibi.

Siz ki bir başkasının sevdiği kadınsınız,

Siz ki benden çok uzak, ona pek yakınsınız.

 

Bakınız kendinize bu kırık aynada siz;

Sonra onu büsbütün parça parça ediniz!

Bari sizden sonra hiç bir güzel bu kalbimin

Talihsiz aynasında kendini seyr etmesin!

 

 

 

 

 

Enis Behic Koryürek

tb4rsevw1nr7.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 11 ay sonra...

ESKI BIR KORSAN HIKAYESI

 

 

 

 

 

Yine doldu gemimizin arması.

 

Bizim gemi martı gibi pek oynak

 

Ne hoş olur şimdi ateş acarsak

 

Ufukları dumanların sarması

 

 

 

Akdeniz’ in dalğaları cilveli

 

Akdeniz’ dir denizlerin güzeli

 

Biz bu güzel kızı sevdik seveli

 

Elde degil göz koyana catmamak..

 

 

 

Kol sıvanmış, el palada bekleriz

 

Bıyık buran, göğüs geren erleriz

 

Nerde korkak Venedikli, ey deniz ?

 

Kim demiş ki elimizden kacacak ?

 

 

 

Gemimizin adı: Deniz Ceylani

 

Gamsız Reis korku bilmez kapandı

 

Biz Levendler, Serden- gecti korsanı

 

Bu canlar’ in yapacağı cenge bak !

 

 

 

Vardiyandan bağirdılar: Üc direkli bir gemi

 

Kaptan sordu gür sesiyle: Bandırası belli mi ?

 

Venedikli ! Bu söz bütün göğüsleri dolasti

 

Venedikli ! Venedikli ! Son saatin yaklaştı

 

Canlar! Dedi Gamsız Reis, acık olsun bahtımız !

 

Bir ağızdan cevap verdik: Baht acıktır, hazırız !

 

 

 

Karşılaştık.. Kara Hasan na’ ra attı: Alaga!

 

Hey Yaradan, ne keyifli başlıyordu bu kavga

 

Düsman, …….., ölümüne saldırdı.

 

Onlar Hurra ! Bizimkiler Allah, Allah bağırdı.

 

Ve hep birden uğuldadı lobarların topları

 

Parcalandı Venedikli gemisinin lombarı

 

 

 

Kanatlanmış bir arslandı bizim Deniz Ceylani

 

Sağdan, soldan atılarak şaşırtırdı düşmanı,

 

Tam vaktinde rampa edip güverteye atladık

 

Tanrı bilir, yaman vurduk, iyi kilic salladık

 

On altı can şehir verdi bizim kabadayılar

 

Venedikli ? Onu sorma, kac kişidir kim sayar !

 

 

 

Doğrusu çok alınteri döktük ama değerdi

 

Nes’ e veren kısmetimiz yorgunluğu giderdi

 

Araştırdık gemideki bütün köse bucağı

 

Kimi aldı gümüş kılıc, kimi Malta bıcagı

 

Torba, torba altın bulduk baş anbarın icinde

 

Fagfuriler… inciler ki ne Hint’ te var ne Cin’ de

 

 

 

Ben de kaptan köprüsüne bir bakayım demiştim

 

Ne göreyim ? Şaskınlığın son demine eriştim

 

Hic düşünme, bilemezsin: Ben söyleyim, sen de şaş

 

Bir güzel kız ! ama nasıl ? Kiraz dudak , samur kaş

 

Gür sacları bulduğumuz altınlardan güzeldi

 

Hey Yaradan, bu kız bütün kadınlardan güzeldi

 

 

 

Ela gözlü, mini mini bir Venedik gelini

 

Polat gibi kollarımla sardım ince belini

 

Gözlerimiz derin, derin bakışarak tanıştı

 

Bir lahzada iki yürek birbirine alisti.

 

Ben de, kuzum, yakışıklı , boylu boslu civandım

 

O sevimli gencliğimle sevgisini kazandım

 

 

 

Venedikli korsan kızı ! Ey Akdeniz yıldızı !

 

Varım, yoğum senin olsun, ey gönlümün hırsızı

 

Herkes alır hissesini bu kazanclı savatsan:

 

Kimi elmas, inci buldu, kimi gümüş yatağan

 

Bu kısmetler ayrılırken benim hakkım kalmasın

 

Venedikli korsan kızi, sen de benim payımsın !

 

 

 

 

ENIS BEHIÇ KORYÜREK

 

 

 

tb4rse9jp.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ÇANAKKALE ŞEHIDLIĞINE

 

 

 

Ey şimdi köyünden pek çok uzakta

 

Ey şimdi bir yığın kara toprakta

 

Uyanmaz uykuya dalan yiğitler

 

Şehidlik şanını alan yiğitler

 

 

 

Yan yana dizilen mezarlarınız

 

Zemine semavi iftihar olmuş

 

Dünyaya kapanan nazarlarınız

 

Tanrının mağfiret nuruyla dolmuş

 

 

 

Ne ..... görünür su fani hayat

 

Baktıkça samimi uzletinize

 

Bir anda coşarak ağlarım, heyhat

 

Günah-kar gözyaşım layik mi size

 

 

 

Lanet gözlerimde duran gölgeye

 

Ağlarım bu gölge silinsin diye

 

 

 

Ah o gölgedir ki hayata tapar

 

Gözümün nurunu sizlere kapar

 

Beni bir vefasız riya- kar yapar

 

 

 

ENIS BEHIÇ KORYÜREK

11 Mart 1891 - 18 Ekim 1949

 

rosev.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.