Misafir birce Gönderi tarihi: 10 Mart , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Mart , 2006 1919'da Balıkesir’in Bandırma ilçesinde doğdu. Ortaöğrenimini İzmir'de Saint Joseph Fransız Okulu ve İzmir Erkek Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. 2 yıl sonra aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne geçti, 1948'de mezun oldu. İlk şiirleri 1937'de "Gündüz" dergisinde yayınlandı. 1940-1950 arasında "İnkılapçı Gençlik", "Sokak", "İnsan", "Seçilmiş Hikayeler" gibi dergiler şiirlerine yer verdi. "Yenilik", "İnsan", "Sokak" ve "Nokta" dergilerinin yayını çalışmalarına katıldı. Şiirleri öncelikle zekaya, ince alaya dayanan yergi ağırlıklı şiirler. Garip ve İkinci Yeni akımlarını kendine göre yorumlayarak uzaktan izledi. Şiirlerinde halk şiirine yaklaşan bir söyleyiş yöntemine ulaştı. Yalın üslubu, hoşgörülü konu seçimleri ve ince alaylı yaklaşımıyla, kendine özgü farklı bir yerde bulundu. Asıl ününü 1970'lerde peş peşe yayınlanan "denemelerle" kazandı. Günlük konuşma dilinde pek az bilinen sözcük ve deyimlerden başka, kendi yarattığı ilginç deyişleri de sıkça kullandığı ve anlatımına egemen kıldığı alaycı tavrıyla bu denemelerde özgün bir üslup yarattı. "Salâh Bey Tarihi"ni oluşturan "Kahveler Kitabı", "Ah Beyoğlu, Vah Beyoğlu", "Boğaziçi Şıngır Mıngır", "Sergüzeşt-i Nono Bey", "Elmas Boğaziçi" ve "İstanbul-Paris" kitaplarında, geçmişin İstanbul kahvelerini, Beyoğlu ve Boğaziçi'nin sanat çevrelerini anlattı. 1990'larda büyük bir coşkuyla tekrar şiire döndü. İroni ve humor özellikleri taşıyan şiirleriyle modern şiirimizi tema ve dil bakımından demokratlaştırdı, geliştirdi. 10 Mart 1999 yılında İstanbul’da yaşamını yitirdi. Siir: Dünya İşleri (1947) Hacivat’ın karısı (1955) Ases (1960) Kikirikname (1961) Haydar Haydar (1972) Köçekçeler (1981) Bütün Şiirleri (1986) Varduman (1993) Yalelli (1994) İnce Donanma (1995) Rumba da Rumba (1995) Yaşama Sevinci (1995) Çarleston (1995) Baş ve Ayak (1997) Sevdim Seni Ey İnsan (1997) DENEME, ELEŞTİRİ, GÜNLÜK: Şiirin İlkeleri (1952) Günlük (1955) Sev Beni Sev (1957) Kendimle Konuşmalar (1969) Şiir ve Cinayet (1975) Kahveler Kitabı (1975) A Beyoğlu Vah Beyoğlu (1976) Kuşları Örtünmek (1976) Kurutulmuş Felsefe Bahçesi (1979) Boğaziçi Şıngır Mıngır (1980) Halley Kimi Kurtarır (1981) Paf ve Puf (1981) Hacivat Günlüğü (1982) Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi (1982) Amerikalı Tolstoy (1983) İstanbul-Paris (1983) Bir Zavallı Sarı At (1985) Yapıştırma Bıyık (1985) Şişedeki Zenci (1986) Asansör (1987) Kediler (1988) Aynalar Günlüğü (1988) Seyirci Sahneye Çıkıyor (1989) Bay Sessizlik (1990) Nezleli Karga (1991) Yaşlılık Günlüğü (1992) Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde (1993) Gece Mavisi (1994) Papağanname (1995) Yanlış Parmak (1996) ROMAN: Dört Köşeli İnsan (1961) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 10 Mart , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Mart , 2006 HACIVAT Ne yapar çileli Hacivat simdi mezarda Dayak mi yer gene Karagöz'den o yerde Yoksa çay mi pisirir pilav ya zerde Ne yapar çileli Hacivat simdi mezarda Büyük hayalleri yoktu zaten hayatta Bozuk düzen bir ev üstelik Balat'ta sasirmaya kalkmamistir bu yüzden Arafat'ta Dedim ya tokgözlüydü zaten hayatta Kaldiysa tuhafligi kalmistir perdede Çektiklerine gülünüyor hâlâ memlekette Zekasi ki dolasirdi üç bes dilde Ne yapar çileli Hacivat simdi mezarda HACIVAT’IN EVI Hacivat'in evi Kösede ufaraktan Bir tüfek atimi duraktan Kapi pencere elekten Dösemeler zemberekten Dökülmekten Sökülmekten Incelmis süprülmekten HACIVAT’IN KARISI Hacivat'in karisi Incecikten yeldirmeli Göz kas oynatmali Gerdan kirmali Beden sarmali Gülmeli güldürmeli Raki süzmeli Asik üzmeli siir düzmeli Hacivat'in karisi Beyogu'nda gezmeli Salah Birsel Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 10 Mart , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Mart , 2006 Doğa Cesare Pavese, bir öykünün ilk satırı yazıldı mı bütünü tasarlanmıştır, der. Olaylar dizisini düğümlemek, öyküye hava basmak için geriye sabırlı olmaktan başka iş kalmaz. Picasso da, Malraux'ya, tuvalini boyamak için bir düşünceden yola çıktığını söylemiştir. Nedir, Picasso o çıtıpıtı ilk adımların atılmasına meydan veren bu düşüncenin belirgin olmasına pek kulak asmaz. Tersine, belli belirsiz olmasını yeğler. Ona göre ressamın ne istediğini pek bilmemesi dokuncalı değildir. Yeter ki, ne istemediğini kestirebilsin. Bunlar, bizi ozanın tanımına getirir? Doğa ile ortaklık yarışına çıkan ozan, hangi yoldan koşacağını hangisinin de yanına yaklaşmayacağını çok iyi bilir. Bu gücü, bu yeteneği de ona kendi dili, yani biçemi (üslubu) verir. Şiiri belli bir düzeye fırlatacak olan bu dildir. T.S.Eliot, konu denilen kışlık salçanın, dil önünde, şiirin amacı olmaktan çıktığını, gerilere, kuytuluklara çekildiğini söyler. Eski bir yazımızda, şiirdeki yapının, biçemin okurlara, şiirin tümünden çıkan tadın yanı sıra bir ikinci tad verdiğini yazmıştık. Şimdiki aklımız olsa, gerçek tadın bu biçemden kaynaklandığını söylerdik. Ne var, biçem, birçoklarının sandığı gibi, tıntın bir şeytanminaresi değildir. O, anlatımın, dilin, söz dolabının, biçimin ve de içeriğin ta kendisidir. O yoksa, şiir de, ilk düşünce de yoktur. Peki ama nedir bu ilk düşünce, bu ilk tohum? Bizcesi, kimi yerde bir sözcük, kimi yerde bir sözcük sağanağıdır. Ozan, şiirini düzenlerken bu ilk mayaya dört elle sarılır. Onu karaların ve denizlerin başbuğu yapmak için dizelerini, boyuna, sağdan soldan çekeleyip durur. Bu ilk düşünce - buna ilk dize de diyebiliriz - başka dizelere yol vermeyen bir çıkmaza saplansa da ozan ondan yine de vazgeçmez. İlikten düşmüş dizeler katacağına, onu bir başkasına bırakır. Onuruna kara düşürmez. Ozanlardan geriye kalan savruk kağıtlar (evrak-ı perişan) arasında böyle ipini koparmış dizelere raslanması bundandır. Ne ki şiir, yana yana dönen bir donanma fişeğidir. Kimi zaman çok başka bir şey olur. Ozan ilk mayanın şenliğinde yüzerken, yeni mayalara rastlar. Rastlayınca da eskisini dehleyip yenilerine el atar. Ozanı yine de her şey dışardan, Tanrının günü, bıkmadan usanmadan evreni yıkıp onaran insanlardan, şap şap kalabalıktan gelir. Bu, nasıl şerbet ki, dışardan devşirilen esintilerin, bir süre sonra, dış dünya ile hiçbir ilişkisi kalmaz. Her ses, her renk, her görüntü ozanın eti, kanı ve sinirleri olur. İşte bu noktaya gelindiği, yani dışardaki elektrikler birdenbire kesildiği zaman Picasso da ağaçları, doğaya hiç mi hiç bakmadan boyamaya koyulur. Doğadan aldığı her şeyi yıkıp yere indirir. Onlara bambaşka bir yaşam, bambaşka bir kişilik katar. Sonunda da "Madam Bovary benim" diyen Flaubert gibi o da şu uzun havayı çığırır : - Ağaçlar benim. Yusufçuk, Şubat 1980 Salah BİRSEL Picasso:Houses with Trees 1907 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 10 Mart , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Mart , 2006 YAŞAMA SEVİNCİ Herkes sek sek yürür Ben yalınayak koşarım Herkes gülerken ağlarsa Ben ağlarken gülerim Asık suratlara değil Anaç kikiriklere bayılırım İçim ahu gözlüdür Herşeye aynadan bakarım Ozanlar çevresine Devedikeniyle göz kırparsa Ben temmuz sıcağıyla Gerdaniye buselikle yaklaşırım Kapımandallarını hop hop Zıplatan da benim Yedi renk Acem dibasını Okurlarımın önüne sererim Yaşamak benim sevincim Benim kanım sevgilim Yaşam biçimidir diye Ölümü de severim Salah Birsel SEVDIM SENI EY INSAN Ben ölmem Isimi bilirim ben Ecel zangoçlarini bile Bir çirpida atlatirim Sifir denize yuvarlasaniz Lime lime dograsaniz kafami Bu odalardan bu kitaplardan Ayrilamam ayrilamam Dört elle yapisirim sokaklara Mavilere beyazlara abanirim Güzellikler beni yormaz Inan olsun yaslanmam Hiçbir seyden ürkmem Kim ne derse desin Ey insan seni sevdim Ben ölmem ben ölmem Salah Birsel GÜL BAHÇESI Ben karaginlere vurgunsam Sarisinlara da bayilirim Zemheri ayazini da kovalarsam Apul apul yürürüm yaz sicaginda Kosarli akillarin önünde egilirsem Bönleri sezdirmeden oksarim Bir vay aman dünyasi Dört bir yanda pideciler Cicibici hosarlik el üstünde Devekusu bilgisizlik yaninda Ah ah beni benden ayirin Aydinliklar degil karanliklar Amber kokar Buram buram gül kokar Salah Birsel Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.