Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EVRENİN GERÇEK FOTOĞRAFLARI


AED

Önerilen İletiler

ngc1569_hst_big.jpg

 

NGC 1569 : Bir Düzensiz Cüce Gökada İçerisindeki Yıldız Oluşum Patlaması

 

Açıklama : Güzel, simetrik sarmal kolları içerisinde genç, parlak, mavi yıldız kümelerini ihtişamla sergileyen büyük sarmal gökadalar, genellikle tüm övgüyü kendi üzerlerinde toplarlar. Halbuki küçük, düzensiz gökadalar da yıldız meydana getirirler. Aslına bakarsanız, yukarıdaki görüntüde yer alan cüce gökada NGC 1569, yıldız oluşum faaliyetlerinde bundan 25 milyon yıl önce başlamış olduğu düşünülen ani bir artış yaşıyor gibi görünüyor. Sonuçta ortaya çıkan çalkantılı ortam üstnova patlamalarıyla beslenmektedir; çünkü uzaydaki patlamalar etrafa malzeme saçıp, daha fazla yıldız oluşumunu tetiklemektedir. Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilmiş olan bu muhteşem görüntünün sol ortasında, sarmal Samanyolu Gökadamızdaki küresel yıldız kümelerinin genç benzerleri olan büyük kütleli iki yıldız kümesi görülmektedir. Görüntü, NGC 1569'un bir ucundan diğerine yaklaşık 8000 ışıkyıllık bir alanı gözler önüne sermektedir. Yıldız oluşum patlaması yaşayan ve yalnızca 11 milyon ışıkyıllık uzaklığıyla nispeten yakın konumda olan bu gökada, hızla evrim geçiren gökadalardaki yıldız sayısını incelemek bakımından gökbilimcilere mükemmel bir fırsat sunmaktadır. NGC 1569, uzun boyunlu takımyıldız Zürafa içerisinde yer almaktadır.

 

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Hubble Miras Takımı (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI] / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA])

Teşekkür : A. Aloisi (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI] / Avrupa Uzay Dairesi [ESA]) ve diğerleri

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

exp18home_nasa.jpg

 

Evimizi Yukarıdan İzlemek

Açıklama : İnsanın evi gibisi yoktur. Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ)'nun penceresinden dışarıya bakan astronot Greg Chamitoff, hepimizin doğduğu gezegeni dikkatle izliyor. Yaklaşık 350 kilometre yukarıda olan UUİ, Dünya ufkunun açık bir biçimde kavisli görünmesine yetecek yüksekliktedir. Astronot Chamitoff'un penceresi Dünya'nın karmaşık bulutlarından bazılarını beyaz renkte, hayat veren havaküresini ve okyanuslarını ise mavi renkte gösteriyor. Uzay istasyonu, Dünya çevresindeki yörüngesinde yaklaşık 90 dakikada bir kez dolanmaktadır. Aşağıda yaşayan insanların UUİ'ye doğru bakmaları da zor bir şey değildir. UUİ'yi gün batımından hemen sonra, sık sık başınızın üzerinde ilerleyen parlak bir ışık noktası olarak izleyebilirsiniz. Ayrıca, teleskoplar uzay istasyonunun genel yapısını bile gözler önüne serebilmektedir. Yukarıdaki görüntü, geçen ayın başlarında UUİ'nun Kibo laboratuvarında çekilmiştir.

Katkı Sağlayanlar : Sefer 18 Tayfası, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

logo_iya2009.jpg

 

"Dünya Gökbilim Yılı"na Hoş Geldiniz

Açıklama : Tüm Dünya gezegeni üzerindeki gökbilimciler, sizi Dünya Gökbilim Yılı (DGY) 2009'un bir parçası olarak gece gökyüzünü keşfetmeye davet ediyor. Bu yıl, Uluslararası Gökbilim Birliği ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) tarafından Galileo'nun ilk teleskobu gökyüzünün güzelliklerine çevirmesinin 400. yılı olması nedeniyle DGY seçildi. Bu küçük pencereden yaptığı gözlemler sayesinde, Galileo, Ay'ın kraterlerini, Venüs'ün evrelerini, Jüpiter'in uydularını ve Satürn'ün halkalarını keşfetti. Bu yıl siz de, başınızın üzerinde uzanıp giden tüm insanlığın paylaştığı bu güzellikleri ve daha nicelerini keşfedebilirsiniz. Diğer insanlar gibi siz de gece göğünü harika ve eğitici buluyorsanız, kendi ülkenizdeki DGY 2009 etkinliklerini izleyebilir ve ilgilenebilecek okulları ve öğrencileri haberdar edebilirsiniz. Ayrıca, şu kaynakları incelemeyi de lütfen ihmal etmeyin; DGY 2009 internet sayfaları, internet günlükleri, internet yayınları ve çok daha fazlası.

Katkı Sağlayanlar : Dünya Gökbilim Yılı 2009, Uluslararası Gökbilim Birliği, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

jupiterganymede_hst_big.jpg

 

Jüpiter Ganymede'i Örterken

Açıklama : Jüpiter havaküresinin üst kısımları acaba ne kadar puslu? Bunu anlamaya yardımcı olmak amacıyla gökbilimciler Hubble Uzay Teleskobu'nu, Jüpiter uydusu Ganymede'i örterken izlemek üzere harekete geçirdiler. Her ne kadar Ganymede Jüpiter'in çevresini haftada bir dolansa da genellikle gezegenin altından veya üzerinden geçtiğinden, uygun bir tutulma çok daha ender gerçekleşmektedir. İşte böyle bir örtülme mükemmel görsel detaylarla 2007 yılı Nisan ayında görüntülenmiştir. Ganymede, Jüpiter'in kenarına yakınken güneş ışığını gezegen havaküresinin üst kısımları içerisinden yansıtarak, gökbilimcilerin farklı dalga boylarındaki belli belirsiz sönükleşmeleri kaydedip, pus miktarını incelemesine imkan sağlamaktadır. Bu araştırmanın bir sonucu, Jüpiter'i çepeçevre saran bulut kuşakları ile Büyük Kırmızı Leke gibi girdap yaparak dönen muhteşem fırtına sistemlerini çok net bir şekilde gözler önüne seren bu nefes kesici görüntü olmuştur. Resmin alt tarafında yer alan Ganymede de, koyu renkli buzlarla kaplı yüzeyinde dikkate değer ölçüde detay sergilemektedir. Jüpiter ve Ganymede çok parlak olduklarından örtülmelerin pek çoğu küçük bir teleskopla tam buradan, Dünyamızdan izlenebilmektedir.

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA ve E. Karkoschka (Arizona Üniversitesi)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ngc2818_hheritage.jpg

 

Gezegenimsi Bulutsu NGC 2818

Açıklama : NGC 2818, ölmekte olan güneş benzeri bir yıldızın gazdan kefeni anlamına gelen, güzel görünümlü bir gezenimsi bulutsudur. Bu bulutsu, bir 5 milyar yılı daha çekirdeğinde bulunan hidrojeni, ardından da helyumu nükleer füzyon yakıtı olarak hiç durmaksızın kullanıp bitirdikten sonra, Güneşimizi bekleyen geleceğe anlık bir bakış sunmaktadır. Garip ama, NGC 2818 güney yarımküre takımyıldızlarından Kumpas (pusula) yönünde, yaklaşık 10.000 ışıkyılı uzaklıkta bulunan ve bir açık yıldız kümesi olan NGC 2818A içerisinde yer alıyor gibi görünmektedir. Bulutsu yıldız kümesinin bulunduğu mesafede yaklaşık 4 ışıkyıllık bir genişliğe sahiptir. Ancak yapılan hassas ölçümler, bulutsunun kendi hızının küme üyesi yıldızların hızından çok farklı olduğunu göstermektedir. Bu sonuç ise, NGC 2818'in sadece şans eseri yıldız kümesi ile aynı görüş açısı üzerinde yer alıyor olabileceği ve de kümenin uzaklığı veya yaşı ile bir ilgisi bulunmayabileceği konusunda güçlü bir kanıttır. Yukarıdaki Hubble görüntüsü, dar bant süzgeçlerle çekilmiş pozlardan oluşan birleşik bir resim olup, bulutsu içerisinde yer alan azot, hidrojen ve oksijen atomlarını sırasıyla kırmızı, yeşil ve mavi renklerde göstermektedir.

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Hubble Miras Takımı (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI] / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA])

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

maunakea_pacholka_big.jpg

 

Mauna Kea Üzerinde Samanyolu

Açıklama : Siz hiç Samanyolu Gökadamızın kuşağını gördünüz mü? Karanlık bir yerde ve doğru zamanda temiz bir gökyüzüne baktığınızda, soluk bir ışık kuşağı göğün bir ucundan diğerine görünür hale gelir. Gözleriniz karanlığa alıştıktan hemen sonra, ilk önce kuşağın yerini belirlersiniz. Daha sonra kuşak belirgin hale gelir. En sonunda da gözlerinizi ondan alamazsınız. Gittikçe artmakta olan şaşkınlığınızın bir sebebi, bu bulanık şeridin milyarlarca yıldız içerdiğini ve de bizim kendi sarmal gökadamızın diski olduğunu fark etmeniz olabilir. Biz de bu diskin içinde yer aldığımızdan, kuşak Dünya'yı sarmalıyor gibi görünmektedir. Yukarıdaki resimde görülebilenler arasında, gece göğünün en tepesinde Samanyolu Gökadası'nın kuşağı bir kavis oluşturmaktadır. Bu kuşağın hemen altındaki parlak nokta, Jüpiter gezegenidir. Ön planda ise, ABD'ye bağlı Havai adalarından, Maui üzerinde bulunan Haleakala yanardağının ay ışığı ile aydınlatılmış çöküntü havzası görülüyor. Ufka doğru yakından baktığınızda ise, açık renkli bulutlar ile Havai'nin Büyük Adası üzerinde yer alan koyu renkli fakat devasa yanardağ Mauna Kea görülmektedir. Eğer daha önce hiç Samanyolu kuşağını görmediyseniz veya Jüpiter gezegenini tanıyamadıysanız, iste size bir şans. 2009 yılı Uluslararası Gökbilim Yılı olduğundan, evrenin derinliklerine göz atmanızı sağlayacak bir pencereden bakma fırsatı ayağınıza geliyor olabilir.

Katkı ve Telif Hakkı : Wally Pacholka (Geceleyin Dünya - TWAN)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

s147metsavainioNBMedium.jpg

 

Simeis 147 : Üstnova Kalıntısı

Açıklama : Soluk üstnova kalıntısı Simeis 147'nin bu detaylı görüntüsünde yer alan birbirine dolanmış iplikçikleri takip ederken kaybolmak işten bile değildir. Kayıtlara Sh2-240 adıyla da geçmiş olan ve Boğa Takımyıldızı yönünde görülen bu kalıntı, gökyüzünde yaklaşık 3 derecelik veya bir başka deyişle 6 dolunay büyüklüğünde yer kaplamaktadır. Bu büyüklük, yıldız kalıntılarından oluşan bahse konu bulutun 3000 ışıkyıllık tahmini uzaklığında, 150 ışıkyıllık bir genişliğe karşılık gelmektedir. Dar bant süzgeçler kullanılarak Hubble renk paletiyle hazırlanmış olan bu dikkat çekici birleşik görüntü, hidrojen, kükürt ve oksijen atomlarından gelen salmaları da içermekte olup, çevredeki yıldızlararası gazla çarpışıp şoka uğrayan ve bu nedenle ışıldayan gaz bölgelerinin izini sürmektedir. Bu üstnova kalıntısı, tahmini olarak yaklaşık 40.000 yaşındadır ki, bu da bahse konu büyük yıldız patlamasından gelen ışığın Dünya'ya ilk defa 40.000 yıl önce ulaştığı anlamına gelmektedir. Fakat genişlemekte olan bu kalıntı, patlamanın ortaya çıkardığı tek sonuç değildir. Uzaydaki bu felaket, geriye bir nötron yıldızı veya atarca da bırakmıştır ve başlangıçtaki yıldızın çekirdeğinden geriye kalan tek şey de budur zaten.

Katkı ve Telif Hakkı : J-P Metsävainio (Astro Anarchy)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ngc4921_hst_big.jpg

 

En Kenardaki Soluk Gökada NGC 4921

Açıklama : NGC 4921 ne kadar uzaklıktadır? Her ne kadar halihazırda yaklaşık 320 milyon ışıkyılı uzaklıkta olduğu tahmin ediliyorsa da, insanlığın görünür tüm evrenin genişleme oranını daha iyi ölçmesine yardımcı olabilmesi için, gökadanın bilinen durgunluk hızı ile ilgili daha hassas bir bağıntı kurulabilir. Bu hedefe yönelik olarak, anahtar yıldız uzaklık belirteçleri olan Sefe türü değişen yıldızları belirlemek üzere yukarıdaki görüntü Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilmiştir. NGC 4921 Saç Gökada Kümesi'nin bir üyesi olduğundan, onun uzaklığını tam olarak belirlemek, yerel evrende yakınımızda bulunan en büyük kümelerden birinin uzaklığını daha iyi belirlemeye de imkan sağlamış olacaktır. Düşük yıldız oluşum oranı ve düşük yüzey parlaklığı nedeniyle, görkemli sarmal gökada NGC 4921'e gayrı resmi olarak kansız lakabı verilmiştir. Dikkat çekici ölçüde net olan bu görüntü, Hubble'ın şu anda bakıma ihtiyaç duyan Gelişmiş Araştırma Kamerası tarafından çekilmiştir. Resimde görülebilenler arasında, parlak bir çekirdek, parlak bir merkez çubuğu, koyu renkli tozdan meydana gelmiş belirgin bir halka, yeni oluşan yıldızları içeren mavi kümeler, daha küçük boyutlarda birkaç yoldaş gökada, uzak evrende yer alan bağlantısız gökadalar ve de Samanyolu Gökadamızda yer alan bağlantısız yıldızlar sayılabilir.

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA),K. Cook (Lawrence Livermore Laboratuvarı)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

IC1805_Daniel.jpg

 

IC 1805 : Kalp Bulutsusu

 

Açıklama : Neredeyse 200 ışıkyıllık bir alanı kaplayan salma bulutsusu IC 1805, ışıldayan yıldızlararası gaz ve koyu renkli toz bulutlarının bir karışımıdır. Bulutsunun Sevgililer Günü'ne uygun biçiminden türetilen takma adı Kalp Bulutsusu'dur. Gökadamızın Kahraman kolu üzerinde, yaklaşık 7500 ışıkyılı uzaklıkta yer alan IC 1805 içerisinde pek çok yıldız doğmuştur. Aslına bakarsanız, uzaydaki bu kalbin merkezine yakın bir yerde, yeni doğmuş bir yıldız kümesinin büyük kütleli ve sıcak yıldızları yer almaktadır. Melotte 15 olarak da bilinen bu yıldız kümesi yaklaşık 15 milyon yaşındadır. İşe bakın ki, Kalp Bulutsusu Kraliçe Takımyıldızı içerisinde bulunmaktadır. Kuzey yarımkürenin bu takımyıldızına Yunan mitolojisindeki kendini beğenmiş ve kibirli bir kraliçenin adı verilmiştir. Kalp Bulutsusu'nun çevresindeki bölgeyi gösteren ve daha geniş bir alanı kapsayan mozaik bir görüntüden kesilmiş olan bu anlamlı manzara, gökyüzünde yaklaşık 2,5 derecelik veya bir başka deyişle 5 dolunay büyüklüğünde bir alanı göstermektedir.

Katkı ve Telif Hakkı : Daniel Marquardt

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

carina_eso_big.jpg

 

Büyük Karina Bulutsusu

 

Açıklama : Güney göklerinin mücevheri Büyük Karina Bulutsusu, diğer adıyla NGC 3372, 300 ışıkyıllık genişliğiyle gökadamızın en büyük yıldız oluşum bölgelerinden biridir. 7500 ışıkyıllık uzaklığıyla, 5 kat daha uzak olsa bile; Karina Bulutsusu da kendisinden daha küçük olan ve daha kuzeyde kalan Avcı Bulutsusu gibi çıplak gözle rahatlıkla görülebilmektedir. Şili'de bulunan La Silla Gözlemevi'ndeki 2,2 metrelik teleskopla elde edilen bu güzel görüntü, bölgedeki karanlık toz bulutlarıyla ışıldayan yıldızlararası gaz iplikçiklerinin olağanüstü detaylarını ortaya çıkarmaktadır. Karina Bulutsusu, Güneş'in 100 katından daha büyük bir kütleye sahip olan ve hâlâ anlaşılmaz bulunan değişen yıldız Eta Karina da dahil olmak üzere, genç ve çok büyük kütleli yıldızlara ev sahipliği yapmaktadır. Eta Karina, bölgenin merkezinde duran koyu renkli çentiğin solunda ve tozla kaplı Anahtar Deliği Bulutsusu (NGC 3324) 'nun yanında yer alan parlak yıldızdır.

Katkı Sağlayanlar : Avrupa Güney Gözlemevi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

omegacen_davis_big.jpg

 

Omega Erboğa : Bilinen En Büyük Küresel Küme

Açıklama : Bu kocaman yıldız topu, Güneşimizden önce de mevcuttu. İnsanoğlunun evrimi başlamadan çok daha önce, dinozorlar ortalıkta gezinmeden ve hatta Dünya'da var olmadan önce, sıkışıp bir araya gelen yıldızlardan oluşan çok eski küreler genç Samanyolu Gökadası'nın yörüngesinde dolanıyorlardı. Bugün halen varlığını sürdüren 200 civarındaki küresel küme içinde, Omega Erboğa içerdiği on milyondan fazla yıldız ile en büyüğüdür. Öte yandan Omega Erboğa, 3,9 kadirlik görünür parlaklığı ile aynı zamanda en parlak küresel küme olup, güney yarımküre gözlemcileri tarafından çıplak gözle de görülebilmektedir. NGC 5239 olarak kayıtlara geçmiş olan Omega Erboğa, yaklaşık 18.000 ışıkyılı uzaklıktadır ve 150 ışıkyıllık bir çapa sahiptir. Diğer küresel kümelerin pek çoğundan farklı olarak, Omega Erboğa içerisinde yer alan yıldızlar birbirlerinden farklı yaş ve farklı kimyasal madde bolluğu sergilemektedirler ki; bu durum da söz konusu küresel yıldız kümesinin 12 milyar yıllık ömrü içerisinde karmaşık bir tarihe sahip olduğuna işaret etmektedir.

Katkı ve Telif Hakkı : Thomas V. Davis (tvdavisastropix.com)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

helix_eso_big.jpg

 

La Silla Gözlemevi'nden Helis Bulutsusu

Açıklama : Bir gün Güneşimiz de böyle mi görünecek? Helis Bulutsusu, Güneş benzeri bir yıldızın ömrünün sonlarına doğru yarattığı bir gaz bulutu anlamına gelen gezegenimsi bulutsuların bize en yakın ve en parlak örneklerinden biridir. Yıldızın uzaya fırlatılıp atılmış dış gaz katmanları, bizim bakış açımızdan sanki bir helisin içine doğru bakıyormuşuz gibi görünmektedir. Nihai kaderi bir beyaz cüce yıldız olmak üzere yazılmış olan merkezdeki yıldız çekirdeğinin kalıntısı öylesine enerji yüklü bir şekilde parıldamaktadır ki; daha önce fırlatılıp atılan gazın ışımasına neden olur. Teknik olarak NGC 7293 numarası verilen Helis Bulutsusu, Kova Takımyıldızı yönünde yaklaşık 700 ışıkyılı uzaklıkta yer almakta olup, yaklaşık 2,5 ışıkyıllık bir alanı kaplamaktadır. Yukarıdaki görüntü, Avrupa Güney Gözlemevi'nin La Silla Gözlemevi'nde bulunan 2,2 metrelik teleskop üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi tarafından çekilmiştir. Helis Bulutsusu'nun iç kenarlarından alınan yakın çekim görüntüler, kökeni henüz bilinmeyen karmaşık gaz düğümlerini gözler önüne sermektedir.

Katkı Sağlayanlar : Avrupa Güney Gözlemevi - Geniş Alan Görüntüleyicisi (WFI), (Max Plank Enstitüsü / Avrupa Güney Gözlemevi 2,2 Metrelik Teleskobu, La Silla Gözlemevi, Avrupa Güney Gözlemevi (ESO)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

IC5146_fleming50.jpg

 

IC 5146 : Koza Bulutsusu

Açıklama : Koza Bulutsusu'nun iç kısmını, yeni gelişmekte olan bir yıldız kümesi oluşturmaktadır. IC 5146 olarak kataloglanan bu güzel bulutsu, yaklaşık 15 ışıkyılı genişlikte olup, Kuğu Takımyıldızı yönünde 4000 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Diğer yıldız oluşum bölgeleri gibi; o da genç, sıcak yıldızların harekete geçirdiği ışıldayan kırmızı hidrojen gazı ve görünmez bir molekül bulutunun sınırında, tozdan yansıyan mavi yıldız ışığı ile kendini gösteriyor. Bununla birlikte, bulutsunun merkezinde bulunan parlak yıldız büyük olasılıkla yalnızca birkaç yüz bin yaşında olup, yıldız oluşturan toz ve gaz molekül bulutundaki bir oyuğun içini boşaltırken, bulutsunun parlamasını da güçlendiriyor. Koza Bulutsusu'nun bu sıra dışı renkli görüntüsü, tozlu yıldız doğumevinin içinde ve etrafında yer alan dikkat çekici özellikleri ortaya koymaktadır.

Katkı ve Telif Hakkı : Neil Fleming, David Plesko

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

deimos_hirise.jpg

 

MRO'dan Mars Uydusu Deimos Manzarası

 

Açıklama : Mars'ın iki küçük uydusu vardır; Phobos ve Deimos. Mars yörüngesinde dolanmakta olan MRO üzerindeki HiRISE kamerası tarafından kısa bir süre önce çekilen bu fotoğrafta, Mars'ın daha küçük olan uydusu Deimos görülmektedir. Yalnızca 15 kilometre civarındaki genişliğiyle Deimos, güneş sisteminde bilinen en küçük uydulardan biridir. Bu mini minnacık Mars uydusu, Washington D.C.'deki ABD Donanma Gözlemevi'nde çalışan Amerikalı gökbilimci Asaph Hall tarafından 1877 yılında keşfedildi. Bu iki Mars uydusunun varlığı, gezegen devinim yasalarını ortaya koyan gökbilimci Johannes Kepler tarafından 1610 yılı civarında tahmin edilmişti. Bu olayda, Kepler'in tahminleri bilimsel esaslara dayanmıyordu; ancak yazıları ve fikirleri o kadar etkileyiciydi ki, bu iki Mars uydusu 150 yıldan fazla bir süre sonra gerçekten keşfedilene kadar, Jonathan Swift'in 1726 yılında yazılan Guliver'in Maceraları gibi kurmaca eserler içerisinde ele alındı.

Katkı Sağlayanlar : Yüksek Çözünürlüklü Görüntüleme Bilimsel Deneyi (HiRISE), Mars Keşfi Yörünge Aracı (MRO), Ay ve Gezegen Bilimleri Laboratuvarı (Arizona Üniversitesi), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tycho_chandra_big.jpg

 

Tycho Üstnova Kalıntısı

 

Açıklama : Bu duman topunu hangi yıldız yarattı acaba? Yukarıdaki resim, Tycho üstnova kalıntısının şimdiye kadar birden fazla dalga boyunda çekilmiş en iyi görüntüsüdür. Bu üstnova kalıntısı, ilk defa 400 yıldan fazla bir süre önce ünlü gökbilimci Tycho Brahe tarafından kayıt altına alınmış olan bir yıldız patlamasının sonucudur. Resim, yörüngedeki Chandra X-ışını Gözlemevi tarafından çekilen bir x-ışını görüntüsü, yine yörüngedeki Spitzer Uzay Teleskobu tarafından çekilen kırmızı ötesi bir görüntü ve İspanya'nın güneyinde yer alan 3,5 metrelik Calar Alto Teleskobu ile görünür ışık dalga boyunda çekilen bir görüntünün birleşimidir. Genişlemekte olan gaz aşırı derecede sıcak iken, birbirinden hafifçe farklı genişleme hızları buluta dumanlı bir görünüm vermektedir. Her ne kadar SN 1572'yi hangi yıldızın yarattığından tam olarak kimse emin olmasa da, bu resimde ayırt edilemeyecek kadar soluk olan ve Tycho G adı verilen bir yıldız, üstnovanın muhtemel atası olarak incelenmektedir. Tycho üstnovasının atasından geriye kalanları bulmak özellikle önemlidir; çünkü kısa bir süre önce bu üstnovanın Ia türü olduğu tespit edilmiştir. Ia türü üstnovaların parlaklıklarındaki zirve noktasının çok iyi anlaşılmış olduğu düşünüldüğünden, bu durum evrenimizin uzak cisimleri nasıl soluklaştırdığını anlayıp, düzeltme yapmak bakımından oldukça kıymetli bir hale getirmektedir.

Katkı Sağlayanlar : X-Işını: ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) / Chandra X-Işını Gözlem Merkezi (CXC) / Harvard-Smithsonian Gök Fiziği Gözlemevi (SAO); Kırmızı Ötesi : NASA / Jet İtiş Gücü Laboratuvarı - Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (JPL-Caltech);

Görünür Işık: Max Planck Gökbilim Enstitüsü, Calar Alto Gözlemevi, O. Krause ve diğerleri

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ngc2074a_hst.jpg

 

Büyük Macellan Bulutu'ndaki Denizatı

 

Açıklama : Bu nesne bazılarına büyük bir uzay canavarı gibi görünebilir; ancak o bir canavardan çok daha büyüktür. Aynı nesne, başkalarına da otlayan bir denizatı gibi görünebilir; ancak görüntünün sağ tarafında yer alan koyu renkli bu nesne, aslında yaklaşık 20 ışıkyılı uzunluğunda, dumana benzeyen cansız bir toz sütunudur. İlginç bir biçime sahip olan bu toz yapı, komşumuz Büyük Macellan Bulutu içerisinde, büyük Tarantula Bulutsusu'nun çok yakınında yer alan bir yıldız oluşum bölgesinde bulunmaktadır. Enerji yüklü bulutsu, halihazırda merkezi denizatının boynu yönünde, görüntünün üst kenarının hemen dışında görülebilen NGC 2074 isimli bir yıldız kümesi yaratmaktadır. Yukarıda görülen temsili renklere sahip görüntü, Hubble'ın Dünya çevresindeki yüz bininci turu şerefine geçen sene uzay teleskobu üzerinde bulunan Geniş Açılı Gezegen Kamerası 2 tarafından çekilmiştir. Küme içerisinde genç yıldızlar oluştukça, bunların ışık ve rüzgarları söz konusu toz sütunlarını önümüzdeki milyonlarca yıl boyunca yavaş yavaş aşındırıp, yok edecektir.

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA) ve M. Livio (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü (STScI)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Seagull_BarrettDavis.jpg

 

Martı Bulutsusu

Açıklama : Biri sayısal SLR, diğeri gökbilime uygun CCD olmak üzere iki ayrı fotoğraf makinesinden alınan görüntüler, bu renkli yıldız manzarasında birleştirilmiş olarak görülüyor. Florida Keys / ABD'de, okyanus sahilinde yapılan Kış Yıldız Şenliği'nde aynı teleskobu kullanan iki makine, Martı Bulutsusu'nun portresini gayet güzel bir biçimde ortaya çıkarmış. Geniş açılı bu görüntü, Büyükköpek Takımyıldızı'nın alfa yıldızı olan Akyıldız (Sirius)'a yakın bir doğrultuda, Samanyolu düzlemi boyunca 4x3 derecelik bir şeridi kapsamaktadır. Bu geniş alan tabidir ki farklı kayıt numaralarına sahip nesneleri de içermektedir. Özellikle de, kuşun başını (merkezin üstü) oluşturan ve içerisinde gömülü büyük kütleli bir yıldız içeren derli toplu, tozlu salma bölgesi NGC 2327 ile martının büyük bir alanı kaplayan kavisli kanadını oluşturan IC 2177'yi. Hidrojen atomlarından gelen kırmızımsı ışıltının hakim olduğu, parlak genç yıldızlar ile uzaydaki gaz ve toz bulutlarından oluşan bu yapı, 3800 ışıkyıllık tahmini bir uzaklıkta 250 ışıkyılının üzerinde bir alanı kapsamaktadır.

Katkı ve Telif Hakkı : Frank Barrett, Steve Davis

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Almahata-Sitta15_c900.jpg

 

Almahata Sitta 15

Açıklama : Küçük gezegen 2008 TC3, 7 Ekim 2008 tarihinde kuzey Sudan'da bulunan Nubian Çölü göklerinde bir iz bırakarak şafak vakti Dünya'ya düşmüştü. Bu olay ilgi çekmişti; çünkü ilk defa olarak bir küçük gezegen Dünya havaküresine çarpmadan önce uzayda tespit edilmişti. Genel kanı küçük gezegenin parçalanıp, tamamen toza dönüştüğü yönündeydi. Fakat Hartum Üniversitesi'nden Dr. Mauwia Shaddad, SETI Enstitüsü'nden Dr. Peter Jenniskens ile NASA Ames Araştırma Merkezi'nin de yardımlarıyla havaküreye çarpma vakasının uydu ve yer gözlemlerine dayanarak keşif için bölgeye giden bir öğrenci ve çalışan grubuna liderlik edip, yok olmaktan kurtulmayı başarmış parçaları bulmak için çölü taradılar. 6 Aralık 2008'de, araştırma başladıktan iki saat sonra ilk göktaşı bulunmuştu. Araştırma sonunda, ekip toplamda yaklaşık 5 kilogramlık bir kütleye sahip olan ve Almahata Sitta olarak bilinen yaklaşık 280 parça küçük göktaşı toplamışlardır ki; bunlar varlığı bilinen bir küçük gezegenden geriye kalan ilk parçalardır. Resimde görülen ve çevresindeki açık renkli taşlarla taban tabana zıt duran bu siyah parça, 15 numaralı Almahata Sitta göktaşıdır. Yaklaşık 4 santimetre çaplı göktaşı, çöl zemininde düştüğü yerde görülmektedir.

Katkı ve Telif Hakkı : Peter Jenniskens (Dünyadışı Akıllı Yaşam Araştırması [sETI] Enstitüsü / ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi [NASA] Ames Araştırma Merkezi)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sn94d_highz.jpg

 

Tuhaf Bir Evrenin İşaretleri

Açıklama : Evrenimizdeki enerjinin büyük çoğunluğunun yıldızlar ve gökadalarda bulunmadığını, uzay boşluğuna bağlı olduğunu gösteren sonuçlar, ilk olarak on bir yıl önce ortaya konuldu. Evrenbilimcilerin kendi mesleki dillerinde, büyük bir evren sabiti, uzak üstnova gözlemlerine bağlı olarak açıklanır. Evren sabiti (lamda-λ) önerileri yeni değildi. Bu öneriler, çağdaş göreli evrenbilimin başlangıcından beri mevcuttur. Yine de böyle açıklamalar gökbilimciler arasında her zaman popüler olmamıştır; çünkü lamda bilinen evren bileşenlerine benzemez; çünkü lamdanın değeri diğer gözlemlerle sınırlı gibi görünür ve çünkü, daha önceleri lamda olmaksızın çalışılan ve daha az tuhaf olan evrenbilim mevcut verileri açıklamakta oldukça iyiydi. Burada dikkate değer olan; gözlemlerin doğru ve güvenilir görünen yöntemi ve araştırmayı yürüten bilim adamlarının güvenilir isimleridir. Geçtiğimiz on bir yıl boyunca, bağımsız gökbilim ekipleri karanlık enerjinin varlığını ve rahatsızlık veren hızlanan evren sonucunu teyit eden verileri toplamaya devam ettiler. Sarmal bir gökadanın eteklerinde, 1994 yılında meydana gelen bir üstnovayı gösteren yukarıdaki resim, bu tür bir işbirliği yapan ekiplerden biri tarafından çekilmiştir.

Katkı Sağlayanlar : High-Z Üstnova Araştırma Ekibi, Hubble Uzay Teleskobu (HST), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mudvolcano_hirise.jpg

 

Mars'ta Muhtemel Çamur Volkanları

Açıklama : Acaba bu, Mars'ta yer alan bir çamur volkanı mı? Eğer öyleyse, Mars mikroplarının içine sıkışıp kaldığı bir yer olabilir mi? Bu tuhaf olasılık kısa bir süre önce ortaya atıldı ve Mars'la ilgili yakın zaman içerisinde yapılan gözlemlerle de uyumlu. Her şeyden önce, bunun gibi tepeler Mars'taki çarpma kraterleri ve lav volkanlarından çok, Dünya'daki çamur volkanlarına benziyor. İkincisi, resimdeki zirve tuhaf bir şekilde çatlamış buz ile uyumlu bir yüzey desenine sahip. Uzaydan kırmızı ötesi dalga boyunda alınan görüntüler, bunun gibi tepelerin çevredeki kayalara kıyasla çok daha hızlı soğuduklarını gösteriyor ki; bu da kurumuş çamur oluşumları ile tutarlı bir durum. Bu tepeler aynı zamanda suyun var olması halinde oluşacak bileşenler ile bağıntılı renkleri de yansıtmaktalar. Ve son olarak, Mars'ta kaynağı bilinmeyen ve metan içeren tuhaf gaz bulutları keşfedildi. Bu gaz bulutları, başlangıçta daha önce fark edilemeyen bir yeraltı gölünde yaşayan ve metan üreten mikroplar içeren ılık çamur halindeki volkanlardan salınmış olabilir. 100 metrenin üzerinde çapı ile kuzey Mars düzlüklerinde yer alan buna aday bir volkan yukarıda görülmektedir.

Katkı Sağlayanlar : Yüksek Çözünürlüklü Görüntüleme Bilimsel Deneyi (HiRISE), Mars Keşfi Yörünge Aracı (MRO), Ay ve Gezegen Bilimleri Laboratuvarı (Arizona Üniversitesi), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ngc7049_hst_big.jpg

 

Tuhaf Tozlu Gökada NGC 7049

Açıklama : Bu tuhaf görünümlü gökada acaba nasıl meydana geldi? Özellikle de sarmal gökada NGC 7049 bu kadar olağandışı göründüğünden, kimse bundan tam olarak emin değil. NGC 7049'un çarpıcı görüntüsü esas olarak, çoğu karaltı halinde görülen olağanüstü belirginliğe sahip bir toz halkasından ileri gelmektedir. Saydam olmayan bu halka, arkasında ışıldayan milyonlarca yıldızın parıltısından çok daha koyu renklidir. Koyu renkli bu tozun yanı sıra, şaşırtıcı derecede az sayıda küresel yıldız kümesi içermesine rağmen NGC 7049 pürüzsüz bir eliptik gökada gibi görünmektedir. NGC 7049'un yukarıdaki görüntüsü kısa bir süre önce Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilmiştir. NGC 7049'un hemen üzerinde görülen parlak yıldız ise, kendi gökadamız içerisinde ön planda yer almakta olup bu tozlu gökada ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu arada, gökadanın merkezine yakın bir konumda düzlem dışında dönen gazlardan meydana gelmiş olan olağandışı kutup halkası burada görülmemektedir. NGC 7049 kendi gökada kümesi içerisinde yer alan en parlak gökada olduğundan, oluşumu önde gelen birkaç gökadanın kısa bir sure önce meydana gelmiş çarpışması ile beslenmiş olabilir. NGC 7049 yaklaşık 150 bin ışıkyılı genişlikte olup, Hintli Takımyıldızı yönünde yaklaşık 100 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır.

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA) ve W. Harris (McMaster Üniversitesi)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

m101_block_big.jpg

 

M101 : Fırıldak Gökadası

 

Açıklama : Acaba neden birçok gökada sarmal olarak görülür? Sarmal gökadaların çarpıcı bir örneği olan M101, 27 milyon ışıkyıllık uzaklığı ile görece yakın olması sayesinde ayrıntılı biçimde incelenebilmektedir. Güncel bazı kanıtlar, komşu bir gökadayla yaşanan yakın bir kütleçekimsel etkileşimin, gökadanın merkezi etrafından dönmeye devam eden yoğunlaşmış gazı ve yüksek kütle nedeniyle oluşan dalgaları meydana getirdiğini göstermiştir. Bu dalgalar gökadadaki mevcut gazı sıkıştırmakta ve yıldız oluşumuna neden olmaktadır. Bunun bir sonucu da, Fırıldak Gökadası olarak bilinen M101'in sarmal kolları boyunca uzanan birkaç aşırı parlak yıldız oluşum bölgesine (HII bölgesi) sahip olmasıdır. M101 öylesine büyüktür ki; sahip olduğu devasa kütleçekim yakınlardaki küçük gökadaların biçimlerinin değişmesine neden olmaktadır.

Katkı ve Telif Hakkı : Adam Block, Lemmon Dağı Gökyüzü Merkezi, Arizona Üniversitesi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

blackhole_hobart.jpg

 

Kara Delik Yakınındaki Manzara

Açıklama : Fırıl fırıl dönen sıcak bir gaz burgacının merkezinde yer alan ve asla doğrudan görülemeyen olası bir canavar; kara delik. Hızla dönen gazın yaydığı ışığın incelenmesi, yalnızca bir kara deliğin var olduğunu değil, aynı zamanda olası özelliklerini de ortaya koymaktadır. Örneğin GRO J1655-40'ı çevreleyen gazın, saniyede 450 defa gibi alışılmadık bir titreşim oranı sergilediği keşfedildi. Merkezdeki nesne için daha önceden yapılan kütle tahmini (Güneş'in yedi katı büyüklüğünde olduğu) göz önüne alınırsa, yüksek titreşim oranı ancak çok hızlı dönen bir kara delikle açıklanabilir. Hangi fiziksel olayların, kara delikleri ve nötron yıldızlarını çevreleyen yığılma disklerinde gerçekten titreşmeye ve daha yavaş yarı düzenli salınıma (YDS-QPO) neden oldukları konusu, daha fazla araştırma gerektiren bir konu başlığı olarak durmaktadır.

Çizim Katkısı : A. Hobart, Chandra X-Işını Merkezi (CXC)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sh308_goldman.jpg

 

Sharpless 308

 

Açıklama : Büyük kütleli, sıcak bir yıldızdan hızla esen rüzgârlar ile şişirilmiş olan bu uzay kabarcığı devasa boyutlardadır. Sharpless 308 olarak kayıtlara geçmiş olan kabarcık, Büyükköpek Takımyıldızı içerisinde yaklaşık 5200 ışıkyılı uzaklıkta yer almakta olup, gökyüzünde 2/3 derecenin üzerinde bir alanı kaplamaktadır ki; bu da kabarcığın tahmini uzaklığında 60 ışıkyıllık bir çapa karşılık gelmektedir. Karşılaştırma yapmak bakımından, dolunay gökyüzünde 1/2 derecelik bir alanı kaplamaktadır. Söz konusu büyük kütleli yıldız Wolf-Rayet türü bir yıldız olup, bulutsunun merkezine yakın duran parlak mavi renkli yıldızdır. Wolf-Rayet türü yıldızlar Güneş'in 20 katından fazla kütleye sahiptirler ve büyük kütleli yıldızların evrim süreci içerisinde kısa süreli olan üstnova öncesi evrede olduklarına inanılmaktadır. Bu Wolf-Rayet yıldızından hızla esen rüzgârlar, evrimin daha önceki evrelerinde yavaş hareket eden malzemeleri süpürerek kabarcık biçimindeki bu bulutsuyu yaratmaktadır. Rüzgârlarla şişirilmiş olan bulutsu yaklaşık 70.000 yaşındadır. Geniş bir alana yayılmış bu görüntüde yer alan görece soluk salmalar içerisinde, iyonlaşmış oksijen atomları baskın olup, resmin işlenmesi sırasında bunlar mavi tonlarla eşleştirilmiştir.

Katkı ve Telif Hakkı : Don Goldman

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mice_hst_big.jpg

 

NGC 4676 : Fareler Çarpıştığında

 

Açıklama : Bu iki güçlü gökada birbirlerini parçalara ayırıyor. Böylesine uzun kuyruklara sahip olmaları nedeniyle "Fareler" olarak bilinen sarmal gökadalar, şimdiye kadar birbirlerinin içinden geçmiş olmalı. Bu gökadalar birleşip bütünleşene kadar, büyük bir olasılıkla tekrar tekrar çarpışacak. Yukarıda görülen uzun kuyruklar, her iki gökadanın yakın ve uzak parçaları arasındaki kütleçekimsel güç farkı nedeniyle meydana gelmektedir. Mesafeler çok büyük olduğundan, bu evrensel etkileşim yüz milyonlarca yıl içerisinde, yani bir tür yavaş gösterimde kendini göstermektedir. NGC 4676, Berenis'in Saçı Takımyıldızı yönünde yaklaşık 300 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer almakta olup, muhtemelen Saç Gökada Kümesi'nin bir üyesidir. Yukarıdaki görüntü, Hubble Uzay Teleskobu'nun eski Hubble kameralarından daha hassas olan ve daha geniş bir alanı görüntüleyen Gelişmiş Araştırma Kamerası (ACS) tarafından çekilmiştir. Bu kamera bir sonraki uzay mekiği seferi sırasında bakımdan geçirilecektir.

Katkı Sağlayanlar : Gelişmiş Araştırma Kamerası (ACS) Bilim ve Mühendislik Takımı, Hubble Uzay Teleskobu, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.