Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EVRENİN GERÇEK FOTOĞRAFLARI


AED

Önerilen İletiler

prometheusring_cassini.jpg

 

Prometheus Satürn'ün Halka Şeritlerini Yaratıyor

 

Açıklama : Satürn'ün halkalarındaki o tuhaf koyu renkli çizgilere ne sebep oluyor acaba? Prometheus. Daha açıklayıcı olmak gerekirse, Satürn'ün uydusu Prometheus'un da dahil olduğu bir yörünge dansı, Satürn'ün F halkası içerisinde tuhaf görünümlü, açık ve koyu renkli şeritler yaratıp durmakta. Prometheus şu anda Satürn'ün yörüngesinde ince F halkasında dolanmakta; ancak yaklaşık olarak her 15 saatte bir bu halkanın iç kenarına doğru ilerlemektedir. Bu nedenle Prometheus'un kütleçekimi en yakındaki halka parçacıklarını 100 km çapındaki bu uyduya doğru çekmektedir. Bunun sonucu yalnızca parlak halka parçacıklarından oluşan bir akıntı değil, aynı zamanda bu parçacıkların bir zamanlar bulunduğu yerde ortaya çıkan koyu renkli bir şerit olmaktadır. Prometheus yörüngede bu halka parçacıklarından daha hızlı döndüğünden, bu buzlu uydu her geçişinde yeni bir şerit yaratmaktadır. Bazen bir kaç şerit ve kıvrım da aynı anda görülebilmektedir. Yukarıdaki fotoğraf, Satürn'ün yörüngesinde dolanan robot uzay aracı Cassini tarafından Ocak ayı ortasında çekilmiştir. Yumurta biçimli uydu Prometheus, görüntünün en solunda görülebilmektedir.

 

Katkı Sağlayanlar : Cassini Görüntüleme Takımı, Cassini Görüntüleme Bilimi Alt Sistemi (ISS), Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

grb8_gemini.jpg

 

GRB 090423 :Şimdiye Kadar Ölçülen En Uzak Patlama

Açıklama : Görünür evrenin bir ucundan diğerine açıkça görülebilecek kadar güçlü bir patlama, geçen hafta NASA'nın yörüngede bulunan Swift Gözlemevi tarafından gama ışını dalga boyunda kaydedildi. Bilinen tüm gökada, yılberk* (quasar) veya görünür ışık dalga boyundaki üstnova patlamalarından daha uzakta yer alan bu gama ışını patlamasının (GIP) kırmızıya kayması 8,2 olarak ölçülmüştür ki; bu da onu şimdiye kadar keşfedilmiş en uzak patlama konumuna getirmektedir. Büyük Patlama'dan yalnızca 630 milyon yıl sonra meydan gelmiş olan GIP (GRB) 090423 o kadar erken bir zamanda patlamıştır ki; gökbilimciler şu ana kadar, o tarihlerde patlayabilecek herhangi bir maddenin var olduğu konusunda dahi doğrudan bir bulguya sahip değillerdi. GIP 090423'ün patlama sonrasında kalan soluk kırmızı ötesi ışıltısı, keşfedilmesini takip eden bir kaç dakika içerisinde büyük yer teleskopları tarafından da görüntülenebilmiştir. Patlama sonrası oluşan bu ışıma, Hawaii / ABD'de yer alan İkizler Kuzey Teleskobu tarafından çekilen yukarıdaki görüntüde daire içine alınarak işaretlenmiştir. Heyecan verici olasılıklardan biri, bu gama ışını patlamasının ilk kuşak yıldızlardan birinde meydana gelmiş olması ve de ilk kara deliklerden birinin doğumunu ilan ediyor olmasıdır. Bu arada, GIP 090423'ün evrenimizin henüz keşfedilmemiş bir çağından eşsiz veriler sunmakta olduğu ve aynı zamanda arada kalan evrenin incelenebilmesine imkan sağlayacak uzak bir işaret ışığı olduğu da kesindir.

Katkı Sağlayanlar : İkizler Gözlemevi / ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF) / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği (AURA), D. Fox ve A. Cucchiara (Pennsylvania Eyalet Üniversitesi) ve E. Berger (Harvard Üniversitesi)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

n4631_block.jpg

 

Balina Gökadası

 

Açıklama : NGC 4631, büyük ve güzel bir sarmal gökadadır. Tam yandan görülen bu gökada kuzey yarımkürenin iyi eğitimli takımyıldızı Avköpekleri içerisinde, yalnızca 25 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Gökadanın hafifçe bozulmuş kama biçimi, bazılarına uzaydaki bir ringa balığını, bazılarına da yaygın lakabı olan Balina Gökadası'nı hatırlatmaktadır. Hangi adı hatırlatırsa hatırlatsın, bu gökada Samanyolumuzla benzer bir büyüklüğe sahiptir. Yukarıdaki renkli muhteşem görüntüde, Balina'nın koyu renkli yıldızlararası toz bulutları, sarımsı çekirdeği ve mavi renkli genç yıldız kümeleri kolaylıkla seçilebiliyor. Yol arkadaşı olan bir gökada, elips biçimli NGC 4627 de Balina Gökadası'nın üzerinde görülüyor. Bu manzarada görülmeyen, ancak görüntünün alt kenarının hemen dışında ise çarpılmış bir başka gökada, hokey sopası biçimindeki NGC 4656 yer alıyor. Görülen şekil bozuklukları ile diğer dalga boylarında tespit edilmiş olan karışık gaz izleri, her üç gökadanın da geçmişlerinde birbirleriyle yakın geçişler yaşadıklarına işaret etmektedir. Balina Gökadası, ayrıca x-ışını dalga boyunda parıldayan, püskürtülmüş bir sıcak gaz halesine sahip olmasıyla da tanınmaktadır.

Katkı ve Telif Hakkı : Adam Block, Mount Lemmon SkyCenter, Arizona Üniversitesi

Misafir Gökbilimciler : Tom Bash ve Craig Gates

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

springsky_annotated_credner.jpg

 

Hirsau Manastırı Üzerinde Bahar Göğü

 

Açıklama : Bu gece gökyüzünde neler var acaba? Yalnızca arabanıza giderken bile olsa, gün batımından hemen sonra dışarıda gezinirken yukarıya atacağınız kısa bir bakış, Dünya'nın dört bir yanında pek çok başka insanın da izlediği güzel bir gece göğünü görmenizi sağlayabilir. Yukarıdaki görüntünün sizin yörenizdeki halini izleyebilmek için, yüzünüzü güneye dönüp başınızı geriye doğru yatırın. Kuzey yarımkürenin büyük bir bölümünde, bahar zamanı gün batımından hemen sonra neredeyse tam tepenizde görebileceğiniz şey, Büyükayı Takımyıldızı'nın bir parçası olan Büyük Kepçe'dir. Büyük Kepçe'nin kepçe tarafı, saatler boyu izlediğinizde tüm gökyüzü etrafında dönüyormuş gibi görünen Kutup Yıldızı'nı işaret etmektedir. Kutup Yıldızı (Polaris), Küçükayı Takımyıldızı olarak da bilinen Küçük Kepçe'nin ucunda yer almaktadır. Saate bağlı olarak görülebilecek diğer takımyıldızlar Çoban, Aslan, İkizler ve Arabacı olacaktır. Yukarıda yer alan balıkgözü görüntü geçen hafta içerisinde Almanya'da çekilmiştir. Görüntünün etrafında görülenler, 830 yılında kurulan ve bir zamanlar Benedictine Manastırı olan Hirsau Manastırı'nın avlusudur. Farenizin imlecini üzerine getirdiğinizde, görüntünün Satürn gezegeninin konumu da dahil olmak üzere ek açıklamalar içeren sürümü karşınıza gelecektir.

Katkı ve Telif Hakkı: Till Credner, AlltheSky.com

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ic443_bachmayer1200.jpg

 

Bulunması Zor Denizanası Bulutsusu

Açıklama : Normalde soluk ve bulunması zor olan Denizanası Bulutsusu, geniş açı ile çekilmiş bu büyüleyici manzarada yakalanmış. Bir gökyüzü ikizinin ayağında, iki yanı sarıya çalan renkleriyle Mü (μ) ve Eta (η) İkizler yıldızlarıyla sarılmış olan Denizanası Bulutsusu, merkezin hemen sağında, salınan dokunaçlarıyla görülen salmanın daha parlak olan kavisli kenarıdır. Aslına bakarsanız uzaydaki bu denizanasının, patlayan büyük kütleli bir yıldızın genişlemekte olan kalıntı bulutu olan, kabarcık biçimli üstnova kalıntısı IC 443'ün bir parçası olduğu görülmektedir. Bu patlamadan gelen ışık Dünya gezegenine ilk olarak bundan yaklaşık 30.000 yıl önce ulaşmıştır. Gök fiziği sularındaki kuzeni Yengeç Bulutsusu üstnova kalıntısına benzer olarak, IC 443 de çökmüş bir yıldızın çekirdek kalıntısı anlamına gelen bir nötron yıldızına ev sahipliği yapmaktadır. Salma bulutsusu Sharpless 249 ise resmin sol üst tarafını kaplamakta. Denizanası Bulutsusu, bizden yaklaşık 5000 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Bu mesafede, görüntü neredeyse 200 ışıkyıllık bir alanı kapsıyor olacaktır.

Katkı ve Telif Hakkı : Gerhard Bachmayer

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

m97owl_quattrocchi.jpg

 

M97 : Baykuş Bulutsusu

 

Açıklama : Baykuş Bulutsusu, gökyüzünde Büyük Kepçe'nin alt kısmında, yaklaşık 2600 ışıkyılı uzaklıkta tünemiş vaziyettedir. Messier'nin meşhur listesindeki 97. nesne anlamında kayıtlara M97 olarak da geçmiş olan bu bulutsunun yuvarlak şekli, üzerinde bulunan iki büyük, koyu renkli "göz"le birlikte dik dik bakan bir baykuşu andırmaktadır. Messier kataloğundaki en soluk nesnelerden biri olan Baykuş Bulutsusu, ölmekte olan güneş benzeri bir yıldızın nükleer yakıtı bittiğinde fırlatıp attığı ışıltılı gazdan bir kılıf anlamına gelen gezegenimsi bulutsudur. Aslına bakarsanız, Baykuş Bulutsusu Güneşimizin bundan 5 milyar yıl sonra yakıtı tükendiğinde karşı karşıya kalacağı kaderi gözler önüne sermektedir. Gördüğümüz kadarıyla, bulutsu 2 ışıkyılının üzerinde bir alanı kaplamaktadır ki; bu, güneş sistemimizden kabaca 2000 kat daha büyük bir alandır. Manzarada, uzay baykuşu içerisinde bulunan etkileyici detaylar gözler önüne serilmektedir. Bu birleşik görüntü, dar bant süzgeçlerle toplamda 24 saatlik poz süresi ile çekilen karelerin birleştirilmesi ile elde edilmiştir.

 

Katkı ve Telif Hakkı : Keith Quattrocchi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mercurywest_messenger.jpg

 

Merkür'deki Volkanik Arazi

 

Açıklama : Neden Merkür'deki büyük kraterlerin içleri göreceli olarak düz acaba? Geçen Ekim ayında Merkür'ün yanından geçen robot uzay aracı MESSENGER'dan gelen son resimler; Merkür'ün Dünya'nın uydusu Ay'daki denizlere benzeyen, içleri düz büyük kraterlere ev sahipliği yapan daha önce keşfedilmemiş bölgelerini gözler önüne sermektedir. Bu nedenle, yine Ay'daki denizlere benzer olarak, Merkür'deki bu kraterlerin eski fakat çevresindeki yüksek oranda kraterli yüzeyleri kadar da eski olmayan lav akıntıları ile dolmuş olduğu düşünülmektedir. Merkür'ün batı kenarını gösteren yukarıdaki mozaik görüntü, MESSENGER tarafından geçen Ekim ayında güneş sistemimizin bu en içteki gezegenine yaklaşması sırasında oluşturulmuştur. Yaşlı ve aşırı derecede desenli yüzey parçaları görüntünün alt kısmı boyunca uzanırken, küçük kraterlerin ilk bakışta çıkıntı yapan tepeler gibi göründüğü nispeten düz çarpışma havzaları ise ortanın solunda yer almaktadır. MESSENGER, 2011 yılında yörüngesine girmeden önce gelecek yıl tekrar Merkür'ün yanından geçecek

Katkı Sağlayanlar : MESSENGER Takımı, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı, Carnegie Bilim Enstitüsü (CIW)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

trifid_henry_c900.jpg

 

Güzel Bir Üç Boğumlu

Açıklama : M20 olarak da bilinen güzel Üç Boğumlu Bulutsu uzay tezatlıklarının renkli bir örneği olup, bulutsu bakımından zengin Yay Takımyıldızı yönünde, yaklaşık 5000 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Gökadamızın düzlemi üzerinde bir yıldız oluşum bölgesi olan Üç Boğumlu; hidrojen atomlarından salınan ışığın hakim olduğu kırmızı renkli salma bulutsuları, yıldız ışığını yansıtan tozlardan meydana gelen mavi renkli yansıma bulutsuları ve yoğun toz bulutlarının karaltı halinde görüldüğü yerlerde bulunan karanlık bulutsular olmak üzere üç farklı türde bulutsu içermektedir. Üç Boğumlu'ya yaygın olarak kullanılan ismini, koyu renkli toz şeritleri tarafından kabaca üç parçaya bölünmüş olan parlak kırmızı salma bölgesi kazandırmaktadır. Kırmızı renkli salma, geniş açılı bu muhteşem manzarada yansıma bulutsularını ele veren mavi pus ile bir araya gelmiş durumda. Salma bulutsusunun merkezinin solunda yer alan ve yeni doğmuş yıldızlar tarafından yontulmuş sütun ve fıskiyeler, bölgenin Hubble Uzay Teleskobu tarafından kaydedilen yakın çekim resimlerinde görülebilmektedir. Üç Boğumlu Bulutsu yaklaşık 40 ışıkyılı genişliktedir.

Katkı ve Telif Hakkı : Ed Henry

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

softsoil_spirit.jpg

 

Spirit Mars'ta Yumuşak Toprağa Saplandı

Açıklama : Acaba Spirit Mars'taki yumuşak topraktan kendini kurtarabilecek mi? Şu anda Mars yüzeyinde bulunan robot keşif aracı Spirit, kızıl gezegeni keşfetmeyi sürdürürken geçen ay içerisinde beklenmedik bir şekilde yumuşak toprağa saplandı. Toprağın çok yumuşak olması nedeniyle Spirit'in kendini kurtaramamasından endişe ediliyor. Böyle bir durumda araç olduğu yerde kalıp, Home Plate adı verilen Mars'a özgü tuhaf yer şeklinin yakınındaki mevcut konumundan neyi inceleyebiliyorsa ona devam edecektir. Yukarıdaki görüntüde, sol ön tekerlek döndükçe kendini gömüyor gibi görünürken, diğer tarafta sağ ön tekerlek artık dönmeyip beş yaşındaki mekanik kaşif ile birlikte sürüklenmektedir. İleride ise paslı toprak ve kayalar, uzakta yer alan Husband Tepesi'ne kadar olan bu yabancı tabiatı kaplamış durumda. NASA durumu incelemeye devam ediyor. Mühendisler ve bilim insanları ise Spirit'in altı tekerleğini nasıl kullanacakları konusunda henüz tüm fikirleri tüketmiş değiller. Bu arada, Mars'ın öteki yanında bulunan Spirit'in ikizi Opportunity, Endeavour Krateri'ne giden iki yıllık seyahatine devam ediyor.

Katkı Sağlayanlar : Mars Keşif Aracı Görevi, Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

milkyroadMan_landolfi.jpg

 

Sütlü Yol

 

Açıklama : Dünya Gökbilim Yılı içerisinde bulunduğumuz şu günlerde Dünya gezegenin gece göğü manzaralarından ilham alan fotoğrafçı Larry Landolfi, bu heyecan verici ama hayal ürünü manzarayı yarattı. Yukarıdaki birleşik görüntü, Samanyolu'nu taşradaki ıssız bir yolun göklerdeki uzantısıymış gibi gösteriyor. Tabii ki, gökadamızın adı Samanyolu* (Latincede Via Lactea), onun gökyüzündeki süte benzer kuşak veya patika görüntüsüne gönderme yapmaktadır. Aslına bakarsanız, gökada* kelimesi de Yunanca süt kelimesinden türetilmiştir. Aysız gecelerde karanlık bir gökyüzüne sahip yerlerden bakıldığında, bu görüntüdeki kadar renkli olmasa da ışık saçan bu tanrısal kuşak, gökadamızın düzlemi boyunca dizilmiş ama çok soluk oldukları için tek tek ayırt edilmeleri mümkün olmayan sayısız yıldızın toplu ışığı sayesinde görülebilmektedir. Yıldızların bu dağınık ışığı, yer yer gökada içerisinde bulunan örtücü toz bulutlarının karanlık gölgeleriyle kesilmiştir. Bundan 400 yıl önce Galileo, teleskobunu Samanyolu'na çevirmiş ve onun "sayılamayacak kadar çok yıldızdan meydana geldiğini" duyurmuştu.

Katkı ve Telif Hakkı : Larry Landolfi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

message_dutil.gif

 

Yakınımızdaki Yıldızlara Evrensel Çağrı

Açıklama : Uzayın derinliklerinden böyle bir mesaj alsak, acaba çözebilir miydik? "Evrensel Çağrı" projesinde çalışanlar yukarıdaki resmi uzun bir mesajın ilk sayfası olarak yolladılar. Mesaj, 1999 yılı yaz aylarında radyo teleskop kullanılarak yerel yıldızlara doğru yayımlandı. Diğer bir mesaj da 2003 yılında gönderildi. Mesajların yollandığı tek çanaklı, 70 metre çaplı teleskop, Ukrayna'da, Kırım Yarımadası üzerinde yer alan Yevpatoria kasabasına yakın bir konumda bulunmaktadır. 1999 yılına ait bu Evrensel Çağrı'nın yukarıda görülen birinci sayfası yalnızca sayılar içermekte olup, 1974 yılında uzak yıldız kümesi M13 yönünde yayımlanan daha meşhur bir mesaj ile karşılaştırıldığında çözmesi daha kolay bir bulmacadır.

Katkı ve Telif Hakkı : Yuvan Dutil ve Stephane Dumas

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

m8_rodil_big.jpg

 

Gaz, Toz ve Yıldızlar İçerisindeki Deniz Kulağı Bulutsusu

Açıklama : Deniz Kulağı Bulutsusu'ndaki yıldızlar gaz ve toz savaşı veriyor; ancak kazanan fotoğrafçılar oluyor. M8 olarak da bilinen bu fotojenik bulutsu, Yay Takımyıldızı yönünde dürbünsüz bile görülebilmektedir. Enerji dolu yıldız oluşum süreçleri yalnızca renkleri değil, karmaşayı da yaratmaktadır. Kırmızı renkte ışıldayan ve resmin sol üst tarafında atanmış olan farklı rengiyle görülen gaz, yüksek enerjili yıldız ışıklarının yıldızlararası hidrojen gazına çarpması sonucu ortaya çıkmaktadır. Üç Boğumlu Bulutsu ise resmin en sağında görülebiliyor. M8'i dantel gibi kaplayan koyu renkli toz şeritleri, soğuk dev yıldızların havakürelerinde ve üstnova patlamalarının kalıntılarında oluşmuştur. Bugün M8'den bize gelen ışık, yaklaşık olarak 5000 yıl önce yola çıkmıştır. Işığın M8'in bu bölgesini boydan boya geçmesi ise, yaklaşık olarak 50 yıl sürmektedir.

Katkı ve Telif Hakkı : Florencio Rodil

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ngc1097_spitzer.jpg

 

NGC 1097 : Merkezinde Göz Bulunan Sarmal Bir Gökada

Açıklama : Sarmal gökada NGC 1097'nin merkezinde neler oluyor acaba? Kimse bundan tam olarak emin değil; ancak büyük bir ihtimalle işin içinde çok büyük kütleli bir kara delik bulunuyor. Merkez boyunca uzanan bir gaz ve yıldız çubuğundan düşen maddeler, muhtemelen merkezdeki kara deliği çevreleyen aşırı derecede enerji yüklü bölgede ısınıyorlar. Bu nedenle de uzaktan bakıldığında, merkez bölgesi yapay olarak renklendirilmiş bu kırmızı ötesi görüntüde gizemli bir göz gibi görünüyor. Sol kenara yakın konumda ve mavi renkte görülen eş gökada ise büyük sarmalın ışıldayan toz nedeniyle pembe renkte aydınlanan görkemli sarmal kollarıyla sarmalanmış durumda. Şu anda büyük gökadanın merkezinden 40 bin ışıkyılı uzaklıkta bulunan bu eş gökadanın kütleçekimi, yavaşça kendini tahrip etmekte olan büyük gökadaya yeniden biçim veriyormuş gibi görünmekte. NGC 1097, Ocak Takımyıldızı yönünde yaklaşık 50 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır.

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Jet İtiş Gücü Laboratuvarı - Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (JPL-Caltech), Spitzer Kırmızı Ötesi Dalga Boyunda Yakın Gökadalar Araştırması (SINGS) Ekibi (Spitzer Bilim Merkezi - SSC)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ttauri_noao.jpg

 

T.Boğa : Bir Yıldız Doğuyor

 

Açıklama : Oluşumu devam etmekte olan bir yıldız nasıl görünür acaba? Bunun tipik bir ön örneği, resmin ortasına yakın bir konumda görülen ve parlak turuncu bir renge sahip olan değişen yıldız T Boğa'dır. Teleskop ile çekilmiş olan bu dikkat çekici gökyüzü manzarasının ortasında yer alan turuncu renkli bu yıldız, T Boğa değişen yıldız sınıfının ilk örneği olan T Boğa'dır. T Boğa'yı çevreleyen tozla kaplı sarımsı uzay bulutu ise Hind'in Değişken Bulutsusu (NGC 1555/1554) olarak anılmaktadır. 400 ışıkyılının üzerinde bir uzaklıkta ve bir molekül bulutunun kenarında bulunan bu yıldız ve bulutsunun her ikisinin parlaklıklarında da önemli oranda değişimler görülmektedir. Ancak bu değişimler her zaman aynı anda olmamaktadır ki; bu da zaten ilgi çekici olan bu bölgenin gizemini artırmaktadır. T Boğa yıldızları, günümüzde genel olarak oluşumlarının daha ilk evrelerinde olan, genç (bir kaç milyon yıldan daha az bir ömre sahip) güneş benzeri yıldızlar olarak tanımlanmaktadır. Kırmızı ötesi dalga boyunda yapılan gözlemler, durumu daha da karmaşıklaştıracak şekilde T Boğa'nın aslında çoklu bir yıldız sisteminin parçası olduğuna işaret etmektedir. Şaşırtıcı bir şekilde, bu yıldızlardan biriyle yaşanan yakın bir geçişe bağlı olarak T Boğa şimdi bu sistemden dışarıya doğru yönlenmiş olabilir. Yukarıda yer alan etkileyici renkli görüntü, yaklaşık 4 ışıkyıllık bir alanı gözler önüne sermektedir.

 

Katkı ve Telif Hakkı : T. Rector (Alaska Anchorage Üniversitesi), H. Schweiker, Wisconsin-Indiana-Yale Üniversiteleri ve NOAO Gözlemevi (WIYN), ABD Ulusal Optik Gökbilim Gözlemevi (NOAO), Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği (AURA), ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

blockmars_opportunity.jpg

 

Mars'taki Block Island Göktaşı

 

Açıklama : Mars'taki bu tuhaf kaya parçası da neyin nesi acaba? Düz bir alan üzerinde duran bu kaya parçası, tecrit edilmiş hali, sıra dışı biçimi, büyüklüğü ve tuhaf yüzey yapısıyla göze çarpmakta. Kaya parçası, Mars üzerinde ilerlemeyi sürdüren robot keşif aracı Opportunity tarafından geçen ayın sonlarında keşfedildi. Yukarıdaki resimde, Opportunity bu tuhaf kaya parçasını incelemeye hazırlanırken görülüyor. Kaya x-ışını ile taranıp, kurcalanıp, kimyasal olarak incelendikten sonra Opportunity tarafından, düşen bir göktaşı olarak teşhis edildi. Block Island (Engel Adası) olarak adlandırılan bu göktaşının genişliği 2/3 metre olarak ölçülmüş ve büyük bir kısmının nikel ve demirden oluştuğu anlaşılmıştır. Bu kaya parçası, bir Mars gezgini tarafından bulunan ikinci göktaşı olup, şimdiye kadar bulunanların en büyüğüdür. Mars ve Dünya'da bulunan düz ve boş alanlar, büyük göktaşlarının göze çarpmasını sağlamaktadır. Opportunity, Mars'ın Meridiani Planum düzlüğü boyunca yoluna devam etmekte ve önümüzdeki yıl büyük Endeavor Krateri'ne ulaşma planına uygun olarak ilerlemektedir.

Katkı Sağlayanlar : Mars Keşif Aracı Görevi, Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

butterfly_hst_big.jpg

 

Yenilenen Hubble Uzay Teleskobu'ndan Kelebek Bulutsusu

Açıklama : Dünya gezegeninde geceleri gökyüzünde görülen parlak kümelere ve bulutsulara genellikle çiçek ve böcek adları verilir; NGC 6302 de bir istisna oluşturmamakta. Bu olağan dışı gezegenimsi bulutsunun mor ötesi dalga boyunda pırıl pırıl parlayan ama çörek biçimindeki yoğun bir toz perdesi ile gözlerden gizlenen merkez yıldızı, yaklaşık 250.000 santigrat derecelik yüzey ısısıyla olağanüstü ölçüde sıcaktır. Yukarıdaki görüntü, ölmekte olan yıldıza ait bulutsunun yenilenen Hubble Uzay Teleskobu tarafından kaydedilmiş, etkileyici ölçüde ayrıntılı yakın çekimidir. İyonlaşmış parlak bir gaz çukurunu yarıp geçerek merkezdeki yıldızı çevreleyen çörek biçimindeki toz tabakası, bizim bakış açımıza göre neredeyse tam yandan görülen yukarıdaki manzaranın sağ üst köşesinde yer almaktadır. Kısa bir zaman önce, bu sıcak yıldızın tozlu uzay örtüsü içerisinde moleküler hidrojen tespit edildi. NGC 6302, örümcekbilim açısından doğru takımyıldız olan Akrep Takımyıldızı içerisinde, yaklaşık 4000 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır.

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA) ve Hubble Bakım Seferi 4 Takımı

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

stephansquintet_hubble.jpg

 

Stephan Beşlisi

Açıklama : Kısa bir süre önce yenilenen Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilmiş bu etkileyici görüntü, tespit edilmiş ilk yoğun gökada grubu olan Stephan Beşlisi'ni gözler önüne seriyor. Yaklaşık 300 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer alan bu grubun içerisinde, aslında yalnızca dört gökada sürekli tekrar eden yakın geçişlerin meydana getirdiği evrensel bir dans gösterisi içerisine sıkışmış durumda. Oysa ki, gruptan dışlanan tipi ayırt etmek gayet kolay. Etkileşim içerisinde bulunan dört gökada (NGC 7319, 7318A, 7318B ve 7317) genelde sarımsı bir dış görünüşe sahipler ve de yıkıcı kütleçekimsel gelgit dalgalarının etkisi altında gelişen, biçimi bozulmuş ilmik ve kuyruklara sahip olma eğilimindeler. Halbuki, sol üst tarafta yer alan mavimsi gökada (NGC 7320) bize diğerlerinden çok daha yakın bir konumda. Yalnızca 40 milyon ışıkyıllık mesafede yer alan bu gökada, etkileşim içerisinde bulunan grubun bir parçası değil. Aslına bakarsanız, ön plandaki bu gökadanın yıldızları Hubble'ın net görüntüsü içerisinde tek tek ayırt edilebilmektedir ki; bu da diğerlerinden çok daha yakın olduğunu gösteren bir ipucudur. Stephan Beşlisi, yükseklerde uçan Kanatlıat Takımyıldızı'nın sınırları içerisinde yer almaktadır.

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA) ve Hubble Bakım Seferi 4 Takımı

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ganymedeenhanced_galileo.jpg

 

Ganymede'in Geliştirilmiş Görüntüsü

 

Açıklama : Güneş sistemindeki en büyük uydu acaba nasıl görünüyor? Merkür ve Plüton'dan bile daha büyük olan Ganymede; kanallar ve dağ silsileleri ile bezeli durumdaki daha yaşlı, daha koyu renkli ve daha kraterli karmaşık bir arazi üzerine benek benek yayılmış durumdaki parlak ve genç kratelerden oluşan bir yüzey yapısına sahiptir. Dünya'nın uydusu Ay'a benzer olarak, Ganymede de kendi gezegenine yani Jüpiter'e hep aynı yüzü dönük olarak dolanmaktadır. 1995 yılından 2003 yılına kadar Jüpiter'in yörüngesinde dolanan Galileo uzay aracı tarafından çekilmiş fotoğraflarla oluşturulan bu eski ve detaylı görüntü mozaiğinde, renk değerleri yükseltilerek, gezegen boyutlarındaki bu uydunun yüzey karşıtlığı artırılmış. Görüntünün üst ve alt kısımlarından ortasına doğru uzanan mor renkli alanlar, büyük bir olasılıkla Ganymede'in kutup bölgelerindeki donmuş parçacıklar nedeniyle öyle görünüyorlar. İleride Jüpiter'e yapılacak muhtemel seferlerde, Europa ve Ganymede'de yaşam için önemli olduğu düşünülen ana unsurları içerebilecek derin okyanusların var olup olmadığının araştırılması önerilmektedir.

 

Katkı Sağlayanlar : Galileo Projesi, Alman Gezegen Araştırmaları Enstitüsü (DLR), Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

corot7b_eso.jpg

 

CoRoT Uydusu Kayalık Bir Gezegen Keşfetti

 

Açıklama : Güneşdışı gezegen CoRoT-7b acaba Dünya'ya ne kadar benziyor? Yeni keşfedilen bu güneş sistemi dışı gezegen, yaklaşık beş Dünya büyüklüğündeki kütlesi ve yaklaşık 1,7 Dünya büyüklüğündeki yarıçapı ile şimdiye kadar keşfedilenlerin en benzeri. Ayrıca, 500 ışıkyılı uzaklıkta olsa da, CoRoT-7b'nin kendi yıldızı Güneşimize çok benziyor. Ancak CoRoT-7b kendi yıldızı etrafında Merkür'ün Güneş'e olan uzaklığından çok daha yakın bir yörüngede dolanarak, kendi yılını yalnızca 20 saate indirip, en yüksek sıcaklığını da insanoğlunun kendisini rahat hissedebileceğinden çok daha yüksek değerlere yükseltince benzerlikler büyük bir ihtimalle burada sona eriyor. CoRoT-7b, geçen Şubat ayında kendi yıldızının parlaklığında önceden tahmin edilen küçük bir azalma takip edilerek keşfedildi. CoRoT-7b'nin kendi yıldızı önünde nasıl görünebileceğini betimleyen bir sanatçı çalışmasını yukarıda görebilirsiniz. CoRoT-7b'nin bileşimi halen bilinmiyor; ancak boyutlarına ve kütlesine bakılırsa Jüpiter gibi bir gaz devi olamaz ve de büyük bir ihtimalle ağırlıklı olarak kayalardan meydana geliyor. Güneş sistemimizin dışında keşfedilen ilk kayalık gezegenlerden biri olan bu gezegen üzerinde gelecekte yapılacak gözlemler, büyük bir ihtimalle bileşimiyle ilgili bilinmezleri azaltacaktır.

Canlandırma Katkısı : Avrupa Güney Gözlemevi (ESO) / L. Calcada

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

saturnequinox_cassini.jpg

 

Ilım Zamanı Satürn

 

Açıklama : Halka düzlemi tam Güneş'e dönük olsaydı, acaba Satürn nasıl görünürdü? Geçtiğimiz aydan önce, bunu kimse bilmiyordu. Dünya'dan bakıldığında, Satürn'ün halkaları her 15 yılda bir Dünya'ya doğrulur ve yok olmuş gibi görünür. Yok olan bu halkalar artık bir sır değil. Satürn halkalarının çok ince olduğu ve Dünya'nın da Güneş'e çok yakın olduğu biliniyor; bu nedenle halkalar Güneş'e doğrulduğunda, Dünya'ya da neredeyse tam yandan görülecek şekilde yönlenmiş oluyorlar. Neyse ki, üçüncü bin yılında insanoğlu ılım sırasında halkaları yandan görecek bir uzay aracına sahip olacak kadar ilerledi. İşte o uzay aracı, yani Cassini geçen ayki ılım sırasında Satürn halkalarının daha önce eşi benzeri görülmemiş bir dizi fotoğrafını çekmeyi başardı. Bunlardan 75'inin sayısal olarak birleştirilmesiyle elde edilmiş yukarıdaki görüntüde, halkalar aşırı derecede karanlık görünürken, çok ince bir halka gölgesi Satürn'ün bulutları üzerinde bir çizgi şeklinde görülebiliyor. Halka düzleminden dışarı uzanan nesneler parlak bir şekilde aydınlanıp, uzun gölgeler yaratıyor. Bu görüntülerin incelenmesi, insanoğluna Satürn halkalarını oluşturan parçacıkların kesin büyüklükleri ile yörünge deviniminin genel ilkelerinin anlaşılması konularında yardımcı olabilecektir.

Katkı Sağlayanlar : Cassini Görüntüleme Takımı, Cassini Görüntüleme Bilimi Alt Sistemi (ISS), Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

crabmosaic_hst.jpg

 

M1 : Hubble'dan Yengeç Bulutsusu

Açıklama : Bir yıldız patladığında geriye kalan şey işte budur. Milattan sonra 1054 yılında görülen bir üstnovanın sonucu olan Yengeç Bulutsusu, gizemli iplikçiklerle doludur. Bu iplikçikler yalnızca olağanüstü karmaşık olmakla kalmayıp, aynı zamanda hem asıl üstnovada fırlatılıp atılandan daha az kütleye sahip hem de serbest bir patlamada beklenenden daha yüksek bir hızdaymış gibi görünmektedir. Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilmiş olan yukarıdaki görüntü, bilimsel amaçlara uygun olarak seçilmiş üç renkte sunulmaktadır. Yengeç Bulutsusu yaklaşık 10 ışıkyıllık bir alanı kaplamaktadır. Bulutsunun tam merkezinde, Güneş kadar bir kütleye sahip olan fakat yalnızca küçük bir kasaba büyüklüğündeki bir nötron yıldızı, yani bir atarca yer almaktadır. Yengeç Atarcası, kendi etrafında saniyede yaklaşık 30 kez dönmektedir.

Görüntü Katkısı : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), J. Hester, A. Loll (Arizona Eyalet Üniversitesi); Teşekkür : Davide De Martin (Skyfactory)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

california7_andreo_big.jpg

 

Yedi Kız Kardeş Kaliforniya'ya Karşı

Açıklama : Sağ üst tarafta, mavi renkte görünen yıldız kümesi Ülker'dir. Yedi Kız Kardeş ve M45 olarak da bilinen Ülker, gökyüzündeki en parlak ve en kolay görülebilen açık yıldız kümesidir. 3000'den fazla yıldız içeren Ülker, yaklaşık 400 ışıkyılı uzaklıkta olup, yalnızca 13 ışıkyılı genişliktedir. Kümeyi oluşturan yıldızların etrafını ince tozdan oluşan gösterişli bir yansıma bulutsusu sarmalamış durumdadır. Yaygın bir efsane, parlak yıldızlardan birinin kümeye bir ad verilmesinden beri sönükleştiğini anlatmaktadır. Sol alt tarafta, kırmızı renkte ışıldayan ise Kaliforniya Bulutsusu'dur. Adını biçiminden alan Kaliforniya Bulutsusu, daha sönüktür ve bu nedenle de Ülker'e kıyasla görülmesi daha zordur. NGC 1499 olarak da bilinen ve kırmızı renkte ışıldayan bu hidrojen gazı kütlesi, yaklaşık 1500 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Her ne kadar aralarına 25 civarında dolunay sığabilse de, yukarıda yer alan geniş açılı ve uzun pozlu birleşik görüntü bu ikisini bir arada göstermeyi başarmaktadır.

Katkı ve Telif Hakkı : Rogelio Bernal Andreo (Deep Sky Colors)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ringdeep_CAHA_big.jpg

 

Uzun Pozlama İle Halka Bulutsusu

Açıklama : Küçük bir teleskoba sahip gökyüzü sevdalıları için dahi tanıdık bir manzara olan Halka Bulutsusu (M57), müzikal takımyıldız Çalgı içerisinde yaklaşık 2000 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Merkezdeki halka yaklaşık bir ışıkyılı genişliktedir. Ancak üç farklı teleskoptan gelen verilerin birleştirilmesi ile elde edilen bu olağanüstü uzun poz, bulutsunun merkez yıldızından çok daha uzaklara kadar uzanan ve ışıyan gazdan oluşan iplikçiklerin meydana getirdiği ilmikleri ortaya koymaktadır. Üzerinde iyice çalışılmış olan bu gezegenimsi bulutsu örneğinde, ışıyan malzeme doğal olarak gezegenlerden gelmez. Bu gazdan kefen, ölmekte olan Güneş benzeri bir yıldızdan fırlatılmış olan dış katmanları temsil etmektedir. Yukarıda görülen bu olağanüstü birleşik görüntü, Halka'nın hidrojen atomu salmalarını (eflatun renkte gösterilmektedir) görünür ışıkta kaydeden, dar bant görüntü verileri ile hidrojen molekülü salmalarını (kırmızı renkte gösterilmektedir) yakın kırmızı ötesi dalga boyunda kaydeden dar bant görüntü verilerini içermektedir. Bu arada, çok daha uzakta olan sarmal gökada IC 1296 da resmin sağ üst tarafında görülebiliyor.

 

Katkı ve Telif Hakkı : Vicent Peris (Gökyüzü Fotoğrafçılığı İçin Belgesel Okulu [DSA] / Valencia Üniversitesi Gökbilim Gözlemevi [OAUV] / Ülker Gökyüzü Fotoğrafçılığı Takımı [PixInsight]), Jack Harvey (DSA / Yıldız Gölgesi Uzaktan Gözlemevi [sSRO]), Steve Mazlin (DSA / SSRO), Jose Luis Lamadrid (DSA / ceFca), Ana Guijarro (Calar Alto Gözlemevi [CAHA]), RECTA, DSA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

PSP_007769_9010_IRB_Stickney800.jpg

 

Stickney Krateri

 

Açıklama : Mars'ın uydusu Phobos üzerindeki en büyük krater olan Stickney Krateri, adını gökbilimci Asaph Hall'un karısı matematikçi Chloe Angeline Stickney Hall'dan alır. Asaph Hall, kızıl gezegenin her iki uydusunu 1877 yılında keşfetmişti. Dokuz kilometreyi aşkın genişliğiyle Phobos'un çapının yarısı kadar olan Stickney, öylesine büyüktür ki; krateri açığa çıkaran çarpma bu küçük uyduyu paramparça olmaya yaklaştırmıştır. Stickney ve çevresinin belirginleştirilmiş renklerdeki bu etkileyici görüntüsü, Mart 2008'de Phobos'un altı bin kilometre yakınından geçen Mars Keşfi Yörünge Aracı'ndaki HiRISE kamerası tarafından kaydedilmiştir. Her ne kadar, küçük gezegen benzeri bir cisim olan Phobos'un yerçekimi Dünya'dakinin binde biri kadar olsa da; görüntüdeki çizgiler, gevşek malzemenin zaman içinde krater duvarlarının içine doğru kaydığını akla getirmektedir. Kraterin kenarındaki açık mavimsi renkteki bölgeler, görece yeni ortaya çıkmış yüzeyi işaret ediyor olabilir. Yüzey boyunca uzanan tuhaf olukların kaynağı gizemini korumakla birlikte, krateri oluşturan çapmayla ilgili olabilir.

 

Katkı Sağlayanlar : Yüksek Çözünürlüklü Görüntüleme Bilimsel Deneyi (HiRISE), Mars Keşfi Yörünge Aracı (MRO), Ay ve Gezegen Bilimleri Laboratuvarı (Arizona Üniversitesi), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

galacticcenter_greatobs_big.jpg

 

Muhteşem Gözlemevleri Gökada Merkezini Keşfediyor

 

Açıklama : Bir teleskop sizi nereye kadar götürebilir? 400 yıl önce bir teleskop Galileo'yu kraterlerini keşfetmek için Ay'a, halkalarını keşfetmek için Satürn'e, uydularını keşfetmek için Jüpiter'e, evrelerini keşfetmek için Venüs'e ve de lekelerini keşfetmek için Güneş'e kadar götürmüştü. Günümüzde ise Galileo'nun teleskopla başardıklarını anma ve Dünya Gökbilim Yılı etkinlikleri çerçevesinde NASA, gökadamızın merkezini evimize getirmek amacıyla "muhteşem gözlemevleri" filosunun tamamını ve interneti kullanıyor. Daha önce çekilenlerden çok daha fazla detay ve renk gösteren yukarıdaki resim, Hubble Uzay Teleskobu'nun görünür ışıkta, Spitzer Uzay Teleskobu'nun kırmızı ötesi dalga boyunda ve Chandra X-Işını Gözlemevi'nin x-ışını dalga boyunda çektiği görüntüleri bir araya getirmektedir. Resimde, yoğun yıldız kümeleri, gaz ve tozdan oluşan uzun iplikçikler, genişlemesini sürdüren üstnova kalıntıları ve büyük bir ihtimalle gökadamızın merkezinde yer alan bir kara deliğin etrafını sarmakta olan enerji yüklü alanların yanı sıra, devasa yıldız bölgelerinden oluşan bir koleksiyon izlenebilmektedir. Bu özelliklerin pek çoğu ek açıklamalar içeren bu tamamlayıcı sürümde işaretlenmiş durumdadır. Tabii ki bir teleskobun büyütme ve ışık toplama yeteneği, bir insanın bu yerleri ziyaret etmesi durumunda görebilecekleri konusunda ancak bir fikir verebilmektedir. Oralara gidebilmek için ise roketlere ihtiyacımız var.

 

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Spitzer Bilim Merkezi (SSC), Chandra X-Işını Gözlem Merkezi (CXC) ve Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü (STScI)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.