Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Alberto Giacometti (1901-1966)


Legendary

Önerilen İletiler

26328826.jpg

 

Alberto Giacometti (1901-1966)

 

Figürlerini inceltip uzattığı heykelleriyle tanınan, İsviçreli heykelci ve ressam. Varoluşçuların edebiyatta yaptıklarını heykel sanatında yapmıştır.

 

YOUTUBE-VIDEO (kesinlikle izleyin) sanat aşkı bu olsa gerek..

 

Sanata karşı yeteneği küçük yaşta ortaya çıktı. Ard izlenimci bir ressam olan babası Giovanni ve fovist bir ressam olan vaftiz babası Cuno Aimet ona çok cesaret verdi. Giacometti'nin kardeşleri de sanat yolunda ilerledi; ona modellik yapan ve çalışmalarında yardım eden Diego mobilya tasarımcısı Bruno ise mimar oldu.

 

Giacometti 1919'da ortaöğrenimim yarım bırakarak Cenova'ya gitmek üzere Schiers'den ayrıldı. 1919-20 kışında Cenova'da sanat dersleri aldı. Venedik ve Padova'da (Mayıs 1920) bir süre kaldıktan sonra Floransa ve Roma'ya gitti (1920-21). Orada Mısır sanatı koleksiyonlarında gördüğü cepheden betimlenmiş figürlerden etkilenerek aynı yöntemi gerçekçi bir yorum için kullanabileceğini düşündü.

 

24637473.jpg

 

1922-25 arasında Paris'teki Grande Chamuière Akademisi'nde öğrenim gördü. Öğretmeni Emile-Antoine Bourdelle'den çok şey öğrendiyse de, onunkinden farklı bir üslup geliştirdi. Alexander Archipenko ve Raymond Duchamp-Villon'un kübist heykelleriyle Henri Laurens ve Jacques Lipchitz'in kübizm sonrası yapıtlarını anımsatan heykeller yaptı. "Torso" (1925) bu özellikleri en iyi yansıtan yapıtıdır. Giacometti aynı zamanda, "Kaşık-Kadın" da (1926) olduğu gibi, Afrika ve Okyanusya sanatlarından da etkilenmişti.

 

Yassı bir levhaya benzeyen "Gözlemleyen Baş" (1927-28) adlı heykeliyle ilk başarısını kazandı ve avant-garde Paris sanatçıları arasında ünü yayıldı.

 

1925-29 arasındaki dönemde gerçekçilikten bütünüyle uzaklaştı, "Kübist Kompozisyonlar" (1926) ve "Dışarıda Üç Figür" (1929) gibi abartılı figürler yarattı. 1930-32 arasında da sürdürdüğü bu eğilim içinde duygusal ve erotik temaları gerçeküstücü bir anlatımla işledi ("Asılı Top", 1930-31 ve "Sabahın 4'ünde Saray", 1931-33).

 

86123998.jpg

 

1933-34 yıllarında yaşam ve ölüm temalarını kullanarak metaforik kompozisyonlar kurmaya çalıştı ("Görünmez Nesne","1+1=3"). Bu dönemde ciddi sanat yapıtlarının gerçekle ilişkisinin, yalnızca ticari amaçla yaptığı dekoratif vazo ve lambalar kadar az olduğu düşüncesi onu rahatsız etmeye başladı. 1935'te gerçeküstücü anlatımdan bütünüyle uzaklaşarak yeniden doğayı gözlemlemeye yöneldi. Gerçek modelden çalışmaya başladığı için gerçeküstücüler onu aralarından çıkardılar. Giacometti gerçekliğin betimlenmesinde soyutla figüratif arasındaki çelişkiyi güçlü bir biçimde duyuyordu. Yalnızca bir deney olarak başladığı bu çalışmalar, kısa sürede bütün yaşamını kapsayan bir serüvene dönüştü ve sanat tarihinde bir dönüm noktası oldu. Onun çabası; gerçekliğe fenomenolojik açıdan yaklaşmaktı.

 

1940'larda kibrit çöpü inceliğinde heykeller yapmaya başladı. Cepheden verdiği figürler ve başlar, uzay içinde tam anlamıyla algılanamayan bir gerçekliğin yansıması gibiydi. Kütlesi ve ağırlığı olmayan bu gerçeklik imgeleri 1947 dolaylarında iyice incelerek neredeyse iskelete dönüştü.

 

Giacometti 1947-50 arasında, 1930'larda yapmış olduğu heykellere benzer kompozisyonlar üzerinde çalıştı ("Uzun Figürler", "Kent Meydanı", "Orman" ve "Atlı Araba"). New York kentindeki Pierre Matisse Galerisi'nde açtığı sergiler ve Jean-Paul Sartre'ın yazdığı bir makale ona kısa sürede özellikle ABD'de büyük bir ün kazandırdı. Giacometti'nin sanatı gerçekliğin sürekli soruşturulması üzerine temellenmişti. 1950'den sonra düşsel bir uzayda gerçekliğin neredeyse büyüsel bir biçimde canlandırılması üzerinde durmaya başladı. Hem resimlerinde, hem de heykellerinde bu noktadan yola çıkıyordu. Görüntünün doğrudan kopyasından çok, ardında yatan büyülü gerçekliği yakalama çabasındaydı.

 

Yaklaşık 1958'e değin geniş omuzlu, küçük başlı figürler yaptı. 1960'lara gelindiğinde fenomenolojik yaklaşım düşüncesini aşmıştı. Gerçekliğin yalnızca onu algılayana bağlı olduğu anlayışından uzaklaştı. Gerçeklik, yalnızca vardı. Giacometti'nin figürleri Samuel Beckett'in oyun ve romanlarındaki kahramanların öze ilişkin benlik soruşturmalarının heykele yansıması gibiydi. 1968'de Beckett'in En attendant Godot (1952; Godot'yu Beklerken, 1963) adlı oyununun sahne tasarımını yapması da bu yakınlığı gösterir.

 

Giacometti'nin ulaştığı entelektüel tutarlılık onu çağdaşlarının, özellikle de savaş sonrası kuşağının gözünde daha ölmeden efsanevi bir sanatçıya dönüştürmüştür. Heykellerinin birden çok kopyası vardır. Bunlar Zürich Sanat Evi ve Basel'deki Beyeler Galerisi'nde, New York'taki Modern Sanat Müzesi ve Saint-Paul'daki Maeght Vakfı'nda bulunmaktadır.

 

99929020.jpg

 

ÖBÜR ÖNEMLİ YAPITLARI. Heykel. "Çift" (1926), "Adam" (1929), "Uzanmış, Düş Gören Ka­dın" (1929), "Elin Yakaladığı Parmak" (1932), "Gırtlağı Kesilmiş Kadın" (1932), "Artık Oyun Yok" (1933), "Kübist Baş" (1934-35), "At Arabasındaki Kadın I" (1942-43), "Yürüven Üç Adam" (1949), "İki Ev Arasında" (1950), "Kafes" (1950-51), "Kadın" (1953), "Anıtsal Baş" (1960), "Annette'in Büstü" (1962), "Ayakta Duran Figür" (1964), "Diego'nun Başı" (1965). Resim. "Kendi Portresi" (1921, Zürich Sanat Evi), "Sanatçının Annesi" (1950, Modern Sanat Müzesi, New York), "Caroline" (1961, özel koleksiyon).

 

Ana Britannica

Biçimsel sorunlar dediğimiz şeye karşı duyulan bu ilgi, İsviçreli heykelci Alberto Giacometti yi dörtköşe basit bir taşı bir insan başına dönüştürmeye dek götürdü. Kuşkusuz sanatçı, gerçek yaşamda böyle yekpare bir baş gördüğüne inandırmak istemiyor bizi. Houdon veya Rodin , yaptıkları şahane büstlerde, esin dolu bir yüzün çizgilerinde yakaladıkları şeyi bizler için korumuşlardı. Giacometti nin amacı, Picasso nunkisi gibi tümden değişik. Giacometti, mesleğinin kimi özel sorunlarına kapılmış bir heykelcidir ve haklı ya da haksız, kendi ilkelerinin paylaşılmasını ister. Onun göğüslemek istediği sorunu modern sanat yaratmadı elbette.

 

Michelangelo nun, mermerde uyuyup kalmış olduğuna inandığı biçimi oradan çıkarmaya, taşın yalın çizgisini koruyarak, figüre yaşam ve devinim katmaya çalıştığını anımsayalım. Giacometti, soruna karşıt bir noktadan yaklaşmışa benzer. Bir insan başını sezindirecek denli taşı değişikliğe uğrattığı halde, bu özgün taş kütlesinden ne kadarını koruyabileceğini görmek istiyordu o. Gözleri betimlemek için matkapla oyuklar yapıp taşın yüzeyine müdahale etmenin bile gereksiz olduğunu anladı.

 

Sanatın Öyküsü, E.H.Gombrich, Çeviri: Bederettin Cömert, Remzi Kitabevi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.