Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

"Ben iyi bir insanım, dini uygulamama gerek yok!"


merkür2

Önerilen İletiler

Bazıları "Allah, iyi insan olmamı istiyor, ben iyi bir insanım bu yeterli" diye düşünür.

 

Başkalarıysa ciddi bir günah işleseler bile, iyi bir yaşam sürüyorlarsa Tanrı' nın günahlarını önemsemeyeceğini düşünüyor.

Onlar, Yaratıcının cezalandırmaktansa, bağışlamaya istekli olduğuna inanıyor...

Elbette, "iyi biri" olmanın tanımı kişiden kişiye değişir.

 

Peki Tanrı' nın onayını kazanmak için ne yapmalıyız?

Tanrı' nın gözünde iyi biri olmak ne anlama gelir?

 

Tanrı, Yaratıcımız olduğundan ahlaksal konularda bizi yönelendirme hakkına sahiptir. Kutsal Yazılar aracılığıyla davranışlarımıza ve tapınmamıza yön verecek ilkeler vermiştir.

 

Şu uyarıda bulunur: "Sözümü dinleyin de size emrettiğim her şeye göre onları yapın; böylece siz bana kavm olursunuz, ben size Allah olurum" (Yeremya 11:5)

 

O halde Tanrı'nın bakış açısına göre "iyi biri" olmak, O 'nun standartlarını öğrenmemizi ve bunları uygulamak için hayatımızda ayarlamalar yapmamızı gerektirmektedir.

 

Birinin Dostu olmak istediğinizi düşünün, doğal olarak, dostu olmak istediğiniz kişinin, hangi davranışlardan hoşlandığını öğrenmek isteyecek, sonra da onu memnun edecek şekilde davranacaksınız.

 

Mukaddes Kitap, İbrahim peygamber gibi bizim de Allah'ın dostu olabileceğimizi yani O' nun onayını kazanabileceğimizi gösteriyor. Ayrıca, Tanrı' nın belirlediği standartlar bizimkinden daha yüksek olduğundan, O' nun bizim görüşlerimize uymak üzere değişiklik yapmasını bekleyemeyiz!

 

Belki biri, nispeten küçük sayılan bazı emirlere uymanın önemsiz olduğunu düşünebilir, fakat Tanrı' nın koyduğu kanunların hiçbirisi önemsiz görülmemelidir.

 

Bir ayette "Tanri sevgisi O' nun emirlerine uymayı gerektirir" uyarısı yapılır. (I.Yuhanna 5:3)

Tanrı' nın kanunlarına uymak için elimizden gelenin en iyisini yaptığımızda, O' nun çıkarsız sevdiğimizi kanıtlamış oluruz.

 

YARATICIMIZ MÜKEMMELİYETÇİ DEĞİLDİR! Eğer yaptığımız hatalardan dolayı gerçekten pişmanlık duyuyorsak ve o hataları tekrarlamamak için elimizden geleni yapıyorsak, O bizi seve seve affeder.

Fakat, bazi kanunlarını KASTEN ihlal edip başka konularda itaatli olmamızın bunu telafi edebileceğini düşünüyorsak sadece kendimizi kandırırız!

 

Bazıları Tanrı' nın hangi emirlerine uyacaklarına kendileri karar veriyor:

"bu emir zor, bunu uygulayamam bak bu emir iyiymiş, ben bunu uygulayayım" gibi bir davranışı benimsiyorlar, halbuki ALLAHLA PAZARLIK OLMAZ!

 

Kısacası, iyi olan başka şeyler yaparak, bazı konularda Tanrı' ya karşı yaptığımız itaatsizliği telafi edemeyiz!

 

Yaraticımızı nasıl memnun edeceğimizi tahmin etmemiz gerekmez çünkü O sevgi dolu olduğundan bizi ahlaksal yönden net bir şekilde yönlendirir. O' nun yönlendirmesini uyguladığımızda, insanların çelişkili ahlak görüşleri arasında kalmanın yol açtığı hüsrandan ve şüpheden kurtuluruz.

Tanrı' nın rehberliğinin her zaman yararlı olanı bize öğrettiğinden emin olabiliriz.

 

"Iyi biri" olmanin ne demek olduğunu KENDi BAŞIMIZA belirlememiz tehlikelidir, Neden?

 

Hepimiz bencil davranışlarda bulunma eğilimini miras aldık, YÜREĞiMiZ BiZi ALDATABiLiR!

 

Tanrı'nın isteklerinin zor ya da kısıtlayıcı olduğunu düşünürsek kolaylıkla onları göz ardı etme tuzağına düşebiliriz.

 

Örneğin, evli olmayan 2 kişi, cinsel ilişkide bulunurlarsa bu eylemin başka hiç kimseyi etkilemeyeceğini düşündüklerinden, bunun sadece kişisel bir mesele olduğu sonucuna varabilir.

Onlar belki de davranışlarının Tanrı' ın kanunlarına uygun olmadığının farkındalar fakat "hiç kimse zarar görmeyeceği" için Allah herhalde itiraz etmez diye düşünüyorlar.

 

Onların arzuları gerçekleri görmelerini engellediğinden, davranişlarının ciddiyetini ve sonuçlarını tam olarak fark edemeyebilirler.

 

Bu ayette Önemli bir noktaya dikkat çekilir:

 

"Yol var ki, adamın önünde doğru görünür; fakat onun sonu, ölüm yollarıdır" (Süleyman'ın Meselleri 14:12)

 

Yaratıcımızın tüm kanunları insanlara duyduğu sevgiyi yansıtırt, acı çekmemizi istemediğini gösterir. Cinsel ahlak ya da diğer davranişlarla ilgili Tanrı'nın standartlarına aldırış etmemek, insanları daha mutlu ve başarılı kılmamıştır.

Diğer taraftan, Tanrı' nın kanunlarını uygulamak hem iyi bir yaşam sürmemize hem de gereksiz yere kendimize ve başkalarına zarar vermekten kaçınmamıza yardım eder.

 

Eğer Allah'ın gözünde "iyi biri" olma isteğimizde samimiysek, o zaman O' nun rehberliğine uymak için elimizden geleni yapmalıyız...

 

(Kısmen Yararlandığım kaynak Yehova'nın Şahitlerinin UYANIŞ adlı dergisidir.)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın @merkür2

 

sizin dışınızdaki bazı dinsel inanca yada dindışı bilimsel düşünceye sahip

olanları anlamak ve hatta onlarla empeti kurabilmek adına bazı önerilerim

olacak size ;

ayrıca bazı noktalara da değinip kendi görüşlerimi aktarmak istiyorum.

 

neden tanrıların onayını almayı veya tanrının gözünde iyi bir insan olmaya

çaba gösterilmesini istiyorsunuz?..

bize bir ödülmü vadediliyor?

evet ise bu ödül nedir?

bu ödülü kim hangi kritere göre kazanmıştır?

neden tanrılar yerine yaşadığımız çevremiz, ailemiz, çocuklarımız, dostlarımız

ve hatta tüm insanlık için faydalı insanlar olmaya çalışmıyoruz da tanrıların

istediği insanlar olmak zorundayız.?

(tanrı kavramını gördüğünüz gibi çoğul

kullanıyorum çünki şimdiye kadar tarihteki ölmüş ve yaşayan tüm dinlerin

tanrılarını söz konusu ediyorum)..

 

++++

 

alıntınız iiginç:

"Sözümü dinleyin de size emrettiğim her şeye göre onları yapın;

böylece siz bana kavm olursunuz, ben size Allah olurum" (Yeremya 11:5)

bir itaat isteği aynı zamanda bir itiraf gibi: eğer söz dinlenmezse yani

emirlere uyacak birileri olmazsa tanrı olunması zora giriyor sanki..

 

<Tanrı, Yaratıcımız olduğundan ahlaksal konularda bizi yönelendirme

hakkına sahiptir.>

buradaki açılmış topiclerde okadar tartıştık; ahlak dinden bağımsızdır,

toplumdan topluma zamandan zamana, mekandan mekana değişir

dedik hiç mi okuma gereği duymadınız?

dindarlar ahlaklı olamıyacağı gibi herhangi bir dini kabul etmeyenler

ahlaklı olabilir diye yazdık neden itirazınızı tutarlı gerekçelerle belirtmediniz.?

 

yoksa amacınız burdaki yazılanlar ne olursa olsun belirttiğiniz

<yehova şahitleri> inancının propogandasını yapmak ve hatta

bir taraftar kitlesi kazanmayı ummak mıdır?

 

++++

 

<Örneğin, evli olmayan 2 kişi, cinsel ilişkide bulunurlarsa bu eylemin

başka hiç kimseyi etkilemeyeceğini düşündüklerinden, bunun sadece

kişisel bir mesele olduğu sonucuna varabilir.>

buyuruyorsunuz..

 

merak ettim doğrusu acaba hiç cinselliğin anatomisi üzerine bir bilgilenmeniz

oldumu? veya insanın ihtiyaçları nelerdir? örneğin fizyolojik ihtiyaçları?

acaba cinsellik yaşanırsa mı insanlar sağlıklı olurlar,yoksa yaşanmazsa mı?

sizce bu kadar çeşit cinsel sapıklıklar cinsel tatmin olmaktan mı yoksa cinsel

tatmin olmamaktan mı ileri geliyor?

ayrıca birbirini seven iki insanın cinselliği yaşaması için evlilik şartı neden

gereklidir?eğer sorun doğacak çocuklar ise insan hayvan değildir ki cinselliğini

sadece üreme amaçlı yaşasın?üreme amacı dışında birbirinin seven iki olgun

insan neden evlenmeden birbirine dokunamaz? sakın aile olma zorunluluğu

özel mülkiyet ve miras hakkı ile ilgili olmasın?

çocuk yapmadan herhangi bir nedenle

evlenemeyenlere sağlıklı bir cinsellik yaşaması için öneriniz nedir?

bedenini para karşılIğında bir et olarak sunan veya sunmak zorunda kalan

hayat kadınlarımı?

hem böyle bir çözüm öneriniz varsa bile bu erkekler için..

peki kadınların hakları, cinselliği ne olacak? yoksa onlar ikinci sınıf mı?

sadece evliliği ve beyaz atlı prensi mi beklesinler..?

 

++++

 

sayın @ merkür2,

 

işte bu soruların cevapları, tarih boyunca tanrıların buyruğu(!) na göre verildiği

için insanın cinselliği baskılanmış,bu baskı tabu lara, bu tabu da cinselliğin

para olarak satın alınmasına yani pazarada alınıp satılan bir ticari meta olmasına

yolaçmıştır..

doğaldır ki bu toplumun egemen kesimlerinin zenginliğine zenginlik katmıştır.

modern çağdada cinselliğin f.uhuş yolu ile metalaşmasına ek olarak p.orno

sektörü doğmuştur. ..ayrıntıları ile bu forumda yazdık..

http://www.turkish-media.com/forum/topic/183478-cinsellik-ahlak-ve-******-sektoru/

 

tarih boyunca tüm dinler insanların bireysel tapınma ihtiyacının yanında

önemli bir fonksiyonu daha yerine getirmişlerdir..toplumun özellikle ezilen büyük

kesiminin <sevap ve günahlardan> oluşan bir yaptırım ve <ahlaki> değerler sistemi

ile kontrol kontrol altında tutulması..bu sayede günlük yaşamın geçici olduğu

vurgulanır hep; sakın itiraz etmeyin adaletsizliklere; aman ha imtihan altındasınızdır.

en iyisi <cici> ahlaklı olmak,cinselliği evliliğe,adaletli yaşamı öte dünyaya,

gerçek mutluluğu da cennete öteleyerek beklemeye devam etmektir..

örneğin benim gibi itiraz edenleri yakmak için ise cayır cayır

cehennem ateşi zaten hazırlanmaktadır..

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şu uyarıda bulunur: "Sözümü dinleyin de size emrettiğim her şeye göre onları yapın; böylece siz bana kavm olursunuz, ben size Allah olurum" (Yeremya 11:5)

Bence bu tanrıların değil o zamanki egemen sınıfların emri. Amaç, Kendi emirlerini ilahlara atayarak, daha da sağlamlaştırıp itirazsız bir sömürü egemenliği kurmak.

 

Şöyle: "Sözümüzü dinleyin ki, böylece siz bize hizmet edesiniz, biz de size efendi olalım."

 

Peygamberler, sahabeler, havariler ve yakınları efendilerimiz değilmi(idi)?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bazıları "Allah, iyi insan olmamı istiyor, ben iyi bir insanım bu yeterli" diye düşünür.

 

.

.

.

(Kısmen Yararlandığım kaynak Yehova'nın Şahitlerinin UYANIŞ adlı dergisidir.)

 

Ben hep Kitapların,aslında çokta iyi insanlar olmadığımızı tokat gibi yüzümüze vuruşunu yaşamışımdır.Kitaplar o kadar mükemmel inceliklerle dolu ki, hep ne kadar incelikten yoksun,az düşünerek geçirilmiş bir hayata sahip olduğumu anlarım en çok.

 

Sayın AED, size gelince,cinsellikle ilgili yazılarınızı anlamlandıramadım.Bütün Kitaplarımız evlilik kurumunu çok çok önemsemiş,kutsal olarak nitelendirmiş.Cinselliği daldan dala,aşktan aşka bir biyolojik memeli olma hallerinden çıkarıp,mümkün derece tek bir eşle,ölene kadar sürecek kutsal bir bağlılık ,sadakat ve sevgi kurumuna çevirmişlerdir. Kutsal Kitaplarımızın hiçbiri,aman ha kimseyle evlenmeyin,yalnız yaşayın,cinsellik yaşamayın dememiştir.Kitaplarımız sadece bunu özel, önemli bir karar ,bir anlaşma,yani ölene kadar hastalıkta sağlıkta birbirlerine destek olacakları bir anlaşma bilgisini sunmuştur.Şu an,sırf cinsellik yaşayıp sağlık kazanacak diye,karısından sıkılıp bahsettiğiniz türden kadınları seçenler,sizce hangi dinin mensubu?Arkadaşımızın bahsettiği Kutsal Kitabımız(bana göre Kuran da dahil)ın inanırlarımı bunlar.Pardon.Bu ancak işlerine göre Allahla pazarlık edenlerin(arkadaşımızın güzel sözü) seçimi olabilir.Bu arada dinde bu konuda kadın erkek ayrımı yoktur.Kuran Nur tavsiye edilir özellikle.İncil bol bol tavsiye edilir.Tevrat zaten katı yeterince.Biz kadınların çok hakkı vardır dinde,siz kafanızı yormayın inanmadığınız din için.Biz inandığımız dinimizi biliriz ,sevinir şükrederiz sunulan haklarımıza.Keşke erkekler daha fazla nasiplenseler dinimizden,kitaplarımızdan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili @ftoyd

 

yazınızı geç gördüm kusura bakmayınız.

söylemediğim şeyler üzerine yorumda bulunmuşsunuz.

yazım ortada dururken,

cinselliği daldan dala yok biyolojik memeli gibi yaşayın gibi

bir tezde bulunmamışken..

evliliği kötülememişken,

iki insanın cinselliği sevgiyle yaşamasını önemli

bulduğumu belirtmişken...üzüldüm doğrusu..

işte önyargılar, bunlar inançsızdır, özgür cinsellik isterler vs vs..

 

sanırım rahatsızlığınız ve giderek benim inanç durumumu

konu etmeniz bu önyargılarınızdan kaynaklanıyor.

 

sizinkine saygı duymakla birlikte

benim düşüncem şudur sayın @ftoyd

cinsellik dinsel buyruklara göre yaşanmaz,onların emri gereği,

evlenememekten dolayı beklemeye alınırsa işte bugünki cinsel

hastalık ve sapıklıklarla uğraşırsınız.iki insanın cinselliğinin şekline

zamanına din ulemaları karar vermemelidir.

dinin hayata müdehale ettiği toplumlarda,

maalesef aldatmada,fuhuşta,p.orno sektörü de tüm hızıyla devam

etmektedir.

 

bakınız sevgili @ftoyd şu an ülkemizde gençlik büyük bir bölümü

yokluk ve yoksulluk nedeniyle evlilik yapamamaktadır..

çevrenize bakın net olarak görürsünüz.

bunlar için çözümü sorguladım ben.şimdi iki insan seviyorsa

birbirini koşullar o an evlilik için uygun değilse ulema onayı mı

gerekir bu insanların özeline?

yada ayıplamak mı gerekir bu insanları? ben buna değindim..

<yehova şahitleri> adına yazan arkadaşın <dinsel cinsellik>

anlayışına bir yerinde tepkidir bu da..

ha dersiniz ki bence uygun değil..bu sizin görüşünüzdür...

artık yapacağımız çocuk sayısının bile başbakan tarafından

belirlendiği bir toplum olmaktan ne zaman kurtulacağız.?

bu insanlar koyun mudur?

ayrıca iki insanın evliliğini cinsel mutlulukla yaşaması

sadece o iki insanın sevgisine ve becerisine bağlıdır.

bu başarılmışsa kim başka bir yol önerebilir?

ama dinlerin bu konuda önerisi mevcuttur,eğer erkek

<sıkılmışsa > maddiyatı da varsa bildiğiniz üzere dördüncü eşe

kadar yollar açıktır..bazı şekil şartları yerine

getirilirek..hangi kadınlık onuru bunu kabul eder bunu

da ben size sormuş olayım..

 

saygılar..

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

sayın @merkür2

 

sizin dışınızdaki bazı dinsel inanca yada dindışı bilimsel düşünceye sahip

olanları anlamak ve hatta onlarla empeti kurabilmek adına bazı önerilerim

olacak size ;

ayrıca bazı noktalara da değinip kendi görüşlerimi aktarmak istiyorum.

 

neden tanrıların onayını almayı veya tanrının gözünde iyi bir insan olmaya

çaba gösterilmesini istiyorsunuz?..

bize bir ödülmü vadediliyor?

evet ise bu ödül nedir?

bu ödülü kim hangi kritere göre kazanmıştır?

neden tanrılar yerine yaşadığımız çevremiz, ailemiz, çocuklarımız, dostlarımız

ve hatta tüm insanlık için faydalı insanlar olmaya çalışmıyoruz da tanrıların

istediği insanlar olmak zorundayız.?

(tanrı kavramını gördüğünüz gibi çoğul

kullanıyorum çünki şimdiye kadar tarihteki ölmüş ve yaşayan tüm dinlerin

tanrılarını söz konusu ediyorum)..

 

Kendi inancım dışındakilerle ben de empati kurarım ama bu onların düşüncelerini sevmemi istemeniz anlamına gelmemelidir.

Allah bize bir ödül vadediyor. Adı cennet. Cenneti kazananlar Allah'belirlediği kriterlere göre kazanmışlardır.

YAKIN devrin büyük din âlimlerinden ve Kur’ân müfessirlerinden (yorumcularından) Elmalılı Hamdi Efendi, Hak Dini Kur’ân Dili adlı büyük eserinde, Bakara Sûresi’nin 62’nci âyetini Türkçe’ye şöyle tercüme etmiştir:

 

“Şüphe yok ki, İMAN EDENLER ve Yahudîler, Nasranîler, Sabiîler; bunlardan her kim Allah’a ve Âhiret Günü’ne HAKİKATEN iman eder ve sâlih bir amel işlerse, elbette bunların Rableri yanında ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun olacak değillerdir” (C. 1, S. 371).

Buradan anlaşılıyorki cennete girecek kişinin iman etmiş olması, yaptıkları işler ve niyetlerine göre değerlendirilecektir. Öncelikle tanrılar diye bir kavram olamaz. Bir tane Allah'ı kabul etmeyenlerin, birden fazla Allah olması düşüncesini(bunu dahi) nasıl kabul ettiklerini anlayabilmiş değilim. Zaten Allah teala kendisine faydalı olmamızı istemiyor. Ailemize, çevremize, çocuklarımıza faydalı olmamızı istiyor ve varlığın kaynağının O olduğunu ve bir ve tek olduğunu kabul etmemizi istiyor. Biz bunları yaparak O'na değil kendimize faydalı olmuş olacağız. Allah inancını inkar ettiğiniz, zaten sorduğunuz sorular içinde yatıyor. Bir kişinin Allah'a faydalı olabilmesi için Allah'ın haşa aciz ve eksikliklerinin olması gerekir ki bu da onu Allah yapmaz. Yok, siz Allah'ın sonsuz kudrette olduğunu kabul ettiyseniz zaten ona faydalı olamayacağınızı da kabul etmişsiniz demektir. Öncelikle dine uymamamız gerektiğini açıklayabilmeniz için, Allah'ın istediği insan modelinin kötü olduğunu ispat edebilmeniz gerekir. Eğer bunu ispat edemiyorsanız ve hala dine uymamayı tercih ediyorsanız, nasıl meydana geldiğinizi bilmediğinizi ve araştırarak öğrenebileceğinizi söylediğiniz bu dünyada, başka hiçbir otoriteyi tanımayacağınızı söyleyerek bunca şeyin anlamını bilebileceğinizi hatta tanrı olabileceğinizi söylemiş olursunuz ki; bu insanın gururundan ve egoizminden başka birşey değildir. Eğer evrenin gizemlerini sadece araştırarak, tamamını açıklayabileceğinizi söylüyorsanız ben de size şu soruyu sorarım. Bilim gerekliyse(bence gerekli) ve evrende hala keşfedilmeye değer şeyler varsa, keşfedilmeye değer herşeyin önceden bilinmiş olması gerekir çünkü herşeyin gerçekleşme ihtimali vardır ama bunca keşfedilmeye değer şeylerin olasılığının, tesadüf gibi ''1/sonsuz'' gibi bir ihtimale bağlanması; bilimin önüne koca kayaları koymaktan başka birşey değilmidir? Çünkü hem herşeyin bilimle öğrenilebileceğini söylemek ve bunların önüne 1/sonsuz gibi bir ihtimali koymak bilimi boşa çıkarmaktır. Ha siz diyeceksiniz ki tesadüf ün ihtimalinin 1/sonsuz olduğunu nereden çıkardın? Aksini düşünün; tesadüf dediğiniz şeyin gerçekleşme ihtimalinin 1/sonsuz değil daha yüksek bir ihtimal olduğunu düşünün. :online2long: Bakın bakın nereye gelicem :) O YÜKSEK OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ VE ADINA TESADÜF DEDİĞİNİZ ŞEYE BİZ ALLAH (C.C.) DİYORUZ ! :)

Siz de Kur'ana uyarak bu tesadüfün olasılığını sonsuz/1 'e çevirip Allah diyebilirsiniz. Yada tesadüf, olasılık gibi kaçamak kavramlarla kendinizi kandırıp 1/sonsuz demeye devam edersiniz. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.