Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

'Resmi raporlarda Dersim katliamı: 13 bin kişi öldürüldü'


Taner Bayram

Önerilen İletiler

Amerikanın maşası haline gelenin kim olduğu çok açıktır.

Bana Amerikan üslerini kaç yıldır Türkiye topraklarında olduğunu ve bir ALLAH'ın kulunun bunlar kaldrılsın diyebileceğini söyleye bilirmisiniz? En milliyetçisinden en solcusuna kadar kim diyebilir bu ülkede?

Ben söyleyeyim hiçkimse...

Irak Kürdistan'ı kendi meclisi ve bayrağı olan ve saddama karşı 10 yıllarca süren savaş sonrasında bunları kazanmış olan bir yönetimdir (yani Amerika Irakı'ı işgal etmeden önce),amerikanın igali sadece yapılanmayı hızlandırmıştır,bölgede,İran,Suriye, ve Türkiye gibiKürt nüfus barındıran ülkelerin bu yapılanma ile asimile etmeye çalıştıkları,sömürdüklei Kürt halkını kendine getirmesinden korkan ülkelerin,Türkmenleri Güçlendirmek için çaba sarf ettikleri,Türkmenlerinde,Özellikle Türkiyeden aldıkları Yüzle yaşamın heralanında kendilerine tanınan haklara rağmen,şımarıklıklarını sürdürdükleri çok açıktır....

 

Şimdi bana çıkıp da İncirlik'i gibi üsleri düşündürerek,

Güya kendinizi haklı kılabileceğinizi düşünmeniz oldukça iğreti duruyor.

Amerika'nın Türkiye'deki üslerinin var kalmasını savunmadığım gibi,

Bu türlü yapılanmalar yine de devletlerarası karşılıklı çıkar ilişkilerine ve antlaşmalara dayanmaktadır.

 

Ayrıca İncirlik'in varlığını seve seve kabul eden de yoktur.

 

Kürt örgütlenmesini İsmail Beşikçi'nin ağzı ile dile getirmeniz ('yorumlamanız' bile diyemiyorum) bir yana;

Orta Doğu'da ABD'nin desteği olmadan ortaya çıkabilecek bir Kürt örgütlenmesi ya da yapılanması da yoktur...

 

Bu türlü bir sürece, tek bir kişinin ağızından bakmak

Ne kadar geniş bir bakış açısına sahip olunduğunun göstergesidir elbette...

 

O bir yana,

Türkiye'de Kürtler için ayrıcalıklar isteyen ve şımarıklık gösterenlerin,

Irak Kürdistan'ındaki Türkmenler'in taleplerini haksız bulması,

Her zamanki gibi diğer bir çelişkiniz olsa gerek...

 

Ah pardon;

Siz demokrattınız değil mi!?

 

Orada Türkmenler bir rahatsızlık duyuyorsa;

Bunun nedeni, gerçekten rahatsız edildikleri içindir.

Bölgedeki Etnik ayrımcılık, Kürt örgütlenmesi sayesinde kabarmıştır

Ve diğer etnik kitlelerin bundan kaygı duymaları ya da verilenlerden tatmin olmamaları bu yüzdendir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi burada görüşleri birbirine yakın olan, her zaman birbirini destekleyen iki katılımcıdan, Irak Türkmenleri ile ilgili birbirine tamamen zıt iki iddia gelmiş.

 

İddialar tamamen zıt yönde olunca, bileşkesinin benim zaten söylemiş olduklarım olduğu son derece açık. Ben yine baştan tekrar özeti yapayım:

 

Yakın zamana kadar Türkmenler üzerinde yoğun baskı vardı. Bombalamalar, tehditler ve merkezi kentlerde Kürt nüfus yoğunluğu sağlamak amacıyla Türkmenlerin kırsala kaçmalarını sağlamak için baskılar vardı. Fakat ABD bunları önledi. Çünkü bu, ABD'nin çıkarınadır. Çünkü dünyada söz sahibi tüm güçler, yönetmek istedikleri her bölgede, gözünün üstündeki kaşı ince olanlarla kalın olanları ayrı etniklere bölmek ister. Bu, böl ve yönet tarihi politikasıdır. Bu nedenle kültürel kimlikleri canlı tutarlar. Baskıları durdurması palyatiftir. Gerek duyduğunda canlı tuttuğu etnisiteleri kışkırtmasını da bilir, zamanı geldiğinde...

 

Ayrıca Türkmenler tabii ki konjonktüre uygun hareket etmek, oluşum ne yöndeyse o tarafa yanaşmak isteyeceklerdir, bu çok doğal. Çünkü Türkmenleri "ayrılık çıkarın, teröre başvurun, biz arkanızdayız, bölücülük yapın" diye arkalayan kimse yok! Saddam'dan da baskı gördüler! o halde yeni konjonktüre uyum sağlamaya çalışmaları, ABD de bu yönde davranınca, son derece doğal. Yani bir Kürt yönetimi oluşmuş ve ABD de Kürtlere "aman Türkmenlere baskı yapmayın" diyorsa, elbette onlar da bu duruma göre davranacaklar. Yok illa bize baskı yapın mı diyecekler? Bunu anca dışardan kışkırtıldıklarında derler. Böyle bir şey ise yok.

 

Yani biz demiyoruz ki Türkmenlere: "Kürtlerle geçinmeyin, savaşın!" Hiç böyle bir kışkırtma yok. Biz de isteriz ki Kürtlerle canciğer kuzu sarması olsunlar. Yeter ki bu durum palyatif olmasın, sonsuza kadar sürsün. Buna memnun oluruz. Zaten biz de etniğe bakılmaksızın herkesin bir anayasa şemsiyesi altında anayasal vatandaşlık bağı ile birlikte yaşamasından yanayız. Türkmenler Kürtlerle çatışsa memnun olmaz, üzülürüz. Böyle bir çatışmayı kışkırtmayız.

 

Fakat emin olun, şimdi Türkmenlere baskıyı palyatif olarak önleyen ABD, yarın eğer kurdurduğu Kürt yönetimini bir hizaya getirme gereği hissederse, bu kez döner, ayrı kültür ve kimliklerini destekleyerek hazırda tuttuğu Türkmenleri rahatlıkla Kürtlere karşı kışkırtır yani, bunu bilin...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi burada görüşleri birbirine yakın olan, her zaman birbirini destekleyen iki katılımcıdan, Irak Türkmenleri ile ilgili birbirine tamamen zıt iki iddia gelmiş.

.

.

.

Fakat emin olun, şimdi Türkmenlere baskıyı palyatif olarak önleyen ABD, yarın eğer kurdurduğu Kürt yönetimini bir hizaya getirme gereği hissederse, bu kez döner, ayrı kültür ve kimliklerini destekleyerek hazırda tuttuğu Türkmenleri rahatlıkla Kürtlere karşı kışkırtır yani, bunu bilin...

Turkmenlerin eline az mi silah veriyor devletimiz sirf ayaklansinlar da Kerkuk yerle bir olsun diye?

Bilmezlikten gelmiyormusunuz bir de boyle?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi bana çıkıp da İncirlik'i gibi üsleri düşündürerek,

.

.

.

 

 

Yapmayın sayın Boşig,Irak Kürdistanı'ndaki Türkmenler,kendi anadillerinde,eğitim,okul,Tv,Radyo,Gazete,Parti kurabiliyorlar,Türkiyedeki Kürtler daha geçen aya kadar cezaevindeki çocuklarıyla bile ziyarete gittiklerinde Kürtçe konuşamıyorlardı artık bunuda analamınızı bekliyorum....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkmenler'e mi? Silah vermek mi? Ömrümde bundan daha gerçek dışı bir saptırma görmedim! Bu kadarı da fazla artık! Yanıta değer bir iddiada bulunun da cevap verelim!

 

Iste size bir haber alintisi... Bulmam 20 saniyemi bile almadi:

 

ABD: 'Türkiye, Türkmenlere silah ve para veriyor'/20 Aralık

ve Daha Fazlası..

 

US News & World Report dergisine konuşan ABD kaynakları, "Bağımsız Kürdistan oluşumundan korkan Türkiye, Kerkük’teki Türkmenlere silah ve para veriyor" dediler. Dergiye göre, Kerkük’teki Şiileri, Kürtlere karşı korumak için de kente

 

Mehdi Ordusu milisleri yerleştirildi.

 

Hürriyet-Amerikan US News & World Report dergisi, Amerikan kaynaklara dayanarak verdi haberde, Türkiye’nin, Irak’taki Türkmenler’e silah ve para verdiğini yazdı.

 

Derginin Kerkük çıkışlı haberinde, 2007 için planlanan referendum ve petrol kaynakları konusunun bölgede patlamaya yol açabileceği ifade edildi. Bölgedeki ABD’li General Benjamin Mixon, "Hazırlıklı olmak gerekiyor, gerilim çok yüksek olacak" diye konuştu.

 

Aynı haberde, Saddam döneminde Araplar’ın bölgeye yerleştirildiği, savaştan bu yana da Kürtler’in bölgeye akın ettiği anlatıldı. "Ev sahipliği" konusunun da patlayabileceğine dikkat çekildi ve "ABD askeri yetkilleri Kerkük’ü dikkatle izliyor" denildi. Bir başka ABD’li General Raymond Odierno, "Durumu yakından izlemeliyiz" derken, bir ABD askeri yetkilisi, "Burası bir barut fıçısı" diye konuştu.

Kerkük’teki Şiileri korumak için bölgeye "Mehdi Ordusu"nun milislerinin de yerleştiğine işaret edildi ve Bağdat’taki merkezi hükümetin referandum konusunu "yavaştan aldığı" belirtildi. Kerkük’te yaşayan bir Türkmen dükkan sahibi, referandumun 2008’e kadar ertelenmesinin iyi olacağını söylerken dergi, ABD yetkililerine dayanarak, olası bir bağımsız Kürdistan oluşumundan korkan Türkiye’nin, Türkmenler’e silah ve para verdiğini ileri sürdü.

 

Dergi, bunun kanıtlarının bulunduğunu da iddia etti. ABD askeri tahminlerine göre, Türkmenler’in, Kerkük nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sini oluşturduğu ve referandum karşıtı gösterilerde bulundukları da ifade edildi.

ABD yetkilileri, Irak’ta savaşın başlamasından bu yana, özel sohbetlerde, Türkiye’nin Türkmenler’i kullanarak Irak’ta karışıklık yaratmak istediğini ileri sürüyorlar. ABD’ye göre, Çuval Olayı da böyle bir kaygının ve bu kaygıya yol açan mevcut istihbaratın sonucu olarak yaşandı.

 

FAZLA ETNİK TEMİZLİK YOK

ABD askeri yetkilileri, Kerkük’te fazla bir "etnik temizlik" faaliyeti görmediklerini de söylediler. General Mixon, "Arapların zor yoluyla dışarı itildiğine beni inandıracak bir durum görmedim" dedi. Bir başka ABD askeri yetkilisi, Kürtler’in de şiddet kullandığını, ancak bunun Sünniler ve Şiiler’in başvurduğu şiddetten çok az olduğunu söyledi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkmenler'e mi? Silah vermek mi? Ömrümde bundan daha gerçek dışı bir saptırma görmedim! Bu kadarı da fazla artık! Yanıta değer bir iddiada bulunun da cevap verelim!

Sizin TURKLUK adi altinda anladiginiz ETNIK bir yapilanma olmasa zaten Irakli Turkmenlerle bu kadar ugrasmazdiniz, ya da bu kadar koyu Azeri taraftarligi yapmazdiniz... Zira bu dediklerimin ne kadar dogru oldugunu sizlerde biliyorsunuz!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkmenler'e silah veren yok,bari bunu carpitmayin.PKK,Talabani ve Barzani kimin silahlari ile terör estiriyordu.Simdi kimin silahlari ile savas gücü olusturuyorlar.

 

 

Türkmenler'e mi? Silah vermek mi? Ömrümde bundan daha gerçek dışı bir saptırma görmedim! Bu kadarı da fazla artık! Yanıta değer bir iddiada bulunun da cevap verelim!

 

Turkmenlerin eline az mi silah veriyor devletimiz sirf ayaklansinlar da Kerkuk yerle bir olsun diye?

Bilmezlikten gelmiyormusunuz bir de boyle?

 

Evet, ne yazık ki bazı arkadaşlarımız bazı bilgilerden yoksunlar..

 

Sayın Diyarbakırlının söylediklerini ''ne yazık ki'' kanıtlayacak bir isim var elimde..

 

SABAH KENETE ' yi duyan var mı aranızda?

 

Ben kısaca bilgi vereyim izninizle..

 

Sabih Kenete Türkmen Cephesinin kurucusudur..

 

Kenete, yıllarca özel savaş aygıtına hizmet etmiş, içerde(Türkiyede), Avrupada ve (özellikle) Kuzey Irakta Kürtleri özel talimatlarla katleden, devletimizin derinliklerinin tetikçilerindendir..

 

Türkmenlere silah verilmediğini ve Türkmenlere yapılan saldırıların ve yine Kürtlere düzenlenen suikastlerle Kürt-Türkmen gerilimi yaşatanları öğrenmek için yalnızca bu ismi araştırınız..

 

Ben size bir iyilik yapayım:

 

''Hürriyet gazetesi yazarı Emin Çolaşan, Hewler’de 28 kişinin ölümüyle sonuçlanan PKK binasının bombalanması olayı dahil, Güney Kürdistan’daki birçok suikast, sabotaj, kundaklama eylemlerinin sorumlusunun “Kahraman” diye nitelendirdiği Sabah Ketene olduğunu açıkladı.

 

Böylece Emin Çölaşan, Türkiye’nin yurtdışındaki özel harekatlarından bir devlet sırrını ifşa etmiş oldu. Türkiye’nin Irak Türkmen Cephesi vb. gibi birçok paravan örgüt vasıtasıyla dışarıya terör ihraç ettiği, sabotaj, kundaklama, suikast, orman yangını gibi birçok terör faaliyetini örgütlediğini bir kez daha doğrulamış oldu. Önceki yıl aynı bölgede Özel Harp Dairesi görevlisi bir timin sabotaj eylemlerine hazırlanırken ABD askerlerince suçüstü yakalanarak başlarına cuval geçirilmesi skandala yol açmıştı.''

 

Devamı:

www.kurdistan-post.org/News-file-article-sid-11161.html

 

www.yuruyus.com/www/turkish/news.php?h_newsid=1628&dergi_sayi_no=57&

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim genele önerim sağduyu içinde düşünerek söylem ve davranışlar göstermeleri gerektiği...

.

.

.

Ancak; Önemli olduğunu düşündüğüm aşağıdaki alıntı, "Aslında öneriye bile gerek yok sayın arkadaşım..." diyerek ne anlatmak istediğimin anlaşılması açısında çok ama çok önemli...

 

1 - Burada benim her fikrimi acikca soyledigim hatta koyu bir PKK sempatizani ya da Kurt Milliyetcisi oldugum soylenir... Yani acik konusuyoruz...

 

2 - Bugune kadar agzinizdan Turk Milliyetcilerinin soyledikleri o kadar yoruma, o kadar incitici yoruma CITINIZ NEDEN CIKMADI? Madem o kadar aydinca dusunuyorsunuz?

 

Iste o yuzden sizi ciddiye alma gereksinimi duymuyorum. Ya herkese AYDIN gecinin ya da HICKIMSEYE!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Paradoksun büyüklügüne ve bazi forumdaslarin icine düstügü celiskiye bakin.

Amerika Kandil'de PKK'ya destek veriyor,dedigimizde bunu kabul eden birisi cikmazken,Amerika'nin,Türkiye'nin Türkmenlere silah verdigi tarzinda bir aciklamasini bize referans olarak sunuyorlar.Hayret Amerika ayni Amerika iken Amerika'ya inananlarin ayni isimler olmasi celiski degilmi?Kendine gelince Amerika ikili oynuyor,Türkmenlere gelince Amerika'nin söyledigi dogru oluyor.Surasi bir gercek ki Kerkükte bir Türkmen katliami olmustur ve bu katliam örtbas edilmistir.Katliami gerceklestirenlerde Barzani'nin pesmergeleridir.Kerkük'te nüfus dairesini yakarak nüfus kayitlarini yok edenlerde Kürtlerdir.Amac cogunlugu Türkmen olan Kerkük'ü Kürtlestirmekti.

Filan kisiyi taniyormusunuz diye bir Türkmen liderden bahsedilmis.Gülmekmi lazim aglamakmi.Kendilerinde katletme hakki görenlerin kendilerine karsi düzenlenen saldirilari katliam olarak göstermeleri ne kadar komik.Emin Cölasan yazmis!Emin Cölasan o yaziyi hangi tarzda yazmis ve o yazi ile neyi anlatmaya calismis.Cimbizla yazidan alin bir paragrafi ve bakin Cölasan ne yazmis diye bize sunun.Yazsaniza yazinin hepsini bakalim ne var ne yok diye.Yani Türkmenler katledilirken heralde onlarda kendilerini savunacaklardir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Hani sözümona Türkmenlerle Kürtler Kuzey Irak'ta canciğer kuzu sarması gibiydi?

 

Laf ne çabuk Türkmenleri asimile etmek için bahane yaratma amaçlı uydurma haberlere çevriliverdi?

 

İşte mantık bu: Asimileden şikayet edip en başta gelen asimileci olmak. Irkçılıktan şikayet edip ırkçının önde gideni olmak! Etnik ayrımdan yakınıp etnik ayrımın en alasını yapmak!

 

Sorun bu!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Hani sözümona Türkmenlerle Kürtler Kuzey Irak'ta canciğer kuzu sarması gibiydi?

 

Laf ne çabuk Türkmenleri asimile etmek için bahane yaratma amaçlı uydurma haberlere çevriliverdi?

 

İşte mantık bu: Asimileden şikayet edip en başta gelen asimileci olmak. Irkçılıktan şikayet edip ırkçının önde gideni olmak! Etnik ayrımdan yakınıp etnik ayrımın en alasını yapmak!

 

Sorun bu!

 

Araştırdınız mı SABAH KENETE' yi..?

 

Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük nimeti parmaklarınızın altında...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Hani sözümona Türkmenlerle Kürtler Kuzey Irak'ta canciğer kuzu sarması gibiydi?

 

Laf ne çabuk Türkmenleri asimile etmek için bahane yaratma amaçlı uydurma haberlere çevriliverdi?

 

İşte mantık bu: Asimileden şikayet edip en başta gelen asimileci olmak. Irkçılıktan şikayet edip ırkçının önde gideni olmak! Etnik ayrımdan yakınıp etnik ayrımın en alasını yapmak!

 

Sorun bu!

Araştırdınız mı SABAH KENETE' yi..?

 

Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük nimeti parmaklarınızın altında...

JAN,

DemirEfe'nin dediğini bir düşünmelisin bence...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bir düşünmelisin bence...

Bu işi bir daha baştan düşünseler çok iyi olur... Ben bir daha tekrarlayayım:

 

Türkiye'de ırkçılık filan yoktur. Bölücü terör, olmasını istiyor. Türkiye'de etnik kökene göre ayrım yoktur. Bölücü terör, olmasını istiyor. Türkiye'de kimse kimseye etnik kökeninden dolayı düşman filan değildir. Bölücü terör olmasını istiyor. Bunun için de Sevr hayalini rüyalarından çıkaramayan emperyalistlerden doğrudan, direkt, her türlü yardımı ve onların kiralık taşeronlarından tam destek alıyor.

 

Hepsi boşuna, o başka... Ama hedeflerine ulaşmaları hayal olsa da zaman ve enerji yitirtmeyi başarıyorlar... Bunu cumhuriyetin kuruluşundan beri yapıyorlar. İç çatışmalar ve çekişmelerle, Atatürk devrimleri karşıtlığını her şekilde ve mutlaka bir şekilde kışkırtarak yolumuzu hep tıkadılar.

 

Son duyumlarıma göre, bu konuda kanıtım yok, sadece duyum: Emperyal güçler dinci - etnik bölücülük evliliğinden çocuk olmayacağının anlaşıldığını düşünüyorlar ve bu dincileri yeteri kadar kullandıklarını, fakat ten uyumsuzluğu nedeniyle artık bu evliliği sona erdirmeyi düşünüyorlarmış.

 

Yeni proje ne? Liberal demokrat sol bir Kürt hareketi planlıyorlarmış. Hatta bu açılım ve DTP nin kapatılması manevranın parçaları olabilir. İçeriğinin belirsiz bırakılarak şüphe uyandırılması taktik gereği; böylece muhalefetin içerikten şüphelenip karşı çıkması sağlanacak. Yoksa, içerik filan yok, ortada açılım filan yok, içi boş. Amaç sadece muhalefetin tepkisini çekmek ve milliyetçiliği ayağa kaldırmak. Muhalefet iyice milliyetçiliğe kışkırtıldıktan sonra, DTP yi de kapatıp, tepkileri iyice ayyuka çıkarmak. Yeni arayış ne olur? Hazır sesini yükselten milliyetçilik karşıtı liberal sol elbette.

 

Bu arada işin vahim yanı, bir taraftan da "açılım sabote edildi, siyasi yol tıkandı" bahanesiyle teröre yeniden meşruluk biçmeye çalışmak. Bir kez daha şans denemek için PKK'ya bir yatırım daha yapılıp silah, para akıtılabilir. Yine masum kanlar akacak. Ağzımdan yel alsın ama, kanlı ellere daha gelişmiş silahlar da verilebilir.

 

Her şekilde emperyal güçler vaz geçmeyip bir şans daha deneyecekler. Bu kez manzara şöyle olacak: Meşrulaştırılmış, haklılaştırılmış terör ve bu kez onu destekler gibi durmayan, ve palazlanmış, emperyalistleşmiş, sermayedarlaşmış dinci kesimi de milliyetçilerle birlikte karşısına alan yeni bir siyasi hareket.

 

Yeni çatışma fitili bu. Bayağı tartışma, zaman ve enerji yitirtme potansiyeli de yüksek görünüyor. Hadi hayırsız olsun! Tepe tepe kullanın, yeni taktik bu...

 

Buna karşı, doldurulmak istenen eşitlikçi, hakçı boşluğunu iyi niyetli, dürüst bir partinin doldurması gerekiyor. Yoksa bu boşluğa bölücüler sızacak... Yapacakları, sermayedarlaşan dincilerden boşanıp fakirleşen halkın sözcülüğünü üstlenmek. Etnik farklılığı, bölücübaşı affedilsin yavelerini artık pek dile getirmeyecek, fakirlik üzerine yoğunlaşacaklar.

 

Ben söylemiş olayım. Fakirlik artmıştır, eşitlik olmamak bir yana, uçurum iyice açılmıştır, evet, hedef söylem doğru. Hortumu o pompadan çıkarıp öbür pompaya takan partilerin sonu gelmeli. Dinci sermayecileri devreden çıkardıktan sonra, bu haklı söylemi bölücülerin eline bırakmayacak gerçek ve samimi eşitlikçi bir parti gerek. Bakın ben daha işin başında söyledim. Demedi demeyin. Belki bu gerçeğe ayıkmak için bir sancılı ve çatışmalı dönem daha geçireceğiz, direncimiz bir kez daha sınavdan geçecek...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dersim olayları hakkında bir sürü yalan dolaşıyor ortalıkta ben size çok somut birşey anlatacağım... Tuncelili bir dostumuzun tespitidir bu kendisinin adını zikredemiyorum çünkü iznini almadım... Onun aktardıklarını ifade edeceğim... Kendisi Tunceli kökenli ve Dersim olaylarının tanıklarından yaşanan olayların Kürt emperyalizmi tarafından başlatıldığını ve Dersim bölgesinin sorununun 400 yıllık bir sorun olduğunu iyi biliyor... Osmanlı zayıf düştüğü dönemden sonra Dersim'de söz sahibi olamamış, o bölgenin aşiret ağaları ve liderleri daima bir kışkırtma ve halkta baskı yaratmışlar,liderlik sultaları 1937 yılında yıkılmış, zaten o zamana kadar bölge halkı bu aşiret ağaları tarafından maddi ve manevi olarak sömürülmüş... Ne zamanki bölgede Türk Ordusu söz sahibi olmaya başlamış o vakit bu ağalar biz özerklik isteriz biz TC'yi tanımayız, vergi vermeyiz Kürdistan'ı kuracağız naraları atmaya başlamışlar yeniden... Ve karakolu basarak askerlerimizi şehit etmişler bunun üzerine Sabiha Gökçen'den havadan destekli olarak bölgede saklandıkları yerleri hedef alan taarruzu başlatması istenmiş... Ve sonrası malum elebaşları yakalanmış ve bugünün Aposu gibi bakılıp semirtilmemiş yapılması gereken yapılmış ve suçlular idam edilmişler... İşte o andan sonra Tunceli bölgesi okuma yazma oranı en yüksek il olmaya başlanmış çünkü bölgede aşiret kültürüne ve ağalığa son verilmiş, feodalite kaybetmiş halk kazanmış, şimdi güneydoğuda başarılamayan ve bölge halkını feodaliteye teslim eden zihniyet aynı yaygarayı orada da koparıyor... Kürt halkı ile ekmeklerini paylaşmayanlar onların sırtından geçiniyorlar... Ne töre cinayetlerinin ne kaçakçılığın ne anarşinin önüne geçilemiyor... güneydoğu hala en geri kalmış bölge, kadınlar törenin en birinci kurbanları kızlar okuyamıyor... Çocuklar muhtaç... Ve bunun en birinci sorumlusu devlettir çünkü bölgedeki hakimiyetini demokrasi ve barış yalanının arkasına saklanan Dtp ve onun ağalarının ellerinden alamamış bölgeye hakim olamamıştır... Oranın halkını kurtarmak için yapılması gereken feodaliteye son vermektir...

 

Tunceli bunun somut örneğidir, devlet bölge ağaları ile işbirliğinden vazgeçmeli ve suçluları cezalandırmalıdır aksi taktirde bu işin sonu yoktur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dersim olayları hakkında bir sürü yalan dolaşıyor ortalıkta ben size çok somut birşey anlatacağım... Tuncelili bir dostumuzun tespitidir bu kendisinin adını zikredemiyorum çünkü iznini almadım... Onun aktardıklarını ifade edeceğim... Kendisi Tunceli kökenli ve Dersim olaylarının tanıklarından yaşanan olayların Kürt emperyalizmi tarafından başlatıldığını ve Dersim bölgesinin sorununun 400 yıllık bir sorun olduğunu iyi biliyor... Osmanlı zayıf düştüğü dönemden sonra Dersim'de söz sahibi olamamış, o bölgenin aşiret ağaları ve liderleri daima bir kışkırtma ve halkta baskı yaratmışlar,liderlik sultaları 1937 yılında yıkılmış, zaten o zamana kadar bölge halkı bu aşiret ağaları tarafından maddi ve manevi olarak sömürülmüş... Ne zamanki bölgede Türk Ordusu söz sahibi olmaya başlamış o vakit bu ağalar biz özerklik isteriz biz TC'yi tanımayız, vergi vermeyiz Kürdistan'ı kuracağız naraları atmaya başlamışlar yeniden... Ve karakolu basarak askerlerimizi şehit etmişler bunun üzerine Sabiha Gökçen'den havadan destekli olarak bölgede saklandıkları yerleri hedef alan taarruzu başlatması istenmiş... Ve sonrası malum elebaşları yakalanmış ve bugünün Aposu gibi bakılıp semirtilmemiş yapılması gereken yapılmış ve suçlular idam edilmişler... İşte o andan sonra Tunceli bölgesi okuma yazma oranı en yüksek il olmaya başlanmış çünkü bölgede aşiret kültürüne ve ağalığa son verilmiş, feodalite kaybetmiş halk kazanmış, şimdi güneydoğuda başarılamayan ve bölge halkını feodaliteye teslim eden zihniyet aynı yaygarayı orada da koparıyor... Kürt halkı ile ekmeklerini paylaşmayanlar onların sırtından geçiniyorlar... Ne töre cinayetlerinin ne kaçakçılığın ne anarşinin önüne geçilemiyor... güneydoğu hala en geri kalmış bölge, kadınlar törenin en birinci kurbanları kızlar okuyamıyor... Çocuklar muhtaç... Ve bunun en birinci sorumlusu devlettir çünkü bölgedeki hakimiyetini demokrasi ve barış yalanının arkasına saklanan Dtp ve onun ağalarının ellerinden alamamış bölgeye hakim olamamıştır... Oranın halkını kurtarmak için yapılması gereken feodaliteye son vermektir...

 

Tunceli bunun somut örneğidir, devlet bölge ağaları ile işbirliğinden vazgeçmeli ve suçluları cezalandırmalıdır aksi taktirde bu işin sonu yoktur...

Madem anlatilanlar dogru ise neden hala Tunceli halkinin ezici cogunlugu sizin "dostunuza" katilmiyor?

 

Bu baslig altinda yazilanlari takip ettiyseniz sizin "dostunuzun" tam tersini anlatan tesbitleride göreceksiniz.

 

En dogru secenek Dersim olaylari ile ilgili arsivin sansürsüz acilmasidir.

 

Dogru yaptigina inanan devlet simdiye kadar coktaaannn arsivini acmisti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Madem anlatilanlar dogru ise neden hala Tunceli halkinin ezici cogunlugu sizin "dostunuza" katilmiyor?

 

Bu baslig altinda yazilanlari takip ettiyseniz sizin "dostunuzun" tam tersini anlatan tesbitleride göreceksiniz.

 

En dogru secenek Dersim olaylari ile ilgili arsivin sansürsüz acilmasidir.

 

Dogru yaptigina inanan devlet simdiye kadar coktaaannn arsivini acmisti.

Dominik, sana birşey söyleyeyim mi:

Benim Çorumlu Alevilerdden tut;

Tuncelilisine kadar bir sürü Alevi dostum ve arkadaşım var...

İster inan, ister inanma ama hepsi de Kürtlerin onları Kürtleştirmeye çalıştıklarının farkında

Ve hepsi de Dersim olayını, Dersimli o katledilmiş halkın sorumluluklarını;

Onları katlettiren Koçgiri ayaklanmasının elebaşlarına ve kendi aşiret reislerine yüklüyorlar...

 

Ama dediğim gibi, olaylara "şu şunu diyor; bu da böyle diyor" diyerek bakamayız.

Sizin bulabileceğiniz, Dersim harekatını "haksız" olarak niteleyecek kişi kadarınca

"Haklı" olarak niteleyebilecek kişi de bulunur;

Hiç merak etmeyin...

 

Geçende bir yazı okuyorum Dersim ile ilgili...

Ne kadar gerçek bilemem;

Fakat çoğunun sallama olduğu belli...

3 yaşındaki bir çocuğun yaşadıklarını anlatıyor...

3 yaşındaki çocuk, o yaşta yaşadıklarını tüm netliği ile hatırlar mı?

Sorgulamıyorum bile...

Belli ki yazar, küçük çocukların yetimliliklerini ve anne-babalarının katledilmişliklerini bile sömürecek kafa yapısına sahip...

(o insanları katlettirenler de öncelikle, onların reisleri ve kendi aşiret kültürleridir; yanlış anlaşılmasın)

 

Benim Doğu'da askerlik yapmış arkadaşlarım var

Ve sorsanız, sanki Doğu'nun Kahramanı; Malkoçoğlu...

Ama anlattıkları öyle!

 

Dedeme sorsam;

Çanakkale'yi o kurtarmış...

 

Neneme sorsam;

Yunanlılar, onların köyünde, Türkmenlerin evindeki fareyi bile, Türkmen evinden çıktı diye öldürmüşler!

 

Tarih yazmayın;

Tarih zaten yaşanmıştır;

Doğrusunu ortaya koyun...

 

Yok efendim ben askerde şundan şunu dinledim;

Ötekinden bunu duydum;

Beriki şöyle dedi...

Hikaye hocam bunlar;

Adı üzerinde:

Hikaye...

 

Ben sana kardeşimin, kuzenimin Hakkari'de Bingöl'de yaşadıklarını anlatsam

Irkçı kesilirsin Kürtlere karşı...

 

Ülkcülerden gördüklerimizi anlatsam;

Hitler'i daha çok seversin...

 

Ama hepsi "Ben"liğe dayalı olur;

Göreceli olur...

 

Pardon ama sen devletin arşivleri açmadığını söylüyorsun da;

Akademik mevkiin nedir ve hangi arşive almadılar seni şimdiye kadar?

 

İsmail Beşikçi nereden buluyor belgeleri?

Baskın Oran nereden buluyor?

Bir yerden mi uyduruyorlar yoksa ele alıp inceleyebiliyorlar mı?

 

Türkiye'de hayatında belki de bir hafta bile düzenli olarak kütüphaneye gitmeyen insanların klasik söylemidir:

"Devlet arşivleri açmıyor" söylemi!

 

Gelin, benim çalıştığım kurumda bütün Zabıt Cerideleri, Düsturlar;

Meclis Konuşmaları ve alınan kararlar var...

Devlet açmıyorsa, ben size vereyim; okuyun, olur mu?

(hepsini okuyabilecek kadar sabrınız varsa tabi)

 

Türkiye'de Askeri Arşiv'e girmek oldukça zordur

Ama belirli bir akademik düzeye geldiğinizde girebilirsiniz;

Sorun yoktur...

 

Ha ama her bilgi açılmış mıdır?

Tabii ki hayır...

Kısıtlama elbette vardır;

Her ülkede olduğu gibi...

Fakat şimdi hangi bilginin açılmadığını bilmiyoruz değil mi?

Bilmediğimiz bir bilgi üzerine de;

"Haaa, devlet açmıyor; demek ki bir halt yemiş ki açmıyor" demek oldukça fırsatçı ve temelsiz bir düşünce.

Komplo teorisi...

Devletler halt işledikleri bilgileri değil,

Gizliliği gerektiren bilgileri saklarlar...

Gizlilik, devlet halt ettiği için değil, güvenlik ve çıkarlar için oluşturulur...

 

Değilse devletler, kendilerini suçlu çıkaracak belgeleri saklamak yerine

Yok etmeyi tercih ederler canım kardeşim...

"Aman saklayalım da, ileride birisi çıksın da anlatsın!" demezler...

Ha ama bu dediğim;

"Devlet, yaptıklarını anlatan belgeleri yakmıştır" demek midir?

Hayır elbette...

 

Kur'an-ın toparlanması ile ilgili çok bilinen bir tartışma vardır ve 1500 yıldır bir sonuca kavuşmamıştır:

"Hz. Osman, Kuran'ı toplatırken, Hz. Ali'yi vasiyet eden ayetleri Kuran'a aldırmamış ve yok ettirmiş, yaktırmış" derler...

İspat nedir?

Ha diyelim ki gerçekten oldu böyle birşey ama ispatı nedir?

Var olduğu bilinmeyen bir bilginin varlığı

Neye dayanarak, hangi bilgi ve belgeye dayanarak iddia edilir?

 

Sizin savınızda böyle işte...

Belki de hayatınızda tek bir arşivin bile önünden geçmediniz;

Ama maşallah, devletin daha hiç kimseye göstermediği arşivlerdeki bilgilerin içeriklerini sizden iyi bilen yok!

Nereden biliyorsunuz kardeşim o arşivlerin içeriğini?

Ne zaman gördünüz de, devletin zararına olup da saklandığını biliyorsunuz?

O arşivler açıldığında, ya sizi büsbütün haksız çıkaracak bilgiler ortaya çıkarsa ne yapacaksınız?

İnsanların yüzüne bakabilecek misiniz?

Ya da bu konu ile ilgili hiçbir bilgi çıkmazsa ne olacak?

Ya zaten tüm bilgiler, açılanlardan ve ulaşılabilenlerden ibaretse?

Neyi nereden biliyorsunuz?

 

Spekülasyonun da böylesi...

Pes doğrusu...

 

Sizin bu iddianız da bir 1500 yıl sürer sanırım...

 

1938de yaşananlar gazetelerde bile boy boy yayınlanmıştır canım arkadaşım...

Cumhuriyet gazetesinin provokatörlüğünden tutun,

Diğer bazı gazetelerin suskunluğuna kadar...

Dersim'in toplumsal yapısı da bilinmektedir taa Osmanlılardan beridir...

Kimlerin, aslında kimlere kurban gittikleri de bilinmektedir;

Hiç kendinizi yormayın boşuna...

 

Dersimliler, onları devlet ile kendi aralarında tampon olarak kullanan aşiret liderlerinin, kendi feodali kültürlerinin, Osmanlıdan beridir Sünni/Şafii Kürtlere karşı besledikleri korkunun ve kültürlerine olan teslimiyetin kurbanı olmuşturlar...

Ha ama devlet katı mı davranmıştır;

Evet...

Peki devlete başka çare bırakılmış mıdır?

Hayır...

Devrim gerçekleşmiş;

Egemenlik halka teslim edilmek isteniyor...

Dersimli ağalara "aman canım, siz ağalığınızla, beyliğinizle yaşayıverin tabi ne olacak!" mı demesini bekliyordunuz?

 

Öyle deseydi, şimdi de çıkıp sormayacak mıydınız:

"Ya hu madem bir devrim gerçekleştirilmiş; neden Dersim'de kendi halkını sömüren, kullanan o yapıya hiç dokunulmamış?" diye hesap sormayacak mıydınız?

 

Bugün bile hem o yapının bozulması için yapılan çalışmaları yargılayıp

Hem de bir de çıkıp "Neden devlet aşiret yapısını bozmadı" diye eleştirmiyor musunuz?

 

Ya hu bu ne çelişkidir böyle...

Nereden tutsam binbir çelişki barındırıyorsunuz...

 

Sizin derdiniz hakkı ya da haklıyı anlamak değil...

Siz, zamanında belli ki bazı olumsuzluklarını gördüğünüz devleti

Ne olursa olsun; haklı ya da haksız karalamak ve kötülemek çabasındasınız...

Hadi haklı çabalarınıza birşey diyemem; adı üzerinde: haklı...

Ama abi haksız çabalar da bu kadar abartılmaz yani...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dominik, sana birşey söyleyeyim mi:

Benim Çorumlu Alevilerdden tut;

Tuncelilisine kadar bir sürü Alevi dostum ve arkadaşım var...

.

.

.

Tesadüfe bakin, benim hem Corum'lu hem de alevi olmam ve o bölgeyi cok iyi tanimam, sizin hangi insanlari tanidiginizi cok iyi tahmin edebiliyorum.

 

Tunceli konusuna gelince, hic kendinize sorun etmeyin yeteri kadar o bölgeden dostum var.

 

Sizin bu bölgelerden arkadaslarinizin olmasi ve onlarin size aktardiklariyla hic bir zaman gercek tarihi degistiremeyiz.

 

"Ha ama her bilgi açılmış mıdır?

Tabii ki hayır...

Kısıtlama elbette vardır;

Her ülkede olduğu gibi...

Fakat şimdi hangi bilginin açılmadığını bilmiyoruz değil mi?

Bilmediğimiz bir bilgi üzerine de;

"Haaa, devlet açmıyor; demek ki bir halt yemiş ki açmıyor" demek oldukça fırsatçı ve temelsiz bir düşünce.

Komplo teorisi...

Devletler halt işledikleri bilgileri değil,

Gizliliği gerektiren bilgileri saklarlar...

Gizlilik, devlet halt ettiği için değil, güvenlik ve çıkarlar için oluşturulur..."

 

Bu yorumunuzdan da belli oldugu gibi önümüze sadece devleti hakli cikartacak resmi ideolojinin arsivleri cikarilmaktadir. Gizli dediginiz arsivler aslinda kanuna aykiri olan ve katliamin nasil ve hangi basamaklar sonunda gerceklestirildiginin belgeleridir.

 

Ismail Besikci olsun veya digerleri olsun kaynaklarini okurlarina zaten kendileri söylüyorlar.

 

Bir cok yorumunuzdan da anlasildigi gibi 1980 12 Eylül fasit cuntanin amacina cok iyi ulastigi görülüyor. Yani 12 eylülcüleri bizlere armagan ettigi yeni nesillerin gecmise, ülkesine, devletine ve insanina bakis acilarini cok net görüyoruz. Bu anlamda 12 Eylülcüleri tebrik etmek isterim cünki, gercektende basta söyledikleri ve arzuladiklari yeni nesilleri yetistirmisler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tesadüfe bakin, benim hem Corum'lu hem de alevi olmam ve o bölgeyi cok iyi tanimam, sizin hangi insanlari tanidiginizi cok iyi tahmin edebiliyorum.

 

Tunceli konusuna gelince, hic kendinize sorun etmeyin yeteri kadar o bölgeden dostum var.

 

Sizin bu bölgelerden arkadaslarinizin olmasi ve onlarin size aktardiklariyla hic bir zaman gercek tarihi degistiremeyiz.

Ben de onu diyorum işte;

Senin Çorumlu bir Alevi olman

ya da çevrende Dersimli Alevilerin bulunması

Senin ve onların öznel yaşantıları

Tarihsel gerçeklikleri değiştirmiyor ne yazık ki...

 

Onu demek istiyorum;

Senin Çorumlu, başkasının Dersimli olması önemli değil...

Benim de mesai arkadaşlarım da (belki senin de yaşadığın gibi) 80 süreciyle Çorum'dan koptular.

 

O olayları yaşamış olan o arkadaşlarımın anlattıkları nasıl ki tarihi değiştirmeyecekse,

Sizinki anlatacağınız öznel yaşantılarınız da değiştirmeyecek...

Sanırım açık ve net...

 

Ben olayları tahlil ederken, kişilere bakmam...

Topluma ve sürece bakarım...

Bilimin de yaptığı budur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben olayları tahlil ederken, kişilere bakmam...

Topluma ve sürece bakarım...

Bilimin de yaptığı budur...[/b][/size][/font]

 

12 Eylülün yetistirdigi yeni nesillerdende bu beklenir. Onlar sadece "topluma, sürece,... bakar, aynen bilimin yaptigi gibi" . Evren amcaya bizlere böyle güzel nesiller yetistirdigi icin buradan tesekkürelrimi sunarim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arşivlerin açılması ile hiç bir şey değişmez. Arşivden elde edilecek ekstra bir bilgi yoktur. Olan biten biliniyor. Olan bitenin ne olduğunu sardunyam özetlemiş. Olan odur. İsyan çıkmış, isyan bastırılmış. Gayet olağan. Tüm diğer isyanlar gibi.

 

Şimdi de olması gereken gibi... Ama akıldanemiz efendimiz ne diyor? "Medya taşkınlıkları göstermesin!" Ne dahiyane fikir! Tıpkı kurban rezaletlerine alınan dahiyane önlem gibi! "Medya kurban görüntülerini yayınlamasın!"

 

Tabii tabii, halkın otobüslerine halk ve insanlık düşmanlarınca atılan molotoflarla onyedi yaşında yanarak hayatını kaybeden masum kızcağızları da saklayın, hastanede yatarken ortadan kaldırın, medya görmeden... Kimsenin haberi olmasın...

 

İnsanların açılım sürecinin sonunda birbirlerini öldürmeye başladıklarını, açılımın toplumsal bir histeriye, sivil savaşa dönüştüğünden aman medyanın ve halkın haberi olmasın! Olmasın ki bu sürecin sorumlularından hesap sormasın!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araştırdınız mı

O Ketene'dir, kenete değil...

 

Anti-terör faaliyetleri çok önemli bir yetenektir. Bu bir savunma hakkıdır. Savunma oturup gelecek olan düşmanı karşılamayı beklemek değildir. O daha yerinden doğrulmadan işini bitirmek en iyi savunmadır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O Ketene'dir, kenete değil...

 

Anti-terör faaliyetleri çok önemli bir yetenektir. Bu bir savunma hakkıdır. Savunma oturup gelecek olan düşmanı karşılamayı beklemek değildir. O daha yerinden doğrulmadan işini bitirmek en iyi savunmadır...

 

Banu Avar'ın konferansına katıldım geçtiğimiz günlerde şöyle bir şey anlatmıştı...

 

Batının ajanları yüzyıllardır Anadoluda araştırmalar yapıyorlar, bizim insanımızı araştırıyorlar bizi araştırıyorlar, bize göre programlar hazırlıyorlar, Anadolunun köylerinde kasabalarında kahvehanelere girip bakıyorlar orada öylece oturup miskin miskin televizyon izleyen, tavla ve okey oynayan adamları, tarlada akşama kadar çalışan kendi halinde kadınları görünce bunlardan korkulacak birşey olamaz... bunlar bilinçsiz insanlar diye raporlar yazıyorlar fakat konu vatan savunmasına geldiğinde onların aval aval bakan adamlar olarak tarif ettiği insanlar 57. alaylar olup çıkıyorlar, işte batı bunu hala çözemiyor dedi...

 

Ne kadar doğru değil mi? :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.