Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Hinduizm ve Budizm


Balzac

Önerilen İletiler

Hinduizm ve Budizm

 

İkisi de Hint kökenli olmasına rağmen bu dinlerin arasında çok ciddi farklar bulunmaktadır. Hinduizm tek tanrılı bir dinken, Budizm'de tanrıya yer yoktur.

Yaklaşık bir buçuk milyar (yani dünyadaki Müslümanların sayısı kadar) insanın inandığı bu dinleri ne kadar iyi tanıyorsunuz?

 

Benzerlikler

 

1) İki din de Hint kökenlidir.

 

2) İki dinde de kişinin hareketleri, düşünceleri ve geliştirdiği bilinç halleri ile kendi kaderini kendi yaratması inancı vardır. Yani iki dinde de Karma anlayışı vardır.

 

3) İki dinde de kişinin evrimini tamamlayıncaya kadar dünyaya gelmesi inancı yani yeniden doğum anlayışı vardır. (ancak işleyişi farklıdır)

 

Hinduizm’de ruh inancı vardır (Atman ya da Palice Atta) bu ruh Bhagavad Gita’nın deyişiyle: “eskiyen elbiselerimizi değiştirmemiz gibi eskiyen bedeni değiştiren” bir ruhtur yani “ruh göçü” anlayışı vardır (transmigration of soul) ve buna rahatlıkla reenkarnasyon denilebilir

 

Budizm'de ise yeniden doğumu tanımlamak için "Reenkarnasyon" ifadesi çoğunlukla kullanılmamaktadır; çünkü bu ifade sabit her şeyden apayrı bir varlığı olan ruhu çağrıştırır, “ruh göçü” (transmigration of soul) anlamına gelir bu nedenle eğer ifade kelimenin tam manasıyla alınacaksa, “Budizmde reenkarnasyon yoktur “denilebilir. "Reenkarnasyon" ifadesini Jainistler ve Hindular kullanır, Budizm'de ise insanın kendinden tamamen ayrı bir varlığı olan, değişmeyen bir ruh inancı yoktur. Budistler "reenkarnasyon" yerine basitçe "Rebirth" yani yeniden doğum demeyi tercih ederler. Bir bilardo topu kendinin aynı olan başka bir bilardo topuna çarpar ve durur… Ancak ikinci top ilk toptan aktarılan enerjiyle harekete geçer ve devinim devam eder. Buna benzer şekilde öldükten sonra kammic (karmik) nitelikler yeniden doğan kişiye aktarılır. Bu yeniden doğan kişi eskisiyle ne tamamen aynıdır ne de farklıdır.

 

Budizm’de yeniden doğum konusunda biraz daha derine inilirse aslında ortada "Ben", "Sen", "O" yoktur. Budizm'e göre en başta “ben” düşüncesi yanlış bir düşüncedir, bir yanılsamadır. "Ben" hiçbir zaman doğmadı ki "ben" hiçbir zaman var olmadı ki ölsün veya öldükten sonra yeniden doğsun. Gerçekte yeniden doğacak bir "ben" yoktur. Yeniden doğan özde "Ben" değildir karmik birikimler, yeni bir vücutta meydana gelecek olan çeşitli eğilimler, karmik niteliklerdir. Dolayısıyla an itibariyle kişinin sahip olduğu "benlik","ben" düşüncesi yerini başka "ben"lerle değiştirecek ama asla şu anki "ben" olmayacaktır aynı kişinin geçmişteki veya "bir önceki hayatındaki" "ben" olmaması gibi. Kişinin 6 yaşındaki "ben" bilinciyle 70 yaşındaki "ben" bilinci dahi farklıdır bu benlikler dahi aynı "ben" değildirler.

 

4) İki dinde de Nirvana anlayışı vardır. (Ancak kavramın anlamları biraz farklıdır)

 

Hinduizm'de Nirvana kavramı MOKŞA kavramıyla özdeşleşmiştir, bu kavram da 2 anlama gelir

 

a) Okyanustan çıkmış bir su damlasının tekrar okyanusa dönüp okyanus ile yani özüyle bir olması gibi Tanrı ruhundan çıkmış ondan bir damla olan insan ruhunun tekrar özüyle bir olmasıdır Mokşa..

 

B) Mokşa ayrıca ölümden sonra spiritüel mekandaki sonsuz mutluluğu kurtuluşu ifade eder.

 

 

Budizm'de ise Nirvana (Palice Nibbana) kavramı kelimelerle çok zor anlatılan, deneyimlemeden anlaşılması çok zor olan bir kavram olarak kabul edilir Nirvana her şeyden önce dünyadayken ulaşılan ve ölümden sonra tekrar doğuma neden olmayıp çok farklı bir boyutta ve bilinç halinde devam eden bir olgudur.Buddha nibbanayı ayrıca "sonsuz mutluluk" olarak tanımlamıştır.

 

 

5) İki dinde de, bütün hayatın ve canlıların kutsal olduğu; saygıyı, sevgiyi hak ettikleri, zararsızlık(ahimsa) ilkesi geçerlidir.

 

6) İki dinde de, meditasyon vardır.

 

7) İki dinde de, imajlar heykeller ve yüksek sembolizm vardır.

 

Farklılıklar

 

1) Hinduizm’de Tanrı inancı varken Budizm’de yoktur

 

Budizm’de Tanrı anlayışı:

 

Budizm, Tanrı inancına dayalı sistemlere tepki olarak doğduğundan dinlerdeki Tanrı ve ruh anlayışına karşı çıkar. Buddha'ya göre evreni Tanrı veya bir güç yaratmamıştır onun yerine maddesel kanunlar ve devamlılık (Anicca kavramıyla karıştırılmamalı), bütün evreni oluşturur. Doğrusunu söylemek gerekirse Budizm'de bir "yaratılış miti" bulunmaz, Budizm evrenin nasıl oluştuğu ile çok da ilgilenmez, Sutta'larda ve mahayana Sutralarında kozmogonik spekülasyonlar bulunmaz, Budistler yaratılış ve evrenin ortaya çıkması ile pek de ilgilenmezler bunu bilime bırakırlar. Ancak Budizm'in söylediği ve yöntemi şudur: A varsa B, A'ya bağımlı olarak ortaya çıkar C'de B'ye bağımlıdır ama asla A olmadan oluşamaz başka bir deyişle kendi başına kalıcı ve diğer şeylerden bağımsız HİÇBİR ŞEY yoktur, bütün fenomen ve her şey zincirin halkalarının birbirine bağlı olması gibi birbirine bağlıdır birbiri dolayısıyla birbirine bağlı olarak OLUŞUR. Buna Dependent origination da denir en başa doğru gidersek de Buddha Samantabhadra da denilen kaynağa ulaşırız. Bu, bütün fenomenin, her şeyin çözülmemiş, ayrışmamış olduğu boş olduğu bir "oluş biçimi"dir aslında "boşluk ve hiçlik" de denebilir. Asla Tanrı değildir.

 

Buddha'nın amacı, evrenin nasıl oluştuğu ile ilgili spekülasyonlar yapmak değildi, zaten yaratıcı Tanrı inancı da yoktu, bunun yerine zihnin doğasını açıkladı Buddha'ya göre içinde yaşadığımız evren bir nevi ZİHNİMİZDEDİR, evren ve materyal zaten zihnin bir yanılsamasıdır. Yanılsama da ego zihninden, "ben" düşüncesinden, duyu organlarından ve cehaletten ortaya çıkar.

 

Özet olarak Budizm’de Tanrı inancı yoktur çünkü Tanrı anlayışı Anicca ve Anatta kavramlarına terstir.

 

Hinduizm’de Tanrı anlayışı:

 

Hindular aşkın ve içkin olan her yerde var olan, hem yaratıcı hem de yaratılışın kendisi olan ve pek çok şekilde tezahür edebilen, farklı şekillerde adlandırılan, her şeyi, bütün canlıları ve evreni kapsayan, bütün canlıların kalbinde "üst ruh" olarak var olan tek Tanrı'ya inanır.

 

Hinduizm'de Tanrı yani yaratıcı vardır her yerde ve her şeydedir, insan ruhu da Tanrı'nın bilincinin çok ufak bir parçasıdır yani Tanrı okyanus ise bir insan ruhu okyanustan bir damladır.

 

Sanatana Dharma inancında özde kesinlikle birlik vardır (Rig-Veda'da ve Upanişadlarda söylenmiştir) ancak bu birlik tamamen farklı şekillerde tezahür eder, yani bu, ışığın prizmadan geçerek 7 farklı renge ayrılması gibi de düşünebilir, ışık aslında özde 1'dir ama prizmadan geçirilince bu birlik 7 farklı şekilde (renk) görünür/tezahür eder. Hinduizm'de de Brahman 1'dir (bunu Hindu metinleri söyler) ama Brahman kendini Şiva, Vişnu, Brahma şeklinde gösterebilir, bu şekilde tezahür eder. Üçü de birdir Trimurti'yi oluşturur, veya Ganesha'da özde birliğin direkt tezahür olmuş hali olarak görünebilir. "Yarı tanrı" denilen Devalar ise üstün melekler gibidirler, bu nedenle bunlar da Brahman'a eş güçte veya ona rakip olan Tanrılar değiller bunlar ancak Brahman'ın sınırlı bir yönünün tezahürüdürler. (Bu anlattıklarım Hinduizmin genel görüşü bir de daha sonraları islamdan sonra kurulun Madhva'nın Dvaita okulu var oradaki görüşler Hinduizm'in görüşlerinden biraz daha farklıdır.)

 

Yani birlik basit sayısal bir birlik olarak algılanmamalı, birlik öz'dür.Misal: denizdeki dalgalar gibi, bir mekanda bulunan aynı su(öz) çok fazla dalgaya dönüşür, yani bir çok dalga vardır ama hepsi de AYNI sudur, aynı suyun şekil değiştirmiş halidir. Denebilir ki aynı olan su pek çok dalga olarak tezahür etmiştir, Hinduizm'de de bu şekilde... ÖZ olan su Brahman'dır, "Tanrılar" denen varlıklar da sudaki dalgalar gibidir hepsi de BİR olan sudur aslında (Brahman)

 

Sonuç olarak Hinduizm’de tanrı inancı vardır ama Hinduizm "Tek tanrılı" bir din değildir, çok tanrılı bir din de değildir, panenteist bir dindir.

 

2) Hinduizm’de ruh (atman/atta) inancı varken Budizm’de “ruh yok” (anatta / anatman) anlayışı vardır.

 

3) Hinduizm daha çok mistik bir dinken ve mistik bir anlayışa sahipken Budizm felsefi bir dindir ve felsefi bir anlayışa sahiptir.

 

4) Hinduizm’de Varna (kast, doğuştan gelen sosyal gruplar) sistemi vardır Budizm’de yoktur.

 

5) Hinduizm eternalisttir, Budizm ise ne eternalist ne de annihilationisttir.

 

6) Hinduizm ile Budizm'in kutsal kitapları tamamen farklıdır.

 

7) Budizm'in bir kurucusu vardır (Buddha) Hinduizm'in ise herhangi bir kurucusu olmayıp, evren yaratılmaya başlarken ortaya çıktığına inanılır.

 

8 ) Hinduizm'de iman ve ibadet olgusu varken Budizm (Pure Land Budizmi dışında) tamamen pratiğe yönelik bir dindir.

 

9) Hinduizm'de Tanrı'dan bir şey isteme manasında dua olgusu varken Budizm'de bu olgu yoktur çünkü duaları duyacak bir tanrı yoktur, Budizm'de dua "meditasyon" amaçlı kullanılır. Budizme göre kişiyi kendinden başka kimse kurtaramaz, kişi kendi kendine ışık olmalıdır.

 

10) Hinduizm'de karma kanununu Tanrı var etmiştir, Budizm'de ise bu fizik kanunu misali, evren misali herhangi bir güç tarafından var edilmemiştir doğa kanunu gibi fizik yasaları gibi bir "kanun"dur.

 

11) Hinduizm'de Tanrı Karma kanununa sadece iyi yönde olmak üzere müdahale edebilir ama Budizm'de Karma'ya müdahale edebilecek hiçbir güç yoktur Karma kişinin tamamen kendisinin elindedir.

 

12) Hinduizm'de "dünya illüzyondur" ifadesi, "dünya hiç yoktur" anlamına gelmez, "oralarda bir yerde" bizim algılarımızın ötesinde bambaşka çok çok daha farklı bir maddesel gerçeklik vardır ama biz illüzyon sayesinde dünyanın ve evrenin şu anki halini görmekteyiz, mesela karanlıkta sıradan bir ip bize yılan gibi görünebilir yılan bu illüzyonunu ipin varlığına borçludur yani bir kaynak vardır ama biz onu illüzyon sayesinde bambaşka bir şekilde görmekteyiz, Budizm'de ise özellikle yogacahara (sadece zihin) okulunda zihnin maddeyi tamamen yoktan var ettiği inanışı vardır yani algılarımızın ötesinde bir maddesel gerçeklik de yoktur hepsi tamamen zihnin yaratısıdır.

 

Kaynak

 

BUDDHİZM İLE HİNDUİZM ARASINDAKİ BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR - 5/11/2007

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 yıl sonra...
  • 2 hafta sonra...
  • 11 ay sonra...
  • 4 ay sonra...

Müslümanım ama sağolsun ışıd ve akp müslümanlığımı sorgulamama neden oldu bi insan olarak bu gibi zihniyetlerin dayattığı yobaz tanrı inancı saçmalamaya başladı benim aklım tanrının yobaz olabileceğini almıyor mantık olarak evrenin aslında tek kaynaktan ortaya çıkan enerjinin çeşitli şekilleri olduğu düşüncesi hiçte mantıksız gelmiyor budizm sanki aşırı modern bir din gibi adamlar evreni ve enerjiyi anlatıyor resmen, enerjinin yok olmadığını düşünürsek insanda bir enerji olduğuna göre yeniden doğumda mantıksız değil tanrı vardır veya yoktur buda mantıksız değil

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...
  • 1 yıl sonra...

İslamın yanlış yaşayanlar yüzünden din yanlış bir şekilde algılandı.Arap gelenekleri ve dinde olmayan uygulamalar dinmiş gibi lanse edildi.Din dezenformasyona uğratıldı.Bidat ehli kafaları buşandırdı.Günümüz şehir insanı öyle bir sıkıştırıldı ki,İslami kabul etmek terörizmle eş tutuldu.İnsanlar sonunda çareyi mantık algılarını değiştirmekte buldu.Ortalık nihilistlere kaldı.Teşekkürler buda sen olmasan ne yapardık!

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 ay sonra...

Bunların hepsi bozulmuş tek tanrılı bir dinden kalan mistizmlerdir. Bu gün islamdan da kuranı sünneti alırsan bir iki yüz yıl sonra sufizm hinduizm'e döner. kaynak birdir ama bozulmuştur. denge şarttır ne işid kafası nede saf mistizm. orta yoldadır hidayet, Hinduzm'e sarılacağınıza gidin bir mürşidi kamile sana rağmen seni sana bildirsin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Hinduizm sıradan, diğer dinlerden ayırt edici önemli bir özelliği olmayan bir dindir. Dikkate alınacak, bakın şu özelliği diğer dinlere göre çok farklı ve dikkat çekici denecek bir yanı yoktur. 

Ama Budizm öyle değildir. Budizm tanrısız bir dindir. Ölümsüz ve maddi bedeni olmayan varlıklar inancı vardır ama bunlar öyle çok güçlü filan olarak düşünülmezler. İyi insan ruhlarının iyi biçimlere reenkarne olacakları hatta en iyilerin tanrılar olarak reenkarne olacakları inancı ile bir mükafat sistemi geliştirilmiştir. Ceza da tabii kötü reenkarne olmak oluyor. 

İlginç olan, kimin nasıl reenkarne olacağına yargılayıp karar veren bir tanrının olmayışı, bunun evrim gibi doğal bir süreç biçiminde çalıştığı inancı. Yani ruh gelişmemişse sıçrayamıyor ölümde, düşüyor. Ruhu geliştirmek, sıçramasını sağlamak için olgunlaşmasını sağlamak gerekiyor. Ahlak anlayışını da bu şekilde geliştirmiş bir dindir. 

Bu özellikleriyle dünyadaki bütün diğer dinlerden farklı bir gelişmişlik sergileyen bir dindir. İyi düşünülmüş bir kurgusu var. Yasak meyveyi yiyen cennetten kovulan ve şeytanla denenen insan varsayımı filan bunun yanında çok gülünç ve ilkel bir öne sürüm. Bu çok kötü bir kurgu yani, Budizmin kurgusu bunun yanında çok gelişmiş ve ileri bir düşün ürünü.

Ateist olmasam Budist olurdum derim. Yani şöyle, bir işim görülecek bir evrak doldurmam gerekiyor, illa bir dini usulen de olsa yazmak zorundasın yoksa işin görülmez diyorlar şeklinde varsayımsal bir durum oluşsa e iyi madem Budist yazın derdim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.