Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Evrendeki Sır Güç: Kara Enerji


selamgeneral

Önerilen İletiler

EVREN NEDEN HIZLA GENİSLİYOR? BUNUN SEBEBİNİN HAYAL BİLE EDEMEYECEĞİMİZ BÜYÜKLÜKTE BENZERSİZ BİR ENERJİ ŞEKLİ OLDUĞU İLERİ SÜRÜLÜYOR

Büyük bir hızla genişleyen evrenin Big Bang denilen büyük bir patlamanın sonucu ortaya çıktığı anlaşılmış bulunuyor. Evreni oluşturan yüzmilyarlarca galaksi ve herbirini oluşturan yüzmilyarlarca yıldız bir ivmeyle birbirlerinden uzaklaşmakta ve evren daha da genişlemekte. Yıldızları birbirinden artan bir hızla uzaklaştıran bir enerjinin olduğunu saptayan bilimadamları bu devamlı var olan gücü "kara enerji" diye adlandırıyorlar. "Kara" diye tabir ediliyor çünkü tam olarak ortaya koymak imkansız. Aynı zamanda bir "enerji", çünkü madde olarak tanımlanamıyor.

 

Yapılan "mikro dalga fon" ölçümleri uzayın yassı şekilde olduğunu gösterdi. Ancak bu veriler uzaydaki madde miktarı ölçümleri ile uyuşmamakta.Yani uzayın yassı olması için gerekli olan madde uzayda mevcut değil. Gerekli olanın sadece üçte biri var. Weinberg ve diğer bilim adamları, madde oranı ve mikrodalga bulguları arasındaki uyumsuzluğu, bilinmeyen itici bir kuvvetin varlığı ile açıklayabileceklerini düşünüyorlar. İşte bu kuvvete kara enerji adını veriyorlar. Bu yeni bulguyu Nobel ödüllü fizikçi Steven Weinberg "astronominin en temel keşfi" olarak adlandırıyor. Bu devamlı güç, evrenin artan bir hızla genişlemesine sebep olan ivmeyi sağlıyor.

 

Ancak bilim adamlarını yaptıkları hesaplar hayret verici büyüklükte bir güç tanımlamakta. Nitekim buldukları kuvvetin değeri 10120 yani 1 sayısının yanına 120 tane sıfır gerektiren akıllara durgunluk veren bir sayı. Turner bu durumu "doğru olamaz" diye nitelendiriyor ve ilave ediyor "çünkü eğer doğru olsa idi bu kadar hızlı genişleyen bir evrenden dolayı burnumuzun ucunu bile göremezdik."

Açıkça evrende hakim olan muazzam gücün varlığına şahit olan bilim adamları hayretlerini gizlememekteler. tanımlanabilen belli bir amaca yönelik böyle büyük bir gücün sahipsiz olduğunu iddia edecek kimse bulunmuyor. Çünkü tüm evrene hakim olan bu kuvvet beraberinde yıldızları ve galaksileri de bir düzen içinde tutuyor, dengeyi sağlıyor. Kuşkusuz böyle olağanüstü bir kuvvetin kontrolü, herşeye hakim, sınırsız güce sahip Yüce bir Varlık sayesinde mümkün olabilir. Elbette ki, Dünyayı ve tüm evreni yaratan, azim olan Allah, bize kendini yeni keşiflerle tanıtıyor.

 

Çok Karanlık Enerji(Very Dark Energy), Karen Wright, DISCOVER Vol. 22 No. 3 (Mart 2001).

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"çünkü eğer doğru olsa idi bu kadar hızlı genişleyen bir evrenden dolayı burnumuzun ucunu bile göremezdik." [/b]

Açıkça evrende hakim olan muazzam gücün varlığına şahit olan bilim adamları hayretlerini gizlememekteler. tanımlanabilen belli bir amaca yönelik böyle büyük bir gücün sahipsiz olduğunu iddia edecek kimse bulunmuyor. Çünkü tüm evrene hakim olan bu kuvvet beraberinde yıldızları ve galaksileri de bir düzen içinde tutuyor, dengeyi sağlıyor. Kuşkusuz böyle olağanüstü bir kuvvetin kontrolü, herşeye hakim, sınırsız güce sahip Yüce bir Varlık sayesinde mümkün olabilir. Elbette ki, Dünyayı ve tüm evreni yaratan, azim olan Allah, bize kendini yeni keşiflerle tanıtıyor.

 

Tanrıyı karanlık enerjinin neresinde gördüğünüzü de söyleyin de bilelim.. Bırakın karanlık enerjiyi, evrenin işleyen çarklarının neresindedir tanrı?

 

"Bak kuş... Uçuyor, demek ki tanrı var." demekten bir farkı yok.

 

"Burnumuzun ucunu göremezdik" ifadesi çok yersiz olmuş... Evren milyarlarca yıldır genişliyor, bir bakın bakalım Mars ile Dünya arasındaki mesafe ne kadar değişmiş? Son ölçümlere göre evrenin genişlemesi her milyon parsekte (326 milyon ışık yılı) saniyede 74,2 kilometre hızlanıyor. Ancak Güneş sistemi içerisindeki mesafelerde değişen bir şey yok.

 

Evrenin mekanizmalarının açıklaması içerisinde asla bir tanrıya yer yoktur. Vazgeçin artık şu mantıksızlıktan..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Bak kuş... Uçuyor, demek ki tanrı var." demekten bir farkı yok.

 

Güzel örnek vermişsin. Bugün bir uçağı tasarlamak için binlerce mühendisin biraraya gelip 10 larca denemeden sonra bir uçağı meydana getirdiklerini üstelik alınan tedbirlere rağmen uçakların bi şekilde arıza yapıp düştüklerini biliyoruz. Siz hiç uçarken yere çakılan kuş gördünüz mü?

 

Bir şahin 400 km hızla avına dalışa geçerken yere bir metre kala yaptığı kusursuz manevrayı ne ile açıklayabiliriz? 25c basınçta gözlerine bir toz tanesi çarpsa bütün beyni darmadağın olacakken 2. bir koruyucu şeffaf kapağın olmasına ne ile cevap verebiliriz? Elbetteki seninde dediğin gibi "kuş uçuyor demekki Allah var".

 

Bu kusursuz sistemlerin tek sahibi yerin göğün ve ikisi arasında bulunan herşeyin sahibi Yüce Allah'tır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir şahin 400 km hızla avına dalışa geçerken yere bir metre kala yaptığı kusursuz manevrayı ne ile açıklayabiliriz? 25c basınçta gözlerine bir toz tanesi çarpsa bütün beyni darmadağın olacakken 2. bir koruyucu şeffaf kapağın olmasına ne ile cevap verebiliriz?

Evrim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Güzel örnek vermişsin. Bugün bir uçağı tasarlamak için binlerce mühendisin biraraya gelip 10 larca denemeden sonra bir uçağı meydana getirdiklerini üstelik alınan tedbirlere rağmen uçakların bi şekilde arıza yapıp düştüklerini biliyoruz. Siz hiç uçarken yere çakılan kuş gördünüz mü?

 

Yere çakılanı bilmiyorum ama uçamayan bir sürü kuş olduğunu biliyorum. Mühendislik açıdan bakarsak, insanların senin tanrından teknolojik olarak daha ileride olduğuna kuşku yok. Örneğin ben size ses hızını aşabilen pek çok uçak sayabilirim ama sen bana bu hıza ulaşabilen tek bir kuş sayamazsın.

 

Bu kusursuz sistemlerin tek sahibi yerin göğün ve ikisi arasında bulunan herşeyin sahibi Yüce Allah'tır.

 

Evrende hiç bir şey kusursuz değildir. Siz evrendeki herşeyi tornadan çıkmış zannediyorsunuz. Oysa kusur aramak isterseniz, canlıların pek çoğunun morfolojik olarak kusurlu olduğunu görebilirsiniz. Örnek mi? Sana uçamayan kuş var diyorum; daha ne diyeyim?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yere çakılanı bilmiyorum ama uçamayan bir sürü kuş olduğunu biliyorum. Mühendislik açıdan bakarsak, insanların senin tanrından teknolojik olarak daha ileride olduğuna kuşku yok. Örneğin ben size ses hızını aşabilen pek çok uçak sayabilirim ama sen bana bu hıza ulaşabilen tek bir kuş sayamazsın.

Evrende hiç bir şey kusursuz değildir. Siz evrendeki herşeyi tornadan çıkmış zannediyorsunuz. Oysa kusur aramak isterseniz, canlıların pek çoğunun morfolojik olarak kusurlu olduğunu görebilirsiniz. Örnek mi? Sana uçamayan kuş var diyorum; daha ne diyeyim?

 

 

Bak Allah' ın varlığına inanmayan bilim adamlarından konuya açıklık getirelim istersen.. Senin biraz eğitime ihtiyacın var..

 

Prof. Fred Hoyle (Cambridge Üniversitesi'nden İngiliz matematikçi ve astronom):

 

Aslında, yaşamın akıl sahibi bir varlık tarafından meydana getirildiği o kadar açıktır ki, insan bu açık gerçeğin neden yaygın olarak kabul edilmediğini merak etmektedir. Bunun (kabul edilmeyişin) nedeni, bilimsel değil, psikolojiktir.1

 

Paul Davies (Avustralya'daki Adelaide Üniversitesi'nden ünlü matematiksel fizik profesörü):

 

Evrende nereye bakarsak bakalım, en uzaktaki galaksilerden atomun derinliklerine kadar, bir düzenle karşılaşırız... Bu düzenli, özel evrenin merkezinde "bilgi" kavramı yatmaktadır. Yüksek derecede özelleşmiş olan ve organize edilmiş bir düzenleme sergileyen bir sistem, tarif edilebilmek için çok yoğun bir bilgi gerektirir. Ya da bir başka deyişle bu sistem yoğun bir "bilgi" içermektedir...

 

Bu durumda çok merak uyandırıcı bir soru ile karşı karşıya geliriz. Eğer bilgi ve düzen, sürekli olarak yok olmaya yönelik doğal bir eğilime sahiplerse, Dünya'yı çok özel bir yer kılan bütün o bilgi ilk başta nereden gelmiştir? Evren, zembereği yavaş yavaş boşalan bir saate benzemektedir. Öyleyse ilk başta nasıl kurulmuştur?2

 

Hesaplamalar evrenin genişleme hızının çok kritik bir noktada seyrettiğini göstermektedir. Eğer evren biraz bile daha yavaş genişlese çekim gücü nedeniyle içine çökecek, biraz daha hızlı genişlese kozmik materyal tamamen dağılıp gidecekti. Bu iki felaket arasındaki dengenin ne kadar "iyi hesaplanmış" olduğu sorusunun cevabı çok ilginçtir. Eğer patlama hızının belirli hale geldiği zamanda, bu hız gerçek hızından sadece 1/1018 kadar bile farklılaşsaydı, bu gerekli dengeyi yok etmeye yetecekti. Dolayısıyla evrenin patlama hızı inanılmayacak kadar hassas bir kesinlikle belirlenmiştir. Bu nedenle Big Bang herhangi bir patlama değil, her yönüyle çok iyi hesaplanmış ve düzenlenmiş bir oluşumdur.3

 

Fizik kanunları çok üstün bir dehanın ürünü gibi görünüyor... Evrenin bir amacı olmalı.4

 

Çok küçük sayısal değişikliklere hassas olan evrenin şu andaki yapısının, çok dikkatli bir bilinç tarafından ortaya çıkarıldığına karşı çıkmak çok zordur... Doğanın en temel dengelerindeki hassas sayısal dengeler, kozmik bir tasarımın varlığını kabul etmek için oldukça güçlü bir delildir.5

 

Evrenin başlangıcı hakkındaki son bulgular, genişlemekte olan evrenin, hayranlık uyandırıcı bir hassasiyetle düzenlenmiş olduğunu ortaya koymaktadır.6

 

Eğer doğanın derinliklerinde gerçekleşen işlerin kompleksliği, dünyanın en zeki beyinleri tarafından bile zor anlaşılıyorsa, bu işlerin sadece birer kaza, birer kör tesadüf eseri olduğunu nasıl düşünebiliriz?7

 

kaynak..

1.Fred Hoyle-Chandra Wickramasinghe, Evolution from Space, New York, Simon & Schuster, 1984, s.130

2. Paul Davies, "Chance or Choice: Is the Universe an Accident?", New Scientist, vol. 80, 1978, s. 506

3. Paul Davies, Superforce: The Search for a Grand Unified Theory of Nature, 1984, s. 184

4. Davies, P. 1984. Superforce: The Search for a Grand Unified Theory of Nature. (New York: Simon & Schuster, 1984), s. 243

5. Paul Davies. God and the New Physics. New York: Simon & Schuster, 1983, s. 189

6. Paul Davies. The Accidental Universe, Cambridge: Cambirdge University Press, 1982, Önsöz

7. Paul Davies, Superforce, New York: Simon and Schuster, 1984, s. 243

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak Allah' ın varlığına inanmayan bilim adamlarından konuya açıklık getirelim istersen.. Senin biraz eğitime ihtiyacın var..

 

Belli ki H.Y ve şürekası seni iyi eğitmişler, bayağı evcilleşmişsin..

 

Arkadaşım bu işler senden yapmanı istedikleri gibi terlik getirmeye benzemez.. Biz onbinlerce sayfa kitabı, içeriği hakkında hiç bir malumatı olmayan "copy-paste" cilerle aşık atalım diye okumadık. Gidersin, doğru kaynaklardan doğru bilgileri alırsın, sonra da gelir burada paylaşırsın. Yine de "tanrı vardır" dersen, biz de sana karşıt argümanlarımızı sunarız. Ama "Kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandırdığı, dolandırdığı" defalarca ifşa edilmiş birinin uydurmalarıyla gelenlere ayıracak zamanımız yok artık.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Belli ki H.Y ve şürekası seni iyi eğitmişler, bayağı evcilleşmişsin..

 

Arkadaşım bu işler senden yapmanı istedikleri gibi terlik getirmeye benzemez.. Biz onbinlerce sayfa kitabı, içeriği hakkında hiç bir malumatı olmayan "copy-paste" cilerle aşık atalım diye okumadık. Gidersin, doğru kaynaklardan doğru bilgileri alırsın, sonra da gelir burada paylaşırsın. Yine de "tanrı vardır" dersen, biz de sana karşıt argümanlarımızı sunarız. Ama "Kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandırdığı, dolandırdığı" defalarca ifşa edilmiş birinin uydurmalarıyla gelenlere ayıracak zamanımız yok artık.

 

 

seninde dikkatini çekti mi ben bilimsel bir konuya bilimsel bir cevap verirken.. sen hikaye anlatıyorsun :) eğer bilimsel veriler olursa ve kaynağı olursa yazdıklarının cevap veririm. Böyle devam edersen cevap vermeyeceğim. Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

benim hic anlamadigim: birileri niye durup dururken kalkar da "bakın su soyle bu boyle o zaman allah var" gibi tespitlere gerek duyar. varsa, sen de buna inaniyorsan sorun yok ortada. bize ne ki birilerinin icindeki allah var mi yok mu hezeyanlarindan? asıl sorun surda basliyor: neden hic bir bilimsel basariya imza atmamis, ortada hic bir bilimsel uretimi olmayan bazi sahislar kalkar da ustelik bilimin ne demek oldugunu bile bilmeden, dinin dogrulugunu ispat icin bilimin ipine sarilir. eger bilimden en azindan bir universite mezunu kadar dahi bir hisse kapilmis olsaydi bilimin hic bir seye desteklik olarak kullanilmayacagi, bilimin bilgisinin mutlak doğru değil de uyarlamali doğru olduğu, bilimin su an simsiki sarildigi teorileri bile surekli gozden gecirip daha kapsamlisina gorunguleri daha mukemmel aciklayabilenine dogru gidip durdugu ve bu gidisin asla durmayacagi anlasilirdi.

 

eger bilimsel bilgi dini ispat icin kullanilirsa ve bilim ileride bir tarihte "sunu yanlis soylemisiz yeni bulgularimiz otekini destekliyor" derse o zaman din ne yapacak? yani yarin iki bilim insani da cikar yok evren genislemiyormus daraliyormus derse ne diyeceksin.(bu bir faraziye, ornek olsun diye soyledim) cunku bilim yanlis bilgi uretmisse bunu ortbas etmez ortaya cikarir. bunu ortaya cikaran bilim insani da afaroz edilmez, odullendirilir. bilim bu kadar seffaf ve olabildigince objektiftir.

 

hulasa bilimin siyasete dine veya baska bir -izm'e ispat olarak kullanilmasi dogru degildir. isteyen inanir, isteyen inanmaz. bu durum bilimin aciklik getirebilecegi kapsama girmiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.