Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Jazz


Misafir S.e.t.h

Önerilen İletiler

Caz (Jazz) Müzik

 

Caz, Afrika'dan getirilen kölelerin ABD' nin güneyindeki pamuk tarlalarında ve demiryollarında çalışırken söylediği şarkılardan doğdu. Çalışırken söylenen bu şarkılar bir yandan çok kötü koşullarda yaşamak ve çalışmak zorunda bırakılan kölelerin duygularını dile getirirken, öte yandan da belirli bir çalışma temposu sağlıyordu. Batı kültürüne bütünüyle yabancı bu şarkılar, insan sesinin tüm esnekliğinin ve çeşitliliğinin kullanıldığı blues müziği geleneğinin doğmasına yol açtı.

Caz 1900'lerin ilk yarısında Siyahlar ile beyazların bir arada yaşadığı New Orleans'ta gelişti. Siyahlar arasında müziğin çok önemli bir yeri vardı. Doğum, cenaze törenleri, düğünler ve her türlü kutlama, basit ama güçlü bir müzik eşliğinde yapılıyordu. Bu müziği yapan topluluklar önceleri yalnızca trombon, trompet ve klarnet çalarken, daha sonraları kapalı yerlerde, lokantalarda, dans salonlarında müzik yapmaya ve değişik çalgılar kullanmaya başladılar. Dönemin ilk caz müziği örnekleri, senkop denilen aksak ritmiyle bilinen ragtime; hüzünlü ve ağır tempolu blues; Siyahlar'ca kilise ayinlerinde söylenen ilahilerdir.

Bu topluluklar genellikle davul, piyano, banço, trompet (ya da kornet), trombon ve klarnetten oluşuyordu. Bazen melodinin ritim bölümünü sağlayan ilk üç çalgıya tuba ekleniyordu. Daha sonraları, tuba yerine kontrbas, banço yerine de gitar çalınmaya başlandı. Melodinin ritmini cazın ana öğesi olan temel vuruş oluşturuyordu. Öteki çalgıcılar da, be­lirli bir tema ya da melodi çerçevesinde, müziği yorumlayarak doğaçtan çalıyorlardı. Henüz solo geleneğinin yerleşmediği bu dönemde, melodiyi kuran trompetçi, tromboncu ve klarnetçi hem birbirleriyle ilişkili, hem de bağımsız olarak doğaçtan, serbest bir biçimde çalarlardı. Günümüzün büyük caz topluluklarının çoğunda, melodiyi kuran bölüm en çok 14 çalgıdan oluşur; doğaçlama ise yalnızca soloyla sınırlandırılmıştır.

 

Caz Üsluplarının Gelişimi

New Orleans'ın çok çeşitli müzik türlerinin birbiriyle kaynaşması sonucunda "New Orleans Üslubu" denilen müzik ortaya çıktı. Beyazların daha düzgün armoniler ve melodilerle bu üslubu taklit ederek geliştirdikleri müzik ise dixieland olarak tanınırdı. Ama dixieland Siyahlar'ın müziğindeki yaratıcılık ve canlılıktan yoksundu. Piyanist Jelly Roll Morton (1885–1941) ve kornet ustası Joseph King Oliver (1885–1938) New Orleans üslubunun ilk öncüleriydi. O dönemde kurulan topluluklar çoğunlukla piyanist Scott Joplin' in (1868–1917) bestelerinden oluşan ragüme' lardan başka, blues ve marşlar da çalıyorlardı.

Bu ilk topluluklar kendi aralarında doğaçlama yapan bazı müzikçilerce oluşturulmuştu. Caz tarihinin en büyük trompet ustası Louis Armstrong (1900–71) caz müziğinde solo geleneğinin yerleşmesini sağladı. Klasik New Orleans üslubunun katı grup geleneğini kıran Armstrong, yetkin sololarıyla yeni renkler kattığı caz müziğini, uluslararası bir dile dönüştürdü. Piyanist Earl Hines (1905–83), saksofoncu Sidney Bechet (1897–1959) ve tromboncu Jack Teargarden (1905–64) caz müziğinin solo ustaları olarak ün kazandılar.

1920'lerde kornetçi Bix Biederbecke, klarnetçi Benny Goodman ve 1934–39 yılları arasında caz müziğini Avrupa'ya tanıtan ilk müzikçilerden tenor saksofoncu Coleman Hawkins caz tarihini etkileyen önemli sanatçılardı. 1920'lerin başında kurulan New Orleans Rhythm Kings, King Oliver, Jelly Roll Morton, piyanist Fletcher Henderson ve Paul Whiteman'ın kurduğu büyük caz toplulukları yazılı nota kullanmaya başladılar. Bu topluluklar daha sonraları swing olarak bilinen üslubu geliştirdiler.

Swing'de belirli bir kompozisyon temel alınarak, bölümler kontrpuanla birbirlerine karşı çalınarak bir tür "müzikli sohbet" kuruluyordu. Swing 1930'larda Benny Goodman (1909–86), Count Basie (1904–84), Artie Shaw (doğumu 1910) ve caz tarihinin en önemli müzikçilerinden Duke Ellington (1899–1974) tarafından doruğa ulaştırıldı. Caz o dönemde dans salonlarının başlıca müziğiydi. Ne var ki, cazın 1930'ların sonunda ticari yanı ağır basan bir müziğe dönüştürülmesi swing döneminin sonu oldu. Swing döneminde bir yandan büyük orkestralar yaygınlaşırken, öte yandan da piyanist Art Tatum (1910–56), trompetçi Roy Eldridge (doğumu 1911) ve tenor saksofoncu Lester Young (1909–59) caz müziğine solo doğaçlamanın yerleşmesini sağladılar.

1930'lar ve 1940'larda üne kavuşan öteki müzikçiler, vibrafoncu Lionel Hampton (doğumu 1913), saksofoncu Johnny Hodges (1906–70) ve Coleman Hawkins'di (1904–69). 1940'larda, dans etmek yerine yalnızca dinlemek üzere yeni bir caz türü geliştirildi. Modern caz hareketinin ilk öncülerinden olan Bebop ya da kısaca Bop, saksofoncu Charlie Parker (1920–55) ve trompetçi Dizzy Gillespie (doğumu 1917) ile başladı. Bebop son derece hızlı çalınan ve gereksiz notalardan arındırılmış melodilerden oluşuyordu. Bebop sonrası caz müziğinde yoğun bir arayış dönemine girildi. Trompetçi Miles Davis (doğumu 1926), saksofoncu Stan Getz (doğumu 1927) piyanist Thelonious Monk (1917–82) ve Dave Brubeck (doğumu 1920) öncülüğünde cool jazz üslubu gelişti. Cool jazz'da daha önceki coşkulu, hızlı ve sert tonlar, "soğuk" denebilecek ölçüde dingin ve ağır bir biçime dönüştü. 1959–60 yıllarında alto saksofoncu Ornette Coleman (doğumu 1930) ve John Coltrane (1926–67) armoni, ölçü ve ton kurallarını reddederek, tümüyle kuralsız doğaçlamaya dayalı free jazz (özgür caz) akımını başlattılar.

1950–60 yılları arasında yoğunlaşan arayış dönemindeki öbür gelişmeler Modern Caz Dörtlüsü, Bili Evans (1929–80) ve Gil Evans'ın (1912–88) katkılarıyla gerçekleşti.

1970'lerde caz müziği elektronik aletlere yönelmeye başladı. Aynı dönemde Chick Corea (doğumu 1941) synthesizer, akustik ve elektrikli piyanoyla çaldığı parçalarda olağanüstü tekniğiyle ün kazandı. Piyanist Keith Jarret (doğumu 1945) caz müziğini senfonik müziğe yaklaştıran doğaçlamalarıyla birçok caz piyanisti üzerinde etkili oldu.

Caz müzikçilerinin çoğunun ABD kökenli olmasına karşılık, caz müziği tüm dünyada yaygınlık kazanmıştır. Fransa'dan kemancı Stephane Grappelli ve gitarist Django Reinhardt Avrupa ülkelerinin yetiştirdiği önemli caz müzikçileri arasındadır. İngiltere'den Ken Collier, Kenny Ball, Chris Barber, Monty Sunshine ve John Dankvvorth, İsveç'ten Jan Garbarek önde gelen caz müzikçileridir.

 

Caz Şarkıcıları

Cazda müzik aletleri kadar insan sesi de önemlidir. İlk sesli film 1927’de çekilen, başrolde Al Jolson'un (1886–1950) oynadığı The Jazz Singer'dır ("Caz Şarkıcısı"). Caz şarkıcılarının çoğu kadındır. 1920–30 yılları arasında "blues kraliçesi" olarak ünlenen Bessie Smith (1898–1937) ses ve yorumuyla caz tarihinin unutulmaz adları arasına girmiştir. 1930'larda ve 1940'larda sesinin olağanüstü anlatım gücüyle ünlenen Billie Holiday (1915–59) ve Sarah Vaughan (doğumu 1924) öbür önemli şarkıcılardır. Ella Fitzgerald (doğumu 1918) sesinin az rastlanır yumuşaklığı ve yetkin tekniğiyle dünya çapında ün kazanmıştır.

Ülkemizde ise, 1953'te profesyonel olarak caz müziği çalmaya başlayan davulcu Erol Pekcan, ilk caz şarkıcısı Sevinç Tevs, besteci Arif Mardin caz müziğinin tanınmasını ve yaygınlık kazanmasını sağlayan öncülerdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 yıl sonra...

                                                                                Jazz Müziğin Tarihçesi 

 

800px-Slave_dance_to_banjo,_1780s.jpg

Caz pek çok farklı insanların mirasından oluşmaktadır. 1800′ler de Amerika’nın güneyinde müzik Afrika kökenli kölelerin yaşam alanlarında hayatın ayrılmaz bir parçasıydı. Kutlamalarda, yaslarda, eğlencelerde, çalışırken ve bu müzik Avrupa-Amerika geleneksel müziği ile harmanlanarak blues, ragtime ve diğer müzik formlarını yarattı.

İlk ortaya çıkışından şimdiye dek, caz 19 ve 20. yüzyıl Amerikan popüler müziğinden etkilenmiştir. Caz terimi ilk batı kıyısında ortaya çıkmış ve Chigago’da 1915’lerde yapılan müziği tanımlamak için kullanılmıştır. Bu zamandan öncede caz New Orleans’ta yapılsa da caz ismi ile adlandırılmamaktaydı.

Caz’ı tanımlamak oldukça zor çünkü Ragtime’dan günümüz Fusion akımlarına kadar değişkenliklere dayanır. Belki de onu bir sanat müziği formu olarak tanımlayabiliriz Amerika kökenli ama siyahların Avrupa müziği ile karşı duruşlarıyla şekillenen bir form olarak.

734px-Virginia_Minstrels,_1843.jpg

Köken
1800′lerin başında Amerika’ya yüz binlerce Afrikalı köle getirilir, bunların çoğu batı Afrika kökenli olup kendi müzik geleneklerini de beraberlerinde getirirler. 1843’e dek New Orleans’da Afrika dans ve davullarının olduğu festivaller düzenlenir tıpkı benzerlerinin New York ya da New England’ta yapıldığı gibi. Afrika geleneksel müziği Avrupa tarzı armoni içermez , tek seslidir.

19 uncu yüzyılın başlarında Avrupa sazlarını çalmayı öğrenen siyah müzisyenlerin sayısı artmaktadır. Sonuçta Güney Amerika, Karayip ve diğer köle melodileri salon müziği olarak piyano ile icraya başlanır. Siyah köleler “harmonik” tarzları da öğrenerek kendi müzikleri ile harmanlarlar

1890-1910 arası (Ragtime)
1800′lü yılların sonunda Güney Amerika’da Ragtime cazın gelişimine katkıda bulunan erken müzik tarzlarından biriydi. Ragtime tamamen piyano için bestelenirdi. Piyanist sol eliyle sabit olarak “boom-chic” bas ve akorları, sağ eliyle de ritmi değiştirerek çalardı bu ragging diye tanımlanırdı, belki de ragtime buradan gelmektedir. Bu tazın önde gelenleri yandaki Scott Joplin (resmi altta), Artie Mathews ve James Scott idi.

Blues
Ragtime gibi Blues‘da caz müziğin gelişimine katkıda bulunan önemli bir tarzdır. Etkileyici ve vokal geleneğine bağlı Blues parçaları 20′inci yüzyıl başındaki Afro-Amerikan insanların duygu ve hikayelerini anlatır.

Blues sadece bir müzik türü değildir aynı zamanda o zamanki Afro-Amerikalıların hayat biçimidir. Blues yorumcuları gitar ya da gitar, piyano, mızıka eşliğinde söylerler.

Bolden_band.gif

1917-1920 (Dixieland)
1910 yılların sonu ve 20’li yılların başında New Orleans’ta Blues ve ragtime diğer geleneksel yerel grupların ve diğer pek çok unsurun etkisiyle adına Dixieland denen caz tarzı doğdu ki bu geleneksel caz ya da New Orleans cazı olarak da bilinir. Caz büyük popülarite kazandığı için kuzeyde New Orleans’tan Chigago’ya , New York, Kansas ve orta kesimde Midwest’ten Kaliforniya’ya yayıldı.

Dixieland adı New Orleans’lı bir grup olan The Original Dixieland Jazz Band‘ten gelir. Grup bu tarz ilk çalışmayı 1917’de yapmıştır ve plak çok popüler olup uluslar arası tanınmıştır.

Dixieland caz gruplarının ortak enstrümanları trompet, kornet, klarnet, saksafon ve trombondur. Ritm kısımları ise banjo, piyano, davul, yaylılar ya da tumba ile çalınır. Bu tarz genellikle enstrümantal olarak icra edilir.

Dixieland cazının büyük ustaları içinde trompette Louis Armstrong ve Bix Beiderbecke, piyanoda Jelly Roll Morton, trombonda Edward ”Kid” Ory, klarnette Sidney Bechet ve grup lideri olarak tabii ki trompette King Oliver ilk akla gelenlerdir.

1920‘ler (Erken Big Band Müzik)

1920’lerde Dixiland cazın yükselişiyle 10 müzisyen ya da daha fazlasından oluşan orkestralarla icra şeklinde yeni bir tarz doğdu. Bu orkestralar Big Band olarak adlandırıldı. Bunlar klarnetten çok saksafona dayalı idiler.
Yukarıda Big Band orkestralarının tipik oturum şablonu görülmektedir

Tüm enstrümantasyon üç gruba ayrılmıştı; pirinç grubu (trompet ve trombonlar), nefes grubu (saksafonlar ve kimi zaman klarnet) ve ritm grubu ( piyano, bas, davul, gitar ve daha sonraları vibe) Genelikle Big Band aranjmanları “Standard” bir formu takip eder.

1. Melodi tüm orkestra tarafından ahenk içinde çalınırdı; 2. Sololar melodinin özünü ve akorları çalardı.

Big Band orkestraları tarafından çalınan müzik Swing olarak adlandırıldı, bu insanların rahatça dans edebileceği bir tarzdı. Bu tarz hemen hemen 20 yıl popüler oldu ve Swing 1940’ların ortalarına dek ulaştı. Bu süre zarfında yüzlerce orkestra ABD’de çaldılar. Kimi zaman vokalist ile olmak üzere klasikler ortaya çıkardılar. En önemli orkestralar içinde ilk akla gelenler Duke Ellington, Benny Goodman, Fletcher Anderson orkestralarıdır.

Jazzing_orchestra_1921.png

1930‘lar–1940’lar (Big Band patlaması)
Big Band müziği büyük durgunluk ve yaklaşan ikinci dünya harbine karşın 30’lar ve 40’larda popülaritesini arttırdı. Müzisyenler bar ve kulüplerde saatlerce süren performanslar sergilediler. Radyonun yayılması Big Band müziğini insanların evlerine dek ulaştırdı.Big Band patlaması büyük ustalarında orkestralarda yan yana çalmalarını sağladı. Örnek vermek gerekirse klarnetçi Benny Goodman, tromboncu Tommy Dorsey, klarnet ve saksafoncu Jimmy Dorsey, tromboncu ve aranjör Glenn Miller (resmi yukarıda), piyanist ve besteci Duke Ellington ve daha pek çoğu, tabii eşlik eden usta yorumcuları da unutmamak gerek destansı Billie Holiday, diva Ella Fitzgerald, Bing Crosby, Frank Sinatra gibi.

1940‘lar–1950’ler ( Bebop)
Bebop tarzı Big Band’e büyük bir tezat olarak 1940’larda çıktı. Bu tarz ufak müzisyen gruplarınca icra edilirdi; 4 ya da 6 müzisyen. Ufak gruplar daha fazla solo imkanı müzisyenlere tanı-yordu. Müziğin kendisi çok komplike melodi ve akorlar-dan oluşuyordu, Bebop daha çok dinlemeye yönelik dansa uygun olmayan bir tarz idi.

Bebop’un gelişmesine trompetçi Dizzy Gillespie ve alto saksafoncu Charlie Parker ön ayak olmuştur. Düzenli tarz Big Band müziği aksine düzensiz uzun ve kombine swing tarzı melodiler ortaya koymuşlardır.

Diğer akla gelen Bebop ustaları saksafoncu Sony Stitt, Dexter Gordon, gitarist Kenny Burrel, Tal Farlow, piyanist Oscar Peterson, Bud Powell, Thelonius Monk, basçı Charles Mingus‘tur.

Cool Jazz:
1940’larda pek çok farklı tarz aynı anda ortaya çıkmıştır. Cool Jazz 40’ların sonunda Bebop ile aynı zamanda ortaya çıkar ve yıllarca popüler olarak kalacaktır. Bu tarz Bebop’tan daha yumuşak, ince, güçlüdür ve 20′inci yüzyıl bestecilerinin -Stravinsky ve Debussy gibi- harmonilerinden etkilendiği söylenebilir.

Bu tarzın en önemli iki ismi trompetçi Miles Davis (resmi yukarıda) ve piyanist, besteci-aranjör Gil Evans’tır. Diğer önemli müzisyenler arasında saksafoncu Garry Mulligan, Lee Konitz, trompetçi Chet Baker, gitarist Wes Montgomery, piyanist Dave Brubeck sayılabilir

Latin Jazz (1930’lardan günümüze)
Latin etkisindeki caz Latin dans ritmlerinin caz melodileri ile kombinasyonu ile karakterize edilir. Amerikan müziğine Latin ezgilerinin etkisi 30’larda başlamıştır. 50’ler ve 60’ larda bu etki tam manasıyla mambo, cha-cha, samba ve bossa-nova gibi Latin dans ezgilerinin etkisiyle güçlenmiştir. Samba ve Merenque tarzları bugünde Amerikan müziğinde etkisini sürdürmektedir

Kimi grup liderleri bu müzikten etkilenmişlerdir örnek olarak, Dizzy Gillipsie ve Stan Kenton, saksafoncu Stan Getz- Coleman Hawkins

Free Jazz (1960-günümüze dek)
Free Jazz cazda 1960’larda gelişen yeni yönelimleri kategorize etmek üzere kullanılan bir terimdir. Deneysel ve kışkırtıcıdır. Yeni tınılar kullanır batı’ya ait olmayan Orta Doğu, Çin, Hindistan ya da Afrika müziklerinden. Müzisyenler bağımsız ve spontone çalarlar kimi zaman bu organize bir kaos hissi verir

Bu tarza öncülük eden iki önemli isim saksafoncu Ornette Colemann  ve piyanist Cecil Taylor’dır. Diğer akla gelenler piyanist Muhal Richard Abrams, Carla Bley’dir.

Fusion (1970’lerde günümüze)
Bu tarz Jazz-rock veya Fusion olarak adlandırılmaktadır. Caz ve Rock ritmlerinin kombinasyonu ile oluşur. Genellikle akustikten çok elektroniktir. Synthesizer’lar, elektro baslar ve gitarlar içerir.

En çok bilinen Fusion müzisyenleri, piyanist Chick Corea, Herbie Hancock (yanda), gitarist Pat Metheny ve basçı Stanley Clarke’dır. Başarılı Jazz-Rock grupları ise Weather Report, Chicago, Blood, Sweat and Tears ve Chase’ dir

Sizlere elden geldiğince kısa olarak engin bir deniz ya da dipsin bir kuyu diye tanımladığım caz müziğinin tarihçesini yukarıda anlatmaya çalıştım ve yazımın sonunda sonsuzluğa göçen büyük ustaları saygıyla anarak sizlere müzik dolu günler dilerim.

Bülent Şaman ( Bohlener)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.