Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ZAZADAN MEKTUP


kaplan-200

Önerilen İletiler

Ya hu adam size:

 

 

diyor...

 

Ve siz hala "Cumhuriyet kurtarabilmiş mi?" diyorsunuz...

 

Cumhuriyet kurtarmak istemiştir ama Kürtler kurtulmak istememişlerdir...

 

 

"Ya hu" kardesim siz yukarida alintiladiginiz yoruma gercekten inaniyormusunuz?

 

Simdi Kürtlerin kimlik, dil ve kültürel sorunlarin sorumlusu gene Kürt'ler kedileri oldular. Yani cumhuriyet onalra bunlarin tümünü verecektide onlarin "aman agamiza zval gelmesin" diye agalarina sahip ciktiklari icin su an elleri bos bekliyorlar.

 

Ya biz su Amarikayida bagi gecmisizde haberimiz yokmus, ne özgürlükcü ve yardimsever devletimiz varmis, 85 yildir Kürt'leri kurtarmak istiyormu ama onlar "yok hayir biz bu kötü hayata devam edecegiz" diyerek yardimi geri ceviriyormus. ne kadar komik bir durum. 85 yilda yapilanlar ortada ve son 30 yilda 40 bine yakin ölüm oluyor, milyarlarca dolar para harcaniyor, köyler bosaltiliyor, insanlar göce zorlaniyor ve bunun adi sonunda Cumhuriyet Kürt vatandaslarini korumak icin onlara yardimci oluyor ama onlar seyhlerinin yaninda kalmak icin inat ediyorlar. Ya hu kardesim madem öyle birakalim nasil istiyorlarsa yasasin demezlerimi birileri bize? Biz daha kendimizi kurtaramamisiz baskasini nasil kurtaracagiz? Doguda Kürt agalari varda batida Türk agalari yok sanki. Bati kesimlerinde insanlarin oy verme meyilleri sanki dogudakinden cok farkli. Cumhuriyet tarihinde vatandasa kömür cererek, un, seker vererek, gecekondulari af ederek, devletin malini mafya ya bağışlarla secim kazananlar, milletvekili secilenler, belediye baskani olanlar sadece dogu bölgesinde olmustur gibi bir tavir takiniyoruzya gercekten cok komik bir durum.

Arkadasim ne zaman ön yargilarimiza son verecegiz? Dogu bölgesindeki agalik ve sehlik sisteminin devam etmesinin yegane sorumlusu ve destekcisi devlettir. En basitien devlet anlisi gözüken korucularin yasamlarina bakin göreceksiniz.

Amerika'da kac yildan beri Irak'a demokrasi getirmek icin oradayim diyor ve sayisiz insan öldürüyor. Sonunda eminimki Amerika Irak'tan cekilmek zorunda kalacak, ama demokrasi falan hikaye olacak. Muhakkak Amerika'da sizin söylediginiz gibi Irak'lilar mollalari desteklediler ve demokrasi istemediler diye sucu onlara atacak, aynen sizin de dogu bölgesinde agalig sisteminin devam etmesini Kürt vatandaslara yöklediginiz gibi.

Kardesim 85 yildir agalik sistemine son veremeyen bir devlet (Kürt'ler illada seyh ve agalari destekliyor), kalkipta hala ben Kürt vatandaslarimi koruyorum gibi laflar sarf etmesine gerek yok. Bu iflastir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyahepimizin, ben senin burada yazılanları anladığını sanmıyorum. O yüzden sana cevap vermeye de gerek görmüyorum. Daha doğrusu burada konu olarak neden bahsedildiğinin farkında olduğunu sanmıyorum.

 

Bugünki yapının geçmişteki sebepleri anlatılırken, sen bugünki yapıya bakarak geçmişi değerlendirmeye çalışıyorsun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Ya hu" kardesim siz yukarida alintiladiginiz yoruma gercekten inaniyormusunuz?

Bu bir inanıp inanmamak meselesi değil...

Olanlar ve olgular, anlatıldığı gibidir...

 

İletinizin içeriğinde tek bir bilgi kırıntısının olmadığı gerçeği, tartışmaya katkıda bulunamadığınızı ortaya koyuyor...

Anlatılanı anlama niyetinde olduğunuzu sanmıyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kısa bir özet tekrar.

1- Cumhuriyetin feodal yapıya karşı giriştiği mücadelede, doğuda halk feodal unsurların yanında saf tutmuştur.

 

2- "Kürt İsyanları" denilen isyanların hiçbiri "halk isyanı" olmayıp, cumhuriyet devrimine karşı feodal unsurların gösterdiği dirençten ibarettir. Her cumhuriyet devriminde feodal unsurlar benzeri şekilde direnç gösterirler. Ama doğuda bu dirence halkta katılmıştır.

 

3- "Kürt İsyanları" denilen isyanlarda isyancıların taleplerinin tümü oranın halkının aleyhinedir. Halkı ağalık, şeyhlik, beylik sistemi altında ezmeye devam edebilmek adına taleplerdir.

 

4- Bu isyanların birilerinin sunmaya çalıştığı gibi, milli, özgürlükçü vs hiçbir yanı yoktur.

 

Bunlar tarihsel tespit ve gerçeklerdir. Bunlara itirazı olan demogoji ajitasyon yerine alternatif bilgiyi ortaya koymalıdır.

 

Mesela, isyancıların talepleri arasından halkın çıkarına olanları gösterebilir. Mesela isyanlarda şu şu özgürlükçü yanlar vardı diye gösterebilir.

 

Ben henüz böyle birşey görmedim.

 

Doğunun tarihi boyunca, ağa bey şeyh tayfasına karşı ayaklanma kültürü yoktur. Yoktur, çünkü böyle bir ayaklanma hiç gerçekleşmemiştir. Gerçekleşen bütün ayaklanmalar, ister Osmanlı döneminde olsun ister cumhuriyet, ağasının beyinin çıkarlarını korumak içindir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano,

 

Yanlış aktarılan bir bilgi mi dediniz bana,özür dilerim o zaman sizin yanlış bildiğiniz bir bilgi diye düzelteceğim.Çünkü Dersim Bölgesi Osmanlı Devleti döneminde “özerktir”

 

“Arkadaşımızın özerklik dediği şey nedir ? Ağa, şeyh, aşiret tayfasının halkı diledikleri gibi kullanması, halkın bunun karşısında hiçbir söz hakkı olmaması. Ola ki şeyhe, ağaya, beye karşı gelen köylülerin bu tayfanın kendi askerlerince öldürülmesi. Tamamen halkın ağaların, beylerin, şeyhlerin boyunduruğu altında kalması”

 

Şeklinde dile getirdiğiniz düşünceler tamamiyle bakışınızla beni haksız çıkarma çabasıdır.Çünkü siz de biliyorsunuz ki,benim özerklikte ki kastım;gerek devlet ile konuşulan ayrı bir dil gerekse coğrafi şartların getirdiği bir imtiyazdır.Devlete vergi ve asker vermeyen Kürt aşiretlerinden bahsediyorum.

 

Dostum,yazdıklarınızı okuyunca bir an kendime feodalizmin süvarisi olarak algıladım.Ağa,şeyh...iktidarlığın kimin elinde olduğu beni ilgilendirmiyor.İktidarın ne yaptığı beni bağlar.Sömüren,direnişi görünce yok eden zorbadır;bunu yapan ağa ve şeyh de olsa da bu zorbalıktır,devlet olsa da...

 

Ben “toprak ağalığı” ile verilen mücadaleyi değil,verilen mücadale şeklini doğru bulmuyorum.Bir daha yazayım;verilen mücadale değil,verilen mücadalenin şekli benim sorunum.Bunu dün açık açık yazmıştım;demiştim ki;

 

CHP Genel Başkan Vekili ve Başbakan Celal Bayar'ın 29 Haziran 1938 de Mecliste şu sözleri sarfeder;

 

“"Dersim'de bir ıslahat programımız vardır. Bu program yürümektedir. Yol,köprü, karakol ve mektep inşaası suretiyle. Geçen sene askeri harekat yapıldı... Bu sene içinde bu programa göre askeri harekatın yürümesi lazımdır...Dersim için tatbik etmekte olduğumuz programın icabı olarak bu meseleyi sureti katiyede halletmek ve Dersim denilen işi sureti katiyede tasfiye etmek için alacağımız bir tedbir daha vardır. Yakında ordumuz Dersim havalisinde manevralar yapacaktır. Umumi bir tarama hareketiyle...bu meseleyi kökünden söküp atacaktır...Bizim için esas olan şey, Kemalist rejimdir. Türk vahdetidir. Türk milliyetçiliğidir"

 

Erkânı Harbiye Reisi'ne verilen raporda,

 

“Dersimli okşanmakla kazanılmaz. Silahlı kuvvetlerin müdahalesi Dersimliye daha çok tesir yapar ve ıslahın esasını teşkil eder. Dersim evvela koloni gibi nazarı itibara alınmalı. Türk camiası içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra ve tedricen öz Türk hukukuna mazhar kılınmalıdır.

"

 

der ayrıca…

 

Sadece bir egemenlik kavgasıdır değil yaşananlar…Asimilasyondur ayrıca.Ölüm ile verilmek istenen ayardır ki;Osmanlı Devleti dönemin de çıkan Kürt isyanlarını bir tarafa bırakırsak,Cumhuriyet dönemi tüm isyanları bastırmada da yeğane araç askerdir.

 

Ve…

 

Egemen,aşiret ağaları ile masaya oturdu;bölge halkı ile değil.Bölge halkı başka bir dili konuşuyordu;tüm olan bitenleri kendiyle aynı dili konuşanın söylediklerinden ibaret sayıyordu.”

 

Bakın,tekrar tekrar cümleleri okuyalım.Yol yaparsınız,toprak reformları ile mevcut düzeni lehinize çevirirsiniz...Bunlar olağandır,olması gerekendir.Bu herşeyi ile bizim “insan” için dilediklerimizdir.

 

Ancak siz yapmak istediklerinize bir de kendi sömürünüzü,yok saymalarınızı eklersiniz o zaman iş değişir.Allah aşkına Kürtlere olan bakışlardan hepimiz haberdarız.

Tıpkı Naziler gibi,kendini üstün gören zihniyet;” Türk camiası içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra ve tedricen öz Türk hukukuna mazhar kılınmalıdır”diyor.Bunların hiç mi önemi yok.

 

Cyrano,ben size şunu soruyorum sadece;”neden siz verilen mücadalenin yanlışlarını da yazamıyorsunuz,yoksa siz devletinizin kutsallığını mı bize sunuyorsunuz?”

Bölge halkını tek başına suçlu gösteremezsiniz;gerekçe diyorsunuz bana,ama gerekçe değil;gerçeğin ta kendisi;

 

“Egemen,aşiret ağaları ile masaya oturdu;bölge halkı ile değil.Bölge halkı başka bir dili konuşuyordu;tüm olan bitenleri kendiyle aynı dili konuşanın söylediklerinden ibaret sayıyordu.”

 

Siz bu gerçeğin farkındasınız,sadece görmek istemiyosunuz!

 

Ayrıca...

 

“Önce altını kalınlaştırdığım cümleyi herkesin bir kez okumasını ve nasıl bir mantık yürütüldüğünü anlamasını istiyorum. İsyanları bastırmada yegane araç askermiş. Silahlı bir isyanı bastırmak için hemşirelet, itfaiyeciler mi kullanılmalıydı ?”

“Yine isyanın haklı mı haksız mı olduğu kısımları. Halkın kendisini ortaçağ serfleri gibi zincir altında tutmak isteyen ağaların, bu amaçla verdikleri mücadeleye destek çıkması gibi kısımlar atlanıp. Ayaklanmanın bastırılış biçimine gelinmiş.”

 

Nasıl bir mantık değil mi,siz her daim çobansınız,diğerleri sürü!Sopanız elinizde eksik olmasın.Kusura bakmayın niceler koyun olsa da birler sürü olmaktan çıkar.Sizin silahlarınızın etkisini de gördük.Tepkisini de.Evet,efendim.Sizin mantığınız tek araç olarak silahı gördü.İtfaiye ve hemşire dediniz,bakın neden olmasın.Yakılan evlerin ateşini söndürmek için itfaiye,yaralananların yarasını sarmak için hemşireler de olacaktı askerin yanında.

 

Nedir bu?Tabi ya,güvenlikleri için evi yakılan insanlar yine güvenliği için sokak ortasında bırakıldı.Bakın şu kendisiyle çelişen sisteme.

 

 

“Şeyh Sait'in istediği gibi Cumhuriyet'in iptal edilip tekrar şeriata geçilmesi. Seyit Rıza'nın istediği gibi Dersim'de ortaçağ feodal düzeninin hüküm sürmesi. Cumhuriyet ne yapacaktı? Bunları mı kabul edecekti? Sen şu an laik bir cumhuriyette değilde Şeyh Said'in istediği gibi şeriat düzeninde mi yaşamak isterdin ? Seyid Rıza'nın istediği gibi ortaçağ feodal düzeninde mi yaşamak isterdin ?”

 

Hayır,bunu istediğimi de nerden çıkardınız?Cyrano,siz benim cümlelerimde neyi okudunuz,neyi gördünüz?Siz benim yazdıklarımı okudunuz mu?

 

“Cumhuriyetin, feodal yapıyı parçalamak için giriştiği mücadele. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bu yapıdan çıkarı olan, egemenliklerini bu yapıya borçlu olan ağa bey şeyh tayfasında dirençle karşılaşmıştır. Cumhuriyetin bu mücadelesine karşı bu tayfa ayaklanmış halkta onları desteklemiştir. Romantik edebiyat yerine, net olarak hayır efendim öyle olmadı şöyle oldu denilir. Bu kadar basittir.”

 

Romantik edebiyatı değil şunu yaptım;

 

“Doğrudur ,tarihte Kürt isyanları vardır,bu isyanlarda bölge halkı kendisinden saydığının yanındadır.Eksik olan legal egemin sorgulanmaması,içi kendisince ise doldurulan sadece taraf bakışına takılıp kalınması...”

 

Bakın,ne kadar açık ve net cümleler.

 

Son olarak;Kürt Milliyetçliğinin kendisi olmasa da büyük etkileri vardır isyanlarda.Kürtler,kendi varlıklarıyla Osmanlıdan beri vardır.Cumhuriyet döneminde de vardır.Olmasaydı Kürt vekiller mecliste Türk devletine bağlıyız demezlerdi,olmasaydı Kürdistan vaatleri olmazdı.

 

Ve İnce Memed ile anlatacak halkların hikayesi...Cumhuriyet Döneminde 24 isyan vardır halk nezdinde,bunun çok azı bölgede çıkmış;diğer isyanlar Türkler tarafından çıkarılmış dini içerikli isyanlardır.

 

İnce Memedi bilen bizler “toprağa mecbur bırakılanların” hikayesinde de karşı taraf olabilirdik değil mi?Ne dersiniz.

Düşüncem...Zorbalık ve karanlık haklı bulunamaz,taraf yoktur,taraflar vardır;tek bir tarafın hataları ile konu kapanamaz.Feodal yapı ve karanlığının yanında olanları savunmak gibi bir amacım yok,sadece feodalizm tek başına halk ile mi sorma hakkını kendimde görüyorum.

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Ben sadece Mavi'ye şu üç soruyu sormak istiyorum, eğer yanıtlamak isterse:

-Gerçekten Kürt Etnik-Milliyetçiliği yapmadığınızdan emin misiniz?

-Gerçekten Doğu halkının bilincini, emeğini, hayat hakkını sömüren Aşiret yapısının çökmesini istediğinizden emin misiniz?

-Gerçekten de yazdıklarımızı okumaya değer bulup okuyor ve anlamlandırmaya değer bulup üzerilerine düşünüyor musunuz?

 

-Evet,eminim.Ben kesinlikle milliyetçlik yapmıyorum.

-Tabi ki.Bölge halkı bugün büyük bir sefalet ve cehalet içindedir.Üniversite mezunu binlerce Kürt gencimiz hala "ne olduğuna" karar vermiş değil.Diyarbakır'da bişr kesim açlık üzerinden kazanırken,diğer bir kesim o açlığı kader olarak kabullenmekte.Aşiret ve şeyhlerin değil;aydın ve demokratların geleceğini diliyorum.

 

Bunun için buradayım.

 

-Gerek sizin gerekse Cyrano'nun yazdıklarını tabi ki okuyorum,değer veriyorum.Bakınız,geçen gün sordum kendime;acaba ben mi yanlış düşünüyorum diye...Bu demektir ki;yazdıklarınızı gerçekten okuyorum.Bunun için sizden,beni anlammanızı bekliyorum.

 

Diğer iletinize cevap veremeyeceğim,zamanım yok.Okuyamadım da daha tam anlamıyla.Mutlaka sizinle hangi konuda uzlaşamadığımzı bulacağım.Ve Doğrucudavut,o zaman okumuştum.Her okuduğuma katılmamı bekleyemezsiniz.Sözümü tuttum.

 

Demirefe,Diyarbakırda yaşananlar beni de üzdü...onaylamıyorum,doğru bulmuyorum.Pankart ve sloganların değil,düşüncelerin olduğu bir Diyarbakır'ı gerçekten istiyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano,

 

Yanlış aktarılan bir bilgi mi dediniz bana,özür dilerim o zaman sizin yanlış bildiğiniz bir bilgi diye düzelteceğim.Çünkü Dersim Bölgesi Osmanlı Devleti döneminde “özerktir”

 

Hemen buunu nereden okudun diye sorarız o zaman. Dersimin Osmanlı Devleti döneminde özerk olduğunu nereden duydun ?

 

Şeklinde dile getirdiğiniz düşünceler tamamiyle bakışınızla beni haksız çıkarma çabasıdır.Çünkü siz de biliyorsunuz ki,benim özerklikte ki kastım;gerek devlet ile konuşulan ayrı bir dil gerekse coğrafi şartların getirdiği bir imtiyazdır.Devlete vergi ve asker vermeyen Kürt aşiretlerinden bahsediyorum.

?

 

aynı soru. Nereden duydun bunu ?

 

Dostum,yazdıklarınızı okuyunca bir an kendime feodalizmin süvarisi olarak algıladım.Ağa,şeyh...iktidarlığın kimin elinde olduğu beni ilgilendirmiyor.İktidarın ne yaptığı beni bağlar.Sömüren,direnişi görünce yok eden zorbadır;bunu yapan ağa ve şeyh de olsa da bu zorbalıktır,devlet olsa da...

 

Hemen soralım. Cumhuriyet dönemi kürt isyanları birer özgürlük hareketi midir? Yoksa gerici isyanlar mıdır ? İsyanlar haklı mıdır ? Haksız mıdır ? İsyancıların talepleri halkın çıkarına mıdır ? Zararına mıdır ?

 

"Oda olsa şu da olsa karşıyım" tarzı geçiştirmelik söylemlere aşinayız. Bira net olmak lazım.

 

 

Ben “toprak ağalığı” ile verilen mücadaleyi değil,verilen mücadale şeklini doğru bulmuyorum.Bir daha yazayım;verilen mücadale değil,verilen mücadalenin şekli benim sorunum.Bunu dün açık açık yazmıştım;demiştim ki;

 

CHP Genel Başkan Vekili ve Başbakan Celal Bayar'ın 29 Haziran 1938 de Mecliste şu sözleri sarfeder;

 

“"Dersim'de bir ıslahat programımız vardır. Bu program yürümektedir. Yol,köprü, karakol ve mektep inşaası suretiyle. Geçen sene askeri harekat yapıldı... Bu sene içinde bu programa göre askeri harekatın yürümesi lazımdır...Dersim için tatbik etmekte olduğumuz programın icabı olarak bu meseleyi sureti katiyede halletmek ve Dersim denilen işi sureti katiyede tasfiye etmek için alacağımız bir tedbir daha vardır. Yakında ordumuz Dersim havalisinde manevralar yapacaktır. Umumi bir tarama hareketiyle...bu meseleyi kökünden söküp atacaktır...Bizim için esas olan şey, Kemalist rejimdir. Türk vahdetidir. Türk milliyetçiliğidir"

 

Erkânı Harbiye Reisi'ne verilen raporda,

 

“Dersimli okşanmakla kazanılmaz. Silahlı kuvvetlerin müdahalesi Dersimliye daha çok tesir yapar ve ıslahın esasını teşkil eder. Dersim evvela koloni gibi nazarı itibara alınmalı. Türk camiası içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra ve tedricen öz Türk hukukuna mazhar kılınmalıdır.

"

 

Defalarca söyledim. İsyanın bastırılma biçimi ile isyanın niteliği birbirinden alakasızdır. . Bu açıklamanın yapıldığı tarih 1938'dir. Cumhuriyet 1923 yılında kurulmuştur. Cumhuriyet dönemi kürt isyanları, cumhuriyetin feodal yapıya karşı mücadelesini tanımlamak için, son kanlı isyanın ortasında yapılan açıklamaları almak abesle iştigaldir.

 

Bakın,tekrar tekrar cümleleri okuyalım.Yol yaparsınız,toprak reformları ile mevcut düzeni lehinize çevirirsiniz...Bunlar olağandır,olması gerekendir.Bu herşeyi ile bizim “insan” için dilediklerimizdir.

 

Yol yapmak için giden işçiler ağaların fetvasıyla katledilirken. Öğretmenler öldürülürken, toprak reformunun adını dahi zikretmek isyana yol açarken. Ve halk kendisinden yararına olan ne varsa karşı olan ağa bey tayfasını cumhuriyete karşı desteklerken? Bunları nasıl yapacaksınız ? Önce buna engel olan ağa bey tayfasının egemenliğini kırarak. Sen bilmiyorsun galiba, yol inşaatında çalışan

 

Ancak siz yapmak istediklerinize bir de kendi sömürünüzü,yok saymalarınızı eklersiniz o zaman iş değişir.Allah aşkına Kürtlere olan bakışlardan hepimiz haberdarız.

Tıpkı Naziler gibi,kendini üstün gören zihniyet;” Türk camiası içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra ve tedricen öz Türk hukukuna mazhar kılınmalıdır”diyor.Bunların hiç mi önemi yok.

 

Cyrano,ben size şunu soruyorum sadece;”neden siz verilen mücadalenin yanlışlarını da yazamıyorsunuz,yoksa siz devletinizin kutsallığını mı bize sunuyorsunuz?”

Bölge halkını tek başına suçlu gösteremezsiniz;gerekçe diyorsunuz bana,ama gerekçe değil;gerçeğin ta kendisi;

 

Türklüğü "Türkiye cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes türktür" şeklinde tanımlayan. Türklüğü bir kan bağı bir ırk bağı olarak görmeyen bir zihniyetin ifadeleri ancak böyle çarpıtılabilir.

 

 

 

“Egemen,aşiret ağaları ile masaya oturdu;bölge halkı ile değil.Bölge halkı başka bir dili konuşuyordu;tüm olan bitenleri kendiyle aynı dili konuşanın söylediklerinden ibaret sayıyordu.”

 

Arkadaşım sen ciddi ciddi oturup geriye dönük tarih mi yazıyorsun ? Kürtçe konuşan cumhuriyet kadroları, cumhuriyet yandaşları yoktu değil mi ? Şeyh Sait'in Diyarbakır'da öldürdüğü cumhuriyet yanlısı aydınlar bölge halkının kendiyle aynı dili konuşanlar değildi öyle mi ?

 

 

Nasıl bir mantık değil mi,siz her daim çobansınız,diğerleri sürü!Sopanız elinizde eksik olmasın.Kusura bakmayın niceler koyun olsa da birler sürü olmaktan çıkar.Sizin silahlarınızın etkisini de gördük.Tepkisini de.Evet,efendim.Sizin mantığınız tek araç olarak silahı gördü.İtfaiye ve hemşire dediniz,bakın neden olmasın.Yakılan evlerin ateşini söndürmek için itfaiye,yaralananların yarasını sarmak için hemşireler de olacaktı askerin yanında.

 

"Ben etnik milliyetçilik yapmıyorum" diyen arkadaşımıza bakın. "sizin silahlarınız" sen kimsin ? biz kimiz ? Malesef çakma Cezmi Ersöz edebiyatı etnik milliyetçiliğin ve açığa çıkan nefretin üstünü örtemiyor.

 

Şimdi bunu arkadaşımız neyin üstüne söylüyor

 

Silahlı bir isyanı ya silahla bastırırsınız. Ya da isyancıların istediklerinin tümünü veya bir kısmını kabul edersiniz.

 

Şimdi benim bu yazdığımda yanlış olan, eksik olan bir yan var mı ? Silahlı isyan varsa ya silahla bastırırsınız, ya da isyancıların taleplerini kabul edersiniz. Arkadaşımızın temennisi herhalde askerin oturup öldürülmeyi beklemesidir.

 

Mesela senin yaşadığın şehir olan Diyarbarkı'da cumhuriyet Şeyh Sait'in taleplerini kabul etseydi. Sen şimdi bırakalım burada benimle tartışmayı. Okuma yazma dahi bilmeyen, şahitliği kabul edilmeyen, yanında erkeği olmadan alışveriş dahi yapamayan bir kadın olurdun.

 

Ne istiyordun ? Cumhuriyet Şeyh Sait'in taleplerini kabul edip senin geleceğinin böyle olmasına izin vermesini mi ? Yoksa silahla bastırmayıp, askerlerin oturup Şeyh Sait'in adamlarının kendilerini öldürmesini beklemesini mi ?

 

Bu nedir? PKK konusunda asker öldürmek için eline silah alıp savaşan teröristlere karşı askerin silah kullanmasını "insan hakkı ihlali" sayan. PKK'nın terörü söz konusu olunca bu arkadaşımızında yaptığı gibi "ben şiddetin her türlüsüne karşıyım kimden gelirse gelsin" tarzı geçiştirme söylemlerine sarılan mantık.

 

Dünyanın her yerinde, dün ya da bugün. Silahlı bir isyan varsa ya silahla bastırırsınız. Ya da isyancıların taleplerini kabul edersiniz.

 

Hayır,bunu istediğimi de nerden çıkardınız?Cyrano,siz benim cümlelerimde neyi okudunuz,neyi gördünüz?Siz benim yazdıklarımı okudunuz mu?

 

“Doğrudur ,tarihte Kürt isyanları vardır,bu isyanlarda bölge halkı kendisinden saydığının yanındadır.Eksik olan legal egemin sorgulanmaması,içi kendisince ise doldurulan sadece taraf bakışına takılıp kalınması...”

 

Bir halk, kendisini ezen, ortaçağ kalıntısı bir feodal boyunduruk altında tutan. Sofrasındaki iki ekmekten birine el koyan ağa bey tayfasını kendisinden sayıyorsa zaten benimde bahsettiğim budur. Kendi zincirinin gönüllü bekçisi olmak. Kendi zincirine uzanan ellere saldırmak.

 

 

 

Ve İnce Memed ile anlatacak halkların hikayesi...Cumhuriyet Döneminde 24 isyan vardır halk nezdinde,bunun çok azı bölgede çıkmış;diğer isyanlar Türkler tarafından çıkarılmış dini içerikli isyanla

r.

 

15 tanesinin doğuda çıktığını düşünürsek gerçekten "çok azı" imiş dimi. Diğer bölgelerde çıkan isyanlar, halk destek vermediği için 1-2 günde bastırılmıştır.

 

İnce Memedi bilen bizler “toprağa mecbur bırakılanların” hikayesinde de karşı taraf olabilirdik değil mi?Ne dersiniz.

 

İnce Memed, Ruşen Ali, Çakırcalı, Atçalı Kel Ahmet, Bayramoğlu, Hekimoğlu gibi adlarına türküler yazılan halk arasında efsaneleşen kimseler, feodal ağalara, beylere karşı isyan eden kimselerdir değil mi ? Halkın onlara verdiği destek, onlara duyduğu sevgi ve güvenin sebebi, kendilerini ezen ağa bey tayfasına karşı mücadele ediyor oluşlarıdır değil mi. Ve Yaşar Kemal, İnce Memed romanında bunu çok güzel anlatmıştır. İşte cumhuriyetin diğer bölgelerde işini kolaylaştıran budur. İşte doğuda olmayan bu olmuştur. Daha cumhuriyet öncesinde diğer bölgelerde feodal beylere ağalara karşı isyan ruhu varken, doğuda tam tersine ağasını beyini korumaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ve Doğrucudavut,o zaman okumuştum.Her okuduğuma katılmamı bekleyemezsiniz.Sözümü tuttum.

 

Katılmadığınız noktaları belirtseydiniz keşke. Bu biraz, '' okudum ama iman etmedim '' gibi olmuş. Halbuki, burada tartışma yapıyoruz, değil mi ? Neresine katılmadığınızı söylerseniz, onun üzerinden tartışırız.

 

CHP Genel Başkan Vekili ve Başbakan Celal Bayar'ın 29 Haziran 1938 de Mecliste şu sözleri sarfeder;

 

"Dersim'de bir ıslahat programımız vardır. Bu program yürümektedir. Yol,köprü, karakol ve mektep inşaası suretiyle. Geçen sene askeri harekat yapıldı... Bu sene içinde bu programa göre askeri harekatın yürümesi lazımdır...Dersim için tatbik etmekte olduğumuz programın icabı olarak bu meseleyi sureti katiyede halletmek ve Dersim denilen işi sureti katiyede tasfiye etmek için alacağımız bir tedbir daha vardır. Yakında ordumuz Dersim havalisinde manevralar yapacaktır. Umumi bir tarama hareketiyle...bu meseleyi kökünden söküp atacaktır...Bizim için esas olan şey, Kemalist rejimdir. Türk vahdetidir. Türk milliyetçiliğidir"

 

Burada Celal Bayar’ı tu kaka ilan ediyorsunuz ama başka başlıkta aynı zihniyetin partisi Demokrat Parti’nin 50'lerdeki faşizan uygulamalarına karşı yapılan 60 İhtilali’ni demokrasiye yapılmış bir darbe olarak görüyorsunuz ve İnönü’yü darbecilikle suçluyorsunuz. Bakın, alıntı yaptığım Dersimli’lerin sitesindeki yazıda Celal Bayar, İsmet İnönü ve Atatürk hakkında neler yazılmış :

 

Başbakan Ismet Inönü, 1935 tarihli raporunda Doğu illerini “önemli bir dayanak” olarak görür. 21.06.1937’de Elazığ’da yetkililerle bir toplantı yaparak, 1937 harekatının emrini verir. Ayaklanma yıllarında halkın Batı illerine göç ettirilmesini doğru bulmaz, karşı çıkar. Iç politikadaki uygulamaları benimseyemediğinden Başbakanlıktan ayrılır ve yerine Celal Bayar getirilir. Benimsemediği uygulamalar Dersim’deki harekatın şeklidir. 1938 Harekatı sırasında, yönetimde olmadığı için Dersim halkınca suçlanmaz.

 

Atatürk’ün hedefi, halk değil; ayaklanan, yasaları çiğneyen, devlet otoritesini kabul etmeyen aşiret üst çevreleridir. Halkı bunların yönlendirdiğini çok iyi bilmektedir. Bu nedenle 04.05.1937 Bakanlar Kurulu kararında hedef alınacak kesim çok iyi bir biçimde belirlenmiştir. Onlarsa şunlardır: “Silah kullanmış olanları ve kullananları yerinde ve sonuna kadar zarar vermeyecek duruma getirmek...” Atatürk, olaya ayaklanan aşiretler açısından bakmış ve onların bastırılmasını istemiştir.

 

Son olarak;Kürt Milliyetçliğinin kendisi olmasa da büyük etkileri vardır isyanlarda.Kürtler,kendi varlıklarıyla Osmanlıdan beri vardır.Cumhuriyet döneminde de vardır.Olmasaydı Kürt vekiller mecliste Türk devletine bağlıyız demezlerdi,olmasaydı Kürdistan vaatleri olmazdı.

 

Böyle bir şey de yok tabii ki. Kürdistan vaadi falan, bunları nereden çıkarıyorsunuz. Şu meşhur El-Cezire komutanlığına çekilen telgraflardan mı ?

 

Diyelim ki dediğiniz gibiydi ve diyelim ki özerk bir Kürdistan kurulsaydı o zaman, feodalların etnik milliyetçiliğinden Kürtlere hayır geleceğini mi zannediyorsunuz ? Hani, milliyetçiliğe karşı idiniz, hani '' Milliyetçilik farklılıkları görünmez kılar ''dı ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kısa bir özet tekrar.

Konu bundan daha iyi nasıl açıklanır ve bundan daha net bir şekilde ortaya nasıl konur, ben bilmiyorum. :clover:

 

Anlamak için biraz anlamak istemek gerekiyor. Bölgede şeyhlere duyulan saygı inanılmaz ölçüde, tapınma derecesindedir. Bunu değiştirecek her girişime de tepki çok şiddetlidir. Halife Ali hakkında anlatılan efsaneler, yıldırımlar yağdıran Zeus'a da, dağları deviren Samsung'a da rahmet okutur. Hadi bunlar mitolojik varlıklar, yaşamış ölmüş bir insana hangi kültür yapısı bu derece olağanüstü özellikler yükleyebilir, akıl alır gibi değildir. İran'ın eski Zerdüşt kültüründeki Rüstem efsanesi, aynen Ali'ye monte edilmiştir. Ali'nin akşama kadar kafa kesmekten koluna ağrılar girmiş bir katliamcıdan başka bir kimse olmadığını anlatmanın bir yolu var mıdır bu insanlara?

 

Hayır, olabilir. Eğitimsizlik olumsuzluklara yol açmış olabilir. Ama eğitim götürülmesine en şiddetli tepkileri vermek, okulu yakmak, öğretmeni öldürmek, bu korkunçlukların hâla bu çağda devam edebilmesi, bunu yapan örgütün liderinden "sayın" diye söz eden politikacıların olması...

 

Tüm bunlar inanılır şeyler değil...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

-Evet,eminim.Ben kesinlikle milliyetçlik yapmıyorum.

-Tabi ki.Bölge halkı bugün büyük bir sefalet ve cehalet içindedir.Üniversite mezunu binlerce Kürt gencimiz hala "ne olduğuna" karar vermiş değil.Diyarbakır'da bişr kesim açlık üzerinden kazanırken,diğer bir kesim o açlığı kader olarak kabullenmekte.Aşiret ve şeyhlerin değil;aydın ve demokratların geleceğini diliyorum.

 

Bunun için buradayım.

 

-

Bu Tarihi kim öğretiyor merak ediyorum doğrusu??

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.