Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ZAZADAN MEKTUP


kaplan-200

Önerilen İletiler

Kimse Kürtler masum edebiyatına girmiyor ki...

 

Aslında ben de soruyorum nicelerdir demokratik olan devletimin hikmetini!

 

Ne hikmet ki,veraseti tökezlediği demokrasinin kanatlarında yarına taşır.Anlamak mümkün mü!

Mavi, iyi ki kimse girmiyor Kürtler masumdur edebiyatına...

Çok şükür...

 

Sana Türkiye Demokratik değildir diyorum, daha ne demokrasisinden söz ediyorsun?

Ancak bugün Kürt kartını oynayarak demokrasi naraları atanlar ise, Türkiye Cumhuriyetinden kat ve kat daha fazla demokrasi yoksunudurlar;

Bundan da emin olabilirsin:

Hem politika da, hem bu forumda...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Sana Türkiye Demokratik değildir diyorum, daha ne demokrasisinden söz ediyorsun?

 

Madem Türkiye "demokratik" degil, o halde vatandaslarina demokratik davranmasinida bekleyemeyiz. Demek oluyorki etnik bazda Kürt'ler, Ermeni'ler, Laz'lar, Cerkez'ler, Rum'lar ve diger tüm azinliklar demokratik haklarina sahip degiller, milyonlarca Türk demokratik haklarindan yoksunlar, isciler, emekciler demokratik haklarindan yoksunlar.

Simdi bu saydiklarimin demokratik haklari icin mücadele etmelerinden neden rahatsiz oluyoruz acaba?

 

Isciler grev yapsa polis üzerien gidiyor, Kürt vatandaslari agzini acsa bölücü oluyorlar, Ermeni'ler "a" dese sonu Hrant Dink gibi oluyor, Aleviler kendilerine verilmeyen haklari icin mücadele edince son dönemlerde aciktan karsi gelen olmasada vermemek icin direniliyor.

 

"Demokrasi" olmayan bir ülkenin tutumumuda savunmak dogal olarak düsündürücü.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mavi, iyi ki kimse girmiyor Kürtler masumdur edebiyatına...

Çok şükür...

 

Sana Türkiye Demokratik değildir diyorum, daha ne demokrasisinden söz ediyorsun?

Ancak bugün Kürt kartını oynayarak demokrasi naraları atanlar ise, Türkiye Cumhuriyetinden kat ve kat daha fazla demokrasi yoksunudurlar;

Bundan da emin olabilirsin:

Hem politika da, hem bu forumda...

 

Sevgili Boşig,

 

Neden bir Kürt'ün kendini ifade etmesi sizi rahatsız ediyor?Ben A kimliğindenim demek milliyetçilik değil ki!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kim demis Türkiye demokratik bir ülke degildir diye. Bu acilim nerden kaynaklaniyor? Türkiyede var olan baskilar bugün kendisine göre en sahim dediginiz ülkede dahi görmek istemedigimiz baskilar vardir.. isterse yoktur deyin.

 

Bugün meclisimizde DTP varsa daha neyimize gerek pkk, neyimize gerek 13.yasinda ki cocuklari utanmadan güvenlik güclerine karsi taslamaya yönlendirmeye kalkmak

 

Dahada kalkip bu ülkede demokrasi hesabi sorarken, ararken, demokrasiden bahsederken neden etnik kimlik öne sürülerek doguda feodolizm kalintilarinin üzerine gidiliyor bunun ayrintisi etnik kimlikten mi geciyor.. var mi bunun örnegi? pardon onun üzerine gidilmiyor gidilen Türkiye halki, Türkiye.

 

Yapmayin

 

Henüz dogru ile yanlisi ayirt edecek durumda olmayan, kimligi, kisiligi tam olarak olusmamis cocuklari siddete yönlendirilenleri desteklemek olmuyor mu? yok efendim Türkiye´de demokrasi yokmus..

 

Belki yönetenler dönem dönem demokrasi yoksunu olabilir, bu demek degil ki bu ülkede demokrasinin önü kesilmistir.. Bu demek degildir ki.. bu ülkede demokrasi yoktur.

 

Görüslerini halka kabul ettiremeyenler, Cocuklari siddete yönlendirmeye kalkanlar gercekten bir insanlik sucu islerken birde demokrasi havarisi kesilmeleri evet. Bunu acikca kiniyorum Türkiyenin üzerinde demokrasi ayaginda etnik köken üzerinde bölücülük yapmak?..

 

Ayrica siddet yoluyla siyaset yapmak zaten demokratik ülkelerde hic akla gelmemesi gereken bir yöntemdir.. Türk halki Türkiye buna karsidir.

 

Bunun bilinmesi gerekir. Türk halkina bu yakismaz.

 

Not: Türk halkina ifade etmeyen DTP bugun ifadeye doymayanlara sadece hitap ediyor!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Madem Türkiye "demokratik" degil, o halde vatandaslarina demokratik davranmasinida bekleyemeyiz. Demek oluyorki etnik bazda Kürt'ler, Ermeni'ler, Laz'lar, Cerkez'ler, Rum'lar ve diger tüm azinliklar demokratik haklarina sahip degiller, milyonlarca Türk demokratik haklarindan yoksunlar, isciler, emekciler demokratik haklarindan yoksunlar.

Simdi bu saydiklarimin demokratik haklari icin mücadele etmelerinden neden rahatsiz oluyoruz acaba?

 

Isciler grev yapsa polis üzerien gidiyor, Kürt vatandaslari agzini acsa bölücü oluyorlar, Ermeni'ler "a" dese sonu Hrant Dink gibi oluyor, Aleviler kendilerine verilmeyen haklari icin mücadele edince son dönemlerde aciktan karsi gelen olmasada vermemek icin direniliyor.

 

"Demokrasi" olmayan bir ülkenin tutumumuda savunmak dogal olarak düsündürücü.

O "Etnik Baz" tanımı içerisine niçin Türkmenleri/Yörükleri de almıyorsun?

 

Türkiye henüz tam olarak demokrat bir ülke değil, demokrasi bilincinin yerleşmiş olduğu bir ülke de değil:

Bu anlamda "Hak" olarak tanımlanan hangi verginin (ekonomik bir kavramdan söz etmiyorum) "Demokrasi" ile bağdaşıp bağdaşmadığının da sınanması çok zor olan bir ülke.

Çünkü bir demokrasi bilinci yerleşmemiş ki!?

Yerleşmiş olsaydı, bugün "Demokrasiyi" dillerine dolamış kimselerin aslında Etnik-Milliyetçi veya Kökten-Dinci olduklarını görebilecek seviyede olurduk..

Bu açıdan da demokrasi yalnızca bir hak meselesi değil, bilinç ve taleplerin haklılığı/demokratikliği meselesidir.

 

Elbette ki demokratik haklarımızdan yoksunuz:

Yabancı bir dili öğrenmeden Akademik bir meslek edinemiyoruz örneğin; alanımızda ne kadar yeterli de olsak...

Resmi dilde yazı yazamazken, yabancı dilde yazmamız isteniyor çoğumuzdan...

Bu küçük bir örnek...

 

Olasılıkla sizin "Asli Unsur" olarak tanımlayacağınız (ki eğer Kürtler 'Azınlık' ise size göre) Yörüklerin/Türkmenlerin yarısı kadarı, kendi öz menşeilerini;

Hangi beylikten geldiklerini, kökenlerini bilmezler:

Ama Kürtler hangi aşiretin hangi ailesine mensup olduklarını ezbere bilirler; neredeyse istisnasız...

 

Eğer bir kültürü, bir değeri korumak gerekiyorsa;

Devlet Yörüklerin kültürlerini de korumalı:

Fakat en değer verilmeyen kültür -bilmem farkıda mısınız ancak- Türkmen kültürüdür ve ben bunun birebir farkındayım, içindeyim...

Ama hiç çıkıp da "Devlet bizim kültürümüzü geliştirsin" demiyorlar...

Ve hiçbir güya demokrasi savaşçısı sizin gibi insanlar da bunu bilmiyor:

İşinize geleni duyuyor ve görüyorsunuz...

 

İşte "Ulusal Anlayış"tan kastım bu...

Sen orada "Kürt kürt kürt" diye bağırırken,

Batıda kendi kültürü Arap-İslam Tarikatlerinin sistemli ve din sömürüsü temelli uygulamaları ile yok edilen Türkmenler,

Çıkıp da senin hakkını niye tanısın, sen kendini ondan ayrı gördüğün sürece?

Sen onun sorunu ile ilgilenmezsen, o seninki ile niye ilgilensin?

Sen kendini ondan ve onun haklarından ayrı tanımlarsan, o seni niye kendisinden ayrı tanımlamasın?

Sen yaparken "Hak" oluyor da, o yaparken niye "Haksızlık" oluyor?

 

Sen orada kendini, bu ülkenin diğer unsurundan ayrı görürsen,

O adamlar da seni kendisinden ayrı görür

Ve sonunda seni tehlike olarak da algılar...

 

Bunu kavramanız bu kadar mı zor?

 

Devlet Kürtçeyi koruma altına almamış...

Peki Türkçeyi koruma altına almış mı?

"Türkçeyi koruma kanunu" uygulanmış mı?

 

Yollarda kaç tabela Türkçe?

Hangi kitabın kaçta kaçı Türkçe sözcük içeriyor?

Gazetelerde, kitaplarda, yayınlarda gramere uymayan ama kültür bakanlığınca onaylanmış kitaplardaki hataları görseniz bir yerinizle gülersiniz...

Türkçe korunuyor mu sanıyorsunuz siz?

Yoksa korunan "Hak Dini Kur'an Dili" mi, emin misiniz?

 

Demokrasilerde, devlet, herhangi bir etnik gurubun kimliğini koruma altına alma ya da onu geliştirme gibi bir göreve sahip değildir.

Bunu günümüzde dernekler ve özel kuruluşlar, örgütlenmeler yapar.

Bunun yanında devlet kültürlerin gelişimini engelleme hakkına da sahip değildir;

Ki işte tam olarak bu noktada Kürtçenin yasaklanmasına;

Konuşmak ve öğrenmek isteyenin engellenmesine her açıdan karşıyım:

Hem insani, hem kültürel, hem yasal ve hem de doğal bir vatandaşlık hakkım olarak...

 

Ancak bir hakkın korunmasında da etnik kimliğin ön plana çıkarılıp,

Diğer etnik unsurlardan ayrıca bir hak talep edilmesinin de demokratik olmadığını söylememe bile gerek yok sanırım.

Böylelikle böyle bir hak talebinin de karşısındayım...

 

Bana "İyi niyet"ten söz ediyorsunuz güya:

Bakın ben lisans okurken, ülkücüler Kürtçe kasetleri topladıkları için bize güvenen arkadaşlarımız, bize verirdiler saklayalım diye...

Saklardık; bizim halkımız onlar diyerek...

Ancak bir süre sonra baktık ki; ben adamlara "Biz" diyerek sahipleniyorum

Ama onlar -istisnasız olarak- bizim onlara sahip çıkmamızı kullanarak Kürt Etnik-Milliyetçiliği yapıyorlar...

Ve bize "Bak sen demokratsın, bizim kimliğimize sahip çıkıyorsun" diyor

Ancak arkadan kendisi Kürtçü Etnik-Milliyetçiliğe devam ediyor...

 

Askerde Asteğmendim ve kimi komutanlar Kürtçe kaset dinlenmesini istemezdi.

Arama olduğunda askerin kasetini ben saklardım; bir Yörük olmama karşın...

Ama o asker gider, benim ne kadar iyi bir komutan olduğumu över;

Sonra da dağa giden akrabalarıyla övünürdü...

 

Ben şimdi bu adamların "Demokrasi" anlayışına nasıl güvenebilirim söyler misiniz?

DTP'liler bunlarda farklı mı sizce?

Zerre kadar inanmıyorum farklı olduklarına ama yine aynı şey olsun; yine yaparım...

 

Forumda gördüğümüz Kürt arkadaşlar da farklı değiller, ki ben hiç farklısını görmedim...

Demokrat demeyi, onları Etnik Kökenleri ile bir Kimlik olarak tanımlayıp kabul etmek sanıyorlar...

Ve sonunda size "Bizde sizin etnik kökeninize saygı duyuyoruz" diyorlar...

Ee hani Demokrasi de insanlar birbirlerini Etnik kökenleri ile tanımlamazlardı?

Nerede kaldı bu anlam?

Beni, sana, demokrasiyi kullanarak "Kürt" demek zorunda bırakıyorsun...

Bana da "Aa bak sende Türksün" diyerek güya tanımlıyorsun...

Ancak aynı ülkenin vatandaşını Türk ve Kürt olarak ayırıyorsun...

Sonra da bana "Ben demokratım" diyorsun...

Ohhhhh, bu ne perhiz; ne de lahana turşusu...

 

Ben güya sana ait kültürü korurken (ki o kültür aynı zamanda benimdir de...)

Sen sadece kendi kültürüne saygı gösterip, beni kendine öteliyorsun...

 

Kandırmayın kendinizi...

 

Ayrıca en nefret ettiğim şeyi de yapmayın;

Sayın dünyahepimizin ve diğerlerinin kasıtlı olarak yaptığı gibi.

Ben, bu ülkenin vatandaşı olarak, bu ülkenin yaptığı hiçbir hatayı yargılamazlık ve savunurluk yapmam...

Devlet demokrasi dışı bir uygulama yapıyorsa da bunu açıkça söylerim; söyledim...

O yüzden bana çıkıpta laf oyunları ile "Demokrasi olmayan bir ülkenin tutumunu savunmak..." gibi cümleler kurup,

O yanlış uygulamaları savunduğum imasında bulunmayın;

Kendi ithamınızla boğulursunuz burada...

Sevgili Boşig,

 

Neden bir Kürt'ün kendini ifade etmesi sizi rahatsız ediyor?Ben A kimliğindenim demek milliyetçilik değil ki!

 

Ben hiç bir Kürtten rahatsız olmuyorum Mavi...

Aksine siz "Türk" ulusal kimliğini "Irk" olarak algılıyor ve rahatsız oluyorsunuz...

Bu kaygı sizde var, bende değil...

 

Benim en yakın arkadaşlarım, ne oldukları şüphe götürmeyecek derecede Kürttüler...

Kaç sene geçmesine karşın Türkmen kökenli askerlerimden birisi bile aramaz ama Kürt kökenli askerlerim arar hala "Komutanım" diyerek...

O yüzden bana, gelip de;

"Kürtlerden rahatsız oluyorsunuz" ithamı yapmayın;

Büyük haksızlık yapmış olursunuz...

 

Ancak "Kürtlük" bir "Kimlik" olarak tanımlandığında elbette rahatsız oluyorum.

Çünkü sizin kimliğiniz herşeyden önce "Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı" olarak "Türk" olmaktır...

Etnik kökeniniz beni ilgilendirmemektedir;

İsterseniz Kürt, isterseniz Hindu olun, isterseniz Yam yam olun...

Umrumda olmaz...

Kürtçe mi konuşmak istiyorsunuz?

Konuşun, bende Türkçe konuşuyorum...

Lazca mı konuşmak istiyorsun; hiç sallamam: Bende rumca öğrenirim ayrıyeten, boru mu!

 

Ama bu ülkenin vatandaşı isen, senin kimliğin "Türk"tür kardeşim...

İster sindirirsiniz, ister sindirmezsiniz...

İster Irk olarak algılarsınız, ister en basitinden açarsınız Anayasayı ve asıl anlamını öğrenirsiniz; ekstradan tarihi süreci de incelersiniz, o da olur...

İster hala çağına kültürel uyumunu sağlayamamış bir Anadolu halkının bir bireyi olarak kompleksleriniz ile ve Etnik alınganlıklarınız ile yaşarsınız;

İsterseniz de modern kavramları algılayabilip kavrar ve ona göre kendi etnik varlığınızı sonsuza kadar ve aslanlar gibi bir Kürt olarak korursunuz;

Bende bunu seve seve sahiplenirim hatta katılırım, desteklerim...

 

Ha ama derseniz ki "yok kardeşim, sen Türksün, ben Kürtüm"...

Derim ki:

"Türk kavramı, son 150 yıldır ulusal bağlayıcı bir ad olarak kabul kendisini kabul ettirmiştir; hukuki olarak ırki bir anlam içermez ve menşei olarak ben Yörüğüm; Kimlik olarak Türküm. Eğer sen Kürt kavramını bu ada eş değer görüyorsan, demektir ki Kürt adını bir etnik ad değilde Ulusal Ad olarak tanımlıyorsun (ki hiçbir zaman bir Ulus adı değildir)... Öyle ise Kürtlüğün bir Ulusal Bağ olduğu ütopik Kürdistan'da yaşayınız! O zaman tam olarak bir Kürt kimliğine kavuşabilirsiniz."

 

Ha ama pardon:

Gitmenize gerek yok...

İmralı'dan gelen direktiflere göre Tayyip yakında kuracak zaten, bir bilet parasına hoop; oradasınız...

 

Ben bu forumda onlarca yazı yazdım;

Onlarca tartışmaya katıldım...

Aynı şeyi bu kadar sıklıkla tekrarladığımı ve bu kadar gerildiğimi;

Bu kadar çok anlaşılamadığımı ya da yanlış anlaşıldığımı;

Savunmadığım şeylerle bu kadar çok itham edildiğimi hiç hatırlamıyorum...

 

Anlaşılmak istendiğimi, tartışmanın muhataplarının da anlama çabasında olduklarını ya da en azından bir fikir yürütme; bilgi edinme derdinde olduklarını sanmaktan ziyade; inat uğruna tartıştıklarını düşünüyorum...

 

Size iyi tartışmalar diliyorum ve artık verimsiz hiçbir tartışmada yer almak istemiyorum...

 

Yine de eğer eksik, hatalı, yanlış ve insani kaygılara uymayan bir düşünce sarf ettiysem; doğrusunun dile getirilmesini çok isterim...

Doğrusunu söyleyen kimseye de çok teşekkür ederim...

Ben bir şekilde takip ederim...

 

Hoşça kalın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Türkiye henüz tam olarak demokrat bir ülke değil, demokrasi bilincinin yerleşmiş olduğu bir ülke de değil:

 

 

Eğer bir kültürü, bir değeri korumak gerekiyorsa;

Devlet Yörüklerin kültürlerini de korumalı:

Fakat en değer verilmeyen kültür -bilmem farkıda mısınız ancak- Türkmen kültürüdür ve ben bunun birebir farkındayım, içindeyim...

Ama hiç çıkıp da "Devlet bizim kültürümüzü geliştirsin" demiyorlar...

Ve hiçbir güya demokrasi savaşçısı sizin gibi insanlar da bunu bilmiyor:

İşinize geleni duyuyor ve görüyorsunuz...

 

 

 

Demokrasilerde, devlet, herhangi bir etnik gurubun kimliğini koruma altına alma ya da onu geliştirme gibi bir göreve sahip değildir.

Bunu günümüzde dernekler ve özel kuruluşlar, örgütlenmeler yapar.

Bunun yanında devlet kültürlerin gelişimini engelleme hakkına da sahip değildir;

 

Nedense simdi de "Türkiye henüz tam olarak demokrat bir ülke değil". Önceki yorumulariniza tamamen ters yani.

 

Tabiiki devlet ülkeside yasayan tün etnik kökenlilere ayni yaklasmali ve tümünü korumali, onlara kültürlerini gelistirmesi yönünde destek vermeli, kanunlariyla ve diger unsurlarla.

 

Demokratik ülkelerde devlet hic bir zaman bir baska etnik kökenin kültürünü veya dilini unutmasi icin kanunlar cikartmaz. Ülkemizde ise bu tam tesi. Etnik kökenliler kültürlerini , dilerini unutsun diye onlarin dillerini gelistirmeleri engelleniyor.

 

Dernekler devletin yapmis oldugu kanunlar cercevesinde destek ve yardimci olurlar. Madem "Bunun yanında devlet kültürlerin gelişimini engelleme hakkına da sahip değildir" ise neden yillardir mesela kürtce, lazca, Cerkezce ögreten okullar acmak yasakti?

 

Demokrasi mücadelesi bakin A grubu aramiyor bizde onlari kendimize örnek alalim ve aynisini yapalim anlamina gelmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nedense simdi de "Türkiye henüz tam olarak demokrat bir ülke değil". Önceki yorumulariniza tamamen ters yani.

 

Tabiiki devlet ülkeside yasayan tün etnik kökenlilere ayni yaklasmali ve tümünü korumali, onlara kültürlerini gelistirmesi yönünde destek vermeli, kanunlariyla ve diger unsurlarla.

 

Demokratik ülkelerde devlet hic bir zaman bir baska etnik kökenin kültürünü veya dilini unutmasi icin kanunlar cikartmaz. Ülkemizde ise bu tam tesi. Etnik kökenliler kültürlerini , dilerini unutsun diye onlarin dillerini gelistirmeleri engelleniyor.

 

Dernekler devletin yapmis oldugu kanunlar cercevesinde destek ve yardimci olurlar. Madem "Bunun yanında devlet kültürlerin gelişimini engelleme hakkına da sahip değildir" ise neden yillardir mesela kürtce, lazca, Cerkezce ögreten okullar acmak yasakti?

 

Demokrasi mücadelesi bakin A grubu aramiyor bizde onlari kendimize örnek alalim ve aynisini yapalim anlamina gelmez.

Ben size sadece yazdıklarımı baştan sona, en az 10 kere, cümle cümle tahlil ederek yeniden okumanızı

Ve şu söyledikleriniz üzerine en azından 15-20 kere yeniden düşünmenizi tavsiye ediyorum...

 

Bakalım ben çok farklı ne söylemişim, ne söylememişim...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben size sadece yazdıklarımı baştan sona, en az 10 kere, cümle cümle tahlil ederek yeniden okumanızı

Ve şu söyledikleriniz üzerine en azından 15-20 kere yeniden düşünmenizi tavsiye ediyorum...

 

Bakalım ben çok farklı ne söylemişim, ne söylememişim...

 

Saygılarımla...

 

Bugün Türkiye'de demokrasi yoktur; eğer olsaydı Etnik-Milliyetçiliği "Demokrasi" olarak nitelendirebilen DTP ve MHP gibi partiler ya da İslamcılığı "Demokrasi" olarak nitelendirebilen AKP gibi partiler prim yapıyor olmazlardı.

 

 

 

Sana Türkiye Demokratik değildir diyorum, daha ne demokrasisinden söz ediyorsun?

 

 

Bu yorumlar kime ait dersiniz? ve ne anliyorsunuz yorumlardan?

 

Bu yorumlarinizi 10 kere okumami rica ediyorsunuz, kusura bakmayin ama isterseniz 100 kere okusam manasi degismez. isterseniz baska arkadaslarin görüsünüde alin bakalim onlar nasil anliyorlar.

 

Her iki yorumunuzda da Türkiye'de demokrasinin olmadigini yaziyorsunuz, yanlismi anliyoruz yoksa? Dogru anliyorsak yanlis anlasilan nedir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli Boşig,

 

Ben sizi ve düşüncelerinizi okuyabiliyorum.Ne demek istediğinizi çok iyi anladım.Kürtlere olan bakışınızı,onların sizin hayatınızda ki yerini de az çok tahmin edebiliyorum.

 

Bugün gazete sayfalarında Öcalan'ın taleplerini okurken,DTP içinde ki görüş ayrılıklarının farklı çözüm yaklaşımlarını anlamaya çalışırken,haber bültelenlerinde karşı karşıya getirilmeye çalışan bu ülkenin vatandaşlarını izlerken...nihayetin de Sezai Karakoç'un Kürt Sorunu hakkındaki tespiti geldi aklıma;"Kürt Sorunu bir kimlik sorunudur"

 

Evet,Kürt Sorunu bir kimlik sorunudur...Sorun Kürt kimliği ile açıklanmayacak kadar çerçeftli,sadece bu ülkeye maledilemeyecek kadar oldukça evrensel bir sorundur.

 

 

Geçmişten geleceğe uzanarak sorunun evrensel boyutunu irdelemeye ne dersiniz?

 

Osmanlı İmparatorluğu...Farklı etniklerin,farklı dinlerin "imparatorluğun çıkarı" için buluştuğu bir yediyüz yıl.Dünyaya bakalım....Önce Ortaçağ karanlığı,sonrasında dalga dalga gelen devrimler,dünyayı altüst eden yeni düzenler ve milliyetçilik.

 

Osmanlı Devleti de "milliyetçilik" dalgasından nasibini fazlasıyla alır.Paramparça olan imparatorluk,Meşrutiyet,Tanzimat derken...dünya savaşı ile biter.Sonrasın da...

 

Topyekün verilen bir savaş,imparatorluğun yıkıntılarından kurulan Yeni Cumhuriyet.Türk,Kürt olmanın ne anlamı var ki,amaç bu topraklardır.Vatan kutsaldır,tarih birlikteliktir.

 

Yeni düzen "her milletin devlet kurma özgürlüğü" var derken,bizler "milli egemenlik" dedik,egemenlik derken sadece "korkularımız"ın egemenliğinde hep beraber boğulduk.

Ulus devlet anlayışı...Menderes'in idamından sonra AP mücadalesi içerisinde yer alan asker kökenli Gümüşalp,AP'yi asker karşısında korurken,tüm AP'lilere şunu söyler;

 

"Siz,ahval ve şeriatı düşünmüyorsunuz!"

 

İşte Ulus-Devlet anlayışı...işte ahval ve şeriat ve işte hukuk.

 

Sevgili Boşig,bundan sonraki süreç;evrensel bir olgu olan milliyetçilikten,onun verdiği korkulardan bunalmış olan bir ülkenin "kimliğinde ki bocalanma" ve "sorun haline gelen etnik kimlikler"dir.

 

Bizler,kim olduğumuza daha karar veremedik.Bir yanımız Batıya dönük diğer yanımız hala doğu.

 

Bir yanımız "insani değerlerin insanı" derken diğer yanımız hala "etnisyenliğin" pençesinde.

 

Siz diyorsunuz ki;Türk kimnliği etnik bir kimlik değildir.Kimbilir belki de...

 

Ama Gümüşalp'ın dediği ahval ve şeriat bunu demiyor.

 

Bsaşka etnik kimliklere olan baskı size buyrun şartlar diyor,buyrun yaşanananlar ve bakın hukuksuzluğa.

 

Sevgili Boşig,

 

Yazdıklarım sizi rahatsız etmesin.Ben farkındayım hesapların,avaz avaz bağırıyorum çoğu zaman "gelmeyin bu oyunlara",farkındayım "demokrat olmayı becerememiş" ülkemin yaşadıklarına,işkencelerine,işsizliğine,yoksulluğuna,ayar verilen egemenliğine.çaresizliğine...Siz de beni anlayın;siz de Diyarbakırda ki faili meçhulleri görün,dili yasaklananların yerine koyunuz kendinizi,Kaymaz davasına benim kadar sahip çıkın.

 

Kolay mıdır kardeş olmak,kardeşinize sahip çıkamadıktan sonra!Gücenmez mi size...

 

Ve Sevgili Boşig,

 

Kimlik Sorunu...bu ülkenin sorunudur.

 

BİZLER EĞER GERÇEKTEN BU ÜLKEDE YANLIŞLAR YAPILDI DİYEBİLİYORSAK BU YANLIŞLAR KÜRTLERE DE YAPILDI DİYEBİLMELİYİZ...BU BİR AYRILIK DEĞİL,BİR AD VERME DEĞİL;SENİN YANINDAYIM KARDEŞİM DİYEBİLMEKTİR.

 

Ve lütfen tartışmaları kişiselleştirmeyelim,birbirimizi yeterince tanıyoruz,sadece düşüncelerimiz...saygılar.

 

Ayrıca PKK ve DTP'ye değil,bize kulak verin!Ben ne özerklik istiyorum ne de bir Kürt dini...sadece kardeşçe ve hepimiz olan bir yaşam!Kulak verelim Kürt aydınlarına,onlar bir yerde barış için sizleri bekliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ayrıca PKK ve DTP'ye değil,bize kulak verin!Ben ne özerklik istiyorum ne de bir Kürt dini...sadece kardeşçe ve hepimiz olan bir yaşam!Kulak verelim Kürt aydınlarına,onlar bir yerde barış için sizleri bekliyor.

Sayin mavi olayin kilit noktasini cok güzel ifade etmissiniz. Kardeslikten, baristan, esit vatandasliktan ve cözümden yana taraf olanlar asla ne PKK'yi ne de DTP gibi dar alanda politika yapan partilere kulak vermislerdir. Onlar sadece haykiran Kürt halkina kulak vermislerdir.

 

Ama kardesligi tek yön yol olarak görenler cözüm istemediklerini aciktan söyleyemedikleri icin dolayli yoldan konuyu devamli PKK ve DTP üzerineden tartisiyorlar.

 

Iyi niyetin cözemeyecegi bir sorun yoktur, o da bizde yok malesef.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Geçmişten geleceğe uzanarak sorunun evrensel boyutunu irdelemeye ne dersiniz?

 

Ya Mavi, bana şimdi de "Geçmişe uzanalım" diyerek yok efendim Osmanlı, yok efendim farklı etnisiteler falan karmaşası yapmayın lütfen...

Zamanında o kadar geçmişe uzandığımızda ve örneğin Türklerin yüzlerce yıldır Kürtleştirilmesi, Kürtlerin yüzlerce yıl Osmanlılarca kayırılması; Osmanlılarca kayrılan Kürtlerin, Türkiye Cumhuriyeti ile bu kayırılmaları sona erdiğinde nasıl da Türkiye'ye karşı ayaklanmalara giriştiklerini, Kürtlerin Aşirete ve Dinselliğe dayalı toplumsal ve kültürel yapılarının, sorunun tarihsel olarak önemli bir parçası olduğunu anlattığımda; bunları gerek sizin, gerek Dünyahepimizin'in ya da gerek diğer düşüncedaşların geçiştirdiğini, görmezden geldiğini ya da olmamış var saydığını; en iyi kabul ile "sorunun çok çok küçük bir öğesi" olarak tanımlayarak ötelediğini çok kereler gördüm.

O yüzden lütfen, rica ediyorum bana "geçmişten geleceğe uzanmaktan" söz etmeyiniz.

 

Geçmişten geleceğe uzanabilmek için;

Geçmişte olanları sindirebilmek, var olanı kabul edebilmek ve geleceğe uzanmayı gerçekten isteyebilmek gerekir...

Her ne pahasına olursa olsun bir takım dogmaları, ortaçağa ait kültürel öğeleri, yapılanmaları ya da kalıplaşmaları reddetmedikçe ve Etnik kaygılardan kurtulmadıkça ne modern kavramlara sahip çıkabilirsiniz, ne onları anlayabilirsiniz ve ne de geleceğe uzanabilirsiniz...

Geleceğe uzanmak; insanları ayrıştıran ve farklı tanımlayan kavramların ötelenmesi ile olur; o kavramlar ile kendimizi tanımlamakla değil...

Kendinize sürekli "Kürt" diyerek ve bununlabenim de kendimi "Türkmen" olarak nitelememi bekleyerek;

Nasıl olurda hepimizde birden geleceğe birlikte uzanma azminin doğmasını bekleyebilirsiniz?

Bizi, birbirimize bağlayacak daha üst bir tanımlama, daha üst bir bağ gerekmez mi?

Şimdiye kadar böyle bir bağda söz edebildiniz mi?

Ben görmedim!

 

Peki bu etnik kimliklerden (ki kimlik değillerdir, kökenelerdir) sıyrılmamız gerekmez mi?

En azından benim kadar sıyrılabildiniz mi sevgili Mavi?

"Benim" diyerek Kürtlüğünüzü ve Kürt Haklarınızı dillendirmediğiniz kaç tane iletiniz var?

Siz diyorsunuz ki;Türk kimnliği etnik bir kimlik değildir.Kimbilir belki de...

 

"Kim bilir! Belki de..." mi?

Hiç birşey demiyorum abi...

 

Mavi, kimin bu ülkeyi neye dönüştürdüğü ya da dönüştürmeye çalıştığı umrumda değil; "Ulus" kavramının neliği açısından...

İnsanlar, bu bütünlüğü ortaya çıkaran o temeldeki "Ulus" kimliğini "Irki Kökene" dayandırıyorlar ise

Bu benim "Ulus" kavramını öyle anlamlandırmam ve bu kavramdan vaz geçmem gerektiği anlamına gelmez...

 

Amerika bugün "Demokrasi" ve "Özgürlük" diye diye Irak'ı mahvetti, milyonlarca insan öldürdü.

"Evet, Amerika oraya demokrasi getirmiştir!"...

 

Şimdi ABD Özgürlük ve Demokrasiyi kendi amaçları uğruna kullandı diye vaz mı geçelim Özgürlük ve Demokrasiden?

Amerika o yönde kullandı diye, onun kullandığı amaç doğrultusunda mı tanımlayalım artık bu kavramları?

 

Neden "Ulus" kavramı size bu kadar batıyor?

Neden bu kavram, kendi öz ilkesi dışında kullanılmak amacıyla tanımlandığında ya da içi boşaltıldığında hemen bu anlam kargaşasını kabul ediveriyorsunuz?

Yapmayın...

Sevgili Boşig,

 

Yazdıklarım sizi rahatsız etmesin.Ben farkındayım hesapların,avaz avaz bağırıyorum çoğu zaman "gelmeyin bu oyunlara",farkındayım "demokrat olmayı becerememiş" ülkemin yaşadıklarına,işkencelerine,işsizliğine,yoksulluğuna,ayar verilen egemenliğine.çaresizliğine...Siz de beni anlayın;siz de Diyarbakırda ki faili meçhulleri görün,dili yasaklananların yerine koyunuz kendinizi,Kaymaz davasına benim kadar sahip çıkın.

 

Kolay mıdır kardeş olmak,kardeşinize sahip çıkamadıktan sonra!Gücenmez mi size...

 

Ve Sevgili Boşig,

 

Kimlik Sorunu...bu ülkenin sorunudur.

 

BİZLER EĞER GERÇEKTEN BU ÜLKEDE YANLIŞLAR YAPILDI DİYEBİLİYORSAK BU YANLIŞLAR KÜRTLERE DE YAPILDI DİYEBİLMELİYİZ...BU BİR AYRILIK DEĞİL,BİR AD VERME DEĞİL;SENİN YANINDAYIM KARDEŞİM DİYEBİLMEKTİR.

 

Ve lütfen tartışmaları kişiselleştirmeyelim,birbirimizi yeterince tanıyoruz,sadece düşüncelerimiz...saygılar.

 

Ayrıca PKK ve DTP'ye değil,bize kulak verin!Ben ne özerklik istiyorum ne de bir Kürt dini...sadece kardeşçe ve hepimiz olan bir yaşam!Kulak verelim Kürt aydınlarına,onlar bir yerde barış için sizleri bekliyor.

 

Bu ülkenin toplumsal ve Ulusal sorunlarını bir Etnik-Köken üzerinden çözmeye çalışarak mı bir "Kardeşlik" amaçlıyorsunuz?

Bu sorunun "Kürt Sorunu" olarak tanımlandığı hangi başka etnik ortamda çözüme ulaşılabilmiş, söyler misin?

 

Bu bir yana "Kürt Aydını" tanımına gelelim:

Ya hu hadi Demokrasi kavramını Etnisiteye bürüdünüz...

Etnik-Milliyetçiliği "Demokratlık" yaptınız ve öyle olmadığını onca yazıma karşın kabul ettiremedim...

(ki düşünün; o kada beceriksizim!!!)

 

Ya Mavi, "Aydın" tanımı ile bir Etnik Kökeni nasıl bağdaştırabiliyorsun?

 

Ya hu "Aydın" insan, kendisinin tanımlama konusunda Din, Dil, Irk gibi kaygıları aşmış, kendisini tanımlamak için bunlardan daha öte "İnsan" benliğini kavramış ve tüm diğer insanlara da o gözle bakabilen; Etnik ya da Dini bir kaygı taşımayan kişidir...

Bulunduğu toplumu, olduğu yerden sırtlayıp, daha yukarı taşıma hevesinde ve bilincindedir...

 

Abi bana geliyorsun "Kürt Aydını" diye bir tanım kullanıyorsun...

Aydın'ın "Kürt'ü, Türk'ü, Çerkez'i" mi olur?

Aydın'ın "Müslüman'ı, Hıristiyan'ı, Yahudi'si" mi olur?

Hangi Aydın kendisini Etnik ya da Dini kimliğini ön plana çıkararak tanımlamıştır?

Hangi Aydın başka bir Aydın'a etnik kökeni ile hitap etmiş ve öyle tanımlamıştır?

 

Ya bırakın lütfen yaaa...

 

Siz çözümü, Modern kavramları, daha ilkel kavramlara yamadıkça, çözüm bulabileceğinizi sanıyor musunuz gerçekten?

 

Gidin Ulus, Demokrasi, Aydın/Aydınlanma gibi kavramları ilkel Etnik tanımlamalar ile tanımla;

Sonra da bana çözümü savun!

Yapmayın rica ederim...

 

Bakın "Türk Aydınlanması" diyoruz...

Neden?

Orta Asya'da yaşayagelmiş Irk'ın "Aydınlanması" olduğu için mi?

Yoksa son 150 yıldır Anadoluda bir Ulusal Kimlik olarak kendisini bulmuş Üst Kimliğin eriştiği dönem olarak mı kullanıyoruz?

Aydın, aydınlanmayı sağlayan ve dönemin en modern kavramlarını, bağlarını savunan kimsedir...

Bir Aydın, Etnik bir kimlik ile tanımlamaz "Aydın" kimliğini...

Aydınlanma, Etnik bir kimlik ile sağlanamaz...

Türkiye'de:

 

Türkmen Aydınlanması olmaz...

Türkmen Aydını olmaz...

Türkmen Ulusu olmaz...

Türkmen Devrimi olmaz...

 

Kürt Aydınlanması olmaz...

Kürt Aydını olmaz...

Kürt Ulusu olmaz...

Kürt Devrimi olmaz...

 

Bunlar, bu anlamda gelişmiş ve gelişebilecek kavramlar değildirler...

Niçin "Fransız Devrimi" diyoruz?

Bir Etnik-Ad olduğu için mi?

Yoksa bir "Modern Ulusal Bir Üst Kimlik" oluşturabildiği için mi?

 

Siz, gelin, Kurtuluş Savaşını başarıya ulaştırmış Ulusal Kimlik Anlayışının içini boşaltmak için en olmayacak tanımları yapın,

Ve bilerek kendinizi bu Ulusal bilincin dışında tutun...

Sonra da gelin:

"Ahanda o Ulus tanımı işe yaramıyor!" deyin...

Ama kendi Etnik-Milliyetçiliğinizde kusur bulmayın...

Hatta kendinizin Etnik-Milliyetçi olduğunuzu bile farkedemeyin...

 

Dikkat ettiniz mi bilmem:

Tartışma boyunca, tartışmanın muhataplarının çoğu, ne yeni bir tanım getirebilmekte

Ne de başka bir olgu ile söylemlerini tamamlayabilmekte ya da tanımlayabilmekte...

 

Sadece, benim yazılarımda var olduğu sanılan küçük boşluklardan medet umulmakta! smile.gif

Veya "devlet bunu yaptı, devlet şunu yaptı!" denilebilmekte...

 

Her neyse yaa...

Kavramların bu kadar karmaşaya girdiği bir ortamda, neyi nasıl tartışabileceğiz ki!

 

Toplum da bu yüzden karmaşa içinde değil mi?

Ne siyasetçiler, ne toplum ve ne de kendisini ya da başkasını Aydın olarak tanımlayanlar;

Ne sahip çıktıkları, ne karşı çıktıkları ve ne de kendilerini ya da başkalarını tanımladıkları kavramların anlamlarını biliyorlar...

 

Sert konuştuysam özür dilerim ama kusura bakmayın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sert konuştuysam özür dilerim

Yo, çok yumuşak konuşmuşsun.

 

Şimdi Recep Tayyip diyor ki, Türk de bir alt kimliktir. Bu açılım hikayesinin özünde bu sav yatıyor. Peki üst kimlik nedir? Buna da anayasal vatandaşlık diyor. Güzel. Anayasal vatandaşlık bilinci güzel bir kavramdır. Fakat bu bilince sahip yurttaşların oluşturduğu halka "Türk halkı" demekten niye gocunuyor? "Efendim Lazı var Çerkezi var, Kürdü var. Niye hepsi Türk olsun?"

 

Yani istiyor ki halk kırk yama bohçaya dönsün. Türk de bu yamalardan biri olsun, etnisite durumuna gelsin. Peki bu kırk yama bohçaya ne ad verelim? Bu ne ulusu? "Anadolulu ulusu" mu olsa beğenirler? "Türkiyeliler ulusu" desek onu da istemezler. "Niye içinde Türk adı geçiyor efendim?" Acaba Anado Lulular" desek uyar mı? Sonra oldu olacak kısaltır, "Lulu halkı" deriz!

 

Yahu yazık be! Bu Türk dediğimiz adamlar gelmiş, Bizans'tan bileğinin hakkıyla bu yurdu almış, vatan yapmış, biz de buna atama yaparak, kurucularına atfen "Türkiye" adını kullanmışız be! Buna da etnisite ataması yapmamış, demişiz ki bu tarihe, Türklerin gelip Malazgirt'te Bizans'ı yenmesine, bu toprakları vatan haline getirmesine yapılan tarihsel bir atamadır, bir tarihsel ulus bilincidir! Bu mu çok görülen, gocunulan yahu?

 

Kürtler alsa Bizans'tan da Kürdiye olsaydı, ne çıkardı yahu? Kim gocunurdu yahu? Yani bir bu tarihsel atamayı çok görmek...

 

Sustum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gidin Ulus, Demokrasi, Aydın/Aydınlanma gibi kavramları ilkel Etnik tanımlamalar ile tanımla;

Sonra da bana çözümü savun!

Yapmayın rica ederim...

Burada bir ayrıntıyı dile getirmek istiyorum:

Çünkü bazı arkadaşların, söylemlerimdeki ufak ayrıntıları aleyhime kullanma merakında olduklarının farkındayım...

 

"İlkel Etnik Tanımlama"dan kastım,

Modern bir kavramın, etnik bir kökene dayandırılarak o çerçevede savunulması ve anlamlandırılmasıdır.

 

Bu türlü bir savunuyu, kendi etnik varlığını "Türk Irkı" olarak tanımlayan bir kimse de yapabilir.

Bu türlü bir anlam kargaşasında "Türk" ulusal kimliğini "Irka" dayandırarak savunan bir kimse de

Yine bir İlkel tanımlama ve anlamlandırma yapmış demektir.

 

Hiç kimse Kürt, Türkmen, Çerkez ya da Yörük olarak doğmayı seçemez;

Böyle doğup doğmamak bir tercih meselesi değildir...

 

Ancak insanları ellerinde olmadan doğdukları etnik köken ile tanımlamak ne kadar ilkel ise

Bir insanın da kendi elinde olmadan doğduğu etnik köken ile kendisini tanımlaması

Ve bununla birlikte kendisini başka etnik kökenlerden doğanlardan ayırt etmesi de İlkelliktir...

 

Aynı zamanda modern kavramları da, elinde olmadan doğduğu etnik köken üzerinden savunmak da bu açıdan ilkelliktir...

 

Yoksa bir insan etnik kökeninin ne olduğunu dile getirip getirmemekte elbette ki özgürdür;

Bunda her hangi bir kaygı, amaç ve ayrımcılık gütmediği sürece...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yo, çok yumuşak konuşmuşsun.

 

Şimdi Recep T. diyor ki, Türk de bir alt kimliktir. Bu açılım hikayesinin özünde bu sav yatıyor. Peki üst kimlik nedir? Buna da anayasal vatandaşlık diyor. Güzel. Anayasal vatandaşlık bilinci güzel bir kavramdır. Fakat bu bilince sahip yurttaşların oluşturduğu halka "Türk halkı" demekten niye gocunuyor? "Efendim Lazı var Çerkezi var, Kürdü var. Niye hepsi Türk olsun?"

 

Yani istiyor ki halk kırk yama bohçaya dönsün. Türk de bu yamalardan biri olsun, etnisite durumuna gelsin. Peki bu kırk yama bohçaya ne ad verelim? Bu ne ulusu? "Anadolulu ulusu" mu olsa beğenirler? "Türkiyeliler ulusu" desek onu da istemezler. "Niye içinde Türk adı geçiyor efendim?" Acaba Anado Lulular" desek uyar mı? Sonra oldu olacak kısaltır, "Lulu halkı" deriz!

 

Yahu yazık be! Bu Türk dediğimiz adamlar gelmiş, Bizans'tan bileğinin hakkıyla bu yurdu almış, vatan yapmış, biz de buna atama yaparak, kurucularına atfen "Türkiye" adını kullanmışız be! Buna da etnisite ataması yapmamış, demişiz ki bu tarihe, Türklerin gelip Malazgirt'te Bizans'ı yenmesine, bu toprakları vatan haline getirmesine yapılan tarihsel bir atamadır, bir tarihsel ulus bilincidir! Bu mu çok görülen, gocunulan yahu?

 

Kürtler alsa Bizans'tan da Kürdiye olsaydı, ne çıkardı yahu? Kim gocunurdu yahu? Yani bir bu tarihsel atamayı çok görmek...

 

Sustum...

 

Ya hu birşey diyeceğim ama "Çok Bilmiş" bir kimse konumuna düşmekten korkuyorum ve demiyorum...

 

Hadi Türkiyede bir "Anadolu Halkı" tanımı getireceksin;

İyi de "Anadolu" dediğin yer, İstanbul'un Anadolu yakasında biter...

Diğer tarafı Trakyadır...

Orayı ne olarak nitelendireceksin?

Yarın birgün Trakyalılar çıkıp "Biz Trakya halkıyız" demezler mi?

Demeleri için engel olan nedir?

Bugün insanlar "Türk" adını bir "Irk" adı olarak komik bir biçimde kullanmaya başlamadılar mı?

O niye olmasın?

 

Hadi "Anadolu Halkı" dedin...

E bunun yanında bugün "Kürdistan Halkı" kavramı oluşturulmaya çalışılıyor?

Sen tüm herşey bittiğinde, kendisini "Kürdistan Halkı" olarak niteleyenlerin

"Biz Anadolu Halkı değiliz!" dememesini bekleyebilir misin?

 

Gözünü sevdiğimin Uğur Mumcu...

Çok güzel söylemiş:

"Fikir sahibi olmadan, bilgi sahibi olmayınız..."

 

Ne tarihi biliriz, ne kavramları biliriz ama maşallah car car konuşuruz...

Bir kerede sormayın:

"Hacı bu ne?"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Boşig,

 

"Zamanında o kadar geçmişe uzandığımızda ve örneğin Türklerin yüzlerce yıldır Kürtleştirilmesi, Kürtlerin yüzlerce yıl Osmanlılarca kayırılması; Osmanlılarca kayrılan Kürtlerin, Türkiye Cumhuriyeti ile bu kayırılmaları sona erdiğinde nasıl da Türkiye'ye karşı ayaklanmalara giriştiklerini, Kürtlerin Aşirete ve Dinselliğe dayalı toplumsal ve kültürel yapılarının, sorunun tarihsel olarak önemli bir parçası olduğunu anlattığımda; bunları gerek sizin, gerek Dünyahepimizin'in ya da gerek diğer düşüncedaşların geçiştirdiğini, görmezden geldiğini ya da olmamış var saydığını; en iyi kabul ile "sorunun çok çok küçük bir öğesi" olarak tanımlayarak ötelediğini çok kereler gördüm."

 

Ben bunları geçiştirmedim,bu sorunlar yoktur demedim.Bana haksızlık yapıyorsunuz.Söz konusu Ermeni Meselesi olduğu zaman;"Arkadaşım,o dönemde bölgede Hamidiye Alayları var,soykırım yapılmışsa DA(nedeni ne olursa olsun) bunu yapan benim ırkdaşımdır" diyerek aynayı kendime tutan da bendim,"ama arkadaşım,egemen otorite beni değil ağalarımı kendisine muhattab aldı,çıkarı çatışınca düşman,çatışmayınca da müteffik olmayı çok iyi becerdi" diyerek gerektiğinde hesap soran da bendim.

 

Unutmayın taraf yoktur,taraflar vardır.Kimse tek başına hata yapmaz.Kürtler yaşananlardan ne kadar sorumluysa,egemen de o kadar sorumludur.Bu eşitlik bile yaşananları görmemezlikten gelmenize yetmez;ki egemen benim için vardır.Beni ve haklarımı,legal bir yapılanma ile koruyacak olan egemendir.(egemeni devlet anlamında kullanıyorum)

 

Şimdi Kürt Sorunu söz konusu olduğunda her yazdığımıza PKK ile yanıt veren,tüm yapılanları PKK ile meşrulaştıran siz değerli forumdaşlarım;

 

Bizi legal olan ile illegal olan arasında seçime zorlayan yanlış politikalarınız bize bedel ödettiğinde,Diyarbakır Cezaevinde insanlar insan olduğu için pişman ettirildiğinde,köylerimiz yakıldığında,koruyucular başımıza ağa kesildiğinde,çocuklarımız öldürüldüğünde siz nerdeydiniz?

 

Madem bu yaşananlar bu ülkenin sorunuydu,o zaman bu ülke nerdeydi?

 

Nerdeydiniz gerçekten,niye göremedim ben?

 

Uğur Kaymaz,küçük bir çocuk ya.Bu çocuk sırtından vuruluyor,üstüne terörist deniliyor.Ve bu çocuğu öldürenler serbest bırakılıyor.Ben burada "neden vuruldu Uğur derken" kaç kişi,Uğurun yaşam hakkı benimdir dedi ki!

 

Beni etnik milliyetçilik ile itham ediyorsunuz.Hayır,değilim.Sadece bir Kürt'üm.Bunu ifade etmek,insan olmanın gereği;milliyetçiliğin değil.

 

Tüm eleştirilerinize cevap vereceğim...şimdilik hoşçakalın.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Boşig,

 

Ben bunları geçiştirmedim,bu sorunlar yoktur demedim.Bana haksızlık yapıyorsunuz.Söz konusu Ermeni Meselesi olduğu zaman;"Arkadaşım,o dönemde bölgede Hamidiye Alayları var,soykırım yapılmışsa DA(nedeni ne olursa olsun) bunu yapan benim ırkdaşımdır" diyerek aynayı kendime tutan da bendim,"ama arkadaşım,egemen otorite beni değil ağalarımı kendisine muhattab aldı,çıkarı çatışınca düşman,çatışmayınca da müteffik olmayı çok iyi becerdi" diyerek gerektiğinde hesap soran da bendim.

 

Mavi, sanıyorum ben anlatamıyorum...

Özetleyeyim:

Ben hiçbir zaman Ermenilere bir soykırım yapıldığını düşünmediğim gibi;

Bu açıdan Kürtlerin de Ermenilere soykırım yapmadıklarını bilmekteyim...

 

Başka bir konuda habire Osmanlının ve daha doğrusu "İttihat ve Terakki"nin politikalarına dayanarak "Türklerin" Ermenileri katlettiğini savlayanların

Bu savlarının ne kadar çürük ve kaygan bir temele dayandığını

Bölgedeki Kürt örgütlenmesini, Hamidiye Alaylarını ve Kürt aşiretlerini örnekleyerek ortaya koydum; o kadar...

 

Yoksa daha önceki yazılarıma bakabilirsiniz ki;

Bu Ermeni Göçü sırasında oldukça güçsüz Ermeni aileleri,

Kendilerine "Sığındıkları" takdirde korumaya almış Kürt Aşiretleri bile vardır ve örneğini de vermiştim...

 

Olgu şudur:

Kürtler, Osmanlının Sistemlerinin Adamlığını yapmışlar;

Osmanlı yıkılınca, kayırılmışlıklarını yitirip de çıkarları Türkiye ile çakışınca,

Bu belirli kesimler ayaklanmışlardır.

Bugün gördüğümüz sorunlar kabaca bunların uzantılarıdır...

 

Devlet haksız mıdır?

Kesinlikle haksız değildir...

 

Ancak Devletin bir takım uygulamalarda haksız olmasına dayanarak

Tarihsel gerçekliği bulunan kavramları ve bağları, kendi öz anlamları dışında tanımlamak büyük haksızlıktır diye düşünüyorum.

Söz konusu kavramlar bellidir; yeniden sözünü etmeyeceğim.

 

Unutmayın taraf yoktur,taraflar vardır.Kimse tek başına hata yapmaz.Kürtler yaşananlardan ne kadar sorumluysa,egemen de o kadar sorumludur.Bu eşitlik bile yaşananları görmemezlikten gelmenize yetmez;ki egemen benim için vardır.Beni ve haklarımı,legal bir yapılanma ile koruyacak olan egemendir.(egemeni devlet anlamında kullanıyorum)

 

Şimdi Kürt Sorunu söz konusu olduğunda her yazdığımıza PKK ile yanıt veren,tüm yapılanları PKK ile meşrulaştıran siz değerli forumdaşlarım;

Ben hiçbir zaman PKK ile meşrulaştırmadım yazdıklarımı ve yazdıklarınızı da PKK ile bağıntılamadım.

Yaptığım şey en fazla söylem benzerliklerini ortaya koymak olmuştur.

 

Bizi legal olan ile illegal olan arasında seçime zorlayan yanlış politikalarınız bize bedel ödettiğinde,Diyarbakır Cezaevinde insanlar insan olduğu için pişman ettirildiğinde,köylerimiz yakıldığında,koruyucular başımıza ağa kesildiğinde,çocuklarımız öldürüldüğünde siz nerdeydiniz?

 

Madem bu yaşananlar bu ülkenin sorunuydu,o zaman bu ülke nerdeydi?

 

Nerdeydiniz gerçekten,niye göremedim ben?

 

Bende bundan söz ediyorum;

O haksızlıkları paylaşmadığımızı mı sanıyorsunuz, bir insan olarak?

O yapılanları savunan tek bir kimse karşımıza çıktığında "neden" diye sormadığımızı mı sanıyorsunuz?

Ne yapalım?

Bizde gidip "bize de işkence edin" mi diyelim?

Daha nasıl savunalım bilemiyorum ki!

Ben 80'de o olaylar olurken daha doğmamıştım bile!

 

Sorun şu:

Siz o haksızlıkları, bir Ulusun davası konumundan alıp, Kürtlerin davası haline indirgerseniz;

Elbette ki yanınızda sizden ve o acıları yaşayanlardan başkalarını bulamazsınız...

 

Bu kadar açık ve net...

Beni etnik milliyetçilik ile itham ediyorsunuz.Hayır,değilim.Sadece bir Kürt'üm.Bunu ifade etmek,insan olmanın gereği;milliyetçiliğin değil.

O zaman şöyle örnekleyelim, bakalım arada ne fark var:

 

Forumda iletilerinizi inceleyecek olursak, karşımıza sık sık "Benim Kültürüm" diyerek Kürtlükten söz ettiğiniz çıkıyor...

Ben ise diyorum ki; Kürt, Çerkez, Laz, Yörük kültürleri Anadolu'da bir bütün haline gelmişlerdir ve hepsi "Bizim"dir...

 

Forumda iletilerinizi inceleyecek olursak, karşımıza "Aydın" kavramını bir "Etnisiteye" atadığınız ve Etnik bir adla tanımladığınız çıkıyor...

Ben ise diyorum ki; "Aydın" Etnik-Kökeninden sıyrılmış kişidir ve ne kendisini ve ne de bir başkasını Etnik-Kökeni ile tanımlayamaz; kendisinin de öyle tanımlanmasına olanak vermez; olanak verebilen kimse de Aydın değildir.

 

Forumda iletilerinizi inceleyecek olursak, karşımıza "Demokratik Çözüm" önerilerini hep "Etnik" bir kökene temellendirerek tanımladığınız ve adlandırdığınız çıkıyor...

Ben ise diyorum ki; "Demokrasi" hiçbir toplumsal sorunu Etnik Kökene dayandırarak çözmez ve o şekilde tanımlamaz. Demokrasi için bir sorun, herşeyden önce İnsanlık sorunudur ve adlandırmasını da o biçimde yapar.

 

İletinizi inceleyecek olursak, karşımıza "Etnik Kökeninizi" ifade etmenin bir "İnsanlık Gereği" olduğunu söylediğiniz çıkar...

İnsan olarak kalmak için böyle bir gereklilik yok...

 

Anne-babasından:

Birisi Kürt, diğeri Türkmen;

Birisi Alevi, diğeri Sünni;

Birisi Laz, diğeri Türkmen;

Birisi Çerkez, diğeri Türkmen;

Birisi Kürt, diğeri Arap;

Birisi bilmem ne, diğeri başka bilmem ne

Olanları nasıl kimlikleyeceksiniz peki?

Yüzde'leyecek misiniz?

Kimliklerinde "%50Kürt, %50Arap"mı yazacağız?

 

Daha da kötüsünü düşünün:

Babası ve annesinden birisi Kürt, diğeri Arap olan birisinin;

Babası ve annesinden birisi Türkmen ve diğeri Çerkez olan birisi ile evlendiğini düşünün...

Doğacak çocuklarını nasıl kimlikleyeceğiz?

%25Kürt, %25Türkmen, %25Çerkez, %25Arap mı diyeceğiz?

 

Peki neden Etnik-Kökeninizi dile getirmek kaygısı taşıyorsunuz?

Yani neden Etnik-Kökeninizi söylemek sizin için bu kadar önemli ki?

 

Eğer bir kimsenin Türkmen, Çerkez, Laz, Rum, Çingene ya da bilmem ne olması sizin için önemli değil

Ve onların Kürt olmamaları da sizin için bir değer kaybı değilse;

Sizin Kürt olmanız da sizin için bir övünülecek ya da sizi onlardan üstün kılacak,

Sizi onlardan ayrı ve farklı kılacak daha "Değer" bir özellik değilse;

Neden illa ki kendinizi "Kürt" olarak tanımlama ihtiyacı hissedesiniz ki?

 

A, B, C, D, E, F, G, Ğ, H, I, İ, J ve K öğeleri eşitse ve birisi diğerinden üstün değilse;

Neden eşitlikler arasında kendinizi K ile tanımlama

Ve bunu illa ki bir Kimlik olarak edinme kaygısındasınız?

 

Niçin doğarken aidiyetinizi tercih edemediğiniz bir şey ile kendinizi tanımlama gereği görüyorsunuz?

 

Belki temiz bir yürek olarak Etnik-Milliyetçilik yapmak istemiyorsunuz;

Ancak söylemleriniz oldukça Etnik-Milliyetçi bir hal almış durumda...

Kusura bakmayın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hadi Türkiyede bir "Anadolu Halkı" tanımı getireceksin;

İyi de "Anadolu" dediğin yer, İstanbul'un Anadolu yakasında biter...

Diğer tarafı Trakyadır...

Bir kerede sormayın:

"Hacı bu ne?"

:)İyi işte, ellerine bir ayrım fırsatı daha geçer. Kürt-Türk olmadı, laik-dinci olmadı, bir de Anadolulu-Trakyalı çatışması çıkarırlar, ülke biraz daha yol alamaz! Arayıp da bulamadıkları bu değil mi zaten?

 

Yok etmek istedikleri de tam olarak tarih bilinci, fazla gördükleri bir şu ülkeyi Bizans'tan bileğinin hakkıyla alan insanlara bir tarihsel atama değil mi? Galiba bu durumda "Anadolulu" pek bir işlerine gelecek!

 

O da olmazsa kısaca "Lulu" seçeneğine yönelir, tarih bilincinin içine iyice bir limon sıkarlar artık! Battı balık yan gider nasılsa!

 

Valla boşig, gülücük koydum ama doğrusu hiç komik olmadı. Tersine kanımı donduruyor bu ihanet...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Biz" diyorum ama benim "Biz"den kastım bellidir...

Sakın ola birileri "Haa Siz mi? Tamam o zaman beni kastetmiyor!" demesin...

Aksine, "Sen"i de kastediyorum a bilader...

 

Bu tedirginliği aşılamayı başardılar. Birine günde kırk kere deli dersen deli olurmuş. Aynı tedirginliği ben de duyuyorum. Her seferinde, etnik anlamda bir "biz" den bahsettiğim sanılır mı tedirginliğini yaşıyorum. Etnititeyi kafamıza sokmayı başardılar ya, helal olsun. Oysa biz "biz" derken "Türk" derken hiç bir etnik duygu aklımızdan geçmezdi. Edirne'den Hakkari'ye kadar herkesi kastederdik.

 

En azından bunu başardılar, şimdilik... E, eşyanın tabiatına aykırı olur, bu kadar yoğun çaba bir sonuç vermesin, determinizme aykırı bir kere... Nedenler hazırlandıysa sonuç gelir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye'de üst kimligin Türk yerine Türkiyeli olarak degistirilmesini,Türklügün diger etnik kimlikler gibi bir alt kimlik olarak tanimlanmasini öngören talepler,Türkiye'yi etniklik temelinde bölmeyi hedefleyen ic ve dis odaklarin ülke gündemine maksatli olarak getirdikleri sun'i tartisma konusudur.Bunu ülkenin basbakaninin yapmasi ise Atatürk'ün "Ülkeyi yönetenler gaflet,dalalet ve hatta hiyanet icinde olabilirler"sözünün ne kadar ileri bir görüs oldugunu anlatiyor bize.

Türkiye'de üst kimligin Türk yerine Türkiyeli olarak tanimlanmasi ,herseyden önce Türk ulusuna yapilan bir haksizliktir.Maksatli mozayik dayatmasini pekistirir,ulusal kimlik bilincini zedeler,ulusal direnci zaafa ugratir.Bundan daha da vahimi adim adim.ülkeyi bölünmeye kadar götürecek taleplere,dayatmalara zemin olusturacak bir ön kabul olacaktir.Anayasada ki "TÜRK DEVLETINE VATANDASLIK BAGIYLA BAGLI OLAN HERKES TÜRKTÜR"maddesini gecersiz kilmaktir."NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE"ile ugrasmakta ayni anlami icerir,yani etnik ayrimcilik.Türkiyeli taniminin hicbir tarihi ve mesru dayanagi yoktur.

Türkiye bir mozayikmidir?hayir degildir.Bilimsel anlamda mozayik tanimlamasinin ölcütleri vardir.Bu ölcütler gerceklesmemisse o ülkeye mozayik tanimlamasi yapilamaz.Eger yapiliyorsa bunda art niyet vardir.Ülkenin etnik yapisini etkileyen büyüklükte anlamli nüfüsa sahip gruplar asli gruplar olarak tanimlanir.Ülkenin etnik yapisini degerlendirmede nüfus olarak belirleyici bir etkisi olmayan kücük gruplar TALI gruplar olarak kabul edilir.

Bu anlamda özellikle Kürt etnik milliyetcilerinin Kürt nüfusunu israrla 15-20 milyon olarak vermeleri dayatmalarina dikkat etmek gerekir.Bu tamamen gercek disi, tamamen siyasi ve kirli bir oyundur.

Bir ülkenin mozayik olarak tanimlanabilmesi icin bilimsel olarak etnik nüfusun genel nüfusa göre oraninin yüzde 35 olmasi gerekir.Türkiye'deki yüzde 10-15 i bulan etnik nüfüs orani ile bir mozayik tanimlamasi yapmak ülkeyi etnik bazda bölmeyi amaclar.Fransa yüzde 20 etnik nüfusa ragmen kendini mozayik olarak tanimlamiyorken bunun Türkiye'ye dayatilmasinin nedenlerini iyi düsünmek gerekir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dostum, çok ağır konuşmuşsun... Fakat içim kanayarak, sana haksızsın diyemiyorum. Bazen diyorum, bir tarih bilincimize, bir ulus bilincimize sahip çıkamayacaksak, hep birlikte, hepimiz... Bir tarihsel atama ırgalıyacak, gocunduracak, fazla gelecekse birilerine... Çözelim ipini, koyverelim gitsin be, olmayıversin olmayacaksa diyorum... Fakat bu ulus bu kadar da düşmüş olamaz diyorum. Zaten bu taşeronların ardındakilerin, yani Sevr'i hortlatma plancılarının amaçları "lanet olsun" noktasına getirmek diyorum. Çözülmenin o "lanet olsun be!" noktasında başlayacağını iyi biliyorlar diyorum...

 

Yoksa diyorum... Ne kadar kahraman varsa canını verdi bu vatan için de, geriye döküntüler mi kaldık diyorum, yok, bunu da bu ulusuma layık göremiyorum. Daha var, varız, canımızı yine ülkemize vermeye hazırız diyorum...

 

Sabrediyorum...

 

Ya hu insanlar kendi ülkelerini yıkmaya bu kadar mı hevesli olurlar:

Bir tarafta bölücüler, bir yanda şeriatçılar, bir yanda onların eylemlerini demokrasi ile pekiştirebilen bilinçsiz sözde demokratlar...

 

Varilmiş bir mücadele ve kazanılmış bir savaş olmasa,

Ismarlama bir devlet olsak;

Vallahi içim acımaz...

 

Bazen toplumun kendi isteğinin aslında ülkeyi yıkmamak olduğunu düşünmek istiyorum

Ama o zamanda...

Abi bir toplum bu kadar da mantıksız olamaz yaaa...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Boşig,

 

Söz konusu olan tüm iletileriniz de bana ısrarla "etnik-milliyetçi" demenize rağmen,ben ısrarla derdimi anlatmaya çalıştım.Ama bakıyorum ki kimse beni anlamak istemiyor.

 

Kürt kimliğimi öne çıkarmadım,sadec Kürt Sorunu ile ilgili yazdığımda "yaşananları" yazdım.Bu ülkenin insanıyım dedim olmadı,Kürt'üm dedim olmadı.Bir sokak çocukları konusunda bile Diyarbakır çocuklarından rahatsız olan arkadaşlara,ısrarla "arkadaşım ben Diyarbakır'da ki sokak çocukları ile çalıştım,tabi ki bilgi sahibi olduğum çocukları anlatacağım" dedim,onlar yine "sen ne yapmak istiyorsunuz" dediler.Yazık,çok yazık.

 

Şunu bilmelisiniz ki bu sitede olmamım gerektiren tek durum düşünceler,az çok bildiğim konular varsa konuşurum, buradayım derim,bilmiyorsam susarım.Yoksa iş olsun diye gelecek kadar zamanım da yok.

 

Ben burada insan ile konuştum,ideoloji ile değil.Bu ülkede sadece Kürtler değil,Türklerde bedel ödedi.Kimi zaman maden ocaklarında,kimi zaman cezaevlerinde...Aleviler diri diri yakıldı,birileri kazanacak diye bu sefer sünniler aynı muameleye maruz kaldı.

 

Ankara da öğrenci evleri basıldı,gencecik çocuklar daraağacında sallandı.İnsanlar açlık ile terbiye edildi dostum,cehalet ile tepkileri susturuldu.Bu ülke de ne demokrasi oldu ne de insan;olan sadece korku,kan emicilerim imparatortluğu ve zulüm.

 

Her ülkenin bir tarihi vardır,benim de tarihim bu.

 

Devlet hata yaptı,biz buna rağmen devleti kutsallaştırdık.Devlet bizdik çoğu zaman,ama hep devlet eliyle ayarı verilen de biz olduk.

 

Çatlılarımız oldu,Yeşillerimiz oldu.Mumcularımız,Anterlerimiz öldürüldü.

 

Geleceğimiz ambargo altındaydı.

 

Ve Kürt Sorunu...

 

Özür dilerim,ama siz yine de "vatan haini" statüsü ile değerlendirseniz de benim vicdanım ile burada olacağım.

 

O bölgede yaşayanlar Kürt,o bölgede yaşayanlar alasından adam yerine koyulamayan.

 

Dün ben daha önce milliyetçi biriydim,şimdi değilim diyen bir arkadaşımız bunu "tanımak" ile açıkladı.Ben de çoğu zaman yabancıyız abim,ondandır diyordum ama şimdi bu kadar iyi niyetli değilim.

 

Bizim işimize gelen bu.

 

Bölge de dil yasaklandı,sustunuz.İnsanlar kimliğinden dolayı öldürüldü,siz sustunuz.Sadece resmi olan 17 bin fail de bile siz sustunuz.Yaşananları yazdık,kem küm edildi,ama denildi...beni ikna edemediniz.

 

Buyrun,haklıysanız sussun mavi olmayan gökyüzü.

 

Sevgili Boşig diye başladığıma bakılmasın.Bu cümleler sadece kendilerine değil,hatta çoğu kendisine değil.Kaplan,Politika,yeri geldiinde Demirefe,Cyrano...özür dilerim ama siz sadece kendi bildiğinizi okudunuz.

 

Neymiş efendim bölge halkı bunu istemiş,ya Allah aşkına kim ölümü ister,kim başında bir ağayı ister,rençber olmayı kim ister?

 

Devlet kalkıp da benim yerime o ağalarla masaya otururken biz yoktuk,ağanın yerine koruyucuyu başıma dikerken benim istediklerim yoktu.

 

Neymiş efendim,biz gelen öğretmeni öldürüken,doktoru boğazlarken devlet nasıl gelebilirdi ki(bunu dün Kürtleri yerden yere vuran bayan bir arkadaşımız söylemiş,yine o sırada yanımızda bulunan bir arkadaşımız "yahu,oraya gidenlerde sürdüklerinizdi be,demişti)

 

Düşünün ki her dakka başı patlayan silahlar,düşünün ki her an ölebilirsiniz.Öldürülüyorsunuz da.Siz ölürken,nasıl başkalarının ölümü için ağlayabilirsiniz.

 

Öldürmek zulümdür,ne dili ne de minneti vardır.Ölüm her haliyle kötüdür.Orada öldürülen bir öğretmen de sıradan bir vatandaş da benim için aynı kayıptır.Ama bu ölümleri izleyenler varken,kalıp da bunu bölge halkı ile açıklamak iyi niyet değil,sadece öğretmenler üzerinden haklı çıkma çabasıdır.

 

Evet,efendim bu ülkede feodalite vardır.Bölge halkı belki de bu düzeni döndüren en büyük çarktır.Ama bu çarkın tarihi dün,diğer bir çevireni de devlettir.Pardon,devlet ne için vardı.

 

Çok uzatmaya gerek yok,ben bir Kürt'üm...ama öncesinde bu ülkenin vatandaşı olan,çok çok öncesinde olan.Kusura bakmayın,benim ırkımı inkar etmek gibi bir lüksüm yok.

 

Olmayan lüksümden çok da öte..."benim herhangi bir insanı ırkından dolayı yargılamak,ırkı bahane ederek kendimi haklı çıkarıp da aynı vatanın insanlarını ayrıştırmak" gibi bir hakkım da yok.

 

Bu neye benziyor biliyor musunuz forumdaşlarım,Sevgili Boşig'in " yanlış anlaşılan kavramlar yüzünden ulusalcılık hakkında ki düşüncelerimi değiştirmem" değişine...

 

Kimin ne istediği,ne dediği çok da umrumda değil...Ne siyasi partiler,ne şunun bunun temsilciliğinbi yapanlar...kişi ve olayları es geçtim;"benim ben olduğum,ama benim bu ülke için olduğum...bir ve bütün olan demokratik bir ülke"

 

Çok zor değil bunu bir Kürt olarak istemek,çok zor değil kimliğimden sıyrılıp da benimn kaderimi paylaşanlarla bu ülke için yaşamak...siz ne kadar da demokrasi için "A kişisi neden ister demokrasiyi..." şeklinde düşüncelerle burada olsanız da,ben "araç ve amaçları ile gerçek demokrasi istiyorum" demeye devam edeceğim.

 

Herkese sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya hu insanlar kendi ülkelerini yıkmaya bu kadar mı hevesli olurlar:

Bir tarafta bölücüler, bir yanda şeriatçılar, bir yanda onların eylemlerini demokrasi ile pekiştirebilen bilinçsiz sözde demokratlar...

 

Abi bir toplum bu kadar da mantıksız olamaz yaaa...

Nereden cikartiyorsunuz insanlarin kendi ülkelerini yikmaya calistigini? Ülkeyi kurtarmanin tek caresi herkese kucak acmasidir ve eskiden oldugu gibi toplumu A veya B etnigine düsman olarak yetistirerek degil.

 

Agzini acan su günlerde bölücü oluyor ve bir de kalkiyoruz demokrasi dersi vermeye calisiyoruz. Gercek demokratlari "bilincsiz sözde demokrat" olarak nitelendirenlerin demokratligindan süphe duyulur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Söz konusu olan tüm iletilerinizde bana ısrarla "etnik-milliyetçi" demenize rağmen,ben ısrarla derdimianlatmaya çalıştım.Ama bakıyorum ki kimse beni anlamak istemiyor.

 

Kürtkimliğimi öne çıkarmadım,sadec Kürt Sorunu ile ilgili yazdığımda"yaşananları" yazdım.Bu ülkenin insanıyım dedim olmadı,Kürt'üm dedimolmadı.Bir sokak çocukları konusunda bile Diyarbakır çocuklarındanrahatsız olan arkadaşlara,ısrarla "arkadaşım ben Diyarbakır'da ki sokakçocukları ile çalıştım,tabi ki bilgi sahibi olduğum çocuklarıanlatacağım" dedim,onlar yine "sen ne yapmak istiyorsunuz"dediler.Yazık,çok yazık.

 

Çok uzatmaya gerek yok,ben birKürt'üm...ama öncesinde bu ülkenin vatandaşı olan,çok çok öncesindeolan.Kusura bakmayın,benim ırkımı inkar etmek gibi bir lüksüm yok.

 

Olmayanlüksümden çok da öte..."benim herhangi bir insanı ırkından dolayıyargılamak,ırkı bahane ederek kendimi haklı çıkarıp da aynı vatanıninsanlarını ayrıştırmak" gibi bir hakkım da yok.

 

Bu neyebenziyor biliyor musunuz forumdaşlarım,Sevgili Boşig'in " yanlışanlaşılan kavramlar yüzünden ulusalcılık hakkında ki düşüncelerimideğiştirmem" değişine...

 

Çok zor değil bunu bir Kürt olarakistemek,çok zor değil kimliğimden sıyrılıp da benimn kaderimipaylaşanlarla bu ülke için yaşamak...siz ne kadar da demokrasi için "Akişisi neden ister demokrasiyi..." şeklinde düşüncelerle burada olsanızda,ben "araç ve amaçları ile gerçek demokrasi istiyorum" demeye devamedeceğim.

 

Yazdıklarınız gayet açık ve net Sayın Mavi...

İşte tam olarak bu yüzden hala iyi niyetle söylediğim şu söylemimin arkasında duruyorum:

 

Belki temiz bir yürek olarak Etnik-Milliyetçilik yapmak istemiyorsunuz;

Ancak söylemleriniz oldukça Etnik-Milliyetçi bir hal almış durumda...

Ben, iletilerim boyunca "Demokrasi, Aydın, Etnik-Milliyetçilik, Ulusalcılık, Türk olmak, Kürt olmak" gibi kavramları tarihsel ve gerçek anlamları ile açıklamaya çalıştım.

"Bir Aydın, Demokrat, Etnik-Milliyetçi, Ulusalcı, Kimlik, Üst-Kimlik nedir, nasıl olmalıdır"ı irdelemeye çabaladım.

İletilerinizden gördüğüm kadarıyla da hiçbirisinin verdiğim anlamına dair tek bir açıklama, karşı çıkış ya da niteleme yapmadınız ve yapmıyorsunuz.

Sadece söylediklerimi olumlu ya da olumsuz nitelemediğini sandığım, savunma temelli iletiler olduğunu düşünüyorum.

 

Tam anlamı ile yanıt vermediğiniz iletilerimin hepsini sallayın

Ancak yalnızca şu iletime yanıt verin lütfen:

 

Forumda iletilerinizi inceleyecek olursak, karşımıza sık sık "Benim Kültürüm" diyerek Kürtlükten söz ettiğiniz çıkıyor...

Ben ise diyorum ki; Kürt, Çerkez, Laz, Yörük kültürleri Anadolu'da bir bütün haline gelmişlerdir ve hepsi "Bizim"dir...

 

Forumda iletilerinizi inceleyecek olursak, karşımıza "Aydın" kavramını bir "Etnisiteye" atadığınız ve Etnik bir adla tanımladığınız çıkıyor...

Ben ise diyorum ki; "Aydın"Etnik-Kökeninden sıyrılmış kişidir ve ne kendisini ve ne de birbaşkasını Etnik-Kökeni ile tanımlayamaz; kendisinin de öyletanımlanmasına olanak vermez; olanak verebilen kimse de Aydın değildir.

 

Forumda iletilerinizi inceleyecek olursak, karşımıza "Demokratik Çözüm" önerilerini hep "Etnik" bir kökene temellendirerek tanımladığınız ve adlandırdığınız çıkıyor...

Ben ise diyorum ki; "Demokrasi"hiçbir toplumsal sorunu Etnik Kökene dayandırarak çözmez ve o şekildetanımlamaz. Demokrasi için bir sorun, herşeyden önce İnsanlık sorunudurve adlandırmasını da o biçimde yapar.

 

İletinizi inceleyecek olursak, karşımıza "Etnik Kökeninizi" ifade etmenin bir "İnsanlık Gereği" olduğunu söylediğiniz çıkar...

İnsan olarak kalmak için böyle bir gereklilik yok...

 

Anne-babasından:

Birisi Kürt, diğeri Türkmen;

Birisi Alevi, diğeri Sünni;

Birisi Laz, diğeri Türkmen;

Birisi Çerkez, diğeri Türkmen;

Birisi Kürt, diğeri Arap;

Birisi bilmem ne, diğeri başka bilmem ne

Olanları nasıl kimlikleyeceksiniz peki?

Yüzde'leyecek misiniz?

Kimliklerinde "%50Kürt, %50Arap"mı yazacağız?

 

Daha da kötüsünü düşünün:

Babası ve annesinden birisi Kürt, diğeri Arap olan birisinin;

Babası ve annesinden birisi Türkmen ve diğeri Çerkez olan birisi ile evlendiğini düşünün...

Doğacak çocuklarını nasıl kimlikleyeceğiz?

%25Kürt, %25Türkmen, %25Çerkez, %25Arap mı diyeceğiz?

 

Peki neden Etnik-Kökeninizi dile getirmek kaygısı taşıyorsunuz?

Yani neden Etnik-Kökeninizi söylemek sizin için bu kadar önemli ki?

 

Eğer bir kimsenin Türkmen, Çerkez, Laz, Rum, Çingene ya da bilmem ne olması sizin için önemli değil

Ve onların Kürt olmamaları da sizin için bir değer kaybı değilse;

Sizin Kürt olmanız da sizin için bir övünülecek ya da sizi onlardan üstün kılacak,

Sizi onlardan ayrı ve farklı kılacak daha "Değer" bir özellik değilse;

Neden illa ki kendinizi "Kürt" olarak tanımlama ihtiyacı hissedesiniz ki?

 

A, B, C, D, E, F, G, Ğ, H, I, İ, J ve K öğeleri eşitse ve birisi diğerinden üstün değilse;

Neden eşitlikler arasında kendinizi K ile tanımlama

Ve bunu illa ki bir Kimlik olarak edinme kaygısındasınız?

 

Niçin doğarken aidiyetinizi tercih edemediğiniz bir şey ile kendinizi tanımlama gereği görüyorsunuz?

 

Ya da bir kaç soru daha ekleyeyim:

 

Aydın ve Demokrat kavramlarını ve içeriklerini daha önce anlattım...

Hangi kaygılarda olacaklarını ve hangi kaygıları beslemeyeceklerini dile getirdim...

Buradan hareket ederek şunu sormak istiyorum:

 

Aydın ve Demokrat olan bir kimse "Kürt Aydını" ya da "Müslüman Aydın" gibi bir tanımlama yapabilir mi?

 

Aydın ve Demokrat olan bir kimse, kimliğini bir Etnik-Köken ile tanımlama kaygısına düşer mi?

Ki bu kaygı, başkalarının da etnik-köken ayrımına neden oluşturmaz mı?

 

Aydın ve Demokrat olan bir kimse, bir insanlık sorununa Etnik tanımlamalar getirebilir mi?

 

Siz hem "Tüm Türkiye'nin sorunudur" diyorsunuz...

Ama arada da devamlı "Kürt Sorunudur" lafını sokuşturuveriyorsunuz!

Tüm Türkiyenin sorunu ise ve böylelikle her vatandaşın sorunu ise;

Nasıl olup da Kürt'e mal edebiliyorsunuz?

Bu ne perhizdir, ne lahana turşusu!

Olaya Ulusal bazda mı yaklaşıyorsunuz

Yoksa Etnik bazda mı bir kadar verin!?

 

Kimse ırkını inkar edemez,

İnkar etmek gibi bir seçeneği olamaz...

Bende ırkımı inkar etmiyorum...

Ama ırkımın reklamını yapmak zorunda da hissetmiyorum kendimi...

Ya da kendimi, istemeden ait olduğum ırk ile nitelemek ve tanımlamak zorunda da hissetmiyorum...

Hepimiz birer Çingene, Japon, Arap, Afrikalı ya da bilmem ne! olarak da doğabilirdik ve bu oldukça normal...

Bizi, bizim seçimimiz olmayan şeyler mi tanımlamalı?

Sizin Kürtlüğünüzün ya da benim Türkmenliğimin, İnsan olmamız karşısında zerre kadar değeri ve önemi yok...

Ve siz "Ben Kürt'üm" dedikçe,

Ya da başka birisi "Ben Türkmenim" dedikçe,

Daha da başkası "Ben Laz'ım, Ben Çerkez'im, Ben bilmem neyim!" dedikçe

Ve bunu Etnik-Köken kaygıları ile dillendirdikçe

Ve kendi kimliğini, tüm ortak paydaları öteleyerek bunun üzerinden tanımladıkça

Onların gözümde ve insanlık kaygısı karşısında aldıkları değer de aynı o, zerre kadar değeri olmayan değer oranında kalıyor...

 

Gerçekten "İnsan olmak" ortak paydası değerini taşıyan hiç kimse,

Söylemlerini Etnik-Kökeni üzerinde dillendirmez...

Ve kendisini öyle tanımlama, kimliklendirme gereği hissetmez...

 

Bir Aydın ve Demokrat, bir Etnik-Kümenin kültürünü, varlığını, değerlerini koruma kaygısında elbette bulunacaktır ve bulunmalıdır;

Ancak bu kaygısı yaşarken şunu yapar:

- Değerini korumaya çalıştığı Etnik-Kümede, onların diğerlerinden daha aşağı ya da daha değerli bir Etnik-Küme olmadıkları bilinicini geliştirir.

- Değerini korumaya çalıştığı Etnik-Kümenin değerlerine, kendisi o Etnik-Kökene sahip olduğu için değil, o Etnik-Kökenin değerlerinin Evrensel ve İnsani olarak sahip çıkılması kaygısından dolayı sahip çıkar.

- Aydın ve Demokrat bir kimse, Etnik-Kökene dair değerlerin korunması kaygısını, yalnızca kendi Etnik-Kökeni için değil, tüm diğer Etnik-Kökenler için aynı oranda hisseder.

- Aydın ve Demokrat bir kimse, bir Etnik-Kökeninin değerlerini koruma olgusu sırasında kendi Etnik-Kökenini; ister o Etnik-Kökenden olsun ister olmasın, bir kenarıya bırakır ve söylemlerini "İnsan" paydasında geliştirir.

 

Son maddeye bakarak yanılmayın sayın Mavi...

"İnsan" paydasında geliştirmek derken, devamlı "İnsan" ortak paydasının sözünü etmekle birlikte, aynı zamanda sürekli olarak kendi Etnik-Kökenini de söz konusu yapmayı kastetmiyorum.

Devamlı kendi kökeninizi dillendirip, bir taraftan da "Hadi gelin insan olarak ele alalım konuyu" dediğinizde, konuyu insan olarak ele almış olmuyorsunuz ne yazık ki...

"İnsan" değerini, kendi amacınız doğrultusunda kullanmış oluyorsunuz...

 

Bunun gerçek hayattaki örneklerini,

Burada yazılan bir kaç satıra yem olmayacak kadar çok gördüm...

 

Ben zamanında Kürt arkadaşlarımı ve onların değerlerini, "onlar ve ben birer insanız" diyerek savunurken;

Onların (ve ne yazık ki sizin) bana "Hepimiz insanız ama ben ayrıyeten Kürt'üm" biçiminde yaklaşarak,

Bizim "İnsan" algımızı kullanmaya çalışan insanları çok gördüm...

 

Sizi Etnik-Milliyetçi olarak niteliyorsam eğer;

Bunun sorumluluğunu bende değil, kendi değerlerinizde, söylemlerinizde ve savunularınızda arayın lütfen...

Çünkü hangi Etnik-Kökeninin Milliyetçiliğini yaparsa yapsın, bir Etnik-Milliyetçiyi her türlü söyleminden tanıyabileceğimden eminim...

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.