Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Sultan II. Abdülhamid'in hazırlattığı haritaya göre


Misafir birce

Önerilen İletiler

petrolharitasiabdulhamidm1.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

100 yıl önce Sultan II. Abdülhamid'in hazırlattığı haritaya göre

 

GÜNEYDOĞU'NUN TAMAMINDA PETROL VAR'

 

Star yazarı Aziz Üstel, yıllardır üzerine konuşulan dönem dönem gündeme gelen bir konuyu köşesine taşıdı.

 

Kimi şehir efsanesi olduğunu iddia eder, kimi ise çok emindir? Türkiye gerçekten petrol cenneti mi?

 

100 yıl önce Abdülhamid Han’ın petrol haritasında bu sorunun cevabı verilmiş. Haritadaki detay gözden kaçacak gibi

 

değil...

 

 

 

TÜRKİYE PETROL CENNETİ Mİ

 

Habire tartışır dururuz ya ?

 

Türkiye petrol denizi üzerinde mi ?

 

Güneydoğu fokur fokur petrol kaynıyor mu ?

 

Türkiye petrol dolu ama yabancılar çıkarmamıza izin vermiyor mu ?!

 

 

 

100 YIL ÖNCE VERİLEN YANIT

Bütün bu soruların yanıtını biri vermiş zaten... Hem de tam 100 yıl önce.

 

Sultan II. Abdülhamid! Özelllikle 19. yüzyılın son çeyreğinde, tüm dünyada gündeme gelen ve

 

ne denli önemli olduğu herkesçe kabul edilen petrol araştırmaları için, Abdülhamid Han, olağanüstü çaba harcamış.

 

 

 

ANADOLU'NUN TAMAMINDA PETROL REZERVİ

 

 

Hazırlattığı, ‘tespit haritasında’, Anadolu’nun neredeyse tamamında, yüksek ölçekte petrol rezervi olduğu saptanmış !

 

Hazine-i Hassa’dan, yani kendi cebinden, parasını ödeyerek yabancı ve yerli mühendislere Musul ve Bağdat havalisiyle,

 

Dicle ve Fırat nehirleri havzasında petrol taraması yaptırdı.

 

Alman Maden Mühendisi Paul Groskoph ve Habib Necip Efendi’nin başkanlığındaki araştırma birimi,

 

22 Ekim 1901’de çalışmalarını Abdülhamid Han’a sundu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 50
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

 

 

HARİTA BİR TÜRLÜ YAYINLANMADI

 

Bugüne değin her nedense bir türlü yayınlanmayan bu harita, salt Güneydoğu’nun bilinen noktalarında değil, Hakkari ve

 

Bitlis gibi illerde de petrol bulunabileceğini gösteriyor.

 

Haritayı hazırlayan heyet, Bitlis Suyu denilen çayın kıyısı boyunca, önemli petrol rezervleri saptamış.

 

Heyet Başkanı Paul Groskoph, petrol noktalarını tek tek tespit ettiklerini aktarırken, izledikleri güzergahı da, ayrıntılı bir biçimde anlatıyor.

 

Petrol havzasını karış karış dolaşan Groskoph, Siirt tarafında ve Dicle Nehri kıyısında zengin petrol rezervleri bulunduğunu vurguluyor.

 

 

 

GÜNEYDOĞU'NUN TAMAMINDA PETROL VAR

Güneydoğu Anadolu’nun neredeyse tamamı ve Doğu Anadolu’nun bir bölümünü kapsayan petrol haritası,

 

Diyarbakır, Mardin, Bismil, Hazro Çayı çevresi, Sinan, Batman Çayı çevresi, Dicle Bölgesi, Midyat, Bedran, Tulan, Siirt,

 

Botan Çayı çevresi, Habur, Fındık, Cizre, Bitlis Çayı kıyısı ve Hakkari’de (Çölemerik) çok önemli petrol yatakları bulunduğunu kaydediyor !!

 

 

 

 

VE HARİTA GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR

Bu harita sonunda gün yüzüne çıkacak! Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, ‘Osmanlı Döneminde Irak’ adlı kitapta haritayı

 

kamuoyuna sunacak.

 

Şimdi bu kitap yayınlandığında, göreceğiniz 18 Kasım 1902 tarihli bir belge var !

 

Bu belgeye göre Musul vilayetindeki petrol madenlerinin imtiyazı Hazine-i Hassa’ya veriliyor, hemen sonrasında da

 

Abdulhamid Han bu imtiyazları maliye hazinesine aktarıyor.

 

 

 

MAHKEME KARARLARI UYGULANMIYOR

 

Abdulhamid Han’ın tahttan indirilmesi ve İttihatçıların devlete el koyması sonucu, ne harita kalıyor ortalıkta ne de Musul’daki devlet hakları.

 

Ancak 12 Ocak, 1920’de, maliye hazinesine devredilen padişaha ait mallar, tekrar Hazine-i Hassa’ya geri veriliyor.

 

Hanedan üyelerinin uluslararası mahkemelerde sürdürdükleri, Musul’daki mallarını geri alıp Türkiye’ye devretmeleriyle ilgili davalar hala sürüyor.

 

Bu davaların kimini kazandı hanedan üyeleri... Ama türlü çeşitli, tezgahlar yüzünden mahkeme kararları uygulanmıyor bir türlü !

 

 

 

 

INGILIZLERIN MUSUL ÇABASI

 

Size son bir not. Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler Bağdat’ı almak için harcadıkları paranın tam tamına

 

7 katını Musul’a sahip olmak için harcadılar !

 

 

 

 

GÜNEYDOĞU NEDEN KAYNAR ?

Şimdi, biraz düşünün hele, neden kimileri Güneydoğu’yu cadı kazanı gibi kaynatır da kaynatır...

 

Neden rahat bi soluk aldırmaz Türkiye insanına ki en azından Abdülhamid Han’ın yaptırdığı harita doğru mudur yanlış mı, saptanabilsin !

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn. Birce, bu petrol olayı, ülkeyi 33 yıllık baskıcı ve kuşkucu istibdat rejimiyle yönetmiş Abdülhamite rüyasında mı malum olmuştur sizce, yoksa bu araştırma Alman siyaseti gereği mi o Alman mühendise yaptırılmıştır ?

 

Musul petrollerini ele geçirmek isteyen Almanların sermayesi ile yapılan Bağdat demiryolu Hicaza, Kutsal topraklara kolay ulaşma kılıfıyla yapılmışken acaba bu araştırma hangi bahane ile, hangi ideolojik görüşe göre yapılmıştır, bence alıntılarken bunlara da dikkat edin.

 

Asıl, bu petrol araştırmalarını yapan ve yaptıranlar da o dönemki Alman İmp.dur. Abdülhamit o kadar ileri görüşlü bir padişah olsaydı, o dönem, tarihi Bergama tapınağınının Almanlar tarafından Berline götürülmesine izin vermezdi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bence alıntılarken bunlara da dikkat edin.

 

Sayin Dogrucudavut,

 

Alinti yaptigim baslik dün ki gazeteden di

 

buradan da aynisini okuya bilirsiniz... -http://www.nethaber.com/Toplum/84830/100-yil-once-Sultan-II-Abdulhamidin-hazirlattigi-

 

Gazeteler de yer alan yazilanlarin bircogu gercek disi oldugunun bilincindeyim, yada abartilmis .. yada tümü yazilmamis..vs..

 

bundan emin olabilirsiniz...

 

Dikkat etme konusun' a gelince... okudugumu sadece bura da paylasmak' ti... icerikliginin dogrulunu ben bilemem.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arastirmayi her kim yapmis olur ise olsun aslinda Turkiye sadece petrol zenginligi icerisinde bulunmamaktadir bunun yani sira dunyada hic bir ulkede olmadigi kadar yer alti zenginliklerine sahip bir ulkedir ama malesef yillardir kotu yonetimlerin ve bu yer alti kaynaklarinin degerlendirilmemesinin kurbanidir egerki bugun o yer alti kaynaklari degerlendirilmis olmus olsaydi ulkede ne ekonomik kriz nede issizlik sorunu diye birsey ortada kalirdi bugun guneydogu istedigi kadar petrol zengini bolge olsun ama degerlendiremedikten sonra ne anlami varki onemli olan elindekinin kiymetini bilmektir kiymetini bilmedikten sonra olsada hos olmasada

saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana göre gene milli duygularimizi kabartmak icin yayinlanmis bir haberden baska bir sey olamaz. Osmanli dogru dürüst yol yapmayi bilmiyorduki petrol varmi yokmu arastirmis olsun. Osmanlinin akli herkesin bildigi gibi vatan topraklarini bir kadina satmaya calisiyordu. Kilic zoruyla yönetten ve insanlara egitim vermeyen bir devletten böyle teknoloji gereken arastirmalar beklenemezki.

Diger taraftan günümüz Türkiye'sine bakiyorsunuz ve hali hazirda hemde arastirma ve yüklü bir paraya gerek kalmadan yillardan beri bolca mevcut olan, günes ve rüzgar enerjisinden bile faydalanamayi bilmeyen bir devlet. Avrupalilar yilda ülkemizin dörtte biri kadar bile günes ve rüzgar görmüyorlar ama onlar teknolojilerini gelistirerek ve birde tesvik yaparak bu konuda bayagi ilerlemisler ve neredeyse tüm dünya ya teknolojilerini pazarliyorlar.

Bizler ancak hayal kurarak, yok efendim Türkiye yeralti kaynaklari herkesin gözünü kabartacak kadar cokmusta ve bu yeralti madenlerinde yabancilarin gözü varmista, suda buda. Sen daha en basit enerjiyi kullanmayi beceremiyorsunki, yeralti kaynaklarini kulanacaksin. Bizler kendi kendimizi övmekten baska seyler düsünmeyiz.

II. Abdülhamit kim petrol arastiracak teknolojiyi bulacak kim. O zat yapsa yapsa harem yapmistir. osmanli deyince zaten akla ya kilic gelir yada harem, birde iktidar kavgasinda birbirlerini öldürten kardesler gelir, hatta öz babasi bile kendi cosuklarini iktidar kavgasina öldürttügü icin, bu konuda bayagi ünlüdür Osmali. Baska bir ününü bilen varsa söylesin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arastirmayi her kim yapmis olur ise olsun aslinda Turkiye sadece petrol zenginligi icerisinde bulunmamaktadir bunun yani sira dunyada hic bir ulkede olmadigi kadar yer alti zenginliklerine sahip bir ulkedir ama malesef yillardir kotu yonetimlerin ve bu yer alti kaynaklarinin degerlendirilmemesinin kurbanidir egerki bugun o yer alti kaynaklari degerlendirilmis olmus olsaydi ulkede ne ekonomik kriz nede issizlik sorunu diye birsey ortada kalirdi bugun guneydogu istedigi kadar petrol zengini bolge olsun ama degerlendiremedikten sonra ne anlami varki onemli olan elindekinin kiymetini bilmektir kiymetini bilmedikten sonra olsada hos olmasada

saygilar

 

 

Buna katiliyorum sayin Yakisikli, tesekkürler..

 

~~~

 

Bir de şöyle bir göz gezirdim de... burayı okumakta sanırım yarar var..

 

TÜRKİYE'DE PETROL ARAMACILIĞI

 

-http://www.stradigma.com/turkce/agustos2003/makale_07.html-

 

ve burada ise dikati mi ceken...bir kita..

 

 

Örnek :

Türkiye’de petrol var mı?

 

 

-http://www.haber7.com/haber/20071210/Turkiye8217de-petrol-var-mi.php-

 

 

 

 

Binlerce sayfa resmi belge inceledim. Size bu belgelerde adı geçen yörelerimizden birkaç örnek vereyim;

 

Adıyaman, Edirne, Antalya, Hakkari, Sivas, Saros Körfezi, İskenderun, Erzurum, Van , Kastamonu ve daha sayamayacağım

 

birçok bölgemizde "arama-kapatma-engelleme" şeklinde gerçekleşen, "yaşayanların" resimleri ile kaydettiği yüzlerce olay var.

 

Birini tam olarak aktarayım; Adıyaman’da petrol araması yapan yabancı ortaklı bir şirket "Burada petrol yok" diyerek kuyuyu kapatıyor.

 

Prof. Muammer Aksoy ve yanındakiler savcılığa başvurarak "bu kuyunun" bilerek kapatıldığını iddia ediyorlar.

 

Savcı 3 yıl bu olay üstünde araştırma yapıyor ve 3 yıl sonra bu kuyu açılıyor.

 

Bugün hâlâ o kuyudan saate 20 varil petrol üretiliyor...

 

 

Bu sadece bir örnek, az önce buldugum... kimbilir daha nereler de neler vardir...

Saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Birce

 

Kesinlikle bu konuda siz katilmaktayim, sen kendi topragini kendin islemezsen baskalarinin yapacagi is bukadar olur yabanci firmalarin umurundami senin topraklarinda nekadar petrol var yada yok biz toplum olarak herzaman haziri tuketmeye alismis bir millet olarak yabanci sirketler hazir cikartip onumuze getirsinler bizde isimize gelirse yeriz isimize gelmezse yemeyiz devlet ve millet olarak birbirimizin kuyusunu kazmaktan firsat bulamiyoruzki nerede petrol var nerede yok bilelim.. Bende Sayin Ugur Dundarin programini izlemistim cok eskiden ciftciler topraklarinda resmen petrol bulmuslardi kimse ilgilenmemisti bugibi vakalar cok ama ilgilenen yok .. Boyle bir konu basligi actiginiz icin ayrica tesekkur ederim

saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Birce

 

Kesinlikle bu konuda siz katilmaktayim, sen kendi topragini kendin islemezsen baskalarinin yapacagi is bukadar olur yabanci firmalarin umurundami senin topraklarinda nekadar petrol var yada yok biz toplum olarak herzaman haziri tuketmeye alismis bir millet olarak yabanci sirketler hazir cikartip onumuze getirsinler bizde isimize gelirse yeriz isimize gelmezse yemeyiz devlet ve millet olarak birbirimizin kuyusunu kazmaktan firsat bulamiyoruzki nerede petrol var nerede yok bilelim.. Bende Sayin Ugur Dundarin programini izlemistim cok eskiden ciftciler topraklarinda resmen petrol bulmuslardi kimse ilgilenmemisti bugibi vakalar cok ama ilgilenen yok .. Boyle bir konu basligi actiginiz icin ayrica tesekkur ederim

saygilar

 

 

 

Zamanın da yok olan ı, bilinmeyenler i...araştıran lar " tahmin olsa dahi" , üzerin de duranlar calışmalar yapanlar..

 

Bir sekil de gerekli olan fakat olmayan ı var etme cabasın da olan lar vardı..

 

şünenler değerini bilenler vardı...

 

Değerlendirmek isteyenler vardı...

 

" Tahmin olsa dahi " yada " olabilir" deniliyorduysa bile... acığa kavuşturma cabası gösteriliyor du

 

Gerisi tabi ki o günlerde ki imkanlar' a bağlıydı, bir sonuc elde edebilmek icin

 

Simdi bakıyorum da, bu benim kendi düsüncem...

 

Var olanlar ı

 

- Kapatmak

 

- Gizlemek

 

- Yok etmek

 

-Yok gibi göstermek, icin aynı caba, hata ve hata fazlası bile gösteriliyor.

 

Zamanın da makinalar yoktu gereken technologie yoktu..vs

 

O yüzden coğu kağıt üzerin de kaldı belki de, desem..

 

Bir oncası da, üzerin de ilk calışmalar yapılmış olanlar... yok olup gitti, kayboldu

 

Peki şimdi :

 

Tüm imkanlar var iken,

 

- Yok gibi göstermek, var olanı " var olanlar' ı "

 

- Üzerin de durulmamak

 

- Kapatmak

 

Niyedir

 

Amac burada nedir, asıl ben bunu kendi kendime soruyorum...

 

Daha kötü günler icin saklanıyor desem.. ben kendim bu cümleme gülerim :)

 

Saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zamanın da yok olan ı, bilinmeyenler i...araştıran lar " tahmin olsa dahi" , üzerin de duranlar calışmalar yapanlar..

 

Bir sekil de gerekli olan fakat olmayan ı var etme cabasın da olan lar vardı..

.

.

 

Sayin Birce kotu gunler icin saklaniyor diyorsunuz peki kotu gun nezaman bunu kim bilebilir ?! Neye gore kotu zaman kime gore kotu zaman ?! Dogru bundan 50-60 yil onceki teknolojiyle bugunun teknolojisi kiyaslanamaz Bugun teknoloji cok ileri oldugu halde halen akillanmis degiliz.. Cok degil yanlis hatirlamiyorsam 3-4 ay once kaz daginda siyanurler altin arayislari icindelerdi sirf altin sevdasi yuzunden kazdaginin dogasini heba etmekten ceknimediler toplum olarak bilincsiziz gullerin pesinden kosarken bastigimiz papatyalari gormuyoruz.. Zamaninda Istanbulun tasi topragi altin diye koyunu evini yurdunu terkedip eline kazmasini kuregini alip istanbula akin eden mantik yesilcam filmlerine konu olmustur, Eminimki zaman zaman herkes duymustur koylerinde eskiden yunanlilar tarafindan birakilan altinlarini ve buna inanan altin korsanlarini tarihi kacakcilarini bugun avrupa Ulkelerine baktigimizda ellerinde nekadar Tarihi eser oldugu halde o tarihi kalintilarina canla basla gozlerigi gibi bakmaktalar bizim ulkemizde ise tam tersi tarihi eserler yagmalanmakta.. Baskentte Ankara kalesi artik kale demeye bin sahit ister kale taslari uzerine kurulmus evler bu sadece tabi Ankara icin gecerli degildir Turkiye cumhuriyeti topraklarinin her yerindedir ben omru hayatimda gormedim Kendi tarihi eserini bukadar tahrip edip ardindanda Ne Mutlu Turkum Diyene diyen bir toplum..

Petrol yataklarina gelecek olursa Turkiyenin sinirlarina baktigimizda bir tarafi Iran, Irak, Suriye bu uc ulkede petrol yataklariyla zengin ulke ama biz bunlarla sinir oldugumuz halde bizde birsey yok bu masala cocuk dahi inanmaz neden turkiyenin bazi sehirlerinde petrol varda ayni ilin sinirlarinda diger sehirlerde yok bunun sadece tek nedeni olabilir Bolgenin ve ulkenin kalkinmasini istemeyenler oldugu icindir baska bir nedeni olamaz.. Ama sadece petrol ve yer alti kaynaklarini bulmaklada kalinmiyor bunlari islemesini bilmekte onemlidir en basit ornek bor madeni dunya rezervlerinin 67% si yine Turkiyede ama biz nasil islendigini bilmedigimiz icin hammadde olarak fransaya 100 euro olarak satip islendikten sonra 1000 euroya satin aliyoruz peki bunlari isleyecek kimyagerlerimiz yokmu elimizde var ama devlet imkanlarini kullanmasini bilmiyor millet olarakta susmaya alistigimiz icinde hazira konuyoruz eger bugun bu madenleri ve petrol yataklarini kendimizi kendi cabalarimizla degerlendirmis olsak ne turkiyede dis goc olur ne issizlik nede ekonomik kriz.. ama nerede bunlari gorecek kisiler onu bilemem iste.. :)

Saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Birce kotu gunler icin saklaniyor diyorsunuz peki kotu gun nezaman bunu kim bilebilir ?! Neye gore kotu zaman kime gore kotu zaman ?! Dogru bundan 50-60 yil onceki teknolojiyle bugunun teknolojisi kiyaslanamaz Bugun teknoloji cok ileri oldugu halde halen akillanmis degiliz.. Cok degil yanlis hatirlamiyorsam 3-4 ay once kaz daginda siyanurler altin arayislari icindelerdi sirf altin sevdasi yuzunden kazdaginin dogasini heba etmekten ceknimediler toplum olarak bilincsiziz gullerin pesinden kosarken bastigimiz papatyalari gormuyoruz.. Zamaninda Istanbulun tasi topragi altin diye koyunu evini yurdunu terkedip eline kazmasini kuregini alip istanbula akin eden mantik yesilcam filmlerine konu olmustur, Eminimki zaman zaman herkes duymustur koylerinde eskiden yunanlilar tarafindan birakilan altinlarini ve buna inanan altin korsanlarini tarihi kacakcilarini bugun avrupa Ulkelerine baktigimizda ellerinde nekadar Tarihi eser oldugu halde o tarihi kalintilarina canla basla gozlerigi gibi bakmaktalar bizim ulkemizde ise tam tersi tarihi eserler yagmalanmakta.. Baskentte Ankara kalesi artik kale demeye bin sahit ister kale taslari uzerine kurulmus evler bu sadece tabi Ankara icin gecerli degildir Turkiye cumhuriyeti topraklarinin her yerindedir ben omru hayatimda gormedim Kendi tarihi eserini bukadar tahrip edip ardindanda Ne Mutlu Turkum Diyene diyen bir toplum..

Petrol yataklarina gelecek olursa Turkiyenin sinirlarina baktigimizda bir tarafi Iran, Irak, Suriye bu uc ulkede petrol yataklariyla zengin ulke ama biz bunlarla sinir oldugumuz halde bizde birsey yok bu masala cocuk dahi inanmaz neden turkiyenin bazi sehirlerinde petrol varda ayni ilin sinirlarinda diger sehirlerde yok bunun sadece tek nedeni olabilir Bolgenin ve ulkenin kalkinmasini istemeyenler oldugu icindir baska bir nedeni olamaz.. Ama sadece petrol ve yer alti kaynaklarini bulmaklada kalinmiyor bunlari islemesini bilmekte onemlidir en basit ornek bor madeni dunya rezervlerinin 67% si yine Turkiyede ama biz nasil islendigini bilmedigimiz icin hammadde olarak fransaya 100 euro olarak satip islendikten sonra 1000 euroya satin aliyoruz peki bunlari isleyecek kimyagerlerimiz yokmu elimizde var ama devlet imkanlarini kullanmasini bilmiyor millet olarakta susmaya alistigimiz icinde hazira konuyoruz eger bugun bu madenleri ve petrol yataklarini kendimizi kendi cabalarimizla degerlendirmis olsak ne turkiyede dis goc olur ne issizlik nede ekonomik kriz.. ama nerede bunlari gorecek kisiler onu bilemem iste.. :)

Saygilar

Evet her seyimiz kötü günler icin saklaniyor. Günes, rüzgar ve su tümü kötü günler icin saklaniyor. Su anki durumumuz cok iyi ya, o yüzden gerek duyulmuyor galiba. Demokrasimiz bile kötü günler icin saklaniyor. Daha neler diyacagiz Allahim?????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha kötü günler icin saklanıyor desem.. ben kendim bu cümleme gülerim :)

Kendimi doğru ifade edememişim sayın Yakisikli, oysa aynısını düşünüyoruz...

 

o yüzden cümlemin sonun' a gülerim ben kelimelerini eklemişdim :)

 

 

 

Sayin Birce kotu gunler icin saklaniyor diyorsunuz peki kotu gun nezaman bunu kim bilebilir ?! Neye gore kotu zaman kime gore kotu zaman ?! Dogru bundan 50-60 yil onceki teknolojiyle bugunun teknolojisi kiyaslanamaz Bugun teknoloji cok ileri oldugu halde halen akillanmis degiliz..

 

 

Petrol yataklarina gelecek olursa Turkiyenin sinirlarina baktigimizda bir tarafi Iran, Irak, Suriye bu uc ulkede petrol yataklariyla zengin ulke ama biz bunlarla sinir oldugumuz halde bizde birsey yok bu masala cocuk dahi inanmaz neden turkiyenin bazi sehirlerinde petrol varda ayni ilin sinirlarinda diger sehirlerde yok bunun sadece tek nedeni olabilir Bolgenin ve ulkenin kalkinmasini istemeyenler oldugu icindir baska bir nedeni olamaz..

 

 

Bugün gazeteler de yer alan başlık...

 

petrol21252169822lu6.jpg

 

 

Akyazı'da petrol bulundu

 

Termal enerji için sondaj çalışmalarının yapıldığı Sakarya'nın Akyazı ilçesinde petrol bulunduğu ileri sürüldü.

 

Akyazı Belediyesi, Kuzuluk beldesinde termal enerji için ilçede sondaj çalışmaları başlatmıştı.

 

Ancak sondaj kuyusuyla ilgili İller Bankası'nın yaptırdığı laboratuar analizlerinde ham petrol bulgusuna rastlanınca

 

durum hemen Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na bildirildi.

 

İlçeye gelerek sondaj kuyusunda inceleme yapan TPAO görevlileri, ham petrole çok benzeyen bir madde buldu.

 

Numuneler tahlile gönderilirken 4 firmada da ilçede petrol aramak için başvuruda bulundu.

 

Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı, konuyla ilgili olarak, "İller Bankası yetkilileri de test yaparak petrol emaresi gördüklerini ifade ederek,

 

TPAO'ya durumu bildirdi.

 

TPAO buraya heyet gönderdi. Onlarla Kuzuluk'taki kuyuların yanına gittik.

 

Vanaları açtığımızda petrol emaresine rastladık. İnanamadılar.

 

Bir gün beklediler.

 

Ancak belirtilerin petrol olduğu belirlenince bölgeden numuneler alarak gittiler. Sonucu bekliyoruz.

 

Bölgede ne kadar petrol olacağı daha sonra ortaya çıkacak" dedi.

Ama sadece petrol ve yer alti kaynaklarini bulmaklada kalinmiyor bunlari islemesini bilmekte onemlidir en basit ornek bor madeni dunya rezervlerinin 67% si yine Turkiyede ama biz nasil islendigini bilmedigimiz icin hammadde olarak fransaya 100 euro olarak satip islendikten sonra 1000 euroya satin aliyoruz peki bunlari isleyecek kimyagerlerimiz yokmu elimizde var ama devlet imkanlarini kullanmasini bilmiyor millet olarakta susmaya alistigimiz icinde hazira konuyoruz eger bugun bu madenleri ve petrol yataklarini kendimizi kendi cabalarimizla degerlendirmis olsak ne turkiyede dis goc olur ne issizlik nede ekonomik kriz.. ama nerede bunlari gorecek kisiler onu bilemem iste.. :)

Saygilar

 

Ne tesadüf değil mi, haberler ardı ardına birden gelmeye başladı...

 

Görmeye başladılar mı dersiniz :)

 

Ama emin olunki cok sürmez "bence" bir yolunu bulup...bu gibi haberlerin' de yayinlanmasi engellenir.

 

Ama Neden ?

 

Neden kalkınmasını istemezler dediğiniz gibi ... bir burasını anlayabilsem

 

ve tek bu haber'mi var.... ben buna kesinlikle inanamıyorum

 

Daha bir oncası vardır bizlerin haberi bile olmadığımız

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Birce

 

Sanirim sizde beni yanlis anladiniz :) ben sadece sizin gulmus oldugunuz cumlenize sorularla cevap verdim hani derizya nezaman kotu gun, kime gore neye gore kotu gun olaraktan :)

 

Bu siralar bu tarz haberlerin cikmasini ben gayet normal karsiliyorum bu tarz haberler ben kendimi bildim bileli donem donem cikmistir bunlarin birkac nedeni var birincisi yerel secimler yaklasmakta, ikincisi gundemi baska yone cekmektir.. Ama sizinde dediginiz gibi kofti haberler numuneler temiz cikmayacaktir ben size simdiden test sonuclarini vereyim 2.nci sinif petrol pek bir degeri yok yani :).. Tek bu haber yok elbette medyaya ulasan haber budur mesela bir zamanlar ugur dundar sadettin teksoy bu tarz haberlerin pesinden cok kosuyordu adam tarlasinda tas buluyor ve tas benzin gibi yaniyordur, adam tarlasinda petrol buluyor bunun gibi cok programlar oldu ama ilgisizlikten tabi carcabuk ustu kapandi..

 

Bugun Norvec petrolu denizden cikarmakta dusunebiliyormusunuz :) Adamlar petrolu denizden cikartiyorlar biz turkler birakin denizi topraktan cikaramiyoruz, Greenland Buzlarin altindan petrol cikariyor ya biz :)) bize birisi gelip aciyacakta babasinin hayrina sontaj vurup sonra hampetrolu isleyecekte ondan sonra biz kullanacagiz bu topragi bizim manikurumuz bozulmasin cunku eee biz padisah torunlariyizya ondan herhalde...

Sayin Birce Osmanli Imparatorlugu neden yikildi iste hep bu yuzden degilmi... Eger sen kendi ulkende caba emek sarf etmezsen hic birsey elde edilmez.. sen bugun tarlani nadaslamazsan ekip bicmezsen bir urun elde edemezsin.. Bizde napiyoruz biz tarlamizi nadaslayip tohumunu atip birdaha ugramiyoruz takii bicme zamani gelince bicim zamani geldiginde buluyoruz birtane bicer hadii bic tarlami sonra yok hic bir urun elde edemedim tarlamdan..

Neden kalkinmasini istemiyorlar ulkenin cunku ulke kalkinirsa halkin gozu acilir ve buda bazi kesimlerin isine gelmez hem yurt icinde hemde yurt disinda en basta kalkinacak olan bolge dogu ve guneydogu bolgesi olacaktir ama bu sanirim bazi kesimlerin hosuna gitmez yada soyle bir dusunce olabilir eger dogu ve guneydogu kalkinirsa okadar cok devlete bas kaldirir ve daha cok hak isteyecek dusuncesi yatiyor olabilir Bu iceridekilerin dusuncesi..

Disaridakilerin dusunceleri ise Turkiyede petrolun buyuk olcude bulunmasi dis politikada turkiyenin okadar fazla soz sahibi olmasi demektir buda onlarin isine gelmiyor ve Turkiyenin guclenmesini istememektedirler.. Bir ulke nekadar gucsuz olursa o ulke ile basini ezmek okadar kolaydir ve her istedigimi yaptirabilirim dusuncesi mevcuttur..

saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neden kalkinmasini istemiyorlar ulkenin cunku ulke kalkinirsa halkin gozu acilir ve buda bazi kesimlerin isine gelmez hem yurt icinde hemde yurt disinda en basta kalkinacak olan bolge dogu ve guneydogu bolgesi olacaktir ama bu sanirim bazi kesimlerin hosuna gitmez yada soyle bir dusunce olabilir eger dogu ve guneydogu kalkinirsa okadar cok devlete bas kaldirir ve daha cok hak isteyecek dusuncesi yatiyor olabilir Bu iceridekilerin dusuncesi..

Disaridakilerin dusunceleri ise Turkiyede petrolun buyuk olcude bulunmasi dis politikada turkiyenin okadar fazla soz sahibi olmasi demektir buda onlarin isine gelmiyor ve Turkiyenin guclenmesini istememektedirler.. Bir ulke nekadar gucsuz olursa o ulke ile basini ezmek okadar kolaydir ve her istedigimi yaptirabilirim dusuncesi mevcuttur..

saygilar

 

Sn.Yakışıklı, gerçekten maden rezervi var mı yok mu, işlenebilecek kalitede mi değil mi kısmı bir yana, sizin ortaya koyduğunuz tablodaki, dışardakiler ve içerdekilerin aynı anda yazdığınız gibi düşünmeleri mantıksal çelişki oluşturur. Çünkü, eğer, dışardakiler, Türkiye gelişmesin diye yeraltı kaynaklarını gizliyorlarsa sizin mantığınızla bu ülkenin doğusunun başkaldırmasına yol açmaz ve Türkiye bölünüp zayıf hale gelmez, dolayısıyla dışardaklerin isteği olmaz. Eğer gizlemeseler, bu durumda Doğu başkaldırır ve ülke bölünüp zayıflar, dolayısıyla içerdekilerin isteği olmaz. Bu çelişkiyi gidermek için araya 'yada' bağlacını koyarsak, bu durumda, içerdekilerin, sondaj ve arama yapan dış maden şirketlerine bir baskısı olduğu varsayımını öne sürmemiz gerekir, bu da pratik olarak mümkün olmadığına göre, demek ki, dışardakilerin içerdekilerle bir işbirliği söz konusu olur. Bu da iktidardakilerin dış güdümlü olduğunu kanıtlar. Zira, Doğunun başkaldırması için petrol çıkması gerekmez, dışardakiler zaten yeterince kışkırtıyorlar. Önemli olan nihayetinde o bölgeye hangi gücün hakim olacağı, orada egemen görünen devletin etiketi farketmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye'de ben bildim bileli bu muhabet vardır. Petrol var bor var ama dış güçler çıkarılmasına engel oluyor.

 

Arkadaşlar bir ülkede verimli petrol yatakları olacak, o ülke nato üyesi olacak, ABD'nin müttefiki olacak ve o petrol çıkarılmayacak :)

 

Petrol ve madende önemli olan şudur. Çıkarıp işlemenin maliyeti ile satışından elde edilecek gelirin oranı. Yani klasik marjinal maliyet hesabı.

 

Bir yataktaki petrolün derinliği, kalitesi, coğrafi şartlar vs gibi faktörler vardır. Onu bulunduğu yerden çıkarıp işlemenin toplam maliyeti ile, satışı sonucu elde edilecek toplam gelir karlılık arzetmiyorsa kim çıkarmaz tabi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye'de ben bildim bileli bu muhabet vardır. Petrol var bor var ama dış güçler çıkarılmasına engel oluyor.

 

Arkadaşlar bir ülkede verimli petrol yatakları olacak, o ülke nato üyesi olacak, ABD'nin müttefiki olacak ve o petrol çıkarılmayacak :)

 

Petrol ve madende önemli olan şudur. Çıkarıp işlemenin maliyeti ile satışından elde edilecek gelirin oranı. Yani klasik marjinal maliyet hesabı.

 

Bir yataktaki petrolün derinliği, kalitesi, coğrafi şartlar vs gibi faktörler vardır. Onu bulunduğu yerden çıkarıp işlemenin toplam maliyeti ile, satışı sonucu elde edilecek toplam gelir karlılık arzetmiyorsa kim çıkarmaz tabi.

Sn Cyrano, söylediginiz gibi ülkemizin kaynaklarinin bol oldugunu ve herkesin bunda gözü oldugunu dogdugumuz günden beri duyuyoruz. Bazilari bize ya bilerek hikaye anlatiyor yada bu söz konusu kaynaklar verimsiz oldugu icin cikartilip islenilmesi daha masrafli oldugu icin kimse gerek görmüyor. Ama genede bazilarinin devamli her defasinda ülkemizin kaynaklarinin bol oldugunu ve dis güclerin bizi devamli bu kaynaklari elimizden almak icin bizi bölmeye calistigi mantigi bana basiretsiz siysilerin ve devlet adamlarinin kendi suclarini bastirabilmek icin uydurduklari yalan ve dolandan baska bir anlama gelmiyor. Cünki varsa kaynaklarimiz egngelleyen kimki? Petrol buldukta AB veya ABD basimiza silahmi dayadi da sondaj vuramiyoruz? Bor desen gene ayni, kim ve nasil bizi engelliyorlarki?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünya Bor rezervlerinin yüzde 70 i Türkiye'dedir.Bu bir hikaye de degil gercektir.Yani Ermenileri öldürdügümüze inaniliyor ama Bor madenine sahip oldugumuza inanilmiyor,bu tamamen bir celiskidir.

 

Elimizde ne kadar ne oldugu birakin bizim maden teknik aramayi yabancilar bize söylüyor nelerimiz oldugunu.Bor'un islenmemis tonunu 60 Dolara satip islenmis parcasini yüzlerce Dolar verip aldigimiz konulari cok islendi,bunlari inkar etmek aslinda yabancilarin götürmesinide kabullenmektir.

Petrol konusunda bende pek iyimser degilimdir,cünkü hep ayni seyler söylenir,petrol var ama izin yok.Eger petrol varsa anlasirsin bir yabanci sirketle ve cikarirsin petrolünü.

 

Altin konusunda da ayni seyler yapilmaktadir,Alman firmasi Bergama'da Altin ariyor,oldugunu bilmese zaten aramaz,ayni zamanda insanlari ayaklandirip bölgede huzursuzluk yaratiyor,bunlarin hepsi aciklandi,rahmetli Hablemitoglu bosuna kaybetmedi hayatini.

 

Madenlerimize sahip olamadigimiz gibi onlari birde elimizden cikariyoruz.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünya Bor rezervlerinin yüzde 70 i Türkiye'dedir.Bu bir hikaye de degil gercektir.Yani Ermenileri öldürdügümüze inaniliyor ama Bor madenine sahip oldugumuza inanilmiyor,bu tamamen bir celiskidir.

 

Elimizde ne kadar ne oldugu birakin bizim maden teknik aramayi yabancilar bize söylüyor nelerimiz oldugunu.Bor'un islenmemis tonunu 60 Dolara satip islenmis parcasini yüzlerce Dolar verip aldigimiz konulari cok islendi,bunlari inkar etmek aslinda yabancilarin götürmesinide kabullenmektir.

Petrol konusunda bende pek iyimser degilimdir,cünkü hep ayni seyler söylenir,petrol var ama izin yok.Eger petrol varsa anlasirsin bir yabanci sirketle ve cikarirsin petrolünü.

 

Altin konusunda da ayni seyler yapilmaktadir,Alman firmasi Bergama'da Altin ariyor,oldugunu bilmese zaten aramaz,ayni zamanda insanlari ayaklandirip bölgede huzursuzluk yaratiyor,bunlarin hepsi aciklandi,rahmetli Hablemitoglu bosuna kaybetmedi hayatini.

 

Madenlerimize sahip olamadigimiz gibi onlari birde elimizden cikariyoruz.

 

 

saygilarla

Tabii Bor'umuz cok ve biz inkar ediyoruz, olacak is degil yani. Varsa neden kullanmiyoruz diye soruyoruz bizde? Neden bu Bor'dan vatanimizininsanlari yararlanmiyor diye soruyoruz inkar falan edenyok, gene hayal kurmayalim lütfen. Biz sadece sorguluyoruz. Bakiyorum petrol konusunda bize inkar ediyor falan demiyorsunuz, cünki sizde herhalde o kadar anlatimlara inanmiyorsunuz.

Birakalim her seyi siyasete baglamayida gerceklerle ugrasalim. Tekrar soruyorum, varsa ülkemizde Bor rezervlerinin 70%, neden bunu degerlendirmiyoruz? Kim ve nasil bize bunlari degerlendirmemize engel oluyor , lütfen detaylariyla aciklayinda bizde ögrenelim. Bana göre kendi beceriksizligimizi baskasina yükleyerek isi siyirtmak istiyoruz, her zamanki gibi analayacaginiz. Bu isler Ermeni veya Kürt sorununa benzemez, her kaynak elinizde, varsa neden bu kaynaklari kullanmiyoruz??????? Hikaye anlatacagimiza bu madenleri nasil degerlendiririz onun hesabini yapalim. Yoksa Ergenekoncularmi bu madenleri kullanmayi bize ögretecekti dersiniz?????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BOR MİNERALLERİ:

Karbonla kimi benzerlikler gösteren basit cisimdir.

Kullanıldığı Yerler:

1)Metalürji sanayiinde

2)Nükleer reaktörlerde

3)Organik kimya sanayiinde

4)Cam, seramik, deterjan vb. sanayilerde

5)Fotoğrafçılıkta

Bor Cevherleri:

Bor, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunur.Önemli cevherler arasında boraks, kernit

ve kolematit sayılabilir.

Ülkemizdeki Bor Yatakları:

1)Balıkesir-Bigadiç, Sındırgı, Susurluk

2)Bursa-M.Kemalpaşa

3)Eskişehir-Seyitgazi

4)Kütahya-Emet

En Önemli Bor İşletme Tesislerimiz:

Emet kolemanit işletmesi, Kırka boraks ve asit fabrikası, Kestelek kolemanit işletmesi,

Bandırma boraks ve asit fabrikaları, Bigadiç kolemanit işletmesi

 

**Dünyadaki bilinen bor rezervlerinin %75i Türkiyede bulunmaktadır.Ayrıca Seyitgazi bölgesindeki yatakların dünyanın en büyük sodyumlu bor tuzu yatağı olduğu saptanmıştır....

 

Dökümanı bilgisayarınıza indirmek

--------

 

Ergenekoncularla ugrasacaginiza önce Türkiye yi tanimaya calisin.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bazen elinizdekilerinin kiymetini bilmemektesiniz iste bu nedendirki daha halen yasadiginiz ulkenin nekadar yeralti zenginliklerinden haberiniz yok.. Inkar etmek herzaman kolaydir yok tabiki ulkede hic birsey yok ama birileri o petrolu bulup cikardiktan sonra tabi canim ulkede zaten petrol vardi deriz degilmi..

Buyrun bu yaziyi baska bir forumdan aldim belki okur biraz ufkunuz aydinlanir .. Bazi seylerin onunu hemen kestirip atacaginiza olur olmaz yorumlar yapacaginiza once biraz arastirin daha sonra karar verin

Saygilar

 

Ülkemiz çesitli yeralti kaynaklarinin olusturdugu çok zengin servetlere sahip bulunmaktadir. Bu kaynaklarin basinda; petrol bor toryum altin krom gibi madenlerimiz gelmektedir.

 

Türkiye'de Petrol Varligi: Dahilî ve haricî vatan hainlerinin yillarca Türkiye'de petrolün bulunmadigi çok az olan rezervlerin de çok derinde olmasi sebebiyle ekonomik olmadigi ihtiyaçlari karsilamaktan çok uzak oldugu yalanlari ile ülke insani uyutulmaya çalisilmistir. Türkiye güneyde doguda kuzeydoguda kaliteli ve çok büyük petrol rezervlerine sahip ülkelerle komsu bulunmaktadir. Bulundugu cografî konum itibariyle petrol olmadigini iddia etmek ya akil noksanligina ya da vatan hainligine delâlet eder. Türkiye petrolündeki oyunlar ikinci sikki temsil eden ihanet çetesinin eseridir.

 

Ankara Ticaret Odasi (ATO) Baskani sayin Sinan Aygün 04.03.2002 tarihli bir mektupla Devlet Güvenlik Kurulu (DGK) üyesi ve Genelkurmay Baskani sayin org. H. Kivrikogluna "Petrol ve Türkiye Üzerine Oynanan Oyunlar" basligini tasiyan resmî bir rapor sunmustur. Sayin Aygün ATO'nun yayinlarindan (kitaplardan) bazilari ile bu mektubu ve raporu bize de göndermek lütfunda bulunmuslardir.

 

Rapordaki çok önemli gerçekleri özetler halinde :

"... En güvenilir yöntem olan uzaydan uydu vasitasiyla yapilan arastirmalarda yerküresinin haritasi çikarilmistir ve 5000 metre derinlerde çok büyük rezervler tespit edilmistir. Bu rezervlerin büyük bir kismi ise Türkiye topraklari üzerindedir.

Nitekim bu tespitler birçok kaynak tarafindan da dogrulanmistir. 1970'li yillarin ortalarinda dünyanin dev petrol sirketleri Türkiye üzerinde uzaydan uydu ile petrol arastirmasi yapmislardir (genelkurmayin izni ile). Arastirma sonucunda Türkiye'nin 5000-5500 metre derinliklerinde çok zengin petrol yataklarinin oldugu ortaya çikmistir.

 

Türkiye'de 20 yil müddetle Shell firmasinin Arastirma Genel Müdürlügünü yapmis olan Antony Hages sunlari söylemistir: "Petrol ile ilgilenen herkes bilir ki; Türkiye bir petrol okyanusu üzerinde oturmaktadir."

Türkiye'de büyük rezervler oldugunu ortaya koyan tespit ve açiklamalar vardir.

 

Bunlardan birkaç örnek:

-Hakkâri'de TPAO-Avusturya ve ABD tarafindan açilan ve "burada petrol yok" denilen kuyuda son derece yüksek ve kaliteli rezerv bulundu.

-Arce sirketi tarafindan 10 yil önce kapatilan kuyuda Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgesinin en zengin yatagi bulundu. (Cumhuriyet Gazetesi)

-Hava Kuvvetleri Komutani Cumhur Asparuk: "Birakin Afganistan'i Türkiye'ye bakin. Dünyanin en zengin petrol yataklarinin Türkiye'de oldugunu biliyor musunuz?" (Star Gazetesi)

-Ceylanpinar yakinlarinda 2.5 milyar varillik rezerv tespit edildi.

-Adiyaman bölgesinde yüksek basinçli ve çok zengin dogalgaz yatagi bulundu.

-Flash TV'de bir açik oturuma konuk olarak katilan Prof. Dr. Anil Çeçen su bilgiyi vermistir: "Zamanin Cumhurbaskani Cevdet Sunay'a Sovyetler Birliginin o devirdeki Ankara Büyükelçisi uzaydan yaptiklari arastirmalarda Türkiye'nin çok zengin petrol yataklarini tespit ettiklerini ve bunlarin birlikte çikarilip isletilmesini teklif etti."

-Hakkâri ilinde 3000 metre derinlikte Shell firmasinin 1991 yilinda açtigi ve "burada petrol yok" diyerek terkedilen kuyuda zengin petrol damarina rastlanmistir.

-Geophysical Institute of Israil adli sirket yaptigi arastirmalarda Trakya'da çok zengin dogalgaz Diyarbakir'da ise petrol sahalari oldugunu açiklamistir.

-TPAO'nun 20 yil önce terkettigi kuyulari alan özel sektörümüz halen basarili bir sekilde isletmektedirler.

 

Basta DPT olmak üzere TPAO yetkilileri de halkimizi Türkiye'de petrol olmadigina inandirmaya çalismaktadirlar. DPT Türkiye'de petrol çikarilmasinin son derece pahali ve riskli oldugunu söylemektedir. Bütün gerçekler ortadayken bu nasil bir söylemdir? Halbuki dünya petrol devletleri sunlari söylemektedir: "TÜRKIYE TÜRKLERE BIRAKILMAYACAK KADAR KIYMETLI BIR ÜLKEDIR."

Bes sahifelik rapordan alinan bu gerçekler göstermektedir ki; resmî bilgi ve kaynaklara göre Türkiye dünyanin en zengin petrol rezervlerine sahip bulunmaktadir.

Bor Madenleri Kaynagi: Son zamanlarda gelisen teknoloji bor mineralini bütün sanayi dallarinin vazgeçilmesi mümkün olmayan ve alternatifi de bulunmayan temel girdileri konumuna getirmistir. Petrolün alternatifi bor cevheridir. Fakat borun su anda bir alternatifi yoktur ve olacagi da mümkün görülmüyor. Yeralti kaynaklarimizin basinda bor cevheri gelmektedir. Dünya bor rezervinin % 80'den fazlasina sahip bulunmaktayiz. Rezerv ve kalite yönünden dünyada tekel durumundayiz. Bazi ileri teknoloji ürünlerinin (bilgisayar cep telefonu v.s.) imalinde uzay sanayiinde Türk borlari olmazsa olmaz bir öneme sahiptir. Türk bor kaynaklari dünyanin asgarî 400 yillik ihtiyacini karsilayacak kapasitededir. Bu bilginin sahibi olan konunun arastirmaci ve uzmanlarina göre Anadolu'daki bu madenin miktari 10 milyar ton civarindadir. (Bugünkü fiyatlara göre 15-20 trilyon dolar.) Bu çok degerli cevher ülke topraklarinin altinda bu azîz milletin kalkinma ve refahina sunulmayi dört gözle beklemektedir. Dahilî ve haricî ihanet çeteleri petrolde oldugu gibi bu serveti de esir almis bulunmaktadirlar. Isletilmeyen isletilmesine mani olunan madenlere "esir madenler" denilmektedir.

Bor; sanayinin her dalinda su anda 450 çesitten fazla mamül maddenin üretiminde kullanilmaktadir. Dayanikliligi ve sertligi saglamada ara ürün olarak kullanilmaktadir. Isiya son derece dayaniklidir. ABD roketlerinde Türk borlari kullanilmaktadir. Radar dalgalarini emdigi absorbe ettigi için hayalet uçaklarinin imalinde kullanilmaktadir. Sadece ABD de 600'den fazla proje bor'un yakit olarak kullanilmasi ile ilgili patent almistir. Borla çalisan otomobiller üretime girmistir.

 

"Bor minerali ayni zamanda alternatif yakit teknolojisinin birincil arastirma ve kullanim kaynagidir. Hava ulasim ve savas uçaklari ilk defa ses üstü hizlara borlu yakitlar sayesinde ulasmistir. Savas basligi tasiyan füzelerin kullandigi yakit uzaya gönderilen uydulari yörüngelerine tasiyan ve oturtan roket motorlari borlu yakitlar kullanirlar. Yapilan arastirmalar bor mineralinden sifir emisyonlu çevre dostu bor motorlarinin üretim ve kullaniminin önünü açmistir. Bor Ingiltere Fransa ve özellikle ABD'de askerî arastirmalarin yogunlastigi bir mineraldir. Son yillarda borun problemsiz bir yakit olarak özellikle süpersonik ve hipersonik hizlara ulasan uçaklarda kullanildiginda süphe yoktur. (Bor Gerçegi) isimli eserin ön sözünden-Eti Holding Bas Müf. M.M. Çinki"

 

Altin Varligimiz: "Türkiye günümüzde isletilebilir önemli miktarda altin rezervine sahip oldugu halde bunlardan yararlanamayan dünyadaki tek ülkedir. Oysa bilinen sahalarin isletmeye alinmasiyla Türkiye Avrupa'nin en fazla altin üreten ülkesi olma potansiyeline sahiptir. Söz konusu potansiyel devreye sokuldugunda ortalama 160 ton/yil altin ithalatimizin tamami yurt içindeki üretimle karsilanabilir hale gelecektir. Türkiye altin potansiyelinin tahmini amaciyla yapilan arastirma sonucuna göre 6500 ton ve üstü rakamlara ulasabilecegi hesaplanmistir. 6500 tonluk rezervin (300 dolar/ONS) fiyatiyla degeri yaklasik 70 milyar dolardir. Ülke ekonomisinde yaratacagi katma deger ise bunun 5-6 katina kadar çikabilir."

Krom (Kromit) Varligimiz: Bu maden ülkemizin önemli yeralti kaynaklarindan biridir. Krom üretimi bakimindan dünyanin önde gelen ülkeleri arasindayiz. Dünya rezervinin %10'u Türkiye'de bulunmaktadir. Bulgular bu payin %10'un üzerine çikabilecegi yönündedir. ½unu kesinlikle unutmamamiz gerekir. Maden varligimiz yabancilar tarafindan arastirilip tespit edilmis ancak daima kasten bilerek rezervler düsük gösterilmistir. Tipki verimli petrol kuyularinin "petrol yok" yalani ile kapatildigi gibi. Onun için bugün ülkede bilinen ve tespit edilen maden varligimiz daha genis rezervler ihtiva etmektedir. Borda Türkiye dünyada tekel durumunda oldugu halde yabanci sirketler kasten "Türkiye'de bor tükenmistir çok az rezerv vardir." v.s gibi yillarca rapor yayinlamislardir.

 

"Krom cevheri dünya sanayiinin vazgeçilmez bir üretim girdisidir. Atmosfer korozyonuna kimyasal etkilere asinmaya karsi yüksek direnç göstermesi çok sert olmasi sebebiyle çelik ve öteki minerallerin korunmasinda kaplama olarak yaygin bir sekilde kullanilir. Silâh sanayiinin ikamesi olmayan çok önemli bir girdisidir."

 

Türkiye dünyanin en büyük kromit ihraç eden ülkesidir. Türk kromitleri dünya krom pazarlarinda her zaman üst seviye fiyatlarla talep edilen kaliteli metalürjik kalite cevherler olarak aranmaktadir.

 

Ülkemizin bu cevherden maksimum fayda saglayabilmesi için kaynaklarin (ferrokrom ve paslanmaz çelik) üretimine yönlendirilmesi bu sanayinin acilen kurulmasi sarttir. Türkiye'nin paslanmaz çelik tüketimi 100.000 ton/yil civarindadir. (Yillik 200 milyon- 1 milyar dolarlik ithalat söz konusudur.)

 

Toryum Varligimiz: Bu maden roket ve uçaklarin imalinde seramik ve elektrik aletleri yapiminda aydinlatmada kullanilmaktadir. Çok önemli kullanildigi alan ise nükleer enerji sanayiidir. Nötron absorbsiyonu ile (uranyum-223'e) dönüstürülerek nükleer enerji kaynagi olarak kullanilmaktadir. Dünya toryum rezervinin büyük (1/2) bir bölümüne sahip olmamiza ragmen uzun yillardan beri bir türlü nükleer santraller insa edemedik. Çünkü; birileri "nükleer santralleri içine sindirememektedir." Disaridan pahali enerji ithali sanayiye en pahali enerji satmayi halkin fakirlesmesini içlerine çok güzel sindirmektedirler. Enerji açiginin kapatilmasi için acilen bu santrallerin de devreye girmesi millî bir borçtur.

 

 

Mihr Dergisi

Türkiye'nin yeraltı kaynakları Enerji Hammaddeleri (kömür bitümlü şeyl petrol) Süstaşları Türkiye'nin Özel Mineral ve Taşları Metalik Madenler ve Endüstriyel Hammaddeler şeklinde 5 başlık altında sunulmaktadır. Ayrıca yine bu bölümde Türkiye'nin Madencilik Tarihi'ne ışık tutan materyaller sergilenmektedir.

 

 

ENERJİ HAMMADDELERİ

 

 

 

Enerji hammaddelerinin büyük bölümünü kömür petrol doğalgaz gibi (bitkisel ve hayvansal kökenli) fosil yakıtlar oluşturmaktadır. Ancak son zamanlarda jeotermal enerji kaynakları ile nükleer yakıt hammaddesi olarak kullanılan uranyum ve toryum mineralleri de enerji hammaddesi olarak kabul edilmektedir.

 

 

Bu bölümde gaz halinde bulunan doğalgaz ile sıcak su-buhar halinde olan jeotermal kaynaklar dışındaki enerji hammaddeleri sergilenmektedir. Türkiye'de enerji hammaddelerine dayalı olarak çeşitli elektrik santralleri ve petrokimya sanayi tesisleri faaliyet göstermektedir. Ayrıca enerji hammaddeleri sanayi tesislerinde ısınmada ve ulaşım araçlarında çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Bu bölümde Türkiye'nin enerji hammaddeleri yeralmaktadır. Radyoaktif mineraller kömür petrol bitümlü şeyl asfaltit vb.

 

 

KÖMÜR NEDİR?

Kömür; bitkisel kökenli organik maddeler ve inorganik bileşenlerden oluşan tortul bir "kayaç"tır. Bataklıklarda bitki ve ağaç kalıntılarının üst üste yığışarak çökelmesi ve milyonlarca yıllık bir süreç içerisinde kimyasal ve fiziksel etkilerle değişime uğraması sonucu oluşur.

 

 

KÖMÜRLEŞME OLAYI

Kömürleşme; bir kömürü oluşturan organik madde birikimine basınç ve sıcaklık etkidiğinde bu maddede meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişimlerin tümüdür. Ortamdaki basınç ve sıcaklığın artmasına bağlı olarak bu organik maddenin bünyesindeki su uçucu maddeler (CO2 CO O2 CH4 NOx SO2 H2S H2 vs.) azalmakta karbon oranı kalori değeri (antrasit seviyesine kadar) artmaktadır. Burada ideal fiziksel ve kimyasal değişimlere bağlı olarak aşağıdaki kömürleşme seviyeleri ("rank") görülmektedir.

Turba - Linyit- Alt Bitümlü Kömür -Bitümlü Kömür(Taşkömürü)- Antrasit -Grafit

RADYOAKTİF MİNERALLER

Birçok mineralin kimyasal bileşiminde yer alan Toryum ve Uranyum yer kabuğunun doğal radyoaktif 2 elementidir. Uranyum'un nükleer parçalanmasını kontrollü bir şekilde kullanan insan Uranyum'dan büyük miktarda enerji elde eder. Radyoaktif mineraller nükleer santrallerde enerji üretmek için çok aranan minerallerdir. Dünyadaki Uranyum üretimi yaklaşık olarak yılda 50.000 ton civarındadır. 10cm çaplı(yaklaşık 1kg) bir Pehblend (Uraninit) minerali nükleer santralde kullanıldığında elde edilen enerji 12 ton kömürden elde edilen enerjiye eşittir.

 

 

 

SÜSTAŞLARI

Süstaşları ya da diğer bir deyişle kıymetli ve yarı kıymetli taşlar tarih öncesi çağlardan beri güzellik zenginlik ve güç simgeleri olarak kullanılmışlardır.

Süstaşları doğal olarak oluşan minerallerdir. Ancak onları diğer minerallerden ayıran bazı temel özellikler vardır. Bunlar dayanıklılık güzellik ve az bulunabilirliktir (nadirlik). Bu temel kriterlerin dışında taşınabilirlik şeffaflık kesilebilirlik parlatılabilirlik ışık yansıtma renk oyunları ve bünyesinde safsızlıklar içerme gibi bazı özellikler de taşların değerlerini belirleyen ve artıran diğer unsurlardır.

Süstaşları sınıflamalarında kıymetli taşları yarı kıymetli taşlardan ayıran kesin bir tanımlama yoktur. Yüzyıllardan bu yana sürüp gelen geleneğe göre elmas zümrüt safir yakut kıymetli taşlar diğerleri ise yarı kıymetli taşlar olarak kabul edilirler.

 

 

 

TÜRKİYE'NİN ÖZEL MİNERAL VE TAŞLARI

Bu bölümde bulunuşu itibarıyla mineraller dünyasında Türkiye adı ile birlikte anılan lületaşı oltutaşı şeffaf kristal diyaspor kemmererit gibi mineraller sergilenmektedir.

Ayrıca isimlerini Anadolu'daki antik yerleşim yerlerinden alan mineraller de bu bölümde yer almaktadır. Örneğin İstanbul'da Kalkedon'dan kalsedon Muğla'da Alabanda'dan almandin Manisa'da Sardis'den sard Bandırma'dan pandelmit vb. gibi...

 

 

 

METALİK MADENLER

Metalik Madenler; demir krom alüminyum bakır kurşun çinko antimuan altın gümüş vb. gibi bir çok yararlı metal ürünün kaynağını oluştururlar. Doğada metalik cevher mineralleri genellikle gang mineralleri adı verilen ve metal elde edilmesinde istenmeyen bileşenlerle birlikte bulunurlar. Bu nedenle metalik madenler ergitilmeden önce kırma öğütme ve çeşitli zenginleştirme işlemlerinden geçirilirler.

 

 

Bu bölümde yurdumuzda işletilen önemli metalik madenler sergilenmektedir. Türkiye'de metalik madenlere dayalı olarak demir-çelik alüminyum krom kimyasalları-ferrokrom bakır ve gümüş sanayi tesisleri kurulmuştur. Ayrıca altın kurşun çinko antimuan gibi metalik madenlere yönelik olarak üretim yapan çeşitli tesisler faaliyet göstermektedir.

 

 

 

ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER

Endüstriyel Hammaddeler; bor trona (doğal soda) mermer feldispat kil kaolen bentonit sepiyolit manyezit tuz perlit pomza alçıtaşı sölestin vb. gibi metalik olmayan madenlerdir. Günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız seramik cam yapı kimya vb. gibi bir çok sanayi ürününün elde edilmesinde ana girdi olan endüstriyel hammaddeler metalik madenlere oranla daha kolay ve basit işlemlerden geçirilerek kullanıma sunulurlar.

 

 

Bu bölümde yurdumuzda işletilen önemli endüstriyel hammaddeler sergilenmektedir. Türkiye'de endüstriyel hammaddelere dayalı olarak kimya seramik refrakter cam çimento yapı-boya sanayi ve ticari tesisleri faaliyet göstermektedir.

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü Web Sitesinde Alınmıştır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Buyrun Buda Referansgazetesinin yaptigi bir arastirma

 

Türkiye’de petrol ve doğalgaz var. Var ama yabancılar hukuken, bunları çıkarıp, parasıyla bize satar konuma gelene kadar çıkması çok ama çok zor.

 

Değerli dostlar, bu soruya “Türkiye’de petrol var mı” sorusu altında birkaç bölümlük yazı dizisi şeklinde başka bir yayın organında cevap aramaya çalıştım ve elde ettiğim bilgileri bölümler halinde paylaştım. Aynı araştırma sırasında benim de maalesef bu kadar vahim olduğunu yeni fark ettiğim Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) geçen petrol kanununun maddelerini sizlere birkaç gün önce aktardım. Bugün, izninizle “biraz daha geriye” gitmek ve "1950’lerden bugüne neler oldu” sorusuna cevap aramak istiyorum. Çok şaşıracaksınız, o zaman dahi karşımıza “Kemal Derviş’in ilk sürümü” olan bir isim çıkıyor. Daha açıkçası: Birisi “git, Türkiye’de kanununu yap” diye buraya gönderiliyor.

 

Petrol devleri tetikte

Detayların hepsini sizlere aktaracağım. Bu noktada tekrar soralım, ne dersiniz, Türkiye’de petrol var mı? İlk etapta yaptığım araştırmalardan elde ettiğim sentezi size aktarmak ve sonrasında konuyu geçmişten bugüne detaylandırmak istiyorum, evet, Türkiye’de ve çevresinde hatta karasularımız içinde kalan bölgelerde petrol var.

Ne zaman çıkarılacak derseniz, Türkiye, yabancılar tarafından tam olarak kontrol edilip, yapılacak düzenlemeler ile yabancı petrol devleri bize hiçbir şey vermeden petrolün tamamını alabilir hale geldiklerinde, Türkiye’nin her yerinden petrol fışkıracak.

 

Bilerek kuyu kapatıldı

Değerli dostlar, bu sentez cümlesini yazmak için aylardır araştırma yapıyorum. Binlerce sayfa resmi belge inceledim. Size bu belgelerde adı geçen yörelerimizden birkaç örnek vereyim. Adıyaman, Edirne, Antalya, Hakkari, Sivas, Saros Körfezi, İskenderun, Erzurum, Van, Kastamonu ve daha sayamayacağım birçok bölgemizde arama-kapatma-engelleme şeklinde gerçekleşen, yaşayanların resimleri ile kaydettiği yüzlerce olay var. Birini tam olarak aktarayım. Adıyaman’da petrol araması yapan yabancı ortaklı bir şirket “Burada petrol yok” diyerek kuyuyu kapatıyor. Prof. Muammer Aksoy ve yanındakiler savcılığa başvurarak bu kuyunun bilerek kapatıldığını iddia ediyorlar. Savcı 3 yıl bu olay üstünde araştırma yapıyor ve 3 yıl sonra bu kuyu açılıyor. Bugün hâlâ o kuyudan saate 20 varil petrol üretiliyor.

 

İnönü bile engelleyemedi

Değerli dostlar, günümüzde tartışılan petrol kanununa geçmeden biraz geriye gitmek ve 1952 yılına dönmek istiyorum. O zaman tartışılan konu yine petrol. Bir kanun yapmak gerekli ve aranan isim hemen bulunuyor, İsrail petrol kanununu yapan hukukçu-jeolog Max Ball. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Ball’ın gelişi dolayısıyla şu açıklamayı yapıyor: “Biz, petrol kaynaklarımızın üretilmesinde ecnebi sermaye ile işbirliğinin zaruri olduğuna inanan bir parti ve hükümetiz.” Aynı dönemde İsmet İnönü’den karşı açıklama geliyor, “Tarihten yabancılar kapitülasyonlar himayesiyle Türkiye’yi istismar ettiler, petrol kanunu bir kapitülasyon kanunudur. Biz bu memleketi sokakta bulmadık yabancı ellere kaptırmayız. Bu kanunun her maddesi Türk Devleti’nin petrol işletmemesi üzerine kurulmuştur. Bırakmam yakalarını.” Böyle söylüyor ama 1960 sonrası gücüne rağmen, İnönü dahi bu yasayı asla elleyemiyor.

 

Petrolümüzü bize satacaklar

Gelelim bugüne. Son hükümetlerimiz tarafından yapılan Türk Petrol Kanunu ile ilgili detaylara geçmeden bir çıkarım yapmam gerekli. Max Ball tarafından yapılan düzenlemeler dahi atılan son adımlardan çok uzaktı. Bu kadar ileri gidip kendi elimizle her şeyimizi vereceğimizi ve bunu kabul edeceğimizi o dönemin Kemal Derviş’i olan Max Ball dahi düşünememişti. Peki TBMM’den geçen ve yabancıların dahi aslında bu kadarını almayı beklemediği detaylar neler?

Bugün yer kalmadığı için TBMM’den geçen kanunun maddelerini, özellikle teknik kurnazlık ile içine saklanan detayları, kısaltarak atlamak istemediğim için pazartesi günü çıkacak yazıma bırakıyor ve ana fikri dağıtmadan yazının devamını kaçırmayın diyerek size bugünün sonuç cümlesi ile veda etmek istiyorum.

Sonuç: Konu çok uzun ve üzerinde çok tartışmamız gerekli. Bana inanıyorsanız, yaptığım araştırmanın sonucu çok açık: Türkiye’de petrol ve doğalgaz var. Var ama yabancılar hukuken, bunları çıkarıp, parasıyla bize satar konuma gelene kadar çıkması çok ama çok zor! Lütfen sizler de elinizdeki bilgileri bana aktarın, birlikte konuyu araştırmaya devam edelim.

Türkiye’de petrol ve doğalgaz var. Var ama yabancılar hukuken, bunları çıkarıp, parasıyla bize satar konuma gelene kadar çıkm...

( KB)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Buyrun Buda Referansgazetesinin yaptigi bir arastirma

 

Türkiye?de petrol ve doğalgaz var. Var ama yabancılar hukuken, bunları çıkarıp, parasıyla bize satar konuma gelene kadar çıkması çok ama çok zor.

.

.

.

Türkiye?de petrol ve doğalgaz var. Var ama yabancılar hukuken, bunları çıkarıp, parasıyla bize satar konuma gelene kadar çıkm...

( KB)

 

Sayin Yakisikli yaptiginiz arastirmalar gercekten hem ilginc ilginc oldugu kadar da dikkate deger ve kiymetli bilgiler iceriyor.

Ülkemizin karsitlarinin yüzlerini görmek isterdim,bu iletiyi okurlarken.Yazinizin devamini merakla bekliyorum.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyada petrolün ilk bulunduğu bölgelerden biri Mezopotamya. O petrol bulunduğunda o bölge Türk bölgesi. Bölgede kurulan ilk petrol şirketinin, İngiliz kökenli petrol şirketinin adı Türk Petrolleri Şirketi. Sultan Abdülhamit o sırada bu işle ilgilenen İstanbul’da bankerlik yapan Ermeni asıllı Gülbenkyan’a bana bir rapor hazırla, bölgede petrol olduğuna ilişkin haberlerin aslı nedir diyor. Gülbenkyan bir rapor hazırlıyor ve hakikaten bölgede önemli petrol yatakları olduğunu söylüyor ve ondan sonra Abdülhamit 1877 yılında bütün o bölgedeki petrol sahalarını kendi hazinesine dahil ediyor.

 

Ondan sonra İngilizler bu bölgeye göz dikiyorlar, petrolün önemini anlıyorlar ve şunu kavrıyorlar ki kömürle çalışan gemiler ile İngiltere’nin deniz gücünün uluslar arası alanda İngiltere ile rekabet etmesi mümkün değildir. Petrolle çalışan gemiler üreteceğiz dediler. Petrol İngiliz donanmasının can damarı oluyor. O nedenle bu petrole de İngilizler bağımlı oluyor. Kökünde bu yatıyor. İngilizlerin çeşitli konuşma ve beyanları var. O kadar kıskançlıkla bu petrole sahip çıkıyorlar ki ABDliler ile dahi paylaşmak istemiyorlar. İkinci Dünya Savaşı’nda Churchill’in beyanları var; bu petrol bizimdir, Amerikalılarla paylaşmayız. Onun üzerine de Roosevelt de İngiliz büyükelçisini çağırıyor ve sizinle Irak ve İran petrolünü paylaşabiliriz ama Suudi Arabistan petrolü bizimdir diyor. Sanki kendi toprağı.

 

Bu nedenle I. Dünya Savaşı’nda bu bölge çok büyük çatışmalara sahne olmuştur. Savaş bitmiştir, 1918’da mütareke imzalanmıştır, askeri birlikler mütareke imzalandığı gün ve saatte neredelerse orada kalmaları lazımdı. Ama İngiliz birlikleri Kerkük’e girememiş o sırada. Üç gün daha sürdürmüşler yürüyüşlerini ve ondan sonra Musul’u işgal etmişler. O kadar önemli ki petrol, mütareke şartlarına uymak filan bir tarafa bırakılıyor. Lozan Antlaşması sırasında bu konu çok tartışılıyor. İsmet Paşa bu bölgenin Türk topraklarına katılması için büyük bir çaba sarf ediyor çünkü bu bölge Misak-ı Milli hudutları içindedir diyor. İngilizlerle İsmet Paşa karşılıklı olarak bölgedeki nüfus istatistiklerini değiş tokuş ediyorlar ve ikisinde de görülüyor ki Türklerle Kürtlerin toplamı Araplardan daha fazla. İsmet Paşa plebisit yapalım diyor. İngilizler buna yanaşmıyorlar. E hani siz demokrasiden yanaydınız? Hani siz halk oyuna önem verirdiniz? Yanaşmıyorlar. Biliyorlar ki bir plebisit olsa, Kürtler Türklerle birlikte Türk toprakları içinde kalmak için oy kullanacaklar.

 

Biz Lozan’da hemen hemen bütün meseleleri hallettik, bir tek mesele açık kaldı; o da Türk-Irak sınırı meselesi. Bu çok önemli, bunun altında da petrol yatıyor. İngilizler bu işi Milletler Cemiyeti’ne götürmek için ısrar ediyorlar. Milletler Cemiyeti’ne Türkiye üye değil. O sırada çeşitli oyunlar yapıyorlar, siz bunu Milletler Cemiyeti’ne havale ederseniz orada tam söz hakkına sahip olacaksınız, veto hakkınız olacak filan. Halbuki yok. Neticede konu Milletler Cemiyeti’ne gidiyor. Meselenin Milletler Cemiyeti’ne havale edilmesi İngilizler tarafından tarihi 5 Ağustos 1923. 6 Ağustos 1923’te, tesadüf bu ya, Nasturi isyanı patlak veriyor. Hıristiyan Kürtlerin isyanı patlak veriyor. İngilizler bu yerel etnik çekişmeleri bir koz olarak kullanıyorlar Türkiye’ye karşı. Milletler Cemiyeti Musul’a bir heyet yolluyor, heyet Musul’dayken Şeyh Sait isyanı patlak veriyor. Bu yolla Türkiye’ye şu mesajı veriyor; sen bu bölgede benim istediğim gibi sınırı çizmezsen senin başına bela olurum, başına bu etnik meseleleri bela ederim diyor.

 

I. Dünya Savaşı sırasında İngiltere iki ajan yolluyor. Bir tanesi Lawrence, Arabistan’a gidiyor, Arapları ikna ediyor, Araplar da sırtından bıçaklıyor Türkleri. Bağımsız bir Arap devleti vaadi ile Şerif Hüseyin’i kandırıyorlar. İkinci ajan binbaşı Noel. Onu da Kürtlerin bulunduğu Mezopotamya’ya yolluyorlar; Kürt liderlerini ikna edecekler, Türkiye’den koparacaklar. Orada rapor yazıyor. İngiliz hükümetine ben beceremedim, oradaki Kürtler Türklerden ayrılmak istemiyor onun için bunların ayrı bir devlet olması mümkün değil diyor. Türkiye de Lozan’da ‘plebisit yapalım, bakalım sonuç ne olacak’ diyor. Bugünkü Türk-Kürt veya Türkmen-Kürt çatışması o devirde yok. Türkmenlerle Kürtler birbirine hasım değil ve Türk devleti inanıyor ki bunlar birlikte oy kullanacaklar. Fakat sonra ne oluyor? Yine bu etnik konular sürekli olarak istismar ediliyor ve Türkiye’nin orada birlik ve bütünlük içinde güçlü bir devlet olması insanları rahatsız ediyor. Emin olunuz Türkiye’ye yönelik bu terör faaliyetlerinin en önemli boyutu dış boyutudur. Türkiye’de en son isyan 1937’de çıkmış; Dersim isyanı. 1937’den 1975’e kadar Türkiye’ye yönelik bir terör faaliyeti yoktur. Peki nasıl oluyor da çıkıyor 1975 başında? Kıbrıs meselesinden sonra.

Kıbrıs meselesinde Türkiye Kıbrıs harekâtından sonra bazı Rum terör örgütleri ve Yunanlılar açıklama yapıyorlar; bütün dünyada hedeflerinizi vuracağız. Ondan sonra ASALA terör örgütü çıkıyor, 40’tan fazla diplomatımızı öldürüyor. Onun bittiği gün PKK terörü başlıyor. Şimdi meselenin bu dış boyutunu görmezsek çok yanılırız. İşte bugün Kuzey Irak’ta terörist faaliyetler devam ediyorsa bunun bölgeye yönelik dış boyutunu çok iyi görmek gerek. Dış boyutu olmazsa terörle Türkiye çok daha kolay baş ederdi. Terörü Türkiye’ye karşı bir silah olarak kullanıyorlar. Bir Yunan parlamento heyeti ziyaret ediyor Şam’da Öcalan’ı ve beraber resim çektiriyorlar. Tesadüf bu ya resmin arkasında Türkiye haritası var yunanca yazılı. Bir tek işaret var üzerinde Türkiye’den geçen petrol boru hatları. Bunlar da kırmızıya boyanmış. Tehdit ediyor.

 

Kerkük bütün dünyadaki petrolleri %4,5’unu çıkarıyor. Kerkük Irak petrollerinin %40’ını çıkarıyor. Kerkük petrollerini eline geçiren bölgede büyük bir stratejik üstünlük kazanacak. Onun için Kerkük önemli. Niçin Irak anayasasında başka şehirler için özel bir hüküm yok da 140. maddede Kerkük ile ilgili hüküm var? Çünkü Kerkük’teki petrol yataklarını ele geçirmek istiyorlar. Petrol yataklarını ele geçirmek isteyenler sadece oradaki yerel aşiretler mi? Yerel etnik gruplar mı yoksa onların arkasındaki güçler mi? Buna çok iyi bakmak gerek.

 

Petrol bugün dünyada pek çok çatışmanın temel sebebidir ve bu çok uzun yıllardan beri böyledir. Bu petrole hakim olmak devletlerin temel hedefidir. ABD yerel petrol üretimi düşmeye başladıktan sonra Ortadoğu petrollerine giderek bağımlı olmuştur. Başkan Bush’un da bu konuda çok demeci var. Churchill daha İkinci Dünya Savaşı’nda ‘petrol savaşın sonunda elimizde kalacak tek varlıktır’ diyor. Bunu ABDlilerle bile paylaşmayız diyor. İşte bu kadar önemli. İran’da hükümet devirdiler bu yüzden. Musaddık hükümeti bu yüzden devrildi, çünkü yabancı devletlerin elindeki petrolleri devletleştirdi Musaddık. Hemen ABDliler İngilizlerle beraber darbe düzenlediler CIA aracılığı ile onu devirdiler ve hapse attılar, petroller tekrardan yabancı şirketlerin eline verildi.

 

Bugün de sorun çok da farklı değildir. Bugün de dünyada petrol pek çok siyasi hesaplaşmanın da altında yatıyor. Bütün Bağdat yağmalandı, müzeler dahil. Bir tek yer çok iyi korundu; petrol bakanlığı. Şimdi Irak’ta kan gövdeyi götürüyor, birinci mesele Irak’ta can güvenliğini sağlamak, insanlar ölüyor fakat bütün bunlar bir taraftan cereyan ederken bir taraftan da alelacele Irak meclisinden bir petrol yasası çıkarılıyor. Bu yasada çok ilginç hükümler var; bütün bu petrol meselelerini yönetecek bir komite kuruluyor. Bunların içinde Irak petrol bakanlığı, Irak merkez bankası ve aynı zamanda yabancı petrol şirketleri var. Bir devletin petrol üretim mekanizmalarını karara bağlayacak bir komitenin içine yabancı petrol şirketlerini koyuyor. Ondan sonra yerel yönetimler söz hakkına sahip. Bu yasaya göre petrolün araştırılmasında, dağıtılmasında, taşınmasında ve bunlarla ilgili düzenlemelerin yapılmasında petrol gelirlerinin paylaşılmasında bu bölgelerin özel söz hakları var.

 

Tesadüf bu ya işgal altındaki Irak’ta bunlar olurken bağımsız egemen bir devlet olan Türkiye’de de kaşla göz arasında bir petrol yasası çıkarılıyor. Irak’taki petrol yasası ile büyük benzerlikler taşıyor. Irak’taki petrol yasasından daha kötü Türkiye’de çıkarılan yasa. Irak’taki petrol yasasındaki bazı kontrol mekanizmaları bizim yasamızda yok. Irak petrol yasasının 11 c maddesi mesela Irak petrollerinin çıkarılmasında ve işletilmesinde Irak’ın milli menfaatlerinin korunacağını yazıyor. Türk petrol yasasında, daha önceki yasada mevcut olan Türkiye’nin milli menfaatlerinin korunacağı cümlesi çıkarılmıştır. Basının da yazdığı gibi, Türkiye’deki yasa da yabancı petrol şirketlerinin baskıları, beklentileri ve talepleri doğrultusunda çıkarılmıştır.

 

Dünyada pek çok ülkenin petrol yasasını inceledik. Hepsinin içinde milli menfaatlerinin korunacağının lafı var. Türk yasasında yok. Dünyada örneğini bulamazsınız. Bir devletin yasa değişikliğini yaparken, milli menfaatlerinin korunacağı cümlesinin çıkartılmasının örneğini dünyada bulamazsınız. Biz bu yasaya tabi itiraz ettik, cumhurbaşkanı geri çevirdi. Şimdi tabii ısrar edecekler, biz de Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz. Öyle bir yasa çıkarılmış ki; Türkiye’de bulunan petrolün bir litresini bile Türkiye’de kullanmayı zorunlu kılan bir madde yok. Yani sanki Türkiye okyanus ortasında bir ada. Bunun savaşı, barışı, kıtlığı, kriz durumu var. En kritik dönemlerde bile bir yabancı şirket Türkiye’de çıkarttığı petrolün bir litresini bile Türkiye’de satmak zorunda değildir, çıkarılan yasa bunları söylüyor. Tamamını yurt dışına götürebilir. Sanki Türkiye bir sömürge devlet. Bütün bunlar niçin oluyor acaba? Bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Türkiye’de petrol yoktur, zaten çıkmaz diyorlar bazıları. Ama son gelişmeler bunun tam aksini kanıtlıyor. Türkiye’de petrol ve doğalgazın bulunduğuna dair her gün yeni bir bilgi alıyoruz.

 

Ben iki hafta önce Akçakoca’daydım. Orada ilk defa olarak, Karadeniz’de doğalgaz bulundu ve 15 gün sonra işletmeye alınıyor biliyor musunuz? Kamuoyunun haberi yok. Denizin içinde platformlar yapıldı, borular döşendi, kıyıdaki tesisler bitti. Buradan Bolu’ya 16 kmlik gaz boru hattı döşendi ve önümüzdeki 15 gün içinde günde 2 milyon metreküp doğalgaz üretimi başlıyor. Yine uluslar arası şirketlerle aynı bölgede petrol araştırması için antlaşma imzalandı ve etütler yapıldı, 2009 yılında kuyular kazılacak denizin içine.

 

Aynı zamanda güneydoğu sınırına bitişik Nusaybin bölgesinde petrol çıktı. Orada mayınlı arazi var. Bunun mayınlardan temizlenmesi karşılığında bu bölgeyi İsrail şirketlerine 49 yıllığına vereceklerdi. Bu konuda iki tane gizli antlaşma ve kararname çıkarttılar. Biz bunların iptali için Danıştay’a müracaat ettik. İki tane ihale açmışlardı, bizim baskımız sonucunda iptal etmek zorunda kaldılar. Biz bu çalışmaları yaparken bir de baktık ki sınırımızın 300 metre ilerisinde petrol var, Kamışlı’da. Küçük adalar halinde bazı yerler mayından temizlendi ve orada 14 tane petrol sondaj kuyusu açtık ve 14ünden de petrol çıktı.

 

Türkiye üzerine oynanan oyunlar bunlar. Irakla şu alakası var. Bütün bu petrol işleri tartışılırken, pazarlıklar yürütülürken I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında, bir banker devamlı devrede. Bütün bu işlerden %5 alırmış, bütün petrol imtiyazlarından. Onun kalemi ile bir kırmızı çizgi çiziyorlar. Bunun adı kırmızı çizgiler antlaşması; bu kırmızı çizgi ile çizilen toprakların içinde Irak, Türkiye ve Kuveyt hariç birkaç yer daha var. Kerkük petrolleri ile Türkiye’de bulunabilecek petroller aynı rejime tabi. Dünyada petrol üreten 7 tane dev firma var. Bunların yedisi birden anlaşmadan bu bölgelerde petrol çıkarılmayacak diyor. İşte biz cumhuriyeti kurduğumuzda böyle bir miras devraldık. Bağımsız Türkiye bu güç koşullarda kuruldu.

 

Biz kendi petrolümüzü ilk defa 1940’ta Raman petrollerini bulduk. 1930larda bir yabancının yazdığı bir kitap var, orada önemli bir şey var. Dünyada büyük petrol şirketlerinin satın alamadığı iki tane devlet adamı vardır diyor. Bunlardan bir tanesi Kemal Atatürk. Düşünün bu şirketlerin devlet adamlarını satın alma gücü var.

 

İşin bu boyutlarını bilerek Türkiye’nin stratejik değerlendirme yapması lazım. Terörü mutlaka önlemesi, bölgeye demokrasi getirmesi, Irak’ın bağımsızlığını sağlamaya yardımcı olması lazım. Çok ümitsiz de olmayın, ümit verici bir tablo da var ortada. Amerikan Kongresindeki Demokrat çoğunluk bir yasa tasarısı hazırladı. Bu 2008 yılının Ağustos ayına kadar Irak’taki Amerikan birliklerinin çekilmesini öngörüyor. Bu birlikler çekilince Kerkük Türklerine baskı yapanlar acaba ne duruma düşecek? Bunu hesap eden var mı? İngilizler yakında 1600 asker çekeceklerini açıkladılar. ABD çekilirse Kongre kararı ile ne olacaktır Irak’ta? Yepyeni bir durum çıkacak ortaya. İşte Kerkük Türklerinin bunu hesap ederek planlarını yapması lazım. Amerikalılar çekilince bugün sırtını Amerikalılara dayayarak size baskı yapmaya kalkışanlar bu gücü kendilerinde bulamayacaklar ve bölgenin en büyük ve güçlü ve tek demokratik ülkesi olan Türkiye’ye yaklaşmak zorunda kalacaklar. Türkiye de hepinize destek oluruz ama orada Türkmenleri ezdirmeyiz diyecek. Türkmenlere sayı göstermeyi bileceksiniz, Irak’ta gerçek bir demokrasi kuracaksınız, Irak’ta laik bir devlet kurarsanız, barış şartlarını artırırsınız. O zaman bu çatışmalar olmaz. Bu işin kilit kelimesi demokrasidir. Çünkü dünyada demokrasiler arasında hiç savaş olmamıştır. Siz demokrasiyi Ortadoğu’da yayabilirseniz, orada istikrarın anahtarı olur. Neticede bundan herkes yararlanır. İşte Türkiye bölgeye demokrasi ihraç edebilecek tek ülkedir.

.

.

.

.

Petrol boyutunu mutlaka göz önünde bulundurmak zorundayız aksi takdirde vereceğimiz mücadelenin başarı şansı çok az olur. Doğru teşhis koyarsanız, doğru çözüm bulursunuz. Doğru teşhis de bu bütün söylediğim unsurları dikkate alan teşhistir.

 

( CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bazen elinizdekilerinin kiymetini bilmemektesiniz iste bu nedendirki daha halen yasadiginiz ulkenin nekadar yeralti zenginliklerinden haberiniz yok.. Inkar etmek herzaman kolaydir yok tabiki ulkede hic birsey yok ama birileri o petrolu bulup cikardiktan sonra tabi canim ulkede zaten petrol vardi deriz degilmi..

Buyrun bu yaziyi baska bir forumdan aldim belki okur biraz ufkunuz aydinlanir .. Bazi seylerin onunu hemen kestirip atacaginiza olur olmaz yorumlar yapacaginiza once biraz arastirin daha sonra karar verin

Saygilar

.

.

.

Bu bölümde yurdumuzda işletilen önemli endüstriyel hammaddeler sergilenmektedir. Türkiye'de endüstriyel hammaddelere dayalı olarak kimya seramik refrakter cam çimento yapı-boya sanayi ve ticari tesisleri faaliyet göstermektedir.

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü Web Sitesinde Alınmıştır[/color]

Sn Yakisikli Allahaskina ne yazdiginizin ve ne alinti yaptiginizin farkindamisiniz? Arkadasim Türkiye 1923 den beri kimler tarafindan yönetiliyor? 1923 ten önce Osmanliydi ve sonra cumhuriyet. Yani ülkede hakimiyet Türk'lerin elinde, yoksa yanlismi biliyoruz? Soruyorum bu hainler kimmiste devletten daha güclülerki ülkemizdeki yeralti kaynaklarini yabancilara pes kes yapmak istiyorlar ve bizim bundan zararli cikmamizi istiyorlar? 30 yildan beri kirli savas yapacagimiza ve insanlari ac sefil birakacagimiza olan gücümüzü maddi ve manevi olarak o bahsettiginiz yeralti kaynaklari icin harcasaydik fenami olurdu? Herkes istedigini iddaa ediyor ama gel geleim kanit istenince yok bir sey. Arkadasim kac sefer sormak zorundayiz? Yer alti kaynaklarimiz varda bizmi inkar ediyoruz? Eger varsa neden 80 yildan beri sadece var diyerek kendi kendimize övünüyoruz? Kibirlik yapip yok efendim herkesin gözü bize var diyene kadar calisalimda kaynaklarimiza eriselim. Biz ilim yerine cocuklarimiza dini asilarsak elimiz bos kalir ve sadece saga sola saldiririz.

Kimmis bu dahili ve harici vatan hainleri? Bunlarmi kaynaklarimizi kullanmayi bize yasakliyor veya engelliyor? Söyleyin lütfen su hainleri taniyalim ve onlara karsi mücadele edelim.

Yeralti kaynaklarimizin disinda birde yer üstü kaynaklarimiz var, bundan da bahsetmistim. Mesela Günes, rüzgar ve su. Biz daha bunlarin bile kiymetini bilmiyoruzki, yer altindakileri bilelim. Günes, rügar ve su icin o kadar paraya ve teknolojiyede ihtiyac yok ama nafileeeeee. Herkes gider Mersine biz gideriz tersine.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz demiş, Uğur Mumcu. Ne doğru bir söz! Alıntılanları okusanız da öyle tartışsak. En basitinden açalım Wikipediayı okuyalım arkadaşlar.

Türkiye'de bor maden yatakları

 

Bor mineralleri, dünyanın sayılı bir kaç ülkesinde bulunur. Bunlar içinde %72 oranı ile en zengin ülke, Türkiye’dir. [1] Ancak üretimin ve ihracatın sınırlı olması nedeniyle bu maden, yurt ekonomisinde önemli bir yer tutmamaktadır.

 

Başlıca bor yatakları; Balıkesir, Kütahya, Bursa ve Eskişehir’de bulunmaktadır. Bor minerallerini işletmek için Kırka, Emet, Bigadiç, ve Kestelek'te tesisler bulunmaktadır.

 

Stratejik önemi hakkındaki görüşler

 

Değerli bir maden olduğu [değiştir]

 

Bor'un önümüzdeki çağın en popüler madeni olacağı, petrolden bile önemli olduğu, bazı güçlerin Türkiye'deki bor madenlerini ele geçirmek için oyunlar oynadığı görüşü hakimdir. [2]

 

Stratejik öneminin abartıldığı görüşü [değiştir]

 

Türkiye'de bor üretiminden çok yüksek kazançlar elde edilebileceğinin yanlış bir inanç olduğu, dünyada %66 [3] rezerve sahip olduğu halde, pazarın sadece %25'ini elinde tutan Türkiye'nin bor madenini teknolojide kullanmadan bir katma değer yaratamayacağı düşünülmektedir. [4]

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.