Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Vietnam


Misafir birce

Önerilen İletiler

mapmu4.gif

 

 

Ülke coğrafyasına genel bakış

Kuzeyde Cin, batıda Laos ve Kambocya, doğuda ve güneyde denizle cevrili olan Vietnam, büyük Cinhindi yarımadasının

 

doğu seridini ( 329 566 km² ) kaplar ve yarımadanın en kalabalık kesimini oluşturur.

 

 

Vietnam toprakları üc büyük bögeye ayrılabilir:

Kuzeyde Tonkin, ortada Annam, güneyde Kosinsin. Bu bölgelerdeki iklim koşullarının birbirlerinden cok farklı olması,

 

tarım yapılarında ve yerleşme düzeninde kesin ayrılıklara yol acmıştır.

Tonkin, üc yanı dağlarla cevrili bir alüvyon ovasından oluşur. Söz konusu çok eski, tepeleri yuvarlaklaşmış dağlar, Cin' in

 

Yunnan bölgesindeki dağlarin güney uzantılarıdırlar, en yüksek yerleri ülkenin de en yüksek noktası olan Fan Si Pan

 

dorugunda 3 142 m ' yi bulur.

 

Dimdik dağ ceperleri arasına gömülmüş çok derin vadiler, genellikle kuzeybatı - güneydoğu yönünde birbirlerine koşut

 

uzanırlar.

Vadilerden, ciğırları pek uzun olmayan bircok akarsu gecer, Tonkin ovası bu akarsuların taşıdıkları bol birikinti

 

maddeleriyle oluşmuştur ve denizden toprak kazanılması sürmektedir ( karnın denize doğru ilerlemesi bazı yerlerde yılda

 

100 m yi bulur ).

 

Ülkenin en uzun ırmağı, 1 200 km' lik cığırının 500 km' si Vietnam topraklarında kalan Song Kay' dır

 

( Song Cai ya da Kızıl Irmak ) .

 

Bölgenin öbür ırmakları ( Song Bo, Song Ma, Song Da ) gibi rejimi oldukca düzensizdir, yazın cok şiddetli taşkınlara

 

neden olur ve debisi 24 saat icinde kırk kat artabilir ( saniyede 700 m' ten 30 000 m' ye )

 

düzey yükselmesi de 10 m ' yi aşar: Vietnamlıların, su baskınlarından korunmak için yüzyıllardan bu yana oluşturdukları

 

baraj ve bent sistemi, uygulamada ırmakların cığırlarının yükselmesine neden olmuş, böylece daha düzenli bir tarım

 

gercekleştirilebilmiş, ama toprak, suların ve sularla birlikte gelen balcığın olumlu etkilerinden yararlanamamaya

 

başlamıştir: Sulamada bataklıkların, göllerin ve daha kücük akarsuların suyu kullanılmaktadır.

 

 

 

Tonkin' de ...tonkinnq4.jpg..her şey iklim koşullarına balıdır:

 

Bölgenin kuzeydoğundan esen kış musonlarına acık olması, kışların bulunulan enleme göre cok serin gecmesine neden

 

olur ( ocak mart döneminde sıcaklığın 17° C i gecmesine cok ender raslanır, hatta dağlara kar yağdığı olur ) .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu sayede, kış dönemindeki az miktarda yağiştan tarım alanında yararlanilabilir ve pirincten yılda iki kez ürün alınır.

 

Song Kay in ve Tonkin ovasını oluşturan öbür ırmakların deltasında, nüfus yoğunluğunun çok yüksek olmasının

 

nedenlerinden biri de budur: Yoğunluk bazı yerlerde km² 1 000 kişiyi aşar.

 

Ovayı cevreleyen dağlık ve tepelik alan, özellikle Vietnam' i Laos' un kuzeyinden ayıran batı kesimde aşağı yukarı işsizdir.

 

Tarima elverişsiz, sıtma yuvası bu bölgede, halkın aşağı yukarı tümü Taylar, Monglar, Tibet kökenli daha kücük öbekler

 

gibi ülkeye oldukca yakın zamanlarda gelmiş etnik azınlıklardan oluşur.

Ülkenin bütün orta kesimi boyunca uzanan Annam sıradağları ( Kosinsin ovasına ulaşırlar ) Tonkin' in dağlık cevresinin

 

doğal uzantısıdırlar.

 

Aslında gercek bir dağ sisteminden çok bir yayla sistemi olan Annam dağlarının, ortası ve güneyi biraz yüksektir

 

( 700 - 1 500 m ), yer yer bazi billursu kütleler ve yanardağ konileri tek başlarına yükselir

 

( en yüksek noktası Ngoc Linh: 2 598 m ) Kuzey kesiminde, özellikle dar olan ( Mekong ırmağının vadisi ile deniz

 

arasında su ayrımı cizgisini oluştururlar )

Annam sıradağları, güneye doğru genişler, tabanlarında göller, bataklıklar bulunan cöküntü bölgeleri icermeye başlar ve

 

güney ucta, Mekong' un oluşturduğu geniş ovaya dimdik inen bir yamacla sona ererler.

 

 

 

Yüzey şekillerinin elverişsizliği nedeniyle pirinc tarımına elverişsiz olan bölgenin her yanında nüfus son derece seyrektir

 

( yogunluk ortalaması km² ye 5 - 10 kişiye düşer ) , halkın bir bölümü Khmerlerden, bir bölümü de Endonezyali etnik

 

azınliklardan oluşur ( avcılık ve balıkcılikla gecinen kücük kabileler halinde toplanmışlardır ). Annam dağları halklarının

 

büyük bölümü dar kıyı ovalarında birikmiştir:

 

 

 

Engebelerin kıyıya paralel uzandıkları Cu Mong burnunun ( ülkenin en doğu noktası ) kuzeyinde, kıyı ovaları hem uzun,

 

hem cok dar ( enleri bazen bir kilometreyi bile bulmaz ) , güneydeyse daha kisa, ama daha geniştirler.

 

 

 

 

 

 

 

vietnambergefx8.jpg

 

 

 

 

Dağların kayalık burunlar ve yarımadalar oluşturarak denize ulaştıkları kıyılar cok güzeldir.

 

Toprak verimli olduğundan, kıyı kesimi cok cesitli ürün yetiştirmeye elverişlidir, ama ekilebilir alanların azlığından ötürü,

 

cok kalabalık olan nüfusu beslemeye yetecek kadar ürün alınamaz.

 

Bu nedenle, yıllardır ülkenin bütün öbür kesimlerinden cok Annam kıyılarında sürdürülen balıkcılik son derece önemlidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kıyıda tam anlamıyla tropikal bir iklim görülür. Cu Mong burnunun kuzeyinde, çok bol yağış alan yerlerde iklim oldukca

 

nemlidir ( vietnamhue11fv8.jpg...D Hue' de yilda 2 861 mm ) ama yaz aylarında

 

 

korkunc tayfunlar ortalığı kasıp kavurur.

 

 

 

Kıyının güney kesimi pek yağış almaz ( Phan Thiet' te yilda 600 mm' den az ) sıcaklık yıl boyunca her yerde yüksek, kış

 

ile yaz arasında sıcaklık farkı azdır.

Aynı iklim özellikleri, Vietnam' in ücüncü büyük bölgesi olan ve asağı yukarı bütünüyle Mekong ırmagının taşıyıp yığdığı birikintilerin kıyıdaki sığlıkları doldurmasıyla oluşmuş Kosinsin' de de görülür.

 

Bölge, yer yer raslanan birkac kücük tepe dışında, dümdüz bir görünümdedir. 4 200 km aştıktan sonra son bölümü Vietnam topraklarinda akan büyük ırmağın eğimi de aşağı yukarı sifira iner, bu nedenle su rejimi cok düzenlidir.

 

Yaz mevsiminde ve sonbaharda suları bes- altı ay süreyle yavaş yavaş kabarır, sonra ekim ayından başlayarak, gene yavaş yavaş alcalır.

Irmak, taşkın dönemlerinde bentlerini aşar ve suları geniş alanları kaplar, ama cevreye zarar vermez, cünkü Vietnam topraklarında ve daha yukarılarda, Kambocya topraklarında, doğal sifon görevi yapan geniş göl havzaları bulunur.

 

Her yıl ırmağın taşıdığı balcıkla zenginleşen toprakların verimli olmasına karsın, bölge cok yakın dönemde yerleşmeye acıldığından,nüfusu oldukca seyrektir.

 

 

 

Yoğunluk. Ho Si Minh…66asiavietnamsaigonwatezs7.jpg ( eski Saygon ) kenti dışında

 

km ' ye 100 kişiyi bulmaz. Bölgeye ancak XVII. yy' da Vietnamlılar izlemişlerdir:

 

 

 

XIX. yy in sonlarında, Fransızlar yöreye el koydukları sırada, Koşinşin in güney ucu henüz bomboştu.

 

Bu nedenle, Koşinşin' de tarımda hala Fransızların kurdukları düzene uyulur: Sömürge şirketleri, geniş toprakları dağınık

 

olarak işlemişler, yılda bir kez ürün almışlar düşük bir verim ( hektar başına 1.5 ton ) elde etmiş ve az işci kullanmışlardır

 

( yılda ancak üc ay calışılır ) .

 

Ayrıca, en şiddetli su baskınlarına ay calışılır ). Ayrıca, en şiddeli su baskinlarına uğrayan yerlerde,

 

1975 e kadar, yüzer pirinc denilen ve yalnızca hayvan yemi olarak kullanılan bir ürün yetiştirilmiştir.

 

Bütün bunlara karşın, delta gene de Vietnam' in başlica pirinc üretim bölgesidir ve başka ürünler geliştirmek icin de en

 

umut verici yerdir: Fransız şirketlerinin girişimiyle başlatılan kaucuk yetiştiriciliği, deltanın kirmizi topraklarında cok iyi

 

sonuclar vermişti, ama savaş nedeniyle, bu üretim bütünüyle yüzüstü bırakımıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kentler ve nüfus

Güney Asa’ nın bircok ülkesinde olduğu gibi, Vietnam’ da da nüfus düzeninin başlıca özellikleri kentleşme ve aşırı kalabalıktır.

 

1970 yıllarının sonlarında, Vietnam’ in nüfusu 50 milyon dolayındaydı ( Ikinci Dünya savaşının sonunda nüfus 25 milyondan azdı ), yıllık artış oranı dünyanın en yükseklerindedi ( % 3 dolaylarinda ) yogunluk ortalaması da km² ye

160 kişi kadardı.

 

Bu on veri, aslında başlı başına pek yüksek sayılmaz, ama ülkenin bütün dağlık ve tepelik kesiminin ( yanı ulusal toprakların 2/3 sinden coğunun ) aşağı yukarı bütünüyle işsiz olduğu, halkın en cok iki deltaya ve Annam’ ın daracık kıyı ovalarına yığıldığı göz önüne alınırsa, gercek yoğunluğun cok daha yüksek olduğu ortaya cıkar:

 

Tonkin’ de ve kıyı ovalarında yer yer km“ ye 1000 kişinin üstünde.

 

Ovalarda ve kentlerde yasayan halkın aşağı yukarı tümü, toplam nüfusun % 85 ini oluşturan ve gercek Vietnamlı diye

 

nitelenen etnik öbektendir.

 

Öbür halklarsa azınlıktadırlar ve her biri dağlık kesimde, yükseklik sınırlarıyla belirlenmiş belli bir şeritte otururlar.

 

Sözgelimi kuzeyde, en alcak engebelerde Tay ve Mong toplulukları, daha yüksek yerlerde Tibet Birmanya kökenli kabileler ve Meolar yaşar:

 

Hala yarı – göcebe yaşam bicimini sürdüren Meolar, sürekli olarak, dağların Vietnam kesimi ile Laos topraklarında kalan

 

kesimi arasında gidip gelirler.

 

Orta yüksekovalarin ic kesimlerinde Polinezya kökenli diller konusan etnik gruplar yaşar, gene Annam yüksekovalarında,

 

ama daha alcak yerlerde, gecmiste Vietnam uygarlığına kafa tutan bir impratorluk kurmuş olan Cham ( Cam ) halklarının soyundan gelenler yerleşmişlerdir.

 

Güneydeki deltadaysa, Khmer azınlikları ve kalabalık bir Cinli toplulugu yerleşmiş, ama Kosinsin’ e Vietnamlilardan bile

 

önce gelen Cinlilerin büyük bölümü, günümüzde ülkeden ayrılmak zorunda bırakılmişlardır.

 

Çinliler tarafından kurulmuş olan Saygon ( Ho Si Minh ) kenti 1975 ‚ te , savaşın sonunda, dört milyonu aşkın nüfusla

 

yeni – sömürgecilik tipi kentlesmenin en korkunc örneklerinden biriydi: Mekong deltasının kenarında, su baskınlarından

 

korunan ve ulaşıma elverisli geniş kuyollarıya denize bağlanmış olan kent, bu ayrıcaliklı doğal konumu sayesinde başlıca

 

tarim ürünlerinin depolanmasina uygundu:

 

Ayrıca, bu ürünlerin işlenmesi ve satışı da gene Saygon’ da gercekleştiriliyordu.

 

Sömürgecilik döneminde imalat sanayısının ve liman etkinliklerinin gelişmesiyle hızla büyüyen Saygon, Thieu rejimi sırasında her türlü üretim etkinliginden koparak, bir tür dev ordugaha dönüştü:

 

Artık yalnızca A.B.D birliklerinin yardımları ve onların varlıklarının yarattığı yarı – yasal alışverişlerle ayakta durabiliyordu.

 

Günümüzde kentin nüfusunun 1 / 4 i kırsal kesime geri dönmüştür, bu durum, yeni yetkililerin biraz ödüllendirme yoluyla özendirerek, biraz da zorlayarak, kırsal kesimi yeniden kalabalıklaştırma siyasetinin sonuclarından biridir.

 

Aşırı kentleşme olgusu yalnız güneyde değil, kuzey kesimin iki büyük kenti Hanoi ile limani Haiphong’ ta da görülür.

 

Özellikle Haiphong’ ta ( 1 200 000 nüf ) kısa sürede sanayi etkinliklerinin büyük bölümü ( ama tam bir kargasa icinde ) toplanmıştır.

 

Haiphong ile Hanoi arasındaki sıkışık bölgede birikmiş fabrikaların yarattiğı dengesizliğin ceşitli olumsuz etkileri

 

arasında, XX. yy’ in ilk yarısında Annam kıyısında sıralanmış bircok imalat sanayısı ve liman kentinin gerilemesi

 

sayılabilir. Sözgelimi, imparatorlugun eski baskenti Hu eile Qui Nhon, daha yüzyıl kadar önce Vietnam’ in iktisat ve

 

kültür bakımından en canlı kesimini oluştururlarken, günümüzde bütünüyle ikinci plana titilmişler ve ağır bir iktisadi

 

cöküntüyle karşılaşmışlardır.

 

Günümüzde, Vietnam’ in en güzel anıtlarının toplandıği Hue, en kalabalık işsizler topluğunda da yaşadığı kenttir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ülke Tarihine Genel Bakış

Vietnamlılar tarihlerine başlangıc olarak, I.Ö. III. Binyılda ülkenin kuzey kesimine egemen olan Hung Vuong krallığını gösterirler.

 

Bu sülale, uzun süre yalnızca efsanelerde yaşamış sayılmış, ama yakın dönemde elde edilen arkeoloji bulguları, yörede Tunc devrine özgü bir uygarlığın gercekten gelişmiş olduğunu ortaya koymuştur.

 

 

 

Eski Cin metinlerinde de, günümüzün Vietnam topraklarının I.Ö. 214 dolaylarinda Çin sülalesinin ilk imparatoru tarafından fethedildiği yazılıdır.

 

Güney Çin krallığının boyunduruğu altında gecirilen bir dönemden sonra, Vietnam’ in kuzey kesimi, Han imparatorluguna katılmış ve yaklaşık binyıl süreyle Çin’ in bir eyaleti olmuş.

 

I.S. 542 ‚ den balayarak, Annam bölgesi de Cin in etki alanına girmiştir.

 

X.yy’ da Tang imparatorluğu parcalanınca, Ngo Quyen ilk ulusal sülaleyi kurarak 939’ da kendisini kral ilan etti ( Vietnamlilar Cin’ den tam bağımsızlık elde etmelerinin o tarihte başladığını ileri sürerler ).

 

Aynı tarihte başkent, Cinlilerin kurduğu Hanoi’ den, yabancı boyundurundan önce kurulmuş bir krallığın başkenti olduğu

 

söylenen Co Loa’ ya taşındı. Ama Vietnamlıların oturdukları bütün toprakları denetimi altına almayı, XI yy’ da Li sülalesi

 

başardı ve yönetimin bir mandarin bürokrasisinde olduğu merkezi bir krallık kurdu.

 

 

 

Bu tür bir örgütleme iki neden ötürü zorunluydu. Ikiz Irmak’ ın

 

 

( Song Kay..bridgecv4.jpg...ya da Song Cai ) deltası her yıl büyük ve şiddetli sellerle karşı

 

 

karşıya kaldığından, ırmağın cığırı boyunca ( aynı zamanda ona koşut ırmakların da ) binlerce kilometre uzunluğunda

 

bentler yapıldı ve yerel beyliklerin ortadan kaldırılarak bu calışmaları gercekleştirebilecek, bakımlarını üstlenebilecek

 

merkezi bir yönetim kurulmasi gerekti, ülke Cinlilerin sürekli tehdidi altında bulunduğundan, yeniden boyunduruk altına

 

girmeyi önlemenin tek caresi, gücsüz yerel beyliklerin, yerlerini güclü bir devlete bırakmarı oldu.

 

XI – XV. yüzyılarda, Li ve Tran sülaleleri dönemlerinde, topraklar feodal tipte büyük parcalara ayrılıp soylulara ve

 

buddhaci manastırlara verildi, ama köylüler uzun süredir topraklara sahip olmaya uğraşıyorlar dı ayrıca kral da büyük

 

feodal ailelerin gücsüzleşmesinden yanaydı.

 

XIII. yy’ in sonlarına doğru ülkeye giren Mogollara karşı savaşin zaferle sonuclanması ve soylular ile manastırların geniş

 

topraklarını yitirmeleriyle, buddhacılık da cok gecmeden geriledi, yerini büyük ölcüde konfuciusculuğa bıraktı.

 

Bu arada en güclü kesimini büyük toprak sahibi köylülerin oluşturduğu bir tarım toplumu ortaya cıkmaktaydı

 

( cünkü yalnız bu kesimin, toprağı alıp satma hakkı vardı, kücük köylüler, kağıt üstünde özgür olmakla birlikte,

 

zenginlerin topraklarında calışmak zorunda kalıyorlardı ) .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Devlet yönetimiyse çok cetin sınavlardan gecirilerek yetkili makamlara getirilen mandarinlerin elinde toplandı.

 

Aynı dönemde, günümüzdeki orta – güney Vietnam’ da Campa ( Champa ) krallığı gelişti, o sırada hala

 

bütün mekong deltasını kaplayan Khmer krallığı gibi, bu krallık da hindu dinin büyük ölcüde etkisinde kalmıştı.

 

Camlar ( Cham ) dört yüz yıl boyunca, 1470 ‚ e kadar Vietnamlılarla savaştılar, sonunda yenildiler ve krallıkları kücük bir

 

prenslik haline getirildi, iki yüz yıl sonra da, ortadan kalktı.

 

 

 

XV. yy’ da özellikle Le Thanh-Ton’ un krallığı döneminde, Vietnam barış icinde yaşadı ve konfucius dini ve

 

kültürü büyük ölcüde yaygınlaştı.

 

Ama XVI. yy’ da ülke, kuzeyde Trinhler, güneyde ( Orta Vietnam ) Nguyenler arasında bölüşüldü. Nguyenler, Khmerlerin

 

elinde bulunan Mekong deltasını ele gecirmeyi başardılar ve

 

1802’ de Nguyen sülalesinin son temsilcisi, ülkenin orta ve kuzey kesimlerini egemenliği altına alarak Hue’ de

 

kendini Gia – Long adıyla imparator ilan etti.

 

Böylece, günümüzdeki Vietnam toprakları, bütünüyle bir tek hükümetin denetimi altına girdi, Hue de imparatorluğun

 

baskenti oldu.

 

 

 

Gia – Long’ un imparatorluğu döneminden sonra ülke siyasal acıdan büyük ölcüde zayıfladı. XIX. yy’ in ortalarında,

 

genc Imparator Tu – Duc’un imparatorluğu döneminde, Fransiz sömürgecliğinin ülkeyi ele gecirmek icin ilk girişimleri

 

başladı.

 

 

 

1858’ de bir Fransız – Ispanyol filosu önce Da Nang’ a sonra Saygon’ a saldırdı ve iki yıl gecmeden Fransa, Koşinşin’

 

deki üc eyalete el koydu ( ilhaki Tu – Duc da kabul etti )

 

1882 de Tonkin i de ele geciren Fransızlar, Vietnam imparatorluğunu resmen himayelerine aldıklarını belirten bir anlaşma

 

yaptılar ve bu anlaşmayı Çin in de onaylamasını ( Vietnam 900 yıldır Cin den bağımsız olmakla birlikte, düzenli bir vergi

 

ödemekteydi ) sağladılar.

 

 

 

Fransızlar ülkeyi bütünüyle ele gecirdikten sonra, hemen gelir kaynaklarını daha iyi işletebilmelerine olanak verecek

 

modern altyapılar kurmaya başladılar.

 

Birkac yıl icinde demiryolları, karayolları, limanlar yapıldı, yeni kentlerin temelleri atıldı ..

 

wwwvn1996haiphongoperbivi0.jpg...( Haiphong ) son derece genişletilen Hanoi ve Saygon, sonraki

 

 

yıllarda, sırayla Fransız Cinhindi nin başkenti oldular.

 

 

 

Fransızlar altyapılara koşut olarak, doğal gelir kaynaklarının değerlendirilmesi acısından da büyük girişimlerde bulundular:

 

 

 

Kuzeyde kömür, vb. Madenlerin cıkarılması icin yeni tesisler kuruldu, güneyde ceşitli sulama calışmalarıya pirinc tarımı

 

güclendirildi ve 1930 da Vietnam, dünyada ücüncü pirinc üreticisi haline geldi, orta yüksekovalardaysa, kahve ve cay

 

tarımına başlandı.

 

 

 

Bu iktisadı değişikligin kacınılmaz sonucu, kökten bir toplumsal değişme oldu: Yerel yetkililer bütünüyle değiıtirilip,

 

yerlerine Avrupalı yetkililer, daha alt düzeylere de özel olarak yetiştirilmiı Vietnamlilar getirildi.

 

Vergi, yönetim ve eğitim düzenleri bütünüyle değiştirildi, bu arada, Vietnamlıların eğitimde ve daha başka alanlarda üst

 

düzeylere erişmelerinin engellenmesine de özen gösterildi.

 

 

 

Sömürgecilere karşı ilk tepkiler, eski yönetici kadroların değistirilmesinden kaynaklandı.

 

Fransız egemenliği kurulduktan sonra yirmi yıl boyunca, yerlerinden edilen imparatorluk yetkilileri ve aydınlar, yalnızca

 

eski düzeni geri getirmek amacıyla sürekli ayaklanma denemelerine giriştiler, ama bunların tümü, birbirinden kopuk

 

girişimler olarak kaldı ve sömürgeciler tarafından kolaylıkla bastırıldı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kuzeyde kömür, vb. Madenlerin cıkarılması icin yeni tesisler kuruldu, güneyde ceşitli sulama calışmalarıya pirinc tarımı

 

güclendirildi ve 1930 da Vietnam, dünyada ücüncü pirinc üreticisi haline geldi, orta yüksekovalardaysa, kahve ve cay

 

tarımına başlandı.

Merak ettigim Tarimda biz son 30.yilda hangi tarim üretiminde basarili olduk ve üst siralara ciktik?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1905 – 1930 arasındaki ikinci devredeyse, Fransızlara karşıt hareket, uluscu ve modernlik yanlışı bir özellik kazandı:

 

Avrupalıları alt edebilecek bir güc haline gelen Japonya nin ve 1911 de Sun Yat Sen in liberal devrimiyle değişen

 

Cin in örneğini izleyen Avrupa da yetişmiş Vietnamlı ara – kadrolar, ulusu yönetmek görevinin bügün sorumlulugunu

 

üstlenmek istiyorlardı.

 

Bu istekler karşısında sömürge yetkilileri bir yandan baskıları artırıken, bir yanda da reform sözleri verdiler,

 

ama verilen sözler hep kağıt üsünde kaldı, cünkü büyük Fransız şirketlerinin denetledikleri Cinhindi sömürgesinin iktisadı

 

yapısı, yerel kadrolara herhangi bir yetki verilmesine elverişli değildi.

 

 

 

1930 yılı Vietnam tarihinde bir dönüm noktası oldu: Bir yandan kırsal kesimdeki ve kentlerdeki işci yığını cığ gibi

 

büyürken, bir yandan da Cinhindi Komünist Partisi kuruldu ve Fransızlara karşı hareket, toplumsal bir sınıf kavgası

 

bicimine dönüşmeye başladı.

 

 

 

1934 te Paris te Halk Cephesi hükümetinin iktidara gelmesi, Vietnam daki toplumsal hareketin bastırılmasını daha da güclestirdi.

 

Cinhindi Komünist Partisi kısa sürede güclendi ve 1931 de Ho Si Minh önderliğinde bir silahlı ayaklanma girişiminde bulundu, ama ayaklanma kanlı bicimde bastırıldı.

 

 

 

Fransa da iktidarın yeniden sağcılara gecmesiyle, Vietnam da ağır bir baskı rejimi uygulanmaya başladı ve polise geniş yetkiler tanındı. Ama bu arada, artık örgütlenmiş olan direniş hareketinin temelleri atılmıştı.

 

 

 

Ikinci Dünya savaşi Fransa nın sömürge egemenliğinin yıkılmasına yol actı. Almanlar in Fransa yı işgalinden sonra,

 

işbirlikci Vichy hükümetine bağlı olan Cinhindi sömürge yönetimi, Japonya henüz Eksen devletlerinin yanı sıra savaşa

 

girmeden önce, Vietnam i bu üleye teslim etti.

 

 

 

chinajapankrieg1937wc9.jpg...1937 den sonra Cin e karşı savasa giren Japonlar, önce Vietnam i bir destek

 

üssü olarak kullandılar ( birliklerini yerlestirdiler, demiryolu agindan yararlandilar ) , ama zamanla, denetimlerini ülkenin

 

her yanına yaydılar.

 

 

 

1945 ‘ e kadar Cinhindi ni kendi sömürgeleri saydılar ve yerel yönetimin yavaş yavaş Fransız görevlilerden Vietnamlilara gecmesine kolaylık gösterdiler ( bunda Vietnamlı uluscuların coğunun Japonya ya yakınlık duyduklarını acıkca göstermelerinin önemli payı oldu ) .

 

 

 

1945’ te bozguna uğramalarından az önce Japonlar, Fransız sömürge yönetiminin görevinden düşmüş olduğunu acıklayarak Vietnam a bagımsızlık tanıdılar ve Imparator Bao Dai nin yönetiminde bağımsız bir hükümetin olusmasını desteklediler.

 

 

 

Fransızların ayrılması, Japonya nın da yenilmesiyle, Vietnam büyük bir siyasal kargasaya yuvarlandı. Japonların

 

kurdukları hükümet, anarsiyle başa cıkamayarak dağildi ve yerini Komünist Partisi aldı. Öbür partilerle anlaşarak “ Tek

 

Cephe “ ( Vietminh ) oluşturan Ho Si Minh, hochiminh1945rm3.jpg...2 Eylül 1945 ‘te Vietnam Demokratik

 

Cumhuriyeti’ nin kurulduğunu acıkladı.

 

 

 

Ama aslında, yalnızca kuzey bölgelerini denetim altında tutabilen yeni hükümet, birkac ay sonra Müttefikler in Potsdam

 

da ateşkes anlaşmasına koydurdukları maddeler uyarınca güney kesimin Ingiliz kuvvetleri, kuzey kesiminin de Cin

 

birlikleri tarafından işgaline karşı cıkamadı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bi araştıralım :)

yok önemli degil arastirmasan da olur.. Vietnam i takip ederken bir anda Tarimda ki icler acisi halimiz aklima geldi yazma geregi duydum konuyu bölmek istemem.. :)

 

Ülkemizin nüfusun yüzde 40’ının tarım kesiminde yer alması,

Dünyada halihazırda stratejik bir sektör olmasi vede bana görede en büyük sektör vede Emperyalistleri dize getirecek ve modern cagi Tarim sektör´inle de yakalana bilecegi bilinci icindeyim..

Türkiye, ekolojik zenginlik ve ürün cesitliligi acisindan dünyanın sayılı ülkelerinden biriside olduguna göre... 11.000 bitki türü mevcut.. iklim kosullari sahane ve düsünüyorum halkimiz daha neden beton yiginlarina mahkum ediliyor.. tarim ülkesi olmayan ülkelerde bile mahkum edilmezken.. bizler mahkum ediliyoruz!

 

bunun adi Topraklarimizi ayaklarimizin altinda alma taktiginin ileri asamasidir!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Merak ettigim Tarimda biz son 30.yilda hangi tarim üretiminde basarili olduk ve üst siralara ciktik?

 

 

Tarım üretimi ve ihracatına dikkat

Mersin'de önceki gün Türkiye'nin en büyük kuru gıda ihracatçısı iki firmasını ziyaret ettik. İhraç depolarındaki bakliyat ürünlerinin önemli bir bölümünü Kanada ve Avustralya gibi ülkelerden ithal edip Ortadoğu,

 

Kuzey Afrika ve Uzakdoğu'ya pazarladıklarını, mercimek gibi bazı ürünlerde Türkiye'nin önlem almazsa üretici vasfını kaybedeceğinin bilgisini aldık.

 

Türkiye'nin vakit kaybetmeden tarım ürünleri üretimine ve ihracatına dikkat etmesi gerektiğinin altının çizildiğini gördük.

 

Mersin'de "Krizin Etkileri" toplantısı öncesi kentte gezi yapıyoruz. DMN Narin Grup ve Arbel çeşitli bakliyat ve kuru gıdanın ithalat ve ihracatını yapıyor.

 

Türkiye'nin bu alanda önde gelen firmaları. Arbel, Türkiye'de azalan ürün nedeniyle Kanada, Amerika ve Avustralya'da da şirketler kurmuş bir firma.

 

30 bin kilometre farklı iki ülkede tesisi bulunuyor. İlk gezdiğimiz yer Doğan Nadir'in pırıl pırıl tesisi

 

Afrika'da Sudan, Mısır, Cezayir, Tunus, Fas'a;Ortadoğu'da Ürdün Lübnan, Suudi Arabistan, Katar'a;Uzakdoğu'da Hindistan Srilanka ve Bangladeş'e ihracat yapan ve iç pazara da çalışan firma, eskiden ihraç ettiği ve Türkiye'den temin ettiği birçok ürünü, Türkiye'den temin edemediği için yurtdışından ithal edip ihraç ediyor.

 

Depolarda gördüğümüz paketlenmiş ürünlerin üzerinde birçok farklı ülkenin firmalarnın isimlerini görüyoruz. Bakliyat ve kuru gıdada anlatılanlar tarım ürünleri ihracatı açısından bazı konularda yeni önlemlerin gerektiğini ortaya koyuyor:

 

-2008 yılında kırmızı mercimekte yüzde 80 rekolte eksikliği yaşanmış. Yüzde 20 kabuklu ürün elde edilmiş.

 

Bu yetersizlik üzerine Kanada'dan ithal edilerek, uzun süredir ihracat yapılan ülkelere ihraç ediyorlarmış.

 

Ancak bu ithal edilen ürün fırınlanmış olduğu için bunun Türkiye'de tohum olarak kullanılması mümkün olmuyormuş.

 

O nedenle önlem olarak yerli, kabuklu ürünün satın alınıp destekleme ile uygun şartlarda tohumluk olarak köylüye dağıtılması öneriliyor.

 

Aksi halde tıpkı yeşil mercimek gibi sürekli ithalatın söz konusu olacağını belirtiyorlar. Yeşil mercimekte yeniden üretici olmak için tohum islahının önemini vurguluyorlar.

 

-Kuru fasülyede Türkiye'de üretim yetersizliği olduğu için, hem iç pazar, hem de ihracat için Çin, Kırgızistan, Arjantin ve Mısır'dan alım yaptıklarını söylerken, Doğan Narin "Türkiye bakliyatın anayurdu olarak bilinirdi.

 

Şimdi bu özelliğimizi hızla kaybediyoruz" diyor.

 

-Bulgurda buğday rekoltesi düşük olduğu için bu yıl ithalat yapmışlar, ama bu durumu gecici görüyorlar.

 

Diğer yıllarda yeterli olabildiğini belirtiyorlar. Unutulmaması gereken bir konu da hem Türkiye'nin, hem Ortadoğu,

 

Uzakdoğu ve Kuzey Afrika'nın bakliyat tüketiminin yoğun olduğunu bu nedenle Türkiye'nin bu konuya önem vermesini

 

öneriliyor.

 

Amerika, Avustralya ve Karada'nın bu konunun önemini on yıl önce sezip, katma değeri düşük ürünler yerine bakliyat ekimine destek verdiklerini belirtiyorlar.

 

-Türkiye'nin son yıllarda pirinçte rekolte artışında bir başarı elde ettiğini, bunda Osmancık pirincinin ekiminin artmasının rol oynadığını söylüyor. Ancak, hâlâ yeterli üretime ulaşılmadığını ve Baldo ithalatı yapıldığını da ifade ediyorlar.

-Gezerken bizi şaşırtan bir konu da Amerika'dan ithal edilen çerezlik ayçekirdeği oluyor. Bu ürünü iç piyasada kuru yemişçilere işleyip tuzlamadan satıyorlarmış.

 

Arbel'e yaptığımız gezide Mahmut Arslan, ihracat yaparken ürün yetmezliğiyle karşılaşınca, üretim alanlarında Amerika, Kanada ve Avustralya'da kurduğu şirketlerle pazar hakimiyetini sürdürdüğünü anlatıyor.

 

Türkiye'de bakliyat ve geleneksel tarım ürünlerindeki yetersizliğe o da değiniyor.

 

Birkaç yıl önce girdikleri makarna pazarında dünyada 4. üretici ve 2. ihracatçı firma seviyesine ulaştıklarını açıklıyor. Türkiye'nin imkanlı bir tarım ülkesi olduğunu, ancak yeterli önem verilmediği için olumsuz gelişmelere sahne olduğunu anlatıyor.

 

Yeni tarım politikalarının soruna çözüm getireceğine inancını belirtiyor. Hem Doğan Nadir, hem de Mahmut Arslan küreseleşen dünyada tarım ve gıda sektörünün öneminin daha da artacağını söylüyorlar.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Müttefikler in işgali, 1946’ da Fransız birliklerinin ülkeye dönmesine yol actı.

 

Birkac ay süreyle yönetimi Hanoi’ deki ulusal hükümetle paylaşan Fransızlar, cok gecmeden şiddete basvurarak

 

denetimi ele aldılar ve Vietminh yandaşlarını 1946 aralığında dağlara cıkmak zorunda bıraktılar.

 

Kısa süre icin bütün cinhindi yarımadası yeniden bir Fransız sömürgesi oldu, daha sonra da Paris’ ten bir ölcüde

 

bağımsız olan üc yönetim birimine bölündü:

 

 

 

Vietnam, Laos, Kambocya. Bu arada etkili bicimde örgütlenen Vietminh’ in direnmesi, 1949’ da Cin in Vitnamlilari

 

desteklemesiyle büsbütün serleşti.

 

 

 

Ceteciler günden güne daha etkili silahlar kullanırken, Fransız birliklerinin de sayısı artırıldı ve

 

1953 – 1954 yıllarında Vietminh’ in en güclü olduğu Hanoi cevresindeki dağlık bölgelerde, gercek meydan savaşları

 

yapıldı.

 

Bu capışmalarda Fransız birliklerinin bozguna uğraması sonucunda, Fransa, uluslararası Cenevre Konferansi’ nda ( 1954 )

alınan kararlara uyarak, Cinhindi’ nden cekildi.

 

 

 

Böylece, Cinhindi dört bağımsız devlete ayrılmis oldu: Vietminh’ in denetiminde Vietnam Demokratik Cumhuriyeti,

 

Fransa ile A.B.D ‘ nın anlaşarak Batı yanlışı bir hükümete devrettikleri Güney Vietnam

 

 

 

( iki Vietnam’ ın arasındaki sınır 17° enlemini izliyordu ) geleneksel krallık rejimlerine bırakılan Laos ve Kambocya.

 

Cenevre anlasmalarinda, bağımsızlığı izleyen iki yıl icinde, hem Kuzey Vietnam’ da hem de Güney Vietnam’ da, ülkeyi

 

yeniden birleştirmek amacıyla genel secimler yapılması öngörülmüştü. Ama komünizme karşı olan

 

Ngo Dinh Diem’ in...diemkw5.jpg... diktası altındaki Güney hükümeti,

 

 

secimlerin yapılmasına izin vermedi.

 

Bunun sonucu, 1950 yılları boyunca ve 1960 yıllarının ilk yarışında, iki Vietnam’ in birleşerek ülkelerinin cesitli gelir

 

kaynaklarından birlikte yararlanmak gibi bir tarihsel fırsatı kacırmaları ve birbirinden farklı toplum ve kalkınma örnekleri

 

benimsemeleri oldu

 

 

 

Hammadde ve sanayı bakımından daha zengin olan, ama tarım ürünleri nüfusunun besin gereksinimini karşılamakta

 

yetersiz kalan Kuzey Vietnam’ da , sömürgeciler döneminde kurulmuş büyük ciftliklere el kondu, ülkenin kendi kendine

 

yetmesine, tarımda kolektifleştirme ve sanayilesmeye dayalı sosyalist bir rejim benimsendi.

 

 

 

Güneydeyse ( 1956’ da kukla – imparator Bao Dai ülkeden kovularak Vietnam Cumhuriyeti kurulmuştu ), sömürgecilik

 

döneminin iktisat ve toplum yapısına hemen hic el sürülmedi:

 

 

 

Dişsatım ürünlerinin yetiştirildiği büyük tarım işletmelerine ve büyük toprak mükiyetine dokunulmadı ve birkac yabancı

 

şirketin elinde kalmalarına göz yumuldu.

 

Bu arada ülke iktisadını ayakta tutabilmek icin. A.B. D’ nden günden güne artan oranda yardım alındı.

 

Batı dünyasında, özellikle 1963’te Diem rejimine karşı girisilen protesto gösterileri şiddetlenince, ülkede Fransa’ nın yerini

almış olan A.B.D’ nin desteğiyle bir hükümet ele gecirdi.

 

 

 

Güneydeki rejim, büyük ölcüde kaba kuvvete ve rüşvete dayanıyor, ayrıca buddhaci rahiplerin, özellikle de gerillaların

 

şiddetli muhalefetiyle karşılaşıyordu: Gerillalar, paylasma sırasında, güneyde kalmış olan ve Ulusal Kurtulus Cephesi

 

adıyla ( UKC ) yeraltında etkinlik gösteren Vietminh’ in bir kesimindendiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kuzey Vietnam’ ın gerillalara yardımı artırması üstüne, önce Diem, sonra da Thieu, A.B.D’ nden askeri yardım istediler:

 

A.B.D nin gönderdigi asker sayısı 1962 – 1968 yılları arasında 560 000 kişiyi buldu.

 

Gene aynı dönemde A.B.D. ucakları, Hanoi hükümetinin UKC’ ne askeri yardımlarını durdurmak amacıyla,

 

Kuzey Vietnam topraklarını sürekli bombalamaya giriştiler.

 

 

 

070928f2911s03321nov196dh5.jpg....Hava akınlarının son derece şiddetli olmasına ( A.B.D’ nin Vietnam savaşında kullandığı bomba,

 

vb. Patlayıcı maddelerin miktari ikinci Dünya savaşında kullanılanlarınkinden coktur ) ve büyük miktarda silah ve

 

cephane göndermesine karşın, A.B.D. , UKC’ ni ve Kuzey Vietnam’ ı alt etmeyi başaramadı ve

 

1969’ da Paris’ te Vietnam Demokratik Cumhuriyeti ile A.B.D. yetkilileri arasında görüsmelere başladı:

 

Bu arada, A.B.D. birlikleri, Vietnam’ dan yavaş yavaş cekiliyorlardi.

 

1973’ te görüşmeler bir ateşkes anlaşmasıyla sonuclandı, ama bu ateşkese uyulmadı.

 

 

 

1969 ‘ dan sonra bir Gecici Devrim Hükümeti (GDH) kurmuş olan gerillalar eylemlerini sürdürdüler, A.B.D. de,

 

büyük capta silah ve cephane yardımi yaparak, sağlam bir Güney Vietnam ordusu kurmaya calıştılar.

 

Ama 1974 sonu ile 1975 Nisanı arasında GDH, Kuzey Vietnam’ in düzenli ordusunun desteğinde bir genel saldırıya

 

gecerek Güney Vietnam birliklerini bozguna ugrattı.

 

29 Nisan 1975’ te Saygon da düşünce, Vietnam 21 yıllık bölünmeden sonra yeniden birleşti.

 

 

 

Ülkenin iki bölümünün birleşmesinden sonra girişilen toplumların ve iktisatların birleştirilmesi süreci oldukca

 

karmaşıktır ve hem sona ermemiştir, hem de güclükle yürütülmektedir.

 

Kurumlar acisından bakılınca, Kuzey Vietnam yetkililerinin yetkilerinini Güney’ e yayarak hükümete yalnızca

 

GDH’ nden birkac kişi almakla yetindikleri gürülür ( böylece, sicimle işbasına gelen, bir meclis kurulmuştur )

 

ama iktisadı ve toplumsal alanlarda karşılaşılan sorunlar henüz cözülememiştir.

 

Zaten son derece yoksul olan eski Kuzey Vietnam toplumuna Güney Vietnam’ da ( özellikle de Saygon’ da )

 

ancak A.B.D. sayesinde gecimini sağlamayı başarmış milyonlarca insanın eklenmesi,

 

aşılmaz bir güclük yaratmaktadır.

 

Üstelik, bu ciddi sorunların cözümünü 1975’ ten sonraki olaylar ( Kambocya’ daki savaş ve askeri isgal durumu,

 

Cin ile sınır catışmaları ) ve ülkenin kuzeyindeki bölgeleri kasıp kavuran korkunc su baskinları gibi doğal

 

yıkımlar büsbütün gücleştirmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iktisadı Durum

Doğal gelir kaynaklarğnğn önemiliğine, halkınin olağanüstü calışkanlığına ve direncine karşın Vietnam,

 

günümüzde FAW ( Beslenme ve Tarım Örgütü ) ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların yaptıkları

 

değerlendirmelere göre, dünyanın en yoksul ülkeleri arasında yer almaktadır:

 

Kişi başına yıllık gelir cok az halk sürekli aclık tehdidi altındadır. Bunun nedenlerinden biri, nüfus yüksekliği ve

 

tarıma elverişli alanların darlığı gibi yapısal kosullar, biri de, ülkenin yirmi yıl süreyle yapay olarak ikiye bölünmüş

 

olması ve

 

1965 - 1975 yılları arasındaki savaşın verdiği büyük zararlardır: A.B.D. bombardımanları ülkenin üretim gücünün

 

% 70 ‘ ini yok etmiştir.

 

 

 

Öte yandan, iki Vietnam’ in birleştirilmesi, ayrı oldukları zamandakinden çok daha ağir sorunlar ortaya cıkarmıştır:

 

Kuzey Vietnamlı yöneticiler Saygon’ u ele gecirdikten hemen sonra, kısa süre icinde Güney’ in büyük ölcüde dagılmış ve

 

anarşiye sürüklenmiş iktisadını ve toplumunu yeni baştan örgütlemek zorunda kaldılar.

 

Ülkede bütün yönetim düzeni karmakarışık olmuştu: Devletin ve işletmelerin yönetici kadrolarının tümü ya yurt dışına kacmışlardı ya da yeni yetkililere güven vermedikleri icin yerlerine yenilerinin bulunması gerekiyordu.

 

Gerci GDH’ nin daha önce kendi denetimindeki kesimlerde oluşturduğu sağlam yapıların yardımı oluyordu ama, Thieu

 

rejiminin topladığı dev savaş gücünün ( bir milyonu aşkın asker ) yansızlastırılması ve kamu düzenin sağlanması

 

gerektiginden, savaşı kazanmak icin oluşturulmuş ürkütücü askeri yapıların bir bölümünü bile sivil amaclarla kullanmak

 

olanaksızlaşıyordu.

 

 

 

Güneydeki pirinc tarlalarının ve büyük tarım isletmelerinin yarıdan coğu, 1975 ‘ te boşaltılmış durumdaydı, kırsal kesim

 

halkının oranı 1965 ‘ ten 1975’ e kadar % 80’ den % 50’ ye inmiş, bu nüfus azalması tarım kesiminde üretimi olumsuz

 

yönde etkilemişti.

 

 

 

Hemen hicbir şey üretmeyen dev kentlerde ( özellikle Saygon ) oturanlar, A.B.D. yardımlarıyla ...... gibi yaşamış ya da

 

A.B.D. askerlerinin varlığına bağlı her cesit yasadışı islerle gecinmeye alışmışlardı.

 

Bu nedenle yetkililer, kentleri boşaltarak halkı yeniden kırsal kesime yöneltmeyi, tarım alanındaki etkinlikleri

 

canlandırmayı tasarladılar ( tasarının hazırlanmasında baslıca etmen, besin bakımından durumu zaten parlak

 

olmayan Kuzey’ i de sarsabilecek korkunc kitliklarin patlak vermesinden korkulması oldu ) .

 

 

 

A.B.D. yardımlarının apansızın kesilmesinin yanı sıra, S.S.C.B. ve Cin yardımlarının da büyük ölcüde azalması,

 

iktisadı gelistirmek ve ülkenin iki kesimi arasında uyum sağlamak icin gerekli yatırımların yapılmasını daha da güclestirdi.

 

 

 

Hükümetin 1976 – 1980 dönemi için hazırladığı beş yıllık plan defleri ülkenin iki kesimi icin ayrı ayrı saptandı :

 

Kuzey’ de daha 1954’ te başlatılmış ve artık yerleşmiş olan sosyalist kalkınma girişiminin

 

 

 

( kırsal kesimde, kolektiflestirme, sanayi kesiminin devletleştirilmesi ) sürdürülmesi öngörüldü, Güney’ de,

 

iktisadı yapının yavaş yavaş ama köklü bir bicimde değiştirilerek cöküntünün engellenmesi, ayno zamanda da

 

Kuzey’ de gecerli olan iktisado hedeflere uyarlanmaso tasarlando.

 

Ilk aşamada büyük şirketler, bankalar, malo kuruluşlar ulusallaştırıldı, sonra para birimi değiştirilerek

 

yeni dong benimsendi...vietnamgeldyq6.jpg....Bu arada yetkililer,

 

kişisel servetleri sıkı bir denetim altına alarak, büyük mülk sahiplerinin topraklarına ve en büyük ticaret kuruluşlarına el

 

koydular, kücük tüccarlara ve zanaatcılaraysa pek dokunulmadı.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bütün bu önlemler, özellikle üst sınıftan kalabalık bir Vietnamlı toplulugun, yabancı ülkelere göc etmesine yol actı

 

( bu göcü yetkililer de el altından özendiriyorlardı ) .

 

Hükümetin aşağı yukarı zorunlu kıldığı bir başka göc hareketiyle de, 1978 – 1979’ da sayıları bir milyonu aşkın,

 

coğu Saygon’ da oturan ve ticaretle uğraşan Cin kökenli Hoa, yurt dışına cıktı.

 

Köylerde bazı elverişli koşullar, kolektifleştirme sürecini belli bir ölcüde kolaylaştırıldı :

 

 

 

Her şeyden önce, Thieu rejiminin son yıllarında kırsal kesimin büyük bölümü kendi haline bırakılmış olduğundan, yeni

 

hükümet yeni kurulan tarım kooperatiflerine el değmemiş geniş topraklar vermekte güclük cekmedi.

 

 

 

Ayrıca, nüfusun büyük ölcüde kentleşmiş olmasından dolayı, Güney Vietnam köylülerinde “ mülkiyet duygusu “ zaten son

derece zayıflamıştı:

 

Yıllardır savaş yüzünden tarlalarına ancak zaman zaman uğrayabilen, sürekli olarak ic göce, bir yerden öbürüne

 

sürülmeye alışmış halk, yeni ortak mükiyet iliıkilerini pek direnmeden benimsedi.

 

 

 

Günümüzde tarım kesiminde, birleşmenin iyi sonucları alınmaya başlanmış, pirinc tarimi ( pirinc başlıca üründür, tarıma

 

elverişli alanların % 90 ‚ ını kaplar ) 1975 ve 1976 da savaştan önceki en yüksek düzeyine ulaşmıştır.

 

 

 

1977 ve 1978 deki kuraklık, 1980 de Kuzey deki su baskınları büyük zararlar vermiş, ama yeni ve daha verimli pirinc

 

türlerinin ekilmeye başlanması ve daha önce boşaltılmış alanların yeniden tarıma acılmasıyla, bu zarar karşılanmıştır.

 

Bütün bunlara karşın, Vietnam’ in kendisine gerekli besin maddelerini üretebildiği söylenemez :

 

Harcanan bütün cabalara karşın, mısır, manyoka ve patates ürünü henüz cok azdır, aşağı yukarı yalınızca domuz la

 

beslenen ülkede, et gereksinimi de karşılanamamaktadır.

 

Bu yüzden beş yıllık planda, tarım alanındaki yatırımlara toplanım % 30’ u ( 1954’ ten bu yana bir komünist hükümetin

 

yaptığı en büyük tarım yatırımı ) ayrılmıştır.

 

 

 

Ülkenin kendine yeterli miktarda besin maddelerini üretebilme gereksinmesi, ayrıca dış yardımların kısıtlanmasıyla

 

sermayenin azalması, sanayinin gelişmesini büyük ölcüde engellemiş, özellikle ağır sanayı alanındaki atılımlar, gecmişte

 

Kuzey Vietnam’ da yapılanlara oranla cok sınırlı tutulmuştur.

 

 

 

Parasal olanaklarını genişletebilmek amacıyla yabancı şirketlere acık bir siyaset izlemeye başlayan hükümet ( Batılı

 

şirketlere bile son derece olumlu davranmaktadır ), en büyük uluslararası parasal kuruluslara

 

( Dünya Bankası, IMF, Asya Kalkınma Bankası ) katılmayı kararlaştırmış, Thieu rejiminin dış borclarını üstlenmiştir

 

( bu sayede, 1977 – 1978 ‘ de Isvec, Fransa ve Japonya gibi ülkelerin para yardımlarıyla önemli tasarıların yürürlüğe

 

konmasına olanak bulunmuştur ).

 

Ayrıca, S.S.C.B. ve Doğu Avrupa ülkeleri, yardımlarına yeniden başlamışlardır.

 

 

 

Ama ülkenin sanayı temli hala cok gücsüzdür ve daha cok Kuzey’ de toplanmıştır:

 

En büyük yeraltı gelir kaynakları ( kömür, cinko, kalay, demir, fosfatlar ve yakın zamanlarda bulunmuş olan petrol ) ,

 

 

demir – celik, makine ( demiryolu ve gemi yapımı ) , kimya fabrikaları bütün Vietnam’ ın en büyük sanayı tesisi olan

 

cimento fabrikası. Güney’ deyse son yıllarda kabul edilmiş tasarıların gercekleştirilmesi beklenmekte

 

( özellikle tarım ürünlerini işleyecek fabrikalar ve balık işleme tesisleri ), dokuma sanayısı de günden güne gelişmektedir.

 

 

 

Ödemeler dengesindeki korkunc acık da kalkınmayı engelleyen etmenlerden biridir:

 

Gercekten, tarım üretiminin yetersizliğinden dolayı ülkenin dışarıya satacak hicbir malı yoktur, buna karşılık,

 

bircok besin maddesinin yanı sıra, aşağı yukarı bütün sanayi tükentim maddelerini de dış ülkelerden satın almaşı,

 

ödemeler dengesi acığını günden güne artırmaktadır. Ic ulaşım da ciddi bir sorundur :

 

On yıl süren savaş sırasında, aşağı yukarı bütünüyle yok olan yolların yeniden yapılması ya da büyük ölcüde onarılması

 

gerekmetedir.

 

Yeni hükümetin öncelik tanıdığı sorunlardan biri, özellikle Güney’ de ve orta kesimde, yani en cok zarar gördükleri

 

yerlerde, yolların onarılmasıdır.

 

 

 

 

Büyük Coğrafya Ansiklopedisi’ nden Alıntılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.