Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Behçet Aysan Şiirleri


wherthus

Önerilen İletiler

Anış

 

yıkık manastırın orda

kalbim ki,

o da

yıkıktı.

bir keşiş bıçağıyla dağlanmış

çiçek bozuğu,

çopur -

bir hayat

acıtıyordu beni

sevgilim.

her şeyin

hüzne vurduğu yerde

bütün saatlerin,

kuzguni bir denizi

çoğaltarak

hayat

acıtıyordu beni.

bense geçirdim

karamuklarla, karabasanların

arasından

geçirdim

hiçbir

im

bırakmadan geriye

bana en sırlı gelen

acının o en sırlı noktasından.

 

bin dokuz yüz yetmiş beş'in

ekiminde

yıkık

manastırın orda

kalbim ki, o da.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

için prelüdler -1

 

İstsyon önünde bir top ağaç

 

ağacın

gölgesinde

 

ben

 

ve uzanıp giden

sapsarı bir tül

 

bozkır

 

ve bir türkü

 

"daha senden gayrı aşık mı yoktur

nedir bu telaşın vay deli gönül"

 

ve bir tren

 

ne bir düdük çalar

ne el eder

 

kar yüklü yağmur yüklü

 

kalbim gibi

keder yüklü

 

bir tren

 

durmaksızın geçer

 

o böyle bir akşam böyle bir trene

bineceğini düşler

 

ben

böyle bir akşam böyle bir trenden

ineceğimi

 

avunuruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aşk için prelüdler -2

 

sevdalar vardır

derin kuyularda

eski sarnıçlarda

yaşar

 

gün görmüş

acılar bilmişir

 

direnir

 

kim bilir kaç işgal geçirmiştir

 

yurdum gibi

 

Aşk için prelüdler -3

 

sen yanıma gelince

yıldızlar

 

koğuşur karanlığa

 

güvercinler

ayaklanır

 

rüzgar rüzgarla konuşur

 

büyülü bir gülüş olur zaman

 

savrulur

yanık ekinlerin tınazına.

 

Aşk için prelüdler -4

 

sen yanıma gelince

bahar

 

dallarını kuşanır

 

zümrütten bir

zümrüdüanka

 

kanat vurur içimde

 

solar kanla işlenmiş

 

narçiceği

kanaviçe

 

sen yanıma gelince

 

ve nakkaşlar

 

yüreğimin

nakkaşları

 

yorulup

 

uzun bir uykuya dalar

sen yanıma gelince.

 

Aşk için prelüdler -5

 

sen yanıma gelince

 

gelin

gibi bir gelincik

 

süslenir

 

sulardan aynalarda

 

yel değirmenleri

öğütür ne varsa

 

kederi

 

ve belki

 

bir milyon

itiridye avcısı

inciler

çıkarır

 

sütbeyaz

bir sevdanın

 

diplerinde.

 

Aşk için prelüdler -7

 

süngüler aşkı yasaklayamaz

 

uzansam tutabilirim ellerini

süngüler

 

düşleri

yasaklayamaz

 

bir dahaki duruşmada

 

giy

gelinliğini

 

düşlerde olsun

 

ilk

gecemiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aşkın da köle çağı vardır

 

yükledim mor sümbüller gibi gemilerime hüzünlerimi

eskittim yıldızları çolpan aramaktan.

-günahtan

bordaları kuzguni siyahtan

çekilmiş çileden yelkenin ilmeği

ibrişim ibrişim

gümüş zülfü örülü

gemilerim.-

 

dolaştım tam yedi iklim

beş deniz

üç zaman

 

peşim sıra

bir imparatorluk kalabalığı yalnızlıkta

demirleyip

sığındımsa da boşuna

kurtulmak için acıdan

büyük aşkların koruganına.

-kilitledim kapıları

çözdüm palamarları

ve bir gün o limanda.-

 

gördüm bir sıcak öpüşün

kiliminden dokunanı

utandım

bağrımda eskiden

çini mürekkepli dövmelerimden

küreledim sevda tavında alazlaşanı

yoksulluğun kavında yanan

bir hallacın yere düşen terinden

ve anladım ki her şey

sevmekle başlar insanı.

 

Yaktım gemilerimi.

 

1978

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ay ışığı cinayeti

 

sokak fenerine asmış kendini

ay ışığının

biri

şehrin

ortasında

 

ölmemiş

hala dipdiri.

 

bir tek yıldız yokken

gökyüzünün hurcunda

 

turuncu bir ay

yalnızca

 

çıplak soyunmuş

bütün örtülerini.

 

niye yaptın ay

ay ışığı

 

sızmıştı bir saat önce

gözlerimle gördüm

yanında

şarap testisi

ve bütün şarkıları

 

bir türlü

söyleyemediği.

 

asmış kendini.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Beyaz bir gemidir ölüm

 

sen bu şiiri okurken

ben belki başka bir şehirde olurum

 

kötü geçen bir güzü

ve umutsuz bir aşkı anlatan

 

rüzgarla savrulan

kağıt parçalarına

yazılmış

 

dağıtılmamış

bildiriler gibi

 

uzun bir yolculuğa hazırlanan

yalnız bir yolculuğa.

 

çünkü beyaz bir gemidir ölüm

 

siyah denizlerin hep

çağırdığı

 

batık bir gemi

 

sönmüş yıldızlar gibidir

 

yitik adreslere benzer

ölüm

 

yanık otlar gibi.

 

Sen bu şiiri okurken

ben belki başka bir şehirde

ölürüm.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir bahar dalıyla

 

Çocuğum da büyüyor benim gibi

Bir bahar dalıyla öpüşerek ilk

Ayrılığın burcunda

Ve acının kundağında

o.

(yelesi gümüşten

sevdası sütbeyaz

terkisinde ölüm)

 

çocuğum da büyüyor benim gibi

koca bir oyuncakçı dükkanı

sanarak dünyayı

ve masaldaki kafdağında

o.

 

(yelesi gümüşten

sevdası sütbeyaz

terkisinde ölüm)

 

çocuğum da büyüyor benim gibi

nişangahlarla nişanlanıp

tadarak barutu

ve dalyanların ağında

o.

 

(yelesi gümüşten

sevdası sütbeyaz

terkisinde ölüm)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir eflatun menekşe

 

sevdalı bir menekşe

tanırdım

eflatun

özgürlükte açan.

 

başkasının sevinci

onun da sevinciydi

 

inci kolyelerle

süslü

boynuna hiç

ölüm yakışmazdı ki.

 

geceleyin, kuş uçar

uyanır

menekşe

sanki kapısı çalan

onunki.

 

sevdalı menekşem

hercai eflatunum

 

üzgünüm

 

seni ben

soldurdum

 

seni ben öldürdüm

 

bir saksı yaparak

yaşadıklarımızdan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu aşk, bu şehir, bu keder

 

1.

hoşça kal ayak izim

serseri sokaklarda

 

hoşça kal

 

kendine bir başka

gökyüzü büyüten

 

kardeşim

 

gece feneri

 

hoşça kal çaldığım

 

ıslık

 

söylediğim türkü

doludizgin karlarda.

 

hoşça kal

 

annemin

yüzü

 

hep beyaz yaşmaklı

 

sırrı dökülmüş bir yalnız

aynada.

 

hoşça kal

dolunayın

altında

 

ıhlamur ağaçlarına

 

kazıdığım

şey

 

hoşça kal uzaklarda yanan

anızların parıltısı hoşça kal.

 

2.

bir gün gelecek bu gün de

bir anı olacak nasılsa

 

oturduğumuz bu masa

bu kum saati, bu rüzgar, bu eski

komidin

 

bu kırık

sandalye

 

bu kelepir yürek

bu aşk

nasılsa.

 

3.

hoşça kal ayak izim

serseri sokaklarda

 

hoşça kal

 

yarım kalmış

duvar yazıları

 

hoşça kal

 

bir gün gelecek

akacak yer altı suları

 

hoşça kal

 

yakut, bezirgan, gön

 

hoşça kal eski zaman aktarları

 

gidiyorum

 

bu şehri bu yağmuru

bu düşleri

 

bu aşkı bu kavgayı bu kederi

 

size bırakarak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dışarda kar

 

kar yağıyor dışarda

sokak lambasına düşüyor

ve serçeler

üşüyor

 

kenarları hafifçe yanmış

sayfalarına kan

sıçramış

bir kitapta

nazım hikmet

okuyorum.

 

dışarda kar yağıyor

ve dağ lokantasına

gidiyor

zengin

kasabalılar.

 

kar yağıyor dışarda

mektubun yeni gelmiş

istanbul

kokuyor.

 

dışarda kar yağıyor

seni seviyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İpekten gece, gitme kal, leylaklar

 

İpince ipekten gece

hışırdasa yırtılır gibi

çalıyor sessizliğin kampanası

dışarda, afiş asıyor çocuklar

uzaktan silah sesleri geliyor

kal diyor, bir kadın sesi -

gitme kal,

ve patlamaya hazırlanıyor

leylaklar...

 

kalbim de.

 

1979

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karasevda

 

ak bir yaban güvercini

gibiydin aşk

vişnelere

bulaştın kirlendi beyazın.

 

takılamayan

telli duvak

 

verilemeyen mendil

 

düşlerde

kaldın.

 

al üstüne mor giymiş

körkuyularda

körkuyularda

 

sevdadan delirmiş.

 

ah yüzüne bütün kapılar

kapanmış senin

ıtır

ve yasemin kokulu günah.

 

çıkılamayan yıldız

gidilemeyen iklim

 

kimbilir hangi limanda

hangi gemiye

yüklenmiş.

 

al üstüne mor giymiş

körkuyularda

körkuyularda

 

sevdadan delirmiş.

 

düşlerde

kaldın.

 

 

 

Kül harmanı

 

İndirdi kepengini üstümüze

Kara böğürtlen bir geçe

 

Ne yapsam

Pirinç şamdan taşısam

 

Geçirdi hevengini yağlı urgan

Boynumuzda bir kiraz dalı

 

Ne yapsam

Çatal dirgen kullansam

 

Bindirdi dengini bir katara

Balrengi kömür gibi acıdan

 

Açlık gözyaşı kan

Bindallı fistanı gül

İşliği mavi çelik tül

Savrulsa külleri harman

 

Yaralı ve yayan yürümektir yaşam

 

Ne yapsam ne yapsam

Bir çatal dirgen bir pirinç şamdan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Küllenen

 

karlı ve tipili

bir gece yarısı

 

bir eski dost

çaldı kapımı

 

 

 

Semender

 

kurtarılmış bir kalptir taşıdığın

senin, ne bakırdan bükülmüş

ne de geçirilmiş bir değirmenden

kimselere benzemeyen.

 

krtarılmış bir aşk yaşıyorsun

sen, ne paranın kiri sinmiş

üstüne, ne de yalan safran gibi

almış rengini onun.

 

hiç kimsede olmayan bir aşk

 

alevlerle

sevişen

bir semenderin

kalbi gibi

 

 

bıyıkları mavi

buz sarkıtları

 

eskimiş kaputu

yırtıklı postalı.

 

-tak tak, kimdir o

kim, ya gelmişse

gecelerin kara

yüzlü konukları.

 

-yabancı değilim

benim

sana kalbimi

getirdim

 

konacak yer arayan

ürkek bir kuş gibiyim

 

bu aldığım kapı da

paslı bir kilitse

 

unutup koştuğumuz

delikanlı aşkları

 

kırmızı bir balık

yaşamı akvaryumda

 

-içeri gir

üşümüşsün

sen bizim

türkümüzsün.

 

Dağılınca atkısından

Odaya kar parıltıları

 

-karşılaştı

-bakışlarımız

-bakışların

-parıltıları

 

gülümsedik gelincik

karanfil nakışlarda

 

gülümsedik birlikte

yürüyüp sobaya doğru

 

közü küllenen ateşe

yeniden odun attık.

 

1982

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sesler ve küller

 

orada duruyorsun, fırtınalar tanığımdır

terkedilmiş

beyaz ve nazlı,

 

yorgun bir hallacın

attığı

yünler

gibi

dokunaklı.

 

git diyorlar gidiyorsun

kal diyorlar

 

ne bir ses

ne bir şarkı.

 

ey saçlarına ak kuşlar üşüştüren

yüzünü peçesine saklamış

 

ayın altında

çam dalına asılan

 

gümüş

gölgesi

 

göle düşmüş.

 

kendine bıçaklar bileyen

devrilmiş

kağnı

gibi

yolda kalmış

sevgilim.

 

altın benekli

fundalıklarda

 

pusuya düşürülen

 

geceleyin gözleri bağlı

götürülen

karaca.

 

inilmedik ne bir deniz

çıkılmadık ne bir dağ

 

uğranmadık han

bırakmayan

 

yaralı koşma

 

sevdalı

im

 

halkım, sevgilim.

 

saz yok

mızrap yok

 

hep konmuş

hem göçebe

 

hem balık hem kuş

hem ingin hem yokuş

 

yanık otlar gibi

kavrulmuş

 

esmer ve yoksul.

 

iner şafağın alacasında

karıncalar ordusu

şehre

kenar

mahallelerden

yürüyerek

ve trenlerle.

 

su satan çocuklarıyla

kapılarında vagonların

 

çamaşırcı

kadınlarıyla

iner

şehre

sincan'dan

iner mamak'tan

 

battal gazi

destanı ve

kan kalesi

 

ve kılıcıyla alinin

 

mızraklı ilmihalle.

 

yok başka bir cehennem

yaşıyorsun işte

 

ellerine

bulaşmış

 

kara incirin sütü

ve kardeşinin

 

kanı

 

habil ile kabilin.

 

yaşıyorsun

sarışın

 

onurlu ve aşık

 

karasevdalar

içinde

aydınlık.

 

yok senin kayan bir yıldızın

 

puslu

ssekendizin

 

çolpanın

görünmüyor.

 

bu gökyüzü

 

sana

bana dar

 

telliturnam uçamaz

gelinkuşum konamaz.

 

tel örgüyle

çevrilmiş

 

onlara

mavi ve alabildiğine

geniş.

 

hasretin çırağı

gurbetin

 

kalfası

 

ve aydınlıkların

ustasısın

 

sönünce

mum

sönünce

çarağı

 

karanlıklara

çarpan

 

pervanem.

halkım

sevgilim

 

yanar

güneşte etin kehribar

 

bir üzüm

çıngılı

gibi.

 

çıkrık iner

çıkar

 

çıkrık

 

varılmaz

 

dibi görülmedik

korkuyum.

 

süngerdedir

vurgun yemiş

 

tütün

düzer

inci

gibi.

 

karabükte

duman olur

 

savrulur

 

gıslavette işçi.

 

yıllar yılı

 

bilirim

 

döne döne

yıllar yılı

 

aynı

kitabı okur

 

adı acılarbilgisi

 

adı acılarbilgisi

 

acılarbilgisi.

 

 

 

Sevmeyi unutanlar için

 

sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler

yalan her şey gibi

aşklarınız da.

 

yaşamı ölüm

diye anlatıyorlar size

yalanı gerçek diye.

 

ne leylakların

tomurundan

haberiniz var

 

ne önünüzden

kara bir tabut

gibi geçen geceden.

 

sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler

yalan aşklarınız

da.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sonlu bir ağustos şiiri

 

ey ölgün yaz

kirli bir sabahla

doğuyorsun yine üstümüze

tanıdığın bütün

-sabahların

rengiyle,

tanıdığın bütün aşkların.

Oysa, ben

Sabahın ağaran heybesine

Topladığım yıldızların

Çekiç seslerini

Sağnaklarla işliyorum.

 

Sabahın

Ağaran heybesine

Hiç bitmeyen sağnaklarla

Kalbimin çekiç seslerin.

 

Şarap gibi

 

-şair arkadaşım oktay akıncı'ya-

 

arkadaşım benim bilirim yine ayakların

deniz kabuklarındadır

ellerinse taşıyor

gökyüzünün

bütün köpüklerini.

 

bilirim, burda ben vurunca dağlara

orda sen bir dağ arayacaksın

kendine

denizin dibinde,

daralınca senin gökyüzün

daralacaktır benimkisi de.

 

kalbinin gümbürtüsü hep yanı başımda

hep yanı başında, kalbimin gümbürtüsü

 

arkadaşım benim

pıhtılaşmış

şarap

gibi.

 

 

 

Unutulmayan

 

durmadan taşırdım yanımda üç şeyi

iri çakıl tanelerini, çatlamış bir narı

bir öpüşün bıraktığı harlı lekeyi

ipekten

çalınmış

umutlarla taşırdım

ah sevgilim derdim, ölüm

ne kadar çoktu yaşadığımızda.

 

bize hep beyaz mendil

sallayan

ölüm ki,

iki kapısında

haki bir yalnızlık

dikilirdi

ve hatırlatırdı

bize, güz kuşlarının

uçup gittiği denizleri.

 

bense, yulaf kokan

dağlı ellerinde

dolaşmak gibi kolaydır

sanırdım yaşamak ve sana kansız

bir gökyüzü

getirirdim

getirebilsem ah,

-avlusunda çocukların

korkmadan oynadığı-

lalelerle

donanmış simli bir gökyüzü.

 

bir öpüşün bıraktığı harlı lekeyi

çatlamış bir narı, unutmadım.

 

 

 

Yağmur dindi

 

yağmur dindi sevgilim, küf mavisi

bir yağmur

 

dingin ruhumun

tınazını susturan ve aç çocukların

iniltilerini, bu yüreğimize yürüyen

yağmur,

gecenin yağmuru

dindi.

 

bütün bir gece

düşman pusularına, vişneliklere

ayağı çaputa sarınmışlara

kör bir kuyuya ve dinamite

inen bu yağmur

gecenin

yağmuru

söndüremedi

pırnal ateşinin soluğunu.

 

Kozalak yaktım ben de

Sessizlikte -

Ömrümün kozalaklarını

Küllere sıvanmış

Baştan başa dolaşıp

Ağrıyan ormanı.

 

yağmur dindi sevgilim bak dinle

her şey dindi, acıysa dinmemiş halde

 

 

Yazmadan edemedim

 

rüzgar bu şiiri sana götürsün

kağıttan yaptığım

o işlemeli

kayıklar

fırtınalara

dayanan.

koş rüzgar koş.

 

yazmadan edemedim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.