Misafir birce Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2009 Kar tanesine çok şaşırdılar Kar tanesinin simetrik yapısını bilgisayar programında araştıran bilim adamları sonuçlara büyülendi. Amerikalı bilimadamları, kar tanelerinin hiç biri birbirine benzemeyen simetrik yapısını bir bilgisayar programında yeniden üretti. Wisconsin ve California üniversitelerinden iki matematikçinin, bilgisayar modelinin teorisini ve işlemlerin gerçekleştirilmesini, dört yıllık bir uğraş sonunda geliştirdikleri belirtildi. Bilimadamlarından David Griffeath, modeli mümkün olan en sade hale getirdiklerini ancak yine de bir kar tanesini oluşturmanın bir gün sürdüğünü söyledi. Griffeath, ''Su, kainattaki en inanılmaz moleküldür, saf ve basit. Sadece üç küçük atom, ancak fizik ve kimyası inanılmaz'' dedi. Doğada kar taneleri, su moleküllerinin bir toz zerresi etrafında kristalleşmesi sonucu oluşuyor. Modelin, meteoroloji uzmanlarının, değişik şekillerdeki kar tanelerinin toprağa ulaşan su miktarını nasıl etkilediğini tahmin etmelerine yardımcı olabileceği bildirildi. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2009 Bu program tüm olası kar tanelerini çizebiliyor muymuş acaba? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2009 ..4 AYDA BİTTİ.? Bazı yeraltı su kaynaklarında görülen yüksek arsenik sorunu çözebilmek için 15 milyon Euroluk yatırım yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi 4 ay gibi kısa bir sürede kentin içme suyundaki arsenik oranını Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği standart değerin altına çekmeyi başardı. . . İzmir'in suyu yine arsenikli çıktı ! Izmir'in çeşitli ilçelerinde belirlenen noktalardan alınan su örneklerinden sadece Karşıyaka Örnekköy'de arsenik oranı sınır değer olan 10 mikrogramın üzerinde çıktı. Izmir Valiliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, 25 ve 26 Şubat 2009 tarihlerinde Balçova, Bayraklı, Bornova, Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe, Karşıyaka, Karabağlar, Konak, Menderes, Menemen ve Narlıdere ilçelerinin çeşitli semtlerinden su örnekleri alındı. 25 Şubat 2009 tarihindeki ölçümlerde en yüksek oran 15.5 mikrogram ile Karşıyaka Örnekköy'den alınan su örneğinde çıktı. Balçova Vali Hüseyin Öğütçen Caddesinde arsenik oranı 5, Bayraklı Hakan Uysal Caddesinde 6.2, Bornova Pınarbaşı İZSU Pompa İstasyonunda 2, Bornova İtfaiye Çeşmesinde 6.7, Buca Erdem Caddesinde 2.6, Çiğli Havaalanı Caddesinde 5.8, Gaziemir Önder Caddesi'nde 2, Güzelbahçe İstiklal Caddesinde 4.9, Karşıyaka Şemikler semtinde 6.9, Karşıyaka ilçesi Bostanlı semti Bestekar Sadi Hoşses Caddesi'nde 7.3, Karabağlar ilçesinde 2, Konak ilçesi Alsancak semti Hocazade Camisi bölgesinde 5.9, Konak Alsancak Polis Karakolu'nda 6, Konak ilçesi Hatay semtinde 2, Menderes'te 2, Yıldız Sitesinde 6, Narlıdere Mithatpaşa Caddesi'nde 4.8 mikrogram çıktı. Karşıyaka'da 26 Şubat tarihinde yapılan ölçümlerde de Karşıyaka ilçesi Örnekköy semtinin bazı sokaklarında arsenik miktarı sınır değer olan 10 mikrogramın altında çıkarken, 7402 sokaktan alınan örnekteki arnesik oranı 10.5 mikrogram olarak belirlendi. Bu program tüm olası kar tanelerini çizebiliyor muymuş acaba? Inanki bende bilemiyorum, aslin da neye inanalacagina neye inanilmamasi gerektigini ayirt artik edemez oldum.. Birseyler yaziyor lar, yaziliyor...okuyoruz gazetlerden ve bunlarin dogru olmasi gerekiyor "bence" Fakat bir kac gün sonra yada bir zaman sonra bunlarin asli olmadigini da okuyunca... Peki neden bunlari önceden bu sekil' de kesin olarak yazarlar diye düsünür oldum.. Sadece gazete sayfalarini doldurmak icin mi acaba... Saygilar 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 28 Şubat , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Şubat , 2009 Arsenikli Suyun Zararları Ben içmiyorum ya da yemeğe koymuyorum diyerek kurtulamazsınız. Çünkü bulaşığınızı yıkıyorsunuz, sebze-meyvenizi temizliyorsunuz, duş alıyorsunuz, bunlar da riski fazlasıyla artırıyor”"Hiçbir şey onu ne yok eder, ne azaltır. Suyu terbiye etmek mümkün değil. Dezenfenkte mikrop öldürür. Ancak ağır metalleri herhangi bir şekilde kaybedemezsiniz. Suda arsenik varsa vardır. Ne erir ne kaybolur” İzmir’e su sağlayan kuyularda arsenik oranının Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) belirlediği rakamların üzerinde çıkması ve 29 kuyunun bu nedenle kapatılması, İzmirliler’in kafasını karıştırdı. Arsenik bakamından zengin olan Ege Bölgesi’nde gelişmeleri biraz da endişeyle takip eden halk, “Şimdi bize ne olacak” sorusuna yanıt aramaya başladı. Halk sağlığı uzmanları, İzmirlilerin arsenikli suyun kullanımı ve tüketimi konusunda vatandaşların kafasındaki tüm sorulara açıklık getirdi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şehir sularında, 1990′ların başına kadar, litrede 50 mikrograma kadar arseniğin insan vücuduna zarar vermeyeceği yönünde görüş bildiriyordu. Ancak, özellikle sularında arsenik tehlikesi olan Bangladeş, Şili, Çin, Meksika gibi ülkelerde yapılan araştırmalar, 50 mikrogramlık arseniğin insan sağlığını büyük ölçüde tehdit ettiğini ortaya koydu. Bu miktardaki arsenikli suyun birkaç yıl boyunca sürekli alımı halinde kansere neden olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. Bu gelişmelerin ardından WHO, 1993 yılında içme suyundaki sınır değerleri 50 mikrogramdan 10 mikrograma çekti. Ancak bu kararla birlikte dünyadaki pekçok ülkenin şehir şebeke sistemi sınır değerlerin üzerinde kaldı. Sadece ABD’de şebekenin yüzde 18′i, 10 mikrogram’ın üzerindeydi. Türkiye’de de içme suyunda 50 mikrogram olan sınır değeri AB’ye uyum çerçevesinde 2006 yılında 10 mikrogram’a düşürüldü. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in iddialarının ardından İzmir’de yapılan tahliller özellikle Menemen, Karşıyaka ve Bornova bölgesine su sağlayan kuyulardan şehre verilen sulardaki arsenik oranının sınır değerlerin üstünde olduğunu ortaya koydu. Bu bölgelere verilen içme suyundaki arsenik oranının 10 ile 20 mikrogram arasında değişkenlik gösterdiği açıklandı. Arsenik miktarının bu sınır değerlerin üzerinde çıkması ise bu suları içen ve tüketen halkta “Acaba bize birşey olur mu” endişesini de beraberinde getirdi. İÇİLİRSE NE OLUR? Arsenik barındıran suyun içilmesi ya da kullanılması halinde insan sağlığına ne tür zararlar vereceği yönündeki soruları yanıtlayan Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fethi Doğan, arseniğin dünyadaki sınır değerleri ve insan sağlığına etkilerini şöyle anlatıyor: “Dünya Sağlık Örgütü, içme ve kullanma suyundaki arsenik oranını litrede 50 mikrogramdan 10 mikrograma çekti. Bir suyun litresinde 50 mikrogram arsenik varsa, bu suyun derhal kullanımının durdurulması gerekir. Halka verilmesi kesilir. 10 mikrogramın üzerine çıktıysa, belediye ve sorumlu devlet kuruluşları için alarm zilleri çalar. Bu suyun derhal en kısa sürede ıslahı gerekir. Litresinde 10 mikrogramın biraz üzerinde arsenik olan suyun tüketimi insanı anında hasta edip öldürmez. Ancak sınır değerlerin üzerindeki arsenik uzun yıllar alınmaya devam ederse kanserojen etkiye sahiptir.” NE KADAR ETKİLİ Sınır değerlerin üzerinde arsenik barındıran içme ve kullanma sularının tüketimi halinde insan sağlığına ne zararlar verilebileceği konusunda ise, Prof. Dr. Doğan şunları söylüyor: “Arsenikli suyun insana vereceği zararı konuşabilmek için ne kadar süreyle ve hangi miktarda arseniğe maruz kalındığını da bilmek gerekir. Arsenik maruziyeti sonucu cilt kanseri, sinir sisteminde duyu bozukluğu, refleks kaybı ve depresyon, dolaşım sisteminde kansızlık, kalp yetmezliği, kan kanseri ve lenf sistemi kanseri, karaciğer üzerinde siroz ve karaciğer tümörleri, anneden bebeğe geçerek doğuştan sakatlıklar, gelişmemiş bebek doğumları, akciğer kanseri, böbrek yetmezliği ve üremi, akıl hastalıkları görülebelir. Ancak ne kadar süreyle ve ne kadar miktarda arseniğe maruz kalındığı önem taşımaktadır. Eğer litresinde 10 mikrogramın biraz üzerinde arsenik bulunan bir sudan bahsediyorsak, böyle bir su hemen herkesi kanser yapmaz. 10-15 yıl boyunca devamlı kullanımı ve tüketimi halinde ancak hassas kişileri yani çocukları, yaşlılıları ve bağışıklık sistemi zayıf olanları etkiler. Ancak 50 mikrogramın üzerindeki bir arsenik hiçbir ayrım gözetmeksizin toplumun tüm bireylerini etkiler. 5-6 yıl içinde yoğun miktarda hastalıklar başgösterir.” ÇOK YÖNLÜ TEHLİKE Litresinde 10 mikrogramın biraz üzerinde arsenik olan suların dolaylı yönden tüketiminin, doğrudan tüketimden bir farkı olmadığını da kaydeden Prof. Dr. Doğan, evlerdeki kullanım konusunda ise şunları söyledi: “Öncelikle içme ve kullanma suyu ayrı değildir. Ben yemeğimde kullanmıyorum sadece temizlikte kullanıyorum diyemezsiniz. İçme ve kullanma suyunu ayrı ayrı mütalaa edemezsiniz. Kullandığınız su da hijyenik açıdan bizim için içme suyuyla eşdeğerdir. Çünkü bardağınızı, tabağınızı yıkıyorsunuz, sebzenizi meyvenizi temizliyorsunuz, duş alıp yüzünüzü yıkıyorsunuz, dişinizi fırçalıyorsunuz. ‘Ben zaten bu suyu içmiyorum’ diyerek kurtulamazsınız. Biz her iki durumda da aynı şekilde başınızın derde girdiğini düşünüyoruz. Ancak burada çok önemli bir konu var. Ne kadar süreyle ve ne kadar miktarda arsenik maruziyeti olduğu çok önemli. 10 mikrogramın biraz üzerinde arsenik bulunan suyun tüketimi, kullanılması sağlığı çok büyük tehlike yaratmaz. Ama, alarm zillerinin çalmasına neden olur. Bu su bir süreliğine tüketilebilir. Ancak en kısa sürede bu sudaki arsenik oranının 10 mikrogramın altına düşürülmesi gerekir.” YOK EDİLEBİLİR Mİ Sularında arsenik bulunan vatandaşların bunu basit yöntemlerle arıtamayacağını kaydeden Prof. Doğan, bu tür suların kaynağında iken arıtılması gerektiğini ifade ediyor. Suya sirke katmak gibi yöntemlerin arsenik için işe yaramayacağını vurgulayan Prof. Doğan, şunları söylüyor: “Arsenikli suyun içine sirke değil bal koyun isterseniz, ağır metal varsa vardır. Hiçbir şey onu ne yok eder, ne azaltır. Suyu terbiye etmek mümkün değil. Dezenfenkte mikrop öldürür. Ancak ağır metalleri herhangi bir şekilde kaybedemezsiniz. Bir suyun içinde arsenik varsa vardır. Ne erir ne kaybolur. Yani ev koşullarında bu mümkün değil. Ancak arseniği sudan arıtma konusunda mutlaka mühendislik olarak çalışmalar vardır. Onları ayrı tutuyorum.” Kuzey kuyularındaki arıtma hızlandırıldı İZSU, şehir şebekesine su sağlanan kentin kuzey bölümündeki kaynakların temizlenmesine başladı. İZSU Genel Müdürlüğü, küresel ısınma nedeniyle kimyasal parametreleri bozulan ve arsenik oranı yükselen başta Göksu olmak üzere İzmir’in kuzey bölümünde yer alan kuyular için arıtma çalışmalarını hızlandırdı. İngiliz Water Services Corparation şirketinin uzmanları, bölgede kurulacak arıtma sistemi için deneme çalışmalarına başladı. Başta Göksu Bölgesi’nde olmak üzere kapatılıp, sistem dışı bırakılan 29 kuyunun tekrar devreye alınması amacıyla, uygun arıtma sistemine ilişkin arayışlar da yoğunlaştırıldı. İZSU Genel Müdürlüğü, son dönemde yeraltı kaynaklarındaki suyun kalitesini artıracak arıtma sistemleri ile ilgili yerli ve yabancı firmalarla görüşmeye devam ediyor. Son olarak Göksu kuyularında mambran (doğal malzemeden yapılmış su bariyeri) filitrasyon yöntemi ile su arıtımı yapacak sistem için deneme çalışmalarına başlandı. Bir İngiliz firmasının uzmanları tarafından örnek bir kuyuya küçük bir arıtma ünitesi kurularak su çekildi ve arıtmaya tabi tutuldu. Arıtma işlemi sonrası elde edilen çıkış suyu numunesi, tahlil yapılmak üzere İZSU laboratuvarlarına götürüldü. İNCELEME YAPILACAK Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK), Çevre ve Orman Bakanlığı sertifikalı İZSU laboratuarlarında, arıtılmış suyun fiziksel ve kimyasal analizi yapılacak ve arıtma işleminin su kalitesine etkisi incelenecek. Yapılacak araştırmaların sonuçlarına göre, arıtma tesisi kurma çalışmalarına da yön verilecek. Kentin gelecekteki su ihtiyacının karşılanması için yer altı su kaynaklarının önemine değinen İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, kuraklık ve küresel ısınma nedeniyle kuyulardaki suyun kimyasal parametrelerinde yaşanan değişime çözüm getirecek sistemleri hayata geçirmek için çalışmaların hızla sürdüğünü açıkladı. Tunçok: İçilmese de kullanılabilir dizi2.jpgArsenik gibi toksik maddelerin vücuda verdiği zararlar konusunda uzmanlaşan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Toksikoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Yeşim Tunçok ise, arsenik bileşiklerinin ağız yoluyla 100 mikrogramdan fazla alınmasının ciddi toksik etki yarattığını ve 200 mg’ın üzerindeki sodyum arseniğin öldürücü olduğunu söyledi. Tunçok, “Litrede 10 mikrogramın üzerindeki arseniğin kanserojen olduğu kanıtlanmıştır” diyor. DERİYE İŞLEMEZ Arsenikli suyun kullanımı konusunda ise, Prof. Doğan’dan farklı bir tez ortaya koyan Prof. Tunçok, şunları söyledi: “Uzun süreli olarak arseniğe maruz kalmada ilk belirtiler deride gözlenir. Deride renk değişiklikleri ve derinin keratin dokusunda artışa bağlı kalınlaşma oluşur. Arseniğin deriden emilimi olmadığından el yıkama, banyo yapma, çamaşır yıkama sırasında kullanılan sudaki arseniğin yüksek miktarda olmasının insan sağlığına zararı yoktur.” Arseniğe bağlı kanser vakalarını da değerlendiren Prof. Tunçok arseneğin vücutta verebileceği hasarlar için yunları söylüyor: “Arseniğe bağlı olarak vücutta akciğer, mesane, böbrek ve deri kanserleri görülebilir. Arseniğe bağlı olarak gelişen kanserleri diğer etkenlere bağlı kanserlerden ayırt etmek olanaklı değildir. İçilen suda 50 mikrogramdan az bile olsa arseniğe bağlı akciğer ve mesane kanseri oluşma riskinde artış olduğu saptanmıştır. Bu nedenle içilen suda arsenik miktarının 10 mikrogramdan az olması için sınır getirilmiştir. Arsenik miktarı 10 mikrogramdan yüksek suyun içilmesi sonucu kanser gelişimi için en az 10 yıl geçmesi gereklidir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Bengladeş’te içme suyundaki arseniğe bağlı kanserden en az 200 bin kişinin öleceği tahmin edilmektedir.” Yüksek miktardaki arsenik nedeniyle meydana gelebelecek akut ve kronik (anlık ve uzun süreli) zehirlenmelerin belirti ve bulguları konusunda ise, Prof. Tunçok, şunları söyledi: “Karın ağrısı, kusma, kanlı ya da sulu ishal, ağız ve burunda kuruluk hissi, nefeste ve nefeste ve dışkıda sarımsak kokusu, bilinç bulanıklığı, koma, soluk alıp vermede güçlük, kalpte ritim bozuklukları, şok tablosu, birkaç gün içinde böbrek yetmezliği, birkaç hafta sonra saç dökülmesi, tırnaklarda çizgiler. Kronik zehirlenme bulguları ise el ve ayaklarda duyu kusuru, yanma hissi, ağrı, kas seyirmesi, denge bozukluğu, bilinç bullanıklığı, kas güçsüzlüğü, deride kaşıntılı döküntüler, renk değişiklikleri, el ve ayaklarda keratin dokusunda artışa bağlı kalınlaşma, tansiyon yüksekliği, diyabet (şeker hastalığı), el ve ayaklarda kangren’dir.” Saygılar... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 1 Mart , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 1 Mart , 2009 .. NE KADAR ETKİLİ Sınır değerlerin üzerinde arsenik barındıran içme ve kullanma sularının tüketimi halinde insan sağlığına ne zararlar verilebileceği konusunda ise, Prof. Dr. Doğan şunları söylüyor: “Arsenikli suyun insana vereceği zararı konuşabilmek için ne kadar süreyle ve hangi miktarda arseniğe maruz kalındığını da bilmek gerekir. Arsenik maruziyeti sonucu cilt kanseri, sinir sisteminde duyu bozukluğu, refleks kaybı ve depresyon, dolaşım sisteminde kansızlık, kalp yetmezliği, kan kanseri ve lenf sistemi kanseri, karaciğer üzerinde siroz ve karaciğer tümörleri, anneden bebeğe geçerek doğuştan sakatlıklar, gelişmemiş bebek doğumları, akciğer kanseri, böbrek yetmezliği ve üremi, akıl hastalıkları görülebelir. Ancak ne kadar süreyle ve ne kadar miktarda arseniğe maruz kalındığı önem taşımaktadır. Eğer litresinde 10 mikrogramın biraz üzerinde arsenik bulunan bir sudan bahsediyorsak, böyle bir su hemen herkesi kanser yapmaz. 10-15 yıl boyunca devamlı kullanımı ve tüketimi halinde ancak hassas kişileri yani çocukları, yaşlılıları ve bağışıklık sistemi zayıf olanları etkiler. Ancak 50 mikrogramın üzerindeki bir arsenik hiçbir ayrım gözetmeksizin toplumun tüm bireylerini etkiler. 5-6 yıl içinde yoğun miktarda hastalıklar başgösterir.” . . YOK EDİLEBİLİR Mİ Sularında arsenik bulunan vatandaşların bunu basit yöntemlerle arıtamayacağını kaydeden Prof. Doğan, bu tür suların kaynağında iken arıtılması gerektiğini ifade ediyor. Suya sirke katmak gibi yöntemlerin arsenik için işe yaramayacağını vurgulayan Prof. Doğan, şunları söylüyor: “Arsenikli suyun içine sirke değil bal koyun isterseniz, ağır metal varsa vardır. Hiçbir şey onu ne yok eder, ne azaltır. Suyu terbiye etmek mümkün değil. Dezenfenkte mikrop öldürür. Ancak ağır metalleri herhangi bir şekilde kaybedemezsiniz. Bir suyun içinde arsenik varsa vardır. Ne erir ne kaybolur. Yani ev koşullarında bu mümkün değil. Ancak arseniği sudan arıtma konusunda mutlaka mühendislik olarak çalışmalar vardır. Onları ayrı tutuyorum.” . . Bu degerli bilgiler icin tesekkür ederim... Adana Karataş’ta yağan yağmur ve su tahliye pompalarının yetersiz kalması nedeniyle 20 bin dönüm ekili alan sular altında kaldı Mayıs ayında hasat yapmayı düşünen üreticiler, günlerden bu yana çekilmeyen sular nedeniyle verimde yüzde 70-80 oranında düşüş olabileceğini söyledi. Verimli tarım arazilerine sahip Karataş'ta, 20 günden bu yana aralıklarla yağan yağmur, araziyi göle çevirdi. Devlet Su İşleri'nin (DSİ) yaptırdığı su tahliye pompalarının yetersiz kalmasıyla yaşanan sıkıntı büyük boyutlara ulaştı. İlçeye bağlı Yemişli başta olmak üzere Çakırören, Gölkaya, Çukurkamış, Helvacı ve Çimeli köylerindeki yaklaşık 20 bin dönüm buğday ekili alanda suyun yüksekliği yer yer 1 metreyi buldu. 20 kilometre uzunluğundaki DSİ'ye ait Satır Kanalı üzerinde, üreticilerin tarlalarına gitmek için kullandığı bir köprü de sular altında kayboldu. Bazı üreticiler kendi imkanlarıyla göle dönmüş tarlalarında su tahliyesi yapmaya çalışıyor. Ürünü zarar gören üreticiler, kara kara düşünmeye başladı. "1000 ÜRETİCİ ZARAR GÖRDÜ" Yemişli Köyü Muhtarı Mehmet Başeğmez, yağmurlarda DSİ'nin yaptırdığı su tahliye pompalarının yetersiz kaldığını, bu soruna devletin bir an önce çözüm bulması gerektiğini söyledi. 1000'e yakın üreticinin ekili alanlarının zarar gördüğünü anlatan Başeğmez, şunları söyledi: "6 su tahliye pompası 1995'de yapıldı. Bunun yapılma nedeni, arazilerin suyunu çekip, denize boşaltmasıydı. Ama bu yapıldıktan sonra daha kötü oldu. Pompalar denize giden suyun önünü tıkadı. Yağan yağmur suları birikince de tarlalarımız sular altında kaldı. Satır Kanalı 5 yıl önce uzatılarak 20 kilometreye çıkarıldı. Yaklaşık 100 bin dönüm alana hitap ediyor. Mevcut su tahliye pompalarının, bu suyu çekmesi mucize. DSİ'ye müracaat ettik ama sonuç alamadık. Elektrik kesilince de hiçbir pompa çalışmıyor. O zaman da su tahliyesi yapılamıyor. Binlerce dönüm tarladaki ürünümüz ölüyor. Ürünler 1 metre suyun altına gömüldü. 10’a yakın köy burada mağdur oldu. Bakan Veysel Eroğlu’na, valimize, DSİ yetkililerine sesleniyorum. Lütfen bu sorunumuza çözüm bulun." Yapılan yatırımların bölge şartlarına uymadığını belirten üreticilerden Gani Cıngır ise, şöyle konuştu: "Kanalın üzerine 2 yıl önce yapılan köprü, yağmur sularıyla birlikte suya gömüldü. Şimdi köprü görünmüyor. Çünkü bu köprü buranın yapısına uygun yapılmadı. DSİ su tahliyesini yapamıyor, ben kendi traktörümle tarlamdaki suyu tahliye etmeye çalışıyorum. Ekinler hep suyun içinde. Ürünü mayıs ayında hasat etmeye çalışacağız. Ürünlerde yüzde 70-80 oranında verim düşecek. Attığımız gübre boşa gitti. Kalan ekini canlandırmak için 3 kat daha fazla gübre atacağız. Buna kullanacağımız mazot parası var. Ama yine de aynı verimi alamayız. 2 yıl önce yağmur duasına çıkmıştık şimdi ise yağmur ve devletin ihmali yüzünden ürünlerimiz zarar gördü. Geçen yıllar buğdayda dönüm başına 500 kilo rekolte alırken, bu kez 100-125 kilo rekolte bekliyoruz. Bu da çiftçinin ölmesi demek." Tahsin Ülker 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 11 Mart , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Mart , 2009 SEL VE SU BASKINLARININ ZARARLARI Dünyanın hemen her bölgesinde değişik sıklıkta ve boyutta görülen sel olayları, büyük can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Aynı zamanda doğal tehlikelerin en yaygın olanıdır. Dünyada her yıl yaklaşık ortalama 75 milyon dolayında insan bundan arklı biçimde etkilenmektedir. a. Kütle Etkisi : Hızla akan su ile taşınan malzemeler çarptığı her şeyi, canlı ve cansız çevre ile kültürel çevreyi (insan, bitki, hayvan, yol, köprü, bina, fabrika, araba vb.) tamamen yada kısmen tahrip ederek yada yok ederek büyük can ve mal kaybına neden olabilir. b. Erozyon Etkisi : Yukarı havzalardan başlamak üzere, aşağı havzalara kadar, havza boyunca her yerde yeni çatlakların ve oyukların oluşması, yatak yamaçlarında çökmelere neden olduğundan, buralarda yamaç hareketleri hızlanır, büyük miktardaki toprak başka yerlere taşınır. c. Su Basması : Tarım ürünleri, taşınabilir ve taşınamayan mallar büyük zarar görür büyük can ve mal kayıpları yaşanabilir. ç. Taşıntı Etkisi : Selin verdiği en büyük zararların bir kısmı da Taşıntı baskınına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü bunlar etkili ve kalıcı zararlardır. Bunları aşağıdaki şekillerde sıralamak mümkündür. (1) Değişik yüzey malzemelerinin, bir alanı (özellikle tarım alanını) kaplaması, o alanın doğal yapısını bozar, kalitesini düşürür ve verimini azaltır. (2) Sel ve dere yataklarının taşıntıyla gittikçe tıkanması sonucu sel suları kontrolsüz hale gelir. (3) Hidroelektrik santralleri işlevlerini yerine getiremez hale geldiğinden, enerji üretiminde düşme görülebilir. (4) Taşınan ve yığılan malzemeler nedeniyle kara ve demir yollarının kapanması sonucu ulaşım aksar. (5) Su kanalları tıkanabilir, drenaj sistemlerinde tahribat olabilir. (6) Limanlar büyük zarar görebilir. (7) Çeşitli sosyo-ekonomik sorunlar ortaya çıkar. Günümüzde sel tahmini ve selden korunma konusunda önemli çalışmalar yapılmasına ve bu konuda belirli bir yol alınmış olmasına rağmen sellenme, doğal afetler arasındaki önemini korumaktadır. Sel, hala dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülkesinde, en fazla zarar veren doğal afetlerin başında gelmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, selden çok daha fazla etkilenmektedir. Bunun nedeni, sele karşı daha hassas olan taşkın ovalarının, alçak kıyı alanlarının ve vadi tabanlarının insanlar tarafından yerleşim alanı olarak seçilmesi ve bazı nedenlerle sele karşı yeterli önlemlerin alınamamasıdır. Bunda bu ülkelerdeki hızlı nüfus artışı ve gerekli teknolojiyi kullanma imkanının olmaması önemli bir etkendir. Nitekim dünyada selden dolayı meydana gelen can kayıplarının %65 i Bangladeş’te olmaktadır. Yine 1860-1960 yılları arasında Çin’de selden 5 milyon kişi yaşamını yitirmiştir. Halbuki Çin’de, sel afetlerinden korunma çalışmalarının 4000 yıllık bir geçmişi olduğu bilinmektedir. Örneğin, ABD’de 1993 ilkbahar ve yaz aylarındaki Missisipi ve Missouri nehirlerinin taşmasıyla 9 eyalet sular altında kalmıştır. Bunun sonucunda 50.000 ev hasar görmüş, 54.000 kişi taşkın bölgelerini terk etmiş, 4 milyon hektar tarım arazisi sular altında kaldığından, beklenilen ürün miktarında%17 oranında azalma olmuştur.Alçak taşkın ovaları ve nehir ağızlarındaki düz alanlar; dünyanın bir çok yerinde bu özelliğe sahip alanlar vardır. Ancak Bangladeş, Hindistan, Vietnam ve Çin’de bu tip alanlar daha geniş yer kaplamaktadır. Bangladeş’te bu tip yerler genel yüzölçümünün %20 si dolayındadır. Buralarda 120 milyon insan yaşamaktadır. Muson yağışları sonucunda görülen nehir selleri ile, tropikal fırtınalara bağlı deniz kabarmasının neden olduğu sellerde çok büyük can ve mal kayıpları yaşanmaktadır. Örneğin, gelişmekte olan bir ülke Bangladeş’te yaşanan büyük sel olaylarında meydana gelen can kayıplarını gösteren aşağıdaki tablo ürkütücü boyuttadır. Afetin Tarihi : Ölü Sayısı 28-29 Mayıs 1963 22.000 11-12 Mayıs 1965 17.000 1-2 Haziran 1965 30.000 15 Aralık 1965 10.000 13 Kasım 1970 300.000 25 Mayıs 1985 10.000 30 Nisan 1991 131.000 Ani sellerin görüldüğü küçük havzalar; bu tip havzalar, daha çok ülkemizin de içinde bulunduğu kurak ve yarı kurak bölgelerde görülür. Buralarda daha çok uygun topografya zayıf bitki örtüsü, kısa sürede çok su bırakan konvektif yağışlarla ilişkili olarak ani seller (flash floods) oluşur. Bu tip seller yerleşme birimlerinin bulunduğu dar vadilerde daha etkili olmaktadır. Bunlar ani geliştikleri için, erken uyarı şansı azalmakta, bunun için de ani seller, en öldürücü atmosfer kökenli tehlikelerin başında gelmektedir. Yeterli güvenirlikte olmayan barajların çevresindeki alanlar; böyle yerlerde sel suları kontrol altında tutulamadığından, yada mevcut barajın işlevini yerine getiremeyecek duruma gelmesinden dolayı, büyük sel afetleri yaşanmaktadır. Son yıllarda ülkemizdeki Van Gölü’ndeki su seviyesinin yükselmesi sonucu etrafında bulunan bir çok evi su basmış, bazı yapılar tahrip olmuş, demir yolu ve deniz iskelesi kullanılamaz hale gelmiştir. 13 Temmuz 1965 günü ülkemizde böyle bir alanda yer alan Senirkent/ Isparta’da yaşanan sel bununla ilişkili olarak oluşan çamur akıntısından daha önce belirtildiği gibi 74 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce konut yıkılmış, binlerce hayvan çamur altında telef olmuştur. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 SEL VE SU BASKINLARININ ZARARLARI Dünyanın hemen her bölgesinde değişik sıklıkta ve boyutta görülen sel olayları, büyük can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Aynı zamanda doğal tehlikelerin en yaygın olanıdır. Dünyada her yıl yaklaşık ortalama 75 milyon dolayında insan bundan arklı biçimde etkilenmektedir. a. Kütle Etkisi : Hızla akan su ile taşınan malzemeler çarptığı her şeyi, canlı ve cansız çevre ile kültürel çevreyi (insan, bitki, hayvan, yol, köprü, bina, fabrika, araba vb.) tamamen yada kısmen tahrip ederek yada yok ederek büyük can ve mal kaybına neden olabilir. . . Bu değerli bilgiler için teşekkür ederim.. İstanbul dünya liderlerini buluşturacak Değişik ülkelerin liderleri Dünya Su Forumu tarihinde ilk kez "su" için gerçekleştirilecek bir zirve için İstanbul’da bir araya gelecek. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, uluslar arası düzeyde suyla ilgili en önemli ve kapsamlı toplantı olan Dünya Su Forumu bu yıl 16 - 22 Mart tarihlerinde Türkiye’nin evsahipliğinde İstanbul’da yapılacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Dünya Su Forumu’nun 16 Mart Pazartesi günü düzenlenecek açılış oturumuna ve anılan Forum dolayısıyla gerçekleştirilecek Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere İstanbul’a gidecek. İstanbul’da "Farklılıkların Suda Yakınlaşması" temasıyla düzenlenecek Dünya Su Forumu’na bazı devlet ve hükümet başkanları ile ilgili Bakanların yanısıra 20 binin üzerinde katılımcı, çok sayıda yerli ve yabancı parlamenter, yaklaşık bin 500 yerli ve yabancı basın mensubu, yerel yöneticiler, iş, bilim ve akademi dünyası ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katılacak. Beşinci Dünya Su Forumu’nda, kurum tarihinde ilk kez sınırlı katılımlı bir Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi düzenleneceği belirtilen açıklamada, bunun önemli bir yenilik olduğu kaydedildi. Açıklamada, "Söz konusu Zirve’nin amacı Forum’a daha büyük görünürlük kazandırmak ve insanlığın ortak geleceğini ilgilendiren su konusuna verilen siyasi önem ve önceliği en üst düzeyde teyit etmektir" denildi. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Mart , 2009 Türkiye için korkutan senaryo Son aylarda yaşanan büyük bir iklim değişimini hakkında korkutan senaryo. Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atabay Düzenli, Türkiye'nin son aylarda büyük bir iklim değişimine uğradığını ve uğramaya devam ettiğini kaydederek, "Değişim sonucu yaşanan yağışların sürmesi halinde, önümüzdeki günlerde sel ve çığ felaketleri gündeme gelebilir" dedi. Düzenli, yaptığı açıklamada, dünya genelinde yaşanan kuraklığın sona erdiğini ve bu kez de mevsim normallerinin üzerinde yağışların gündeme geldiğini kaydetti. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün internet sitesindeki verilere göre, Türkiye'nin son aylarda büyük bir iklim değişimine uğradığını ve bu değişimin sürdüğünü kaydeden Düzenli, şöyle konuştu: "Nemlilik ve yağış, bununla beraber de sıcaklık artmış durumda. Ne var ki yağışlı günlerde sıcaklıklar düşmekte. Bu durum özellikle batı kesimlerde hissediliyor. Eğer yağışlardaki artış bu şekilde giderse, yer altı suları ve toprak yeteri kadar doyduğu için yağışı bağlayamayacak. Yağan su toprak üstünden akıp gidecek ve toprak üstünde büyük bir su hareketi meydana getirecek. Yani su taşkınları ve seller gündeme gelecek. Ayrıca, doğuda çığ felaketleri yaşanabilecek." İlk belirtiler Yaşanacak doğal felaketlerin ilk belirtilerinin görülmeye başladığını söyleyen Düzenli, " Barajlar yağışlar nedeniyle dolduğu için kapakları açılıp fazla su boşaltılmaya başlandı. Ayrıca İstanbul ve Balıkesir bölgelerinde küçük çaplı su baskınlarının olduğu haberleri gelmekte. Bunlar önümüzdeki günlerde yaşanacakların ilk belirtileri" dedi. Tüm yetkilileri ve vatandaşları gerekli önlemleri almaya çağıran Düzenli, "Bu tedbirleri, özellikle, doğal felaket riski taşıyan alanlar, çay, dere ve nehir yatakları, denizlerdeki büyük dalgaların ve gel-gitlerin görüldüğü bölgeler, çığ ve kar erimesinin olabileceği dağlar ve eteklerindeki bölgelerde almalıyız" diye konuştu. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 16 Mart , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Mart , 2009 İzmir'de barajlar doluyor Geçtiğimiz yıl yaz aylarında barajlardaki su oranının yüzde 1'lere indiği İzmir'de yağışlar yüzleri güldürdü. Barajlardaki doluluk oranları yüzde 21 ile 86 arasında değişiyor. İZMİR - Geçen yıl Mart ayında 76 milyon metreküp suyun bulunduğu Tahtalı Barajı'ndaki su miktarı, 1 yıl sonra 98 milyon metreküpe ulaştı. Yağışların artmasıyla birlikte İzmir'deki içme ve sulama barajlarındaki doluluk oranları yükseldi. DSİ verilerine göre, İzmir'deki barajların doluluk oranları yüzde 21 ile 86 arasında değişiyor. Kentin içme suyu barajlarından Balçova Barajı'ndaki su miktarı 2008 yılı Mart ayında 3 milyon metreküp iken, bu miktar iki katına çıkarak 6 milyon metreküp oldu. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 22 Mart , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 22 Mart , 2009 Meteorolojiden acil uyarı ! Meteoroloji acil koduyla uyarı geçti. Çok feci yağmur yağacak, sele dikkat dedi. İşte yağmur bekleyen iller ve 5 günlük hava tahmini; Marmara'nın güney ve doğusu, kıyı Ege, Batı Akdeniz, Batı Karadeniz'in batısı ve Denizli çevrelerinde kuvvetli yağış uyarısı yapıldı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''Meteorolojik Uyarı''ya göre, İstanbul, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Izmir, Aydın, Muğla, Manisa, Antalya, Isparta, Burdur, Bolu, Düzce, Zonguldak, Bartın, Karabük ve Denizli çevrelerinde gök gürültülü sağanak yağış bekleniyor. Gün boyu etkili olacak kuvvetli yağış nedeniyle ani sel, su baskını ve yıldırıma karşı tedbirli olunması istendi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 24 Mart , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 24 Mart , 2009 ...IZMIR BELEDIYE BAŞKANI'NDAN ISYAN!İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Sağlık, Çevre ve Orman ile İçişleri Bakanları’nın ortak düzenledikleri üçlü basın toplantısında İzmir’in suyu ve belediyeye yönelik açıklamalarına sert tepki gösterdi. İZMİR BELEDİYE BAŞKANI’NDAN İSYAN! İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Sağlık, Çevre ve Orman ile İçişleri Bakanları’nın ortak düzenledikleri üçlü basın toplantısında İzmir’in suyu ve belediyeye yönelik açıklamalarına sert tepki gösterdi. Kocaoğlu, bazı kentlerin suyundaki olumsuzluklar 4-5 kat fazla olmasına karşın İzmir’in musluklarından akan, sınır değerlerin 2-3 mikrogram üzerindeki arseniğin siyasi krize dönüştürüldüğünü söyledi. . . Hürriyet Peki simdi bu ne oluyor.. ? AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nükhet Hotar Göksel, arsenik sorununda İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin gerçekleri sakladığını savundu. AK Parti İzmir İl Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, partisinin Seferihisar ilçesindeki etkinliğine katılan Göksel, burada yaptığı konuşmada, hükümet olarak göreve geldikleri günden bugüne her şeyin başının sağlık olduğu felsefesiyle hareket ettiklerini kaydetti. İlaç fiyatlarında yüzde 80'e varan düşüş sağladıklarını ve SSK hastanelerindeki kuyrukların sona erdiğini hatırlatan Prof. Dr. Nükhet Hotar Göksel, aynı hassasiyetin yerel yönetimler tarafından gösterilmediğini dile getirerek, şöyle devam etti: ''İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimi İzmir halkının sağlığını hiçe sayarak insanlara 3 buçuk yıl boyunca zehirli su içirdi. İzmirlilerin arsenikli su içtikleri konusunda zamanında bilgilendirilmemesi büyük bir sorumsuzluk örneğidir. Arsenikli su probleminden en başta halkın haberdar edilmiş olması gerekiyor. Belediye yönetimi yetersiz kaldığı noktalarda hükümetten destek istemesi gerekirken İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimi bu anlayışla hareket etmeyip, problemi halktan saklıyor. Arsenik sorununda İzmir Büyükşehir Belediyesi gerçekleri sakladı.'' Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2009 ...Akdeniz’de tehlike çanları Bilim adamları Doğu Akdeniz sahilinde ekosistemin tamamen çöktüğünü saptadı. AKDENİZ Sualtı Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Kızılkaya, Türkiye’nin tüm Doğu Akdeniz sahilinde sualtı ekosisteminin tamamen çöktüğünü söyledi. Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi’nde bir sunum gerçekleştiren Kızılkaya ‘Doğu Akdeniz sahiline sanki bir atom bombası atılmış gibi. Su altında hiçbir tane yosun yok’ dedi. Kızılkaya şunları söyledi: Doğu Akdeniz’de çupra, sinarit, karagöz balıkları artık çok seyrek gözüküyor. Suriye sınırından Bodrum dahil kayaların üzerinde yosun yok. Suyun altında ise sadece ufak balık türleri yaşıyor. DENİZHAN GÜZEL / İZMİR Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2009 Sıcaklar naz yapıyor Nisan ayına geldik ama bahar yüzünü göstermiyor... Havalar yeniden soğuyacak. Sağanak yağmur etkili olacak. İşte bölge bölge durum; Hava sıcaklığı, ülke genelinde 3 ila 5 derece azalırken, ülkenin genelinde sağanak ve gökgürültülü sağanak şeklinde görülecek olan yağışların; Kıyı ve Güney Ege ( Izmir, Manisa, Aydın, Mugla, Afyon, Denizli ve Uşak) ile Akdeniz'de kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgar ise, genellikle güney ve güneybatı, Marmara ile zamanla ülkemizin kuzeybatı bölgelerinde kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, yağış anında kuvvetli olarak esecek. KUVVETLİ YAĞIŞ VE ÇIĞ TEHLİKESİ UYARISI Meteoroloji, sağanak ve gökgürültülü sağanak şeklinde görülecek olan yağışların; Kıyı ve Güney Ege ( Izmir, Manisa, Aydın, Mugla Afyon, Denizli ve Uşak) ile Akdeniz'de kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı (Sel, Su baskını, Taşkın, Yıldırım düşmesi vb.) ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olmalarını istedi. Uzmanlar,Doğu Anadolu'nun doğusu (Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Muş, Bitlis, Van ve Hakkari) ile Doğu Karadeniz'in iç kesimlerinin ( Gümüşhane, Bayburt ve Artvin) yüksek ve eğimli yerlerinde meydana gelebilecek muhtemel çığ tehlikesi ve kar erimelerine karşı ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması uyarısında bulundu. BÖLGE BÖLGE HAVA DURUMU Marmara: Parçalı çok bulutlu, güney ve doğusu aralıklı sağanak yağışlı geçecek. Sabah saatlerinde Kocaeli çevrelerinde sis görülecek. Ege: Çok bulutlu, bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; Kıyı Ege ( Izmir , Manisa, Aydın ve Mugla) ile öğle saatlerinden sonra Afyon, Denizli ve Uşak çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Akdeniz: Parçalı çok bulutlu, bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; Antalya ile öğle saatlerinden sonra bölge genelinde kuvvetli olması bekleniyor. İç Anadolu: Parçalı çok bulutlu, bölge geneli aralıklı sağanak yağışlı geçecek. Sabah saatlerinde bölgenin Konya çevrelerinde sis görülecek. Batı Karadeniz: Parçalı çok bulutlu, bölge geneli aralıklı sağanak yağışlı geçecek. Orta ve Doğu Karadeniz: Parçalı çok bulutlu, bölge geneli aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Doğu Karadeniz'in iç kesimlerinin ( Gümüshane, Bayburt ve Artvin) yüksek ve eğimli yerlerinde meydana gelebilecek muhtemel çığ tehlikesi ve kar erimelerine karşı tedbirli olunması gerekmektedir. Doğu Anadolu: Parçalı çok bulutlu, bölge geneli aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı, akşam saatlerinden sonra kuzeydoğusunun yüksekleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçecek. Bölgenin doğu kesimlerinin (Erzurum, Kars, Ardahan, Agri, Muş, Bitlis, Van ve Hakkari) yüksek ve eğimli yerlerinde meydana gelebilecek muhtemel çığ tehlikesi ve kar erimelerine karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir. Güneydoğu Anadolu: Parçalı çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra bölge geneli aralıklı sağanak yağışlı geçecek. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2009 Meteoroloji'den kuvvetli yağış uyarısı Marmara Bölgesi'nde akşam saatlerinde, Marmara'nın güneyi, Batı Karadeniz'in iç kesimleri, Kuzey Ege kıyıları ile Manisa ve Kütahya çevrelerinde ise yarın, yağışların kuvvetli olması bekleniyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıda, akşam saatlerinde Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, Bursa, Balıkesir, Bilecik ile geç saatlerde Kocaeli, Yalova, Sakarya ve Istanbul çevrelerinde yağışların kuvvetli olmasının beklendiği bildirildi. Yağışların, yarın da Marmara'nın güneyi (Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Bilecik, Sakarya, Batı Karadeniz'in iç kesimleri (Bolu, Karabük, Kastamonu, Düzce) ile Kuzey Ege kıyıları, Manisa ve Kütahya çevrelerinde yağışların kuvvetli olacağı öngörülen uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel, su baskını ve yıldırım gibi olaylara karşı tedbirli olmaları istendi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2009 Yağışlar Ş.Urfa'da üretimi artırdı Şanlıurfa Tarım İl Müdürü Abdullah Keskin, bölgenin önemli bölümünde etkili olan yağışların arpa, buğday ve kırmızı mercimek ekili alanlarda rekolte ve ürün kalitesine olumlu yansıyacağını söyledi. Geçen yıl Türkiye'de yaşanan kuraklığın özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesini etkilediğini ve ciddi verim kayıplarının ortaya çıktığını hatırlattı. Geçen yıl buğday rekoltesinin 1 milyon 350 bin ton olarak gerçekleştiğini ifade eden Keskin, bu yıl ortalama 4 milyon dekar ekili alandan 1 milyon 700 bin ton buğday rekoltesinin beklendiğini kaydetti. Arpa ekim alanlarının da geçen yıla göre arttığını ve 2,5 milyon dekara ulaştığını ifade eden Keskin, şöyle devam etti: ''Bölgenin önemli bir bölümünde etkili olan yağışlar arpa, buğday ve kırmızı mercimek ekili alanlarda rekolte ve ürün kalitesine olumlu yansıyacak. Bu yıl kırmızı mercimeğin ekim alanı tohum bulmada yaşanan sıkıntılar nedeniyle geriledi. Ancak 600 bin dekar alanda üretimi yapılacak mercimekte de birim alanda yüksek rekoltenin elde edileceğini düşünüyoruz. Üreticiler açısından bereketli bir yıl olacağı düşüncesindeyim.'' Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2009 DİKKAT yağış geliyor ! Şemsiyesiz dışarı ÇIKMAYIN ! Yapılan son değerlendirmelere göre; Ülkemizin büyük bir bölümünde sağanak ve gökgürültülü sağanak şeklinde görülecek olan yağışların, İç Anadolu'nun kuzeybatısı ( Eskişehir, Ankara, Kırıkkale, Çankırı), İç Ege (Kütahya, Afyonkarahisar, Uşak) ile Bilecik, Bolu, Karabük ve Isparta çevrelerinde kuvvetli olması tahmin ediliyor. HAVA SICAKLIĞI :İç ve batı kesimlerde mevsim normalleri civarında, doğu bölgelerimizde mevsim normallerinin 1 ila 3 derece üzerinde seyredeceği bekleniyor. RÜZGAR :Genellikle kuzey ve kuzeydoğu, Ülkemizin güney ve doğu bölgelerinde güney ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara ve Kuzey Ege ile yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. UYARILAR KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI: Yağışların, İç Anadolu'nun kuzeybatısı ( Eskişehir, Ankara, Kırıkkale, Çankırı), İç Ege (Kütahya, Afyon karahisar, Uşak) ile Bilecik, Bolu, Karabük ve Isparta çevrelerinde kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması gerekmektedir. KUVVETLİ RÜZGAR UYARISI: Rüzgarın; Marmara bölge geneli ile Kuzey Ege'de kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli olarak esmesi beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması gerekmektedir. TOZ TAŞINIMI UYARISI: Mardin, Şanlıurfa, Batman ve Siirt çevrelerinde toz taşınımı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması gerekmektedir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2009 18 il için şiddetli yağış alarmı Tam yaza girdik derken bu kez de yağmurlu hava nefes aldırmayacak. Habere bakmadan dışarı çıkmayın... Marmara'nın Güney ve Doğusu, Kuzey Ege ve Eskişehir, Bolu, Düzce, Karabük, Zonguldak, Bartın çevrelerinde kuvvetli gök gürültülü sağanak bekleniyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''meteorolojik uyarı''da yurdun batı kesimlerinde sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek. Yağışların Marmara'nın Güney ve Doğusu (İstanbul Anadolu yakası, Çanakkale, Bursa, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bilecik, Balıkesir il merkezi ile Bandırma, Ayvalık ve Edremit ilçeleri), Kuzey Ege (İzmir, Manisa, Kütahya, Uşak) ile Eskişehir, Bolu, Düzce, Karabük, Zonguldak ve Bartın çevrelerinde kuvveli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı tedbirli olunması istendi. Bu sene yaz yok.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2009 Meteoroloji uyardı 80 derece sıcaklık olmaz Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye'de 38 derece sıcaklıkta yüzde 80 nem oranının asla görülmediğini ve 38 derece sıcaklıkta yüzde 30 nem oranında hissedilen sıcaklığın, nem sonucu en fazla 40 derece olarak hissedileceğini bildirdi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında ''Sıcaklık 80 derece hissedilecek' şeklinde yer alan haber ve bilgilerin kamuoyunda yanlış anlamalara neden olduğu için doğru bilgilendirme ihtiyacı doğduğu ifade edildi. Hava sıcaklık değerlerinin Temmuzda, ortalama değerlerin 3 - 5 derece üzerinde, ancak ekstrem değerlerin altında seyredeceği bildirilen açıklamada, nem ve sıcaklık parametrelerinin artış ve azalışlarının zıt olarak gerçekleştiği, normal atmosfer şartlarında sıcaklığın en yüksek olduğu saatte, en düşük bağıl nem değerinin, bağıl nemin en yüksek olduğu saatte ise en düşük sıcaklık değerinin ölçüldüğü anlatıldı. Açıklamada, ''Türkiye'de 38 derece sıcaklıkta yüzde 80 nem oranı asla görülmez, 38 derece sıcaklıkta yüzde 30 nem oranında hissedilen sıcaklık nem sonucu en fazla 40 derece olarak hissedilecektir'' ifadelerine yer verildi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Temmuz , 2009 Aşırı sıcaklar felç riskini arttırıyor Aşırı sıcakların felç riskini artırdığı, tansiyon yükselmelerine bağlı olarak gelişen beyin kanamalarının ölüme varan sonuçlara yol açabileceği belirtildi. Denizli Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ömür Atacan Atasoy, aşırı sıcaklara karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Sıcakların özellikle nörolojik hastalıklarda belirgin bir artışa yol açtığını kaydeden Atasoy, acil servis ve polikliniklere baş ağrısı ve baş dönmesi şikayetleri ile başvuru yapanların sayısının arttığını belirtti. Sıcakların, tansiyon yükselmesine bağlı olarak beyin kanaması riskinin yanı sıra felç gibi damar tıkayıcı hastalıkların gelişme riskini de artırdığını belirten Uz. Dr. Atasoy, "Yaşlı insanlar, vücut direncinin düşük olması nedeniyle bu tür olaylardan daha çabuk etkilenebilmektedirler. Küçük çocuklar da organ gelişimini yeteri kadar tamamlayamadıkları için sıcaktan en çok etkilenenler arasında yer almaktadır" diye konuştu. Sıcakların iç organları ve beyni olumsuz etkilediğini ifade eden Atasoy, şunları söyledi: "Sıcak çarpması ile vücut ısısı 40 dereceye çıktığında, iç organlar ve beyin ısısı 50 dereceyi bulur. Vücut ısısının artmasıyla birlikte hücre içi ısısı yükselecek olursa, proteinler geri dönüşümsüz olarak çökmeye başlar. Bu durum kalıcı beyin ve organ hasarları meydana getirebileceği gibi, ölüme varan sonuçlara yol açabilir." Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2009 Karadeniz sele teslim Artvin'in Şavşat ilçesinde aşırı yağışlar ıslah çalışması yapılan Tigrat deresi üzerindeki bentlerin yıkılmasına neden oldu. Yetkililer yağış nedeniyle bentlerin yıkıldığını, şu ana kadar 1 kişinin öldüğünü 8 kişinin ise kayıp olduğunu açıkladı. Ordu'nun Perşembe ilçesinde şiddetli yağışlar sonrası oluşan heyelanda toprak altında kalan evdek i 2 kişinin cesedi çıkarıldı. Boğazcık köyü Omar Mahallesi'nde Ali Durmuşoğlu'na ait toprak altında kalan evde, Ordu Sivil Savunma Arama Kurtarma Birliği ekiplerince yürütülen çalışmalar tamamlandı. Sivil Savunma ekipleri, toprak altında kalan evden Fatma Durmuşoğlu (65) ile oğlu Kadir Durmuşoğlu'nun (40) ait cesetları çıkardı. Annesini kurtarmak için eve tekrar girmiş Heyelanda toprak altında kalan evden kurtarılan 102 yaşındaki dede Ali Durmuşoğlu, Kadir Durmuşoğlu'nun ilk heyelanda evden çıktığını fakat evden çıkamayan annesini kurtarmak için tekrar eve döndüğü esnada ikinci heyelanın meydana geldiğini ve evin tamamen toprak altında kaldığını söyledi. Vali Vekili Adem Yılmaz, ''İki insanımızı kaybettik. Şu anda bölgede 7 yaralı var. Köy yollarında sel ve heyelandan dolayı ciddi zararlar oluştu. Köy hizmetleri ekiplerimiz çalışmalarını sürdürüyor. Perşembe-Fatsa arasındaki eski yolda toprak kayması sonucu Karayolları ekipleri çalışıyor. Trafik kontrollü verilmeye çalışılıyor. Gerekli tedbirleri aldık'' diye konuştu. Samsun'da sağanak yağış Samsun'da etkili olan sağanak yağış sonucu bazı ev ve iş yerlerini su bastı. Öğle saatlerinden itibaren etkili olan sağanak yağış nedeniyle kentin bazı bölgelerinde su baskınları yaşandı. Kanalizasyon ve yağmur suyu kanallarının tıkanmasıyla özellikle alt kesimlerindeki bazı mahallelerde ev ve iş yerleri su altında kaldı. Caddelerde oluşan su birikintileri nedeniyle zaman zaman kent içi trafiğinde de aksamalar meydana geldi. Bartın'da sel Bartın Valisi Halil Işık, ''Sabahın ilk saatlerinde başlayan sağanak yağış sonucunda ilimizin pek çok noktasında yaka seli (dağların eteklerinde biriken suların oluşturduğu sel) şeklinde taşkınlar yaşanmıştır'' dedi. Vali Işık, yağışlar nedeniyle Bartın Irmağı'nın seviyesinin 18 santimetre yükseldiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: ''Meteoroloji Müdürlüğünden alınan bilgilere göre, önümüzdeki 24 saat içinde kuvvetli yağışın aralıklı devam edeceği ve 24 saatte metrekareye 100 kilogram yağış düşeceği tahmin ediliyor. Oluşabilecek lokal dolu yağışı, kuvvetli rüzgar, yıldırım, ani su ve sel baskını ile heyelan gibi olumsuz şartlara karşı ilgililerin ve vatandaşlarımızın dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir.'' Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2009 Antalya'da hava sıcaklığı 42 dereceyi buldu Antalya'da mevsim normallerinin üzerinde seyreden ve 42 dereceye ulaşan hava sıcaklığı nedeniyle bunalan vatandaşlar, sahillere akın etti. AA muhabirinin, Antalya Meteoroloji Hava Tahmin Merkezi'nden aldığı bilgiye göre, kentte hava sıcaklığı 42 dereceye, deniz suyu sıcaklığı ise 28 dereceye ulaştı. Hava sıcaklığın mevsim normallerinin 2 derece üzerinde olduğunu ifade eden yetkililer, halen yüzde 20'lerde seyreden nem oranının ise akşam saatlerinde yüzde 50'ya ulaşmasının beklendiği uyarısında bulundular. Öte yandan Antalya'da sıcak havadan bunalan yerli ve yabancı turistler de serinlemek sahillere akın etti. Bazı çocuklar da belediyelerin süs havuzlarına girerek serinlemeye çalıştı. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2009 Damlayan Suyu Küçümsemeyin Musluktan damlayan 1 damla su, yılda 3 ton kayba yol açıyor. Musluktan damlayan suyu küçümsemeyin... Önlem alınmazsa her musluktan yılda 3 ton su boşa akıyor. Geçen yıl yaşanan kuraklık düşünüldüğünde, hem israfın durdurulması hem de suyun tasarruflu kullanımına devam edilmesi önem kazanıyor. İçme suyu hayatımızda önemli bir ihtiyaç. Sudaki savurganlık ise geleceğimizi tehdit ediyor. İzmir'de geçen yıl yaşanan kuraklık özenli kullanımı öne çıkardı. İZSU Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Tülay Yılmaz, "2008 ile 2009'u mukayese etiğimizde 10 milyon 200 bin metreküp gibi oldukça artan, su tasarrufunun arttığını halkın bu konuda duyarlılığını gösteren bir rakama ulaştık" diye konuştu. Vatandaşlar da musluklarına tasarruflu uçlar taktırarak, çamaşır veya bulaşık makinelerini iyice doldurduktan sonra çalıştırarak tasarruf için bir dizi önlem aldı. Ancak suyu gereksiz kullananlar da yok değil. Dikkatsizlik de önemli kayıplara yol açıyor. Tülay Yılmaz, "1 damla su yılda 3 ton suya bedel. Bunun için evdeki rezarvuarlardan tutun, iç tesisatlardaki bütün lavabolar dahil olmak üzere buralarda muslukları kontrol etmek gerek" diyor. Yurt genelinde barajlardaki doluluk seviyesi sevindirici... Ancak geleceği düşünmekte de yarar var. Hava Isınıyor, Sıcağa Dikkat Sahil kesimlerinde sıcaklık 40 dereceyi bulacak. Önümüzdeki günlerde başta sahil kesimleri olmak üzere sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde olacak. Meteorolojiden alınan bilgiye göre, Türkiye önümüzdeki günlerde daha da sıcak olacak. Yurdun güney, iç ve batı kesimlerinde sıcaklık 3 ila 5 derece artarken sahil kesimlerinde ise 40 dereceyi bulacak. Uzmanlar, özellikle öğle saatlerinde çocuklar, yaşlılar ve kalp rahatsızlığı olanları dışarı çıkmamaları konusunda uyarıyor. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 İstanbul barajları 2008'i üçe katladı İstanbul'a su sağlayan barajlardaki su miktarı, sonyağışlarla birlikte 699 milyon 897 bin metreküp olarak ölçüldü. Geçen yılınAğustos ayında bu oran şöyleydi AA muhabirinin İSKİ verilerinden derlediği bilgiye göre,İstanbul'a su sağlayan ve 868 milyon 674 bin metreküp su biriktirme hacminesahip olan Ömerli, Darlık, Elmalı, Terkos, Alibey, Büyükçekmece, Sazlıdere,Istrancalar, Kazandere ve Pabuçdere barajlarındaki su rezervi bugün itibariyle699 milyon 897 bin metreküp seviyesine ulaştı. Geçen yıl ağustos ayında yüzde 23,45 olan doluluk oranı, buyılın ağustos ayında yüzde 80,57 olarak belirlendi. 2009 yılında en çok yağmurnisan ayında yağdı. Bu yağışlarla birlikte barajlar nisan ayında 96,89 oranındadoldu. Son 8 yılın ağustos aylarında yapılan ölçümlere göre en çokyağış yine 2009 yılında görüldü. 8 yıl içinde en az yağış 2008 yılında düştü. Son yağışlarla birlikte kentin Asya yaKasındaki barajlarındoluluk oranı yüzde 88,2, Avrupa yakasındaki barajların doluluk oranı ise yüzde75,36'ya ulaştı. Bu ay itibariyle doluluk oranı en fazla olan baraj yüzde93,4 ile Pabuçdere, en az olan baraj ise yüzde 20 ile Istrancalar oldu. Bu verilere göre, 235 milyon 370 bin metreküp su biriktirmekapasitesine sahip olan Ömerli Barajı'ndaki su hacmi 207 milyon 534 binmetreküpe, doluluk oranı yüzde 29,652'ye, 162 milyon 240 bin metreküp subiriktirme kapasitesine sahip Terkos Barajı'ndaki su hacmi 120 milyon 757 binmetreküpe, doluluk oranı da yüzde 17,254'e ulaştı. Bu yıl, barajlara toplam 712milyon 385 bin metreküp yağışdüştü. İstanbul'a su sağlayan barajlardaki mevcut su hacmi vedoluluk oranları şöyle: Su biriktirmehacmi Mevcut su hacmi Barajlar (Milyonmetreküp) (Milyon metreküp) ----------- ---------------------- ---------------- Ömerli---------------235.370 ----------------207.534 Darlık---------------107.500-------------------96.486 Elmalı-----------------9.600-----------------------6.85 Terkos --------------162.240----------------120.757 Alibey----------------- 34.140-----------------15.943 B.Çekmece---------148.940 ---------------105.843 Sazlıdere --------------88.730----------------74.196 Istrancalar--------------- 6.230-----------------1.246 Kazandere-------------17.424----------------16.264 Pabuçdere -------------58.500---------------54.778 Toplam----------------- 868.674-------------699.897 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Meteorolojiden kritik uyarı... Sağanak yağışlara dikkat! Sıcaklıklar hızla düşüyor... Yapılan son değerlendirmelere göre; Ülkemizin kuzeydoğukesimlerinde sağanak ve gökgürültülü sağanak şeklinde görülecek yağışların;Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. HAVA SICAKLIĞI :İç kesimlerde 2 ila 4 derece azalacak, diğer yerlerdeönemli bir değişiklik olmayacak. RÜZGAR :Genellikle kuzey ve kuzeydoğu, güneydoğu kesimler ile zamanlaAkdeniz kıyı kesiminde güney ve batı yönlerden hafif arasıra orta kuvvette, Marmara ve Kuzey Ege kıyıları ile yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetliolarak esecek. UYARILAR KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI: Yağışların; Giresun, Trabzon, Rize ve Hopaçevrelerinde kuvvetli olması beklendiğinden oluşabilecek olumsuz şartlara karşı ( Sel, su baskını, heyelan, yağış anında kuvvetli rüzgar vb.) ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2009 Yarın Karadeniz Bölgesi'nde büyük bir yağış yoğunluğu bekleniyormuş 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.