Misafir isimsizuye Gönderi tarihi: 23 Nisan , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Nisan , 2008 Uslu durmaz garip kekliğim, uslu durmaz; rüzgârı katıp önüne, hareket alır.. Yol bilmez, iz bilmez; bir zâlim avcının peşine takılır.. Anasının koynunu beşik yapmış; ne bilir hâyını, eşkıyâyı; bozguncuyu, batakçıyı, ne bilir.. Dilim susmaz, susmaz gayrı yolu yol değil.. İzi izden ne ararsın garip kekliğim, izimiz yürekten sor; gayrı dön gel yuvana garip kekliğim, gayrı dön gel.. Bilirim, aşmak istersin dağ bayır, devirip nicesinden büyük kayalar; köpürmek, köpürmek istersin; basıp çiğnemek, varıp yıldızlara yetmek.. Yüreğin bir akarsuyun ağzında, fitil dayanmaz bir umut körpe fidelerin.. Menzile çıktın mı gözün görmez hiçbir şeyi.. Ayağına çakır dikenler batar, boğazında sönmüş kozalar, sırtında olancasından ağır bir yük.. Yazık ki bi’tas suyun bulunmaz.. Gayrı ihânet düşer kabına, aşına; yummaca küfürler düzsem fayda etmez.. Hırçınlığıyla deli eder, tutancasından uzun bir mavzer; ölüme sebep.. Koştuğun bir kızıl yaprak, bir venüs çarığı değil; ahdım kalır bahtsız perçem, derisini değiştiren Allah’ın belâsı bir engerek; şose boylarında ziftlenir, keyif sürer.. Dön gel yuvana garip kekliğim, gayrı dön gel.. 22.04.08 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.